• 1 / 1 / 35 entry
  • 20 başlık
  • 323.43 incipuan

eagle4040 "BeşiktAŞK"

  • 0
    ban a en son okudugunuz kitabi soyleyn
    Felatun Bey ile Rakım Efendi
    ···
  • 0
    atatürk dindardı diyenler gelsin
    Kopyala yapıştır yaptığım doğrudur ama okuduktan sonra yaptım keşke sende okusaydın da seni destekleyen bir yazı olmadığınını anlasaydın. Atatürk her zaman müslümandı.
    Neden birbirimizi böyle ayrıştırıyoruz kusura bakma ama ben senin iyi niyetli olarak bu yazıyı yazdığını düşünmüyorum. Yok Atatürk şöyle yok böyle... Bunları iyi niyetli bir kişi yazamaz.

    Ben her zaman milli değerlere sahip çıkarım. Benim için Osman Gazi, Sultan Süleyman neyse Atatürk de odur. Hepsi bizim milli değerimizdir ve onları ayaklar altına alıp değersizleştirmenize izin vermem. Bir ÜLKÜCÜ olarak BAŞBUĞ ATATÜRK'ün izindeyiz!
    ···
  • 0
    atatürk dindardı diyenler gelsin
    Atatürk, Allah'a ve islam'a inanan samimi bir dindardır. Pek çok sözünde ve tavrında bunu görebilmek mümkündür. Büyük Önder, birçok konuşmasında, samimi ve içten bir şekilde Allah'tan, islam'dan ve Kuran'dan saygı ve bağlılıkla bahsetmiştir. Hz. Peygamberimizi övmüş ve Türk milletine, gerçek dine sarılmayı ve daha dindar olmayı tavsiye etmiştir.

    Atatürk, 7 Şubat 1923 tarihinde, Balıkesir'deki Paşa Camii'nde verdiği hutbede kendisini dinleyenlere islam'ın yüceliğini şöyle açıklamıştır:

    "Ey millet, Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selameti, sevgisi üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, Yüce Kuran'daki anlamı açık olan ayetlerdir. insanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt 2, S.93)

    Büyük Önder, 1926 yılında ise Ali Rıza Ünal isimli yakınına, Hz. muhafazid hakkında şunları söylemiştir: "O Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Herkesin adı silinir fakat O sonsuza kadar ölümsüzdür." (Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri, sf.135)

    Benzeri şekilde, Atatürk, Türk milletinin dindar olması ve dini değerlerini muhafaza etmesi gereğini “Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliğiyle dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam, ona da öyle inanıyorum. Bilince ters, ilerlemeye engel hiçbir şey içermiyor” sözleriyle teşvik etmiştir. ( Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, cilt 3, S. 30 )

    Aşağıdaki sözler de ona aittir:

    "Milletimiz, din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete sahiptir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt 2, sf. 66)

    "Büyük bir inkılap yaratan Hazreti muhafazid'e karşı beslenilen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları korumakla tecelli edebilir." (Şemsettin Günaltay, Ülkü Dergisi, sayı 100, sf.4)

    "Camilerin mukaddes minberleri halkın ruhi, ahlaki gıdalarına en yüksek, en verimli kaynaklardır. Minberlerden halkın anlayabileceği dille ruh ve beyne hitap edilmekle müslümanların vücudu canlanır, beyni temizlenir, imanı kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt 1, sf. 225)

    Atatürk'ün, islam Dini'ni, Kuran-ı Kerim'i, Hz. Peygamberi ve dini müesseseleri öven tüm bu sözleri, O'nun dinimize olan içten bağlılığını gösteren somut ve tartışılmaz belgelerdir. Bu bağlılık, sadece sözlerinde değil, uygulamalarında da açıkça görülür. Haftanın belli günlerinde, Sadettin Kaynak, Niyazi Ahmet Banoğlu, Mısırlı ibrahim, Hafız Yaşar, Hafız Rıza, Hafız Fahri, Hafız Kemal ve Hafız Nubar gibi döneminin en önde gelen hafızlarını çağırarak Kuran-ı Kerim okutturmuş ve okunan ayetlerin tefsir ve açıklamalarını yaptırmıştır. Atatürk bu açıklamaları ilgiyle izlemiş ve zaman zaman kendisi de sorular sorarak katılmıştır.

    Atatürk'ün dindar kişiliğini gösteren sözlerinden en anlamlı olanı ise, kuşkusuz vefat etmeden önceki son sözleridir. Başbakan kanalıyla tüm dünyaya açıkladığı ve Türk milletine manevi bir vasiyet niteliği taşıyan bu son sözlerinde Atatürk şunları söylemiştir:


    "Bütün dünyanın müslümanları Allah'ın son peygamberi Hz. muhafazid'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm müslümanlar muhafazid'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; islamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler. (Nedim Senbai, Atatürk, A.Ü. Dil, Tarih, Coğrafya Yay., sf. 102, 1979)

    ATATÜRK DiYOR Ki:

    "DiNSiZ MiLLETLERiN DEVAMINA iMKAN YOKTUR"

    Atatürk'ün "dinsiz milletlerin devdıbına imkan yoktur" sözüyle, islam'ın Türk Milleti'nin bekası için taşıdığı önemi vurguladığı, bilinen bir gerçektir. Tarihsel ve toplumsal gerçeklere baktığımızda, bu sözün çok doğru olduğunu açıkça görürüz.
    Bir milletin fertlerini birbirine kenetleyen en güçlü bağ dindir. Tarih, ne kadar zor şartlar altında olursa olsun dini ve milli değerlerine sahip çıkan milletlerin her zaman ayakta durabildiğine dair sayısız örnekle doludur. Diğer taraftan dini bağları zayıf, hatta dinsiz toplumlar tarih sahnesinde çok kısa süreler boyunca yer alabilmişler ve zaman içinde asimile olup gitmişlerdir.

    Peki bunun sebepleri nedir?

    1) Din, bir ahlak sistemi ve yaşayış biçimidir. insanlara doğruyu ve yanlışı açık olarak öğrettiğinden dolayı, dini değerlere sahip biri, iyiyle kötüyü birbirinden ayırmasını bilir. Dinin varolmadığı bir ortamda ise yardımlaşma, dürüstlük, hoşgörü, adalet, fedakarlık gibi değerlerin hiçbirinden söz etmek mümkün olmaz. Din yoksa, ahlak da yoktur; dürüstlük, fazilet, adalet de yoktur. Bu, kuşkusuz toplumun çürümesi ve yokolması anldıbına gelir.

    2) insanı insan yapan ahlaki değerler geçerliliğini yitirdiği ve yokolduğu taktirde, toplumun her kesimi ve her ferdi bundan nasibini alır. Her birey sadece kendisini umursayan ve diğer hiç kimseyi önemsemeyen birer ayrı "parça" haline gelir. Tümüyle dini bir kurum olan aile ve yine kaynağı din olan evlilik müessesesi ortadan kalkar.

    3) Bu çark bir kere işlemeye başladığı taktirde, devletin oturmuş düzenini ve milletin yerleşmiş dokusunu da akıl almayacak şekilde tahrip eder. Çünkü devlete bağlılık, vatan sevgisi gibi üstün vasıflar yine dini inançların sonucunda gelişmiş özelliklerdir. Dini olmayan, dolayısıyla vicdani duyguları gelişmemiş bir insanın milletini, bayrağını sevmesi, devletine hizmet şuuru içinde çalışması, karşılık beklemeden gece gündüz vatanı için nöbet beklemesi elbette düşünülemez.

    4) Dine inancın ortadan kalkışının bir başka tehlikeli yönü, insanların yavaş yavaş pgibolojik sorunlara mağlub olmaya başlamasıdır. Suç oranlarındaki artış, içki ve uyuşturucuya yöneliş, fuhuş patlaması, huzursuzluk ve çatışma ortamı toplumun pgibolojik açıdan yıprandığının en somut alametleridir. Sosyal adaletsizlik ve ekonomik sıkıntılarla beslenen bu gerilim, kısa süre içinde adeta toplumsal bir cinnete dönüşür ve bunun sonucunda da toplum parçalanır.

    5) Dini değerlerin, marksizm, anarşizm gibi bölücü ve terörist ideolojilere karşı en sağlam engeli teşkil ettiği tarih boyunca birçok tecrübeyle kanıtlanmıştır. Dini değerlerin ortadan kalkması halinde, kökeni marksist ideolojiye dayanan anarşi ve terörün hortlaması, terör örgütlerinin güçlenerek taraftar toplaması ve milli birliğimizi tehdit etmesi kaçınılmaz olacaktır.

    Örneğin Türkiye'yi ele alacak olursak, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki dindar vatandaşlarımız, komünizmin dine büyük bir düşmanlık beslediğini bilmekte, komünizmden ve dolayısıyla bölücü komünist örgütlenmelerden uzak durmaktadırlar. Nitekim, bunun bilinciyle devletimiz de bu bölgede, halkın dindar olmasını ve dini değerlerini muhafaza etmesini teşvik etmektedir.

    Tüm bunlara ve Atatürk'ün belirttiği "dinsiz milletlerin devdıbına imkan yoktur" sosyolojik gerçeğinin tarihteki somut delillerine dayanarak söyleyebiliriz ki, Türkiye'nin bekası için dini kimliğimizin korunması ve güçlendirilmesi hayati öneme sahiptir.

    Büyük Önder Atatürk'ün tespit ettiği bu gerçek, geleceğimizin de şekillenmesinde büyük rol oynayacaktır. 2000'li yılları modern, çağdaş ve refah düzeyi yüksek bir Türkiye olarak karşılamak isteyenler, bunun ancak dini kimliğimizin korunması ile gerçekleşebileceğini bilmelidirler.
    ···
  • -1
    terim vs güneş sizce hangisi
    Arkadaşlar geçen gün milli maçımızı izledik. Takımda ruhsuzluğu taktik hatalarını ve oyuncu seçimindeki hataları gözle görülür bir şekilde gördük.
    Benim anlamadığım şu neden Fatih Terim?
    Bana göre Fatih Terim iyi bir teknik direktör olabilir ama milli takım için yeterli değil. imPARAtor diye lanse edilen Fatih Terim,en çok kazanan teknik direktörler içerisinde 2. sırada aylık 800 bin euro yıllık 4 milyon euro garanti ücret alıyor peki bunu hak ediyor mu?

    Bana göre hiçbir şekilde hak etmiyor benim kanaatimce Türkiyenin en iyi teknik direktörü taraflı tarafsız herkesin sevdiği Şenol Güneştir. Adamın gittiği takımda yeni bir devir değişim başlıyor.Gol kralları hep çalıştırdığı takımlardan çıkıyor. Birçok genç yeteneği gün yüzüne çıkarmıştır

    2002 Dünya Kupasında şuanda Türkiyenin en büyük başarısına imza atmış olup 3. sırada tamamladı.
    Fatih Terimle arasındaki fark işte şu ifadelerlede belli oluyor;

    Fatih Terim: "Bu turnuvada olmamız zaten başarıdır. (2016)
    Şenol Güneş: "Türk halkından şampiyon olamadığımız için özür dilerim" (2002)

    Sizce de doğru değil mi?
    ···
  • -1
    çirkin asosyal 2001 li velet bir piçim
    Anneni kim gibti peki evladimmm
    ···
  • 0
    entrylere video da ekleyelim
    Serkanın ve diğer modların dikkatine!

