• 1 / 1 / 24 entry
  • 0 başlık
  • 0.00 incipuan

evrimci bebişinci nesil silik

  • +1
    sevgilimi unutmak için ayakkabısını kokladım
    ahahah koptum bin şuku
    ···
  • 0
    evrimci
    @4 türler arasında evrimden kastın başlangıca bazı türleri koyuyor
    ve şimdiki canlıların bu türlerden evrimleştiğini kastetmekse bunu savunmuyorum
    benim savunduğum, dünyada gördüğün tüm yaşamın bundan yaklaşık 3 milyar yıl önce
    ortaya çıkan tek hücreli canlılardan(tek hücreliler de bir anda ortaya çıkmamıştır süreç, önce aminoasitler sonra proteinler v.s diye gider) türediği yani basitten karmaşığa doğru evrilen bir yaşam
    ···
  • 0
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    saat 03:25 olmuş bundan sonra sorulan soruları yarın cevaplayacağım
    ···
  • 0
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    @100 kafanın karışmasının ve bu süreci hayretlerle izlemenin sebebi
    homo erectusla homo sapiensi birbirinden çok uzak 2 tür olarak görmen ve
    sanki bir anda homo erectusun yavrusunun homo sapiens olduğunu düşünmeden kaynaklanıyor sanırım
    homo erectuslar milyonlarca yıl süren evrimde homo sapiense dönüşmüşlerdir
    ···
  • 0
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    @96 akıl kazanmaktan kastın insan gibi doğaya hükmeden bir canlı olmaksa eğer
    bir canlının sadece akıllanması buna yeterli değil, aynı zamanda fiziki olarak da becerikli olması gerekir
    yani yunuslar ne kadar zeki olurlarsa olsunlar alet yapma becerileri fiziksel özelliklerinden ötürü bizim gibi gelişmiş
    bir medeniyet kurmaları ihtimalini milyonda birlere düşürüyor..
    var olan bilgilere bakarak bizim gibi gelişmiş bir uygarlık kurmaya en yakın canlıların en yakın akrabalarımız olan primatlar gibi gözüküyor diyebilirim bunun da olup olmayacağını veya olacaksa kaç milyon yılda olacağını ne yazık ki bilmek mümkün değil
    ···
  • 0
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    @89 evrim her türe aynı şekilde etki etmez de o yüzden
    yani bir balık türü karaya çıktı diye bütün balık türlerinin de aynı davranışı yapmasını bekleyemezsin
    evrim bu canlıya bu kadar sürede bu kadar etki ettiyse şu canlıya şu kadar sürede şu kadar etki etmeli gibi bir orantı kuramazsın.
    evrimi hızlandıran ve yavaşlatan süreçler her canlı türü için farklı işler
    evrimi tetikleyen süreçlerini merak ediyorsan o konuda seni aydınlatmaya çalışırım
    ···
  • 0
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    @82 ne kadar şaşırtıcı da olsa durum aynen böyle
    canlılığın dünya üzerinde 3 milyar yıldır var olduğunu kabul edersek
    bu sürecin 2.5 milyar yılında dünya üzerinde sadece tek hücreli canlılar yaşamıştır
    500 milyon yıl önce yaşanan ve adına kambriyen patlama denen dönemde karmaşık canlılar ortaya çıkmıştır
    neden bu dönemde ortaya çıktığının sebeplerini de wikipedi'den bile rahatlıkla bulabilirsin
    ···
  • 0
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    @74 sorunu şöyle cevaplıyım var olan evren için 3 şarta ihtiyaç vardır.
    enerji, madde ve boşluk.bu 3 şart büyük patlamayla oluşmuştur.o zaman büyük patlamayı tetikleyenin
    ne olduğu sorusu akıla gelir
    gerek şu anda yapılan cern deneyi olsun, gerek bilim adamların büyük patlamayla ilgili teorileri olsun
    bu sorunun cevabını arayan eylemlerdir.
    soruna cevap vermeme sebebim bu evrimi değil astronomiyle ilgili bir konudur ama yine de özetlemeye çalıştım senin için
    evrimin ilgi alanı ilk canlıdan itibaren başlar
    ···
  • 0
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    @75 neandartel konusunda bilimadamları uzun süren ayrılıklar yaşamışlardır.
    neandertallerle aynı atadan geldiğimiz kesin yani kuzeniz, kimi bilim adamları günümüzde de
    neandertalleri homo ailesine dahil etmektedir, kimisi ise buna karşı çıkmaktadır..
    evet bizim atalarımız olan cro magnonlar neandertallerin soyunu tüketmişlerdir ama son yapılan deneylerde
    bizim de %2 oranında neandertal geni taşıdığımız anlaşılmıştır, yani soylarını tüketsek de atalarımız onlarla çiftleşmişler de.
    ···
  • 0
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    @69 bir şeyi kaçırıyorsun,şu anda yaşayan her canlı zaten bir türün ara formudur
    ortalama olarak her 1000 türden birinin günümüze fosili oluşur, söylediğin canlıların okyanusta yaşamalarını
    ve fosil bulmanın ne kadar zorunlu bir süreç olduğunu hesaba katarsak her türün atalarının fosillerinin bulunmaması normaldir
    ···
  • 0
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    @68 söylediğin gibi canlılığın büyük bir kısmının yok oluşu 65 milyon yıl önce dünyaya çarpan göktaşıyla olmuştur.
    65 milyon yıl da binlerce farklı türün tekrardan oluşması için yeterli bir süre
    ···
  • 0
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    @64 yıldızlar ve galaksilerin oluşumu biyolojik evrimin alanının dışında bir konudur
    ama şunu bilmen için söylüyorum büyük patlamadan sonraki süreç bilinmektedir
    yani bir yıldızın veya bir gezegenin nasıl oluştuğu şu anda bilim adamlarının bilgisi dahilindedir
    ···
  • 0
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    evrim denilen olgu en kaba tabiriyle bir canlının uzun yıllar içerisinde
    atasından farklılaşmasıdır.. canlılar hayatta kalmak için hem doğa şartlarıyla bir uğraşa
    girdikleri gibi hem de kendi türleri içinde bir rekabete tutuşurlar bu rekabette başarılı olamayan
    canlılar üreme fırsatı bulamadan ölürler.. ilk ses teli nasıl oluştu sorusuna gelirsek, canlılar sana yukarıda bahsettiğim
    süreci izleyerek milyonlarca yıl içerisinde bariz değişiklikler gösterirler ve bu değişiklikler onların hayatta kalmalarını ve nesilllerini devam ettirmelerine yardım edecek değişimlerdir.. direkt olarak şu andaki karmaşık ses mekanizması gibi düşünmeden
    bir canlının binlerce nesilde basit sesler çıkartmaya yarayan bir organ geliştirdiğini düşün,bu organı geliştiren canlı diğer canlılardan farklı olacak üreme şansı bularak kendi özelliğini yeni türlere aktarma fırsatı bulacaktır ve kullanılan organ geliştiğinden ses çıkartmaya yarayan bu basit organ milyonlarca yılda şimdiki karmaşık halini alacaktır
    ···
  • 0
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    neden hala maymundan geldik sorusuna cevap arayanlar linke tıklasınlar
    http://www.youtube.com/watch?v=83rUhtwM5-w
    ···
  • 0
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    @55 ara geçiş örneği 375 milyon yış öncesine ait
    http://en.wikipedia.org/wiki/Tiktaalik
    ···
  • 0
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    @29 homo diye sınıflandırılan aile insan ve atalarının ailesidir
    insan ve maymunları içine alan aileye hominoid denir
    ···
  • 0
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    @25 aslında hep aynı soruyu soruyorsunuz ilk hücre bir anda oluşmamıştır
    hücrenin oluşumu cansızlıktan canlılığa geçişten (yukardan yazdığım) sonra zaman içinde birikimli olarak ilerleyen bir süreçir
    ···
  • 0
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    @24 evrimi bir ağaç olarak hayal edersen, ördek ve timsah birbirinden çok uzak iki dalı temsil etmektedir
    yani ördekle timsah arasında bir ara geçiş formu bulamaman çok normal
    ···
  • 0
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    @8 sorduğun sorunun cevabını bulmak için 4.sınıf fen bilgisi kitaplarına bakmak yeterli olacaktır.

    @7 ilkin canlılar koaservatlar adı verilen çok ilkin bakterimsi canlılardı. Onların evriminden önce bakteriler, sonra da bakteriler içerisinde meydana gelen bir dallanma sonucu arkeler ve ökaryotlar evrimleşti. ilk canlılığın evrimleşmesinin 4-3.8 milyar yıl kadar önce olduğunu düşünüyoruz.

    Organların evrimleşmesi, günümüzden yaklaşık 500 milyon yıl öncesine dayanıyor. Çünkü önce 900 milyon yıl kadar önce çok hücreli canlılar tek hücrelilerden evrimleşmeye başlıyor. Evrimleri 600 milyon yıl kadar önce hız kazanıyor ve 500 milyon yıl kadar önce de en yüksek hıza ulaşıp çeşitlilik artıyor.

    Dolayısıyla organların evrimleşmesi için geçen bir 3.5 milyar yıl gibi bir süre var. Bu sürecin tamamında elbette organlar evrimleşmiyor ama temelleri atılıyor. Şöyle ki:

    Çok hücrelilik içerisinde bazı hücreler belli başlı görevlerde özelleşerek sadece o işleri yapmaya başlıyorlar. Bunun tek bir sebebi var: Enerji tasarrufu. Her zaman, iş bölümünün enerji tasarrufu konusunda, özellikle de moleküler bazda, çok avantajlı ve verimli olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla organların kökenleri çok eskilerde, tekil hücrelerin belli başlı görevlerde özelleşmesiyle başlıyor.

    Daha sonradan bu özelleşmiş hücreler, çok hücreli canlıların karmaşıklaşması ve hacimce büyümeleri sonucunda sayıca artıyorlar. Çünkü eskiden 10 hücre bir araya gelip 1 çok hücreli oluşturuyorken örneğin sadece 2 hücre solunum konusunda özelleşiyorsa, evrimsel süreç içerisinde 100.000 hücre bir araya gelip 1 çok hücreliyi oluşturduklarında -atıyoruz- 10.000 tanesi solunum konusunda özelleşiyorlar. işte bu en ilkin organ oluşumu olarak düşünülebilir.

    Bugüne baktığımızda, yine aslında kendimizin -ve diğer birçok hücreli canlıların- trilyonlarca hücrenin bir araya gelmesi sonucu oluşan çok hücreliler olduğumuzu görüyoruz. Ve yine, bu trilyonlarca hücrenin içerisinden belli grupların belli işleri yapmakta özelleştiğini görüyoruz. işte bu, iş bölümünün evrimsel süreçteki bileyici ve özelleştirici niteliğinden kaynaklanmaktadır.

    Organlarımızı oluşturan hücreler, diğer işlevleri de yapmaktadır, buna şüphe yok. Örneğin tekil bir karaciğer hücresi, solunum da yaparak hayatını sürdürür. Ancak bu hücre, özellikle solunum yapma ve bunu işbirliği içerisinde gerçekleştirme konusunda özelleşmemiştir. Dolayısıyla yaptığı solunumun bütün hücrelere bir faydası yoktur, sadece kendisini idare eder. Ancak belirli karaciğer hücrelerinin (organlar içerisinde de özelleşmeler vardır: dokular) total olarak salgıladıkları kimyasallar (örnek: insülin), bütün organizmanın işleyişinde görev almaktadır. Dolayısıyla organlaşma ve özelleşme, belli başlı işlevleri fazladan yerine getirme ve bunu tüm organizma bazına mal etme konusunda çok önem taşımaktadır.
    ···
  • 0
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    @14 evrim sürekli devam eden bir süreçtir(evrimsel durgunluğu açıklamıştım)
    şu anda farkında olmasak da bizler de farklı bir türün ara geçiş formuyuz aslında

    @15 dna'nın evrimini açıklarsak
    Her şeyden önce söylemek gerekiyor ki hangi molekülün nasıl ve hangi sırada oluştuğu konusu, uzun süre bilim insanlarının aklını meşgul etmiş ve pek çok hipotezin ortaya atılmasına, onlarca deneyin düzenlenmesine, konu hakkında pek çok tez yazılmasına sebep olmuştur. Bir grup bilim insanı öncelikle metabolizmayı, daha doğrusu organizasyon içerisinde sürdürülecek aktivitelerin topldıbını oluşturacak olan karbonhidrat, yağ ve proteinlerin önce; genetik materyalin ise bunların oluşumuna bağlı olarak sonradan oluşması gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Buna bilim dünyasında Önce-Metabolizma Hipotezi denmektedir. Bir diğer grup bilim insanı ise, öncelikle genetik materyalin oluşması gerektiğini, sonrasında ise bu oluşuma bağlı olarak organizasyon içi aktivitenin oluşması gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Ancak bu hipotez, uzun bir süre çıkmaza girmiş ve dolayısıyla Önce-Metabolizma Hipotezi hep ağırlık kazanmıştır. ikinci hipotezin girdiği çıkmaz şudur: Önce DNA mı oluştu, yoksa RNA mı? Önce DNA oluştuysa bu karmaşık yapı bir seferde nasıl oluştu? RNA, DNA'dan daha basit yapılı olmasına rağmen, DNA'dan neden sonra oluştu? RNA önce oluştuysa, nasıl oldu da RNA'dan DNA oluşabildi? Bu sorular dönüp dururken Byioloji'de yazı içerisinde tekrar döneceğimiz Merkezi Dogma denen bir ilkenin geçerliliği olduğu düşünülmekteydi. Buna bağlı olarak bir grup bilim insanı önce DNA'nın oluşması gerektiğini iddia ederek Önce-DNA Hipotezi'ni ileri sürdüler. Bir diğer grup bilim insanı ise buna karşı gelerek, öncelikle RNA'nın var olması gerektiğini, ondan sonra DNA'nın var olabileceğini iddia ederek merkezi dogma ilkesine karşı geldiler ve Önce-RNA Hipotezi'ni ileri sürdüler. Günümüzdeki yeni bulguların ışığında bu üç taraflı tartışma (Önce-Metabolizma, Önce-DNA, Önce-RNA) belli bir düzeyde dinerek, ortak bir noktada buluşulmaya başlandı.
    Öncelikle eldeki soruna bir daha bakalım: Canlılığı oluşturacak materyaller, belli bir sırayla ya da eş zamanlı olarak oluşmuş olmalıdır. Eğer bir sırayla oluştularsa, hangisi öncelikli olarak oluştu? Eğer eş zamanlı olarak oluştularsa, nasıl oldu da zamanlama bu kadar doğru ve isabetli bir şekilde tutturuldu? Bu sorular, bilim insanlarının aklını çokça kurcalamıştır. Ancak artık ne tamamen sırayla, ne de tamamen eş zamanlı bir oluşum üzerinde durulmaktadır. ikisi zamanlamanın da oluşuma belirli oranlarda katkı sağladığı düşünülmektedir.

