- 1 / 2 / 18 entry
- 9 başlık
- 96.43 incipuan
choppersanji "insta:senndolugece_ler"
-
-1
panpişlerim okul için size danısıyorum
arkadaşlar ben şuan 10.sınıfım özel sağlık mesleğe gidiyorm.ve okulumuy değiştirip temel liseyte geçmek istiyorum.ne yalan söliüm şuanki okudugum okulda sigara yasak falan cok sıkıyolar milleti falan. gideceğim yer çok rahat arkadaşım orda okuyor.ama bizimkileri ikna edemiyorum. bunun için size danışıyorm. mesela ulaşım zor oraya onu dedim daha kolay olur falan dedim işde hocalar tip falan dedim ikna olmuyolar bana bahane bulun yav azıcık incici panpişlerim lüütfen. -
+1
gerçek sandığımız korkunç efsane 7 başlık acil
Arkadaşlar mandela etkisi diye bişey var araştırdığım şeylerden bahsetmek istedim çok garip şeyler oldu bende tribe girdim panpişler ya
1- Mickey Mouse’un Hiçbir Zaman Pantolon Askısı Olmadı!
2- Monopoly’nin Maskotu Olan Zengin Adamda Hiçbir Zaman Mercek Yoktu
3- Star Wars’ta “Luke, I’m your father” Sahnesi Yoktur!
(bkz: )
VE PiKACHU iLE BÜYÜYEN Bi NESiL OLARAK Bi ŞOOK
4-- Pikachu’nun Kuyruğunda Siyahlık Hiçbir Zaman Yoktu!
Bu birçok kişiyi şok edecek eminim, ama Pikachu reyizin kuyruğu her zaman sadece sarı renkteydi. Ama Raichu, yani evrim geçirmiş halinde kuyruğun ince bölümü siyahtı. Fakat Pikachu’da bu siyahlık hiçbir zaman olmadı!
vE DiĞER ÇiZGi DiZiMiZ TEMEL REiSE GELDiKK
5- Temel Reis’in iki Kolunda da Dövme Var!
6-Bir Türkiye Efsanesi: Hugo’ya Hiçbir Zaman Küfreden Çocuk Olmadı!
90’lı ve 2000’li yıllarda Hugo ile günlerini geçiren nesil %100 emin, hatta sahneyi de ezbere hatırlıyor. Ama Tolga Abi’ye göre böyle bir sahne hiçbir zaman olmadı. Hatta kanıtlı gelene araba hediye edeceğini bile açıkladı!
7- Kuzey Amerika ve Güney Amerika Aynı Hizadadır!
imdi birçoğunuz istemsizce “E doğru, ne var bunda?” diyecektir. Ama açın bir haritaya bakın bakalım. Normalde gördüğünüzde ve haritaların hepsinde Güney Amerika kıtası Kuzey Amerika’nın bariz sağında kalırken aklımıza da böyle yer etti. Ancak küre biçimindeki dünyamız sayesinde aslında batı kıyılarının neredeyse alt alta olduğu bu iki kıta düz haritada farklı görünüyor! -
0
okul aciliyor
Evet panpisler artik somestr tatiki de bitmet uzere.Ve tabi okullar aciliyo bazilari idam ipleri falan koyuyolar lan abi neresi kotu bunun yurtdisinda ki bazi ulkelerde yanicnerdeyse hepsinde boyle bi tatil yok.sen vineceginiz yerine agliyosunuz ya.Okuyun abicim yok bn okumucam diyosan git anana babana acik ca sole bosuna ugrasmasin sanayiye git en azindan elinde bi isin olur be adam hadi eyw. -
0
türk dizileri
kardeşim ak dizilere bakıyorum hepsinde aşk meşk kıskanıyoruz tabi gazda akıyok bide taktik maktik sonra ama büyük çoğunluğu farkettiğim kadarıyla aşk meşk repliklerine gidiyor. türk dizileri iptal amk eni bişey bulmak lazım doğrumuyum panpişş * ? -
-1
wp grubu kurucam mesajlayın
ARKADAŞLAR KOLAY iLETiiM iÇiN WHATSAAP GRUBU KURMAYA KARAR VERDiM GELMEK iSTEYENLER MESAJLARI BEKLiYORUM... -
+1
evde diş beyazlatmanın kolay yolları
Karbonat, adaçayı ve Tarçın 1 çay kaşığı karbonat, 1 çay kaşığı adaçayı ve 1 çay kaşığı tarçını birbirine ekliyoruz. Islak ve temiz bir diş fırçası ile dişlerimizi fırçalıyoruz. Her akşam yatmadan önce bunu tatbik edin sonucu 1 haftada göreceksiniz
Çilek
Çilek dişlerde tartar oluşumunu yumuşatır ve onlara beyaz ve temiz bir görünüm verir.
