Beyler en yakınımızdan Birbirleri arasında dil, ırk, kültür birliği bulunmayan ve birbirleri arasında yıllarca savaşan avrupa devletleri avrupa birliği kurarak birliklerini sağlamışlardır

Peki biz ırkımız aynı dilimiz aynı kültürümüz aynı olmasına rağmen Türk devletleri arasında neden bir birlik sağlıyamıyoruz??

Güzel testip

Şimdi eleştiri zamanı

Babannesi güzeller başlıktan da anlaşıldığı gibi kullanmayı en çok sevdiğiniz lafı yazıyosunuz ağır ergenler yazmasın

Nası bi kafa adamım o bura afarozların malikanesi yanlış geldin

Babannesi güzel inci yazarları herkesin bir hayali vardır gerçekleşmesini istediği sizin hayalleriniz neler ??

gibtir lan bin rum tohumu daha kıçınızda don yok neyin kafasını yaşıyon

ilginç .d

A dan Z ye çekinmeden istediğiniz herşey beyler

Beyler biraz daha etkin fikirler ???

RTE De gürcü *

Kız arkadaşımın doğum günü yaklaşıyor ona nasıl bir hediye alabilirim tavsiyelerinizi alabilirmiyim

Kız arkadaşımın doğum günü yaklaşıyor ona nasıl bir hediye alabilirim tavsiyelerinizi söylermisiniz

Özeliniz sizde kalsın adam gibi muhabbet bile edemiyoruz
Ergen seviyesinden çıkın artık burda karı kız ana bacı cinsellik dışında sohbet dönmüyo

Kendinizi sürünün bir parçası olarak görmüyor ve farklı yaşıyorsanız doğru yoldasınız demektir. Ama bu kendi iç dünyanızın bunu kabullenmesi ve farkında olması ile alakalıdır. Farklı yaşamanın verdiği hazzı hissedebiliyorsanız, bu istediğiniz bir hayatı yaşadığınızı gösterir, yoksa siz de kurgulanmış ve önceden çizilmiş olan dediğimiz kaderinizi yaşarsınız. Hayatınızın büyük bir kısmında kendi hakimiyetiniz yoksa neden yaşadığınızın bir anlamı kalmaz. Sadece piyon olursunuz bazılarının hayatı için gönderilmiş.

Burada yazılanların da doğru olup olmadığını düşünüyorsanız ve bunun da yanlış olabileceği fikrine sahipseniz bu daha da güzel bir durum olacaktır. Çünkü benim de yaptığım şey yaptıklarınız ve yahut yapmadıklarınız üzerinden nasıl göründüğünüz ve bunların doğru olup olmadığıdır. Bu da bir başka hayata müdahale gibi düşünülebilir. Her ne olursa olsun, gördüğünüz, bildiğiniz ve yaşadığınız herşey sizin yaşamsal deneyimlerinizin birikimi ve kaabiliyetli olan mantık süzgecinden geçmelidir. Her hareketinizin sorumluluğu bu yüzden size ait olmalıdır. Şunun yüzünden, bunun yüzünden gibi cümleler kuruyorsanız hayatınızı ve karakterinizi tekrar gözden geçirin.

Ve eğer gerçekten tekrar gözden geçiriyorsanız da bir probleminiz var demektir. Çünkü benim söylediklerimi yapıyorsunuz demektir ve çabuk etkilenip şekillendirilebilecek bir yapınız var demektir. O yüzden biraz kendiniz ve çevrenizi iyi analiz ederek çözümleyin. Siz yaşadığınız hayatı sırf zorunluluktan dolayı yaşıyorsunuz olarak da yorumlanabilir. Bu da uzun vadede pgibolojik rahatsızlıklar ve mutsuzlukların temelini teşkil eder.

Kendinizi sürünün bir parçası olarak görmüyor ve farklı yaşıyorsanız doğru yoldasınız demektir. Ama bu kendi iç dünyanızın bunu kabullenmesi ve farkında olması ile alakalıdır. Farklı yaşamanın verdiği hazzı hissedebiliyorsanız, bu istediğiniz bir hayatı yaşadığınızı gösterir, yoksa siz de kurgulanmış ve önceden çizilmiş olan dediğimiz kaderinizi yaşarsınız. Hayatınızın büyük bir kısmında kendi hakimiyetiniz yoksa neden yaşadığınızın bir anlamı kalmaz. Sadece piyon olursunuz bazılarının hayatı için gönderilmiş.

