değerli kardeşim,

peygamberimiz hz. muhafazid (s.a.v.) şu hadisinde bahsettiğin konuyu çok güzel açıklıyor:

peygamber efendimiz (s.a.v.) bir ramazan günü devesi Kasvâ üzerinde Mekke'den Medine'ye gidiyormuş. Hz. Ayşe (r.a.) ise arkasından yürüyerek takip ediyormuş.

O sırada karşıdan gelmekte olan iki tane mekkeli müşrik sormuşlar:
- Yâ Rasulallah, ayıp ayıp, koskoca adamsın, saçından sakalından utan. Sen deve üzerinde gidiyorsun ama küçücük kızın yalınayak gidiyor. Bu nasıl iş?

Peygamber efendimiz (s.a.v.) cevap vermiş:
- o benim kızım değil, karım!

değerli kardeşim,

mâdem evrim var, o zaman şunu nasıl açıklayacaksın?

kitâb-ı kutsîmiz olan kur'ân-ı kerîm'in, inşirâh sûresi'nin ilk âyet-i kerîmesinde cenâb-ı allah hazretleri ne buyuruyor, birlikte okuyalım.

estaunzubillah:
بِسْـــــــــــــــــــــ ـمِ اﷲِارَّتْمَنِ ارَّتِيم
@أَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَ

meâli: biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi? [diyânet işleri çevirisi]

bu âyet-i kerîmede, âhir zamânda gelecek olan hz. mehdî (a.s.) talebelerinin büyük göğüslü olacaklarına dair apaçık bir işaret vardır. hz. mehdî talebeleri, o'nun hizmetine girmeden önce küçük göğüslü iken, sonradan hz. mehdî'nin talebesi olduklarınada göğüsleri açılıp (yâni silîkon taktırıp) büyüyeceklerdir.

bu da mı tesâdüf?

bir gün, eshâb-ı kirâm'dan bir grup müslüman peygamber efendimiz'e (s.a.v.) gelir ve sorarlar:

- ya rasûlallah (s.a.v.), senden sonra dünyaya gelecek olan en büyük müslümân lîder kimdîr? kendileri hakkında bize bilgi verebilir misin acabâ?

peygamber efendimiz (s.a.v.) cevâb verir:

- o mübârek şahıs, bir receb ayında, tastayyib bir er olarak doğacaktır. şu an için sadece bu kadar bilgi verebiliyorum. anlayan anladı. anlayanlar anlamayanlara anlatsın.

değerli kardeşim,

peygamberimiz hz. muhafazid (s.a.v.) şu hadisinde bahsettiğin konuyu çok güzel açıklıyor:

bir mevlit kandili gecesi, medine'nin önde gelen tüccarlarından hz. hasan ibn-i hubeyde (r.a.), peygamberimize (s.a.v) kaç yaşına bastığını sorar. hz. muhafazid ise "kırk yaşındayım" diye cevap verir. aradan birkaç yıl geçer. yine yaşı sorulunca aynı cevabı verir, "kırk yaşındayım" der.
- nasıl olur ya rasulallah (s.a.v), derler, yıllar önce sorduğumuzda da kırk demiştin.
peygamberimiz (s.a.v) gülümseyerek:
- müslüman olan sözünde durur! der.

kur'ân-ı kerîm'e alternatif din kuranı giberim

allahû teâla (c.c.) islâmı diğer dinler gibi tahriften uzak tutmak için bir şifre koymak istemiş. peygamber efendimize (s.a.v) sormuş, "yâ habîbim, şifre ne olsun" diye. peygamber efendimiz (s.a.v.) ise aklına ilk gelen kelimeyi söylemiş. sonuç mu?

islam
namaz
bayram
kamet
amin
cami
haram
muhammed
imam
ihram
kıyamet
peygamber
elhamdulillah
ramazan

bu da mı tesadüf?