Çilek, diş macunlarında beyazlatıcı olarak kullanılan, önemli bir enzim olan malik asit içerir,
ikinci olarak bu mükemmel meyve, ağzınızdaki ve dişlerinizdeki bakterileri izale eden liflerle kaplıdır.
Çileği alın ve ezin, macun kıvdıbına geldiğinde dişlerinizi bunla fırçalayın.
Bu uygulama dişlerinizi beyazlattığı gibi dişteki kalıntılarıda temizleyecektir.
Fakat bu uygulamayı sık tekrarlamamalısınız, çilek asidiktir, çok fazla kullanıldığında
diş minesine zarar verebilir.
Tuz
Tuz antibakteriyeldir ve bir temizlik maddesidir.
Macununuza tuz ekleyip kullanmak, tuzun aşındırıcı özelliğinden dolayı, dişlerinizdeki kalıntıları giderir, temiz ve beyaz dişlere kavuşursunuz.
Dişlerinizi beyazlatmak istediğinizde bu uygulamayı yapabilirsiniz.
Muz
Muzda vücudunuz için gerekli çok değerli besinler vardır.
Fakat muz kabuklarının bir işe yaramadığını düşünüp onları çöpe atarız.
Dişlerinizi doğal yönden beyazlatmak için size önerimiz, muzun kabuğunu çöpe atmayın!
Muzun kabuk kısmını ezip macun yapın, bunla dişlerinizi 2-3 dakika boyunca fırçalayın.
15-20 dakika sonra normal diş macununuzla fırçalayın.
Bunu haftada 3 kez uygulayıp, beyaz dişlere kavuşabilirsiniz. -
0
atatürk hakkında bilinmeyenler
ATATÜRK´ÜN RÜYASI :
Atatürk´ün bir rüyasını da Dr.Reşit Galip Bey´den öğrenmekteyiz,
"Mustafa Kemal ,Ankara´ya geldikten bir süre sonra ilginç bir rüya görmüştü. Ertesi gün bana şöyle anlattı. ;
"Reşit Bey, rüyamda bana ´Paşam ,ınönü´den ne haber?´diye sordunuz. Bende ´vaziyet kritiktir´ cevabı verdim.´Kritik nedir? Anlamadım ki!´dediniz. Bende ´Bunun cevabını 15 dakikaya kadar veririm´ diyerek odama çekildim."
Mustafa Kemal bana bu rüyasını anlattığında düşman henüz ızmir´e çıkmamıştı, ınönü mevkii de henüz bir önem taşımıyordu. Aradan yıllar geçti 2.ınönü savaşı´nın kritik günlerinden biriydi. Mustafa Kemal´in arabası Millet Meclisinin önünde durdu. Hemen yanına koşarak, telaş ve endişe içinde, "Paşam ,ınönü´den ne haber?" diye sordum.
Aynen şu cevabı verdi ;
"vaziyet kritiktir"
O zaman ben ;
"Kritik nedir? Anlamadım ki!" dedim.
O da ;
"Sana bunun cevabını 15 dakikaya kadar veririm" dedikten sonra gülümsedi ve ;
"Hani Ankara´ya geldikten sonra bir rüya görmüşdüm, hatırladın mı?"
Hafızamı yoklayarak, rüyasını anlattım. Gülerek ;
"işte, rüya ayniyle vakidir.Ben ısmet´i tanırım, göreceksin 15 dakikaya kadar kendisinden muzafferiyet haberi alacağız."
Gerçekten de 5 dakika geçmeden bir telgraf gelmiş ve 2.ınönü savaşı´nın da zaferle sonuçlandığını öğrenmişlerdi... -
0
atatürk hakkında bilinmeyenler
BiRAZDA GiZLi OLAYLARDAN BAHSEDEYDiM
SECCADE ÜZERıNDEKı KEHANET
Bilindiği gibi Hint halkı Atatürk´ü ve Türk halkını yanlız bırakmamıştı. Kurtuluş savaşından yıllar sonra ,1929 yılında Bir hintli Mihrace Atatürk´ü Pera Palas´taki 101 No´lu odasında ziyarete gelmişti. Mihrace´nin Atatürk´ü hangi nedenle ziyaret ettiği ve adı ve ziyaret sebebi hala bilinmiyor. Mihrace´nin ziyaretindeki bir sır da getirdiği hediyede yatmaktadır.Bu hediye altın sırmalı, hint işi ipek bir seccadedir.
Seccadenin üzerinde bir şamdanın asılı olduğu düz bir kemeri,her iki yanında birer güvercin bulunan beş kubbeli bir diğer kemerin çevrelediği görülmektedir. Bordür de fillerden oluşmaktadır.
En ilginç yer ise her iki kemerin arasında orta kısımda dal kıvrımları ve güllerin çevrimi ile oluşan boşlukta romen rakkamlı bir saatin bulunmasıdır ve saat ; 09.08´ i göstermektedir. Atatürk Mihracenin ziyaretinden 9 sene sonra saat 09.05 ´te vefat etmişti.
Seccade halen Pera Palas´ ta bulunmaktadır. -
+4 -1
başbuğ alparslan türkeş kimdir
Alparslan Türkeş 1917 Lefkoşe'de doğdu, 4 Nisan 1997'de Ankara'da vefat etti. Türk asker ve siyaset adamı.
Ülkücülerin başbuğu olarak adlandırılan Türkeş, aynı dönem Türk siyaset yaşdıbını etkileyen liderlerden biriydi. Türkeş Kuleli Askeri Lisesi ve Harp Okulu'nu bitirdikten sonra 1944'te yüzbaşı rütbesindeyken "Turancılık" davasından yargılandı. Dava sonunda aldığı ceza 1 yıldan az olduğu için orduya tekrar dönebildi. 1948'de Harp Akademisi'ni bitirdi. 1959'da albaylığa yükseldi. 27 Mayıs 1960 harekatının bildirisini radyodan okuduktan sonra adı sıkça duyulmaya başlandı. Bu dönemde Milli Birlik Komitesi içindeki görüş ayrılığı sonucu 14 üye ile birlikte emekliye ayrıldı. Bir süre sonra Hindistan'a büyükelçi müşaviri olarak gönderilen Türkeş, 1963'te yurda dönerek Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'ne (CKMP) girdi.
1965'te bu partinin başkanı oldu ve aynı yıl milletvekili seçildi. CKMP progrdıbını ünlü kitabı 9 Işık'taki görüşler doğrultusunda değiştirdi ve 1969'da partinin adını Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) yaptı. 1975'ten sonra koalisyon hükümetlerinde başbakan yardımcılığı görevinde bulunan Türkeş 12 Eylül darbesi'nden sonra 4,5 yıl tutuklu kaldı. 1987'de siyaset yasağının kalkmasıyla birlikte Milliyetçi Çalışma Partisi'ne (MÇP) girdi ve aynı yıl yapılan olağanüstü kongrede genel başkanlığa seçildi. 1991 genel seçimlerinde RP ile seçim ittifakı yapan MÇP lideri Türkeş yeniden parlamentoya girdi. Ancak, daha sonra MHP adını alan partisi 1995 genel seçimlerinde Türkiye barajını aşamadığı için Türkeş de parlamento dışında kaldı.
Alparslan Türkeş 4 Nisan 1997'de geçirdiği kalp krizi sonucu Ankara'da vefat etti.
