Mikail vesile olur Azrail canını alır kardeş her halükarda Azrail noktayı koyar.

Dediğim gibi panpa alttan alacaksın o zaman bunu başka oluru yok çünkü hakikaten beyinleri pekmeze dönüyor hormonların etkisiyle. Bu da asabiyet alınganlık gibi sonuçlar doğuruyor. Umarım düzelirsiniz. Bol şans.

Bu kız senin hayatını giber

Bu ilişkiye değer veriyorsan söylediklerimi dikkate alman gerekir yoksa zaten regl dönemi senin sex takviminde üstü çizili bölüm olmaktan öte gitmez. Bak güzel kardeşim bu kızların çektiği acı senin taşaklarının ağzından çıkmasıyla eşdeğer. Fakat sana atılan tribin sebebi bu acı değil hormonların beyni pekmeze çevirmesi. Vücuttaki hormonları altüst olan dişi sağlıklı karar verme yetisini kaybeder bu da böyle abukluklara yol açar buna göğüs germek içinse herşeye hazırlıklı olmak zorundasın. Herşeye derken mübalağa yapmıyorum ciddi manada herşeye hazırlıklı olmalısın. Ve altın kural alttan alacaksın bak geçer geçmez ağzına sıç ama regl döneminde alttan almak zorundasın tabi bu söylediklerim ilişkin senin için değerliyse geçerli yok eğer değilse dört adet regl dönemleri ayrı haftalara denk gelen manita yap. Derim ben.

Enteresan

Derdinizle dertleniyorum binler içim acıyo bunları okuyunca yaz reyiz yaz yaz da bi kaç dal kaldı pakette onuda eriteyim

Oğlum ağlarım lan yaz!

iyi yanı yok demiş kısaca yazıyorum;

Ülseratif kolit tedavisinde kullanılır

Salgılattığı dopamin sayesinde zinde ve açık bir zihinle dolaşırsınız

Sosyalleşmek için velinimettir

Daha sayarımda gerek yok içmiyorsan içme içeni yargılarsan yargılayan yerlerini giberim. Tırrek seni!

Yıllardır okurum böyle içime dokunan hikaye olmadı. Yaşadıklarını o kadar iyi anlıyorum ki kardeşim. Her cümlende yalnız değilmişim diye iç geçiriyor her paragrafta bi sigara yakıyorum. Hayatı anlamaya çalışmak yerine onunla kavgaya tutuşan bir ben değilmişim diyorum. Hikayenin sonunu merakla bekliyorum. Bakalım sonlarıda benzer mi yaşadıklarımla.

Her satırında her kelimesinde ciğerimle futbol oynuyorlar sanki. Hikaye o kadar tanıdık o kadar bizim hayatlarımızın içinden ki lisede böyle bir hikayesi olmayan 90 nesli yoktur sanırım. Anlat kardeşim anlat bugün yaktığım bütün sigaralar aslıyla senin şerefine!

Yolla arşivci baba

Reztramessi

Ya be içimiz çürüdü yaz

Rezervanzi

Naçizane tavsiyemdir kurgu çok iyi yazınsal hatalar var kendini bu konuda geliştirirsen çok daha iyi hikayelerde buluşuruz. Kanıma dokundu sonu tebrik ederim.

Ananı babanın önünde giber sanada alkış tuttururum amın feryadı

Kraldan çok kralcıyız! Sirkan biz menen!

Bursa/Nilüfer

Al karşına konuş arkadaşım bu kadar mı acizsiniz ya. Bak ben bakireyim bunun böyle kalmasını istiyorum de daha reşit olalı bir sene oldu de. Böyle bişey yaşamak için hazır değilim de biraz gerçekçi olun hayat hepinize toz pembe. Ki sen bunu konuşmazsan o çocuk seni her türlü giber sende bakire ama yemediği yaprak kalmamışlardan olursun o yüzden al karşına konuş sonrada devlet gitsin daha 19 yaşındasın lan

Cinsiyet yüceltmek nedir ablacım eşitiz diye kudurup kendini yüceltmeye çalışmak nedir? Evet bizim de anamız bacımız var anlattığın olaylardan biz de rahatsızız ama feminizm ney laaaannnn.

