• 0 / 0 / 43 entry
  • 1 başlık
  • 6.50 incipuan

guluguluzemzem dokununcu nesil normal

  • 0
    cin çağırdıktan sonra başıma gelenler
    tuhaf hayatım devam ediyor. başımdan talihsizlikler kurtulmuyor. geceleri ek başıma kalamıyorum evde. üniversite bitirdim, kaç yaşına geldim. ama evde tek başıma ya-ta-mı-yo-rum. çünkü korkuyorum. akşamlar ev ahalisi bir yerlerde olduğu zaman, evde yalnızsam bütün ışıkları açıyorum evin. evet evin banyo'da dahil olmak üzere tüm ışıklarını açıyorum.

    yıllardır bu olayın etkisi altında yaşıyorum, hala atlatabilmiş değilim. evde tek kalmam gerekse, gidip komşu da, akrabada yatmayı yeğliyorum. bu çok çok kötü bir durum. böyle aptallıklara sakın ama sakın bulaşmayın. kimisinin hoşuna gidiyor, heyecanlı geliyor. aksiyon arıyorsunuz anlıyorum da hayatını mahfetmeye değer mi?

    bulaşmayın.
    ···
  • 0
    billurnaz kozan dolgun meme capsleri çok fena
    yolla annesi namuslu zaaxde
    ···
  • 0
    türk kızı arşivlerimden
    yolla baba filmindeki vaftiz baba
    ···
  • 0
    türk kızı arşivleri vol 2
    yolla baba filmindeki vaftiz baba
    ···
  • -1
    fenerbahçe bağımsız taraftar forumu
    işine bak cinconlu.
    ···
  • 0
    fenerbahçe bağımsız taraftar forumu
    inci'nin eski havası bunun gibiler yüzünden yitip gitti.
    ···
  • 0
    fenerbahçe bağımsız taraftar forumu
    aziz'in yaptıklarından bıkmış binlerce Fenerbahçe'li var emin ol.
    ···
  • 0
    fenerbahçe bağımsız taraftar forumu
    Üye adını özelden atar mısın panpa?
    ···
  • 0
    fenerbahçe bağımsız taraftar forumu
    Umarım panpa. Böyle bir site gerekliydi, ne kadar kalıcı olacak göreceğiz.
    ···
  • 0
    fenerbahçe bağımsız taraftar forumu
    panpa tarafsız bir platform olur umarım. bıktık paralı askerlerden.
    ···
  • 0
    bodrumda buldugum alman yarimin meme ayak capsleri
    sazan.avi
    ···
  • 0
    soyunma kabininde gizli kamera
    yolla lys mağduru
    ···
  • 0
    hanna olarak göğüslerimin capsini yolluyorum
    yolla panpa
    ···
  • 0
    annesi orospu olanlar bu başlıkta toplanıyor
    reserved
    ···
  • 0
    annesi genelev çalışanı olanlarr
    yolla panpa
    ···
  • 0
    cin çağırdıktan sonra başıma gelenler
    özür dilerim çıkmam gerekiyor. yarın devam etmeye çalışacağım. bir şeyler sormak, öğrenmek isteyen arkadaşlar mesaj atarlarsa geri dönerim.
    ···
  • 0
    cin çağırdıktan sonra başıma gelenler
    bu durum canımı sıkmaya başlamıştı. neden? tam her şey az da olsa düzelmeye başlamışken, neden gene başladı hayatımı zulme çeviren bu gariplikler silsilesi. her okuldan ya da dışardan eve dönüşümde kapı sanki birisi beni izliyormuşcasına, birisini beni bekliyormuşcasına otomatik açılıyordu. göremediğim bir güç, otomatiğe basıyor gibiydi. sırf bu yüzden okula gitmek istemiyor, dışarı çıkmaya çekiniyordum. tesadüf olmaktan çıkmıştı durum. sürekli bu şekilde oluyordu. keşke sadece bunun kalsa. uyurken sanki birisi kulağım üflüyor gibiydi. bildiğiniz hissediyordum, kulağımda bir esinti oluyordu. birisi sanki kulağımın başında üflüyor gibiydi. tam uykuya dalmaya çalıştığım anlarda oluyordu bu. bir de parmak şıklatması sesi duyuyordum nadir de olsa. o daha da tedirgin ediciydi. ama ben bunlara hep anlam bindirmeye çalışıyorum kendimi rahatlatmak için. işe yarıyor muydu derseniz, hayır. aksine daha da kötü yapıyordu beni. kendimle çelişen bir insanı yapıverdi beni. bu şartlar altında nasıl yatabilirsiniz. mümkün değil. zulüm adeta. sabahları kalkarken ise boşluktan düşüyormuşcasına kalkmaya başlamıştım. sanki yüksek bir yerden düşüyormuşum gibiydi. tam düştüğüm, yere çakılacağım anda ise uykumdan uyanıyordum. uyandığımda yataktan kafamı kaldırıyordum hemen. o anları yaşıyormuş gibiydim. bir arkadaşımın annesi burada dergah'ta ders veriyor kadınlara. arkadaşım vasıtasıyla annesine bu uykudan kalkma hallerini sordum. annesi namaz kılmamı, dua etmemi söylemiş bol bol. zira arkadaşın annesine göre din'den uzaklaşmaya başlamışım. hakikaten de öyleydi. arada sırada da olsa cami'ye uğrardım ama artık hiç gitmiyordum. inançlı biriyim diyorsunuz ama bayram namazına bile gitmiyorsunuz. ben o hale gelmiştim artık.
