+8
-1
Biraz uzun olabilir başında söyleyim sonra küfür etmeyin.
2013 ün ekim ayı. Babam rahatsızlığından dolayı tekrar fenalaşmıştı ve konya meram tıp araştırma hastanesine yoğum bakıma kaldırmıştık. 1 ay boyunca yoğun bakımda kaldı bu sürede annem ve ben yanında kalıyorduk babamın. Yoğun bakım olduğu için refakatçi kalacak yeri yoktu. Gündüzleri annem kalıyor geceleri de ben kalıyordum nöbetleşe duruyorduk babamın yanında. Bende gündüzleri üniversite öğrencisi bi arkadaşımın yanında kalıyordum. hiç unutmam ekimin son cuma günü benim arkadaş trenle memlekete dönecek saat 5 de. Sen evde kal uyu anahtarıda su saatinin oraya koyarsın evden çıkarken dedi. bende olmaz öyle şey dedim ve beraber çıktık evden. Biraz dolaştık hava serindi ve ara ara yağmur atıştıyordu. Tren saatinden önce istasyona geldik dışarı banka oturduk ve muhabbete başladık. Derken bir kız yanımızdaki banka oturdu. Bir telaş vardı üzerinde. Elindeki telefona bakıp duruyordu sürekli belliydi birisinden haber bekliyordu. Uzun süre baktığımdan dolayı yanlış anlanma korkusuyla utandım ve başımı öne eğdim. Aradan fazla bi zaman geçmemişti önümde bi gölge belirdi. Kim olduğunu merak edip başımı kaldırdım. Ela gözleri, beline kadar uzun saçları, boynunda beyaz fuları ve kırmızı ceketiyle yanımızdaki banktaki heyecanlı kız önümdeydi şu anda. Telefonunuzu kullanabilirmiyim diye sordu kısık bir sesle ben o şaşkınlıkla cevağ veremedim arkadaşım telefonu uzattı o ara buyrun kullanın istediğiniz kadar dedi. Bir kaç arama denemesinden sonra ulaşamadı istediği kişiye ve tekrar aynı banka oturdu. Yanın da büyük büyük 2 tane valiz vardı. Bu sefer biraz daha dikkatli bakma fırsatı buldum. Başını öne eğmiş ve ağlamaya başlamıştı. içim cız etti ve bi cesaretle vardım yanına neden ağladığını sordum. Çok fena bir şekilde tersledi beni bende içimden insanlığımı gibeyim yannan mı varda merak ediyon dıbına kodumun adamı elin kızından sanane dedim ve yerime oturdum. Şans ya istasyonda da kimsecikler gidip gelmiyor. Bizimki tekrardan yanımıza geldi telefon için. Bende önce bi derdini söyle belki halledebiliriz dedim. Bu sefer döküldü bizimki. Ereğliye gidecekmiş 15 lirası varmış cebinde. Treni 13 lira diye hesaplayıp 1 lirasına Alaaddin tepesinde çay içmiş 1 lirada yaşlı bir teyze dileniyormuş acımış ona vermiş. istasyona geldiğinde de bilet fiyatı 13.75 olduğunu öğrenince bizimki züt olmuş 75 kuruşun takuna kalakalmış öyle 2 koca valizle istasyonda. Sorun değil alalım dedim bileti insanlık ölmedi ya ! Dedim dedim ama benim cebte de kuruş yok dıbına koyum neye güvenerek dedim bende bilmiyorum. Hemen arkadaşımla göz göze geldik ve anladı benim durumu. O da karttan alalım hemen dedi. Bizim kız gururlu tabi olmaz öyle şey dedi anca bende ki 13 lirayı alırsanız kabul ederim dedi ve kabul edip saat 8 e aldık bileti. Arkadaşımın 5 deki trenine bim gittikten sonra başbaşa kaldık kızla. ismi esmaymış konyaya ablasıgile gelmiş ve memleketi ereğliye gidiyormuş uzun uzadıya konuştuk. Biz de adettendir yolda kalmışın karnı sorulur açsa doyurlur. Hemen dedim benim karnım aç gel bişeyler yiyelim o da ben tokum felan dedi ama ben anladım acıkmıştı garibim. Bunun valizleri yüklendim ve istasyonun karşısındaki lokantalardan birine girdik. 