• 1 / 1 / 105 entry
  • 380 başlık
  • 1 trend
  • 11,219.88 incipuan

hidrolikadam yemişinci nesil normal

  • 0
    milli maçlara passolig olmadan girilir mi
    panpalarım milli maça passolig olmadan girebilir miyiz? maça gitmeyi düşünüyorum ama passolig yok. illa çıkartmam gerek mi?
    ···
  • 0
    merhaba panpalarım bir soru soracağım
    okumuş olursun
    ···
  • +7 -2
    usame bin ladin vs binali yıldırım
    bir yanda "usame bin ladin öldü geriye usame dokuzyüz doksan dokuz ladin kaldı" esprisiyle usame bin ladin,

    bir yanda "1000ali yıldırım" esprisiyle binali yıldırım.

    iyi olan kazansın.
    ···
  • +1
    nasıl web site açarım
    boş yere para saçma ortalığa. başlangıçta https://byet . host/free-hosting burdan ücretsiz hosting al. deneme yanılmalarını burada yap. site istediğin kıvama geldiğinde para harcarsın. öncesi için boşa para dağıtma.
    ···
  • +4 -1
    ülkeye interneti getiren akp
    bizim bilgilerimizi niçin koruyamıyor açıklar mısınız sayın tavasına bandığım akp fanatikleri.

    milyonlarca kişinin ev adresine ulaşmak önceden hayal iken, yeni türkiye de gerçek oldu.

    sağlık bilgilerine erişip karşı komşunun bağsuru var mı yok mu öğrenmek hayal iken, yeni türkiye de gerçek oldu.
    ···
  • +1 -4
    fenerbahçenin 4 cü yıldızı hayırlı olsun
    buna gülen mağaradan çıkmamıştır amk.
    http://www.mağara.com
    ayrıca:
    https://www.google.com.tr...B#imgrc=2iOyycpqLKuPKM%3A
    ···
  • +2 -8
    android telefonların gizli kodlari
    Diğerlerini bilmem de "IMEI Numarası: * # 06 # " bunun androidle bi alakası yok amk.
    nokia e51 imde de olurdu arkadaşın samsung e250 sinde de her telefonda olur bu amk. boş beleş konuşmayın.
    ···
  • +1
    yazaroldumpnp
    boş insan
    ···
  • +3 -2
    bu agar io oynayanlar mal
    olum adam turkey sunucusuna girip "türkler birleşin" diye nick giriyor anasını satayım. bu nasıl bir zeka ürünü allah aşkına...
    ···
  • 0
    adsense
    bu sefer kabul et ey insafsız
    ···
  • +1
    atatürk ramazanda içki içerdi
    aynı yazının devamı şöyle sayın tavasına bandığım,

