• 0 / 1 / 8 entry
  • 1 başlık
  • 32.42 incipuan

grupsekstesiragelmeyenadam önüncü nesil normal

  • 0
    gerekirse gay olun ama göçmen karılara aşıkolmayın
    bi kere ben de çerkes bi kıza aşık olmuştum. benle baya baya ilgineniyordu. tanıştığımızın ikinci yılında öğrendim ki üç yıldır sevgilisi varmış* hep bizim kızların kalkık zütünden dolayı
    ···
  • 0
    deep web 6 seviye konular
    http://www.youtube.com/watch?v=1TZEFqxVK70
    bu huur evlatları buradan çok para yedi. hala doymadılar midesini gibtiklerim.
    ···
  • 0
    toplanın üç harflilerin beni ziyaretini anlatyorum
    sakin ol pampa gördüğün gibi bana bişey yapamadılar. sana da yapamazlar. cesaret içimizde *
    ···
  • +1
    en fingirdek kadın isimlerini yazıyoruz
    şükufe
    ···
  • 0
    8 aydır hoşlandığım kıza açıldım
    lisede 3 yıldır hoşlandığım kız bana açılmıştı
    ···
  • 0
    toplanın üç harflilerin beni ziyaretini anlatyorum
    viral olmasın diye entrye yazmadım ama evet
    ···
  • 0
    toplanın üç harflilerin beni ziyaretini anlatyorum
    olabilecek en kısa şekilde anlattım dıbına koyim. tamdıbını yazmadım zaten
    ···
  • -3
    toplanın üç harflilerin beni ziyaretini anlatyorum
    anlatmaya başlamadan söyleyeyim: panpalarım anlattıklarımda dıb deliğiyle züt deliği arası kadar yalan varsa üç harfliler gibsin beni. neyse olaya geçeyim.

    geçen hafta cumartesi günü arkadaşlarla sinemaya gidelim dedik. kadıköy'de bi avm'deyiz. mevcut filmlerin hiçbirini beğenmiyoruz. biz de bari değişik bişey olsun diye tak varmış gibi üç harflilerle alakalı bi film var ona gidelim dedik (filmin tam ismini viral olmasın diye yazmıyorum). spoiler vermeyeceğim ama filmde bildiğimiz klişe sahneler var. neyse biz izledik çıktık. ne kadar klişe film olsa da kimse birbirine çaktırmıyor ama herkesde bi züt korkusu başladı. akşam 9 gibi çıkmıştık filmden. evlere dağılmadan önce avm'de oturup biraz muhabbet edelim dedik. zaten 10'da kapanıyor avm en geç o saatte çıkarız. şöyle biraz havadan sudan konuştuktan sonra muhabbet kimse istemese de filme geldi. biraz filmin sahnelerinden konuştuk. herkeste züt korkusundan bi espri yapma şakaya vurma çabası var ama en çok da bende var. herşeyi espriye vurmaya çalışıyorum. bi arkadaş dedesinin başından geçen olayı anlatıyor: "eskiden köyde yaylaya çıkarmış dedem. bir gece (hep de gece olur dıbına koyim) bi ses duymuş dedem. sesin geldiği yere doğru biraz yürüyünce bi kuyu görmüş. kuyudan davul zurna sesleri geliyormuş. eğilip içine bakınca c*n'lerin halay çektiğini görmüş" arkadaşım tam burayı anlatırken ben "mahmut tuncer c*n miymiş dıbına koyim" diye espri yapmaya çalışıyorum. herkes zaten gergin olduğu için komik olmasa bile her dediğime kahkahalarla gülüyorlar. neyse biz böyle 1 saatten fazla konuştuk ben defalarca dalga geçtim espri yaptım hem de tak varmış gibi her defasında c*n diyerek (üç harfli desene kafanı gibiyim). avm kapandı herkes teker teker gitti biz hala muhabbet ediyoruz. en son temizlikçiler gelip bizim orayı temizlemeye ve gibdirin gidin artık dercesine bakmaya başlayınca biz 22.20 gibi kalkıp metroya doğru yürümeye başladık. arkadaşlarımın hepsi metroya binip gitti bi tek ben metrobüse bindim. biz biraz geç çıktığımız için uzunçayır'da avm'yi metrobüse bağlayan yol tenhaydı. daha orda başladı bende züt korkusu. neyse bindim metrobüse avcılara kadar uyukladım.

