- 0 / 0 / 389 entry
- 120 başlık
- 1 trend
- 2,083.04 incipuan
cayadusenpetibor "senin şakama gülmene izin vermiyorum"
-
+1
yalnızlıktan baydın mığğ
O zaman kardeşim daha fazla boş yapma ve benim gibi kafa kızlarla tanışmak için huyu indir. -
+1
bu zamana kadar hayatımda ki
Oha lan böyle bir başlığım varmış. Yazacak o kadar çok şeyim vardı yauv -
0
arkadaşlar ben her hafta cumaya gidiyom
f(a)kat ben cumaya ibadetten değil de camiinin canlı ortamından dolayı gidiyorum.Ne güsul abdesti alıyorum ne de normal namaz abdesti. Sadece abdest almak icin siraya girip elimi yuzumu yikiyorum Allah'a ayip olmasin diye. Gittiğim camiinin ortamı canlı olmasa oraya da gitmem zaten. Camii kalabalik oldugu için cami cikislarinda ortam oluyo amcalar ile muhabbet edip aşure yiyoz.4 tane +70 yaş amca ile kanki oldum bana konya şekeri getiriyorlar yiyoruz camiinin bahçesinde. Ordaki amca kankilerimden birine rica ediyorum bana pencere kenarinda yer tutuyor orda kıliyoz hep. Niye derseniz ben namazi sadece pencere kenarinda kilabiliyorum. Sebebi ise fatihayı seri okuyup geriye kalan zamanda pencereden kız geçerse kız kesiyorum, bazen de disariyi izliyorum.Ara sıra caktirmadan secdeye geç gidiyorum, bacak arasindan milleti kesiyorum kılan kılmayan nabiyo göriyim diye. Ayrica tüm cemaatin ayni anda secdeye gitmesi hoşuma gidiyo. Bayram namazlarında özellikle çoluk çocuğun önüne oturuyorum ve ilk rekatlarda secdeyi ve rükuyu çok seri yapiyorum, böylece tüm arka saf beni takip ediyor, çünkü diyorlar ki bu adam namazi biliyor bunu taklit ederek kilalim. Daha sonra bilerek yanlis zamanda secdeye gidip arka tarafa fake atiyorum mal gibi kalıyorlar.Ama niyetim kötü oldugu icin değil keyif almak istedigim icin yapiyorum bunu. Arada amcalarin yaninda özellikle oturuyorum, fatihayi sesli ve kelimeleri karistirarak okuyorum ki kafalari karışsın diye. Namaz saatinden 1 saat önce camiiye gidip imamı dinliyom hoşuma gidiyo söyledikleri, zaten görmüş geçirmis birine benziyo kendisi. -
+1
adem ilk insansa
mağara adamı mıydı? Çünkü eğer öyleyse şeytan haklı amk. Maymun kılıklı adama mı secde edecem -
0
bir facebook grubunda gördüğüm hikaye
Bölüm 13: Derdinizi jandarmaya anlatmaya ne dersiniz?
Hafif geri çekildi ve, ben sana bişey yapmicam ama eğer o kız burdan çıkarsa sen bittin koçum, dedi, hemen çıkardım telefonu ve; Ben jandarmayı arıyorum derdinizi ona anlatırsınız artık. Zayıf olan barzo: istersen allahı çağır gelsin. dedi, gerek yok ben jandarmayı arıyorum o bu işlere bakıyor. Alo? Alo jandarma buyrun problem nedir? *** Oteldeyim, burda bir tartışma var ve beni tehdit eden iki tane insan var. dedim. Neresi tam olarak? Açık adresi veriyorum:
Peki biz hemen bir ekip gönderiyoruz. dedi.
Tam 1.5 saat, koskaca 1.5 saat jandarmayı bekledik, patronun oğlunu aradılar odayı vermedim, ölüm tehditleri etmeye başladılar, hepsini tek tek ses kaydedicisine kaydettim, direttim ve direttim, yine de o odayı vermedim onlara, ama bu sefer cidden sıkılmaya başlamıştım, gece saat 4.30'du ve benim canım cidden sıkılmıştı, boş tehditlerinden bıkmıştım, şimdi taşak geçme zamanıydı, benim diksiyonum karşısında bu barzoların lisanı uga buga kabilesi gibiydi, şimdi gibtim ananızı dedim içimden, öbür barzo döndü bana: O kız bu otelden çıkarsa olacakları düşünebiliyor musun? Hayır düşünemiyorujm :D? dedim. bu sefer cidden tilt olmuşlardı, sen bizimle gibinle konuşmaya devem et, Hayır gibimle konuşmuyorum :D? dedim, adamlar kafayı yiyordu, duvarları yumrukluyorlardı ama bana bişey yapamıyorlrdı, tam o anda jandarma geldi. Jandarma geldi bu barzolar direk atladı, abe bu otelde kız var intihr ediyor vallah abe, jandarma 2 dakika dinledi bunları sonra bana döndü: Senin derdin nedir delikanlı? dedi. işte o anda içimden, Its my turn huur cocukları dedim. Ve diksiyonumla başladım: Komutanım bu arkadaşlar, özel hayatın gizliliği hakkında bişey bilmiyorlar ve oteli eşkiya gibi basıp odalara girmeye çalışıyorlar, bütün bunlar yetmezmiş gibi ölüm tehditleri savuruyorlar, henüz cümlemi bitirmeden; Ne tehditi yauvv? dedi bi barzo. Jandarma sen çık lan dışarı sen de çık, kemal al olum bunları dışarı, bu çocugu dinliyorum ben şimdi.
Bölüm 14: Sen Yoksan başkası var.
Jandarma beni dinliyordu ve şimdi ipler elimdeydi, ana gibme sırası bendeydi, tüm kamera kayıtlarını ses kayıtlarını açtım, jandarma dinledi hepsini ve bu barzoları çağırdı, kız sizi aradı mı? dedi, yok abi, o zaman sen kimsin geliyorsun bu odaya girmeye çalışıyorsun lan? dedi. Adam eğv eğv oldu, abe intihar, lan başlarım intiharına, çocuk burda sizden şikayetçi olursa hakkınızda işlem yaparım lan. Bunlar bana yalvaran gözlerle baktı, hayır şikayetçi değilim. Dedim, emin misin dedi komutan. Evet eminim dedim. Jandarma tutanağı tuttu ve telefon numarasını bıraktı, bu barzolara da; sizi bi daha burda görmeyeyim çıkın gidin. dedi, teşekkür ettim ona ve gitti, belimdeki ve cebimdeki bıçakları mutfağa bıraktım, almak kullanmaktan çok daha kolaymış, öyle alıcam bıçağı sokucam falan hep hikaye beyler, ben o cesareti bulamadım şahsen kendimde. Yavaş adımlarla selmanın odasına yürüdüm, cebimden telefonu çıkardım ve saate baktım. 5:15, kapıyı çaldım, ses yok. daha çok çalmaya başladım ses yine yok, dehşet kapladı içimi yoksa gerçekten intihar mı etmişti? olum ben bittim diyorum oturdum kapısına ve kapıyı çalmaya devam ettim. bir yandan da bağırıyorum selma aç kapıyı ben tekim. Kimse yok gerçekten, son anda ses duydum, kapı açılıyordu, içimden bir oh geçirdim. Efendim ne var? dedi. Odanı değiştirmem gerek. dedim. Jandarma da işin içine girdi, seni arıyorlar, güvende değilsin bu odada. Kalsın yarın değiştir. dedi, uykulu gözlerle bana baktı, Yarın burda yokum, işi bırakıyorum...