Burada yazılanların da doğru olup olmadığını düşünüyorsanız ve bunun da yanlış olabileceği fikrine sahipseniz bu daha da güzel bir durum olacaktır. Çünkü benim de yaptığım şey yaptıklarınız ve yahut yapmadıklarınız üzerinden nasıl göründüğünüz ve bunların doğru olup olmadığıdır. Bu da bir başka hayata müdahale gibi düşünülebilir. Her ne olursa olsun, gördüğünüz, bildiğiniz ve yaşadığınız herşey sizin yaşamsal deneyimlerinizin birikimi ve kaabiliyetli olan mantık süzgecinden geçmelidir. Her hareketinizin sorumluluğu bu yüzden size ait olmalıdır. Şunun yüzünden, bunun yüzünden gibi cümleler kuruyorsanız hayatınızı ve karakterinizi tekrar gözden geçirin.

Ve eğer gerçekten tekrar gözden geçiriyorsanız da bir probleminiz var demektir. Çünkü benim söylediklerimi yapıyorsunuz demektir ve çabuk etkilenip şekillendirilebilecek bir yapınız var demektir. O yüzden biraz kendiniz ve çevrenizi iyi analiz ederek çözümleyin. Siz yaşadığınız hayatı sırf zorunluluktan dolayı yaşıyorsunuz olarak da yorumlanabilir. Bu da uzun vadede pgibolojik rahatsızlıklar ve mutsuzlukların temelini teşkil eder.

Görmediğimiz için bizde yazamıyoz *

Ülfü isminin anlamı ney

Aynen kardeşim sınıf gözetmeksizin

Beyler adalet herkesin eşit olduğu bir toplum değil herkesin hak ettiğini almasıdır.

Murattı-Azure Tavsiye ederim

Her 10 insandan 7'si ara sıra cep telefonunun çaldığını hissedip cebinden çıkartıyor, fakat yanlış alarm olduğunu farkedip tekrar cebine koyuyor. Peki düşündünüz mü, neden bu titreşimleri hissediyoruz?

Herhalde hepimiz şimdiye kadar birden fazla kez cep telefonumuzun titreşimini hissedip cebimizden çıkarttıktan sonra, aslında çalmadığını görüp yerine koymuşuzdur. Bu durumu yaşayan yalnızca siz değilsiniz. Hatta öyle ki bu konu hakkında kitap bile yazılmış.
Yapılan araştırmalara göre cep telefonu kullanan insanların yüzde 68'i şimdiye kadar bu hissi en az bir kez yaşamış. Hayalet arama, hayalet titreşim sendromu ya da titreşim atak (vibranxiety) olarak isimlendirilen bu durumu yaşayan insanların yüzde 87'si haftada bir, yüzde 13'ü ise günde en az bir kere benzer bir durumla karşılaşıyormuş.
Sydney Üniversitesi Pgiboloji bölüm müdürü Alex Blaszczynski bu hayalet titreşimin sebebinin aslında gerçek anlamda elektriksel aktivite olduğunu düşünüyor. Cebimizdeki telefonun uyku halinde bile gönderip aldığı sinyallerin sinir uçlarımıza deyip sahte titreşimler hissetmemizi sağlıyor olabilir diyen Blaszczynski'nin iddiası titreşimlerin aslında hayalet değil, gayet eletriksel bir olay olduğunu söylüyor.
Kaliforniya Üniversitesi profesörlerinden Larry Rosen ise aynı konuya iDisorder (iRahatsızlık) ismindeki kitapte değinmiş. Teknoloji ve teknolojik cihazları hayatımızın her anında kullanıyoruz. Sürekli olarak bu cihazlardan bir hareket beklentisi içinde olduğumuz için de pantolonumuzdaki bir sürtünme ya da bir sandalyenin yakınımızda sürüklenerek çekilmesi gibi sesleri ya da titreşimleri anında cep telefonumuzun titreşmesi olarak yorumluyoruz diyor.
Şimdiye kadar konuyla ilgili çözüm araştırması yapan tek doktor Michael Rotherg olmuş. Konunun kaynağı aslında beynimizin çalışma prensibinde yatıyor. Beyin, bulmak istediği şeyler için bir şema oluşturur. Bu sürece hipoteze dayanan arama denir. insanlar titreşimi öncelikli olarak cep telefonlarından beklediklerinden, beyinleri yanlış alarm verir. diyen Rothberg, bu pgibolojik sorunun çözümü için de çalışmalar yapmış. Zararı olmayan bu sorun için dostlarını denek olarak kullanan Rothberg üç farklı çözüm denemiş. Cep telefonunun titreşimini tamamen kapatanların yüzde 75'i hayalet titreşimlerle karşılaşmamış. Cep telefonunu taşıdığı cebi değiştirenlerin ise yüzde 63'ü sorundan kurtulmuş. Cep telefonunu değiştirenlerin ise sadece yüzde 50'si sorundan kurtulabilmiş

