Beyler sizde farkettiniz mi bu yeni çıkan dizilerde ki karakterlerin isimleri sizce de fazla itici değil mi? Abi hangi kanalı açsam konu, işleyiş ve hatta karakterlerin ismi bile hemen hemen aynı. Ya gözünü seveyim ben hayatımda Ateş diye bi adam tanımadım, görmedim, duymadım abi. Demir ne rüzgar ne ulan koyulacak isim mi yok? Mahmut, Ali, Ahmet bunların suyu mu çıktı ? Kızların ismi hele Su, ada, okyanus, şelale, uzay bunlar ne abi ? Türkiye de böyle isimler varda biz mi mağaradayız diye düşünmüyor değilim. Acilen Türk dizileri şu samimiyetsiz konseptten kurtulmalı çünkü televizyonu açtıkça kusasım geliyor.

Ali Baba ve Kırk Haramiler vardı orda haramilerin tek gözü pörtlemiş reyisleri vardı ben o adamdan baya korkuyodum

Attilayı kim öldürdü

ben seni ilk defa görüyorum nerenin ünlüsüsün

Mahzuni Şerif - Çeşmi siyahımı dinlerken 31 çekmiştim hayatımda yaşadığım en ilginç tecrübeydi

@5 eskiden o bende vardı koyu bir Beşiktaş taraftarıydım hatta Beşiktaş derbi kaybedince oturur ağlardım o derece bir fanatiktim ama futbol artık futbol değil tamamen para üzerine oynanan bir oyun haline geldi futbolcu ile taraftar arasında artık ilişki yok. Bugün Beşiktaş için ölen yarın Ben Galatasaylıydım der.

Beyler öncelikle cümleye başlamadan önce söylemeliyim ki ben Beşiktaşlıyım ve son haftalarda Fenerbahçenin yaptığı transferler ne beni üzüyo ne de beni sevindiriyo. Aynı zamanda Quaresmanın Beşiktaşa gelip gelmemesi de beni inanın zerre ırgalamıyo. Yaklaşık 1 kaç haftadır facebookta dolaşıyorum ve transfer haberlerinin altında ki yorumları okuyorum 12-13 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim profil fotosu fenerbahçe amblemli çocuğun yazdığı yorum şu: "Herkes haddini bilecek!" Ulan ben Fenerbahçenin yaptığı transferden ötürü ne diye haddimi bileyim ya da bu transferden ötürü senin kazancın ne ki bize haddimizi bildiriyon bre am çullaması. Ulan düşünüyorum bu insanlar neden takımlarının yaptıkları transferden ötürü kendi egolarını tatmin ediyolar. Fenerbahçenin bu transferleri senin cebine paramı koyuyo ne yapıyo da bu şekilde egonuzu tatmin ediyosunuz. Bu transferden kârlı çıkan Kulüp başkanıdır, Yardımcısıdır, Teknik direktördür hatta ve hatta stadda çekirdek satan adamdır ama sen değilsin. Samimi söylüyorum Beşiktaşın sezon sonu şampiyon olması ne beni sokağa çıkarıp besteler söyletir ne de facebooktan durum attırır. Bu kadar fanatik olmanızı ya da öyle görünmenizi sağlayacak durum nedir? Bazıları şunu diyebilir her şey para değil maneviyat. O zaman şunuda söyleyim futbol eskiden güzeldi yani bu kadar fanatik olmayı sağlayacak şeyler eskiden vardı çünkü eskiden futbolun ruhu vardı. Futbolcular para için değil şerefi için oynardı ve aldıkları para sonuna kadar helaldi. Şimdi Van persie klimalı evinde yanında karısıyla beraber alacakları milyonlarla nerede tatil yapacaklarını konuşurken siz yarın sabahın köründe köpek gibi kalkıp işinize gideceksiniz 3 kuruş para için patronunuzun ağzının kokusunu çekeceksiniz ve gece uykuya dalarken Van Persie'nin Fenerbahçede atacağı gollerin hayalini kurarak uyuyacaksınız. Son olarak Şenol Güneşin söylemiş olduğu çok güzel bir söz vardır: "Eskiden futbolu açlar oynar zenginler izlerdi, Şimdi zenginler oynuyor açlar izliyor."

Neler oluyo neler bitiyo bilmiyom arada bi göz ucuyla bakıyodum. Bugün de tam olarak finali var diye şöyle göz ucuyla baktım ulan adamlar bir kaç ay önce açlıktan birbirlerini gibiyolarken nasıl oluyoda şuan bu kadar birbirlerine karşı güler yüzlüler. Ulan ben bir insana sen niye hindistan cevizime balgam attın huur çocuğu desem yüzüne bakmaya yüzüm olmaz ama bu insanların mezhebi nasıl geniş ve nasıl yüzsüz insanlarsa birbirlerine o kadar laf edip hala bir araya gelebiliyolar. Açıkcası bu olay ya kurgudur ya da bu insanlar harbi yüzsüzdür.

Koklarken gözün yaşarmıyosa sıkıntı yok

Buda böyle bi anımdır hepsini tek bi başlık altında atıcaktım ama sığmadı.

-Kaçlık lan bu
+.100'lük olm(bunu neye göre belirlediğimizi bilmiyom galiba içindeki noktalara göre belirliyoduk.)
-Valla de lan
+Valla
-Satsana bunu bana
+Tanesini 200 bine satarım
-Tamam lan

Aradan 1 gün geçti buna misketleri teker teker satıyodum eline para geçtikçe veriyodu. Bu böyle baya bi sürdü sonra gelip hepsini almaya başladı. Ben git gide şüpheleniyodum ama bişeyde demiyodum sonuçta parayı kazanıyodum kar elde ediyodum. Bu arkadaşı ben tam 3 senedir görmüyodum (Üniyi şehir dışında okuyo) Bayramda istanbula gelmiş o ara bayram namazında gördüm bunu çıkışta baya bi konuştuk. Eskileri falan yad ederken konuyu bu misket olayına getirdim. Buna dedim:

-Kanka hatırlıyon mu ben sana misket satıyodum 20 kuruşa
+"Aynen hatırlamamı" hafiften gülümsedi.
- "Ben o misketleri aşağı semtten 5 kuruşa alıp sana 20 kuruşa kekliyodum" diyerek güldüm
+ (Durdu bi kaç saniye) "Olum sana bişey söylicem ama kızma.
-" Neye kızcam lan
+ "Ben var ya o misketleri senden 20 kuruşa alıp okulda ki çocuklara 50 kuruşa satıyodum"

demesiyle beraber ben yıkılmıştım. ilk defa hayatımda biri beni züt etmişti. Sonradan niye onun üniversite okuduğu benim ise lise terk olduğumu biraz düşününce anlamıştım

Beyler bundan 15 sene önce falan bizim yan arsada mahalledeki çocuklarla beraber toplanıp misket, Kart, dokuztaş, aylık akşamları saklambaç falan oynardık. O Zamanlar hayatımın en güzel dönemleriydi. Bizim mahallede herkes misketlerini kırtasiyeden alıyodu ve herkesin misketleri aynıydı bende farklılık olsun diye bütün semti gezip farklı çeşit misketlerden arayıp durdum. Ertesi gün aşağı mahalleye gidip aradım sonra diğer mahalleleri diğer semtleri derken en sonunda bi tane kırtasiyeciden farklı renkte misketler buldum. Tabi bunu görünce hemen atladım tanesi 50 bindi hemen 1 liraya 20 tane alıp mahalleye geldim o zamanlar çok yakın bi arkadaşım vardı önüme çıktı : " Bakim lan misketlerine" diyip aldı bi tanesini hava kaldırdı tek gözünü kısıp baktı inceledi baya:

Bundan 5 sene önce falan yazın teyzemlere oturmaya gitmiştik o günde teyzem baya yemek yapmıştı. Akşam yemeğini yedikten 2 saat sonra (saat 10 gibi) baya bi karnım ağrımıştı 1 haftalık kabızlığın ardından nihayet tuvalete sıçabilcektim bu yüzden içten içe mutluydum. Tuvalete kendimi attığım andan saat 10:25'e kadar içimde ki bütün pisliği tuvalete attım yaklaşık bi 4 kilo falan atmışımdır. Geri dönüp baktığımda beni zorlu bir aşama bekliyodu. Tuvaleti tamamen temizlemem yarım saatten fazla sürdüğü için annemler beni beklemeden gitmişti. Gittiklerini duydum fakat tuvaletten çıkamıyodum eğer çıkarsam bütün taklar orda öylece duracaktı. Utancımdan çıkamadım son tak lekesine kadar su döküp temizledim. Tuvaletten çıktığımda teyzem beni kuzenin odada sanıyodu Allahtan bende bozuntuya vermemiştim hiç.

Seni benden başka giben oldu mu lan?

Sokağın köşesine gidip sıçma pozisyonu alarak sabahtan akşama kadar beklerdim. Ne de olsa kaybedicek bir şeyim yok.

ingilizce amerika dilini indirdim harbiden bu ingilizceyi öğrenirsem hakkım helal olsun sana panpa büyük sevaba giriyosun

Brokeback Mountain diye bi film vardı iki tane ılığın birbirine olan aşkını anlatıyodu. Konusunu bilmeden izlediydim herifler birden birbirlerine atlayınca noluyor dıbına koyim diyip bilgisaya reset atmam bir oldu. Sonra açtım filmi tekrar izledim ılık sahneleri geçtim filmin sonuna kadar izledim harbiden duygusal filmdi.

Manita olsa burda işimiz ne amk

Sibirya kurdu besleyin binler. Ben yavruyken aldım gri renkteydi 4 sene besledim büyüttüm sonra öldüydü 1 ay kendime gelememiştim amk.

pançitolendir bizi bilgi

la bi gibtir git amk ne anlatıyon bende ciddi ciddi okudum

riqs.avi

Edit: %84 zaten gerçekte de yakışıklıyım binler ama bence bu oran benim gibi biri için çok düşük bi oran daha yüksek bekliyordum

Bende gruba girerdim abisiyle kıza kayardık

Elim gibimde kaldı amk

Şaşı bakıncada cin ali biçimi alıyolar ellerinde yeşil yeşil garip şeyler var heralde buda silahları.