Sen yoksan başkası var.
Hayatımda bi çok şey zoruma gitmiştir beyler, mesela üniye bi türlü gidememem, hayatımda adam akıllı bi yere gelememem, babamın hiç beni sevmemiş olması, bunlar hep zoruma giden şeylerdi. Ama hiç biri, bu kelime, selmanın bana söylediği son kelime kadar hiç biri zoruma gitmemişti... Ben aşağıda canım pahasına senin odanı vermezken sen, bana: Sen yoksan başkası var. Diyorsun. anladım abi okey. bakışı attım, iyi geceler diyip çıktım. mutfağa doğru ilerledim, saat 5.25, youtube'dan mazzy star açtım ve sandalyede oturup başımdan geçenleri hatırlamaya çalıştım. Ben naptım dün gece dıbına koyim? neden bunlar başıma geldi... Tüm bunları düşünüyorken telefon çaldı, *** otel buyrun. Alo ömer. Efendim? Ben mehmet, jandarma. Efendim abi, bu kızın bilgilerine ulaştık, kız kocasından kaçmış, kocası problemli ona çocuklarını göstermiyormuş bu kadın da ilgi çekmek için insta da canlı yayın başlatmış intihar edicem diye. sadece söyleyeyim dedim. Peki abi, ben içiniz rahat etsin diye gidip kontrol ettim. kız iyi. problem yok. öyle mi? dedi evet abi, tamamdır sağol gardaşım. kolay gelsin. eyvallah abi.
Bölüm 15: Buraya kadar.
Aşağıya indim mutfaktan, kafamı masaya koydum, ve boş boş pc ekranına baktım, Kendi kendime: Ömer Ferhat Narin, Sen bir yıkıksın. dedim, evet biliyorum dedi pc ekranındaki yansımam. saate baktım 5.40, telefon çaldı, Alo *** otel, dedim donuk bir sesle. Alo?... Efendim?, Benim için bırakıyorsan işi, bırakma, yarın gidiyorum zaten, tüm siirt beni arıyor. kocam adamlarını göndermiş. Peki, sen uyu yarın konuşuruz dedim. kapattım telefonu ve, kamera kayıtlarını açtım, ne varsa tek tek çektim, cebimde tam 40 dakikalık bir ses kaydı vardı, 20 dakikası jandarma ile 20 dakikası da barzolarla, bi kaç slow müzik açtım, yukarıya çıkıp açık büfe kahvaltısını hazırlamaya başladım, normalde öbürlerinin işi ama bu sefer ben yaptım. Çünkü canım sıkılıyordu ve bu son günümdü bana göre, bi iyilik yapayım abdurrezaka dedim. orda mazzy star çalarken ben peynirleri domatesleri doğruyordum, sabah 6.30 falan, dışarıdan insanları izliyordum tek tük, çıkıyorlardı, 7'ye doğru geliyordu saat, ben çayı suyu her taku hazırladım, aşağıya indim ve kasa raporunu hazırladım. saat 7.30 oldu, o an otelin arka bahçesine çıktım, şafak söküyordu, güneş doğuyordu, mükemmel bi manzaraydı, odalardan birinden 100'lük chivas çıkmıştı, herifler %25'ini falan bırakmışlardı ben de saklamştım, onu kapıp geldim, şafak sökerken, chivas marka viskimden bi yudum alıp izliyordum, o an kapı açıldı. Gelen muhafazid'di, ilk defa erken gelmişti. Viskiyi bıraktım, günaydın dedi, günaydın kardeş dedm, Bu ne hal la, uyumadın mı, yok dedim. Neyin var? dedi, yok bişey dedim. saat 10'a kadar direttim her sorduğunda yok bişey dedim. Saat 10 olunca, ben işten ayrılıcam muhafazid dedim. Kasım beyi görmem lazım, Hayır ayrılamazsın. dedi
Bölüm 16: Ben işten ayrılmak istiyorum.
Kasım bey'i ofisinde buldum, arkamdan muhafazid'de geldi, oturdum, bişey konuşmam lazım dedim. Buyur ömer, dedi, abi diye başladım, buraya ne yazdıysam aynısını anlattım. bana dediği şey ne biliyor musunuz? Ömer sen ağrılığını koyamamışsın, eğer koysaydın bu kadar uzamazdı giderlerdi. o an dondum kaldım, muhafazid ofise gelmeden önce bana yalvardı; Ömer işten çıkma lütfen senle anlaşıyoruz falan. Tam vazgeçmiştim ki, kasım beyin son sözü beni benden aldı.
Peki abi ben ayrılmak istiyorum. Kasım bey: Ya resepsiyon bu olabilir bişey, Hayır abi ben ayrılmak istiyorum. dedim, peki dedi nasıl istersen, çıktım ofisten, gidip çantamı aldım, abdurrezak ile vedalaştım, hakkınızı helal edin diyip çıktım, ben çıkarken kapıda 2 tane araç durdu, içinden adamlar çıktı, bense onlara bakmadan yoluma devam ettim. en son otele girdiklerini gördüm, minibüse atladım ve son kez gelmemek üzere eve doğru yola koyuldum. Anneme işten ayrıldıgımı söyledim. sebebini sorunca da; Sevmedim. dedim. Eve girdim ve uykusuz bir gecenin ardından uykuya daldım, uykum bittikten sonra muhafazid aramış,pna geri döndüm. bana bi kaç adamın geldiğini selmayı alıp zütürdüklerini söyledi, garip bi şekilde gözümden bir damla yaş süzüldü, dediğim gibi bazı aptalca şeylere anlam yüklemeye bayılıyordum.
SON -
0
bir facebook grubunda gördüğüm hikaye
Bölüm 10: Bu Otelde birisi şu anda intihar ediyor!
Ertesi sabah 8'de kalkıp yine iş yolunu tuttum, çanta, pc, kulaklık ve yıkık hayatım. Bir de slow şarkılar, her neyse işe vardım ve günaydın diyerek daldım içeriye, günaydın dedi mami. Naber abi dedim, ne olsun işte uğraşıyoruz kardeşim. dedi, anladım dedim ve kasa raporunu inceledim, pek bişey yoktu, sıradan şeyler yani. imzayı rapora attım, mami de teslim edip gitti. Geçtim pc başına, haberler yazdım ve tıkladım, hay dıbına koyim ülkede bi tane adam akıllı olay olmamış mı diyordum okurken, o ara abdurrezak geldi, Abi ben bugün maaş dedi, ne? dedim abi ben bugün maaş alacak. Peki dedim yanii?, Yanii abi sen kasım abi ara söyle abdurrezak maaş, Hay amk dedim, nerden çıktı bu şimdi, Peki dedim ama kızmasın bize? dedim, yok abi sen ara, tamam dedim aradım, Kasım bey abdurrezakın paraya ihtiyacı varmış, dedim. Bunu dememle adamın küplere binmesi bir oldu, ya her taku bana söylemeyin biraz da kendiniz çözüm üretin en ufak şey için arıyorsunuz diye söylenmeye başladı. Peki abi diyip kapattım telefonu, abdurrezak meraklı gözlerle bana bakıyor; Abi adam ağzıma sıçtı dedim. Ne? dedi, açtım google transtlate: Arapça-Türkçe yazdım işte ne dediyse, bu da dehşetle okudu. Abi kusura bakma dedi, yok abi sıkıntı yok dedim. Benim için üzülmüştü ama o da bilmiyodu, sıkıntı yok dedim bidaha. Akşama doğru yavaş yavaş saatler ilerliyordu, ben de o ara gece yarısını bekliyordum. Cs oynamak=Zamanın akıp gitmesi. O zamana kadar boş boş takıldım, gece yarısını vurunca çıkardım pc'yi başladım cs'ye, saat 3 sularında tam gaz cs devam ederken, birisi daldı otele. üstünde özel güvenlik üniforması vardı. Elinde telefon hemen koştu bana doğru, kardeşim burda ela diye bi kız var. Hayır yok dedim. Bak kardeşim olay ciddi o kız bu otelde ve şu anda intihar ediyor! Anlamadım? dedim, bak canlı yayın yapıyor, kan var. Telefona baktım; Ananı gibeyim bu bizim otel odalarından biri. Dehşete düştüm ama biraz soğukkalnlı olmaya çalıştım, bu kim dedim profiline gir bakmam lazım, girdi ve o an beynimden vurulmuşa döndüm, bu bizim selma'ydı fake isim kullanıyordu, Ananı skiyim dedim, bu sefer sesli bi şekilde, hemen yedek anahtarı çıkarıp yukarıya doğru koşmaya başladım, bu da arkamdan koşuyor, kapıya dayandım; Selma aç kapıyı iyi misin sen? dedim cevap gelmeyince anahtarı koydum, ama kapı açılmadı, öbür tarafında da anahtar vardı çünkü, kapıya bir iki kez vurdum, baktım ses geldi ve kapı açıldı, arkamdaki güvenlik bağırdı. Ela aşkım!
Bölüm 11: Sana ismimi kimseye verme demiştim
Selma karşımdaydı, ve sapasağlamdı, daha ilginci ise aşkım diye bağırmasıydı o binin. Nerden buldun lan beni şerefsiz, bana dönerek; Sen nasıl ismimi verirsin biz sana ne dedik? dedi. Ama sen? daha cümleyi bitirmeden güvenlik aşkım dur demeye devam etti. Çık dışarıya dedim güvenliğe, hemen çıkıyorsun yoksa polisi arıyorum. Bunu çıkardım bu çıkarken bana; Merak etme kimseye söylemeyeceğim merak etme falan demeye başladı, ya abicim bi kes sesini dedim aşırı sinirlenmiştim, çık dışarıya sen dedim. bunu çıkardım, 5 dakika sonra selma indi aşağıya ve resepsiyonu dağıttı, bana bağırıp çağırdı, hatırladığım kelimeler sadece; Sen nasıl ismimi verirsin, seni uyarmadık mı? tüm siirt beni arıyor. (bunun videosu var atıcam buraya yalan diyenler olacak elbet). Hemen çıkar telefonunu semihi ara, semihi aradım, müdürüm dedim, telefonu elimden aldı; Seni de gibeyim dayını da gibeyim semih, bizi arıyorlar bittik biz. dedi. Lan noluyo dedim kendi kendime ben neye bulaştım amk, bu telefonu bana atıp gitti odasına, ananı gibeyim naptım ben dedim. Vicdanıma yenik düşmüştüm, birinin canına kıyılmasındansa kuralları çiğnemeyi yeğlemiştim. Vicdanımı gibeyim...
5 dakika sonra resepsiyone telefon geldi. Alo? *** Otel, Buyrun. Dedim donuk bi sesle. Birazdan beni sormaya gelcekler bu sefer asla adımı ve yerimi söyleme, beni bulurlarsa ölürüm. Dedi. Bu selmaydı, ve ardından düt düt düt, telefon kapandı. Ananın amı buneydi şimdi, aklıma hemen mutfaktaki bıçaklar geldi, burası 5 dakika içinde karışacaktı, ve öleceksem en azından mücadele ederek ölmeyi düşündüm, o an tam bir aptal gibi düşünüyordum, yukarı çıktım ve şefin bıçağını belime taktım, önceki hırsız olayından bilen bilir. sağ cebime 2 tane sıradan bıçak sol cebime de 2 tane attım. Assasin creed mi oynuyoruz dıbına koyim diyordum kendi kendime, huyumdur, taka batsam bile kendi kendime şaka yapıyorum aptal aptal gülüyorum. Hemen indim aşağıya ve beklemeye başladım, 5 dakika sonra kapıda bi bmw durdu, araçtan biri indi ve lobiye geldi, Kardeş 215 numarada bir kız var dedi, hayır yok dedim. Öyle mi? dedi, bu sefer yalan yok dedi, özel güvenlik bizim adamımızdı.
Bölüm 12: O kız eğer burda çıkarsa senin hayatın bitti.
Babam hep derdi, senin okuman için her şeyi yaparım, al cebimdeki tüm para senin olsun, kitaba eğitime vereceksen, zerre zoruma gitmez. Yeter ki sen oku oğlum... O adam bunları bana söylerken, gelecekte barzo huur cocuklarına karşı bi kızın ismini vermediğim için öldüğümü bilse ne düşünürdü acaba? O kadar pişmandım ki üniverstiye gitmediğim için, normal bir hayatım olmadığı için, her şey için pişmandım...
Kardeş 215 numaradaki kız dedik ordamısın? Burda öyle biri yok dedim, ben bunu der demez arkadan kapı sesi geldi, başka bir barzo daha, yusuf ne diyor adam dedi, burda böyle bi kız yok. diyor. Yapma ya? Biz çocuk değiliz, kızın odasını ver, kız intihar ediyor, eğer ölürse olacaklardan sen sorumlusun. Neden bahsettiğinizi bile bilmiyorum dedim. Ve ardından biri telefonu cebinden çıkardı, birini arıyordu, telefon 1 dakika çaldıktan sonra açıldı, Efendim abe evet burdayız, kız burda ama resepsiyondaki arkadaş problem çıkarıyor bize. Al abe seni istiyor, dedi ve telefonu bana uzattı. Efendim dedim, Kardeş ben Müslüm Demirpençe, Semihin dayısıyım, o kızı ben getirdim oraya şimdi o odanın anahtarını ve kızı ver onlara. dedi, içimden Hayır hayır hayır bu sefer olmaz huur çocukları, bu bir tuzaktı. Müdürün dayısı getirdi bu kızı bu doğru, ama neden kendisi gelmiyor da 2 barzo huur cocugunu çağırıyor?,
Kardeş duydun mu beni? dedi. Kim olduğunuz umrumda değil, burda öyle biri yok, dedim neden bahsettiğinizi bile bilmiyorum.
Kardeşşşşş bak bana dedi, bu onu der demez telefonu uzattım, al dedim. Abi napalım dedi bi barzo, öbürü bana döndü ve sen şimdi vermiyor musun ismini? dedi. Ne dediğinizi anlamıyorum dedim. Biri geçti resepsiyonun arkasına ve boğazıma attı elini, gayet soğukkanlı bir şekilde; Sol tarafımı işaret ederek; Bak orda kamera var görüyor musun? dedim, orda ses ve görüntü kaydı var, şimdi istediğini yapabilirsin. Dedim. Hafif bi geri çekildi -
0
bir facebook grubunda gördüğüm hikaye
Bölüm 7: Sanırım burada biraz uzun süre kalıcam.