    Metabolizmanın mı önce, DNA veya RNA'nın, yani kalıtım ve düzenleyici materyallerin mi önce oluştuğu sorusu halen tartışılmakta olan bir sorudur. işte bu noktada, muhtemelen bir eş zamanlılık durumu ile karşı karşıyayız. Daha sonra değineceğimiz gibi canlılık, cansızlık ortamındaki karmakarışık bir ortamda evrimleşmiştir. Dolayısıyla bu ortamda metabolik malzeme ile kalıtımsal malzemenin bir arada bulunuyor olma ihtimali son derece yüksektir. Bu materyalleri bir arada bulundurabilen bireylerin, tek tek bulunduranlara göre avantajlı olması beklenecektir. Bu konuya, ilerideki yazılarımızda daha da ayrıntılı olarak gireceğiz; ancak şimdilik metabolizma ile kalıtım materyalinin eş zamanlı veya en azından birbirine çok yakın zamanlarda oluştuğunu düşünebilirsiniz.

    Peki, metabolizmanın oluşumunda bir sorun yok; zira karbonhidratlar ve yağlar, kendiliğinden, çevresel etmenlerin etkisi altında kolayca oluşabilen ve oluşabildikleri gözlenebilen kimyasallardır. Nükleotitler de benzer şekilde kendiliğinden, uzun deneme-yanılma süreçleri sonucunda oluşabilir. Fakat nükleotitlerden oluşan büyük yapılardan DNA mı, yoksa RNA mı önce oluşmuştur? RNA tarafından üretilen proteinler, nükleotitlerin oluşturduğu DNA ve RNA'dan bağımsız olarak oluşmuşlar mıdır? Yoksa öncelikle kalıtım materyalleri oluşmuş, sonrasında ilkin proteinler mi üretilmiştir? işte bu sorulara cevap verilmesi gerekmektedir.

    Oluşum sırasını anlayabilmek için öncelikle yukarıda değindiğimiz bir diğer konuya tekrar dönelim: Bir grup bilim adamı, DNA olmaksızın RNA'nın sentezlenemeyeceğini, dolayısıyla proteinlerin üretilemeyeceğini, dolayısıyla canlının varlığını sürdüremeyeceğini ileri sürmüştür. Bu, bilim dünyasının Biyoloji'nin Merkezi Dogması olarak isimlendirdiği bir "ilke"dir. Bu ilkeye göre DNA, RNA'yı sentezler; RNA da proteinleri sentezler. Hiçbir zaman proteinlerden RNA, RNA'dan da DNA üretilemez. Dolayısıyla, bu ilkeye göre canlılığın başlangıcında ilk önce oluşması gereken, DNA'dır. Buna, daha önce de belirttiğimiz gibi, "Önce-DNA Hipotezi" denmiş ve uzunca bir süre DNA'nın nasıl oluşabileceği üzerine araştırmalar yürütülmüştür. Bu araştırmaların temelinde öncelikle DNA'nın, sonrasında RNA ve proteinlerin üretildiğini fikri yatmaktadır. Fakat Önce-DNA Hipotezi birçok soru işaretini açıkta bırakıp, birçok yeni soru işareti yarattığı için hiçbir zaman güçlü bir hipotez haline gelememiştir.

    Ancak daha sonra, retrovirüs dediğimiz ve ana genetik materyali canlılar gibi DNA değil de RNA olan virüslerin yapısı anlaşıldığında, "Önce-DNA Hipotezi" çok derin yaralar alarak iyice terk edilmeye başlanmışıtır. Retrovirüslerde keşfedilen yeni bir mekanizma sayesinde günümüzde artık Biyoloji'de "merkezi dogma" geçerliliğini tamamen yitirmiştir ve geçersiz olarak görülmektedir.

    Önce-DNA Hipotezi'ne göre, DNA tam olarak açıklanamayan ancak temel kimyasal tepkimeler dahilinde, doğal fiziksel itki-tepki kuvvetlerine göre, bu şekilde sarmal bir halde üretilmiş ve sonrasında, yine yapısı gereği RNA sentezleyerek işlevini sürdürmüştür. Ancak bu hipotezin, pek çok açığı bulunmaktadır. Bunların en önemlisi de, DNA'nın bir katalizör yani kimyasal tepkimelerin aktivasyon enerjisinin düşürücü etkiye sahip kimyasal özelliği bulunmamasıdır. Bu da, bu kadar kompleks büyüklükte moleküllerin oluşabilme ihtimalini çok düşürmektedir. Çünkü, katalizör olan bir ortamda birkaç saniyede gerçekleşecek bir tepkime, katalizör olmadığında günler, haftalar, yıllar ve hatta yüzlerce, binlerce yıl alabilmektedir.

