0
Yaşım 13-14 filan. Yaşıtım olan mahalleli çocuklarla Bahattin abinin binasının merdivenlerinde kös kös oturuyoruz. Oyun oynanacak alan çok olunca da mahalle çocukları olarak oyundan bıkmışız artık. Maç desen daha yeni yaptık, 9-3 ellerine verdik Furkanların. Saklambaç desen gece daha zevkli o. Sek sek desen kızmıyız lan biz! Şişe çevirmece desen oha! Mahalledeki oyun hayatımız kısır bir döngüye girmişti. Her gün okul çıkışı Bahattin abinin binasının önüne koşuyor, maçımızı yapıp merdivenlere seriliyorduk. Hayat bizim için çok erken sıkıcı hale gelmişti; bunun içinmi beklemiştik dokuz ay anamızın karnında, bunun içinmi tekmelemiştik dışarı çıkacağız diye. 13-14 gibi çok erken bir yaş aralığında hayatı sorgulamaya başlamışken Uğur ağabeyler yetişti imdadımıza. – maç yaptınızmı lan? At bakim topu.
– abi yaptık tabi amk, ipmi atlayalım karı gibi.
– yok olum, yine top oynayalım ama kolasına oynayalım, kaybeden kazanana kola ısmarlasın.
Şu zaman için küçük ama geçmiş zaman için cep telefonu kadar büyük bir teklifti bu. Tabi yenilsekte benden para çıkmayacağı için gönlüm rahat. Abilerim dururken banamı düşüyor para vermek. Koca yürekli abilerim benim seviyorum sizi. Artık top peşinde koşarken kıçımızdan akan terin bir karşılığı olacaktı, terimiz kola olarak geri dönecekti körpe bedenimize. Önce elimizdeki topu değerlendirdik %95’i soyulmuş dandik havası inmiş bir topla oynanmazdı bu maç. Hemen Koray abinin annesinden saklayarak bir kenarlara iliştirdiği taş gibi, ayak deymemiş, nike topunu getirdik. Saydık 10 kişiyiz. Hemen 5e5 kurduk takımları, başladık maça. Lakin çok geçmeden bir anormallik olduğunu anladık. Maç kolasına olunca bütün dengeler değişmişti. Normalde toptan kaçan, üstüne top gelince zütünü dönen en korkaklarımız bile lugano gibi topa atlıyordu. iki metre top süremeyen en kazmamız bile alex gibi top sürüp, Caner gibi derinlemesine pas atıyordu. Üç adam ağırlığındaki emre abi desen adeta quaresma gibi top cambazı olmuş, sayamadığım kadar adam çalımlıyordu. Ama şu bir gerçekki mahalle maçlarında benim olduğum takım yenilmezdi. Maç bitince biz topyekun bayramlar markette alıyorduk soluğu. Kazanan taraf bizdik ama her iki takımda içiyordu alınan koladan. Hatta kenarda büyük hayranlıkla maçı izleyen veletler bile nasibini alıyordu. Şöyle bir geriye dönüp bakıyorum da ulan harbiden çok kral çocukluk yaşamışız be.
Yaşım 19