    Panpalar entrylerde bana göre video da eklenmesi gerekir.En azından liste yaparken vs. youtube imbed koduyla video ekleyelim daha daha da açıklayıcı olur.. Kısacası güzel olmaz mı? .. Bence mükemmel olur
    ···
  • +3 -4
    beşiktaş düşmanı hakemler
    Panpalar şimdi Galatasaraylı, Trabzonsporlu,Fenerbahçeli panpalarım hemen çüglüyecekler. Fakat çüglemeden önce siz bu hakemin kararını doğru buluyor musunuz?
    Hemen yanında oluşan pozisyonda bu elle oynamayı nasıl göremiyor birde 3 hakem var orada..

    Bu hakemlerden çektiğimiz nedir bizim ve diğer takımların. Resmen futbol düşmanı bunlar... Bu pozisyon gibi aynı maçta Beşiktaş aleyhine haksız 4-5 pozisyon daha var. Böyle futbol gelişmez
    ···
  • +1 -2
    gelemeyecek ama insan bekliyor
    {[InciListeHaberYap]}
    [[
    {{baslik: Öğretmen Kubilay'ın Şehit Edilmesinden Sonra Menemen'i Yakan Atamız... Gelemeyecek ama insan bekliyor işte!}}
    {{resim: http://i.hizliresim.com/8ZPLEr.jpg }}
    {{yazı: izindeyiz }}
    ]]
    ···
  • +2
    bu adama kıl oluyorumm
    Sükutunda bir sesi vardır onu duyacak kulak lazım!
    ···
  • +17 -1
    şuanki durumu açıklayan resim
    {[InciListeHaberYap]}
    [[
    {{baslik: Bu resim sizce herşeyi özetlemiş mi?}}
    {{resim: http://i.hizliresim.com/3LvOE4.jpg }}
    {{yazı: Herkesi kastetmiyorum ama ülkenin genelinde bu ruh hali var bana göre şuan... }}
    ]]
    ···
  • +2
    iktidara laf etmeyin diyenlere karşı
    Panpalarım bunları göz önüne alarak konuşmasını istiyorum. Elbette iktidarda böyle bir şeyin olmasını istemez fakat insanın başına bunlar defalarca gelince insanın yüreği sızlıyor. Helede oradaki gencecik masumların fotoğraflarını görünce diyecek bir söz bulamıyorum... BAŞIMIZ SAĞOLSUN
    ···
  • +1
    istiklal marşı hakkında bilmemiz gerkenler
    O Çügü veren 1 kişiyi merak ediyorum çıksın kim çügledi
    ···
  • +3 -1
    istiklal marşı hakkında bilmemiz gerkenler
    Evet Panpalar Bügün istiklal Marşı’nın kabul edilişinin 95.yılı. Peki güzel marşımız hakkında yeterli bilgiye sahipmiyiz?
    Buyrun inceleyelim;

    Nasıl karar verildi?
    Toplumda milli bilinci güçlendirmek, bağımsızlık coşkusunu artırmak ve aynı zamanda bağımsız bir devlet olmanın da gereği olduğu için bir milli marşa gerek duyuldu.

    Kim önerdi?
    Milli marş yazılması için öneriyi Batı Cephesi Komutanı ismet Paşa (inönü) verdi, öneriyi uygun bulan Milli Eğitim Bakanlığı “istiklâl Marşı Yazma Yarışması” düzenlendi ve 500 lira ödül koydu.

    Yarışmaya katılan şiirler
    Yarışmaya 724 adet şiir katılmış, bu 724 şiirden hiçbirisi istiklal Marşı olmaya uygun görülmemiştir.

    Mehmet Akif’in şiiri nasıl seçildi?
    724 şiirin hiçbirisinin milli marş için uygun görülmemesine karşın Mehmet Akif Ersoy’un “Kahraman Ordumuza” adlı şiiri mecliste okunmuş ve büyük beğeni toplamıştır. 12 Mart 1921 tarihli toplantıda bu şiir istiklal Marşı olarak kabul edilmiştir.

    Mehmet Akif Ersoy ve ödül
    Mehmet Akif, yarışmaya konan 500 liralık ödülü almamış, bu görevi ordu ve milletimiz adına yerine getirdiğini söylemiştir.