    mahalleye vardığımda saat 12 olmak üzereydi. bizim sokağın lambaları ağaçların arkasında kaldığı için geceleri sokak çok karanlık olur. ev sokağın sonunda. sokağa girdiğimde biri sanki beni geri ittiriyormuş gibi hissettim, sanki gelme git dermiş gibi. şimdiki aklım olsa gider e-5'in kenarında uyurdum dıbına koyim ama nerden bileyim ilerleyen saatlerde başıma gelecekleri. korka korka ama belli etmeden bişeyler mırıldanarak yürüdüm apartmana doğru. tam apartmana gireceğim sırada ayaklarımın
    altından bi rüzgar esti, kuruyup dalından düşmüş ağaç yaprakları dolandı ayaklarıma. pgibolojik olabilir, ben öyle hissetmiş olabilirim. bi an ürperdim ama hemen aklımdaki düşünceleri saçma bulup uzaklaştırdım kafamdan. yukarı çıktım. zaten birinci kat. kapıyı açıp hızlıca içeri girdim.

    ev zifiri karanlık. ev arkadaşım gelmemiş o gün, evde olsa ışığı yanardı uyumaz o saatte. içimden hay gibeyim böyle şansı dedim. elimle hızlıca duvarı yoklayıp ışığı açtım. mutfağa geçip dolaptan suyu aldım. rahat 1 litre su içtim. manda gibi su içiyorum dıbına koyim. odaya gidip sabah çıkmadan önce açtığım torrenti kontrol ettim. hala bitmemişti. akk dolduğu için kaplumbağa hızıyla download ediyor. bu hızla daha 5-6 saat daha sürer diye düşündüm. normalde akşamları eve geldiğimde biraz facebook twitter falan takılır sonra yatarım ama o gün sanki üstüme öküz oturmuş gibi yorgun hissediyordum. kendimi yüzüstü yatağa attım. bir iki dakika geçince yanıbaşımda duran pc'nin fan sesinden rahatsız olduğumu farkettim. normalde çok takmam ama o gün rahatsız etti beni. kaldırıp odanın öteki köşesine zütürdüm laptopu. zütürdüm ama fişten de çıkardım. daha
    5-6 saat torrent kasacam diye düşündüğüm pc'yi alıp odanın bi köşesine fişe takılı olmadan koydum. en fazla 2 saat sonra kapanacak. aklımı gibeyim ama o an ya yorgunluktan ya da öyle olmasını isteyen birileri yüzünden zerre kadar aklımdan laptopun kapanacağı geçmedi. ayrıca akşamları telefonumu şarja koyar yatarım. zaten akşamları eve geldiğimde şarjım ya bitmiş olur ya da %10'un altında olur. ama dediğim gibi o garip günde onu da yapmadım. telefonu kanepeye, kendimi de yüzüstü yatağa
    fırlattım. ışığı bile kapamadım. öylece uyuyakalmışım.

