- 1 / 14 / 40 entry
- 22 başlık
- 4 trend
- 346.69 incipuan
conqueras oybirinci nesil normal
-
0
benimgibi bir asosyalin aşk hikayesi
daha önce açtığım başlıkta nasıl asosyal olduğumu anlatmıştım
şimdi asıl mevzuyu anlatıcam.
eğer okursanız çok makbule geçecek beyler kimseyle paylaşamadığım
berbat anılarımı sadece sizlere açabilirim.
edit: hikayenin sonunda yüzümüzün görünmediği bir caps vericem beyler
edit: beyler fotoğraf dikkat amaçlıdır ! -
+3
cenin dosyası cin çıkmmazı
Bunlar anlatılırken Füsun koluma girmiş , kolumu farkında olmadan sıkmaya başlamıştı. Korktuğu her halinden belliydi...
Ben bir şey diyemedim... Köyün muhtarı bunları anlatınca "kuruntu" demek saçma geliyor...
Önümüze çaylar geldi... "Yok , biz eve geçelim." dedim.
Konağın anahtarını alıp yola koyulduk.
Füsun muhtarın anlattıklarından sonra haklı çıktığını hissediyordu... Kendimi onun alnının yarılmasından ben suçlu hissediyordum.Ve daha olacak pek çok şeyin de aslında suçlusu bendim.
Köyü tam tepeden görecek bir yokuşun sonunda , bahçeli , beyaz renkli , çift katlı bir konak vardı... Yapısıyla tam bir Ege evine benziyordu.
Füsun evi beğenmişti.Bu bir nebze olsun beni de mutlu etmişti...
Benden önceki öğretmen bu evden 1 ay önce çıkmıştı ama ev sanki aylardır boş gibiydi... Ortada bir çer çöp yoktu ama yine de ağır bir kokusu vardı. Uzun süre güneş almadığı belliydi.
Gaz lambalarını , sobayı , kapıları kontrol ettim... Dolaplar temizdi. Kıyafetlerimizi yerleştirdik ve uyumaya başladık.
Füsun'un yaşadığı olaylar da aslında bu geceyle başlamıştı.
- Birinci Gece Yaşananlar (Geceyi Füsun Hanım anlatıyor)
Fuat kütüphane gibi bir raf bulmuş kitapları yerleştiriyordu... Ben de temiz çarşafları seriyordum... Yatak odasındaydım.Ona bugüne kadar hiç bahsetmedim ama çalılardaki gülüşme sesleri yatak odamızın baktığı bahçeden de geliyordu. Yatak odamız üst kattaydı ama yine de duyuyordum... Heralde olanların etkisinde kalmışım diye düşünüp fazla üstelememiştim...
Fuat'ın işi bitip yanıma gelmişti... Zor bir gün geçirmiştik. Yaşadığım hastalık nedeni ile aramızda cinsel bir şeyler uzun zamandır geçmemişti. Yine her zaman olduğu gibi uzun uzun birbirimize baktık ve uyumaya başladık...
O gece saat 2-3 sularıydı... Evin kapısı çalıyordu.
Gecenin bu saatinde kim gelmiş olabilir diye düşünüyordum. Fuat'ı uyandırmaya çalıştım , uyanmamıştı.
Kapı ısrarla çalıyordu.Ben de geceliğimi üstüme giydim , merdivenlerden inmeye başladım -
+1 -3
cenin dosyası cin çıkmmazı
NOT : Hikaye Dediğim Gibi Benim Başımdan Geçmedi Şuan Bu Öğretmen 4-45 Yaşı Civarında Ve Benim Akrabam Onun Dediklerini Size Aktarıyorum :3
Aradan 1 saat geçmeden de muhtar S*** B*** (Rahmetli muhtar , ismi saklı tutulması istendi) yanımıza gelmişti.
Güler yüzlü bir şekilde karşılanmıştık... Bize kalacağımız evin köyün en güzel konaklarından birisi olduğunu. Okula bu sene katalitik soba , geniş sıralar gibi şeyler aldıklarını anlatıyordu... Merak edip sordum.
"Buraya gelirken heralde kötü bir şakaya kurban gittik" diye
"Hayırdır öğretmen bey ne oldu ?" dedi.
Eşimin alnını gösterip
"Farketmediniz mi ? Bu yara köye 3-4 km uzaklıktaki patika yolda oldu... Çalılardan bir yerden taş atıldı." dedim.
Muhtarın yüzü asılmıştı... "Demeyin yaa" diyerek ayağa kalktı.
"Hayırdır muhtar bey" diye sordum.
Füsun'a dönüp
"Bizi biraz yalnız bırakabilir misiniz" dedi.
Füsun ayağa kalktı , tam gidecekken
"Hayır , Füsun hanım burda kalsın.O da burada konuşulacakları duysun istiyorum." dedim.
Kötü şeylerin anlatılacağını bile bile hasta olan eşimi niye yanıma çağırdım inanın bir fikrim yok.
"Siz bilirsiniz" dedi muhtar...
"Bak öğretmen bey , bu köyle ilgili çok hikaye duymuşsunuzdur... Bu köye Karakeçi'li olandan başka kimse gelmez , kimse uğramaz , bizim için de o köyün insanı kafirdir Allah onlara cezalarını veriyor derler" dedi.
Ben dinliyordum... Füsun'da biraz daha dikkatli dinlemeye başlamıştı...
"Anlatılanların her ne kadar yalan kısmı varsa , gerçeklik kısmı da vardır... Biz bu köyde 3-4 yıldır çok değişik şeyler çok değişik olaylar yaşadık... Köydeki bütün camileri kapatıp boşalttık. Köyün erkekleri namaz için camiye gidince o şerli şeyler evde yalnız kalan hanımlarımıza çocuklarımıza saldırdı...
Köy camimiz çok kere yangına kurban gitti... Duvardaki yazılar parçalandı. Köylünün hayvanları telef edildi... Ve daha oncası" dedi... -
+7 -43
cenin dosyası cin çıkmmazı
Not : HiKAYE BiR ÖĞRETMEN AiLESi TARAFINDAN YAŞANMIŞTIR SiZE AKTARIMI BANA AiTTiR *
Aşağıdaki hikaye Öğretmen Fuat Erdağ ve eşi Füsun Erdağ'ın başından geçen olayları konu alacaktır.
Kişilerin izni sonucu buraya ve belli sosyal ortamlarda yazıya geçilmesi için izin alınmıştır.
"De ki ; Düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden Allah'a sığınırım."
(Felak 4)
• Hikaye Fuat Erdağ'ın ağzından yazılmaktadır*
__
1950'li Yılların başıydı... Genç bir öğretmendim. Eşimle de çalıştığım okulda tanışmıştım. Kendisi daha sonradan sağlık problemleri nedeni ile işi bırakmıştı.
Çocuğumuz olmuyordu , o dönemin şartlarıyla bir çok tedavi yöntemi uygulasak da Allah bize bir evlat sahibi olmayı bağışlamamıştı.
