- 1 / 1 / 71 entry
- 74 başlık
- 3 trend
- 1,671.94 incipuan
hayat zor be usta "Hayat zor ise, madem öyle, girsin böyle."
-
0
vay anasını avradını ne kadar
Zaman geçmiş... Yıllardır girmiyordum. taka dönmüş buralar. Trendlerde #1 100 şuku almış. Sözlük kapanacak mı ne yapacak. -
0
günde 10 litre sıvı tüketimi zararlı mıdır
Yaramış zaten daha ne yarayacak. 125 kiloyum diyor. inci sözlük platformunu çökertecek az daha yerse. -
-3
doktor avukat bir de milletvekilli fıkra
Adamın biri bi kadınla evlenmiş. Ama kadın 3 evlilik yapmış zamanında. Neyse işte gerdek gecesinde adam karıyı domaltmış. işe başlayacakmış. Kadın kızoğlu kız çıkmaz mı!
Adam sormuş. Ya sen 3 kere evlenmişsin. Zarın hala sağlam. Kadın da demiş ki:
"ilk kocam doktordu. gibip gibip dikiyordu zarımı geri. ikinci kocam avukattı; o da dilini kullanıyordu. Üçüncü kocam da muhalefet partide milletvekiliydi. iktidarsızın tekiydi." -
+4 -1
yediğim kirazlardan kurt çıktıı
Öncelikle selamün aleyküm sözlük halkı..
Dün gece sahuru yedim. Daha ezanın okunmasına 1 saat vardı. Komşumuzun bahçesinden kiraz toplamıştık 10 kilo kadar. Yardım ettiğim için sağolsun 3 kilosunu bana verdi afiyet olsun dedi.
Neyse işte yıkadım güzelce. iri iri tertemiz. Ağzımın suyu akıyor. Biran önce televizyondan Samurai Jack i açıp çekirdeklerini yuta yuta yemek istiyordum kirazları.
Neyse işte yiyorum falan. izliyorum Aku ile Jack kapışıyor çok güzel. Keyfim yerinde, gıcır. Yaklaşık 750-800 gr. Dilimin ucunda birşey hareket ediyor. Lan tükürdüm çekirdek kabına. Allahım kurt fırladı ağzımdan. Canlı namussuz. Kardeşlerimi yedin huur çocuğu der gibi sürünüyor. Kanım dondu orda. Kalan kirazların içini açıp bakıyorum. 20 tane kiraz açtım. 17 sinde kurt vardı. Allahım bayılacaktım. Ağzımı yıkadım. Çamaşır suyu içtim 2 bardakta. Oturdum kirazlara bakıyorum. Telefonu elime alayım dedim. Hüseyin amca mesaj atmış ki "Oğlum kirazlar kurtl uymuş. Yeme sakın.". Telefonum sessizdeymiş. Ve şuan ölüyorum. Bear Grylls huur çocuğusun. Kurtlar gibsin seni. -
0
taptaze severek okuyabileceğinizz
http://www.incisozluk.com...B1n%C4%B1n-olmamas%C4%B1/
Taze hikaye yazdım. Desteklerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum. Tavsiyeleriniz varsa belirtirseni sevinirim. -
0
binamızın çatısında hayatın anlamının olmaması
... Ağlayan bir sesle: "Bekir abi... Kerim... "
"Kerim trafik kazasında öldü... " diyebildi...
--SON-- -
0
binamızın çatısında hayatın anlamının olmaması
Gözlerimi açtığımda gerçeğe döndüm. Yanımda eşim Sezen vardı. Günaydın sevgilim dedi. Rüyanda ağlıyordu dedi. Şaşkınlıkla etrafıma bakındım. Az bekledikten sonra hafızam yerine gelmişti. "Bu... " dedim. "Bu olamaz". Ne olamaz aşkım? diye sordu Sezen. Rüyamda en yakın arkadaşımın yaşadığı olayı görmüştüm. Evet onun başına gelen talihsiz olaydı bu. Bana anlattığının aynısı idi. Tüylerim ürpermişti, soğuk terliyordum...