    gece uyandım. etraf tamamen karanlık. elektrikler gitmiş. dolayısıyla sokaktan içeriye de hiç ışık sızmıyor. duvardaki kırmızı led ışıklı pilli saat tam 03.46'yı gösteriyordu. yatağım biraz geniştir iki kişi rahatlıkla uyuyabilir. ben yatağın bana göre sağ tarafında sola dönük bi şekilde uyandım. yani yatağın boş kısmını
    görmüyorum arkamda kalmış. ve o an iliklerime kadar ürperdim. çünkü yanımda biri uzanmıştı. adım gibi eminim. biriyle aynı odada mutlaka kalmışsınızdır. arkanız dönük olsa bile odada birinin olup olmadığını anlayabilirsiniz. ki ben diyorum ki biri benimle aynı odada bile değil aynı yatakta! nefes bile alamıyorum. gözlerimi beynime sokacak şekilde sıkıp uyumaya çalışıyorum ama yatmadan önce içtiğim 1 litre su mesanemi patlacak kadar zorluyor. uyumam mümkün değil. saat 04.15 oldu. hala birini arkamda hissediyorum. uyandığım şekilde duruyorum. git gide daha da sıkışmaya başladım. gibim patlayacak nerdeyse. daha fazla dayanamadım yavaş yavaş arkama bakmadan kalktım yataktan. bi ışık olsa rahatlayacağım. elim hemen telefona gitti fenerini açmak için. ve evet sıfır şarj. pc nin ekranını karartmıştım yatmadan önce mouse'a dokundum ama tık yok, açma tuşuna bastım tık yok. aklıma o an geldi şarja takmadan pc'yi açık bıraktığım. içimden kendime küfür ediyorum. elimde hiçbirşey kalmamıştı. tamamen karanlıkta wc ye gidip gelecektim. içime doğru zıça zıça yürüdüm lavaboya. içeri girdim. aynayı görmiyim diye kafam eğik bi şekilde girdim. sadece önüme bakıyorum. o an kesin "aferin böyle saygılı ol dıbın evladı" demişlerdir kendi aralarında. neyse ben rahatlayıp çıkarken elimi yıkayasım geldi. nerden geldiyse dıbına koyim. yürü git işte yatağına. lavabo aynanın dibinde olduğu için ben yine kafam önüme eğik bi şekilde ellerimi yıkadım ama içimdeki o huur ses beni bir kez daha ele geçirdi kafamı kaldırdım. VE O AN!! içeriye zerre kadar ışık sızması mümkün olmayan bi yerdeydim. pencere falan yok, yani ışık olmadığı için görüntü olma ihtimali sıfır. ama aynada bi kendimi bi de tam arkamda duran bir çift gözü farkettim. bacaklarımın uyuştuğunu hissettim birden. bi anda sanki milyonlarca karınca bacaklarımda gibişmeye başlamıştı hem de kızlı erkekli. vücut ısım fırladı soğuk terler boşalmaya başladı kafamdan aşağı. gözlerim ve ağzım büzüştü. saçlarım aniden
    makineyle kazınmış gibi kafam serinledi. ve bunların hepsi 1 saniye içinde oldu. nasıl yaptım bilmiyorum ama kendimi banyodan dışarı adeta fırlattım ve hemen soldaki
    odaya ellerimi havluya kurulamak için girdim. evet ellerimi kurulamak için. o anda bile temizlik daha ağır bastı. kafamdaki her hücreyi ayrı ayrı gibeyim. şaka bir yana bilinçli yapmıyordum artık yaptığım hiçbir şeyi sadece robot gibi bilinçaltımın gönderdiği komutlara uymaya başlamıştım. havlu odanın kapısının arkasında asılıydı. kendimi kapının arkasına attım ellerimi ve yüzümü sıkıca havluya bastırdım. kapının arkasında öylece kalakalmıştım. ne kımıldayabiliyor ne de bişey düşünebiliyordum. kulaklarım uğulduyordu ve o uğultular arasında konuşan fısıltıları çok net bi şekilde duyabiliyordum. bilmiyorum daha önce de dediğim gibi pgibolojik de olabilir ama
    sıkışmıştım!

    ne kadar zaman geçti o şekilde bilmiyorum ama korku yavaş yavaş alıştırdı kendine. düşüncelerim geri gelmeye başlamıştı. kafamda atlar gibişiyordu ilk başlarda ama gittikçe daha berrak düşünmeye başlamıştım. kendi kendime: "ulan bunlar benim bug'ımı buldular. karanlık ortam, kapının arkasında sıkışmış bi haldeyim ve evde yapayalnızım. benim de bunların bug'ını bulmam lazım bu durumdan kurtulmak için" dedim. ve aklıma uzun zamandır okumadığım felak-nas sureleri geldi. birden
    kısıktan başlayıp giderek yükselen bi tonda okumaya başladım. o an biri yanımda kısık sesle bile olsa "tekbiiir" dese ben "ALLAHUAKBARRR" diye bağıracağım. o kadar gerginim. ama yavaştan alışmaya başladım. sessizliği yırttım diye mi bilmiyorum ama ortamın dehşeti beni yavaştan terketmeye başladı. yatağıma yürüdüm. kendimi yatağa atıp büzüştüm. bi süre daha öyle kalakaldım. saat 5.30 gibi elektrikler geldi ben de derin bi nefes aldım. telefonumu, laptopumu şarja takıp yatağa uzandım. böyle korkacağım hiç aklıma gelmezdi ama oldu işte. fiziksel olarak hiçbir zarar görmedim ama pgibolojik olarak oldukça yıpranmıştım. belki benim kafamda kurduğum şeylerdi belki filmin etkisiydi ama o geceyi hiç unutmayacağım.

    niye geçen haftaki olayı şimdi anlatıyorsun derseniz ancak kendime geldim dıbına koyim. kolay mı böyle birşey yaşamak zütler.
    ···