    Milli marş nerede yazıldı?
    Mehmet Akif milli marşı Ankara’daki “Taceddin Dergahı’nda” yazmıştır. Bu sürece tanık olan oğlu babasının milli marşı yazarken büyük ıstıraplar çektiğini, günlerce uyumadığını anılarını derlediği kitapta anlatmıştır.

    Mehmet Akif Ersoy’un adı
    Mehmet Akif miladi 1873, hicri 1290 yılında doğmuştur. Babası Tahir Efendi 1290 yılında doğan oğluna ebcet hesabına göre 1290 eden kelime “Ragîf”i isim olarak koymuştur. Fakat insanlar Ragîf adını yanlış telaffuz zannederek kendisini “Akif” diye çağırmışlardır.

    Mehmet Akif’in lakapları
    Mehmet Akif, 1908 Temmuz’unda sokağa fırlayan mitingcileri eleştirdiği için, “hürriyete düşman zavallı”, Halide Edip’in önerdiği Amerikan mandasına karşı çıktığı için, azınlıklar tarafından “ortaçağ kafalı tehlikeli adam”, Mısır’da entari giyip dolaşmak yerine ceket, pantolon ve frenkgömleği giydiği gerekçesiyle “Hıristiyan Âkif, gavur Âkif” olarak tanımlanıyordu.

    Mısır’a neden gitti?
    Mehmet Akif hakkındaki iddialardan biri de, Âkif’in şapka giymemek için Mısır’a gittiğidir. Oysa, Mehmet Âkif’in Mısır’a gittiği yıllarda, şapka devrimi henüz yapılmamıştı ve Cumhuriyet Meclisinin milletvekilleri fes giymekteydi.

    ilklerin insanı Osman Zeki Üngör
    Milli marşımızın bestecisi Osman Zeki Üngör, Osmanlı sarayında ilk Türk kemancısı olarak yetiştirilmiş olan müzisyendir. Birçok klagib batı müziği bestecisinin keman konçertolarını Türkiye’de çalan ilk Türk kemancıdır.

    Osman Zeki Üngör’ün bestesi kaçıncı oldu?
    Yarışma seçici kurulu tarafından Osman Zeki Bey’in eseri beşinci sırada seçilmiştir. Ali Rıfat Bey’in alaturka usuldeki bestesi birinci seçilmiştir.

    Ve beste değişiyor
    Ancak 1930 yılında Maarif Bakanlığı’nın resmi kurumlara gönderdiği bir genelge ile uygulamada değişiklik yapılmış ve o güne kadar Ali Rıfat Bey’in bestesi ile seslendirilen güfte, Osman Zeki Bey’in batı tarzı bestesi ile seslendirilmeye başlanmış ve devletin resmi marşı haline gelmiştir.

    Evet Panpalar bu vesileyle 12 Mart istiklal Marşı'nın Kabul Edilişinin 95.Yılı Kutlu Olsun
    ···
  • 0
    beşiktaş neden sevilmez
    Beyazzzz!!
    ···
  • +1
    beşiktaş neden sevilmez
    Sonuna Kadar Beşiktaş Ulannn!
    Milli takım dahi yokken milli takım için seçilen tek takımdır ve ülkemizle dalga geçen Amerikayı sahadan silip futboldan soğutan takımdır beşiktaş

    Namağlup tek şampiyondur

    Barcelona'yı 3-0 yenen takımdır

    Milli mücadele zamanı tüm takımı cepheye yollayan ve ata tarafından verilen armasında tek ay yıldız bayrağımız olan takımdır Beşiktaş

    Van üşüyor diye sahada soyunan soyundukları elbiseleri de Vana gönderen takımdır Beşiktaş

    Birçok okulsuz köye okul getiren takımdır Beşiktaş

    Her zaman halkın takımı olan takımdır beşiktaş

    BIRAK SEVMESiNLER BE KARDEŞiM
    ···
  • +2 -2
    il olsa şaşırmayız diyeceğimiz ilçeler
    Evet panpalar bugün il olsa şaşırmayacağımız. ilden çok ilçesiyle bilinen bazı ilçelerimiz var bunu derledim buyrun liste şu şekilde;