Hızla onu aradım.. Neden bu kabusu ben görmüştüm. Neden onun yerinde ben var idim diye düşünerek arıyordum. 2 kere aramama rağmen açmadı telefonunu.. 3. de tiz bir ses açtı telefonu. Kerim diyebildim titrek bir sesle. Telefonu açan 2 yıllık eşi Özlem idi... -
0
binamızın çatısında hayatın anlamının olmaması
Kendi kendime hayatın anlamı yok dedim. Sizce de öyle mi dedim gülerek. Yere bakıyorlardı. Peki dedim. Yavaşça aralarından geçtim. Evime yöneldim. Güzel bi duş almak istedim. Vana kapalı idi. Gülümsedim. Uzandım banyonun ortasına. Yanağımda bir ıslaklık hissettim... -
0
binamızın çatısında hayatın anlamının olmaması
Sigaram bitmişti. Hiçbirşeyi düşünmüyordum. "6 aydır sevdiğim kız. 6 ayımı onun uğruna harcadığım kız. huur imiş vay be.. Size de helal olsun. Ben şurada 5 metre uzakta iken.. Vay be.." dedim. -
0
binamızın çatısında hayatın anlamının olmaması
Yavaşça soyunuyordu. "Ah getirdin mi moruğu?" diyordu. Beni o adam sanmıştı. Sesli bi kahkaha attım. Dehşetle sütyeniyle dururken bana döndü. "Ke-Kerim açıklayabilim." dedi. Güldüm. Boşver dedim. Geçtim çatının duvarının kenarına oturdum. Söyleyecek söz bulamıyordum. Sigara yaktım. Hayran hayran göğe bakıyordum. Hülya giyinmeye çalışıyordu hızlıca. Ve Rasim amca kapıdan girdi. Beni görmediği belliydi. O pantolonun altındaki buruşuk penisini sıvazlarken "Hadi vakit geç olmadan hallolalım fıstığım." diyordu. Bi kahkaha daha bastım. Beni görünce beti benzi attı. Ne yapıyordum. Deliriyor muydum? Aklım başımdan gitmişti. Hala gülüyor ve ağlıyordum... -
0
binamızın çatısında hayatın anlamının olmaması
Ve kapımın önüne geldiler. Ama kapıyı çalmadılar. Şşşş sessiz ol diyordu Hülya. Duymasın benim hanzo dedi. Gözlerimden yaş süzüldü. Artık herşeyi kabulleniyordum. "Anahtarı aldıysan çağır şu moruğu cüzdanını ayarlasın gelsin. O na da indirim yapıcam. Eee ne de olsa 2 yıllık müşterimsiniz." dedi. Benim dünyam yıkıldı orda. Dilim düğümlendi. Kalbim sıkıştı. Sevdiğim kadın huurluk yapıyordu. Kendimi öldürmek istiyordum. Patronu sandığım adam bana doğru yaklaşıyordu. Rasim denen namussuzun kapısının önünde idim. Beni gördü. Sıçradı. Korktu. "Se-senin ne işin var burda?"dedi. Artık ben benlikten çıkmıştım. Çoğu insan bu olay karşısında delirirdi. Ben güldüm. Gülerken adamın yanından geçtim. Çatıya yöneldim. Yavaş yavaş kafam öne eğik. Gözlerimden yaş akarken gülüyordum. Kapıyı yavaşça açtım. Hülya, arkası dönük vaziyette idi... -
0
binamızın çatısında hayatın anlamının olmaması
... 10 dakika geldiğim yolu tekrar yürüdüm. Apartmana girmişlerdi. Benim yaşadığım apartmana. Sakin ol dedim kendi kendime. Belki de benimle tanıştıracak. Ama birde kendi kendime ulan patronuyla insan el ele gezer mi dedim. Kerim kendine gel diyordum kendime. Ateşim yükselmişti. Başım dönüyordu. Midem bulanıyordu gördüğüm manzaralardan sonra... -
0
binamızın çatısında hayatın anlamının olmaması
Yaklaşık 10 dakika takip ettikten sonra bi adamla buluştu. Patronu bu olmalıydı. Adamla sarıldı. Çok şaşırmıştım. Kanım donmuştu adeta. Ne bu samimilik diyebildim. Adam arkasını döndüğünde adamı tanımıştım. Bu adam Rasim denen yavşakla çatıda konuşan adamdı.. içim ürpermişti. Sinirliydim. Çok değişik ruh hallerine bürünmüştüm. Sessizce takibe devam ettim. Ne yapıyorlardı. El ele, kol kola gidiyorlardı. Deli oluyordum. Beni aldatıyordu... Kafayı yiyecektim... -
+1
binamızın çatısında hayatın anlamının olmaması
Düşünerek vakit kaybetmeyeyim dedim. 2 dakika içinde hazırlandım çıktım arkasından. Kimdi bu adam? Neden Hülya buraya geldiğinde o da burda oluyordu? Anlam veremiyordum bir türlü. Hülya'da mal almaya benimle geliyor diyerek geçiştiriyordu. Sinir bozucu olmuştu bu durum. Kapıdan çıktım koridorda ses duyuluyordu. Hülya ile Rasim amcanın sesi idi bu. Hülya 5 dakikadır Rasim amca ile sohbet ediyordu. Gülüşüyorlardı. Sessizce başımı uzattığımda Hülya'nın eli Rasim amcanın yanaklarındaydı. Sanki fazla samimi gibilerdi. Rasim amca Hülyanın elini tutuyor, "Ahh kızım ah yaşlandık." diyordu.. Sinirlenmiştim. Sessizce gitmesini bekledim Hülya'nın. Rasim amca da kapıyı kapatınca yavaşça saklandığım yerden çıkıp Hülya'nın arkasından yola koyuldum... -
0
binamızın çatısında hayatın anlamının olmaması
... Neden her buraya geldiğinde patronu mal almaya geliyor diye düşünürdüm hep. Bu da fazla oldu artık dedim Hülya'ya. Aynen aşkım diye cevap verdi. Ama iş işte n'aparsın diye cevap verdi. Azıcık abur cubur atıştırdıktan sonra bana yavaşça sokuldu. Eliyle penisimi kavradı ve yavrucak sıkılmıştır. Baksana yazık. Gel onunla oyun oynayayım diyerek güldü. Ve yatak odama geçtik... Saat 2 den 4 e kadar seviştikten sonra telefonu çaldı. Apar topar "Hemen çıkayım gideyim şunun yanına. Malları ayarlayıp tekrar gelirim yanına." dedi. Neyse dedim. Kızgındım. Bizim rahatımızı bozuyordu pekekent. 1 tane sigara yaktım ve düşünmeye başladım...
