tuzlu ayran iç

ikinci seanstan sonra pgibologa gitmeyi bıraktım.
pgibolog bende kapalı olan bir ampulu yaktı.
'affetmek en büyük intikamdır. sana yapılanlardan dolayı intikam almak istiyosun eminim ama değmez '
kadın bunu dedikten sonra neden intikam almıyorum dedim.
şu mıymıntı kadın ilk defa bi halta yaramıştı.

aslında o noktada biraz haklıydı.
hayatım sürekli kendimi sevdirmekle ve insanları mutlu etmeye çalışmakla geçti.
akrabalarımla kalmaya başladıktan sonra hanım hanımcık bir kız oldum. beni en dandik liseye gönderirlerken bile sesimi çıkarmadım. haksız yere beni suçlayıp yanlarında kaldığım her dakikada bir laf sokmalarına laf etmedim. onların geri kafalılığı yüzünden potansiyelime ulaşamama rağmen onları herkesten her şeyden üstün tuttum. niye ? beni sevsinler ve sokağa atmasınlar diye.

arkadaşlarımla hep iyi geçinirdim. kötü bir laf dahi edemezdim.hep onlar olmasa yalnız kalacağımı düşünürdüm.
sonra hayatımın aşkı (zannettiğim) adama karşı hep tavizler verdim.

benim hayatım bundan dolayı bu kadar sarpa sardı. kendimi sevdirmeye çalışmaktan.

bana kalsaydı gittikten sonra bir daha asla görüşmezdim onunla. görüşmedim de ta ki arkadaşlarımın zoruyla pgibologa gidene kadar.o pgibologla görüştüğüm günün aq.bu memleketteki hiç bi pgibolog bi halta yaramıyor.tek yaptıkları mıymıntı gibi dinleyip kafalarından teşhis sallamak.
panpalar bu pgibologlardan bi fayda göreniniz varsa affola. bilemem.ama benim sadece tek bi noktada işime yaradı.

pgibolog arkadaşlarımdan birinin akrabası. gittim ilk gün yanına. içeri girer girmez oturdum. koltukları da yumuşak rahat falan.
kadın son yaşadığım olayları değil tüm hayat hikayemi anlatmamı istedi.
ben anlattıkça başını sallayıp, hıhı, evet dedi.ilk terapinin sonlarına doğru çocukluğuma kadar her şeyimi öğrendi ve şu yorumu yaptı:
çocukluğunda ailesini kaybeden kişiler birlikte oldukları kişiye hep yaranmaya çalışır.o kişilere bağımlı hale gelir. böyle derin bir kayıp yaşayan insanlar arkadaşlarına ve sevgililerine gereğinden fazla değer verir. yıkılmanızın ve bu kadar büyük boşluğa düşmenizin sebebi bu.

Beyler tekrar devam ediyorum hikayeme.

öncesini de okumak isteyenlere (bkz: bir kızın yaşanmış hikayesi)

devam kısmını okuduktan sonra sizden tavsiye ve yorum istiyorum.

mücahit'in capsini isteyenler olmuş.ne kadar bir barzo olsa da onun capsini atacak kadar şerefsiz değilim.
Ama inandırıcılık açısından kendi capsimi 2-3 kişiye atarım.(sansürleyip atarım panpalar çünkü bursadan okuyan çok panpamız varmış. kusuruma bakmayın artık.)

okumak isteyenler rezervlerinin alsın.
hiç kimse okumasa da başladığım işi bitiricem artık beyler.

kapıyı çarpıp hem evinden hem hayatından gibtir olup gittim.

Ve o an defolup gitsem mi diye düşündüm ama bu fazla saflık olurdu. ışıkları aniden açtım. ikisi de anında dönüp bana baktılar. Kevaşe hemen üzerine çekti benim beğenip aldığım, hayatımın aşkıyla paylaştığım yorganı.
ikisinin de suratına tükürdüm. aynalı komodini yere devirip tekmeledim. hiç konuşmadım, hiç konuşmadı. öylece sustu kaldı her zaman çok iyi konuşan adam.

Yatak odasına vardım ve bakakaldım. bekaretimi verdiğim adam, hayatımı sırf onunla beraber olmak için değiştirdiğim adam, onurumu,gururumu ezip deliler gibi sevdiğim adam başka bir kadının üstünde bu sefer onu zevkten inletiyor.

Eve vardım. sürpriz yapıcam ya kapıyı anahtarla açtım. içeri girdim ortalık zifiri karanlık. odadan sesler geliyor. anahtarı yere düşürdüm. poşetleri içeri aldım ve kapıyı kapattım. içerden hala ses geliyor. Parmak ucuma basa basa yürüyorum.

Önce kuaföre uğradım manikür yaptırdım. saçıma fön çektirdim. makyajımı silip daha hoş bir makyaj yaptırdım.
Markete uğradım et aldım, salatalık malzeme aldım. mücahitin çok sevdiği lokumlardan da bir paket aldım.

Bir gün kendi kendime kızım barbii dedim. bugün işten erken çıkayım da mücahitle biraz baş başa kalalım.bir günden bir şey olmaz dedim.

işten geç gelmemi istemiyordu.ama zorundaydık. neredeyse 2 ay hep mesailere kalan bendim.iş arkadaşlarım alay ediyordu benimle.ama maaşım en azından iyiydi.
Mücahit yine tatlı dilliliği ile patronunu etkilemiş ve neredeyse sağ kolu olmuştu.bu yüzden işten erken çıkıyordu ama hala yorgun ve bitkindi. hasta olmasından endişe ediyordum.