Hayatımı eşimin mutluluğuna adamıştım , birlikte güzel bir yaşantımız vardı.
Füsun'un bir ailesi yoktu... Çocukluğundan beri yalnızdı , zaten 10 yaşından beri yetimhanede yetişmişti.
Birbirimize hem aile hem arkadaş hem de hayat arkadaşı olmuştuk.
Bir gün yine babamlarla birlikte otururken eve faks gelmişti... Faksın içeriğinde tayin olduğum şehir yazıyordu.
Aslında internette araştırırsanız yine göreceksinizdir.Şanlıurfa'nın Karakeçi köyündeki N*** C*** A*** Orta okuluna tayinim çıkmıştı.
Okulun adını okumamla evdekilerin suratı düşmüştü... O dönemler Karakeçi köyündeki hikayeler bütün ülkece yaygındı... Büyüye , cine inanan birisi değildim...
Bana yapılan uyarılara da gülüp geçiyordum... Eşimle 1-2 ay gibi bir sürede hazırlandık ve yarı yıl tatilinin gelmesiyle Şanlıurfa'ya yola çıktı.
Dönemin otobüsleri ağır ağır gidiyordu... Aslında yaşadığım şehir ile Şanlıurfa arasında çok fazla bir mesafe de yoktu (Yaşadıkları şehrin saklı tutulmasını istedikleri için burada detay vermiyorum.)
Beş-altı saatlik bir yolculuğun ardından Şanlıurfa'ya varmıştık... Sömestır dönemiydi ve ortalığı kar zütürüyordu.
Karakeçi köyüne varabilmemiz zor gözüküyordu ve o geceyi Şanlıurfa'daki öğretmen evinde geçirmemiz gerekecekti.
Merkezdeki öğretmen evine geçtik... Saat 2-3 sularıydı sabah erkenden yola çıkacağımız için uyumaya başlamıştık.
Bizden başka kalan öğretmen ya da öğretmen yakını da yoktu... Aslında içerisi biraz terk edilmiş gibiydi.
Sabah olmuştu , kahvaltı yapmak için kafeteryaya indik.
O sırada orta yaşlı bir esnaf vardı... Macun , kağıt helva gibi şeyler satıyordu.
"Hoşgeldiniz Şanlıurfa'ya" dedi.
"Hoşbulduk" dedim.
"Maşallah , çok gençsiniz... Talebe misiniz muallim mi ?" dedi.
"Öğretmenim bey amca." dedim.
Hangi okulda çalışacağımı sordu.
"Karakeçi köyü N***C***A*** Orta okulu" dedim.
Yüzü düşmüştü.
"O köye daha önce gittin mi ?" diye sordu.
"Hayır bu ilk gidişim olacak" dedim...
"O köye gidişin olursa dönüşün olmaz evladım... O köyün bütün yolları yine o köye çıkar.O köyün halkı kafirdir kafir... Gitme o köye , gerekirse bırak mesleğini ama gitme o köye" dedi.
Eşim huzursuz olmuştu... Onu da alıp odaya çıktım.
Biraz endişeli gözüküyordu , ona nedenini sordum... Sinirliydi ayağa kalkıp
"Bak işte duyduğumuz kaçıncı kötü söz... Belli değil mi yeterince ? Ben bu köyde yaşamak , çocuğumu orda dünyaya getirmek istemiyorum." dedi.
Duyduklarımızın birer kuruntudan ibaret olduğunu söyledim... Halen rahatlamış durmuyordu.
Daha sonra sarılıp
"Tamam söz , sadece 1 ay deneyelim eğer ki rahatsız olursak döneriz.. Anlaştık mı ?" dedim.
istemeye istemeye kabul etmişti... Keşke o zaman henüz oraya hiç gitmeden dediklerini kabul etseydim.
Kahvaltıdan sonra balıklı gölün yakınındaki otobüs durağına atlayıp Karakeçi köyüne doğru yola çıktık...
Köyün girişine 5 km kala otobüs durdu... Otobüste bir tek ben ve eşim vardı.
"Ne oldu" diye şoföre sorduk.
"Son durak burası , bundan sonrasını yürüyün" dedi.
Köye daha 5 km yol olduğunu ve bavullarla oraya kadar nasıl gideceğimizi sorduk.
"Beni ilgilendirmiyor , o köye yolculuk buraya kadar.He eğer bana sorarsanız , girmemeniz sizin için hayırlı olandır." dedi.
Ben şaşırmıştım , iyiden iyiye bu iş canımı sıkmıştı. Eşim şoföre sinirli bir şekilde bakıyordu , adam rahatsız olmuş olacak ki ;
"Hadi , Allah sizi korusun... " dedi...
Biz hiç bir şey demeden otobüsün bizi bırakıp gidişini izliyorduk.
Bavulları ben almıştım , eşimde peşimden beni izliyordu... Sessiz , sakin bir yolda yürüyorduk.
Bir yandan sohbet ediyorduk...
"Bu köyde anlaşılan bayağı bi aksiyon yaşayacağız" dedim gülerek.
"Bu kadar rahat konuşman beni sinir ediyor" dedi.
Üstüne çok varmadım , sonuçta eşimin bazı problemleri vardı... Bazen ani tepkiler verebiliyordu.
Köye aşağı yukarı 1-2 km kala çalılardan bir ses duydum.
Gülüşme sesleri geliyordu... Füsun korkmuştu.
"Hadi hızlanalım" dedi...
"Dur , ne olduğuna bakayım" dedim.
"Fuat gel buraya , gidip ne yapacaksın" diye çıkıştı ama dinlememiştim.
Ben çalılara bakarken bu sefer yolun karşı tarafındaki çalılardan da bir hareketlilik geldi ve eşimin başına büyük bir taş gelmişti.
Füsun'un alnı yarılmıştı , alnı kan içindeydi...
Ordaki çalılara doğru koşmaya yeltendim ama eşimi yolda yalnız bırakamazdım...
Kim var ulan orda diye bağırdım... Ses seda yoktu , kaçma sesi dahi gelmemişti ve gülüşmeler devam ediyordu.
Füsun korkmuştu , elleri ayakları titriyordu.
Onu bir süre kucağımda ileri bir noktaya taşıdım... Çantadan bir penye çıkarıp alının sardım...
Daha sonra köyün girişine kadar konuşmadık... Sanırım ikimiz de korkmuştuk...
(Füsun hanım burada olanlar anlatılırken doktorların gözetiminde ayrı bir odada tutulmuştur.)
Köye girmiştik. Füsun halen kendinde değil gibiydi. Açıkçası az önce yaşanan taş atma olayı beni de bayağı etkilemişti.
Köye giriş yaptık... Bütün dikkatimi köydeki evlere , sokaklara , meydanlara veriyordum.
Kalabalık sayılacak bir köy değildi..55-60 tane hane vardı.Bu hanelerin bir kısmı da anlatılan olaylar yüzünden köyden göç etmişti zaten.
Köy meydanına gittik , daha öğlen olmamıştı...