Eserleri
Milli Doktirin 9 Işık; Alparslan TürkeşKamer Yayınları; istanbul , 1997;
Dokuz Işık; Berikan Elektronik Basım Yayım;
9 Işık; Hamle Yayınevi; istanbul;
Dokuz Işık ve Türkiye;Hamle Yayınevi; istanbul;
Ülkücülük; Hamle Yayınevi; istanbul, 1995;
12 Eylül Adaleti (!) : Savunma; Hamle Yayınevi; istanbul, 1994;
1944 Milliyetçilik Olayı; Hamle Yayınevi;
Modern Türkiye ; istanbul,
Milliyetçilik Olayları; Berikan Elektronik Basım Yayım;
27 Mayıs ve Gerçekler; Berikan Elektronik Basım Yayım;
27 Mayıs, 13 Kasım, 21 Mayıs ve Gerçekler; istanbul, 1996;
Ahlakçılık; Berikan Elektronik Basım Yayım;
Etik (Ahlak Felsefesi), Etik.; Bunalımdan Çıkış Yolu; Kamer Yayınları;
Türk Edebiyatında Anılar, incelemeler, Tenkidler, Anı-Günce-Mektup;
istanbul, 1994;
Bunalımdan Çıkış Yolu; Hamle Yayınevi; istanbul, 1996;
Dış Meselemiz; Berikan Elektronik Basım Yayım;
ilimcilik; Berikan Elektronik Basım Yayım;
Kahramanlık Ruhu; istanbul, 1996;
Temel Görüşler; Kamer Yayınları;
Sistemler ve Öğretiler; istanbul, 1994;
Türkiye'nin Meseleleri; Hamle Yayınevi; istanbul, 1996;
Yeni Ufuklara Doğru; Kamer Yayınları;
Sistemler ve Öğretiler; istanbul, 1995.
(Aşağıdaki bilgiler MHP resmi sitesinden alınmıştır.)
Milletimizin yetiştirdiği son Başbuğ’un hayat hikayesinin başlangıcında da göç var.
Yıl 1860 Orta Anadolu'da, Kayseri'nin, Pınarbaşı ilçesi'nin Yukarı Köşkerli Köyünde meskun Avşar Obalarından Koyunoğlu ailesi bir toprak meselesi yüzünden kavgaya girişince Sultan Abdülaziz'in fermanıyla Kıbrıs’a sürgün edilir.
Yıl 1917 ve Kasım’ın 25'i, öğle vakti.. yer, Lefkoşe. Haydarpaşa Mahallesi Kirlizade sokağı 13 numaralı mütevazi evde, Kıbrıs’a yerleşen Koyunoğlu soyuna mensup Tuzlalı Ahmet Hamdi Bey ve esi Fatma Zehra Hanimin Ali Arslan adini verdikleri oğulları dünyaya gelir.
Yıl 1921 ve 4 yıl 4 ay 4 günlük Ali Arslan, annesi tarafından yıkanır, yeni elbiseler giydirilir ve devrin âdetince fesi mücevherler ile süslenerek Sarayönü ilkokul'una (Sıbyan Mektebi) gönderilir. Sarıklı ve mübarek bir Osmanlı Uleması olan Hoca Efendi'nin dizi dibine çöken Ali Arslan'ın ağzından çıkan ilk söz bir euzü besmeledir. Ey Rahman ve Rahim olan Allah’ım, annem beni yetiştirdi bu mektebe yolladı, okuyup yetişip, milletime hizmet etmek istiyorum dermişçesine bir besmeledir, Ali Arslan'ın ağzından dökülen..
Birbirinin ardısıra gelen ilkokul ve Rüştiye yılları ve her biri birbirinden daha değerli Hüsnü Bey, Selahattin Bey, Mehmet Asim Bey, Ragıp Tüzün Bey, Turgut Bey, Osman Zeki Bey ve Faiz Kaymak gibi Türklük ve Türkçülük şuuruyla bilenmiş birer hançer olan hocalarından feyz alır. Onlar Ona müfredatın yanısıra Kıbrıs Türklerinin yalnız olmadığını Devlet-i âli Osman bakiyesi hür ve müstakil Türkiye'nin yanısıra yeryüzünde kendileri gibi bahtsız esaret altında milyonlarca Türk olduğunu da öğretirler. Dahası Osman Zeki Bey Ali Arslan'ın adini adeta senin adin "Alparslan olsun" ve Sultan Alpaslan'a denk bir yiğit Türk ol, diyerek değiştirir.
