0
Beatles konserinde çekilen fotoğrafım, futbol, izci ve avcılıkdan kazandığım madalyalar, stickerlarla dolu dolabım ve daha bir çok şey. Bu odayı uzun bir süre göremeyeceğim aklımın ucundan bile geçmezdi...
Saçıma fön çekerken annemin seslendiğini duyup odadan çıktım. Babam ayakkabılarını giymiş beni bekliyordu. Annemi ve kardeşimi öpüp bavulları aldım ve arabaya yükledim. 2 hafta kadar bir süre bu şehirde olmayacaktım. Özleyeceğimi de sanmıyordum. Arabayı Sudelerin evine doğru sürdük babam babasıyla konuşup az da olsa içlerindeki endişeyi azaltmak istiyordu. Bense gemide yapacağım şeyleri arka koltukta hiç yanımdan ayırmadığım küçük, gri not defterime yazıyordum. Nihayet evin önüne gelmiştik. Oturup annesinin hazırladığı çay ve kurabiyeleri yerken babam Sude'nin babasıyla konuşuyordu. Babasının yüzündeki tebessüm beni mutlu etmişti. Sude hazırlanıp yanımıza geldi. Sudeyle aramızda bir ilişki yoktu, sevgili değildik ama arkadaştan öteydik. Neyse ki yetişkinlerin uzun ve sıkıcı konuşmasından sonra Sude'nin de eşyalarını arabaya yükledik. Babam arabanın anahtarını verirken eli titriyordu, sanırım arabayı benim kadar seviyordur. Belki daha fazla...
Okuyan olursa devamı gelir biçız.