2 mercimek çorbası söyledik. Çorbalar gelene kadarben bir kaç arkadaştan para istedim sağolsunlar anında hesabıma yatırmışlar. Yemek paralarını da ödedikten sonra tekrar istasyona geçtik. Kanım çok ısınmıştı esmaya ilk görüşte sanki ekgib parçamı doldurmuştu. Tren saati yaklaştık sıra tekrar görebilirmiyim acaba düşüncesi başladı resmen yokluğunu hissetmeye başladım yanımdayken. O kırmız dolgun dudaklarıyla konuşurken beni adeta büyülemişti içten içe. Derken tren saati geldi ve bindirdim esmayı trene içimden geldi ve sarıldım o da bi şey demedi. Acaba yanlış anlarmı ki felan diye Numarasını istedemedim. O da vermedi zaten çünkü kendi numarası yokmuş telefon ve hattı bi arkadaşından almış. Ama sen merak etme ben seni bulacağım dedi vedalaştık ve tren acı bir aren siren çaldıktan sonra istasyondan ayrıldı. ilk defa birinin arkasından ağlayacaktım az daha. sonra hastaneye geri döndüm. Hastahaneye vardığımda babamı yoğun bakımdan çıkarıp servise koymuşlar sevincime ve keyfime değecek yoktu. Ama içimde acı bir burukluk vardı. Acaba esmayı tekrar görebilecekmiydim. Babamı taburcu ettik ve evimize döndük. Esma aklımdan çıkmıyordu hiç. Günler günleri haftalar haftaları kovaladı. Aradan 3 ay geçtikten sonra esma beni facebook tan eklemişti sevincik delisine döndüm adeta. Hemen konuşmaya başladık naptığını ereğlide mi oluğunu sordum. Aydın nazilliye tanışmışlardı. içim gene burkuldu. Karaman ile nazilli arası 600 km ydi. Tabi ben artık olmaz gözüyle bakıyorum. 1 kaç ay böyle konuştuk ve bir akşam esma beni sevdiğini söyledi. Dilim tutuldu o an, bende seni seviyorum ilk gördüğüm andan beri mecnun oldum seni arıyorum kaç zamandır nerde kaldın be güzellik hoş geldin kalbime diyemedim ve kız ağlayarak telefonu yüzüme kapattı. Hemen geri aradım ve bende senden hoşlanıyorum diyebildim sadece. Ve öylelikle başladı hikayemizin ilk 4 ayı. Bu zırtapoz beni nazilliden yönetmeye çalışıyor yok onla konuşma yok dışarı çıkma yok kız arkadışın olmasın felan. Tabi bende oyun mu oynuyoruz dedim ve olacağı yoksa bitsin deyip kapattım kızın yüzüne telefonu. 2 ay sonra beni aradı ve karamanda olduğunu söyledi. işte o zaman anladım beni gerçekten sevdiğini. Koşarak vardım yanına boynuma atladı nefesimi sıkana kadar sarıldı sımsıkı. işte aşkın güzel olduğunu nefesim kesilmeye yakın anladım. Böylelikle ciddi anlamda ilişkimiz başladı. Ayda 2 defa ben nazilliye ayda 1 defa o karamana geliyordu. Aileler tanıştı felan. Bu böyle 2 buçuk sene sürdü. Sanmayinki hayla birlikteyiz (: o beni kendinden 20 yaş büyük abi dediği insanla aldattı. Kaybeden kendi oldu herkezin kendi seçimi saygı duymak gerekir (:
Yaşamak 2 buçuk sene yazmak 45 dk okumakta size kalmış birşey saygılar (: