oysa dünya ne geniş koğuşum dardı... bıraksalar martılarla randevum vardı...

bir zavallının anı defterinin en puslu köşesinden, her birinin yüreği birer kor tanesi gibi atan koca kitlelerin en şiddetli çığlığında dolanan adam...

milyonlar için özgürlük türküsü, on binler için en anlamlı ağıt, geriye kalanlar için kara yazı olan adam...

iyi bak yitip gidenlere orada... iyi bak zavallı bir adamın... koskocaman yitikliğine... burada yarım kalmış türkülerinin üstüne nice ölümsüzlükler eklenecek bir melek parçasına...

içilen her dalı anlamlı kılan sizlere, içilen her kadehi paylaşan ikinize...

ikinizinde doğum günü kutlu olsun... iyi bakın birbirinize...

https://www.youtube.com/w...yJ1Q3CJo&spfreload=10

bu yorumu ben hiç yazmadım sizde hiç okumayın... ben sadece yazmak istediğim için yazıyorum şuraya...

sanatı "anlayana" yapmak çok tasvip edilecek bir şey değildir elbette... ancak, sanatın sanat olmasını sağlayan temellerden biride "geliştirme"dir... bir diğeri de, "cesarettir"... mizahla uraşan adam, seni beni senden benden daha iyi tanır... aslında mizah yapan adam, "anlayana" sanat yapmaz... "anlamanız gerekir" mizahçının icrasını... gora, arog gibi "oyun için sanat"a karşı değiliz... sonuçta osurup-sıçıp milleti güldürmekten öte işlerdir onlar... ancak, cem yılmaz şuan yaptığı filmde bir sanatçının topluma karı ve bir sanatçının sanata karşı olan tüm diyetlerini ödemiştir bence... mizahının hitap ettiği kesimin tek yönlü algısına karşı kolları sıvamış ve cesaretli davranmış... sırf bütün bunlar için dahi cem yılmaz artık belli bir yere gelmiş sayılır... "pek yakında" onun ustalık eseridir bu ortada açık...

üzülüyor mudur filminin izlenme oranlarına?... yapmayın... hangi açıdan üzülürü sorun bana... yoksa herkes üzülür sektörde işinin, emeğinin değerini görememesine... ancak sinema bunun üzerine kuruludur... böyle bir şeyi yaşamak istemeyip, bu işe atılmanın mantığı ne olabilir ki?... o kadar şikayet edip, dem vuruyorsunuz "çok reklam almış abi... " diyorsunuz... bu kadar reklam almasının sebebi sensin... bunu da biliyorsundur umarım... bilmelisin... cem yılmaz'ın yolundan caymayacağınıda biliyorum... o tabiri caizse bir kere kolunu sıvadı bu işe... devam edicek...

ancak ileride yapacakları ve geçmişte yaptıklarını bir yana bırakalım... filmi sabaha kadar eleştirip iyi ve kötü yönünü bir yana bırakıyorum ben... çünkü cem yılmaz, bu filmde işlediği konuyla benim içimi deşti... sektör yolculuğu başlamadan bitmiş, sinema aşkını ve hayallerini satmış bir adamın kalbi "cız" eder bu filmde... ki öyle oldu... "cız" etti içimde bir şeyler... 30 yaşında bir adamın, bir çocuk gibi hayran budalası, imrenme ve pişmanlık üçgenin içinde izlemesi bu yüzdendir işte pek yakında'yı... kim niye istemez, ahben sonel'in hayatını dinlemek?... ejder'in müzesini gezmek, set planlaması yapmak... her şeyi gibtir edip korsan film satmak... yaşadığın hayatına bakta, yıllarca bu duyguların hiçbirini yaşayamacağın için yan kendine...

bu yüzdendir ki, o filmde oynayan emektar ve yetenekli oyuncularının performanslarının bu denli güzel olması...

şu hayatın en ufağını tadamayacak bir adam olarak... yitip giden hayallerini filme döken bir mizahçıdır cem yılmaz...

cem yılmaz, artık sadece "cmylmz" değil...

bana düşen sadece derinden bir "eyvallah" demektir...

daha ne olsun...

oysa dünya ne geniş, koğuşum dardı...
bıraksalar martılarla randevum vardı...

- yılmaz odabaşı

akşam saatlerinde ele geçen buruşmuş kağıtta yazar bu şiir...

gece gece rakıya arkadaş olur...

savulun vardı lan... isyankar bin...

rakının yanına en iyi sevda gider...

muallak moderasyon...

çırpının huur çocukları...

ama inşallah bu entryle birlikte uçurursunuz başlığı bir daha açıp buraya kadar getiririz...

gibtirin lan...

seçimde oy kullanmaya gitmeyecek olanlarada bi kahve yapsana...

devirdim yine bi büyük...

sende ve partnerde bitiyor her şey...

heyecan yerine tutkuyu devreye sokarsanız zevk alırsın...

ama sonra hayal kırıklığı falan filan...

isviçre yine tarafsız...

not: zürih gençliksporluyum...

yaradan mevlam, neden rakıyı yasaklasın ki?...

sen hollanda'ya git...

şaka şaka...

kızın başını yakma hiç... onu o güzel memleketten niye çekip getiriyon buraya...

taş yerinde ağırdır... sen de burada kal...

yani hangi dernektensin?...

eczanelerde organize sanayi bölgesi o hesaba göre...

marketler çıkma parçacı...

memlekette sahibinden.com...

iyi iyi...

oy kullanmayacağım için mutluyum...

ha @1 ben sana boşa kürek çeken adam ve kılıç balığı sürüsünü anlatmış mıydım?...

anlatırım sonra...

bugünün türkiyesini anlatıyor dersen eğer konuyu saptırmış olursun... bugünün iran'nına benziyor... bugünün teokratik devletlerine benziyor...

bugünün türkiyesi daha farklı şeyleri anımsatıyor bize...

@4 ahahahaha... hey gidi günler hey...

benim bu anekdot'ta en sevdiğim taraf bunun için uğraşmış olman...

çok iyi ya...

allah kainatı 6 günde yarattı...

bitti...

yani yaratma işinin bittiğini anlıyoruz...

o zaman yaratılanın üzerinde keşif yapmaktan ibaretse kainatın genişleme eylemi?...

soğan...

@8 oha lan ne vardı bu kadar gülünecek?...

%2 ulvi...

yetersiz ulvi...

kabeye gedince kıbleyi soran ulvi...

yeşilimi ver bana la lay...