Akşam oldu ve ben gece 00:00'a kadar pc açmayacağıma dair kendime söz vermiştim, canım aşırı sıkılıyordu ve yapacak bişey yoktu, o ara saat 8'e doğru geliyordu. Yine merdivenlerden ses geldi, kesin selma'dır dedim. Kameraya bakmamla onu görmem bir oldu. işte yine geliyor... dedim kendi kendime, lobiye yaklaştı ve; 5 dakika sonra eşyalarım geliyor, yardım edeceksin değil mi? dedi. Elbette dedim, peki diyip lobide oturmaya başladı. O ara kapıda bi mercedes belirdi, sanırım geldi. Dedim. Evet o diye cevap verdi, gittik kapıya doğru, bi lavuk çıktı arabadan, eşyaları indirdi, selma buna teşekkür etti, ve lavuk gitti. Ben tek tek eşyaları yukarı çıkarmaya başladım. ama böyle bişey yok dıbına koyim 3 tane bavul var bir de bohça, tanesi 30 kg herhalde, sürüne sürüne çıkardım odasına. Ben onları odasına çıkarırken aklıma ciks hikayeleri gelmeye başladı, içimden bi ses; Ulan ömer düşünsene eşyaları bırakıyon karı, teşekkür ediyor, gelsene içeriye diyor, üff falan diyorum içimden, bi yandan da gülüyorum, olum ne senaryo yazdın 2 dakkada dıbına koyim diyorum kendi kendime. her neyse bu eşyalar bitti, selma bana teşekkür etti, ve; Biraz fazlaydı eşyalarım kusura bakma, sanırım burada biraz uzun süre kalıcam. dedi. Problem değil, işim bu benim. dedim. ve iyi geceler dileyip resepsiyona indim yine. Gece 00:00'a kadar mal mal şeyler açıp izlemeye başladım, başıma gelen saçma olayları da kameradan bulup gruba atıyordum, gülüp eğleniyorduk. Gece yarısı olunca çıkardım pc'yi başladım yine cs'ye, sabahın 4:30'una kadar böyle devam ettim. sabaha karşı 5 gibi uyukladım biraz 7 gibi kalktım. Slow müziğimi açıp kasa raporunu hazırlamaya başladım. 1 saat de öyle takıldım, ardından mami geldi yine. Günaydın diye içeri girdi. Günaydın diye yanıtladım, naber abi falan dedi, öyle işte fena değil bro dedim, geldi kasa raporuna baktı sonra bana dönüp; Ömer sana söylemeyi unuttum bundan sonra selma'dan 70 alıcaz haberin olsun. Neden? dedim. Kasım beyin emri. Dedi, peki dedim, ben bugün ona dicem zaten, hatta sen 50 lira aldın ya, ben ona; 70 lira alıcaz senden bundan sonra dicem ve 20 lira da ömerden kestiler dicem. dedi. Peki abi sen nasıl istiyorsan dedim ve kasayı teslim edip çıktım, her zamanki minibüs muhabbetleri işte, ev yolunu tuttum. Eve varınca, yine bi bardak su içtim, pantolonu falan çıkarıp yatağa uzandım, boş hayaller kurup, 15 dakika sonra uyudum.
Bölüm 8: Senden kesilsin istemem.
Ertesi sabah her 2 günde bir olan sabah gibi 8'de kalktım ve iş yolunu tuttum. Pc yine çantada, ben de müziği açmış, takılıyorum. işyerine varınca günaydın diyerek girdim yine. Günaydın dedi mami, naber abi falan dedim, dün akşam işler iyiydi, dedi hayret dıbına koyim dedim, aynen ya sorma dedi, üniverstilerler mi? dedim aynen onlar da olmasa kazanmicaz zaten. dedi. Ya olum dedim, kızını okutmak için gönderiyorsun şehir dışına, kızım mühendis olacak, memur olacak diyorsun, kızın ise kalkıp siirtte bi otelde kürt arkadaşıyla 120 lira oda fiyatı karşılığnda gibişiyor... Evet biraz üzücü dedi. Her neyse ben kasayı teslim edeyim, yorgunum dedi. Okey dedim aldım kasayı. Tam giderken, bana dönüp; Ha bu arada söylemeyi unuttum, ben selmaya söyledim bundan sonra senden 70 alıcaz dedim, bana dedi ki; Ömer benden 50 alıyor ama? Ben de ona dedim ki; işte ömerden 20 lira kestik bundan sonra 70 alıcak o da. Dedi. Peki dedim birader iyi yapmışsın. Saat 12'yi vurdu yine bizim abdurrezak yukardan seslendi, Omar abi yemek? Yükle dedim. Ne? dedi, Şey yani olur dedim. Bu yine gitti yemek almaya ben de o ara pc'den chill radio taklıyorum, kapı açıldı, gelen abdurrezak, Omar abi valla sen şanslı, bugün yemek menemen. Oh süper dedim getir abi, başladık bununla karşılık yemeğe, o arada bana halep'te yaşadıklarını anlatıyor esadın anasına sövüyordu, arada ben de destek çıkıyordum aynen anasını skim onun diyordum. Tam ben yemeği bitirmişken selma indi, ben bugünün parasını da vereyim. dedi, ağzımı peçeteyle silerek, peki dedim. Parayı verdi, ardından, muhafazid bana senden 20 lira kestiklerini söyledi, ha evet problem değil falan dedim, hayır hayır öyle şey olmaz, senden kesilsin istemem. dedi. Baya direttim ama verdi parayı, bu kadar diretmemin sebebi benden para falan kesmemiş olmalarıydı. Bu parayı verdikten sonra gitti, vay be dedim, eğer huur isen delikanklı huurymuşsun. o ara abdurrezakda ağzında ekmek bizi izliyor, omar abi buney dedi, boşver dedim. Gece 00:00'a kadar yine boş işler kovalamaya başladım, arada bir gruba girip post açıyordum, bizimkiler iyice otel postlarıma alışmıştı hatta bazıları özelden; Olum yeni sezon ne zaman diye şaka yapıyorlardı, onları seviyordum, bi nebze olsun zamanımın geçmesine yardım ediyorlardı ve eğleniyorduk beraber. Gece yarısı yine açtım pc'yi başladım cs atmaya, sabaha karı 4:30'a kadar böye yine 5'te uyku 7'de kalkış, kasa raporu slow müzik falan filan o kadar rutindi ki bazen dinlediğim şarkıları daha kaç kez dinlicem aq diyerek sinirlenerek değiştiriyordum. Mami geldi; Günaydın diyerek girdi içeri, günaydın dedim, kasa raporunu teslim ettim, 20 lira ek para gördü, bune dedi? ya işte selma verdi. Olum cebine atsaydın ya falan dedi. olum benden kesmemişsiniz atayım cebime amk dedim, olsun falan dedi. yok kanka kalsın dedim. Raporu verdim ve çıktım, yine gibik minibüs muhabbetleri ve yine ev
