Bazılarınız biliyor, bazılarınız bilmiyor... Bundan yaklaşık 10 gün önce Irak'a iş ziyaretinde bulunmak amacıyla gittim. Bu ziyarette elde ettiğim tecrübeler ömrüm boyunca siyasi olarak sahip olduğum bazı ön yargılarımı yıkmama neden oldu. Bu yıkılış öyle bir heyecan yarattı ki, bunu sizinle 1 fotoğraf yayınlayarak paylaştım. Çünkü düşündüklerime, hissettiklerime ve gördüklerime tam anlamıyla o fotoğraf açıklık getirebiliyordu. ( Fotoğraf linki:
http://inci.ca/ubs_8tjdte )
Fotoğraf ilk görüldüğünde şok etkisi yaratıyor değil mi? Ben de bu fotoğrafı çektirip telefondan baktığımda aynı şeyleri hissetmiştim. Ama gördüklerime, oradaki insanların iyi niyetlerine ihanet etmemek için cesaretli davranmaya karar verdim. Bunu sizinle paylaşacaktım, sebebini de anlatacaktım...
Bize öcü olarak gösterilen bu topraklar aslında adeta vefa tarlalarıymış! Öyle ki, sayısız ülkeler gördüğüm ömrümde, Türk olduğum için Türkiye'den olduğum için asla bu kadar sevgi ve saygı görmemiştim. Görmeme de gerek yoktu zaten!
Kürtler Saddam ile yaşadıkları kara günlerin ardından çok büyük bir kalkınma fırsatı elde etmişler. Şehirleşiyorlar, modernleşiyorlar ve örnek aldıkları tek bir kardeş ülke var Türkiye. Bu o kadar yakın bir kardeşlik ki, girdiğiniz bakkalda sakızından tutun, yumurtasına, yoğurtuna, ayranına her şey Türkiye'den alınıyor. Televizyon tamamen Türk dizileriyle dolmuş taşmış. Sokaklarda Arap kültürünün aksine, istanbul'un herhangi bir ilçesinde dolaşıyormuş hissi var. Binalar aynı, caddeler aynı, kaldırımlar aynı. Aynı renk, aynı stil, aynı aydınlatma...
Irak'ta şehirlere girerken ve çıkarken sınır polisi tarzında denetçiler var. Buradaki peşmergeler sizin Türk olduğunuzu duyunca, önce Kürt olup olmadığınızı soruyor. Türküm ve Kürtçe bilmiyorum (ni zani kürdi) dediğinizde size belirgin bir hürmet göstererek öncülük veriyor. (serserim serçevan) Ne yazık ki aynı şey Arap yönetiminde olan kısımlar için geçerli değil! Musul, Kerkük veya Bağdat'a girerseniz vay halinize! Askerler Türk olduğunuzu öğrendiği an sizi göz altına alıyor ve yürü bakalım nezarete. Şimdi patronların gelip alsın seni buradan diyerek, sonu olmayan bir sürgünün içerisine atıyor. (Söylediklerimde hiçbir abartı yoktur)
insan bir süre sonra düşünüyor, yahu biz bu Kürtlere ne yaptıkta bu kadar saygı görüyoruz diye. Hafiften anlatıyorlar ve kafanızda oturuyor olaylar. Malum Irak'ta Kürtlere karşı uygulanan asimilasyon, kitlesel ölümlere kadar uzandığında, Saddam kimyasal kullanmaya başladığında, iran dahil hiçbir ülke Kürtlere destek çıkmamıştı. Türkiye hariç! Rusya'da yapılan toplantıda Saddam'ın para teklifine hayır diyemeyen iran sınır kapılarını kapatıp o halka sırt çevirirken Türkiye mazlumun yanında olmuştu. Ve bir halkın yok oluşuna izin vermemişti.
işte Kuzey Irak'ın halkı da şimdi vefa borçlarını ellerindeki bütün birikimi, parayı Türkiye'ye akıtarak gösteriyor. Bu durum öyle bir hal almış ki, Türkiye'den Irak'a günde geçen TIR sayısı binlerin çok çok üzerinde.
Onlar Alman malı jenaratörler istemiyor. Hollanda malı iş makinaları veya Çin malı hırdavat ürünleri istemiyorlar. Türk Malı olsun diyorlar. Türk Malı olsun, ucuz veya pahalı pek önemli değil...
E durum böyle olunca da atılgan-girişken Türkiyeli yatırımcılar Kuzey Irak'ın her yerinde boy gösteriyor. Vergisiz, nakit büyük ihalelerin hepsinde Türk iş adamları mevcut.
Sokaklarda bildiğimiz peşmerge elbisesiyle dolaşan dedeler, amcaların sayısı çok fazla. (Kendi söylediklerine göre çoğu gerçekten dağlarda çarpışmış değil, hava atmak için giyiniyorlar) Onlar zamanında, halkları için dağlarda çarpmışlar ama PKK ile birlik olarak değil! Hatta yeri geldiğinde PKK ile de çarpışmış, mücadele etmişler!
Orada yani Kürdistan'da PKK'ya bakış bizimkisinden farklı değil. PKK'lıları Vatan haini olarak görüyorlar. Onlar Türkiye'de ne eziyet görmüşte devlete kurşun sıkıyorlar diyorlar...
Velhasıl kelam, zaten sizin PKK ile özdeştirdiğiniz o Bayrağın PKK'nın değil de Kuzey Irak özerk bölgesi olan Kürdistan'ın bayrağını olduğunu öğrenmek de pek uzun sürmüyor.
Bizi seven, sayan, örnek alan bir millet oluşuyor. Doğal zenginliklerinden dolayı ekonomisi hızla büyüyen, büyümeyle beraber Türkiye'yi de yanında taşıyan bir ekonomi var.
Bu fırsatı, bu insanları dışlamak ülkemize yapabileceğimiz en büyük kötülük olur. Ama ülkenin siyasileri ve onların akrabaları zaten durumun farkına çoktan varmışlar. Şimdide sizlere ÖCÜ olarak gösterilen o toprakları keşfetmenizi istemeyerek kendi piyasalarını yaratıyorlar. Siz oralara öcü diye bakarken, ekonomik olarak, iş fırsatları olarak elinizden kaçıp gidenleri fark edemiyorsunuz sevgili dostlarım.
Uzun sözün kısası beyler: ön yargılarımızı atıp bilgilerimizle konuşmaya, araştırmaya çalışalım. bir insanı vatan haini ilan etmeden önce eğrisini doğrusunu düşünelim. düşünmezseniz de taşşağınız sağolsun.