hay dıbınakodum sığırları daha konuya bile girmedim. lan girmeyeli buralar ne olmuş böyle.

@9 çok zekisin lan. bundan sonra yazacaklarımı direk buraya yazıcam zaten mk. bunları başka yere yazmıştım zaten devdıbını üşendim.

okumayan gibtirolup gider mk. çokta meraklısı değilim zaten yazmanın. nedense uzun zamandan sonra yazasım geldi.

Ben bu gece neden girdim bu kandırmaca olayına inan hiç bilmiyorum. Belkide yakın zamanda yediğim bi kazık sayesinde bu olaya kafa yormuş olabilirim. Kazık yeme muhabbeti inancımla alakalı değil. Bakmayın olaya inançla girdiğime sadece girişi inançla yapmak istedim. Hem onda kandırma olayı daha ciddi duruyordu. Nese bak yine konuyu dağıtmaya başladım. Gelelim benim kandırılma olayıma. Benimkisi biraz karı kız muhabbetine giriyor. Şimdi sakın demeyin yuh dıbınakoyım adam dinden girdi olayı karı muhabetine çekti diye. Benım amacım bıraz bu olaylara değişik yönlerden bakabilmek. Belki benim gibi derin düşünen insanlarla bunun sohbetini yapabilirim diye açtım konuyu. Hay ananı gibim yine konuyu dağıttım. Azımı gibeyim konuşur gibi yazarsam olacağı bu. Bi anlatamadım meramımı. Konuşanın azını giberim bi susunda kendi sıkıntımı anlatayım şurda gönül rahatlığıyla. O değil de kendimi deli gibi hisettim. Baya da yazmışım şimdi binler kim okuyacak bunu diyerek okumuyacaklar ben o zaman kafayı yicem. Ama olsun ben en başından güzel giriş yaptım din muhabeti açtım sırf okuyun diye siz seversiniz ateist Müslüman çatışması muhabbetini. Onun için ordan girdim hehe.
Evet beyler ben öyle böyle kandırılmadım. Bir insanı kandırmanın en basit yolu sevdiği bir şeyi vaat etmektir. Bana da aynısını yaptılar dıbınakoduğum yerinde. Neydi peki benım en sevdiğim şey. Benim en sevdiğim şey (şey neyse artık mk) sevgilimdi. Onunla evlenmek için nakit ihtiyacım vardı. Yani nakit işini çözsem evlenebilecektim. Aslında ekgib söledim nakitten ziyade devamlı bi iş olması lazımdı. Yoksa düğündür dernektir onları yapabilecek gücüm vardı ama ya sonrası. giberim yaa anlatmıcam dıbına koyım. Dinleyen yoksa boşuna uzun uzun yazmak gözümde büyüdü. Anlat diyen varsa anlatayım bari. Hem anlatacaklarımdan sonra hayata bakış açınız da değişebilir belki. Hem beyin fırtınası yaparız bol bol. Anlat deyinde anlatayım ben buraya kadar yazdım. Zamanımın anasını gibtim. Burada bırakmakta istemem ama canım sıkıldı yaz yaz dıbınakoyım.

