Eskiden çevre köylerdeki gibi Bademçay köyünde de everin çoğu (günümüzde ne yazık ki tek bir örneği dahi kalmayan) tek katlı, üstü çatısızdı. Çatısız düz damlı evlerin üstüne demüsdü (damüstü) denirdi. Demüsdü, uzatılan mertek veya hatılların üstüne çakılan kalın dilinmiş tahtaların üstünün kuru çam pürü veya benzer şeylerle bir kat örtülmesi ve bunların üstüne de doyla denen bir tür yapışkan, killi toprakla kapatılıp, loğ taşıyla üzerinden defalarca geçirilerek sıkıştırılarak yapılırdı. Bu evlerin ısıtılması ise bugün de her evde mevcut olan, evin odalarının bir tarafına yapılan, normalden daha büyük, bacasının da iki kişinin rahatlıkla sığabileceği genişlikteki ocaklarda yakılan odunlarla sağlanıyordu. Bu ocaklar aynı zamanda her türlü yemek ve ekmek pişirme işlerinde de kullanılıyordu. Günümüzdeki evlerin çoğunda da hala bu tip ocaklıklar mevcuttur.O dönemlerin bir kışında köyden üç dört kişi o zamanlar araba olmadığı için Ankara’ya gitmek için ellerine kalın birer deynek (değenek) alarak yola koyulurlar. Yol uzun olduğu için yolculuk günlerce sürer. Bunlar bir akşam bir köye mi kasabaya mı ne ulaşırlar. Geceyi burada geçirmeye karar verirler.Bir eve Tanrı misafiri olurlar. Ev sahibi ikramda kusur etmez. Bunları yedirir içirir, yatma vakti gelince yanlarından çekilir. Karnı doyan, sıcağı da gören bizimkiler ev sahibi odadan gidince üstlerini başlarını çıkarırlar. Eski dize kadar yün örme çorapları da yolda gelirken karda ıslanmıştır. Hepsi ıslanan çoraplarını da çıkarırlar ve sobanın borusuna asarlar ve uyurlar. Sabah kalkarlar, bakarlar ki, ne görsünler, bütün çorapların boğazları ve uçları yerde. Sabaha kadar çoraplar sobanın borusunda yanmış. Meğer bizimkiler sobayı ilk defa görüyorlarmış ve onun borusunda çoraplarının yanabileceğini düşünememişler.

1987 senesinde babam böbreklerinden rahatsızlanmıştı. Bir ameliyat geçirmesi icap ettiğinden hastaneye yattı. Ameliyat oldu ve doktorlar babamın iyileştiğini söylediler. Babam da eve çıktı. Oldukça sevinmiştik.

Babam eve döndükten 15 gün sonra oldukça üzücü bir rüya gördüm Rüyamda hiç tanımadığım yabancı bir kadın bana, “ hasnicktirr sana bir şey söyleyeceğim ama çok üzüleceksin” dedi. Söylediği şey, babamın kısa bir sure sonra öleceğiydi.
Gördüğüm rüya bu kadardı. Uykumdan büyük bir üzüntü ve korkuyla kalktım Kendi kendime “Böyle bir şey olabilir mi?’ diye sordum Bu rüyaya inanmak istemedim ama inandım çünkü rüya oldukça etkileyiciydi. Üstelik benim rüyalarımın çoğu çıkıyordu. Ben bu rüyayı çevremdekilere anlattım ve istisnasız olarak herkes bana “Olur mu öyle şey” diyerek güldü. Tabi ki o sıralarda babamın hiçbir şeyi yoktu ve ben de o rüyayı gördüğümü unuttum.
15 gün sonra babam tekrar rahatsızlandı. Doktorların teşhisleri sonucunda babamın kanser olduğu ortaya çıktı. Kısa bir sure sonra da babam öldü.
Bu rüya beni oldukça etkiledi. Daha önce de birçok rüya görmüştüm ve bunların hepsi çıkmıştı. Arkadaşlarım oldukça şaşırıyordu, hepside bana “ hasnicktirr, senin rüyanın gerçekten çıkıyor” diyordu “Aman Nilgün, lütfen bizi rüyanda görme diye de espri yapıyorlardı.

