0
"Böylece sersem olan ben, neler hissetiğimi göstersem de faydasızdı, olayları hep içine gömmüştüm. aslında gömmüştüm derken, o gömülü cesetler yavaş yavaş bir mezarlık oluşturmaya başlamıştı içimde. aslında o kadar rahat olan fevri davranışları göstermeyen ben, değişmeye başlamıştım. her söze şüpheyle yaklaşır, anlamsızlıklardan huzursuz olur hale gelmiştim. sürekli aklımda şüphe vardı. hissilerimin var oluşunu hissediyordum
ne diyeyim. ne kadar canım acısa da, ne kadar şüphe duysam da, bir haydut gibi soğuk kanlı olmam gerekiyordu. bir yandan yalan olduğunu hissederken, bir yandan da "ulan öküz, neden bahsediyorsun sen? " diye içimden söyleniyordum. böylece geride bırakmaya çalışıyordum. ama korumacılık içgüdüm artmış, yavaş yavaş kendimin bile inanamadığı baskıcı bir hale gelmeye başlamıştım. sürekli her an sorgulamaya çabalıyordum ama tabii ki bu mümkün değildi. açıkçası kendime olan güvenim de değişimler yaşıyordu, bir yandan haydut gibi dik başlı olurken bir yandan da naifleşiyordum sanki. bunalmaya doğru giderken artık terkedilmeye hoş geldin demek zorundaydım
Olaylar artıyor, durum benim için gittikçe daha içinden çıkılmaz bir hal alıyordu, öyle duruma gelmiştim ki artık eskiden hobi olarak sinirlendiğim şeylere tepkisiz kalmaya başlamıştım
Artık sadece beni şüphelere sürükleyen o kadın benim tek düşmanım olmuş gözüyle dönüyordu dünya, enerjimi o kadar harcamıştı ki başka şeylere tepki gösterecek halim kalmamıştı. Sonuna doğru yaklaşırken yavaş yavaş durumumun ciddiyeti ilerliyordu. .Bu arada hem ruhen ben hem de zihnen olarak, hem mental olarak gittikçe bulanıklaşıyordum. işte bu sorularla dolu geçirilen günler boyunca sürekli sigaraya abanıyordum, kafası bomtak bir adam haline geliyordum.
Alkol aldığında inanılmaz romantik ve sevimli, çapkın olan adam, artık alkol aldığında inanılmaz çekilmez, kızgın, kırgın birine dönüşüyordu.
Ortaya karışık pizza gibi gelen cümlelere karşı anlamamazlıkla suçlanıyordu , bu düpedüz hakaretti!
yavaş yavaş sonu geliyordu işte. Herkes mutsuzluğumu fark ediyor, neler döndüğünü soruyordu. ama ne anlatabilirdim ki? Birisinin nasıl ağzına sıçtığını mı? Sevgi denen şeye karşı korku duymaya başlamasına sebep olmasını mı? neyi anlatayım?
Sanırım artık istemiyordu. belki de önceden de istememişti, belki de bağımlısı olmuştu bana gösterdiği ilginin sadece... ama o an herşey geri dönülmez şekilde bitecekti. "işte bahsettiğim gün geldi." dedim kendime, geldiğini biliyordum ama yine de uzatmaları oynuyordum
Uzun süre düşündüm, "neden böyle oldu" diye. sabrım, hoşgörüm mü buraya getirmişti beni? aptallığım mı? acaba takmayabilir miydim her şeyi? acaba benim için kötü biri oldukça ve neydi kendimi kendimden daha uzaklara mı göndermiştim?
Artık bir Tupac şarkısı kadar hayduttu bu yaşam, ruhumu uyuşturmasına daha fazla izin vermeliydim.
Özet : Eşimden boşanıyorum amk