0
"insanlar dışında tüm memeliler etraflarında bir denge kurarlar. yalnızca insan tüm kaynaklarını tüketir ve sonra yeni bir yere gider. bu hayat tarzına sahip bir form daha var, virus" agent smith, bir virus.
bu diyaloğu duyduğumda sadece yaşam alanı olarak değil, düşünce olarakta insaların benzer yapıda olduğunu farkettim, iyi yada kötü tüm düşünceleri, sonrasında olan hisleri sonuna kadar kullanıp parçalıyorlar, belki de bilince gelmenin yan etkisidir bilemiyorum. ancak bir şekilde diğer insanlara ne yapacaklarını söyleyebilme konumuna gelmiş kişiler için bu düşünce virüsü sonsuz malipüle, iğrenç , çıkarcı bir hal alabiliyor ki anlayan canlılar arasında oluşması bunun olabilecek en kötü şey. her zaman bilince gelmenin doğanın başına gelen en gizemli ve güzel şey olduğunu düşünmüştüm, bunca gelişim görünür olmuştu ancak bununla beraberde bu hırs, aç gözlülük ve şöhret sevdası da görünür oldu.
adamın birisi, makamı firavunluk, binlerce adamı çalıştırıp temelde kendisinden hiç bir farkı olmayan , sırf sindiremediği için ölümü, bir fikrinin gerçekleştirdi. ama yapı olarak şovu değil arkasındaki acıyı görüyorum. bir hastalıklı zihnin sıradan insanlar için ne kadar fazla acıya yol açtığını görüyorum.
binalara, yapılara, dinlere bak. hatta binanın olmadığı zamandaki dinlere bak, bilinçle beraber o yılan ölmeme, bilinme de doğuyor ve sinsi sinsi işliyor sözü geçen adamın içine. bir isimle, ünvanla bilinmek istiyorlar, tasarım yapan, icat yapan o rasyonel beyinleri yok olmayı anlayamadığından diğer insanlara acı getiriyorlar.
her çağın , sonrası bilinmediği için yaşayanlarına avantajlı görünen bir yönü vardır. bronz çağının bitişi, sosyal hayatta tarımda mimaride ilerleyen ama düşmanla karşılaşmadığı için askeri yönü olmayan ileri medeniyetlerin kurt sürüsü gibi birbirleriyle didişmek yüzünden tek adım gelişememiş azda olsa askeri olan ufak toplumlara yenilmesiyle gelir. bu insanlar acı şekilde diğerlerinde ne kadar ilerlerse ilerlesinler bir yöndeki zayıflığın medeniyetlerini yok edebileceğini öğrendiler.
bir fikir insanların hayatında ne kadar da fazla farklar yaratabilir. imparatorlukları yıkıp yeni düzenler getirebilir, isyan gibi mesela, dünya yeniden şekil alır. bizim çağımızda ise diğerlerinin aksine yeryüzünde her insanın tüm fikirlere erişebileceği bir fikir hayata geldi, internet. çağımız bu anlamda eşsiz bir bilinç ayrımına vardı, tüm önceki ölümsüz olma düşünücesiyle yanan tutuşan, yakan tutuşturan insanların hatırlanmakta boşa gitmeyen ama ölme noktasında faydasız çabalarını görme ve anlama.
burada bir buçuk yıl kadar önce insanın bilince gelmesi kadar garip ve doğası anlaşılamaz bir olay meydana geldi. aynı dili konuşan kişiler , bir fikrin milyonlar insanı bir ay boyunca akşama kadar aç bırakabildiği, birisinin eleştirilmesiyle insanların yıllarca mahkum edilebildiği, medeniyetin lcd tv ve cep telefonunun ötesinde, insani yönüyle uğramadığı bir yörede, birbirlerini dinlemeye ve anlamaya başladılar, kişilerin çok ötesinde benliğin önemsiz olduğu bir organizasyon yarattılar.
o kadar önemli ki, cümleyle adam öldüğü bir yerde iletişimin yüksek seviyede olmasıyla zihnen iyileşme sürecinin bir adımı bile olabilir... ama tam da o anda, frodo, durduğu uçurumdan aşağı yanan mordor lavlarının içerisine, elindeki kötülüğü atamaz, bunca amaç boşa çıkmıştır, orada durur ve geri döner kendisine ait olan şeyi , kendisine gelen şeyi vermekten vazgeçer.
soyadınla sözlük açıyosun. burada bir organizasyon oluşuyor, insanlar kimliklerinin ötesinde, bilinme kaygısı olmadan şakalar yapıyorlar, tanımadıkları kişilerle samimi oluyorlar, hatta evlerinde misafir ediyorlar. yaptıkları şeyler ve yazdıkları şeyler onlara artı eksi birşey getirmeden yapıyorlar, buradan eğleniyorlar. normalde kim olduklarını kimse önemsemiyor, değer verdiği şeylerin gerçek değirini bir toplum gözüyle görme şansını yakalıyor. anlamı hassas olan şeylerin başkalarındaki etkilerini dinleyip, histeri yaratan fikirleri normalleştirme şansı yakalıyor ve bunu karşı taraftakini hiç bilmeden yapıyor.
ama sen televizyonlara çıkıyorsun, kendini insanlara yön veren kişi olarak hayal ediyorsun, bir kitlenin sesi olarak ki kitle isteğiyle anonim kalan bir kitle, milyonlarca insanların gördüğü gerçek bir insan olarak kitlelere fikir anlatıyorsun.
serkan inci, sen çoğu birinci nesilin bu günden yakaladığı yeni çağı yok eden kişisin. oluşan bir değeri, insani bir organizasyonu ve fikir anlamında bakir ve saf iletişim isteğini anonim yapıdan, hava atılabilir para kazanılabilir, televizyonlara çıkılabilir bir piramite dönüşütürdün. türkiye bir alman gördü, 1800 lerde truva ya erişebilmek için üzerindeki 17 jenerasyon farklı şehrin kalıntısını bile bile yok eden bir adam, hırsları için geri dönülemez zararlar veren bir adam ki, hayatı arkeoloji olan bir adam , öyle söyleyen en azından.
bazen seçim yapman gerekir, bilinir olmakla ilgili, komik olmak, eğlenceli olmak bir seçim değildir, ama bunlardan dolayı bilinir olmayı istemek anlaşılabilir, burası en çok fikirlerin iş yapabileceği bir yer idi, fiziğin, paranın önemli olmadığı ideal toplum düzeneğiydi. ancak sen burada gereken özellikler ile bilinir olacak birisi değildin, çok güzel bir şeyi, freud un söylediği anlamıyla egon için yok ettin.
bana göre güzel bir şeyi öldürdün ve hiçbir zaman yerine konmayacak zarar verdin.
şöhretin tadını çıkar.