0
Hell Yeah!! diyerek başlamak istiyorum yazıya. Her yerde, her zaman metal müzik ruhunu içimizde hissederiz çünkü. Metal müziğin o sert ama içinde derin duygular barındıran tarzı, hayatımızın her yerinde bizi iyi hissettirmeye yeter. Arch Enemy ile duygulanan, yine Arch Enemy ile gaza gelen bir topluluktan bahsediyoruz !
Uzun saçlar, küpeli kulaklar, simsiyah kıyafetler, uç bir bakış açısı, içten gelen rahatlık ve dahası, bizim hayat tarzımız. Tabi uzaktan bakıldığında sadece bunlardan ibaret sanılıp, saçma-salak bir sürü ön yargıyla karşılaşmamız mümkün. Hepsine değinmek istiyorum beni kimse durduramaz!
ilk olarak satanist yakıştırması sıkıyor bizim canımızı. Yok değil, evet aramızda öyleleri de var. Ama her uzun saçlıyı bu gruba sokamazsınız! Her siyah giyineni satanist ilan edemezsiniz. ” Bak şimdi burda konser veriyo ama konserden sonra toplanıp kedi kesecekler.. ” efendim? Anlamadım? Biz müzik yapıyoruz arkadaş. Müzik! Asıl senin yaptığın şey yanlış. Sen ne yapıyorsun biliyor musun? Buraya müzik canlı müzik dinlemeye gelmişsin, bizim hayatlarımız hakkında atıp tutuyorsun. Müziğimiz umrunda olmadığı gibi, bizi anlamaya çalışmak yerine ön yargıda bulunuyorsun. Her insanın görüşleri vardır. Herkes bunlara saygı duyacaktır. Buna mecburdur. Çünkü çoğu şey gibi saygı da karşılıklıdır. Sen beni böyle yargılarsan, ben de bu yazıyı yazarım işte. Dedim ya herşey karşılıklı.
Bir de şu uzun saç merakı var. Saçlarını uzatan okadar fazla insan var ki. Bunlardan bazıları istiklalde gezen çöpçüler. Hadi git onlara da sen metalcisin, özentisin, saçlarını o yüzden uzattın de. Böyle bir düşünce nerden çıkıyor anlıyorum aslında yavaş yavaş. Çünkü ben metalciyim diye gezinen okadar çok ergen var ki. ilk işleri müzik kültürümüzü öğrenmek değil de saç uzatmak. Bir de küpe taktın mı al sana metalci. Hal böyle olunca da, herkese özenti gözüyle bakmak da bi yerde haklı bi ön yargı. Ama yine de yanlış. Kesinlikle yanlış. Sıkılıyor insan sırf bu yüzden yaptığı her şeyden. O metal müzik ruhunu içinde bulundurmayan insan bunu anlayamaz zaten ama, yine de anlamaya çalışsa kafii. Sahnede hayal eder her metalci kendini. Bu onun hayatının en en en önemli şeyidir. Sahneye çıkıp, müziğini ve sahne şovunu ortaya koymak. Sahne şovu diyorum bakın. Her grubun bir tarzı yok mu? Uzun saçlı olmayan metalci görmediniz mi? Lamb of God dinlemediniz mi, izlemediniz mi hiç?
Biraz da yaşantımızdan bahsedelim. Bir kaç evreden geçiyoruz herkes gibi biz de. Ergenlik bunlara dahil ama bahsetmek istediğim şey bu değil şuan. Bahsetmek istediğim şey, yaptığımız şeyler. Bakış açılarımız ve imkanlarımızı nasıl kullandığımız. Bazı zamanlar gelir, o içimizdeki birşeyler yapma hevesini gider studyoda kullanırız. Bizim ortak yemeğimiz tavuk dönerdir. Ortak içkimiz biradır.Bir konserde pogo yaparken üzerimize dökülen biralar eve geldiğimizde yüzümüzdeki gülümsemelere sebep olur bizim. Bazı zamanlar gelir gitarımızın telleri dayanamaz, bagetlerimiz kırılır. Sesimiz kısılır bağırmaktan. Boynumuz ağrır, tutulur, bi kaç gün hareket ettiremeyiz. içimizdeki bu enerjiyi nasıl anlatabiliriz bilmiyorum şuan.
Aklıma gelmişken, asilik bize özgü değil. Çıldırdınız mı siz! Dedik ya herkes bazı evrelerden geçer. Bu evrelerde genel bi tavır vardır ama insanın içindekileri dışraı çıkarmasıdır aslında o yine de. Neysen osun yani. Metalciymişsin, klagib müzik dinlermişsin, ne önemi var. Herkes o döneme girdiğinde asilik de yapar, herşeye karşı da gelir. Bunları yapma şekli farklıdır sadece. Okadar acımasızız ki, bazılarını görüyoruz, bazılarını görmezden geliyoruz ve damgayı yapıştırıveriyoruz hemen. Değil mi?Fazla uzatmaya gerek yok aslında. Kısaca anlattım işte. Bizim yaşam tarzımız budur. Farklıdır, eğlencelidir, güzeldir, bazılarına kötü gelir, bazıları çekemez, bazıları özenir, bazıları kendini öyle hissetmek ister ama yapamaz, bazıları da ister istemez kendini bu dünyanın içinde buluverir. Hell Yeah!! diyerek bitiriyorum yazımı. Müzikle kalın!
edit: vay amk
edit 2 : okumaya deger aslında ama sızde haklısınız tabı