"Daha iyi misin" diye Füsun'a sordum...
Cevap vermiyordu. Etrafa korkarak bakıyordu sadece. Alnından damlayan kan yerdeki karları kırmızı hale getirmişti.
Köyde küçük bir muhtarlık vardı , köy kahvesinin yanında.
Zaten o dönemlerde köy kahveleri muhtarın emrinde olur , bir bakıma onun ofisi gibi olurdu.
Füsun ve ben oturup muhtarın gelmesini bekledik... -
0
beyler ilk ve son aşkım anlatıyorum 1
aylardan mart aylarıydı dostlarım yıl 2011. herşey kanka dediğim insanın sevgiliyse başlamıştı. o kişilerin gerçek isimlerini vermeyeceğim rastgele isimlerdir. evet dediğim gibi ben halitle çok iyi arkadaştım yalnız bir huyunu hiç sevmezdim o da kızlarla oynamayı gönül kırmayı çok seviyordu. yakışıklı biriydi istediği kıza kolay bir şekilde ulaşabiliyordu. en son olayda bir kızla sevgili oldu adı gamze(gerçek dışı). bu bir ilk yapıp beni gamzeyle tanıştırdı bir yerlerde oturduk hoş beş muhabbetin belini kırdık biraz üçümüz. yalnız halit diğerlerine yaptığı gibi bu kızada tekmeyi basacaktı en fazla 1 haftası vardı kızın. ben halite artık farklı bakmaya başlamıştım nasıl bir insanlar arkadaştım ben amk ? gamzeyi uyarmayı düşündüm ilk başta ama sonra vazgeçtim halite ayıp ederim diye. zaten tekmeyi basmayacak mıydı bu kıza ne ayıbı olur gibi düşündüm elbet ama yinede arkadaş satma pgibolojisi beni alıkoydu bundan. kız her geçen gün halite bağlanıyor halit aynı binliklerini bu kızada yapıyordu. sırnaşık huur çocuğu işte. bu kızla ummadığım kadar uzun sürdü ilişkisi. şüphelenmeye başlamıştım. sordum lan sen aşık mı oldun bu kıza dedim cevabı kanka ben bu kızla yatmayı düşünüyorum dedi. beynimde o an şimşekler çakmıştı. e sonra ne yapacaksın dedim tekmeyi basacam tabii ki olum dedi ardından güldü. sinirlendim fakat belli etmedim o an -
-1
beyler ilk ve son aşkım anlatıyorum 1
beni aşktan soğutan o lanet olası hikayeyi şuana kadar hiç kimseye anlatmadım.
sayın tanrı şuan içiyorum bana izin ver.
başlıyacağım birazdan beyler reserveleri alabilirsiniz taşaklı hikayedir. sonu acıklı olacaktır ağlamak isteyenlere garanti veriyorum ağlayacaklardı son kısımda. bende yazarken ağlayacağım bu kesin. eski anılar canlanıyor tekrardan haydi bakalım.
edit: elime fırsat geçtikçe yazıyorum devam ediyorum panpalar. sabırlı olun.
edit2: hikaye gerçek beyler bizzat yaşadım hepsini kimseye yalan borcum olmaz.
edit3: bittikten sonra soru cevap yapacağız dostlarım sabırlı olun -
+8 -4
akrepler türk kezbanlarından üstündür
Beyler telefondan yazıyorum o yüzden yazım hataları olabilir
öncelikle akrep 3yıl hiçbirşey yemeden hayatta kalabilir ama Türk kızı paranızı yemeden 1gun yaşayamaz
24 saat derin dondurucuda kalabilir radyasyona karşı direnclidir ama Türk kızı hiç birşeye katlanamaz sizin için kafasını yormaz
zehir miktarı arttıkça radyasyona direnci artar Türk kezbaninin güzelliği arttıkça zütü iyice kalkar ve dokunulmaz olur sizin dıbınızabilekor onun tüyüne zarar gelirse kıyamet kopar siz isterseniz geberin umrunda olmaz
zehirinden antinükler aşı üretilir hayat kurtarır kanı beyazdır ama Türk kezbani sizi kırar sigaraya başlatır cigerinizi öldürür ayrıca kansızdır rengini bilemezsiniz
bonus: ayrıca tank gibidir dıbınakoyduum hem güçlü hem zehirli ölmez kavgaya zütürürseniz size avantaj sağlar
edit:akrep gibin demiyorum ama kezban tarafından da gibilmeyin beyler -
+19 -23
bim ketçapı diğer ketçaplardan üstündür açık
Öncelikle şu konuya açıklık getireyim.
1-ismi gibi boldur istediğiniz kadar kullanabilirsiniz sınırsızdır.
2-Bütçenize uygundur 500 grmlık ketcaba 5 tl vercenize 1 kglik ketçaba 3,5 lira vermek daha mantıklı .
3-Markası diğer markalardan daha ünlüdür örnek : Dönerciler, süt mısırcilar, öğrenci evleri, kantin vb lerde kullanilir.
4-Ambalajı insanın iştahını açar.
5-Eğer dönerci iseniz ve reklam vermek istemiyosanız ambalajı bir bıçakla çıkartabilirsiniz.
6-Milleti kandırmaz ambalajdaki resmin aynısını yapabilirsiniz.
7-Lezzetine doyum olmaz.
8-Türk malıdır paranız devlete gider ve devlet yol yapar.
9-Ayrıca matara olarak kullanılabilir.
10- Çıkarken kasiyere ayar verebilirsiniz.
Bonus 11 - Ketçaptan tasarruf ederek kendinize güzel bir sözlük açabilirsiniz -
+3 -3
kekoların ortak özellikleris
Kekolar Kaş Devrinden gelmişlerdir
ilk Kekonun adı "Kekomagnon"dur
"Kekomagnon"un nesli hala tükenmemiştir malesef
bir rivayete göre iki kardeşin evliliği sonucu olmuş bu Kekomagnon, bir diğer rivayete görede bir Erkeğin bir Maymunla girdiği ilişki sonrası oluşmuştur.
Türkiye´nin en az %31´ini oluşturur bu Kekolar
Kekolar Adana, Diyarbakır, Gaziantep gibi şehirlerde çok fazladır ve bu Kekolar bu güzel şehirlerimizin adını çıkartırlar.
Kekoların Beyni yoktur, ama fikirleri vardır
insan artıklarıdır, yerdeki sümükten daha değersizlerdir
ağızları kokarcanın taku gibi kokar
Jole alacak paraları yoktur, limonla saçlarını sertleştirirler, tükürüklede parlatırlar
Kekoların en iticileri bana göre, kaldırım köşelerine sıçar pozisyonda çömelerek tespih çeken Kekolardır yoldan gelip geçen herkese küfür ederler, deliği olan her canlı onlara göre bir ciks objesidir, yoldan geçen köpeklerin bile zütüne bakacak kadar Abazanlardır!