    ···
  • 0
    cin çağırdıktan sonra başıma gelenler
    dikkat ettiyseniz çok olağan dışı şeyler yaşamadım üniversite dönemine kadar. içimde sıkıntı vardı, ama gördüğüm, duyduğum şeyleri yaşamıyordum. bir şey olup bitmiyordu, ama bende izleri vardı hala. atamamıştım. gene de evde varlığını anlamlandıramadığım şeyler görmekten, kapıların açılıp kapıldığını duymaktan iyidir. fakat böyle gitmedi bu.
    bir süre sonra gene garip bir takım olaylar olmaya başladı. ben tam kafa olarak kendimi toparlamaya başlamışken daha doğrusu toparlamaya çalışırken, olağan dışı olaylar gelişmeye başladı gene.
    apartmanın kapısı bir çok yer de olduğu gibi otomatikti. ne gariptir ki ben kapı önüne geldiğimde bina kapısı otomatikmen birisi tarafından açılıyordu. tam giriş kapısının orada kamera var. ben gene olayları mantık çerçevesinde değerlendirmek adına, birisinin benim geldiğimi görüp, kapıyı açtığını düşünüyordum. bir iki böyle devam etti, ama artık olay öyle bir hale geldi ki ben daha kapıya varmadan, kameranın kapsama alanına bile girmeden kapı açılıyordu. ve sanki ensemde birisinin nefesi vardı.
    ···
  • 0
    cin çağırdıktan sonra başıma gelenler
    anlatamıyordum insanlara yaşadıklarımı, neler çektiğimi, ne taktan bir hayat sürdüğümü. onlar beni asosyal bir insan olarak görüyorlardı, bilgisayara bağımlı hale gelmiş, insanlarla konuşmayan bir insan olarak. halbuki tüm bunların bir nedeni vardı. beni bu bu hale getiren bir şey vardı. insanlarla arama mesafe koymama kadar neden olan bir şey. elimde değilde bütün bu olanları engellemek. o kadar sıkıntı'ya, derde rağmen asla isyan etmedim, neden ben demedim. belki de yaradan beni bunlarla sınıyor diye düşündüm hep. orta okulun son dönemlerinde ve lise yıllarında hep böyle yaşadım. gizli bir hayat. dışarı mümkün olduğunca az çıkan, hayatını bilgisayar başında geçiren bir insana dönüştüm. ne mi oldu sonra? üniversiteye başladım. bu arada üniversiteye de 1 sene geç başladım. o dönem babam rahatsızlandı, masraf olmak istemediğim için aileme, okulu 1 sene erteleme kararı aldım. 1 sene sonra okula başladım. ismi lazım değil bir vakıf üniversitesine %75 burs ile girdim. üniversite de çok kötü başlamıştı. hazırlık okuyordum, ama ölü gibiydim. insanlar da bende ki garipliğin farkında olmalı ki, benden uzak duruyorlardı. bu nasıl bir hayattır böyle. isyan etmesem de, dik durmaya çalışsam da artık fiziksel olarak da zayıf düşmeye başladım. insan yemekten kesiliyor arkadaşlar, iştahınız kesiliyor. yapa yalnız bir insan haline gelmiştim. 1-2 arkadaşım kalmıştı beni arayıp soran. gerçek dost dedikleri insanlar, bu insanlardı işte. beni en zor dönemlerimde arayıp soran dostlarım vardı. belki de işin tek iyi tarafı buydu. kimin dost, kimin dost olmadığının farkına varmıştım.