değerli kardeşim,

peygamberimiz hz. muhafazid (s.a.v.) şu hadisinde bahsettiğin konuyu çok güzel açıklıyor:

bir mevlit kandili gecesi, medine'nin önde gelen tüccarlarından hz. hasan ibn-i hubeyde (r.a.), peygamberimize (s.a.v) kaç yaşına bastığını sorar. hz. muhafazid ise "kırk yaşındayım" diye cevap verir. aradan birkaç yıl geçer. yine yaşı sorulunca aynı cevabı verir, "kırk yaşındayım" der.
- nasıl olur ya rasulallah (s.a.v), derler, yıllar önce sorduğumuzda da kırk demiştin.
peygamberimiz (s.a.v) gülümseyerek:
- müslüman olan sözünde durur! der.

sahâbe-i kiram'dan bir grup müslüman peygamber efendimize (s.a.v.) birgün gelip sormuşlar:

- yâ rasûlallah (s.a.v.), sen hakk'ın rahmetine kavuştuğun zaman, yâni ebedî istirahatgâhına gittiğinde, senin yerine halîfe kîm olsun? hz. ebû bekir (r.a.) mi olsun, yoksa hz. ali (r.a.) mi?

peygamber efendimiz hemen cevap vermiş:

- tabii ki hz ebu bekir (r.a.) olsun. o bana 9 yaşındaki kızını gelin olarak verdi. peki ya hz. ali (r.a.) ne verdi? ben söyleyeyim: hiç! koca bir hiç! bu sözümü unutmayın, bu bütün müslümanlara vasiyetimdir.

kaynak: sahih-i buhârî, cilt 4, 45. hadis

bismillahirrahmanirrahim

vulu vu koşer avec mua

sadakallahülazim

değerli kardeşim,

peygamber efendimiz (s.a.v.) şu mübârek hadîs-i şerîfinde bu konuyu çok güzel açıklıyor:

peygâmber efendimiz (s.a.v.) bir akşam hz. ebu bekir'i (r.a.) âcilen yanına çağırtmış. hz. ebû bekir (r.a.) işini gücünü bırakıp koşa koşa peygamber efendimizin (s.a.v.) çadırına gitmiş. sormuş:

- yâ rasulallah (s.a.v.), beni emretmişsin?

peygamber efendimiz (s.a.v.),

- yâ ebû bekir (r.a.), aklıma hârika bir fikir geldi, seninle paylaşmak istedim, demiş.

hz. ebû bekir (r.a.) cân kulağıyla dinlemeye koyulmuş. peygamber efendimiz (s.a.v.) anlatmaya başlamış:

- yâ ebû bekir (r.a.), biliyorsun senin ve benim ortağı olduğumuz büyük bir ticâret kervânımız var. mekke-medine arası kuru hurma ticareti yapıyoruz. mekke'den aldığımız hurmaları medine'de iki katına satıp para kazanıyoruz. zâten medine'ye gittikten sonra mekke'yi fethetmek istememizin temel sebebi buydu, hatırlasan.

- ee yâ resulallah (s.a.v.), planın nedir?

- diyorum ki, son günlerde satışlar iyi gitmiyor. ramazan da yaklaşıyor. diyorum ki acâba, orucu iftarda hurmayla açmak sünnettir gibi bir şey yaysam, satışlar artsa iyi olmaz mı? ne dersin?

- oo hârika fikir yâ rasulallah (S.a.v.), hemen uygulamaya geçirelim. ben ali'yi (r.a.), osman'ı (r.a.) ve ömer'i (r.a.) çağırayım hemen yaysınlar bu sünneti cemaate.

- tamamdır yâ ebû bekir (r.a.). şimdi çekilebilirsin. hadi aeo.

- aeo.

daha dün fethullah'ın
ışıkevinde yaşarken,
çiçekli çiftliğinin
yollarında koşarken

şimdi akpartili olduk
mitingleri doldurduk
sevinçliyiz hepimiz
yaşasın sn. cumhurbaşbakanımız recep tayyiP erdoğan

reeee-ceeeep taaay-yii-ip er-do-ğan
re-cep-tay-yip-er-do-ğan

pek değerli muhterem kardeşim,

bu konuyu peygamber efendimiz (s.a.v.) şu hadîs-i şerîfinde çok güzel açıklıyor:

bir mîrac gecesi peygamber efendimiz (s.a.v.) allâhû teâlâ'nın (c.c.) huzûrunda iken

- yâ rabbim! benim bir amcam var, ebû leheb diye, belki tanırsın. ayıptır söylemesi elleri inanılmaz terliyor. onunla her el sıkıştığımda midem kalkıyor. bu soruna bir çare bulabilir misin ricâ etsem?

diye sormuş. canâb-ı allâh (c.c.) hazretleri ise:

- tabii ki yâ habîbîm. onunla el sıkışmadan evvel içinden 3 defa tebbet sûresinin ilk ayetini oku, bak göreceksin nasıl düzeliyor,

diye cevap vermiş. peygamberimiz (s.a.v.)