Bölüm 9: Aptal şeylere anlam yüklemek
Ertesi sabah yine 8'de kalkmış söve söve iş yolunu tutmuştum, hayat bundan ibaret olmamalıydı, demek istediğim artık sıkılmıştım, bu işten ve olan olaylardan her takun beni bulmasından, resmen pişmanlık akıyordu benden. okumadığım için o kadar pişmandım ki bunu playlistim'de kanıtlıyordu; Sagopa: içimdeki şeytanın ensesindeyim. Baya eski bi parça, yine tam benlik, rapten nefret edip rap dinleyen tek varlık bendim herhalde. işyerine vardım ve günaydın diyerek lobiye ilerledim. Günaydın dedi mami. Naber abi nası gidiyo falan dedim. Valla kötü dedi. Hayırdır dedim. iş yoktu dün, dedi, olabilir abi, ticaret bu yani, dedim. Haklısın dedi, ve kasayı teslim ettikten sonra gitti. Ben yine açtım youtube'dan xantares 5v1 atıyor fizzle annemi gibtiler gibi videoları falan. Ulan ne boş adamım amk diyordum kendi kendime. O ara kasım bey geldi; Sekmeleri tek tek kapattım. Geldi lobiye ve; Nasıl gidiyor ömer? dedi. Fena değil dedim abi ilerlemeye çalışıyoruz bir şekilde dedim. Oturdu pc başına boş boş şeylere baktı, yarım saat öyle ayakta durdum o da takıldı pc'de. işi bitince; Selma diye biri kalıyor mu otelde? diye sordu. Evet abi kalıyor. Dedim, ne ayak dedi. Bilmiyorum abi ama geç saatte çıkıp geç saatte geliyor. dedim. Hmm dedi, peki diyip çıktı. içimden bi ses Selmanın bize çok problem çıkaracağını söylüyordu, umarım içsesim yanılır. Çünkü beladan nefret ediyordum. Akşam oldu yine ben gece yarısına kadar boş boş şeylere bakıyordum, gece oldu yine tam çıkardım pc'yi bi lavuk girdi içeriye, selamun aleykum gardaş dedi, merhaba dedim gıcıklığına, yarrama bak hele sanki han'a giriyor. Gardaş burda ela diye bi kız var biliyon mu? dedi, hayır bilmiyorum burda öyle biri yok dedim. Emin misin dedi, evet abicim sistem önümde ve öyle biri yok dedim. Hee anladım dedi ve gitti, Ela kim dıbına koyim dedim kendi kendime gene ne aldık biz otele. Neyse çıkardım pc cs derken sabah 4.30 ve uyudum. 7 gibi kalktım kasa raporu ve chill radio derken saat 8 oldu, mami geldi günaydın diyip girdi, günaydın dedim, işler nası? dedi, eh işte öyle böyle dedm. Kasım bey geldi dün selmayı sordu dedim. Ee ne dedin dedi? valla kanka ben geç geliyor geç gidiyor dedim, başka bi tak bilmiyorum çünkü dedim. Anladım dedi, Bir de ela diye biri var mı otelde? diye sordum. Kim sordu diye baktı bana endişeyle, valla bi barzo geldi dedim işte, ee ne dedin dedi, öyle biri yok. dedim. iyi yapmışsın dedi, kasayı teslim edip eve kaçtım ordan. Ertesi sabaha kadar uyumaya başladım. -
0
bir facebook grubunda gördüğüm hikaye
Bölüm 6: Yeni bir uyarı
Ertesi gün 8'de yine kalktım pc çantaya bense yola koyuldum. Playlistin dibine vururken işyerine vardım. Günaydın diyerek içeriye girdim. Bu sefer içerde mami tek vardı, Günaydın diye yanıtladı. Naber abi diye sordum. iyi işte fena değil diye yanıtladı. Dünkü çocuk nerde? dedim. Kasım bey kovdu. Dedi, bunu duyunca hem şaşırdım hemde hafiften sevindim. Hayırdır diye sordum sırıtarak. Ya işte salağın tekiydi bi tak anlamıyordu falan dedi. Peki dedim, kasayı teslim aldım ve o da gitti. pc başına geçip gibimsonik lol videolarını izlemeye başladım. Lol'ü bırakmama rağmen arada açıp izliyordum ne tuhaf bişeydi amk. Derken bizim temizlikçilerden biri geldi; Ömer Kasım Bey seni ofisinde bekliyor. Dedi. Hayırdır amk diye içimden geçirdim, sormadan da duramadım, hayırdır noldu. Dedim, Valla bilmiyorum seninle konuşacakmış. Dedi. Peki dedim ve kalktım ofisine gittim, otele 50 metre uzaklıktaydı, Kapıyı tıklattım, Gir Ömer diye ses geldi içerden, sanırım benden başkasını beklemiyordu. Girdim içeri, buyur otur. dedi. Deri koltuğa oturdum, ve dikkatimi üzerine verdim. Sigarasından bi nefes çekti ve bana dönerek; Bak şimdi ömer, seninle açık konuşacağım. Aşırı teknolojiyle ilgileniyorsun ve müşteriyle muhabbet kurmuyorsun. dedi. Ve devam etti, normalde seni kovacaktım fakat otelde abdurrezak ve muhafazid senin kalmanı istiyorlar. dedi. içimden, Tabi dıbına koyim kesin öyledir, getirdiğim eleman özürlü çıktı demiyorda.. Her neyse, müşteriyle daha içli dışlı olmalısın uykuna dikkat etmelisin diye devam etti. Tamam anladım dedim, fakat; Tüm konular tamam da, müşteri konusunda, yapacak bir şeyim yok kasım bey. dedim. Nasıl yani? diye yanıtladı. Ben de açık konuşacağım. Dedim ve başladım, Abi bize gelen müşteriler sohbet edilecek insanlar değil, niyetleri belli, bi kızla geliyorlar ve odayı 2 saat kullanıp gidiyorlar zaten. Gelen müşterilerin %90'ı böyle dedim. Sen kalkıp bunlarla ne konuşacaksın ki? dedim. Pek ikna olmamış bi ifadeyle; Öyle mi? dedi. Evet öyle diye yanıtladım. Hmm dedi yalandan bi ifadeyle, peki dedi, ben uyarımı yaptım, sen bilirsin artık. Dedi. Anladım abi diyip çıktım odadan. dıbına kodumun hayatı diyerek otele doğru ilerledim. içeriye girdim, koltukta abdurrezak vardı, oo omar abi ehlen sehlen dedi. hoşbulduk abi dedim geçtim, abi sen yemek? dedi, olur abi olur dedim. Bu yemek almaya gitti yine, o ara merdivenlerden biri iniyordu yine, bi baktım kameradan, selma. Lobiye geldi, ben bugünün ücretini de vereyim dedi, ben de peki dedim. parayı aldıktan sonra, tam çıkacakken bana döndü ve; Bu akşam bi kaç eşyam gelicek, bana taşımamda yardım eder misin? diye sordu. Tabii bu benim işim zaten diye yanıt verdim. Sağol diyip çıktı odasına. Ben de o ara kasım beyin uyarılarını düşünüyordum. Bundan sonra akşam değil de, gece 00:00'da pc çıkaracaktım, 1-2 gibi uyumak yerine 4-5 gibi uyuyacaktım, gibişmek için gelmeyen müşteriyle de arada bir sohbet edecektim. Böyle bi çözüm kurtarır beni herhalde. Dedim, tam bunları düşünüyorken kapı açıldı, Abdurrezak; Omar abi valla sende şans yok makarone var yine. Dedi hay amk gibeyim dedim, yine gülmeye başladı... -