Böyle ilimden fıkıhtan tefsirden mealden anlamayan iki üç kendini bilmez millete sallıyor ya çomar diye... Anlamadım anlayamıyorum anlayamayacam. Yav he he çomar biziz.

http://urun.gittigidiyor....r-kordonlu-saat-217162838

https://www.saatvesaat.co...aat/Skagen/SKA858XLSLB/PD

https://www.saatvesaat.co...Boss-Watches/HB1512439/PD

Bu tarz bişey bakmanı tavsiye ederim.

21 haziran 2010

iş bu sözleşme taraflar arasında bir bağlılık yemini addedilecektir. Tek taraflı feshi mümkün olup üç ayda bir yenilenecektir.

Öykü irfan Ersan Kemal

Cebimden bir kalem çıkarıp imzaladım. O sözleşmeyi hiç imzalamamayı dilerdim.

Öykü irfan'la nefes almadan geçirdiğimiz dört senenin ardından 21 haziran 2014 günü ani bir karar aldı kendisi, dört yıldır düzenli aralıklarla yenilediğimiz sözleşmemizi tek taraflı fesh etti kampüs kafede tanıştığımız masada oturmuştu. Suratı Taksim meydanı'n ndan daha kalabalık gözleri her zamankinden daha yeşildi. "Ne gidebiliyorum ne kalabiliyorum anlıyor musun?" dedi. "Bir şeyler, ekgib!". Kaşları göz kapaklarını eziyordu, Nuh gözlerinde yaklaşan tufana hazırlanıyordu.

- Ne yapacaksın?
- Sözleşmemizi feshediyorum.
- Yani bir daha olmayacak mısın?
- Bilmiyorum!

Gitti! Beynime hücum eden kanın sesini duyabiliyordum son sözü kulağımda yankılanıyordu; "bilmiyorum!". Su içer gibi söylemişti bunu, nefes alır gibi... Bilmiyordu öyleyse, gelebilirdide. Ben de bilmiyordum. Bilinmezliğin ortasına paraşütle atlamış gibiydim. Doğduğum gün öleceğimi bilsem, hiç doğmamayı dilerdim!

Kampüs kafenin hemen girişindeki bir masada buldum onu. Yüzüne iki beden büyük gelen su yeşili gözleri ile etrafı inceliyordu. Masaya doğru yürüdüm kitaplarımı masaya bıraktım gözlerini gözlerime sabitlediği anda;
- Küstahlığı mı bağışlayın fakat, insanlara böyle bakmalısınız. Birinin canı yanabilir.
- Küstahlığınızı bağışlıyorum fakat boş bakan gözler boş zihinlerin yansımasıdır bayım.

Çarptığım kayanın sertliği bir anda zihnimi berraklaştırdı. Parmak uçlarında çalışkan karıncaların ayak seslerini duyar gibi oldum. "Ersan Kemal değil mi?" diye devam etti. Bugünü ne zamandır planlıyordu bilmiyorum fakat, kitaplarının arasından bir kâğıt çıkartıp üzerine tarih attıktan sonra bana uzattı.

"Ne gidebiliyororum ne kalabiliyorum anlıyormusun?" Demişti gitmeden hemen önce. Anlamsızca yüzüne baktım. Söyleyecek söz bulamadığım da hep böyle yaparım. Onu tanıdığımda hayata dair en ufak bir fikrim yoktu. Sıradan bir üniversite öğrencisiydim. Fakültenin girişinde bir dersi dinlermiş gibi yaptıktan hemen sonra, elinde Alper Canıgüz'ün "Oğullar ve Rencide Ruhlar" romanı, beline ne kadar uzanan kumral mı kahverengi mi olduğuna hâlâ kesin bir kanaat getiremediğim saçlarını, burnumun ucundan savurarak geçtiği günü unutmam mümkün değil. Saçlarının kokusunu sigaramdan aldığım derin bir nefesle dağıtıp ismaili bir teslimiyetle ardısıra yürüdüm. O nefesi hiç vermemeyi dilerdim.

Gözleriniz yorulmasın diye üç parta böldüm bekletmeden yazıyorum.