Gelelim şimdi inanmayan panpalara. Ben gerçekten inanmayanlara çok imreniyorum. Bu tarz adamlar gerçekten taşaklı insanlar. Şimdi şakirt dostlarımızdan biri ne diyosun lan değişik nesi taşaklı bu puştların diyebilir haklı olarak. Neden böyle dedim hemen acıklayayım. Şimdi bu inanmayanlar konuya girerken en başta ne demiştik hayatın sırrı karşındaki insanı kandırmaktan geçiyor demiştik. Eee ne olmuş yani . yani şu olmuş bu adamlar inanılması gereken şeylerin başında gelen din, tanri, peygamber, elma olayına zaten inanmıyor. Bu hayatta inanılacakların başında din gelirken bu adamlar buna inanmıyor. En başından maça 1-0 önde başlıyorsun. Yani onlar açısından düşünüyorum. Peki bu adamlar hiç mi kandırılmıyacak. Yok işte öyle bi dünya. Bir insan bir konuya, bir duruma inanmıyorsa onun aksine inandığı bir şeyler varki elinin tersiyle onu itiyor. Hayat zıtlıklar üstüne kuruludur. Siyahı siyah yapan beyazdır. Beyaz olmasa siyahın bir anlamı olmazdı. iyi insan olmasa kötü insanın ne anlama geldiğini bilmezdik. Hayat böyle işte zıtlıklar üstüne kurulu. Nese konuyu dağıtmayayım. Heh ne diyoduk bu inançsızların referans noktası nedir neden bu zütverenler inanmıyor. Onun cevabını da vereyim kendi çapımda. Çünkü dayatılan dinler o kadar akla mantığa aykırı geliyor ki onlara. Bence haklılarda. Ama şöylede düşünebiliriz Eğer ben tek ve izah edilemeyecek bir yaratıcıya inanıyorsam, O tüm bu sistemi evrimle gerçekleşmek üzere de yaratmış olabilir, ne var yani gücü buna mı yetmeyecek? Diyerek başka birisi de çıkıp onun tezini çürütebilir. Yada çürütmeye çalışabilir.

insan kandırılmak üzerine yaratılmış bir varlıktır. Siz karşınızdaki bir insanı kandırmak veyahut size inandırmak istiyorsanız onun hoşuna gidebilecek bir şeyle kandırabilirsiniz. Hayatın kanunu tek kelime ile insanı kandırmaktan geçiyor. Haydi hep birlikte düşünelim. En başa dönelim. Bir yaratıcıya inanıp inanmamak size kalmış ama şuan inananlar için yazıyorum bu cümleleri. Hz. Adem’den başlayalım. Onun akıbetide kandırılmak üzerine kuruldu. Peki onu kim kandırdı? Bunun cevabını hepiniz biliyor zaten. Düşün sen peygambersin alt tarafı bir elma ile kandırıldın. Elma lan bu elma dıbınakoyım. Yada bu adem olayıda bir kurmacadır. Kim bilir… eğer hz adem olayıda bir kandırmacaysa o daha kötü çünkü 2 milyara yakın insan ve bunun öncesinde ölen 6 milyardan fazla insan elma olayına inanarak ve hatta cenneti hayal ederek kolayca öldü. Kolayca öldü dememin sebebini de şöyle açıklayayım. Biliyorsunuz ki Müslümanlar da cihat anlayışı şehit olma gibi kendilerince mukaddes bir takım terimler vardır. cennete bir insanı inandırırsanız o adamı bu uğurda öldürmek çok zor olmasa gerek. O adama savaş kurtuluş demektir. O adama savaş sonun başlangıcı demektir. Bir de bu olayların hristiyan tarafı var ki bunların ki daha trajıkomik. Onlarda ise cennetten arsa satma olayı var. düşün yani kandırmanın böylesi. Demem o ki hz adem işallah kandırılmıştır. Yok eğer o kandırılmadıysa milyarlarca insan kandırılmıştır ki bence bu daha vahim.

ooo giblememeler filan güzel şeyler bunlar

1 seneden fazla oldu girmeyeli. o zmnlar buranın taku çıkmıştı şimdi nasıl merak ettim. hala malmısınız?
not:şuan nıye gırdım ınanın bende bılmıyorum=(

beyler benim tecilim nisanda bitti. 6 aydır kaçakmışım. ciddiye almadım bu durumu fakat şimdi kpssye hazırlandığım için benım sıke sıke ağustosta gitmem lazım. arkadaşlar sakın şubeye gitme sen bakaya olmuşsun dıyorlar ve senı dırek askere alcaklar dıyolar. evet beyler şubeye gıtsem benı tecıl etmezler demı. onun için ağustosa kadar kaçmaya devam edeyım mı.
bu konuda bilgisi olan panpalarım yardımcı olurmusunuz durum çok ciddi.