    --spoiler--
    Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Hanım bu konuda şunları söylemiştir:
    “…Her Ramazanın bir günü ve ekseriyetle Kadir gecesi bana iftara gelirdi. O gün, imkan bulabilirse oruç da tutardı. iftar sofrasını tam eski tarzda isterdi. Oruçlu olduğu zaman iftara başlarken dua ederdi.”
    Atatürk’ün Ramazan ayında kız kardeşi Makbule Hanım’a; “Ramazan geliyor, annemize hatim okutmayı ihmal etme…” diye hatırlatmada bulunup, hatim okuyacak hafıza hediye edilmek üzere bir zarf içinde para verdiği bilinmektedir.
    Atatürk’ün özel hafızı Hafız Yaşar Okur, Atatürk’ün Ramazan aylarındaki davranışlarını şöyle gözlemlemiştir:
    “… Ramazanların Atam için çok büyük bir önemi vardı. Ramazan gelir gelmez ince saz heyeti Çankaya Köşkü’ne giremezdi. Kandil Geceleri de saz çaldırmazdı. Sadece beni huzurlarına çağırır, Kuran’ı Kerim’den bazı sureler okuturdu. Ben okurken gözleri bir noktaya takılır, derin bir huşu içinde dinlerdi. Ruhunun çok mütelezziz olduğu her halinden anlaşılırdı.
    Ramazanlarda bir ay müddetle Hacı Bayram-ı Veli ve Zincirlikyu camilerinde şehitlerin ruhuna Hatim-i Şerif okumamı emrederlerdi. O günlerde civar kasaba ve köylerden gelenlerle cami hıncahınç dolardı…”
    Görüldüğü gibi Atatürk Ramazan ayları boyunca bazı alışkanlıllarından da uzak durmuştur. Örneğin incesaz heyetini Çankaya’ya sokmamış, Kandil Geceleri saz çaldırmamıştır. Ayrıca Kuran-ı Kerim okumuş, çeşitli camilerde de şehitlerin ruhlarına Hatim-i Şerif’ler okutmuştur. Atatürk’ün bütün bu davranışları, onun Ramazanın anlam ve önemini idrak etmiş inanca saygılı son derece sade bir Müslüman olduğunu kanıtlamaktadır.
    Şimdi de Atatürk’ün kütüphanecisi Nuri Ulusu‘ya kulak verelim:
    “Atatürk otuz ramazan geceleri başta Saadettin Kaynak Hoca olmak üzere o devrin hafızları olan Hf. Yaşar, Hf. Zeki, Hf. Küçük Yaşar, Hf. Burhan, Hf. Hayrullah beyleri davet ederdi ki bu hafızlardan Hafız Yaşar aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Alaturka Müzük Şefi’ydi. 1930 yılında emekli oldu. Ama ölene kadar hep Atatürk’ün yanındaydı. Soyadı Kanunu çıkınca Atatürk ona ‘Okur’ soyadını vermiştir. Atatürk davet ettiği bu hafızlardan tek tek din konusunda bilgiler alırdı. Ayrıca çok üzerinde durduğu Türkçe Kuran’ı Kerim hakkında görüşlerini de sorardı.
    Yine bir Ramazan ayı gecesinde Atatürk, Dolmabahçe Sarayı’nda aceleyle beni çağırttı. Derhal makdıbına girdim. O gece sofra şefimiz ibrahim Bey izinli olduğundan, benim görevim olmadığı halde düzenimi ve intizamımı beyendiğinden olacak beni istemişler. Odaya girdiğimde, ‘Nuri oğlum hafızlar gelecek . Bu gece hafızların seslerini aksi sedasıyla daha güzel dinlemek için muayede salonundaki hususi daireye yemek masasını kurun, ama acele ha: kaç dakikada kurabilirsin?’ Pek tecrübelisi olduğum bir konu değildi. Derhal lazım gelen emirleri gerekli kişilere tebliğ ettim, herkes işe koyuldu. Hakikaten tam otuz dakika sonra herşey tamam gibiydi. Sevdiği çiçekleri de elimle tam masaya koyarken Atatürk, misafirleriyle birlikte gelmez mi? Masanın yanına geldi. Şöyle bir göz ucuyla masayı düzeni süzdü ve bana dönerek: ‘Aferi Nuri, ibrahim’i aratmamışsın, çiçekler de pek güzel…’ diye iltifatta bulundu. Zaten hep güzel şey yaptığımızda takdir ederdi. Amma bir de yanlış mı, hata mı yaptın, sadece bir bakardı ki, o bile yeterdi, içimize işlerdi.
    Salona girdiler, sandalyeleri çekip oturdular, yemeğe başladılar. Konu yine Türkçe Kuran-ı Kerim’di. Atatürk hepsiyle ayrı ayrı ilgilendi. Kuran-ı Kerim’den okuttuğu duları zevkle dinledi.”
    Nuri Ulusu’nun dediği gibi gerçekten de Atatürk özellikle DiNDE TÜRKÇELEŞTiRME ÇALIŞMALARINI başlattığı 1932 yılı Ramazan ayında sıkça tanınmış hafızlarla bir araya gelmiş, onlarla KURAN KONUŞMUŞ, KURAN OKUTUP DiNLEMiŞ, hatta bizzat KURAN OKUMUŞTUR.
    Hafız Yaşar Okur‘u dinleyelim:
    “1932′de Ramazanın ikinci günüydü. Atatürk ile Ankara’dan Dolmabahçe Sarayı’na geldik. Beni huzurlarına çağırdılar. ‘Yaşar Bey’ dediler. ‘istanbul’un mümtaz hafızlarının bir listesini istiyorum. Ama bunlar mugibiye de aşina olmalılar.”
    Bu emir üzerine Hafız Yaşar Okur, istanbul’un en tanınmış hafızlarından, Saadeetin Kaynak, Sultan Selimli Rıza, Süleymaniye Camii Baş Müezzini Kemal, Beylerbeyli Fahri, Darüttalim-i Mugibi Azasından Büyük Zeki, Muallim Nuri ve Burhan beylerin yer aldığı bir liste hazırlamıştır.