Timüs'ü eşşek sudan gelinceye kadar dövmek lazım. Genç ve sağlıklı olmak ve kalmak için Timüs'ü eşşek sudan gelinceye kadar dövmek lazım. Timüs bezi, tiroid bezinin altında, göğüs boşluğunda ve soluk borusunun önünde bulunur. Bu bez insanın bağışıklık sisteminin merkezidir. Yani bütün bağışıklık sistemi buradan yönetilir. Timüs bezi ne kadar çok titreşirse kişi o kadar sağlıklı ve bağışıklık sistemi sağlam olur. Anadolu’da ağıt yakan kadınların göğüslerine vurduklarına hepiniz şahit olmuşsunuzdur. Bu refleks kaynaklı basit bir el hareketi değildir. Bu beynin otomatik gerçekleştirdiği bir davranıştır. Kişi göğsüne vururken Timüs bezini titreştirir. Bu sayede üzüntü kaynaklı bağışıklıkta meydana gelen direnç azalmasının önüne geçmeye çalışır. Bu bez ne kadar sıklıkla titreştirilirse kişi o kadar genç ve sağlıklı yaşar ayrıca geç yaşlanır. Sizde parmaklarınızla göğsünüzün ortasına yapacağınız küçük vuruşlarla timüs bezini titreştirebilirsiniz. Yada daha basit bir yolu kullanırsınız. "KAHKAHA" atabilirsiniz. Çünkü kahkaha da göğüs kafesini oynattığı için bu bezi harekete geçirir. Hani yıllar geçerde aradan bir arkadaşımıza rastlarız neşeli halleriyle tanıdığımız bu insanı görünce "hiç değişmemişsin, ne gamsızsın... " deriz ya, işte timüs bezinin gücü. Sonuç olarak kahkaha bağışıklık sistemini güçlendirir ve sizi genç tutar. Bir de Google'dan bakalım: Mutluluk ve Timus bezi .. "Mutluluk bir seçimdir. Mutsuzluğumuz kadere, şansızlığa ve talihsizliğe inancımız ölçüsündedir." Mutlu duyguların hissedilmesinde hormonların rolü büyük. Bedenimizde o hormonları salgılayan salgı bezlerinden minicik ama çok güçlü bir salgı bezi var: timus. Timus uyarıldığında salgıladığı hormonlar kişide haz ve mutluluk duygusu yaratır.Çünkü timus aktive olduğunda bedenin kimyasının değişimine neden olur. Bu değişiklik sinir sistemini sakinleştirir ve beyin fonksiyonları nı hızlandırır. Bu da kişide rahatlama duygusu yaratır. Avustralyalı Nobel ödüllü kanser araştırmacısı Sir MacFarlane Burnet timus bezinin aktif hale getirilmesiyle insan bedeninin kendisini kanserden koruyabilme yeteneğine sahip olacağını savunuyordu. Çocuklarda iri olan timus ergenlik döneminde bir ceviz kadar irileşiyor. Ama yas ilerledikçe bir bezelye tanesi kadar küçülüyor, yaşlılıkta ise tamamen köreliyor. Ama bazı insanlarda ileri yaslarda bile hala ceviz büyüklüğünü koruması, bilimin henüz çözemediği alanlardan biri. Timusun sağlığımız üzerindeki önemli yararlarından biri de T hücrelerini üretiyor olması. T hücreleri denilen lenfositler bedene zarar verebilecek zararlı hücreleri yok ederler. Bu küçük T hücrelerine yaşamımızı borçluyuz. AIDS gibi bağışıklık sistemini çökerten hastalıkların ölümcül olması T hücrelerinin haberleşme hatlarını öncelikle kesmelerinden kaynaklanıyor. Timus göğüs kafesinin üst kısmının tam arkasında, göğsün tam ortasında yer alıyor. Timusu uyarmanın üç basit yolu var: Timusu uyarmanın birinci yolu gülmek. Yani gerçek, içten, sıcak bir gülüş, bir kahkaha. Her gülündüğünde timus bezi aktive oluyor. Her aktive olduğunda bedenimize kimyasal dalgalar göndererek kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor. 1993 yılında California Üniversitesi' nde Dr.Paul Ekman tarafından yapılan araştırmada gülmenin timusu ve beynin değişik haz bölgeleriyle bağlantısı olan kasları harekete geçirdiği ve insanda haz duygusu yarattığı kanıtlanmış. Timusu uyarmanın ikinci yolu iki parmakla timusun üzerine gelen noktaya vurulması, yani elle uyarmak. Timusu uyarmanın üçüncü yolu ise dilin üst dişlerin arkasında damağa ve ağzın tavanına değdirilmesi. Dr. John Diamond ve ekibi dilin bu pozisyona getirilmesi ile sol ve sağ beyin küresi arasında denge oluşmasını sağladığını tespit etmiş.Bu da insanin daha iyi düşünmesi ve kendini daha iyi hissetmesine yardımcı oluyor.