panpa sen bunu bılıyormusun pekı benım durumum da bu.
beyler benim tecilim nisanda bitti. 6 aydır kaçakmışım. ciddiye almadım bu durumu fakat şimdi kpssye hazırlandığım için benım sıke sıke ağustosta gitmem lazım. arkadaşlar sakın şubeye gitme sen bakaya olmuşsun dıyorlar ve senı dırek askere alcaklar dıyolar. evet beyler şubeye gıtsem benı tecıl etmezler demı. onun için ağustosa kadar kaçmaya devam edeyım mı.
bu konuda bilgisi olan panpalarım yardımcı olurmusunuz durum çok ciddi.

beyler benim tecilim nisanda bitti. 6 aydır kaçakmışım. ciddiye almadım bu durumu fakat şimdi kpssye hazırlandığım için benım sıke sıke ağustosta gitmem lazım. arkadaşlar sakın şubeye gitme sen bakaya olmuşsun dıyorlar ve senı dırek askere alcaklar dıyolar. evet beyler şubeye gıtsem benı tecıl etmezler demı. onun için ağustosa kadar kaçmaya devam edeyım mı.
bu konuda bilgisi olan panpalarım yardımcı olurmusunuz durum çok ciddi.

sağolun beyler. her ne kadar dinle pek alakam olmasada, sırf onun için belki işe yarar diye kuran okumaya çalışıyorum. 2 saat okumaya çalıştım kendi çapımda.

benden size tavsiye eğer sevgiliniz varsa ve ciddi düşünüyorsanız şunu unutmayın; sevginizi belli edin gurur yapmayın. aha evleneceğim karı bu diyorsan şayet bırakma annesi kaşar.

evet beyler. meryem ölmüştü. size şimdi o anki durumu cümle içerisinde kurup o acıyı tarif edemem. hani derler ya ancak yaşayan bilir. lan ne güzel söylemiş adam, bu acıyı ancak yaşayan bilir.

evet benim yanıma gelmeye kalkmasa şuan ben evli ve belki çocuk babası olarak burada başka şeyler yazıyor olabilirdim.

okulunun dıbına koyayım, çık işte dersten demi? kız te nerden kalkmış gelmiş sen hala neyin tribindesin be huur çocuğu!

yada en başından sen gitsene memlekete be amcık ağızlı. kız haliyle onu neden çağırıyosun sen!!

ben onu, o akşam koynuma alıp, sarmalayıp, gözlerine bakmayı planlarken ne oldu biliyor musunuz?

parçalanmış cesedini buldum. işte hemen hemen her akşam rüyama o parçalanmış suretiyle geliyor beyler.

bugune kadar kimseye bunları anlatmadım. çünkü anlatamazdım. ama dedim ya burası her ne kadar gibim bi yer olsada insanın kendisini anlatma yeridir. kimse seni tanımıyor, kimse beni bu yazdıklarımdan dolayı yargılamıyacak.

burada beni dinleyenlere ve rahmet dileyenlere teşekkür ediyorum beyler. aranızda geceleri o kdar iyi insanlar çıkıyor ki bazen iyiki buraya üye olmuşum diyorum. hepinize eyvallh.

sonunda o ruhsuz karı odadan çıkmıştı. fakat arif amca hala odadaydı. kadın çıktıktan sonra. meryem'in durumunu ben sordum. beni hiç giblemeden yanımdan geçti gitti. o kadar güçsüz kalmıştım ki, karıya lan cevap versene diyemedım bıle. belki de cevap vermesini istemiyordum. korkuyordum ters bir cevap vereceğinden.

o an direk arif amcanın girdiği odaya girdim.

odaya girdim ve gördüğüm manzara aynen şuydu.