    1-Gebze, Kocaeli

    2-Karşıyaka, izmir - Göztepe, izmir

    3-Alanya, Antalya

    4-Söke, Aydın

    5-Boğazlıyan, Yozgat

    6-Varto, Muş

    7-Keskin, Kırıkkale

    8-Bağcılar, istanbul

    9-Bandırma, Balıkesir

    10-Of, Trabzon

    11-Kaman, Kırşehir

    12-Digor, Kars

    13-Hopa, Artvin

    14-Keçiören, Ankara

    15-Divriği, Sivas

    16-Tarsus, Mersin

    17-Lüleburgaz, Kırklareli

    18-Merzifon, Amasya

    19-iskenderun, Hatay

    20-inegöl, Bursa

    21-Elbistan, Kahramanmaraş

    22-Şebinkarahisar, Giresun

    23-Ünye, Ordu

    24-Gelibolu,Çanakkale

    25-Ereğli, Zongludak

    Edit:Uğraştım O kadar bir şukuyu çok görmeyin panpalarım
    ···
  • +7
    neşet ertaş ve şahin k
    {[InciListeHaberYap]}
    [[
    {{baslik: Neset Ertasin Sahin K'li Fotoğrafi}}. {{resim: http://i.hizliresim.com/Yk4j9Z.jpg }}
    {{yazı: Evet panpalar,geziniren bu fotoyu buldum cok sasardim ne alaka dedim icimden,Siz ne dusunuyorsunuz bu foto hakkinda }}
    ]]
    ···
  • +1
    koray avcı hakkında geyiği kim çıkardı
    Ben çok dinledim canlı olarak adam içimizden biri hiçbir sigara vs derdide yok anadolu da sanki hemşehrisiyiz gibi konuşuyor
    ···
  • 0
    ekşi sözlüğe sikertme var doluşun
    Yapalım da panpa burada ekşiciler görmüyor mu konuyu?
    Ava giderken av olmayalım
    ···
  • 0
    ligteki takım ve oyuncuların maaliyeti
    http://www.transfermarkt....esamteliga/wettbewerb/TR1

    bak dostum inanıp inanmamak sana kalmış biz gerçek verilerle paylaşıyorum

    Edit:Gökhan Töreyide bu kadar küçümseme
    ···
  • 0
    ligteki takım ve oyuncuların maaliyeti
    Evet panpalar bugün size gene ligimiz ve takımlar hakkında bilgiler vereceğim fiyatlara göre sıralayacağım;

    SÜPER LIG-- TOPLAM PiYASA DEĞERi: 950.70 MiLYON EURO

    ÜLKEMiZ TAKIMLARININ TÜM DÜNYADA PiYASA MALiYETi OLARAK SIRALANIŞI ŞU ŞEKiLDE;
    33.SIRADA Fenerbahçe - 152,80 milyon €

    46.SIRADA Beşiktaş JK- 118,05 milyon €

    52.SIRADA Galatasaray SK- 102,50 milyon €

    69.SIRADA Trabzonspor A.Ş.- 80,45 milyon €

    SÜPER LiGDE EN DEĞERLi 11 ŞU ŞEKiLDE;

    Fernando Muslera -15,00 milyon €
    Caner Erkin- 11,00 milyon €
    Simon Kjaer -8,50 milyon €
    Aurélien Chedjou - 8,00 milyon €
    Gökhan Gönül - 6,50 milyon €
    Gökhan Töre - 15,00 milyon €
    Wesley Sneijder- 13,50 milyon €
    Mehmet Topal- 12,00 milyon €
    Oguzhan Özyakup- 9,50 milyon €
    Nani - 16,00 milyon €
    Mario Gómez- 12,00 milyon €

    ŞUANDA SÜPER LiGDE GOL KRALLIKLARI ŞU ŞEKiLDE;