0
bir facebook grubunda gördüğüm hikaye
Bölüm 5: Yeni çocuk
Ertesi sabah 8'de yine kalkıp hazırlandım, pcyi çantaya atıp yola koyuldum. Sabah playlistimi dinleye dinleye işe geldim, içeriye girerek Günaydın. Diye seslendim, 2 yerden günaydın sesi geldi. Maminin yanında bi çocuk daha vardı, ve mami ona bişeyler anlatıyordu. Bu ömer diye tanıttı beni, bu da recep diye öbür çocuğu tanıttı bana. Memnun oldum dedim, o da aynı şekilde karşılık verdi, mami kasayı teslim edip, öbür çocuğa; Recep yarın aynı saatte gelirsin dedi, ve bana bişey demeden gitti. Bu neydi şimdi diye söylenmeye başladım. PC'ye geçip bi 24 daha dedim. ve Sagopa'nın 24 şarkısını dinlemey başladım. üstad ne söylemiş ama be, eskiler gibisi var mı diye efkarlanmaya başladım. O ara abdurrezak geldi aşağıya, Esselam aleykum abi dedi. Aleykum selam diye karşılık verdim, abi sen nasılsın dedi, ve başladık sohbete. Aklıma yeni çocuk geldi, abdurrezak'a sordum; Kim bu yeni çocuk? Valla abi ben duydu ama sen kimse söyleme. Dedi Hayırdır amk diyerek; He abi söyle. Dedim. Abi bu çocuk kasım abi getirdi, resepsiyon bakacak. Dedi. iyi de zaten 2 kişi bakıyoruz amk dedim. Evet abi ama ben duydu, omar abi iş kötü. Bunu duyunca bayağı şaşırdım, dondum kaldım. Anladım abi. dedim. Sağol. Abdurrezak gidince düşünmeye başladım, adamlar beni kovacak sanırım, hani kovacaklarsa ne yüzsüzlükle önümde yeni elemanı eğitiyorlar amk diye sitem etmeye başladım. Altı üstü uyuyakaldım ve şimdi ise beni uyarmasına rağmen yeni eleman getirip beni kovmaya çalışıyordu. Baya bi sinirlenmiştim. O ara selma geldi, ben bugünün parasını da ödeyeyim. dedi. Ses çıkarmadan aldım, akşam olunca yine çıkardım pc'yi başladım cs atmaya. gece olunca bu sefer lobide değil de resepsiyondaki koltukta uyuyacağım dedim, gidip yorganı yastığı aldım. Gece 2'yi vurunca, koltuğu hafif yatırdım ve yayıldım. Tam biraz daha yayılayım derken geriye doğru fena bi şekilde düştüm. dıbına koyim bi skim doğru düzgün gitmiyor bu hayatta söve söve koltuğu kaldırdım. uyumamaya karar verdim. Zaman ağır ağır ilerliyordu saat 3 falan olunca aşağıya selma indi. iyi geceler diyerek çıktı. iyi geceler dedim. Amk karısı yine kavga çıkarmasın diye düşünmeye başladım. kalktım ayağa ve dışarıyı izlemeye başladım. 2 dakika sonra bi beyaz mercedes karıyı aldı gitti. Bu ne ayak diye düşünmeye başladım. Derken uyukluya uyukluya sabahı buldum. Sabah mami geldi, günaydın dedi. Günaydın dedim. Rutin sorularını sorduktan sonra buna dönerek; Dünkü çocuk kimdi? dedim. Valla bilmiyorum kardeşim, kasım bey eğit onu dedi sadece. Dedi. Peki dedim, kasayı teslim edip gittim. Ev yolunu tuttum, eve vardıktan sonra bu sefer uyumak yerine, olanları düşünmeye başladım, çok uykusuz kalmış olmalıyım ki bunları düşünürken dalmışım. Akşam 21:00 civarı kalktım, ağzımda yannan gibi bi tat, geçtim mutfağa bi bardak su içtim, bi kase yulaf ezmesi yedim ve tekrar uyudum. -
0
bir facebook grubunda gördüğüm hikaye
Bölüm 3: Gomutanım bunun dünyadan haberi yok.
Ertesi gün 8'de yine kalktım, işe gitmek için, çantaya pc'yi falan attım, minibüs durağına doğru yola koyuldum. Duraktaki herkes yine çantası sırtında üniversite öğrencileriydi. 5 dakika bekledikten sonra minibüs geldi, ve ben de atladım, işyeri ve şehir merkezi arası 10 km falandı, yolda müzik dinlemeye bayılıyordum. 15 dakikalık rutin bir zamandan sonra son durağa varmadan iş yerinde indim. içeriye girip; Günaydın kardeşim diye, seslendim. Günaydın dedi mami. Nasıl gidiyor? Dedim, iyiydi dün fena değildi, diye yanıtladı mami. Ben de tıpkı onun dün yaptığı gibi mırıldanarak kasa raporunu incelemeye başladım. Gözüme selma takıldı. 50 liradan almıştık ve bu en düşük fiyattı. Mamiye dönerek; 50 liradan mı alıyoruz bunu. Dedim. Evet onu dün konuştum semih 50'den alın. dedi. Peki dedim ben imzalıyayım kasa raporunu, parayı teslim alayım sen de git. Yorgunsundur. dedim. Aynen valla sorma, dedi ve parayı teslim edip gitti. 24 saat mesai daha, böyle hayatı s*keyim diyerek geçtim pc başına. Chill radio diye bi yayın açtım youtube'dan, 7/24 depresif müzikler çalıyordu. Tam benim ruhumu yansıtan müzikler. Ama biraz fazla dinleyince insanın uykusunu getiriyordu. Her neyse ben müziği açmış dinlerken, yukardan topuklu ayakkabı sesleri gelmeye başladı, kameradan bakınca selma olduğunu gördüm. biraz sonra tam olarak aşağıya indi ve lobiye yaklaşarak; Ben bugünün de ücretini ödeyeyim. Dedi. Peki dedim. ve aldım parayı. Ücreti ödedikten sonra tekrar odasına çıktı. O ara abdurrezak geldi, yukarda oturuyordu, Kıkırdayarak, Omar abi bu kız huur? diye sordu. veya sormaya çalıştı diyeyim. Valla abi ben de bilmiyor. diye yanıtladım. Valla abi bu çok tehlüke. dedi. Hayırdır? dedim. Semih bu tanıyor, dedi. Biliyorum diye yanıtladım. o zaman sıkinti yok. dedi ve tekrar yukarıya çıktı. 