koskoca adam yatmış yere, fayanslara yumruk atıyordu ve bir yandan da bağırıyordu. daha çok gençti!!!

evet daha çok gençti, sözünü duydum ve gerisini hatırlamıyorum.

hayatda bazen öyle zmanlar vardır ki. insan yaşadığını biliyor fakat acaba bu bir rüya mı? biri dürtse uyanabilir miyim gibi bir düşünceye kapılır ya, işte bende tam anlamıyla öyle bir durum vardı. herşeyin sanki bir rüya olduğunu az sonra uyunıcağımı düşünüyordum.

babası odaya girdiğinde annesi baygındı olduğundan, başka bir oda da serum yiyordu. ben ise kenarda ne olduğuna anlam vermeye çalışıyordum. daha önce hiç böyle bir durumla karşılaşmadığımdan dolayı, bu tarz durumlarda nasıl davranılacağını da bilmiyordum. içim içimi yiyordu. acaba meryem nasıl olmuştu. sakat mı kaldı? kör mü oldu? bacağımı koptu? hep bu tarz şeyler düşünüyordum. aklıma daha kötü bir durumun oluşacağı hiç gelmiyordu.

daha önce hayatımda hiç genç bir insan ölmemişti. yani ölüm yaşlı insanlara göre bişiydi. onun için ölüm aklımın ucunda dahi yoktu. hele ki bu ölümü yakıştıracağım en son insandı meryem.

babası odaya gireli 2-3 dk olmuştu.

ben orda kendimi kaybetmişken arkadaşlar olayın aslını öğrenmişler. meryem eve gelirken taksiye binmiş ve taksi yolcu minübüsyle çarpışmış. ardından hemen hastaneye kaldırmışlar.

ameliyat uzadıkça uzuyor ve hala kimse çıkmıyordu. o esnada ailesi hastaneye gelmişti. annesi ve babası ağlamaktan gözleri balon gibi şişik bir şekilde yanıma geldiler. beni görünce annesi ne oldu kızıma, nesi var diyerek bağırmaya başladı. zaten ben de bitik bir halde olduğum için cevap veremiyordum. arkadaşlar anlatabildikleri kadarıyla olayı anlatmaya başladılar. annesi bunları duyduktan sonra daha fazla dayanamdı ve bayıldı. babası ise hiç konuşmuyordu sadece yavaş yavaş ağlıyordu.

ameliyata gireli artık 5 saati geçmişti. sonunda içeriden bir kadın çıktı...

o kadını gören herkes biranda oraya yöneldi. kadının yüz ifadesinden hiç bi gibim anlaşılmıyordu. direk koridorun sonunda ki odaya girdi. girerken de babasını odaya çağırdı.

şimdi size caps filan atarım ama ifşa olmaktan korkuyorum.

şuan bu yazıyı yazarken, o günler gözümün önüne geliyor.

telefonu kapadım ve hemen kendimi dışarı attım. çocuklarda ne oluyor lan ne olmuş demediler bile hastane lafını duyunca soru bile sormadılar.

ben ve 2 arkadaşım koşarak taksi durağına doğru gittik. hemen kaldığı hastaneye yola çıktık. soğuk kanlı davranmaya çalışıyordum. aklımdan hep bişi yoktur ya. ne olabilir ki, belki bayılmıştır, belki düşüp kolunu bacağını kırmıştır diyerek aklıma büyük bir olay getirmemeye çalışıyordum.

sonunda hastaneye geldik ve acil bölüme girdik. orada hemen danışmaya hastanın adını filan verdim. dedim nişanlımı buraya getirmişler nerde o, neyi var gibi hızlı sorular sordum. oradaki kadıno bayanı şuan ameliyathaneye aldılar dedi. o an dünya başıma yıkılmıştı. dedim neden ameliyat, ne oldu be kadın! trafik kazası dedi.

