+3
-2
tanrılar, tanrıçalar ve titanlar
1.
keleşius - savaş tanrısı
2.
şemmammus - halay tanrısı.
3.
kaçakus electrikus - enerji tanrısı
4.
bonzaius zıkkımus - keyif tanrıçası
5.
viransitilibelayüs mardinlius serserius - sanat ve müzik tanrısı
6.
molotofus - molotof ve ateş tanrısı
7.
amelos - tapınak tanrısı
8.
kaşionos - kaş tanrısı
9.
karakaşlarus - birleşik kaşlarıyla dağları eriten yüce titan
10.
apaçius - moda ve güzellik tanrısı
11.
berdelhios - berdel tanrısı
12.
devletius bizeus bahmiorss - isyan tanrısı
13.
simitus - yüz güzelliği tanrıçası
14.
she one perwerus - ozanların tanrısı
15.
megrius - megri megri tanrısı
16.
ibrahimus tatlısesus - çiğköfte tanrısı
17.
kaçakos trafos - yıldırım ve şimşek tanrısı
18.
hamzaus - martılar tanrısı
19.
kıllıus - kıl tanrısı
20.
insestios tecavüzos : kuzenlerle kardeşleri birbirine aşık eden kürtlerin aşk tanrısı.
21.
yengeus dilşadus hacerus haticeus -yengelerin ve doğurganlığın tanrıçası
ve son olarak,
22.
hewalos - yüce tanrılar tanrısı.
tanrısal bölgeler ve tanrısal ögeler
amedion- antik kürdistanın başkenti olan bu tanrısal şehir, kürt tarihi için bir çok önemli mitolojik dökümana ev sahipliği yapar. bunlardan birisi de şu şekildedir; efsaneye göre; zalım dövletus'un zalım polislerinden kaçan kürt banyo tanrısı hamamkesesius'un şehrin yanından akan derede boğulmasından dolayı bütün asil amedion halkı banyo yapmayı redetmiştir. zamanla yayılan bu gelenek bütün kürtlerin ortak paydası haline gelmiştir ve bugün bir kürdü gelenekleri adına taşıdığı asil kokudan tanıyabiliriz.
edit: panteonumuza yeni tanrılar, tanrıçalar, titanlar ve tanrısal bölgeler, tanrısal ögeler eklenecektir. örneğin, horusun gözü gibi. tanrıların bahçesi gibi. fikirlerinizi belirtirseniz kürt tarihine bir de sizlerin yardımıyla ışık tutmuş oluruz.
kürt yaradılış efsanesi
insanoğlu yaratılmadan önce yüce tanrı hewalos ve diğer tanrılar kutsal dağ olan kandilusos'taki mağralarında mutlu mesut yaşıyorlardı... birgün hewalos başka tanrı topluluklarının insan diye bir şey icat ettiklerini duydu, merak edip bakmaya gitti... insanoğlu hewalos'u görünce ürktü, kendini savunmak için taş attı ve hewalosu sinirlendirdi... hewalos yeri göğü inleten bir bağırışla molotofus'u çağırdı ve "beni bunlarla uğraştırma, hepsini yakıp kül et" dedi... molotofus insanoğlunun üzerine ateş yağdırdı, yanan insanların kokusu hewalos'a öyle güzel geldi ki merak edip tadına bakmak istedi... hewalos insan etini yemeye doyamadı, yedikçe yedi ve molotofus'u da alıp kandilusos'a geri döndü... döndüğünde karnında dayanılmaz bir ağrı hissetti, birden bire mağranın köşesine çatır çatır sıçmaya başladı... işi bittikten sonra bir daha insan yememeye dair kendine söz vererek uyumaya gitti... kıllıus ve kaşionos avdan döndüklerinde çok geç olmuş , mağrada ateş sönmüştü... hemen bir köşeye gidip yatmak istediler fakat yattıkları yer hewalos'un takunun üstüydü... birden neye uğradıklarını şaşırıp fırladılar ve birbirlerini temizlemeye başladılar... üzerlerinden aldıkları takları yere attılar fakat temizlerken vücutlarından dökülen kıllar ve kaşlar taka karışmış , tak yığının üstüne dikilmişlerdi... temizlendiler ve yattılar... sabah uyandıklarında o taktan ilk 2 kürt olan berdan ve rojin doğmuştu... tesadüf eseri de olsa kürt tanrıları ilk kürtleri yaratmışlardı... büyük kürt kralı 4üncü peşmerge barzo bu hikayeyle ilgili "ulu tanrı hewal kürdü yaratmadı, sıçtı... kıllıus ve kaşionos da tüy dikti" der...