Kekolar genellikle çok zayıf olurlar, uyuşturucu kullandıkları için ve kötü beslendikleri için kuru kemik gibidirler, normal bir insanın serçe parmağı kadar kolları vardır, aslında bir vuruşta beyinlerinin pekmezini akıtabiliriz ama bu itler sürü halinde gezer, bir çoğu bıçak falan taşır
Kekoları Mahalle maçlarında görebilirsiniz
Adibadabas şortları ve Nixe ayakkabıları ile Ronaldo tarzı hareketler yapmaya çalışırlar
Mahalle maçında koşarkene burunlarından sümükler akar
Mahalle maçlarının bir çoğunu kazanırlar, bu Kekolara karşı oynayanlar Kekoların ağız kokularından ve çıkardıkları pislik şeylerden dolayı maça bir türlü konsantre olamazlar
Kekolar Kurtlar Vadisi Hayranıdır
Kurtlar vadisinin Kekolara verdiği yan etkiyi Cuma namazlarında görebilirsiniz
Mafya babası gibi camiye gelip millete kaş göz çatarlar, grup halinde gezerler ve kolonya kokarlar, ellerinde tespih vardır, sinek kaydı traş yaparlar ama tabiki kaşlarına dokunmazlar, çünkü kaşları onlara göre kutsaldır
Kekolar atarlı giderli aşk sözcükleri yazmayı çok severler geçenlerde Face´de gezerkene bir kekonun yazdığı birşeyi gördüm ve gerçekten bu beni şok etti
60 kiloysak 59u daşşak
bunu yazan ağır kekonun birisi, ismini vermiyorum
kekoların çoğu bir birine benzer, genellikle esmer olurlar, sip siyah saçları vardır,
sap sarı dişler martı kaşlar, sinek taku kadar beyin ve genellikle at hırsızına benzerler
Okullarda özellikle bu kekolar sınıfın düzgün temiz çocuklarına sataşırlar,
grup halinde bu temiz çocukların eğitim hayatlarını giberler,
tehtid, haraç kesme, kabadaylık, esrar, alkol sigara, hepsi vardır bunlarda, sürüyle gezer bunlar, teke tek zütleri yemez
okulun zütü gibik hocalarıda genellikle bu kekolara destek çıkar
buradan o hocaların analarını selamlıyorum
Kezbanların züt kokusuna hayrandır bunlar
Kezbanların vereceği 250 gram amcık için ruhlarını bile satarlar
Kekoları kız lisesi önünde görebilirsiniz,
Kekoların bir çoğu kız lisesi önünde kezbanları beklerken arsız bela, asi styla, qarizma rap gibi döl artıklarının müziklerini son sese açarak millete çin işkencesi çektirir
Kekolar hayattan zevk almaz, kollarına jilet atar, uyuşturucu kullanırlar,
ve en kötüsüde dediğim gibi arsız bela, asi styla, qarizma rap gibi gibişte yırtılan kondom sonucu ortaya çıkan yaratıkları dinlerler
KEKO OLMANIN iLK 3 KURALI:
MARTI KAŞLAR
PARMAK ARASI TERLiK
ÇAKMA ADiDAS EŞOFMAN, ÜSTÜNE RAMBO ATLET
Kekoların en meşhurlarından birisi Belalı Qado Reis´dir
Belalı Qado Reis qapaqları ile meşhurdur, bir kekonun sahip olabileceği her özelliğe sahipdir
Kekoların bir diğer meşhuruda Qarizma Raptır
Güzel Adanamızın adını kirleten bir döl israfıdır kendisi
tuhaf saç stilleri ile ve yapmaya çalıştığı taktan müzikler ile meşhurdur kendisi
Bim Prezervatiflerinin verdiği Rahatsızlıktan dolayı özür dilemesini bekliyorum! -
+2 -1
bir kadının gözündend
Bu hikaye tamamen bana ait olup tecavüze uğramış bir kadının toplumdaki yerini insanların duygularını ele alıcaktır.
Yazdığım hikaye tamamen bana ait olup çalma, başka hikayeyi değiştirme falan yoktur.
Bu hikaye empati yeteneğinizi güçlendirecek ve farklı görüş açısı kazanıcaksınız.
Biraz ilgi gelirse partlar halinde yazmaya başlıyacağım.
Amacım trend veya şuku değildir. Maksatım birçok insanın bu hikayeyi görüp tecavüze uğramanın o kadar kolay birsey olmadığını anlamasını sağlamak.
Part 1
Yine sıcak bir Haziran ayıydı. O kadar sıcağın üzerine birde nem olunca insan harbiden yaşıyamıyor. Ama iyiki izmir'de bir yazlığımız var, her yaz buraya gidip güzel bir tatil geçiririz, lisedeki arkadaşlarımla muhabbetler ederiz. Yine her ay olduğu gibi önce Selin'le karşılaştım biraz boyu uzamıştı lise 3 teki gibi bir hali yoktu.Üzerinde şirin bir kazak birde mini etek giymişti terlikleri çok güzeldi, birde koluna bir yazı yazmıştı, (Her aşk acıyla biter) diye, makarasına gönlünü birinemi kaptırdın kız gibi bi konu açtım anlattı meğersem bizim Sercan'a kaptırmış gönlünü yüzü gülüyordu Sercan o kadar sosyal biri değildi her yıl en arka sırada oturur uyur, bazen ders dinlerdi ama dersleri normalin biraz üstündeydi. hep şaşırmışızdır bu çocuğun nasıl böyle bir başarı yakaladığına. Selin'le her ay olduğu gibi direkt Mesut abinin kumpir dükkanına gittik artık senli benli olmuştuk çünkü 6 senedir geliyorduk. Birde onun goldın cinsi köpeği vardı öyle şirindiki anlatamam bazen bizim evimize alır 2 gün misafir ederdik ama bu yaz onda bir değişiklik vardı hamileydi karnı o kadar şişmişti ki sanki içinde bir taş varmış izlenimi veriyordu.