Hayatımız devam ediyordu zordu ama biz üstesinden geldik diyodum.

işten sürekli mesai alıyordum.eve vardığımda saat 10’u geçiyordu.

Bazen eve geldiğimde mücahit oluyordu ve yine her zamanki gibi yorgun gözüküyordu. ışıl ışıl parlayan kömür gözlerinin altı yorgunluktan şişmiş oluyordu. çay demleyip pamuğa batırıyordum sonra gözlerinin üzerine koyuyordum kendi ellerimle.

ben başaramadıklarını düşünüyordum. mücahitin sevgisi aynıydı.eve çok yorgun geliyordu tek sorunumuz oydu. bazen gecelere kadar çalışıyordu.ve nikah tarihi de almıştık sonunda.

aradan 1 ay geçmiştir ya da biraz daha fazla .
mücahit arabasını satmıştı. küçük bi yerde iş bulmuştu.evi kendi adına olduğu için biraz rahattık bir yandan ben de çalışıyodum.

Yapmak istediklerini anlamıştım. mücahiti parasız bırakıp hem benim aşkımı ölçüyolardı kendi ufak beyinleriyle,hem de mücahiti alışık olduğu zenginlik ve güçten uzak tutup benden soğutmaya çalışıyorlardı.

Mücahite kalsa hala sorun yoktu.ama yavaş yavaş gördü ailesinin gerçek yüzünü.
Önce ailesi telefonlara çıkmamaya başladı. kardeşi bile. murat muallaksi bile.
Sonra mücahitin kredi kartlarını teker teker iptal ettirdiler.
En sonunda mücahit işe gitmek için çıktığında masasının başkasına verildiğini görmüş. kendi babasının fabrikasında bir dövülmediği kalmıştı.

Mücahitle birlikte yaşamaya başladım. bana olan sevgisinden emindim. çok rahat gözüküyordu.ben tek erkek evlatlarıyım bana kıyamazlar diyordu.
Mücahit aradan zaman geçsin diyodu ama şerefsiz murat yine tutamıştı yamuk çenesini.
Boşboğazlı muratı hayatımızdan silip atsak iyi olurdu çünkü yavşak herif mücahitle aynı evde nikahsız yaşadığımızı da anında yetiştirmişti.
Mücahit aradan zaman geçsin diyodu ama şerefsiz murat yine tutamıştı yamuk çenesini.

Mücahit büyütmek istemedi meseleyi. evleniriz kim karışabilir dedi. evlenene kadar benle kalırsın onlar da bunu hazmeder diye plan yaptı.ona o kadar güveniyordum ki planına da uydum.

Konuşan bir kadındı ve mücahitin annesi olduğunu söylüyordu. dediklerini aklımda kaldığı şekliyle aktarıyorum beyler:
-Sen Barbiisin dimi? Aldım haberlerini ,eğer oğlumdan uzak durmazsan yolarım seni.
+Ben uzak dururum ama bakalım oğlunuz benden uzak durabilcek mi?
-o nasıl laf terbiyesiz benim oğlum sizin gibilere mi kaldı.

Telefonu suratıma kapattı kevaşe. ardından mücahiti arayıp soruşturdum. murat konuşurken ağzından kaçırmış mücahitin türk sevgilisi olduğunu. annesi bunu duyunca küplere binmiş hemen numaramı alıp beni aramış. beyler kürt sorunu vardır doğrudur ama türk sorunun da varlığını böylece öğrendim.

Ama mücahitin sandığı gibi olmadı.
Ben evde otururken telefon çaldı. gittim bilmediğim bi numara. normalde dolandırıcılar arıyor diye açmam bilmediğim numaraları.
Ama o gün şeytan dürttü derler ya açtım.

Mücahit benim ilkim olduğuna şaşırmış ve çok sevinmişti. Ailesiyle tanıştırmak için sözler veriyordu ve eminim seni çok sevecekler diyordu.

edit1:yazım hatalarım için kusura bakmayın hızlı yazmak için dikkat edemiyorum.
edit2:kesin erkek diyenler bu başlıktan gibtir olup gitsin.

Benim sevdiğim biriyle ilk kez yakınlaşmamdı.ve bunu mücahitle yaptığım için içim huzur doluydu.ona karşılık beklemeden derin bir güven duyuyordum ve gözlerine baktığımda ,onun yanında güvende olduğumu hissediyordum.

Eli bi yandan sırtımda geziniyordu. elini en son boynuma getirmişti ki elbisemin fermuarını bulup açtı.
Bir yandan öpüşürken diğer yandan hem kendi elbiselerini çıkardı hem benim üstümdekileri.

Kucağına alıp beni kanepeye zütürdü bir yandan beni öpmeye devam ediyordu.

Mücahit ailesinden ayrı tek başına yaşıyordu.ama evi bekar evi gibi değildi. çok düzenliydi ve çevrede hakim renkler siyahla beyazdı. mutfak aydınlık ve büyüktü.
Mücahit ben açım dedi. mutfağa gitti makarna suyu koydu.ben de salata yapıyordum. mücahit bi yandan makarnaya sos hazılıyordu. domatesleri keserken parmağımı kestim. beceriksizlik değil.ilk kez onun evindeydim ve çok heyecanlanmıştım. geldi sarıldı. bırak ben yaparım dedi. senin kılına zarar gelse ben kahrolurum dedi. sıcacık dudaklarıyla beni öptü. öperken biraz geri çekild,.evlenirsek aç kalıcam anlaşılan dedi. sonra beni öpmeye devam etti.