(Okuyan varsa şuku atarak belli etsin ki devam edeyim. Duvara anlatıyormuşum gibi hissediyorum.) -
0
binamızın çatısında hayatın anlamının olmaması
Konuşması bittikten sonra dudaklarından özür dilerim cümlesi döküldü. Çok sessiz biçimde demişti. Beni duymadı sandı. Neden özür diliyorsun hayatım? diye sordum. Gülerek "Haa! Özür dilerim demedim ki. Özürlü deli dedim. Patron manyak ya. Mal almaya buraya gelmiş. Bana gel sende yardımcı ol diyor. Bende dedim meşgulüm. Akşama doğru gelirim dedim." diyerek geçiştirdi... -
0
binamızın çatısında hayatın anlamının olmaması
... Ve sonunda Hülya beni aradı. Tatilimin 3. gününde ona, şehre girince beni aramasını söylemiştim. Gidip araba ile alacaktım. Aç kapıyı erkeğim dedi. Şaşkınlıkla kapıya yöneldim. Açtığımda onu karşımda gördüğümde çok mutlu oldum. Kapıyı kapar kapamaz dudaklarına yapıştım. Azcık öpüştükten sonra "Seni çok özledim." dedim. Bende seni diyerek tekrar öpücük kondurdu dudaklarıma. 5-10 dakika bakıştıktan sonra telefonu çalarak bu müthiş anı bozdu. Kim o dedim. Ha patronum arıyor bi saniye diyerek müsaade alıp yan odaya geçti. Sesini az biraz duyuyordum. Evet, anladım, Samsun'dayım aynen, şuan meşgulüm, vs. cümleleri duyabiliyordum... -
0
binamızın çatısında hayatın anlamının olmaması
... Sakin bir şekilde vanayı açmaya gittim. Ve komşumu çatıda bir adamla konuşurken gördüm. Tartışma çıkarmadan tekrar sorunu belirtmek için önce selam verdim. Rasim amca diyerek tekrar konuyu açtım. Beni biraz tersledi. Sinirli gibiydi...
Karşısındaki adam sonraki gelişi ne zaman diye sordu Rasim amcaya. Sokranarak "Sonra konuşuruz Ahmet. Al şu anahtarı dedi.". Kapıya doğru yöneldi Rasim amca. Hıııh diye ses çıkararak bastonuyla topallaya topallaya indi merdivenlerden. Adamla başbaşa kalmıştık. Hülya'yı arayayım dedi sessizce kendi kendine.
Sevgilimin adı da Hülya idi. Dedim birsürü Hülya var. Başkasıdır dedim. Gülümsedim. Evime girip duşumu aldım... -
0
binamızın çatısında hayatın anlamının olmaması
... Tatilimin 2. gününde buzdolabımı doldurmayan ben, kız arkadaşım bana güzel yemekler yapsın diye doldurdum. Onun için eve çok güzel de bir saksı çiçeği aldım. Akşam romantik bir şekilde sohbet ederiz diye de babaannemden kalma mumu sehpanın üstüne koydum...
O gün güzelce banyo yapıp temizlenecektim. Sevgilimi pis şekilde karşılamak istemedim. Fakat bir sorun vardı. Bizim çatımızdaki çeşmeden sonra en son hat benim dairemdi. Bazen köşe komşum çatıdaki saati kapatabiliyordu. Ve bana su ulaşamıyordu. Çok kere uyarmama ve hattabu konu hakkında tartışmama rağmen kapatıyordu. Ve tahmin ettiğim gibi yine su saatini kapamıştı vanadan... -
+1
binamızın çatısında hayatın anlamının olmaması
Sene 2005 yaz ayında sıcaktan kavruluyorduk. Bir yandan harçlığımı çıkarmak için ekmek büfesi işletip, bir yandan da gece taksicilik yapıyordum.
Çok yoğun geçiyordu günlerim. Yorgunluk , halsizlik, sürekli uyku durumu ve hatta sürekli hastalık peşimi bırakmıyordu.
Az kendime gelebilmek için iki işimden de 1 hafta izin alabildim.
Tatilimin 3. gününde kız arkadaşım memleketinden beni görmeye gelecekti. Tatilimi de onum gelişine ayarladığım için çok mutlu idim. Ayda 1 kere buluşuyorduk. Her ay sıra ile birbirimize giderdik. Ben Samsun'da, o ise Ankara'da yaşıyordu.
Devamı için takipte kalın.. Yazdıkça atacağım sizi bekletmeden.. - daha çok