    Sonraki gelişmeleri yine Hafız Yaşar Okur’dan dinleyelim:
    “O ana kadar bunların niçin çağrılmış olduğunu ben de bilmiyordum. O gün anladım ki, tercüme ettirlmiş olan bayram tekbirlerini kendilerine meşk ettirecektir. Hafızlar ikişer ikişer oldular ve şu metin üzerine meşke başladılar. ‘Allah büyüktür…Allah büyüktür…’
    Atatürk, Cemil Said Bey‘in Kuran tercümesini getirtti. Bizlerin tercüme konusunda tek tek fikirlerini aldıktan sonra hemen hemen sabaha kadar tartıştık. Daha sonra ayağa kalkarak ceketlerinin önünü iliklediler. Kuran-ı Kerim’i ellerine alıp Fatiha Suresi’nin Türkçe tercümesini açıp halka okuyormuş gibi ağır ağır okudular. Bu haeketleriyle bizlerin halka nasıl hitap etmemiz gerektiğini göstermek istiyorlardı.
    Sonra Atatürk: ‘Sayın hafızlar, içinde bulunduğumuz bu kutsal ay içinde camilerde okuyacağınız mukabelelerin tamdıbını okuduktan sonra Türkçe olarak da cemaate açıklayacaksınız. incil’de Aramca yazılmış ama sonradan bütün dillere tercüme edilmiştir. Bir ingiliz incilini ingilizce, bir Alman incilini Almanca okur. Herkes okunan mukabelelerin manasını anlarsa dinine daha çok bağlanır” dediler.
    Sonra yanındakilere: ‘Gazetelere haber verin, yarın camilerde okunacak surelerin Türkçe tercümesi de okunacaktır’ emrini verdiler.”
    Atatürk, bu hafızlarla 1932 Ramazan ayında sıkça toplantılar yapmıştır: Camilerde Kuran okuyacak hafızlarla bizzat ilgilenmiş, hatta defalarca hafızlara Kuran’ın nasıl okunacağını göstermiştir.
    Saaddetin Kaynak anlatıyor:
    “Dolmabahçe Sarayı’nda büyük muayede salonunda saz takımı toplanmıştı. Atatürk bir imtihan ve tecrübe yapmaya hazırlanmış görünüyordu. Elinde Cemil Said’in Türkçe Kuran-ı Kerim’i vardı. Evvela Hafız Kemal’e verdi okuttu, fakat beyenmedi. ‘Ver bana, ben okuyacağım’ dedi.
    Hakikaten okudu, ama hala gözümün önündedir, askeri kumanda eder, emir verir gibi bir ahenk ve tavırla okudu.”
    Atatürk’ün Oruç Araştırmaları
    Atatürk her konuyla olduğu gibi din konusuyla da “bilimsel” gözle ilgilenmiştir. Atatürk’ün dünyadaki diğer devrimcilerden en temel farklarından biri dini “akıl dışı” diye dışlamaması ve din üzerine de kafa yormasıdır.
    Atatürk bir taraftan Ramazan aylarındaki manevi havayı solurken diğer taraftan oruç ibadetini anlamaya çalışmıştır. Okuduğu bazı kitaplarda “oruçla ilgili” bazı bölümlerin altını çizip, bazı notlar alması onun “orucu anlama” çabasının bir yansımasıdır.
    Atatürk, Leon Caeteni‘nin “islam Tarihi” adlı eserini okurken orucun anlatıldığı bazı satırların altını çizmiş, ve sayfa kenarlarına bazı özel işaretler koymuştur.
    Örneğin, Hz. muhafazid’in, nefsine hakim olamadığı için hadım olmak isteyen ibn-i Mazun’a onay vermemesi; “nefsine hakim olmak istiyorsa oruç tutmasını” söylemesi, Atatürk’ün dikkatini çekmiştir:
    “Peygamber onay göstermedi. Heveslerini yatıştırması için oruç tutmasını tavsiye etti.”
    Atatürk, önemli gördüğü bu satırın altını boydan boya çizmiştir.
    Atatürk, aynı kitapta ‘Ramazan bayrdıbının ortaya çıkışını” anlatan bölümle de ilgilenmiştir.
    “O sene (Hz) muhafazid taraftarlarına fitre zekatı vergisinin ödenmesini emretti. Bundan bir iki gün önce Müslümanlara bir konuşma yaptığı rivayet olunuyor. Ramazan ayı sonunda (Hz) muhafazid bütün ashabı ile birlikte şehirden çıkarak musallaya gitti. Salatül-iyd (bayram namazı) denilen namazı orada kıldı. Orucun bitimi bu namaz ile kutlanmış oluyordu. ilk defa olarak böyle bir adet yapılmakta idi…”
    Önemli bularak bu satırların altını çizen Atatürk, ayrıca, “ilk defa olarak böyle bir adet yapılmakta idi” cümlesinin başına iki adet “X” işareti ve “Dikkat” anlamında bir “D” harfi koymuştur.
    işte, yobazın, liboşun “dinsiz” ve “din düşmanı” diye aşağılamaya çalıştığı ATATÜRK.
    Varın siz karar verin kimin gerçekten dindar, kimin ise Allah’la aldatan yobaz olduğuna!…
    Ayrıca, önemli olan Atatürk’ün inanıp inanmadığı, az ya da çok inandığı değil bu millet için yapıp ettikleridir.
    --spoiler--
    ···
  • 0
    marrem marrem marrem
    neden sevdin beni beni diyen dayımız, marreme aşkını ilan ederken en sonda ses kalınlaştırarak içindeki marrem sevdasını istifra ediyor.
    ···
  • +3
    haavar komşular haavar sirkan içine bin kişi almış
    Yetişiiiin komşulaaar sözlüğün sahibi sirkan muallak olmuş, bin kişi almış içine..

    Elalem içine yuva kurmuş, medeniyet getirmişş.

    YETiŞiiiiN!
    ···
  • 0
    gene elde mendil
    ceza'nın 2006 da çıkardığı Yerli Plaka albümünden bir parça.

    Bilmeyen liseliler buyrun: http://www.mağara.com
    ···
  • 0
    sözlüğün en şizofrenik başlığı
    budur
    (bkz: middle earth de kızlar teklif ediyormuş)

    sakatlığın biri bin para anasını satayım
    ···
  • +1
    ahahahahh bu ne trend sevdası lan
    artık ciddiye aldığım mı var burayı, içest yuvası oldu çıktı. takma kafaya sende en iyisi. canım sıkılınca aklıma gelen en aptal cümleleri yazıp geçiyorum, deşarj oluyorum kendimce. hadi selametle.
    ···
  • +1
    istediğini yazdığın
    hiç kimsenin cevaplayıp giblemediği özgür platform lan bura. istediğin kadar saçmalarsan saçmala kimsenin umursadığı yok. onun için bunu okuyan tosun okumayanlara kosun.
    ···
  • +1 -1
    bir kere ikinin üç ettiği yollarda dörtlüler açık
    şekilde gittik, sen hayırdır la bebe
    ···
  • 0
    ahahahahh bu ne trend sevdası lan
    elalemin trend sevdası seni mi gerdi aq
    ···
  • 0
    bugün günlerden
    bugün günlerden zütteki donu koruma günü, adam olun efendi olun.
    ···
  • 0
    bu adama bayılırdım
    ufakken evdeki yabancı dizisini izlerken bu adama bayılırdım be, hey gidi hey ne günlerdi. bu adam da hiç değişmedi gibi hala aynı.

    değişik biri
    ···
  • +1
    ssd ile hdd arasında ki temel özellikler
    Klagib Hard Disk'ler içlerinde döner bir plakaya sahipler. Verileri bu döner plakaya kayıt yapar.
    Solid State Disk'ler ise içlerinde döner bir plakaya sahip değiller. içlerinde RAM'lerin üzerinde bulunan bellekler tarzında bellekler var ve veriyi buralara kayıt eder. Gelelim farklarına:
    {[InciListeHaberYap]}
    [[
    {{baslik:HDD}}
    ]]
    HDD'ler döner bir tabakaya sahip olması, bu yüzden ses çıkarması , veri yazma ve kopyalama hızının düşük oluşu (max. 150mb/sn) , darbeye dayanıksız oluşu , daha fazla ısınması , fiyatlarının ucuz olması...
    {[InciListeHaberYap]}
    [[
    {{baslik:SSD}}
    ]]
    SSD'ler içlerinde bellek modüllerini barındırır, bu yüzden 0 (sıfır) sesle çalışması , çok az ısınması , çok yüksek hızda veri kopyalama ve yazma hızı (max. 450-500mb/sn) , darbeye dayanıklı oluşu , fiyatlarının fazla oluşu...
    Tabi SSD var SSD var. Okuma ve yazma hızları klagib hard disk seviyesinde olan SSD'lerde var. Dikkat etmek lazım. Ayrıca SSD'lerde kapasite arttıkça fiyatta artar.

    Edit: HDD'ler deki dayanıksızlığın getirisi olarak bad sector sorunu vardır ki tam evlere şenlik olaylar silsilesinin başlangıcına ev sahipliği yaparlar. Sisteminiz cort eder, bilgisayarınız taş devrine geri döner.
    ···
  • 0
    beyler kontörüm 20
    http://www.mağara.com lan kontörden tl ye geçtik uyan uyan
    ···
  • +7
    az yiyen candan
    çok yiyen daldan yer taze taze.

    şöyle dalından koparıp koparıp erikleri yesek kütür kütür olmaz mıydı beee.
    ···
  • 0
    slither io hack anlatıyorum
    agar.io nun daha iyisi panpa yılan oluyosun bunda takım olma gibi şeylerde yok mis gibi
    ···
  • daha çok