Aynen öyle dayı güzel tespit

Her 10 insandan 7'si ara sıra cep telefonunun çaldığını hissedip cebinden çıkartıyor, fakat yanlış alarm olduğunu farkedip tekrar cebine koyuyor. Peki düşündünüz mü, neden bu titreşimleri hissediyoruz?

Herhalde hepimiz şimdiye kadar birden fazla kez cep telefonumuzun titreşimini hissedip cebimizden çıkarttıktan sonra, aslında çalmadığını görüp yerine koymuşuzdur. Bu durumu yaşayan yalnızca siz değilsiniz. Hatta öyle ki bu konu hakkında kitap bile yazılmış.
Yapılan araştırmalara göre cep telefonu kullanan insanların yüzde 68'i şimdiye kadar bu hissi en az bir kez yaşamış. Hayalet arama, hayalet titreşim sendromu ya da titreşim atak (vibranxiety) olarak isimlendirilen bu durumu yaşayan insanların yüzde 87'si haftada bir, yüzde 13'ü ise günde en az bir kere benzer bir durumla karşılaşıyormuş.
Sydney Üniversitesi Pgiboloji bölüm müdürü Alex Blaszczynski bu hayalet titreşimin sebebinin aslında gerçek anlamda elektriksel aktivite olduğunu düşünüyor. Cebimizdeki telefonun uyku halinde bile gönderip aldığı sinyallerin sinir uçlarımıza deyip sahte titreşimler hissetmemizi sağlıyor olabilir diyen Blaszczynski'nin iddiası titreşimlerin aslında hayalet değil, gayet eletriksel bir olay olduğunu söylüyor.
Kaliforniya Üniversitesi profesörlerinden Larry Rosen ise aynı konuya iDisorder (iRahatsızlık) ismindeki kitapte değinmiş. Teknoloji ve teknolojik cihazları hayatımızın her anında kullanıyoruz. Sürekli olarak bu cihazlardan bir hareket beklentisi içinde olduğumuz için de pantolonumuzdaki bir sürtünme ya da bir sandalyenin yakınımızda sürüklenerek çekilmesi gibi sesleri ya da titreşimleri anında cep telefonumuzun titreşmesi olarak yorumluyoruz diyor.
Şimdiye kadar konuyla ilgili çözüm araştırması yapan tek doktor Michael Rotherg olmuş. Konunun kaynağı aslında beynimizin çalışma prensibinde yatıyor. Beyin, bulmak istediği şeyler için bir şema oluşturur. Bu sürece hipoteze dayanan arama denir. insanlar titreşimi öncelikli olarak cep telefonlarından beklediklerinden, beyinleri yanlış alarm verir. diyen Rothberg, bu pgibolojik sorunun çözümü için de çalışmalar yapmış. Zararı olmayan bu sorun için dostlarını denek olarak kullanan Rothberg üç farklı çözüm denemiş. Cep telefonunun titreşimini tamamen kapatanların yüzde 75'i hayalet titreşimlerle karşılaşmamış. Cep telefonunu taşıdığı cebi değiştirenlerin ise yüzde 63'ü sorundan kurtulmuş. Cep telefonunu değiştirenlerin ise sadece yüzde 50'si sorundan kurtulabilmiş.

Beyler dünya dışında hayat var mı diye araştırıyoruz fakat bana kalırsa biz yanlış değerlendirmeler yapıyoruz eğer Farklı canlı türleri bulmak için neden su yada su kalıntısı arıyoruz Su insanın ihtiyacı olan bir şey nerden biliyoruz belki bi canlı türü var ise illa su ihtiyacı çekicek diye bişey yok belki oda ihtiyacını farklı bir kaynaktan karşılıyor sizin görüşlerinizide alıyım