Biz o kadar sevinmiştik gibi artık bizede bundan bir yavru çıkar umidiyle gözlerimize bakakalmıştık Selin'le
Tam masaya oturduğumuzda arkamızdan biri bize elini uzattı bu Mine' den başkası olamazdı o her yıl olduğu gibi aynıydı kıvırcık şaçları ve mavi gözleri her zaman dikkat odağım olmuştu. Direkt yanımıza oturdu, bu sene dershaneye gidicekmiş. Babasının bir emlak şirketi vardı biraz durumları iyi olduğu için tabi haliyle gidiyordu. Sonra Mesut abiden siparişleri verirken artık adam bize 8 çeşidi 12-14 e çıkarıyordu bize kumpir satarken zarar ediyordu anlıyacağınız * Artık bizim tayfa toplanmıştı kumpirleri bitirdikten sonra mahalle başındaki Mithat abiye uğradık yolunuz eğer izmir Çeşmeüstü sahiline düşerse mutlaka bu midyelerden yemelisiniz. Hemen selamlaştık büyüdüğümüzü farketti sonra 30-35 civarı midye aldık evet kilo almak biraz problem olabilirdi ama biz 45-50 kilo civarı olunca ve boyda 1,70-1.80 arası ise hiçte korkulacak bisey olmuyordu. gönlümüzce yemek yiyebiliyorduk anlıyacağınız. * -
+1
bebekken olan korkunç olaylarım
gözlerimi tekrar açtığımda sabah ezanı okuyordu. Sonra dayım geldi ve zütürdü beni. Eve geldiğimde yaşadığım o şey rüyamı yoksa gerçek mi bir türlü ayırt edemiyordum. Derken istem dışı elimi cebime attım ve cebimde bir kağıt vardı. Kağıdı açtım baktım ve içinde arapça rakamlar vardı. Kuran okumayı bildiğim için çözmüştüm hemen bu sayılar 3 tane tarihi gösteriyordu. Ilk tarih 12 temmuz 2001 2. Tarih 27 mayıs 2007 ve son olarakta 3. Tarih 5 ekim 2014 tü. O günden sonra dedemin hayalini hiç görmemiştim…….Ta ki kağıtta yazan o ilk tarihe kadar yani 12 temmuz 2001 de bir yaz günü köyde arkadaşlarla otururken yanıma Çok sevdiğim bi arkadaşım geldi bigibletiyle beraber bana hadi gel gezelim arkama atla dolaşırız dedi. Bizim maddi durumumuz kötü olduğu için bigibletimde yoktu ve tamam geliyorum dedim. Ayağa kalktım tam bigiblete doğru giderken dondum kaldım adeta arkadaşımın arkasında dedem durmus bana “gitme oğlum” diyordu. Donup kalmıştım tabi bunu sadece ben duyuyordum ve kendime gelip ; ben gelmicem dedim. Arkadaşım söylenerek gitti biraz daha dolaşıp eve vardım. Akşam yemek yerken bi çığlık sesi geldi. Kadınlar ağlayıp bağırıyordu ses beni bigiblete davet eden arkadaşımın evinden geliyordu. sonra gittik ki çocuk otoyola çıkmış ve bi araba çarpmış. Oracıkta ölmüş çocuk. Bu olayın yüzünden bi ay konuşmamıştım bi kaç sene sonra kendime gelmiştim artık ama o tarihlerin bi anlamı olduğunu biliyordum artık lafı fazla uzatmıcam ikinci tarihte ben askerdim yani 27 mayıs 2007’de hakkari çukurcada yapıyordum askerliğimi o gün intikale çıkacaktık. O gün sanki şehit olacak gibi bir his vardı içimde ama görev kimseye birşey diyemedim. Intikalin 15. Km falan birden bi bomba patladı. Tim ikiye bölünmüştü. Ve ben arkadaki bölümdeydim. Ve birden bire tim dağıldı tek başıma kalmıştım. Ve birden yine dedemin hayalini gördüm. Bana ; oğlum arkana bak diyordu. Birden döndüm ve bir teröristle yüz yüze geldim. Silahı bana doğrultmuştu ve Allahın hikmeti ondan önce davrandım ve onu vurdum öldü mü ölmedi mi bilmiyorum. sonra destek kuvvet geldi. O gün 5 şehit vermiştik ve dedem yine benim hayatimi kurtarmıştı. askerliğim bitti ve şimdi evliyim iki kızım var ve 3. Tarihte ne olacak bilmiyorum. Yani 5 ekim 2014’te……
EDiT : KISA OLDU BAYA UZUN Bi HiKAYEM VAR 12-13 PARTLIK iSTEYENLER VARMI ? -
+3
bebekken olan korkunç olaylarım
Şimdi dinleyeceğiniz olay yüzde yüz gerçektir. Ben doğduktan 2 gün sonra annem ve babam benim de içinde bulunduğum bir araba ile kaza yapmışlar. Allahın hikmeti benim burnum bile kanamazken annem ile babam maalesef hakkın rahmetine kavuşmuşlar. Beni dedem ve nenem büyüttü. Onlar benim her şeyim di annem ve babam olsalar ancak öyle severdim. Ama Çok kötü bir şey oldu dedem şeker hastası oldu ve git gide çok kötü oluyordu. O zamanlar durumumuzda iyi değildi maddi olarak şehirde bir tane devlet hastanesi vardı ve onlarda doğru düzgün ilgilenmiyordu bile. Gözlerimin önünde ölüme gidiyordu adeta dedem ve maalesef büyük Marmara depreminden 2 saat önce 17 ağustos 1999’da kaybettik dedemi adeta dünya başıma yıkılmıştı. Aynı günün sabahı köye defnettiler. Abartısız 1 hafta her gece köydeki akrabamızın evinden kaçarak dedemin mezarına gidiyordum ve onun toprağına sarılıp yatıyordum ve her gün de dayım sabah ezanına karşı bazen daha erken gelip beni alıyordu. Köydeki son günümüzde gene evden kaçıp dedemin mezarına gittim. Uyumuş kalmışım sonra arkamdan bir el bana dokundu. Ben yine dayım geldi zannettim ve beni rahat bırak gibi bir şeyler söylüyordum. Arkamı döndüm bi baktım karşımda dedem. inanın hiç korkmadım ve sarıldım ona bana dedi ki; senin yerin burası değil oğlum bak annenle babanda Çok üzülüyorlar. Bir daha buraya sadece dedeciğine dua etmek için gel. Dedi. Bir an gözlerim kapandı ve -
+1 -1
günümüzdeki liselilerin yaptıkları
1-) Türkçe Rap dinlerler ve kendilerini birden politikacı siyasetçi gibi zannederler. kendilerini diğer insanlardan üstün görürler. facebook duvarlarndaı- Bilmem kaçıncı sigarayı yaktıran herşeyin amk gibi saçma sapan gönderiler görürsünüz
2-) son zamanlarda liseliler facebook profil resimleri genelde saçma sapan hayvanlar, adamlar yapmaya başladılar he unutmadan. eğer kendilerini çekeceklerse 1 ellerini gözlerine koymadan çekilmeyi unutmazlar kendilerini böylece gizemli zanneder beyin artıkları.
3-) paylaşılan gönderilerin altında mağara yazmak hobileridir. her gördükleri şeye mağara yazarlar, komik bişey paylaşılmışsa saçma sapan random atarlar OAMZIAKANZIDNQHZJZMQHAIZNQBQISMDHQINAXJQOANZÖ
ANNISKMASDASDUAGSDAIYGWDBAJBSADOGASĞQDALSNASB gibi yorumlar görürsünüz.
4-) son zamanlarda liselilerin birbirlerine sesleniş biçimleri zamqi - qumqi gibi bir değişim geçirmişlerdir
5-) league of legends denen yarak kürek bir oyunu lol diye kısaltırlar ve onu oynadıklarını söyleyip kendilerini bir profesyonel oyuncu sanarlar (yermiyiz lan bizz cs 1.5 çocuklarıyız)
6-) genelde kan ve katliam temalı sitelerde dolaşırlar oralara takılırlar ordan kendilerini birer canavar zannederler ama gerçek hayatta parmakları kanasa anne anne diye ağlayıp zırlarlar.