Küçük Alparslan’ın doğup, yetiştiği o yıllarda, Piyale Pasa yadigârı Kıbrıs, sevgili Yeşilada'mızın tamamı ingiliz işgali altındadır ve Türk'ün istiklâlini kaybetmesinin ne demek olduğu Onun ruhunun derinliklerine şuurunun uyanmağa başladığı günden, çocukluk yıllarının başlangıcından başlayarak siner. O her gece Türkiye'ye gidip asker olmayı ve gelip ata-baba ocağını kurtarmanın düşüyle uyur, uyanır.
Yıl 1933 ve Alparslan’ın artik işgal altında, esaret altında yasamaya dayanacak gücü kalmamıştır. Babası Ahmet Hamdi Bey'i ve Annesi Fatma Zehra Hanım’ı ikna eder, aile mallarını satıp savar yanlarında oğulları Alparslan ve kızları Dervişe olduğu halde, ak toprakların, hür toprakların, Türk'ün Türk olduğundan utanmadığı, boynunun eğik olmadığı toprakların, anavatanın, Türkiye'nin yoluna düşerler; Viyana vapuru ve.. ver elini istanbul...
Ailesi istanbul’a yerleşince Alparslan’ın ilk isi Kuleli Askeri Lisesi'ne kayıt olmak olur. Artık O yüreğinin Onu çağırdığı yerde ve düşlerinin peşindedir. O düşlerini düşleyen başkaları da vardır istanbul’da... Derlenip toparlanmışlar, Türklük, Türkçülük ülküsünün O bir daha hiç inmeyecek olan bayrağını açmışlardır. O Yüce Dilek, O aziz Ülkü, O muhteşem düşler, özellikle, bir Ülkü devi olan Atsız Hoca’nın can evinde, ocağında pişer ve sohbetlerle, şiirlerle, dergilerle, romanlarla mektuplarla Türk aydınlarının gönlüne cemre cemre düşmekte ve yayılmaktadır. Onlarla tanışır, buluşur, Alparslan Türkeş.
Yıl 1936 Kuleli Askeri Lisesi'ni pekiyi derece ile asteğmen olarak bitirince Ankara ve Harp Akademisi yılları baslar. 1938'de Harbiye'den mezun olur, artik O Türk Ordusu'nun genç bir teğmenidir ve Türk Milleti'nin emrindedir.
Yıl 1940 Isparta'da gönlünü Muzaffer Ana'ya kaptırır ve evlenirler. Ayzit, Umay, Selcen, Sevenbige (Çağrı) ve Yıldırım Tuğrul adli çocuklarla çiçeklenir bu evlilik ve bozkurtların Muzaffer Ana’sının 1974 yılında elim kaybından sonra 1976 yılında, Sevâl Hanım’la yaptığı ikinci evliliğinde de Tanrı Onu Ayyüce ve Ahmet Kutalmış adli iki evlât daha vererek sevindirecektir.
Yıl 1944 3 Mayıs.. Ankara'da eski tabirle bir nümayiş yani gösteri veya yürüyüş vardır. Türk'ün, Türklüğün ölmediğini, ölmeyeceğini ve yükselen Türkçülük bayrağının bir daha hiçbir şekilde inmeyeceğini gösteriyorlar. Hem dosta hem düşmana... hem devlet hizmetindeki gafillere hem de yurda sızmaya çalışan hainlere, Asya bozkırlarında yaratılan bozkurt soyluların bozkurt torunlarının, bir kaç çakalın günü birlik menfaatleri için göz yumdukları kızıl yılanın farkında ve onun başını ezme azminde olduklarını gösterirler.
Şâirin öz yurdunda garipsin, özyurdunda parya dediğince tutuklanır Türkçüler... Devrin dalkavuk iktidarının uyduruk nedenlerle açtığı Türkçülük-Turancılık Davası baslar. Türkçüler tabutluklara atılırlar, işkencelere uğrarlar. Türkiye'de Türk Milliyetçisi olmanın bedelidir bu... Genç Üsteğmen Alparslan Türkeş’te bunlar arasındadır. 20 Ekim 1944'te kendisini "vatan hainliği" suçlamasıyla sorgulayan mesnetsiz Savcıya "Diğer sanıklar gibi bana da vatan hainliği isnat edilmiştir. Bunu şiddetle redderim. Ben yeryüzünde her şeyden çok milletimi ve vatanimi severim." diye haykırır. Ancak mahkeme tarafından, 9 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılır ve bir yıldır hücre hapsi yattığı için tahliye edilir. Kendisine verilen cezada daha sonra Askeri Yargıtay tarafından bozulur ve 2. numaralı mahkemede beraat eder. Bu onun Türk Milliyetçisi olduğu için zindanlara ilk atilisidir ve son olmayacaktır. Ülkücü olmak çileye talip olmaktır, nimete, ikbale değil. O da Türklük Ülküsü için zaman zaman şiddeti artan çileyi bir ömür boyu bir an bile tereddüt etmeksizin ve yakınmaksızın, çekmiş ve çile çekmeyi şeref bilmiştir.