    edit: istediğin deney yıllar önce yapıldı zaten
    http://tr.wikipedia.org/wiki/Miller-Urey_Deneyi
    ···
  • +1
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    @5 ilk sorunun yanıtı olarak doğal seleksiyon hala daha devam ediyor.
    ikinci soruna gelirsek, evrimin canlıları mükemmelleştirmek gibi bir amacı yoktur
    evrim bilinçli bir mekanizma değildir bir doğa kanunudur. yani yer çekiminin nasıl bir amacı yoksa
    evrimin de amacı yoktur. evrim doğa şartlarının canlılar üzerinde uyguladığı etkilerdir.
    ayrıca dediğin değişimleri görememen çok normal, çünkü bir türdeki değişim milyonlarca yıl süren bir olaydır.
    tek bir nesilde bunu görmemen çok doğal, ayrıca canlıların sürekli olarak gelişme gibi bir amacı da yoktur
    eğer ki bir canlı doğal şartlarına yeterince uyum sağlamışsa milyonlarca yıl değişmeden durabilir
    buna evrimsel durgunluk denir. örnek vermek gerekirse elde edilen fosillere bakıldığında karıncaların
    fiziki yapısında milyonlarca yıl geçmesine rağmen pek bir fark olmadığı görülmüştür.
    ···
  • +2
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    @3 öncelikli olarak hiçbir bilim adamından 'maymundan geldik' safsatasını duyamazsın
    bu,evrim gerçeğini reddedenlerin evrimi karalamak için uydurduğu bir yalandır.
    evrim teorisine göre insanlar ve insansı maymunlar (goril, şempanze,bonobo gibi) aynı ortak atadan türemişlerdir.
    basite indirgersek maymunlar bizim dedelerimiz değil kuzenlerimizdir diyebiliriz.
    ···
  • +3 -2
    evrim hakkında sorularınızı yanıtlıyorum
    saat 03:00'e kadar bu başlıkta evrim hakkında kafasında soru işaretleri olanların
    konuyu saptırmayan mantıklı sorularını yanıtlamaya çalışıcam,sorularınızı alayım?

    Edit: genelde sorular ara form üzerine geliyor,insana ait ara formlar yüzlerce yıl önce zaten bulunmuştur
    fakat 'mevcut eğitim sistemimiz' ne yazık ki kasıtlı bir şekilde bizi bu gerçekten mahrum bırakmaktadır

    örnekler vermek gerekirse:

    7 milyon yıl önce sahelanthropus tchadensis:
    http://www.google.com.tr/...ei=wyvmtubwl8wl4gtl7miqbq

    6 milyon yıl önce orrorin tugenensis:
    http://www.google.com.tr/...pw.r_qf.,cf.osb&cad=b

    4 milyon yıl önce australopithecus anamensis:
    http://www.google.com.tr/...ei=ci3mtoxpial_4qte9mzcaw

    2 milyon yıl önce homo habilis:
    http://www.google.com.tr/...pw.r_qf.,cf.osb&cad=b

    1 milyon yıl önce homo erectus:
    http://www.google.com.tr/...pw.r_qf.,cf.osb&cad=b

    ve günümüz insanı homo sapiens:
    http://www.google.com.tr/...pw.r_qf.,cf.osb&cad=b
    ···
  • +2
    evrimci
    size evrimi anlatmaya,evrim hakkındaki tabularınızı yıkmaya geldim
    evrim teorisini aşağılamak için maymundan geldik yalanını evrime mal edenler
    bilimin aydınlatıcı ışığı altında ezilecektirler.

    http://www.incicaps.com/evolution.gif
    ···