Ben aylardır burdayım ve şimdi hesabın silinmesi için mesaj attım Namık bey'e.

Ve son aynı zamanda:)

Anladım ki burası benim için doğru bir mecra değil. iyi bakın kendinize sevgili inciciler. Namık bey'e pm attım bakalım, kalın sağlıcakla 🌸

Her şey çok güzel olsun 🙏

Alkışlıyorum 👏

Ya evet ben de karşılaşıyorum son zamanlarda. Midem bulanıyor yaa nasıl o çocukların yüzüne bakabiliyor bir de. O çocuklar büyüyünce böylesine iğrenç ve utanılacak bir annenin evladı olma pgibolojisiyle yetişecek. Kadına nefretle beslenecekler belki de. Evlilikten korkacaklar ya da. Bunların hepsi olacak şeyler ama hiçbirini düşünecek kimse yok. Allah her zaman iyi insanlarla karşılaştırsın 🙏 bu iğrenç kadının oksijenimizi israf edip yaşamaya bile hakkı yok benim nezdimde.!!

Yerinde olmayı dilerdim. Her sabah sessiz bir güne, sakin, dingin ve huzurlu saatlere ihtiyacım var seninki gibi.
Benim hayatım ise annem birazdan çalar saat gibi kafamda bağırıp uyandıracak, tel çalacak işten arayacaklar öfffff

Daha üç gün önce Adana'daydım ve orada kendi şehrinde yedim kebabını 👍🏻

Ben de önereyim:

Ferrarisini satan bilge /Robin Sharma

Harika bir pgibolojik - kurgu roman

Bazı kadınlar da huzur verir, inanın buna 🙏 🎶🎵 🎼🍀

https://youtu.be/NZl1wPjAkus

Wooaaww umarım böyle kitapsever kültürlü biriyle hayatımı birleştirip ortak bir kitap yazarız 🙏 hayalim 🌼

Kusursuz dost arayan dostsuz kalır derler.
(dediğime bakma ben de aynı sen) 😘

Önlisans okumak lisans okumaktan daha zordur. Dört senede görmen gerekenleri sıkıştırılmış biçimde iki senede görüp dersleri geçmen gerekecek. Dolayısıyla sen vize final derken zaten ayrıca dgs'ye hazırlanmak için vaktin kalmayacak. Bir sene daha beklemeni tavsiye ederim, başarılar 👍🏻

ikisi de işsizlik garanti bölümler. En azından istanbul'da oku da en güzel senelerin iyi bir merkezde geçiyor olsun bari.

Aşk acısı çeken birine hiç dokunmayın. En fazla sizi yara bandı olarak kullanır, üzgünüm 👎🏻

Bugün durduk yere ben de hüzünlendim, benim de boğazım düğümlendi. Salgınlar... Bir dönem kuş gribi virüsü salgını var denip zavallı tavukları diri diri yakıp acı çektirerek öldürmeleri ve bunu çözüm olarak önümüze sunmalarına ne demeli?

Üç harfe ne tanımlar ne şiirler ne sözler ne destanlar ne romanlar düzmüşler ve hâlâ yazmaya devam edecekler. Hem mutluluk hem de acı kaynağı aynı anda olabilir mi? Ey aşk sende her şey mümkün.
...
Benim AŞK tanımım ise çok farklı. Genel geçer sıradan duygu geçişleri ile tanımlanan geçici heyecanlar değil, aksine var olduğun süre boyunca ona olan tutku, bağlılık, arzu, sonsuz heyecan ve huzur...
Bu bir varlığa karşı da olabilir; bir ülke, bir çiçek, bir enstrüman ya da bir meslek grubu.
O varlığın ismi geçince bile sıkışan kalbin ritmini hissetmektir AŞK. Gerçekte çok yüce bir duyguyken geçici heveslerle karıştırılıyor olması ise içler acısı.
Mesela 'ilahi aşk' ne kadar sonsuz, ne kadar da ruhu bahar gibi zarifleştiriyor öyle değil mi?