özet . Timüs'ü Dövün

Hayatinizda yaptiginiz piclikler
Edit:ablam hep su isterdi bende suyuna hep tükürürdüm

Tamam belki bi zengin cocugu gibi sevmedik , belki ayni viski bardagindan icki icmedik , belki ayni yatakda yatmadik , belki ayni telefon markasini almaya calismadik , belki seni arabayla okula birakamadim ama ne yaptim biliyomusun ? zengin cocugu gibi kankasinin sevgilisini follos edene dek gibmedik ! belki ayni viski bardagindan icki icmedik ama ayni domatesli ekmegi paylastik ! ayni yatakda yatmadik cunki senin namusunu dusunduk ! ayni telefon alip ailemize fazladan masraf yaptirmadik ! belki seni bir bmw ile okula birakmadim sabah saat 7'de evden beraber cikip birbirimizi gormek icin durakta bulusup okula gidene kadar 30 dk daha birbirimizi gorme sansi bulduk ! .

Yazzikkk Ulleennn 10 15 Erkegiinn Arasiinaa Tekkk Basiinaa Girennn Kizaaa Senn Hiiccc Babaninnn Gururunu Getiriyonnmuu Aklinaaa Heee Hizliiimii Oluyonnn Biraaa Iccinncee Takkaayaa Giriipp Sekeer Atincaaa Gootunuu Bassiniii Elletipp Gossteerinncee Popimiii Oluyonuzzz Kasmerlerrr Babanizzz Gotunuuu yirtiyoo Ulennn Evee 2 tanee Ekmeekk Getirrmekkk Iciinnn Siizzdeee Anncakkkk Orttammlardaa Sekerr Yutuupp Gootverinnn

Yazzikkk Ulleennn 10 15 Erkegiinn Arasiinaa Tekkk Basiinaa Girennn Kizaaa Senn Hiiccc Babaninnn Gururunu Getiriyonnmuu Aklinaaa Heee Hizliiimii Oluyonnn Biraaa Iccinncee Takkaayaa Giriipp Sekeer Atincaaa Gootunuu Bassiniii Elletipp Gossteerinncee Popimiii Oluyonuzzz Kasmerlerrr Babanizzz Gotunuuu yirtiyoo Ulennn Evee 2 tanee Ekmeekk Getirrmekkk Iciinnn Siizzdeee Anncakkkk Orttammlardaa Sekerr Yutuupp Gootverinnn

Yazzikkk Ulleennn 10 15 Erkegiinn Arasiinaa Tekkk Basiinaa Girennn Kizaaa Senn Hiiccc Babaninnn Gururunu Getiriyonnmuu Aklinaaa Heee Hizliiimii Oluyonnn Biraaa Iccinncee Takkaayaa Giriipp Sekeer Atincaaa Gootunuu Bassiniii Elletipp Gossteerinncee Popimiii Oluyonuzzz Kasmerlerrr Babanizzz Gotunuuu yirtiyoo Ulennn Evee 2 tanee Ekmeekk Getirrmekkk Iciinnn Siizzdeee Anncakkkk Orttammlardaa Sekerr Yutuupp Gootverinnn

Yazzikkk Ulleennn 10 15 Erkegiinn Arasiinaa Tekkk Basiinaa Girennn Kizaaa Senn Hiiccc Babaninnn Gururunu Getiriyonnmuu Aklinaaa Heee Hizliiimii Oluyonnn Biraaa Iccinncee Takkaayaa Giriipp Sekeer Atincaaa Gootunuu Bassiniii Elletipp Gossteerinncee Popimiii Oluyonuzzz Kasmerlerrr Babanizzz Gotunuuu yirtiyoo Ulennn Evee 2 tanee Ekmeekk Getirrmekkk Iciinnn Siizzdeee Anncakkkk Orttammlardaa Sekerr Yutuupp Gootverinnn

Yazzikkk Ulleennn 10 15 Erkegiinn Arasiinaa Tekkk Basiinaa Girennn Kizaaa Senn Hiiccc Babaninnn Gururunu Getiriyonnmuu Aklinaaa Heee Hizliiimii Oluyonnn Biraaa Iccinncee Takkaayaa Giriipp Sekeer Atincaaa Gootunuu Bassiniii Elletipp Gossteerinncee Popimiii Oluyonuzzz Kasmerlerrr Babanizzz Gotunuuu yirtiyoo Ulennn Evee 2 tanee Ekmeekk Getirrmekkk Iciinnn Siizzdeee Anncakkkk Orttammlardaa Sekerr Yutuupp Gootverinnn

Yazzikkk Ulleennn 10 15 Erkegiinn Arasiinaa Tekkk Basiinaa Girennn Kizaaa Senn Hiiccc Babaninnn Gururunu Getiriyonnmuu Aklinaaa Heee Hizliiimii Oluyonnn Biraaa Iccinncee Takkaayaa Giriipp Sekeer Atincaaa Gootunuu Bassiniii Elletipp Gossteerinncee Popimiii Oluyonuzzz Kasmerlerrr Babanizzz Gotunuuu yirtiyoo Ulennn Evee 2 tanee Ekmeekk Getirrmekkk Iciinnn Siizzdeee Anncakkkk Orttammlardaa Sekerr Yutuupp Gootverinnn

Küçükken babamın çekmecelere sakladığı o küçük balonları şişirip oynardım Gerçi balon olmadıklarını baya bi sonra anladım amk.

Torbacıya gidiyorum bayrdıbını kutlayacam beyler şeker verir dimi .s.sx

Eğer bileklerimizi kestigimizde ölüyorsak, kolu olmayan insanlar nasıl yaşıyor lan? aha da tespitin ağzına sıçtım, aha da açıklayın .ss

Fırına geldiğimde ortalıkta ekmek görünmüyordu. Eski bir dostum olan fırıncı; “Biraz bekleyeceksin hocam. iki-üç dakikaya kadar çıkartıyorum.” dedi.

Kenardaki tabureye oturup beklemeye koyulurken, içeriye yaşlıca bir adamın girdiğini gördüm. Eskimiş ceketinin sol yakası altında bir madalya parıldıyor ve yürürken hafifçe topallıyordu.

Selâm verdikten sonra, fırıncının tezgâhına yaklaşarak; “Ekmeklerimi alayım! Benim ikizler acıkmıştır.” dedi.

Fırıncı, adamın kendisine uzattığı torbayı alarak tezgâhın altına eğildi ve bir gün öncesine ait olduğu anlaşılan ekmeklerden 4-5 tane çıkardı.

Ben o arada oturması için kendi yerimi o adama vermiş, tezgâhın yanına iyice yaklaşmıştım. Ekmeklerden birkaç tanesinin şekli değişmiş, katılaşmış, taş gibi olmuştu. Fırıncıya sordum:

– Neden taze ekmeği beklemesini söylemiyorsun? Biraz sonra çıkacak dedin ya!..

– Bayat ekmekleri kendisi istiyor. Çok fakir bir adam. Ona bayat ekmekleri yarı fiyatına veriyorum.

– Kim bu adam?

– Kendisi Kore gazilerinden. Oğluyla gelini bir trafik kazasında vefât edince, ikiz torunlarını yanına almıştı. Yıllardır onlara bakıyor, hem de çok az bir maaşı var.

Fırıncının anlattıkları karşısında içimin yandığını hissediyor ve ufak da olsa bir şeyler yapmak istiyordum. Fırıncıya yavaşca dedim ki:

– Aradaki farkı ben vereyim. Hiç olmazsa bugün taze ekmek yesinler.

Fırıncı, teklifimi kabul etti. Biraz sonra da, fırından yeni çıkan taze ekmekleri adamın torbasına doldururken şekli bozuk, bayat ekmekleri de tezgâhın altına koyarken ihtiyara takıldı:

– Bugün çok şanslısın hacı amca. Çocuklar için sana pasta gibi ekmek vereceğim.

Yaşlı adam, bir evlât sevgisiyle kucakladığı torbayı göğsüne bastırarak kapıdan çıkarken bana döndü ve dedi ki:

– Allah, senden razı olsun evlâdım. Bugün onların doğum günüydü…

Kayserililer zeka, kurnazlık ve işbirlikleri ile tanınırlar. Arapların Kaysariye, Kayser’in, yani imparatorun, hükümdarın memleketi dedikleri bu ilimizden, pek çok iş adamı tüccar, sanatkar, ünlü ve büyük kişiler yetişmiştir. Osmanlılar Devrinde Kayseri de, esnaf ve tüccar bile Enderun dili kullanırmış. Kayserililer, ilim ve bilgiye önem veren, bunu zekaları ile pekiştiren kişilerdir. Kayserililerin zeka ve kurnazlıklarını konu alan pek çok öykü ve fıkra vardır. Akıllılıkları ile ün yapan Kayserililer, memleketleri ile övünürler. Hatta, alçakgönüllü olanlar, Kayserili olduklarını söylemez bunu bir övünme olarak kabul ederlermiş.

Bir Yüzbaşı, bölüğündeki erleri sıraya dizmiş, okur yazar aklı başında olanlardan, terhis olan çavuşun yerine görevlendirilecek birini seçmeyi düşünüyormuş. Öne atılıp, göreve talip olan bir ere sormuş:

– Sen okur yazar mısın?

– Hayır, demiş er. Okur yazar değilim ama Kayseriliyim….

Biz önceden Gaziantep’te otururken hiç bir sorun yoktu. Babamın emekli olmasının ardından Karaman’a taşındık. Buradaki evimiz çok büyük güzel ve ilgi çekici. Fakat yaşadığımız kötü şeyleri öğrendikten sonra bu evin hiç de iyi bir ev olmadığını anlayacaksınız.

Bu evi ilk gördüğümde çok güzel bulmuştum. (dışarıdan görünümü) Fakat dışarıdan bakmaya devam ettim. Ne kadar güzel diye düşünerek sürekli evimizin dış görünümünü seyrederken olayların farkına varmaya başladım. Bina 3 katlı ve 3. kat henüz tadilatta olduğu için kimse oturmuyor. Bir gün evimizi izlerken evimizde tuhaf bir ürkütücülük olduğunu gördüm. Taa bakarken 3. kattaki evin boş olmasın rağmen camdan bakan birilerini gördüm. işin kötüsü biz buraya taşındık taşınalı tadilat için hiç usta gelmedi. Sonra 3. katı merak etmeye başladım bizim evin balkonundan yukarı katın balkonuna tırmandım. Balkonun kapısından içeri girmek için kapıyı açmaya çalıştım fakat kapı kilitliydi. Sonra balkon boyunca dolaşıp pencereden bakmaya çalıştım. Evden çok iğrenç kokular geliyordu. Sanırım ölü kedi kokusuydu. Aldırmadan içeriyi incelemeye devam ettim. Evde gölgeler dönüyordu. Ve yerde kana benzer kuru bir sıvı lekesi vardı. Çok korktum ve hemen bizim evin balkonuna atladım. Gece uyurken bana birinin seslendiğini duydum. Dışarıdan geliyordu. Korkudan yatağımdan çıkmadan pencereye baktım. Birisini gördüm. insana benzemiyordu. Bunun nesi korkunç dediğinizi hissedebiliyorum. Fakat işin kötüsü ikinci katta oturuyoruz. Neyse işte hayal gördüğümü düşünerek gözlerimi kırpıştırdım ve tekrar baktım. O varlığın yerinde duman vardı . Arkamı dönüp uyudum. Ertesi sabah kalktık ve balkondaki çekmecenin içindeki eşyaların bir tanesi bile dökülmeden yere yatık ve üstündeki şeylerde aynı şekilde düzeni bozulmamıştı çekmece yere yatık bir şekilde duruyordu. Hepimiz korkmaya başladık. Bir gün evimize yatılı misafir geldi . Gece uyurken birden bir tokatla uyanmış. Etrafına baktığında kimseyi görememiş. Küçük kardeşime baktığında onu yerinde göremeyince etrafına bakınmış. Kardeşimi ranzanın altında duvarın dibinde görmüş yatağına yatırmış. Mutfağa gidip su içmiş geri odasına gittiğinde kardeşimin yorganını duvara yapışık bir şekilde görmüş. Kardeşimi kendi yorganının altına yatırmış ve tam arkasını döndüğünde bir bakmış ve mutfağa bir gölgenin girdiğini görmüş. Ertesi sabah evine gitti ve bir daha evimize gelmedi. Geçenlerde ben okuldayken annem kardeşimi uyutmuş ve kendiside uyumuş. Kardeşim uyandığında annem uyuyormuş Kardeşim yataktan kalkmış ve annemin çantasını oynamaya başlamış. Tam hapları kabından çıkarmaya başlamış ki birisi annemi dürtükleyerek uyandırmış annem arkasını döndüğünde kimsenin olmadığını ve kardeşimin hapları yemeye çalıştığını görmüş. Ve kardeşimi alıp komşuya inmiş. Şuan pek abartılı olmasa da biz uyurken ışıklar açılıp kapanıyor. Ve bazen dolaptaki yemekler kendiliğinden bitiyor. Bazen akşamdan aldığımız ekmekleri sabah bulamıyoruz. Dolaptaki abur cuburlarım kayıp oluyor ve ertesi gün aynı abur cuburun farklı markasını kitaplığımda buluyorum.

Şuan aynı evde oturuyoruz ve bazı gecelerde de üst kattaki ev boş olmasına rağmen yukardan şarkı, kahkaha ve ayak sesleri geliyor. Ne yapabilirim? Yardıma ihtiyacımız var bundan nasıl kurtulabiliriz???

http://www.takvim.com.tr/.../yasanmis-gercek-bir-olay

çalıntıııı !

"Bitane liseli çoçuk varmış bu elaman doğuştan gelen bir özelillikle insanları devamlı züt edermiş (morartırmış).

Neyse bu elaman lise 3 e başladığında anası bunu okul servisine yazdırmış ki cocugum okula gidip gelirken yorulmasın...

Tabi bu eleman seviste gel zaman git zaman herkesleri züt edip duruyormuş servisteki tüm öğrenciler, Söför abi ve hostes abla bu dallamadan bıkmışlar ve

-""son 1 Ay kaldı fazla parada gitmez Su hoşafa taksi tutalım taksiyle gidip gelsin"" demişler taksi tutulmuş ve çocuk taksiyle okula gidip gelmeye başlamış ama servisteki diğer elemanlar taksiciyi uyarmış

-""taksici abi sakın bu elemanla muhattap olma adamı durmadan züt eder"" diye taksicide ilk 2 hafta konuşmamış cocuk.

2 hafta sonra (ÖSS SINAVI YAKINKENE) bu salak cocuk taksinin arka koltuğunda kendi kendisine konuşuyormuş.

-""annem öğretmen babam öğretmen olsa bende öğretmen olurudum, annem doktor babam doktor olsa bende doktor olurdum, annem Avukat babam avukat olsa bende avukat olurdum "" çocuk bunları söylerken taksici dayanamamış ve şöyle demiş

-""Anan huur Baban pekekent olsa ne olurdun?"" Çocukta cevap vermiş

-""T A K S i C i olurdum"""

evet beyler canımdan çok sevdiğim bi kız'dı kendisi taaki düne kadar..

kısaca özet geçiyim bu kızla yaklaşık 2-3 aydır çıkıyoruz ve mutluyduk. benim takıldığım bi arkadaşım var (CEMAL) hergece beraberiz ve yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez halada öyle.. neyse bu bi trip atmaya başladı yok efendim öyle böyle derken bende ayrılalım uzatmayalım dedim madem sevmiyorsun..
ve senin gönül eğlendirmekten başka yaptığın yok dedim.. bu da bu mesajla son buldu..