    ···
  • 0
    cin çağırdıktan sonra başıma gelenler
    evde durmak istemiyordum artık. ne evde huzuru bulabiliyordum ne de dışarı da arkadaşlarımla birlikteyken ya da okuldayken. hayat tabir-i caizse zindan olmuştu. nasıl katlanabilir insan böyle bir hayata. her günün çileli, her günün ızdırap dolu, kafanda onlarca soru, kuşkulu bir hal içindesin ve çevrende ki insanlar sende ki bu değişimi çok derinden hissediyorlar. çok duydum arkadaşlarımdan sana ne oldu böyle gibi lafları. evet içime kapanıp, biraz çekingen birisiydim ama insanla konuşmayacak kadar değildim. tüm bunlardan sonra tamamen içime kapanmaya başladım. odamdan çıkmamaya başlamıştım, salonda pek fazla vakit geçirmiyordum, lavabo'da fazla kalmamaya çalışıyordum. duş alırken bile lavabo'nun kapısını açık bırakıyordum her hangi bir şey olduğunda bağırınca beni duysun diye evdekiler. akşamları duş almak mı? mümkünü yok. gündüz vakti, evde birileri varken duş alabiliyordum. akşamları dular ile uyuyabiliyordum. en azından beni az da olsa rahatlatıyordu. sürekli namaz kılan, cami'ye giden birisi değilim. fakat inançlıyım. ve dua etmek gerçekten rahatlatıyor insanı. pgibolojik mi dersiniz, ilahi mi dersiniz nasıl adlandırıyorsanız adlandırın. ancak dua ettiğim zamanlarda sıkıntılarım biraz daha azalıyordu. gel zaman git zaman uzun bir süre böyle yaşamak zorunda kaldım. asosyalleştim, arkadaş çevremi kaybettim, ailemle aramızdaki bağlar gevşedi, soğuduk birbirimize adeta.
    en acısı da ne biliyor musunuz arkadaşlar, insanların sanki ben olarak kasıtlı onlara soğuk davranıyormuşum gibi düşünmeleri yok mu, en çok yaralıyordu beni. akrabalara gidemiyordum artık. insanlardan uzak kalmak istiyordum çünkü bendeki bu gariplik halini çok fazla insanın görmesini istemedim. bir çok kuzenimle 3-4 yıl görüşmedik aynı şehir de yaşıyor olmamıza rağmen. adım hayırsıza kadar çıktı.
    ···
  • 0
    cin çağırdıktan sonra başıma gelenler
    bir süre dolaştıktan sonra gittim eve. herkes tam kadro evdeydi. abim arkadaşlarıyla iyi vakit geçirmiş olmalıydı ki hiç bir şey yokmuş gibiydi. rahat görünüyordu. ya da dedim ya belki de bana hissettirmemeye çalışıyordu. babam ve annem ise her şeyden habersizdiler. oğulları dipsiz bir kuyunun içinde mücadele ederken, onların hiçbir şeyden haberi yoktu. evde tek kalamamaya başlamıştım. odam ayrı olduğu için geceleri tek başına yatmak işkence gibi geliyordu. sürekli dua ediyordum. düşünsenize sanki sürekli birisi tarafından izleniyormuşsunuz gibi, ama göremiyorsunuz sizi kimin izlediğini. hep bunlar vardı kafamda. benim göremediğim birisi beni sürekli izliyor, sanki nefesi her an ensemdeymişcesine. okulda da durumlar iyi gitmemeye başladı haliyle. yapısal olarak pimpirikli ve takıntılı olduğum için, sürekli kafamda bunları kuruyordum. düşünsenize etrafında ki insanlarca sevilen bir insansınız, ama bir anda tüm ruh haliniz değişiyor ve kimseyle konuşmak, görüşmek istemiyorsunuz. git gide daha da fazla uzaklaşıyorsunuz insanlardan, sanki her an karşınıza o çıkacakmış gibi düşünüyorsunuz. ya insan siluetin de çıkarsa da ben fark edemezsem diye korku içinde her gördüğünüz insanı dikkatlice süzüp, bir şeyler hissetmeye çalışıyorsunuz. insanlar deli olduğunuzu düşünmez mi, elbette ki düşünür. çok insan düşünmüştür benim hakkımda böyle şeyler de eminim. bunun yanında evimizde de huzursuzluklar çıkmaya başladı. hiç kavga gürültü bilmezken, ailemde de tartışmalar çıkmaya başladı, evin bereketi kalmadı. sürekli aksilikler, sürekli bir şeyler kırılır, evde olmaması gereken olağan şeyler olur. hepsi o günden sonra olmaya başlamıştı. tesadüf müydü tüm bunlar, yoksa o gecenin izleri miydi. bu kadar tesadüf üst üste gelemezdi herhalde.
