0
gerçekten durum böyle, dalga geçmiyorum.
minibüs, otobüs vs bindiğim zaman buram buram ter akıyor çehremden. sıkıntı ve stres beni inanılmaz etkiliyor kronik bir rahatsızlık bu sanırım ya da kendimi kandırıyorum.
asla sesim çıkmıyor, otobüse ortadan binmeyi tercih edip boş minibüslere asla binmiyorum. sebebiyse otobüse bindiğimde parayı uzatırken konuşmaya gerek kalmaması. eğer önde olsaydım mutlaka sorardı şoför " nereye " diye. o yüzden ortalarda binmeyi tercih edip sorulan soruya cevap vermiyorum, hesap soran da olmuyor haliyle.
gelelim hırsızlık konusuna.
ben asla istemem böyle birşey yapmayı, yediremem gururuma. zaten harcamıyorum paraları iner inmez atıyorum yol kenarına.
arkalardan para uzatıldığında omzuma sertçe dokunan bir el mecburi ve refleksi olarak kendisine çeviriyor yüzümü. ben şaşkın ve çekingen gözlerle uzanan eli seyrederken parmak aralarından 2 metal parçası geçiveriyor avuçlarımın içerisine. terlediğimi hissediyorum..
yapmam gereken önümdeki insanı rahatsız edip "şunu uzatır mısınız? 1 - 2 - 3 vs. kişi " demekken.. ben sırf asosyal ve ezik olduğum için parayı uzatıyor gibi yapıp ağır hareketlerle kolumu indirerek cebime atıyorum. fakat farklı bir cebe, çakmak cebi gibi..
merak ediyorsunuz tabi, e nasıl iniyorsun vardığında. mecbur söylemen gerekecek diye
onu da açıklayayım..
ben her işime bismillah, inşallah ile başlayan insanım. otobüsün farlarını uzaktan gördüğüm an içimden 3 kulhu 1 elham okur allah'ım inşallah varacağım noktada biri iner de ben de beraberinde inerim yarabbim.. diye dua edip biniyorum toplu taşıma aracına.
eğer kimse inmiyorsa bir sonraki durakta inen olmasını bekliyor, yine olmazsa bir sonraki.. böyle böyle oldurana kadar takip ediyorum etrafı utangaç ve sinsi bakışlarla..
asosyallik çok zor bir hastalık. çaresi bulunsun istiyorum. ben şeyimi çiş haricinde kullanmadım bile, biri duyar görür konuşur bilir eder diye. kimse bilmezse allah biliyor..
zor azizim. çok zor