vayy ananı gibeyim trafik kazası ve ameliyat. bir cümle içerisinde kullanılınca çok can yakan kelimeler. orada yere yığıldım bende. çocuklar beni sakinleştirmeye çalışıyordu...

evde elim ayağım birbirine dolaştı. nerde bu kız diyerek sağa sola yürümeye başladım. gidecek başka arkadaşı da yok bu şehirde diye sesli sesli düşünüyordum. arkadaşlarda sakin ol mk, koca kız ne olcak, belki eski arkadaşlarından birine gitmiştir diyerek beni sakinleştirmeye çalışıyorlardı.

evet belki öyledir diye ben de sakinleşmeye çalışıyordum ama zaman geçiyordu ve hala bir ses yoktu.

üzerinden tam 4 saat geçti hala ses seda yok. kafayı yemek üzereyim.

derken telefonum çaldı. arayan zehra teyzeydi. hemen telefonu açtım ve kadın ağlayarak bana oğlum meryem'i hastahaneye kaldırmışlar dedi. kocaelide x hastanesinde şuan dedı. çabuk onun yanına git biz de yoldayız şimdi dedı. onu dedı ve ben şoktayım hala bir anlam veremıyordum. sanki biri bana şaka yapıyordu, sanki herkes benle o gün taşak geçiyordu.

ben olayın şokundan dolayı düşündüğüm şeye bakın mkzehra teyze hani meryem istanbula, fatmanın yanına gitcekti kocaelideki hastanede ne işi var anasını gibeyim sorulcak soru mu bu şimdi. git kız orda ölüyo anasını gibtiğim oğlu saçma sorularını daha sonraya sakla. sanki cevabını bilmiyorsun. kız kocaelide, senin için geldi. hala neyin peşindesin.

hastaneye kaldırmışlar dediler ama neden kaldırdıklarını soramadım bile. durumu neydi, ne oldu mk! durduk yere kızı hastaneye kaldırcak ne olmuş olabilir ki...

daha sonradan aklıma annesini aramak geldi. fakat pot kırmamam gerekiyordu. sonuç olarak fatmalara diye izin almıştı. içimden acana yoksa bu kız harbiden fatmalara mı gıttı dıye düşündüm. hemen onu aradım. işallah öyle bişi yapmıştırda en azından yerini yurdunu bileyim. keşke öyle olsunda onun bi azına sıçayım dıye düşünüyordum.

fatmayı aradım. fatma meryem sıze mı geldı dıye sordum. hayır dedı sana gelcektı ya yoksa daha gelmedı mı ? arıyorum açımıyor zaten telefonu dedı. yok dedım bana da gelmedı. nerde bu kız dıyerek daha fazla telaş yapmaya başladım. neyse dedım ben annesini arıyayım dıyerek telefonu kapattım.

annesini aradım. zehra teyze nasılsınız? meryem telefonu açmıyor. söylermisiniz telfonlarımı açsın lütfen diyerek pot kırmamaya çalıştım. annesi de yok oğlum o evde fatmalara kalmaya gitti dedi. aaa dedim fatmalara mı gitti bana da hiç söylemedi dedim. annesi de ben zaten onun sana geleceğinden şüpheleniyordum, gerçekten fatmalara gitmiş demek ki dedi. onu öyle söyleyince bende iyice meraklanmaya başladım. neyse zehra teyze belki bana süpriz yapar gelir yanıma diyerek telefonu kapatmaya yeltendim. o da bana bak şimdi beni de telaşlandırdın dedi. bende arayayım bu kızı dedi. neyse dedim ben ulaşınca sana dönerim dedim.

evet beyler tarih 2 kasım'ı gösteriyordu. meryem otobüsten indikten sonra beni aradı. ben geldim ne yapayım dedi. seni burada mı bekliyeyim diye sordu. ben de öyle şey mi olur. git, ben 2 saate kadar gelirim dedim.

aslına bakarsanız içim içime sığmıyordu. 3 aydır görmüyordum kendisini. tam 4 senelik bir beraberliğimiz vardı kendisiyle.