    ···
  • 0
    cin çağırdıktan sonra başıma gelenler
    arkadaşlar biraz daha yazıp yarın devam edeceğim. bazı arkadaşlar sanırım çok ekstrem şeyler anlatmamı bekliyorlar. havada uçan ya da kafası dönen birisini görmedim arkadaşlar, daha heyecanlı bir şey arıyorsanız ortalık hikaye dolu onları okuyabilirsiniz. daha bu konuda açıklama yapmayacağım. 3.defadır söylüyorum, kimseye kendimi inandırmak gibi bir zorunluluğum yok. sadece şunu söyleyebilirim ki buraya yazdıkça rahatlıyorum, siz ne düşünürseniz düşünün.

    bir gazla salona girdim. gündüz olmasının da etkisiyle çok fazla korku ya da endişe duymuyordum evde, ama hala içimde bir tedirginlik vardı. salonumuz da klagib her evde olduğu gibi aynalı, çekmeceli bir dolap var. salona girdiğimde garip bir şekilde etrafı gözlemliyordum. bir insan salonun ortasında neden durup etrafı izler ki? bir süre olduğum yerde etrafı izledim. daha sonra anlık bir tepkiyle aynaya baktığımda, hayatımı karartan bir şey gördüm. inanması zor hakikaten ama, aynada arkası dönük bir kadın silüeti gördüm. bembeyaz'dı, sanki beyaz kefen ile kapanmıştı her yeri. koridor'dan abimin odasına doğru gitti. allahım nasıl bir korkuydu o. gördüklerim gerçek miydi? gerçek olmamasına imkan yoktu ki. gördüm işte, arkamda birisi arkası dönük bir şekilde koridor'dan abimin odasına ilerledi. arkamı dönemedim. bir süre donup kaldım öyle. kendime gelince gene kafamı kaldırmadan ani bir şekilde kapıya ilerledim, anahtarı aldım ve evden çıktım. bizimkiler gelene kadar da eve giremedim. evin etrafında deli danalar gibi geziyordum. park var evimizin hemen yakının da. parka gittim hızlı adımlarla. başka ne yapabilirdim ki. eve girmem mümkün değildi birisi olmadan, bir daha tek kalamazdım o evde.
    ···
  • 0
    cin çağırdıktan sonra başıma gelenler
    özür dilerim beklettiğim arkadaşlar olduysa. kendimi buraya bağlayıp, saatlerce yazamıyorum arkadaşlar. vakit buldukça yazıyorum.
    lavaboya girdikten sonra işler daha da kötü olmaya başladı. bizim lavabonun kapısının camı mozaikli, dışarısı pek net belli olmaz. birisi geçtiği zaman gölgesi belirir az da olsa. tam lavabo'dan çıkacağım esnada gölgenin geçtiğini fark ettim. bildiğiniz insan silüetin de bir gölge geçti arkadaşlar. kitlendim, yerimden hareket edemedim. seslendim, cevap gelmedi annem değildi. korkum daha da arttı. ya bi insan daha ne kadar korkabilir ki, anlatamıyorum artık yaşadıklarımı. o gördüğüm gölge'den sonra nasıl lavabo'dan çıkabilirdim ki? kapıyı kitledim, neye yarayacaksa. içeride yarım saat kaldım. lavabo'da bir köşeye geçtim oturdum kafamı eğdim ve ağlamaya başladım. çok fazlaydı iki gündür yaşadıklarım. ağlamam az da olsa rahatlamıştı ama hala dışarı da bir yerlerde evin içinde bilmediğim bir varlığın dolaşıyor olması boğuyordu beni. hanginiz cesaret edipte, o an çıkabilirdi ki. hayat filmlerde ki gibi değil arkadaşlar. tıpkı filmde ses ya da bir gölge görünce peşinden giden oyuncu gibi, gidemiyorsunuz gölge'nin peşinden. neyle karşılaşacağınızı bilmiyorsunuz. biraz daha bekledikten sonra hemen lavabo'dan kafamı öne eğerek çıktım ve etrafıma bakmaya cesaret edemeden yatak odasına gittim, hemen annemin yanına sokuldum. annem gene sarıldı bana. nasıl rahatlamıştım, tarif dahi edemem. farkında olmadan koruyordu beni annem, cesaretlendiriyordu. ama onun yanındayken buluyordum güç, kuvvet. o yanımda olmayınca, tek başıma lavabo'ya bile gitmeye korkuyordum işte. sabaha kadar debelenip durdum yatakta, herhangi bir ses duymadım ya da herhangi bir şey olmadı. sabah olduğunda kahvaltı yaptıktan sonra annem teyzemlere gitmek üzere evden ayrıldı. babam ve abim ise henüz yoklardı. bütün hikaye'min en can alıcı noktası burası aslında.