büyük kürt isyanı efsanesi
binlerce yıl önce kürtler , büyük düşmanları olan dövlet'in boyunduruğu altında köle bir millet olmuşlardı... dövlet öyle despot bir diktatördü ki kürtlerin herşeylerine karışıyor, her şeyi yasaklıyor, yetmiyor bir de ellerindekileri vergidir diyerek alıyordu... dövlet tarafından büyük cudi savaşında öldürülen kral 2. peşmerge barzo'nun torunu olan ciwan halkının sesine kulak verdi ve dövlet'e kafa tutmak için yola koyuldu... ciwan'ın hevesini gören tanrılar yolda ona hediyeler bıraktılar...
ciwan ilk olarak yolda bir bidon benzin, cam şişe ve çaput buldu, yanında "bunlar silahtır" yazan bir not vardı... bunları aldı ve tapınağa gitti... ciwan amelos'a yalvardı
"ey amelos bana yardım et, bu nasıl bir silahtır" dedi... birden bire bir ses işitti "benzini şişeye doldur, çaputu da içine" sok diyordu ses... ciwan vakit kaybetmeden bidondan şişeye benzin doldurdu, çaputu da kendi arkaüne soktu... hala anlayamıyordu bunun nasıl bir silah olduğunu... birden "salak!" diye bir kükreme işitti "kendi içine değil, şişenin için... " ciwan anlamıştı, çaputu arkaünden çıkardı ve şişeye soktu... birden büyüklerinden duyduğu hikayeler geldi aklına... babası saidus barzo cam şişe elinde kırılınca yanarak can vermişti... molotofun ne olduğunu anlamıştı... "ey molotofus yaraanı yirim yaraanı" diyerek molotofusa şükretti ve yoluna devam etti...
yolda bir ağacın altında uyuya kaldı... rüyasında dedesini gördü... dedesi ona uyandığında yattığı yeri kazmasını söylüyordu... birden uyandı ciwan ve kazmaya başladı... toprağın altından bir keleş çıkmıştı... daha önce hiç görmemişti ciwan ama yine büyüklerinin anlattığı hikayelerden biliyordu keleşi... ataları dövlet'in demir kanatlı kuşlarına keleşlerle karşılık verirmiş... bunu hatırlayan ciwan keleşius'qa da şükranlarını belirtip yoluna devam etti...
yolda ciwan'ı bir elinde molotof, bir elinde keleş ile gören kürtler ona katıldılar, ciwan dövlet'in kapısına dayandığında yanında yüzlerce kürt vardı... dövlet önce onların üzerine kendi barbarlar ordusu olan bordus berellios'ları gönderdi... ciwan direndi, kürtler direndi... öldürmekle bitmiyorlardı, aslında dövlet tek hamleyle köklerini kazıyabilecek güçteydi, fakat dövlet'in en korktuğu kişi olan kral amerikus kürtlerin öldürülmesini istemiyordu...
dövlet eli kolu bağlı bir şekilde sarayında otururken dövlet'in büyük oğlu tayyepos recepius babasına dahiyane bir fikri olduğunu söyledi... dövlet mecburen bunu kabul etti... tayyepos recepius ciwan'a bir traktör lastiği verdi ve bunu yakıp üzerinden atlarsa onu ve halkını mükafatlandıracağını söyledi... ciwan kibritini çıkardı, lastiği yakmak için çok uğraştı ama başaramadı... son kibrit tanesi kaldığında aklına molotof'u geldi... son kibritle molotofu ateşleyip lastiğe attı... lastik bir anda tutuştu... ciwan gözünü bile kırpmadan ateşin üstünden atladı...
tam tayyepos ödülü açıklayacakken dövlet geldi... "bu kadar kolay olamaz" diye haykırdı... ciwan sinirlendi ve keleşini havaya sıkmaya başladı... kürtler keleş sesinden cesaret alıp dövleti taşlamaya başladılar... dövlet kaçmak zorunda kaldı... tayyepos mükafat olarak ciwan ve halkına kendi dilinde eğitim, kaçak elektrik ve kürtçe yayın yapan tv kanalı verdi... kürtler bu durumdan hoşnuttular, dövletten ilk kez bişeyler koparmışlardı...
işte bu büyük gün her sene kürtler tarafından hıdrellez adıyla kutlanır... hıdrellez bayramında kürtler lastik yakıp üstünden atlar, havaya ateş açar ve kürt olmayan esnafların dükkanlarını taşlayarak bu büyük günü hatırlar ve kutlarlar...
---
yenileriyakın zamanda eklenecektir, bildiğiniz kürt mitolojisi kırıntılarını başlığa dökebilirsiniz
---
-profesör kürdolog şivan hamza bölücü;
kürt kültürü ve kürt tarihi uzmanı beritan von müller kızı dumaj'ın desteğiyle.
ayrıca bakınız:
(Suku atın ilk entyme devami gelecek..)