    MARIO GOMEZ GARCIA-BEŞiKTAŞ A.Ş. 18 Gol

    SAMUEL ETO O FILS-ANTALYASPOR A.Ş. 14 Gol

    HUGO RODALLEGA MARTINEZ-AKHiSAR BELEDiYE GENÇLiK VE SPOR 13 Gol

    EDIN VISCA-MEDiPOL BAŞAKŞEHiR FK 11 Gool

    JOSE FERNANDO VIANA DE SANTANA-FENERBAHÇE A.Ş. 11 Gol

    TOMAS NECID-BURSASPOR 11 Gol

    EREN DERDiYOK-KASIMPAŞA A.Ş. 10 Gol

    LEONY LEONARD KWEUKE-ÇAYKUR RiZESPOR A.Ş. 10 Gol

    LUKAS JOSEF PODOLSKI-GALATASARAY A.Ş. 10 Gol

    PAPA ALIOUNE NDIAYE -OSMANLISPOR FUTBOL KULÜBÜ-10 Gol

    • Transfermark tan araştırılmıştır

    • **EVET PANPALAR LiSTE BU ŞEKiDE O KADAR UĞRAŞTIM BiR ŞUKUYU ÇOK GÖRMEYiN ELLERiNiZ DERT GÖRMESiN
    ···
  • +1 -2
    cezaevi firarı ve türkiyede çekilen ilk selfie
    Evet panpalar yanlış duymadınız geçen gün haberlerde gördüm çok ilginç buldum sizinle paylaşmak istedim.Kusursuz plan ve firar
    işte o haber;
    {[InciListeHaberYap]}
    [[
    {{baslik: işte o haber:}}
    {{resim: http://i.hizliresim.com/kBvor9.jpg }}
    {{- }}
    ]]

    118 metrelik tünelden firar ettiler, 27 yıl sonra dünya rekoru istiyorlar

    Kırşehir Cezaevi’nde tutuklu bulunan 18 kişi, 17 Eylül 1988’de 5.5 ayda kazdıkları 118 metrelik tünelden firar etti. Fotoğraftaki isimlerden Veyis Sami Türkmen, geçtiğimiz günlerde 1.5 km’lik tünelle cezaevinden kaçan Mekgibalı Joaquin Guzman’ın Guinness Rekorlar Kitabı’na girmesini eleştirdi

    Tamamı sol görüşlü tutuklulardı. 18 kişiydiler. Ranzalardan elde ettikleri demir levyelerle 5.5 ay gece gündüz uğraşıp kazdıkları 118 metrelik tünelden bir gece yarısı firar ettiler. 17 Eylül 1988 günü Kırşehir Cezaevi’nden gerçekleşen firar gündeme bomba gibi düştü. 18 firariden 6’sı 1 gün sonra yakalanarak cezaevine geri zütürüldü. Olayın hemen ardından, 3 tutuklunun tünel içinde zafer işareti yaparken çektirdiği fotoğraf, gazetelerin manşetlerinde yer aldı. O fotoğraftaki “Köstebek” lakaplı Adem Kütük, 3 yıl önce hayatını kaybetti. Selman Altınöz Hatay’da mütevazı bir yaşam sürüyor. 27 yıl önce hafızalara kazınan “firar” fotoğrafında yer alan üçüncü isim ise Veyis Sami Türkmen.

    ‘BiZE HAKSIZLIK YAPILDI’
    Habertürk’ün Adana’da bulduğu 59 yaşındaki Türkmen, dünyanın en uzun tünelini kazdıklarını, Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeleri gerektiğini söyledi. Mekgiba’nın en büyük uyuşturucu baronu olarak bilinen “El Chapo” (Bücür) lakaplı Joaquin Guzman’ın Antplano Hapishanesi’nden kazdığı 1.5 km’lik tünelden kaçışının “dünya rekoru” olarak kabul edilmesine içerlemiş. Türkmen, “Bize haksızlık yapıldı. Mekgiba’da dışarıdan kazılan 1.5 kilometrelik tünel rekorlar kitabına girdi. Dünya rekorunu aslında biz kırdık” diyor.