1-2 saat sonra müdür semih bey geldi. Ömer naber diye daldı lobiye, ışık hızıyla radio açık olan youtube sekmesini kapattım. iyi abi nolsun. diye yanıtladım. Nası gidiyor diye mırıldandı ve kasa raporunu incelemeye başladı. O incelerken ben de telefondan bizim arkadaşla yazışıyordum. Birden bana döndü ve; Ömer bak bu selma benim dayımın misafiri onun adını verip odasını soran olursa sakın vermiyorsun. Adını bilmeyip de burda bir kız kalıyor diyen olursa da öyle biri yok diyorsun. Dedi. Peki abi anlaşıldı dedim, ve gitti. Akşam oldu ve pc'mi çantadan çıkardım. Tüm ekipmanları resepsiyon pc'sinin önünde dizdim ve cs oynamaya başladım. Müşteri gelince ise kimliğini alıyordum odasını verip gönderiyordum. gece 1'e kadar oyun oynadıktan sonra baya bi uykum gelmişti. Lobideki koltukları birleştirdim, boş bir odadan bir yorgan bir de yastık aldım ve, pc'mi kaldırıp uyumaya başladım. Gece 3 sularında kapının çarpmasıyla aniden irkildim. Hemen toparlanmaya başlamamla, karşımda jandarma ekiplerini görmem bir oldu. Öndeki Jandarma; Kardeşim burda kavga olmuş, sen gördün mü bişey? diye sordu. Ben yeni uyandığım için önce anlamsız bi şekilde bakmaya başladım. 30 saniye falan böyle baktıktan sonra, Arkadaki asker; Gomutanım Bunun dünyadan haberi yok, görmüyonuz mu uyuyor. dedi. Ben de; Evet ben uyuyordum ve bişey duymadım komutanım. dedim. Anladım, peki, kameralarınız çalışıyor mu? diye sordu. Evet çalışıyor ama dışarıyı gören kameramız yok. Dedim. Peki kardeşim bişey olursa numaram burda, diyerek bi kağıt uzattı, beni ararsın. Hadi iyi geceler diyip gitti. Bu neydi şimd dıbına koyim diye düşünürken, aklıma kamera geldi. Ben uyurken neler olmuş yine lan diye söylenmeye başladım. Kameraları açtım ve jandarmalardan bi yarım saat öncesini izlemeye başladım. Merdivenlerden biri iniyordu. Uykulu gözlerimle anlam vermeye çalışıyordum bu kim amk diye bakarken, selma olduğunu anladım. Kavgayı o mu çıkarmıştı? Daha da önemlisi kiminle kavga etmişti? Tüm bunları düşünürken, kaydı ileriye sardım, selma daha geri gelmemişti. Tam nerde bu amk karısı diye söylenirken, kapı sesi geldi; Gelen o idi, iyi geceler dedi ve yüzünü saklayarak önümden geçip gitti. Bu neydi şimdi dedim ve fazla üstelemeden 15-20 dakka sonra yine uyuklamaya başladım.
Bölüm 4: Ağır uyku
Ertesi sabah erken uyandım, kimsenin beni uyurken görmesini istemiyordum. Hele ki lobide. Kalkıp pc'den bi kaç slow müzik açıp, onun eşliğinde kasa raporunu hazırlamaya başladım. O ara mami geldi, Günaydın diyerek girdi içeri. Günaydın kardeşim dedim, ve her zamanki sorduğu rutin soruları sordu, işler nası falan gibisinden. O kasa raporunu incelerken ben de; Ya mami dün jandarma geldi, otelin önünde kavga çıkmış dedim. Ben bunu söyledikten sonra, kasa raporunu bi kenara atıp pür dikkat beni dinlemeye başladı. Ee sonra? dedi. Ya işte ben o ara uyuyordum, hem otelin içinde değil, dışında olmuş haliyle duymadım ve görmedim. Dedim. Mami; Kardeşim dikkat et, eğer uykun ağırsa uyumanı önermem, kasım bey kamera kayıtlarını inceliyor eğer seni bu halde görürse işin zor. Dedi. Tam o ara kapı açıldı, gelen kasım bey'di. Kasım bey patronumdu 1.55 boyuyla daltonların en küçüğü olan Joe'yu andırıyordu. Günaydın beyler dedi, Günaydın abi dedik ikimiz de, ardından hemen bana döndü; Ömer dün buraya jandarma gelmiş? Evet abi doğrudur diye yanıtladım. Bana senin uyuduğunu söylediler, dedi. Evet abi dalmışım doğrudur. Dedim, Ömer kendine dikkat bu otel sana emanet, uykun ağırsa uyuma, sana güvenerek burayı sana bırakıp gidiyoruz ona göre. Dedi. Baya bi zoruma gitmişti açıkçası. 24 saat mesai yapıyordum yani nasıl uyuklamadan durayım ki? diye düşündüm. Beni uyardıktan sonra yukarıya çıktı. Mami bana dönerek; gibtir et la boşver, kasayı teslim et sen git. Dedi. Peki kardeşim diyip teslim ettim ve çıktım. Minibüse atladım ve dün olanları söve söve düşünmeye başladım. dıbına kodumun karısı, problemli olduğu belliydi, neden o saatte bağırıp çağırır ki bi insan. Hem kim şikayet etmiş ki jandarmaya o saatte? diye düşünürken son durağa gelmiştik bile. Yine indim ve eve doğru yola koyulmaya başladım. Kapıyı annem açtı, hoşgeldin oğlum diye karşıladı. Hoşbulduk anne diye yanıtladım. mutfağa geçip bi bardak su doldurdum, onu içerken annem de mutfağa geldi. Bi süre bana baktı ve sonra; Oğlum baban bu günlerde biraz paraya sıkışmış, kazandıklarını ona verebilir misin? diye sordu. Zaten veriyorum ya anne, dedim. Biliyorum oğlum ama biz o paraya dokunmuyoruz sana lazım olur diye senin için biriktiriyoruz. Ben de; Tamam anne alın kullanın onu dedim, Peki oğlum dedi. Ben de yatağıma geçtim ve camdan güneşi izlemeye başladım, ne garip, şimdi yatıcam o güneş yine gitmiş olacak, böyle hayatı skim diyerek uykuya daldım. -
+3
bir facebook grubunda gördüğüm hikaye
Hikayeyi otelde çalışa 21 yaşında bir arkadaş paylaştı. 10. bölümde işler kızışıyor.
Bölüm 1: Asla adımı kimseye verme.