özet : Şu kızların zütünü kaldırmayın lütfen

BiLiN BAKALIM NE EKgib

HERKES TOPLANSIN BEYLER PREZERVETiFE TÜRKÇE BiR TAKMA AD BULUYORUZ KATILMAYANIN AMK !

Edit : Döl Savar

Herkes katılsın beyler eminim güzel bi şeyler çıkacaktır

Lise ikiye gidiyordum okulumdan kovuldum başka bi okula gittim kayıt yaptırdık falan okulda herkes birbirini tanıyor neyse bi sınıfa verdiler beni cam kenarında boş bi sıra vardı geçtim oturdum kızın teki geldi o sırada ben oturuyorum öyle her boş gördüğün yere oturma dedi neyse dedim kalktım bende kilolu bi çocuk vardı onun yanı boştu yanına oturdum kız alay edercesine dikkat et yemesin seni dedi yanımdaki çocuk kızardı neyse hoca sınıfa geldi sınıfı saydı 26 kişi mi çocuklar dedi kız ordan çıktı hocam siz 27 sayın bazı arkadaşlar iki kişilik dedi. Herkes ooo falan demeye başladı bende ona dönüp ne oldu hamilemisin dedim sınıf iptal oldu yeni kayıt yaptırdığım okuldan ilk günde kovuldum okulu da ondan sonra bıraktım zaten pişman değilim

Merhaba arkadaşlar

Nasıl başlıyacağımı bilemiyorum ama geri kafalı bi babam var. Neden geri kafalı diye sorucaksınız.

Yemek yiyoruz. Bugünde bahçede yiyelim dedik hem annem bi yandan yer hemde bi yandada dayıma yedirir.Hem bi temiz hava almış olur dedik. Babam geldi oturdu sofraya sineğin içinde bize yemek yediriyorsun diye anneme kızdı.(Normaldede geri kafalıdır bugüne özel birşey değil.)(Bilmiyorum belkide dayım ile nenem'e(Alzaymır) bizim evde bakıldığı için kızgındır. Dayım ve nenem bir süre gelip bizde kaldığı zaman kızgınlığı 2 kat artmaktadır.

Ben öyle tespit ettim.)Yemek yerken boğazımdan lokmalar zor geçti. Artık kalkıp gitsede yukarıda televizyonunu izlese diye dua ettim. Annem pazar'dan aldığı eşyaları yukarı taşıyordu bende yardım edeyim dedim. Yukarı getirdim."Sen bu eve ilaç atmıyormusun" diye anneme kızıyor. Bende o sırada annem eşyaları dolaba yerleştirsin diye bir bir veriyordum.

Sürücü kursuna gidiyorum eğitim'ler bitti. Aradım bugün sürücünü kursunu ağustos ayının sonunda sınav var.Git diyor iş bul evde ya..ak mı var bekliyorsun akşama kadar dedi. Bende dedim baba para'ya ihtiyacın varsa verebilirim dedim. Döndü arkasına baktı "Ne diyorsun oğlum sen" diye bana kızdı.

Laf anlatsan laf anlamaz.Şimdi hatırladım bundan 2 sene önce tarlada çalıştık. Geldik dedem'lerin evinde banyo yoktu.Gir dedi tuvalette banyo yap (O kadarda bi acelemiz yoktu kendi evimize gidicektik.) Tamam dedim yapayım suyu doldurdum bi elledim su buz gibi "Baba dedim biraz suyu ısıtalım" gerek yok hava sıcak iyi gelir dedi.(Havanın falan sıcak olduğu yok yanlış hatırlamıyorsam yazdan çıkıyorduk.)Buz gibi suyu tuvalette titreye titreye üstüme döktüm. Sonra kendisi girdi."Hakkatten su soğukmuş dedi. Kendisi suyu ısıttı sıcak suda banyo yaptı. Sonra dönerken arabada kustum zaten yarınıda hasta oldum. Yani sormak istediğim böyle bi baba ile ne yapılır. Eminim bu kadar anlayışsız bi babanız yoktur.Bi tavsiye verin lütfen.

sevdiğim bi rap'çidir. newschool olmasına rağmen başarılı bi rapper.

https://www.youtube.com/c.../UCpAQkFSYSQkPtpAIk7UAjmg