    ···
  • 0
    cin çağırdıktan sonra başıma gelenler
    nickime bakarak anlattıklarımın yalan olduğu arkadaş: okumak zorunda değilsin yalan olduğunu düşünüyorsan, bari tak atma. tekrar söylüyorum kimseye yaşadıklarımı inandırmak zorunda değilim. ama ben yaşadım arkadaş, korkunun en beterini yaşadım, uçları yaşadım anlıyor musunuz. bırakın da şurada rahat rahat anlatayım içimden geçenleri, bari siz yapmayın.
    her neyse... tekrar sesleri duymaya başlayınca uyandım. artık uyumam da mümkün değildi. acı çekiyordum. her saniye bu acılar katlanıyordu. lavabo'ya gitmem gerekiyordu. bir anlık gazla kalktım yataktan ve seri bir şekilde banyo'ya girdim. zaten ev çok büyük değil. yatak odasından çıkınca lavabo iki adım.
    • * duşa gireceğim, çıktıktan sonra devam ederim arkadaşlar.
    ···
  • 0
    cin çağırdıktan sonra başıma gelenler
    çaresizdi o da. olan olmuştu artık. yapacak bir şey yoktu. abim gittikten sonra annemle yalnız kaldık. annem her şeyden habersizdi. nasıl anlatabilirdim ki ona tüm bu yaşananları? oğlunun neler yaşadığını, nasıl korktuğunu nasıl anlatabilirdim ki? dedim ya yazımın başında çekingen birisiyim diye. yaşadığım her derdi, yaşadığım her problemi o yaşlarda başlamıştım içime atmaya. aileme sıkıntılarımı anlatarak canlarını sıkmak istemiyordum. onların üzülmesini, yıpranmasını istemezdim. ne olacaksa bana olsun, yeter ki onlar üzülmesin. tekrar tekrar özür dilerim ara ara konudan uzaklaştığım için. ama aslında her şey birbiriyle bağlantılı. benim bu yaşadıklarımın benim hayatıma bu denli etki etmesinin, zedelemesinin nedeni bu kadar zayıf bir pgiboloji de olmamdır. gene o pgibolojidir beni bunlara iten, bunları yaşamama sebep olan. annem ile hiç bir şey olmamış gibi konuşuyordum, rahat davranmaya çalışıyordum. hissettirmemeye çalışıyordum kabus dolu dakikalarımı. nitekim başarılı da olmuştum. annem bende bir gariplik fark etmemişti. olsa hemen söylerdi zaten oğlum sana ne oldu diye sorardı. ah be annem keşke konuşabilseydim seninle. keşke dökülseydi kelimeler, hisler içimden de belki oğlunun derdine derman olurdun. nasıl en zor zamanımda kucak açtıysan, gene kucak açardın bana da kendimi cennetteymiş gibi huzurlu ve mutlu hissederdim. keşkeler için geç kaldık tabi. gece olmuştu artık. uyuma zamanıydı. anneme o gece yanında uyumak istediğimi söyledim. kırar mı bizimkisi hiç. annemin yanında yattım. sarıldı bana, saçımı kokladı, okşadı, sevdi. huzurluydum, çok huzurlu. yaşadıklarım sanki uçup gitmişti kafamdan. kim huzurlu hissetmez ki kendisini annesinin kucağında. onun gölgesi bile yeter insanı mutlu etmeye. bende bu duygular içindeydim. huzurlu ve mutlu. ama çok kısa sürmüştü tüm bu mutluluğum. yatak odasında annemin elbise dolabından sesler duymaya başladım gene. kapı çarpıp duruyordu. hemde bir önceki geceden daha şiddetli bir şekilde. korkuyla uyandım sesleri işitince. içimde ise inanılmaz bir huzursuzluk vardı. tarif edemeyeceğim kadar yıpratıcı, insana dünya da cehennemi yaşatan bir acı. annemi uyandırdım çünkü artık dayanamaz hale gelmiştim. sesler duyuyorum dedim, tabi o ara sesler kesilmişti, annem uyanınca yani. yok oğlum bir şey deyip bana sarıldı tekrar yattık.
    ···
  • daha çok