şimdi o bana bir jest yapmıştı kocaeliye gelerek. bende dersten çıktıktan sonra, hiç huyum olmayan bir şey yaptım ve bir buket çiçek yaptırdım. ayrıca eve giderken eli boş gitmeyeyim diye pasta, cips kola neyim aldım.

eve gelmiştim fakat evde kendisini bulamadım. çocuklların da haberi vardı onun geleceğinden. dedim meryem nerde lan! gelmesi lazımdı. saklanıyormu yoksa odalarda filan diye odaları dolaştım. çocuklarda, yok be oğlum gelmedi daha dediler.lan nasıl gelmez kız 2 saat önce otobüsten indi. bakın taşak geçiyosanız bırakın böle çocuk şakalarını diyerek onlara çıkıştım.

yemin şart ettiler gelmedi diye. öyle diyince ben de inandım. peki ama nerdeydi bu kız. telefonu arıyorum açmıyordu.

ailesi istemeyerekte olsa izin vermiş. özellikle annesi gitme kızım daha sonra gidersin dediyse de, meryem çok ısrarcı davranmış.

gitmek için izin aldığı fatma, istanbulda oturuyordu.ben ise kocaelide okuyordum. babası terminale kadar zütürmüş meryem'i. otobüs biletini almıştı.

bana gelmeden bir gün önce telefon açmıştı. sonunda istediğin oldu, sen gelmedin ama ben geliyorum diyerek sitemkar şekilde konuşuyordu. sonuna kadar da haklıydı.

o gün kocaeliye gelmişti fakat benim dersim olduğundan dolayı onu karşılamaya gidememiştim. zaten kendisi evi biliyordu ve arkadaşlarımıda tanıyordu.

ailesi istemeyerekte olsa izin vermiş. özellikle annesi gitme kızım daha sonra gidersin dediyse de, meryem çok ısrarcı davranmış.

gitmek için izin aldığı fatma, istanbulda oturuyordu.ben ise kocaelide okuyordum. babası terminale kadar zütürmüş meryem'i. otob%

ben memleketten eylül gibi üniye gittim. tam 3 aydır yüzünü görmüyordum. zaten son bir aydır konuşmuyorduk bile. ben biraz rahat adamdım, yani aramazsa ben hiç aramazdım. gamsız binin tekiydim. nasılsa kız benimdi, okul bitince 2 ağız yapar tekrar kandırırdım. zaten ilişki dondurma sebepleri de hep benim tak yemelerım yüzünden oluyordu.

neyse bir gün telefon açtı bana.
mutlu musun?dedi. 1 aydır beni ne aradın ne sordun ne de yanıma geldin dedi. senin amacın ayrılmaksa söyle hiç uzatmayalım diyerek tepkisini ortaya koydu.

ben de; yoo dedim ne alaka. sadece sınavlarıma konsantre olmaya çalışıyorum. ne alakaysa sınava konsantre olmak. öyle saçma sapan geniş geniş konuşuyorum kıza karşı.

bu hafta sonu gelsene dedi ayrılcaksakta yüz yüze ayrılırız ya da barışcaksak yüz yüze barışırız dilan dedi. bende olmaz 15 gün sonra vizelerim var ben gelemem sen gel dedim. ben de kalırsın. evdekilere ben ne diyerek yanına gelcem dedi. sonuç olarak aileler tanıyor dediysekte o kdar da yanıma gönderecek kadar geniş bir ailesi yok.

neyse o akşam ailesine, ben üniden fatmalara gidebilr miyim? diyerek izin istemiş. çok canım sıkıldı biraz kafa dağıtmış olurum diye izin almış. zaten kendisi o zamanlar kpss öğretmenliğe hazırlanıyordu.