- tebbet sûresi hangisiydi yâ rabbim? diye sormuş.

allâhû teâlâ (c.c.)

- yâ ben sana onu indirmemiş miydim? diye şaşırmış.

peygamber efendimiz (s.a.v.) ise

- yâ indirmiştin ama ben daha ezberleyemedim. 600 sayfa oldu, insâf et, diye çıkışmış.

allâhu teâlâ hazretleri (c.c.)

- tamam ben cebrâîl'e söyleyeyim sana tekrar şeyapsın, diye cevap vermiş.

bu da mı tesadüf?

selâm ve duâ ile...

pek değerli muhterem kardeşimiz,

peygamber efendimiz (s.a.v.), hicret vakti, mekke-i mükerreme'den medine-i münevverre'ye giderken yolda,

- yâ rabbim! bu nasıl bir sıcaktır? imanım gevredi şerefsizim. neden beni peygamber seçtin allahım? sana ne kötülük yaptım? keşke benim yerime sayın recep tayyiP erdoğan peygamber olsaydı da onun yerine ben cumhurbaşbakanı olsaydım. ama hayır, sen sayın recep tayyiP erdoğan'ı benden daha çok seviyorsun, değil mi? o yüzden onu cumhurbaşbakanı yaptın, gemicik verdin, urla'da villa verdin, makam arabası ve cumhurbaşbakanlığı külliyesi verdin. bana da vere vere devem kasvâ'yı verdin. alacağın olsun yarabbim. unutma ki, ahiret günü geldiğinde, sadece sen hesap sormayacaksın, ben de sana hesap soracağım, ve işte o gün bu yaptıklarının cezasını çekeceksin, aha buraya yazıyorum, demiş.

selâm ve duâ ile...

pek değerli muhterem kardeşimiz,

peygamber efendimiz (s.a.v.), hicret vakti, mekke-i mükerreme'den medine-i münevverre'ye giderken yolda,

- yâ rabbim! bu nasıl bir sıcaktır? imanım gevredi şerefsizim. neden beni peygamber seçtin allahım? sana ne kötülük yaptım? keşke benim yerime sayın recep tayyiP erdoğan peygamber olsaydı da onun yerine ben cumhurbaşbakanı olsaydım. ama hayır, sen sayın recep tayyiP erdoğan'ı benden daha çok seviyorsun, değil mi? o yüzden onu cumhurbaşbakanı yaptın, gemicik verdin, urla'da villa verdin, makam arabası ve cumhurbaşbakanlığı külliyesi verdin. bana da vere vere devem kasvâ'yı verdin. alacağın olsun yarabbim. unutma ki, ahiret günü geldiğinde, sadece sen hesap sormayacaksın, ben de sana hesap soracağım, ve işte o gün bu yaptıklarının cezasını çekeceksin, aha buraya yazıyorum, demiş.

selâm ve duâ ile...

bir gün, hz. ebû bekir (s.a.v.), peygamber efendimizin (r.a.) kulağına eğilmiş ve demiş ki:

- hakîkî hz. muhafazid benim!

lan allah, oradasın biliyorum, beni duyuyorsun, eminim. belki de kıs kıs, sinsi sinsi gülüyorsun. ame beni iyi dinle: senin için o kadar oruç tuttum, namaz kıldım, dua ettim. ama karşılığında sen ne yaptın? ben söyleyeyim: hiçbir şey! evet, hiçbir şey! gittin, müslüman filistinli çocukları "seçilmiş halk" dediğin yahudilere öldürttün! bu mu lan senin insanlık anlayışın? senin gibi tanrı olmaz olsun!