7-) son zamanlarda inci sözlüğe aşırı bir liseli hatta ilkokullu yığını olmuştur resmen inci sözlüğe üye olmak sınırlarımızdaki sınır kapıları kadar folloş olmuştur bu binler her başlıgın altına helal et zumqi, otobüse 5 posta derler hee en önemlisi bu binler anacılıgı çok severler. doğduklarında ilk başta anne baba demez anan der
amk liselileri. -
0
günümüzdeki liselilerin özellikleri
1-) Türkçe Rap dinlerler ve kendilerini birden politikacı siyasetçi gibi zannederler. kendilerini diğer insanlardan üstün görürler. facebook duvarlarndaı- Bilmem kaçıncı sigarayı yaktıran herşeyin amk gibi saçma sapan gönderiler görürsünüz
2-) son zamanlarda liseliler facebook profil resimleri genelde saçma sapan hayvanlar, adamlar yapmaya başladılar he unutmadan. eğer kendilerini çekeceklerse 1 ellerini gözlerine koymadan çekilmeyi unutmazlar kendilerini böylece gizemli zanneder beyin artıkları.
3-) paylaşılan gönderilerin altında mağara yazmak hobileridir. her gördükleri şeye mağara yazarlar, komik bişey paylaşılmışsa saçma sapan random atarlar OAMZIAKANZIDNQHZJZMQHAIZNQBQISMDHQINAXJQOANZÖ
ANNISKMASDASDUAGSDAIYGWDBAJBSADOGASĞQDALSNASB gibi yorumlar görürsünüz.
4-) son zamanlarda liselilerin birbirlerine sesleniş biçimleri zamqi - qumqi gibi bir değişim geçirmişlerdir
5-) league of legends denen yarak kürek bir oyunu lol diye kısaltırlar ve onu oynadıklarını söyleyip kendilerini bir profesyonel oyuncu sanarlar (yermiyiz lan bizz cs 1.5 çocuklarıyız)
6-) genelde kan ve katliam temalı sitelerde dolaşırlar oralara takılırlar ordan kendilerini birer canavar zannederler ama gerçek hayatta parmakları kanasa anne anne diye ağlayıp zırlarlar.
7-) son zamanlarda inci sözlüğe aşırı bir liseli hatta ilkokullu yığını olmuştur resmen inci sözlüğe üye olmak sınırlarımızdaki sınır kapıları kadar folloş olmuştur bu binler her başlıgın altına helal et zumqi, otobüse 5 posta derler hee en önemlisi bu binler anacılıgı çok severler. doğduklarında ilk başta anne baba demez anan der
amk liselileri. -
+2
dünyanın en tehlikeli böcekleri
1. Tekerlek Böceği (Arilus Cristatus)
5 cm uzunluğundaki bu böcek tartışmasız Kuzey Amerika'nın en büyük yeryüzü böceğidir. Sırt bölgesinde çark veya tekerleğe benzeyen işey vardır. Bu tehlikeli böcek kınkanatlı vr tırtıllarla beslenir. Avlarının gövdesine kendi içlerindeki zehirli sıvıyı enjekte ederler. Bu sayede avları hareket edemez ve iç organları erir. Bu böceğin bir ısırığı çok feci acı verir ve yaranın iyileşmesi aylar sürer. Ayrıca yara izide asla geçmez.
2. Arı Katili (Apiomerus crassipes)[/ab)
Bu küçük ama çok tehlikeli böceğin bacaklarındaki tüğler sayesinde avını kolayca tutmalarını sağlar. Bu katil böcekler arı yemeyi çok sever, tabi başka avlarla karşılaşınca onlarıda yer. Ayrıca çokta zeki olan bu böcekler kurbanlarına tuzak kurar ve zehirli saqlgılarıyla onları etkisiz hale getirip yerler.
3. Dikenli Katil Böcek (Sinea Diadema)
Bu böceğin rengi koyu kahverengi ile kızılımtrak kahverengi arasındadır. Ön bacakalrı ve vücudu dikenlerle kaplı ayrıca buda ona bi avantajdır. Yicek bulamadıysa veya açsa kendi yavrularını yer . Bu böceğin ısırıkları çok acı verir ; şişme, yanma ve kaşıntı gibi reaksiyonlara sebep olur.
4. Afrika Katil Böceği (Platymeris biguttata)
Bu böcek zahirli kobralardan tam 10 kat daha zehirlidir ve Afrikada yaşar. Bu kuvvetli zehirleri sayesinde kendisinden büyük birçok canlıyı avlayabilir ve en öldürücü hayvanlardandır. Bu canlıların bulunduğu Kaliforniya'daki bi hayvanat hahçesindeki ağılda temizlik görevli azdaha ölüyordu.
5. Siyah Korsan Böceği (Melanolestes picipes)
Bu böcek genelde kemirgen hayvanlarla hatta insanların kanını emerek beslenir. Bu işin en kötü yanıysa dudak ve gözlere saldırmayı tercih etmesi.
6. Maskeli Avcı (Reduvius Personatus)
Yeyişkin olmadan önce pamukçuk toplayan ve tozlu kıllı bacakları vardır. Bölece bu onu zararsız bir tüy topu gibi gösteriyor. insanları ısırmaktan kaçınmayan ancak diğer öceklerle beslenirler. Isırışları çok acı verir ve yılan ısırığı ile aynıdır. -
+1
azerbaycan hakkında herşey
Not : KiMSEYi KÜÇÜK DÜŞÜRME GiBi Bi AMACIM YOK
1. Azerbaycan, dünyanın en eski petrol ihracatçısıdır. Dünyadaki ilk petrol sondajı, 1847 yılında Abşeron’da yapılmıştır. Hazar petrollerini Batı’ya açan ilk ülke olan Azerbaycan’da dünyanın en kaliteli petroolleri çıkarılmakta
2. 1918 yılında bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Halk Cumhuriyeti, Doğu’da ilk demokratik cumhuriyet oldu. 1991’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılması ile yeniden bağımsızlığını kazandı
3. Ermenistan'ın işgali sonucu dünya genelinde kendi ülkesinde öz yerinden zorunlu olarak göçe tabi tutulmuş en çok göçmen (mülteci) insan (1 milyondan fazla) Azerbaycan’da
4. ABD ve isviçre’den önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı veren dünyadaki ilk Müslüman ülke Azerbaycan’dı. 1918 yılında kadınlara oy hakkı tanındı
5. Azerbaycan’ın para birimi olan Manat, dünyanın 5. değerli para birimidir
6. 1885’te doğan ve 1948 yılında hayatını kaybeden ünlü besteci Üzeyir Hacıbeyov’un sahnelediği “Leyla ile Mecnun” doğu ülkelerinde bestelenen ilk opera olarak tarihe geçti
7. Azerbaycan, 2006’da yüzde 35’lik büyüme hızıyla dünyada en hızlı büyüyen ülke, Dünya Bankası istatistiğine göre de 2009’da en reformcu ülke oldu.