    Firar eden ekip.
    ‘ÖNCE DIŞARIDAN KAZACAKLARDI’
    Firar etmek için önce dışarıdan içeriye doğru tünel kazılması fikri ortaya çıktı. Bunun için cezaevine yakın bir arsa satın alındı. Ancak bu plan ortaya çıkınca, kaçış rafa kaldırıldı. Devreye ikinci plan girdi. Aynı koğuşta tutulan 18 tutuklu, kendilerine ulaştırılan bir haritayla “tünelin güzergâhını” belirledi. Bu plana göre tünel koğuştaki tuvaletten kazılmaya başlanacaktı. Demir ranzaların bağlantı yerleri söküldü ve bunlar levye gibi kullanıldı. Elinden rahatsız olan bir tutuklu organizasyon işinde görevlendirildi. Kazı başladı.

    ALTIN KÖSTEBEK ÖDÜLÜ VERDiLER
    Gece-gündüz vardiyalı olarak kazılan tünelin ortaya çıkmaması gerekiyordu. Sık sık denetim vardı. Bunun da önlemi alınmıştı. Bazen 10, bazen 15 gün kazıya ara verildi. Tünelden çıkan toprak tuvalete dökülerek yok edildi. Günler geçerken tünel kazmak artık 18 tutuklu için bir eğlence aracı da olmuştu. Yarışma bile düzenlendi. Bir grup, 3 kez 2 metrenin üzerinde kazı yaptığı için “Altın Köstebek Ödülü”nü kazandı.

    ‘TEK KORKUMUZ YAĞMURDU’
    Tüneldeki hatıra fotoğrafında yer alan Veyis Sami Türkmen, Adana’da yaşıyor ve halen siyasetle aktif olarak ilgileniyor. Türkmen, yaşadıklarıyla ilgili anılarını bizimle paylaştı:
    “Cezaevine ziyarete gelen arkadaşlar, dışarıda tünel kazarak bizi kaçıracaklarını söylediler. Biz pek iyimser değildik ama aklımız fikrimiz kaçmaktaydı. Hepimizde özgürlük tutkusu vardı. Firar için tünel kazılmasında 3 arkadaşımız hasta olduğu için pek görev alamadı. işe biz koyulduk. Tuvaletten başladık kazmaya. Demir ranzaların bağlantı yerleri levye gibidir. Kazıda onları kullandık. Yakalanma korkusu yoktu. En büyük korkumuz yağmur yağması halinde tünelin çökmesi oldu.”

    ‘VE TÜNELiN UCUNDA IŞIĞI GÖRDÜK’
    Türkmen, tünelden ışığın görüldüğü o günü ise şöyle anlattı:
    “O gün en önde kazıcı olarak Adem vardı. Arkasında sigara molası vermiştim. Adem levyeyi bir vurdu, içeri ışık girdi. 5.5 ay sonra tünelin sonuna ulaşmıştık. Hemen süngerle bu deliği kapattık. Bir gün sonra çıkacağımız için çok sevinçliydik. Amacımız 12 Eylül günü çıkmaktı. Firarın amacı sadece kaçmak değildi. Aynı zamanda bir propaganda aracı olacaktı. Tünel 118 metreyi bulunca da firar ettik. Ancak 12 Eylül’den 5 gün sonra bunu yapabildik.

    {[InciListeHaberYap]}
    [[
    {{baslik: Gerçek bir olaydır}}
    {{resim: http://i.hizliresim.com/lj1l1b.jpg }}
    {{ Haber linki: http://www.haberturk.com/...a-dunya-rekoru-istiyorlar }}
    ]]
    ···
  • 0
    aranizda hacker yada yazilim yapabilen
    Ben yaparim panpa editleme
    ···
  • 0
    ilber ortaylı e kitap isteyen tarihçi panpalar
    Yolla panpa
    ···
  • +1
    100 cü başlığım şerefine hepinize benden
    Suku ver
    ···
  • daha çok