Bunu seneler önce savunmuştum; Kendimden bir erkek çıkartsam ne güzel anlaşırdım diye. Ama yok ruh ikizimi bulamıyorum ve galiba yok da...
Kısacası benim karşı cins versiyonum olsa ona aşktan ziyade derin bir hayranlık duyardım, düşüncemiz bir görüşlerimiz bir isteklerimiz bir. Düşünsene her şeyimiz ortak, anlaşamadığımız tek şey yok. Hayallerimiz aynı hedeflerimiz aynı ve aynı şeylerden hoşlanıyoruz, ortak şeylerle mutlu oluyoruz. Bu bir ütopya, huzur 🧘‍♂️ 🙏 🦋🍀🌅🌝

Yaklaşık bir ay önce aynı görseli bir arkadaşıma yollamıştım. Senin dikkatini din ve siyaset çekmiş. Benim ise 'coğrafya'sı. Bakıyorum da iskandinav ülkeleri en mutlu ülkeler. Hani derler ya sıcak memleketin sıcak insanı diye. Aslında öyle bir şey olmadığını bu görsel destekliyor. Zira soğuk Kuzey Avrupa ülkeleri en mutlu ülkeler neticede.
Bu ülkede doğmayı kendimiz seçmedik ama belki de mutluluk da seçim değildi...
ibn-i Haldun'un dediği gibi coğrafyalar kaderdir.

Bu kadar siliği hakeden gereksiz yazar varken neden düzgün yazarlar gider neden?

Demek ki boş bir ergen değilseniz her an silik yiyebilirsiniz DiKKAT ⚠

O kadar güzel esiyor ki...
Huzurumun yanına bir de hüzne boğuyor. Tüm yüce insanların sevinçlerinin buruk olması gerektiğini fısıldıyor kulağıma adeta. Zira her şey gibi mutluluğun da geçici olduğunu çok iyi bilmemi anlatıyor sanki.

Senin ileri derecede ingilizcen vardı dimi?
Aslında tatil beldelerinde senin gibi garsonlara çok ihtiyaç var. Çaycı olmandansa iyi bir işletmede kendini daha iyi yetiştirebilirsin. Yine de nerede mutluysan orda kal.

Bir Türk ve bir iskandinav arasındaki fark?

Neyse, ırkçılık insanlık suçudur der çıkarım. Lütfen aşağılayacağım derken kendinizi dibe vurmayın, burdan çok korkunç komik duruyorsunuz.

Senin durumunda olan onlarca insan var, her türlü sana karşılıksız burs çıkar ve diğer burslar... Ayrıca part time çalışabilirsin. Çözüm üret, sen de şunu gördüm sen sorun odaklı birisin. Çözüm odaklı ol.

En basit yol, çözüm değil ayrıca.
Göz göre göre harcanan yok olan bir beyin. Var olan bir potansiyelin yok oluşu.
Yazık...

Bu kadar saçma bir mantığın derece yapmış bir öğrenciden çıkması ne acı...

Mümkün mertebe aileden uzak bir yerde oku, zaten bi ton burs alacağın yer çıkar karşına ünide.
En iyisini seçme şansın varken kendinden on bin sıra daha geride insanlarla bir arada olacaksın ve hakettiğin, olman gereken koltuğu senden daha aşağı olan birine kaptıracaksın.
Ayrıca şunu unutma ki ailenle aynı yerde okuman yerinde sayman demektir, asla olgunlaşamazsın.
Yalnızlığın ve gerçek yaşamın dibini görmeden yaşamadan OLAMAZSIN.
Kendince olgun olduğunu düşünüyorsun ama sen daha olmamışsın.
Komik!

“Birden doğrulup çevreme baktığımda, bana eşlik eden tek şeyin zaman olduğunu görüyorum.” Irvin Yalom