8. Dünyanın en kaliteli havyarı Hazar Denizi’nin Azerbaycan kıyılarından çıkarılır. Dünya havyar üretiminin %80’i buradan karşılanır
9. Türk Cumhuriyetleri arasında okuma ve yazma oranı en yüksek ülke Azerbaycan’dır
10. Dünyada bulunan 11 iklimin 9’u Azerbaycan’da vardır
11. Azerbaycan dünyada “Ateşler Ülkesi”, Bakü ise “Rüzgarlar Şehri” olarak anılır.
12. Hazar Denizi’nin en derin yeri 1025 metre ile Azerbaycan’dadır
13. Azerbaycan’ın ilk üniversitesi Bakü Devlet Üniversitesi, Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti döneminde 15 Kasım 1919 tarihinde kuruldu
14. Dünya'da Ankara hükümetini ilk tanıyan ülke Azerbaycan'dır
15. Sovyet Sonrası Cumhuriyetler arasında, Eurovizyon’u kazanan ilk ülke Azerbaycan'dır -
-2
whatssap bilinmeyen özellikleris
Hemen herkes artık akıllı telefonların en büyük nimetlerinden biri olan Whatsapp'ı kullanıyor. Peki Whatsapp'ı ne kadar biliyoruz? Gelin, Whatsapp'ı daha etkin nasıl kullanabileceğimize göz atalım.
---
1 ) Son Görünme Tarihini gizleme
Arkadaşlarınız ve konuşutuğunuz insanlara ne zaman WhatsApp'a girdiğinizi belli etmek istemiyor musunuz? işte WhatsApp'ın bu özelliği tam size göre. Eskiden 3. parti uygulamalar sayesinde yapılan bu özellik artık WhatsApp'ın son sürümlerinde mevcut. Bu küçük ayarı yapmak için Ayarlar > Hesap > Gizlilik > Son görünme yolunu takip edebilirsiniz..
---
2 ) WhatsApp'a kilit koymak
Bir çoğumuz mesajlarımızın başkaları tarafından okunmasını pek hoş karşılamaz. Eğer sizde bu konuda hassassanız bu uygulamayı kullanabilirsiniz! Android Market'te bir çok kilit uygulaması mevcut ama bizim en çok başarılı bulduğumuz WhatsApp Lock oldu. Uygulamanın yaptığı oldukça basit, siz WhatsApp'a girmeden önce her seferinde şifre soruyor işte bu kadar basit..
---
3 ) PDF, ZIP, APK gönderin
Bildiğiniz üzere WhatsApp üzerinden istediğiniz her dosyayı karşı tarafa göndermek mümkün değil. Bunu aşmanın yolu ise Android'te Whats Packed 2 Ads uygulamasını indirmekten geçiyor. Şu an için sadece Android'te bulunan bu uygulamadan yararlanmak için her iki kullanıcıda da aynı programın yüklü olması gerekiyor.
---
4 ) Silinmiş mesajları geri getirin
Yanlışlıkla çok önemli bir mesaj sildiğiniz ve çok zor durumda kaldığınız olmuştur. işte WhatsApp'ın bu sene başında yenilenen uygulaması bu özellğiyle bunu da engelliyor. Otomatik olarak mesajların yedeklerini alan WhatsApp, acil durumda direkt olarak mesajları yeniden yükleyebiliyor. Tek yapmanız gereken şey WhatsApp'ı normal yoldan silip yeniden yüklemek, zaten sonra WhatsApp mesaj yedeklerinizi yüklemek isteyip istemediğinizi soracak..
---
5 ) Kişi kısayolu oluşturun
WhatsApp'ın Android'te bir adet widgetı bulunuyor ve bu widget son gelen mesajları göstermeye yarıyor. Peki ya kişileri göstermek isterseniz ne yapmanız gerek? Bu işlem o kadar basit ki inanamayacaksınız. Konuşmanın üstüne uzun süre basarak karşınıza çıkan pencereden "Sohbet kısayolu ekle" seçeneğini kullanarak kişiyi ana ekrana ekleyebilirsiniz!.
---
6 ) internet paketinizi koruyun
WhatsApp'tan gelen resimler varsayılan olarak otomatik olarak cihazınıza kaydedilmek için indiriliyor. Bu da ay sonunda sürpriz bir faturayla karşılaşmamanıza sebep olabilir. Gelecek multimedya öğlerinin hangi ağ bağlantısı tarafından indirileceğini seçebileceğiniz WhatsApp'ın bu özelliği bize sunmasıda oldukça güzel. Hemen bir istatistik verelim yaklaşık 10.000 mesajlık bir konuşmada resimlerle birlikte yaklaşık 50 MB bir veri kullanıyor.
---
7 ) Profil resminizi koruyun
Gizliliğe çok önem verenlerden misiniz? Peki size profil resmizini sadece belirlediğiniz kullanıcı grubunun görebileceğini söylesek ne derdiniz? işte WhatsApp'la profil resminizin gizliliğini korumak bu kadar basit. Profil resmi ayarlarınızı yapmak için Ayarlar > Hesabım > Gizlilik yolunu izleyebilirsiniz. Burada, "profil fotoğrafı" seçeneğini dilediğiniz gibi ayarlayın..
---
8 ) WhatsApp resimlerini fotoğraf albümüzünden silin
WhatsApp'tan gelen resimler ve videolar hem Android hem de iOS cihazlarda Fotoğraf/Galeri uygulamasıyla senkronize oluyor. Peki bu sizi rahatsız mı ediyor? Bu sorunun da çözümü çok basit. Android telefonlarda ES File Explorer gibi bir dosya yöneticisi uygulamasını indirip WhatsApp klasörüne girin. Daha sonra WhatsApp images klasörüne girdiğiniz zaman sol alt taraftan yeni dosya oluşturun. Bu dosyanın adını .nomedia olarak ayarlarsanız resimleriniz albümde gözükmeyecek..
---
9 ) Numaranızı değiştirin
Cep telefonu numaranızı mı değiştirdiniz? Artık WhatsApp profilinizin numarasını değiştirmeniz için WhatsApp'ı silip yeniden yüklemenize gerek yok. Ayarlar > Hesabım yolunu izleyerek Numaramı Değiştir'i seçerek kolayca numarayı değiştirebilirsiniz.. -
+72 -11
öldükten sonra başımıza gelecek şeyler
1 ) insan bedeni öldükten hemen sonra değişimler başlıyor. Gömülmenizle birlikte bedeniniz hem içten hem de dıştan gelen etkilerle hızlı bir parçalanma sürecine girecek. Daha sonra insandan insana değişse de ortalama 4 yıl içinde geriye iskeletiniz kalıyor.
2 ) ilk yarım saat içinde tüm refleksler kaybediliyor. Göz kapakları kapanamıyor, kaslar gevşiyor, ağız ise açık kalıyor. Boşaltım sistemi tamamen kendini salıyor ve idrar, salya ve sperm akıntısı oluşuyor.