Yıl 1947 Alparslan Türkeş ve 15 diğer Türk subayı, A.B.D. Kara Harp Akademisi ve Piyade Okulunda iki yıllık bir süre eğitim görürler. Bu arada ülkemizden Kars ve Ardahan civarıyla Boğazlardan üs talep eden Sovyetler Birliği’nin Komünizm maskesi ardına saklanmış, o eski ve değişmez "Moskofluğu" ayan beyan ortaya çıkar. Bu atmosferde yurda dönen Alparslan Türkeş Gelibolu ve Çankırı’daki görevlerinden sonra 1951 yılında Kurmaylık sınavını kazanır ve 1955 yılında Harp Akademisi'nden Kurmay Binbaşı olarak mezun olur.
Devam edecekk..~~ -
0
atatürk hakkında bilinmeyenler
1. "Ata" lafını sevmezdi
"Atatürk" lafını ilk kez dönemin Türk Dil Kurumu Başkanı bir konuşmasında kullanmış, Mustafa Kemal'de çok beğenerek soyadı olarak almıştı. Kendisine "Ata" diye hitap edilmesinden hiç hoşlanmazdı.
Manastır Askeri Lisesi yıllarından kalan bir alışkanlıkla hayatı boyunca en sevdiği yemek kuru fasulye ve pilav olarak kaldı. Tatlıya düşkün değildi ama canı istediğinde çok sevdiği gül reçelini tercih ederdi.
3. En büyük hayali dünya turuna çıkmaktı
Ömrü yetseydi bir dünya turuna çıkıp Türk dili ve tarihi üzerindeki çalışmalarını genişletmek en büyük hayaliydi.
4. Başucu kitabı Çalıkuşu'ydu
5. Kabul salonundaki at yavrusu
Atlardan sonra en sevdiği hayvan köpekti. "Fox" adını verdiği köpeği, Gazi`nin yatağının ayak ucunda uyurdu. Hayvanlara düşkünlüğü o dereceydi ki bir gün misafirlerinin de görebilmesi için yeni doğmuş bir tayla annesinin Çankaya Köşkü kabul salonuna getirilmesini bile emretmişti.
7. Gömleklerinin tümü beyazdı
Hayatında bir dönem çok önemli yer tutan Mustafa Kemalin evlenmesinden sonra hayatına trajik bir şekilde son veren Fikriye Hanımın mezarının nerede olduğu bilinmiyor
Cumhurbaşkanlığından sıkılıyordu
Papa'nın elçisine kendi elleriyle kıyafet hazırlatmıştır
Kan görmeye dayanamazdı -
0
başkanlık sisteminin ülekeye yararı ve zararları
başkanlık sistemi nedir ile ilgili görsel sonucu
Başkanlık sistemini parlamenter sistemden ayıran temel özellik, yürütme organının biçimi ve rolü ile ilintilidir ve parlamenter sistemden farklı olarak, başkanlık sisteminde yürütme organı ile yasama organı iç içe geçmemiş durumdadır. Başkanlık sistemi aşağıdaki özellikleri taşır: Sabit bir başkanlık süresi vardır.
YORUMLARINIZI BEKLiYORUM -
0
güzel şeyler sizde paylaşın mantıklıklarını xnbvhk
Günlük gazeteyi alıp evinin bir köşesinde biriktirir ve kuş kafesinin altına sermek için, kışın sobayı tutuşturmak için, bardak çanak sarmak için kullanır. -
0
lustral ilacını reçetesiz alabilirmiyim
kaç haftadır korkuyorum garip garip şeyler oluyo
recetesiz antidepresan ?