münir özkul gömer bütün müslümanları

lan allah, oradasın biliyorum, beni duyuyorsun, eminim. belki de kıs kıs, sinsi sinsi gülüyorsun. ame beni iyi dinle: senin için o kadar oruç tuttum, namaz kıldım, dua ettim. ama karşılığında sen ne yaptın? ben söyleyeyim: hiçbir şey! evet, hiçbir şey! gittin, müslüman filistinli çocukları "seçilmiş halk" dediğin yahudilere öldürttün! bu mu lan senin insanlık anlayışın? senin gibi tanrı olmaz olsun!

değerli kardeşim,

peygamberimiz hz. muhafazid (s.a.v.) şu hadisinde bahsettiğin konuyu çok güzel açıklıyor:

bir mevlit kandili gecesi, medine'nin önde gelen tüccarlarından hz. hasan ibn-i hubeyde (r.a.), peygamberimize (s.a.v) kaç yaşına bastığını sorar. hz. muhafazid ise "kırk yaşındayım" diye cevap verir. aradan birkaç yıl geçer. yine yaşı sorulunca aynı cevabı verir, "kırk yaşındayım" der.
- nasıl olur ya rasulallah (s.a.v), derler, yıllar önce sorduğumuzda da kırk demiştin.
peygamberimiz (s.a.v) gülümseyerek:
- müslüman olan sözünde durur! der.

değerli kardeşim,

peygamberimiz hz. muhafazid (s.a.v.) şu hadisinde bahsettiğin konuyu çok güzel açıklıyor:

bir mevlit kandili gecesi, medine'nin önde gelen tüccarlarından hz. hasan ibn-i hubeyde (r.a.), peygamberimize (s.a.v) kaç yaşına bastığını sorar. hz. muhafazid ise "kırk yaşındayım" diye cevap verir. aradan birkaç yıl geçer. yine yaşı sorulunca aynı cevabı verir, "kırk yaşındayım" der.
- nasıl olur ya rasulallah (s.a.v), derler, yıllar önce sorduğumuzda da kırk demiştin.
peygamberimiz (s.a.v) gülümseyerek:
- müslüman olan sözünde durur! der.

değerli kardeşim,

peygamberimiz hz. muhafazid (s.a.v.) şu hadisinde bahsettiğin konuyu çok güzel açıklıyor:

peygamber efendimiz (s.a.v.) bir ramazan günü devesi Kasvâ üzerinde Mekke'den Medine'ye gidiyormuş. Hz. Ayşe (r.a.) ise arkasından yürüyerek takip ediyormuş.

O sırada karşıdan gelmekte olan iki tane mekkeli müşrik sormuşlar:
- Yâ Rasulallah, ayıp ayıp, koskoca adamsın, saçından sakalından utan. Sen deve üzerinde gidiyorsun ama küçücük kızın yalınayak gidiyor. Bu nasıl iş?

Peygamber efendimiz (s.a.v.) cevap vermiş:
- o benim kızım değil, karım!

beyler, kitâb-ı kutsîmiz olan kur'ân-ı kerîm'in, inşirâh sûresi'nin ilk âyet-i kerîmesinde cenâb-ı allah hazretleri ne buyuruyor, birlikte okuyalım.

estaunzubillah:
بِسْـــــــــــــــــــــ ـمِ اﷲِارَّتْمَنِ ارَّتِيم
@أَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَ

meâli: biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi? [diyânet işleri çevirisi]

bu âyet-i kerîmede, âhir zamânda gelecek olan hz. mehdî (a.s.) talebelerinin büyük göğüslü olacaklarına dair apaçık bir işaret vardır. hz. mehdî talebeleri, o'nun hizmetine girmeden önce küçük göğüslü iken, sonradan hz. mehdî'nin talebesi olduklarınada göğüsleri açılıp (yâni silîkon taktırıp) büyüyeceklerdir.

gerdek namazlarini ben kıldırabilirim talep ederlerse

biri bi huurnun amından fırladı diye ortalık bu kadar velveleye verilir mi amk?

üç maymun'da memelerini görebilirsiniz. nuri bilge ceylan'a böyle bir milf'i türk kategorisine kazandırdığı için altın ayı ödülü verilmeli...