3 ) Ortalama 10 saat içinde vücut tamamen kaskatı kesiliyor. Eğer mücadele
esnasında ölüm gerçekleşmişse, katılaşma hemen oluyor. Savaşta ölen
insanların vuruldukları şekilde katılaşmaları da bu yüzden.
4 ) Ölüm anından sonra ceset, her saat ortalama 1 derece soğuyor.
Şişmanların iç organları daha geç soğuyor. Çocukların ve zayıfların
vücudu ortalamadan daha çabuk soguyor.
5 ) Ölümün gerçekleşmesinden 24 saat sonra vücut çürümeye başlıyor.
Solunumun durması bakteriler için işaret oluyor ve çalışmaya
başlıyorlar. ilk çürüyen organlar ise göz, beyin, mide ve bağırsaklar.
Ceset şişman ise daha çabuk çürürken, bebekler ve tuzlu suda boğulanlar
daha geç çürüyor. En geç çürüyen kısımlar ise kalp, mesane, böbrek ve
rahim. Rahmin çürümesi aylarca sürüyor.
6) Ölüm sonrasında, oksijen alımı ve enerji üretimi durduğu için hücrelerin
işlevleri aksamaya başlıyor ve atık maddelerden kurtulamayan hücreler
şişmeye başlıyorlar. ilk çürüyen yer olan mide ve bağırsaklarda bakteriler yoğun çalıştıkları için hızla gaz ortaya çıkıyor. Bu gaz, karın bölgesinin şişmesine sebep oluyor. Derinin üstü yanık gibi su toplarken, vücutta biriken sülfür yüzünden renk siyaha dönmeye başlıyor.
Şişmenin başlaması, sıklıkla ölümden sonraki 1-2 gün içinde başlar. Bazı
hastalıklar ve patojen organizmaların varlığı, şişmeyi hızlandırabilir.
7 ) Derinin çekilmesi ve çürüme yüzünden tırnaklar ortaya çıktığı için uzadı
sanılıyor. Vücudun ölmesiyle birlikte tüm eylemler bittiği için tırnak
ve saç uzaması söz konusu değil.
8 ) Mezardan gelen sesler çürüme sürecinin bir sonucu. Günden güne şişen
karın patlıyor ve göğüs çöküyor. Bu olay mezar üstünden duyulabilecek
kadar sesli olabiliyor.
9 ) Kasların kemiklerden sıyrılıp dökülmeye başlama zamanı kırkıncı güne
rastladığı için, halk arasında ızdırabın azalması inancıyla hayır amaçlı
yemek veriliyor.
10 ) Vücut çürürken tam bir takım çalışması yapılıyor. Bakteriler içten yok
ederken, dışarıdan da et sineği göze ve burna larva bırakıyor. Bu
sinekler yiyecekleri bitene kadar burda kalıyor ve ölüyor. Daha sonra
ölen bu sinekleri yemek için başka böcekler geliyor. Geriye kemikler
kalana kadar bu istila devam ediyor.
Not : Devamı için Şukulamayı Unutmayınız. -
+1 -3
deepweb e girmenin yolu
Deep Web'e girmek için ilk önce Tor Browser adlı yazılımı indirmeniz gerekmektedir. Burada normal arama motorlarına ulaşmak mümkün değildir. Büyük ihtimalle kullanacağınız tarayısı Tor Browser olacaktır. Uygulamayı yükledikten sonra “start tor browser” uygulamasını açarak, Tor ağına bağlanıyoruz. Tarayıcı açıldıktan sonra sitelerin domainleri ise rastgele 16 rakamdan oluşur. Yani .com, .net, .net gibi domainler bulunmaz. Deep Web’e giriş için başka bir yol da onion uzantılı sitelere ulaşmaktır. “Onion Browser” yüklemesi ile tarayıcısı vasıtasıyla bu sitelere ulaşmak da mümkündür.
Deep Web'e girdiniz ve burada neler yapılır sorusuna cevap arıyorsunuz. Wikipedia gibi bir site var ve bu site Hidden Wikki sitesidir. buraya kayıt olarak sitedeki içeriklerle kendinizi Deep Web'de geliştirebilirsiniz. Derin internet'te dolaşırken görmek istemeyeeğiniz birçok şey burada mümkün. Bu nedenle herkesin kaldıramayacağı bilgilerin olduğunu söylemek doğru olacaktır. Burada bigli paylaşmak yasadışıdır. Birçok gizli kaynağa, belgeye, görüntüye ulaşılabilen bu sistemi masumane kullanmanın sakıncası yoktur. Deep Web internet dünyasının karanlık yüzüdür.
Tor Browser açıldığında ahmia.fi adresine gidin ve arama yapmaya başlayın. Artık Deep web'desiniz. Deep web katmanlardan oluştuğu için ilk katmanlarda bilgisayarınıza virüs girmez. Ama bu giremez anldıbına gelmiyor. Siz yine de bir şey indirirken iki kere düşünün. Fakat merak edip son katmanlara kadar gittiyseniz bu bilgisayarınız için kötü olabilir. -
+1
deepwebe girme yöntemis
Deep Web'e girmek için ilk önce Tor Browser adlı yazılımı indirmeniz gerekmektedir. Burada normal arama motorlarına ulaşmak mümkün değildir. Büyük ihtimalle kullanacağınız tarayısı Tor Browser olacaktır. Uygulamayı yükledikten sonra “start tor browser” uygulamasını açarak, Tor ağına bağlanıyoruz. Tarayıcı açıldıktan sonra sitelerin domainleri ise rastgele 16 rakamdan oluşur. Yani .com, .net, .net gibi domainler bulunmaz. Deep Web’e giriş için başka bir yol da onion uzantılı sitelere ulaşmaktır. “Onion Browser” yüklemesi ile tarayıcısı vasıtasıyla bu sitelere ulaşmak da mümkündür.
Deep Web'e girdiniz ve burada neler yapılır sorusuna cevap arıyorsunuz. Wikipedia gibi bir site var ve bu site Hidden Wikki sitesidir. buraya kayıt olarak sitedeki içeriklerle kendinizi Deep Web'de geliştirebilirsiniz. Derin internet'te dolaşırken görmek istemeyeeğiniz birçok şey burada mümkün. Bu nedenle herkesin kaldıramayacağı bilgilerin olduğunu söylemek doğru olacaktır. Burada bigli paylaşmak yasadışıdır. Birçok gizli kaynağa, belgeye, görüntüye ulaşılabilen bu sistemi masumane kullanmanın sakıncası yoktur. Deep Web internet dünyasının karanlık yüzüdür.
Tor Browser açıldığında ahmia.fi adresine gidin ve arama yapmaya başlayın. Artık Deep web'desiniz. Deep web katmanlardan oluştuğu için ilk katmanlarda bilgisayarınıza virüs girmez. Ama bu giremez anldıbına gelmiyor. Siz yine de bir şey indirirken iki kere düşünün. Fakat merak edip son katmanlara kadar gittiyseniz bu bilgisayarınız için kötü olabilir. - daha çok