Geçen ayın 13'ü ılık bi perşembe günüydü, havalar yavaş yavaş soğumaya başlamıştı ve ben resepsiyonda zütüm dona dona 24 saat mesai yapıyordum. Ufak bi elektrikli sobam vardı ama, kendisini zor ısıtıyordu. Her zamanki gibi youtube'da saçma videolar izleyip, başımdan geçen garip olayları mavililere atıp gülüp eğleniyor, arada bir de eski tarayıcı oyunlarını 3-4 gün oynayıp bırakıyor, kısacası 24 saati nasıl çabuk geçiririm diye uğraşıyordum. Saat 12'yi vurduğunda bizim suriyeli eleman; Omar abi sen yemek? diye bağırdı yukarıdan. Evet abi olur diye cevap verdim, Tamam abi ben gidiyor. diyip çıktı yemek almaya. Suriyelileri hiç sevmezdim ama bu farklıydı, en azından dilenmiyordu, gidip nargile içip türk kızlarını taciz etmiyordu. Para kazanmaya çalışıyordu. Yaşı 27 idi, ve bana abi demesi tuhafıma gidiyordu sonuçta benden 6 yaş büyük adam. Tüm bunları düşünürken, otel kapısının açılma sesini duydum, abdurrezak ne çabuk aldı yemeği diyordum ki, içeriye 1.65 boylarında, boynu dövmeli saçı siyah renkli, düz ve orta uzunlukta, yaşı 26-28 civarı gösteren bir kadın girdi. Merhaba dedi. Merhaba buyrun nasıl yardımcı olabilirim? diye yanıt verdim. Beni, Müdürünüz semih beyin dayısı gönderdi buraya, burada konaklayacağım. Dedi. Peki ben kimliğinizi alayım lütfen. Dedim. Ehliyetini uzattı, Kimlik isteyince ehliyetini verenlere ayar oluyordum. Her neyse ehliyet eskiydi. Bilgileri girerken yaşını doğru tahmin etmiştim. 92 doğumlu, Yozgat Boğazlıyan'a kayıtlıydı. Bir kadın neden yozgattan siirte otele konaklamak için gelirdi ki? Tüm bilgileri girdikten sonra ona üst katta güzel bir oda verdim, sonuçta müdürün dayısının misafiriydi, tatava yapmalarını istemiyordum. Odanın anahtarını uzattıktan sonra; ücret konuşmuş muydunuz? diye sordum. Hayır konuşmadık. diyince, Peki ben sonra ararım bilgi alırım, odanızı isterseniz göstereyim. Dedim, Hayır gerek yok ben bulurum. diye yanıt verdi. Peki nasıl isterseniz. dedim. Tam giderken; Ha bu arada, semihin dayısı da size söylemiştir ama ben yine de size söyleyeyim; Beni soranlara asla adımı verme. Dedi. Peki diye yanıtladım. ve sonra merdivenlerden çıkışını izledim. iyi de, senin adını bilmeyenler nasıl seni soracak ki amk? diye düşünmeye başladım. O ara otelin kapısı yine açıldı, bu sefer gelen abdurrezaktı. Omar abiii bugün makarone var vallah diye bağırdı, yine mi dıbına koyim dedim, gülerek getirdi yemeği...
Bölüm 2: Legal mi illegal mi?
Ertesi gün bizim öbür resepsiyonist geldi. Biz buraya 2 kişi bakıyorduk, biri ben öbürü muhafazid. muhafazid'e samimiyetten mami diyordum. Mami benden 1-2 ay daha eski bir elemandı, yani o da yeni sayılırdı ama benden eskiydi ve haliyle işi daha iyi biliyordu, o yüzden mali işleri hep ona soruyordum. Mami kapıdan girer girmez; günaydın kardeşim. dedi. Günaydın diye yanıtladım. Dün gece nasıldı? diye sordu, eh iyi işte ama mükemmel değil. Dedim. Hmm diye mırıldandı ve kasa raporunu incelemeye başladı. Selma üzer kim? dedi. Ha evet ben de tam sana onu söyleyecektim mami, dün buraya bi karı geldi, semihin dayısının misafiriymiş, ücret konuşmadığı için kafama göre yazmayayım, sana sorayım önce. Dedim. Legal mi illegal mi? dedi. Ne? diye yanıtladım. Ya işte olum huur mu değil mi diyorum. Ha, valla bilmiyorum kardeşim. dedim. Neyse ben hallederim, sen kasayı teslim et, gidebilirsin. Dedi, Yerden çantamı alıp, hadi eyvallah diyerek çıktım. Her zamanki gibi minibüse bindim, kulaklıklarımı takıp, slow bi parça açtım. Uykusuz bir geceden sonra sabah slow şarkı dinlemenin tadı bir başkadır. Binenlerin hepsi üni öğrencisi, ben ise asgari ücrete denk olmayan bir maaşla sigortasız çalışan bir ameleydim. 4 yıl boyunca üniversiteye gitmedim. Belki de gitmek istemedim, bilmiyorum. Tek bildiğim ise çok pişmandım, keşke gitseydim, binenleri imrenerek izliyordum ki, dalmışım. Son durağa gelince şoför uyandırdı, uyan kardeşim son durak. Diye seslendi afedersiniz diyerek indim, eve doğru yola koyuldum. Gecem gündüz, gündüzüm ise gece olmuştu, uyku düzenim yannanı yemişti, sabah uyuyor akşam kalkıyordum, pgibolojim bozulmuştu. Her gün böyleydi işte. -
+1
hadi herkes çocukluk anılarını
anlatsın. Ben başlıyorum
huur evladının biri kafama kaldırım taşı atmıştı.
Bi' de bir abi alman kurdu getirmişti, tüm çocuklar toplanmış bakıyoduk. Aynı huur evladı beni göstererek "tu kıs kıs" yaptı köpek bacağımı ısırdı. Allahtan delikanlı köpekmiş de oyundan ısırdı. O huur evladı bi de sürekli küfür ediyodu. Bu yaşımda hala öyle küfürler bilmiyorum amk -
+1
beyler bildiğiniz özlü söz varmı düşündüren
Kalbini kıramadıklarımızın şimdi belini kırıyorlar
-sanalikaBoy -
0
okulda arkamda
oturan kız bir anda "Petibör aşkım seni seviyorum. Evlen benimle petibörümmm! Seni çok seviyorum" tarzı şeyler söylemeye başladı. Bende çıkar çıkmaz koşa koşa evlendirme dairesine gidip gün aldım. Haftaya evleniyoruz. Günü mesaj attım, görüldü attı cevabını bekliyorum * Sormadan aldım, umarım bu kadar geç tarihe almama kızmaz.
Bu habere en çok yanımda oturan bin sevindi. Kız aşkım maşkım diyince sevinçten kahkahalara boğuldu.
Kızın geçen hafta bi flörtleştiği vardı ama ayrılmışlar herhalde. Kesin onu da beni kıskandırmak için ayarlamıştır zilli * -
0
1 aydır planladığım
Yok zaten heyecandan elim ayağım titriyor yanından geçip gidiyorum. Bi durdurup hal hatır sorduğu da yok kızın. -
+1 -2
1 aydır planladığım
açılma teklifinin son hali. Üstelik yaşanmış gibi yazıp motivasyon kasıyorum.
Okuluna gidip çıkmasını bekledim. Çıkınca takip edip sanki oradan geçiyormuş gibi yanına gidip selam verdim. Nasılsın iyimisin diye hafif sohbet başladı, ama ben direk konuya girmek istedim.
"Aslında ben buraya 2.5 yıldır süren içimdeki savaşın zafer kutlamasını yapmaya geldim. Kalbimin ve beynimin savaşı. Dur sana anlatayım. Aslında senle ilk tanıştığımda iki taraf arasında sürtüşmeler başladı, ardından geçen yılın Eylül'ünde savaş patlak verdi. ilk zamanlar şiddetli bir savaş değildi, ikisi de dengeliydi. Yaza girdiğimizde ateşkes imzalandı fakat daha okul başlamadan 1 hafta önce kalp tekrar saldırdı. Neredeyse savaşı kazanacaktı ki üstüste gerçekleşen olaylarla bir çok cepheyi kaybetti. Beynin depresyon stratejisi kalbi alt üst etti. Kalp yenilgiyi kabul etmişken bir anda milliyetçi siviller cephelere akın etti ve savaşı kazandı. Ben de bu zaferi kutlamaya geldim, sana hislerimi anlatmaya.
Bu 2-3 haftalık depresyon sürecinde bir çok kızla samimileşmeye çalıştım, unutmaya çalıştım seni. O kızlar yıldızlar gibiydi, en ücra köşeden bile parlıyorlardı. Ama Güneş doğunca yıldızlar kayboluyor, orada olduklarını biliyorum ama göremiyorum işte. Sensiz geçen her günüm için alacaklıyım bu dünyadan.
Konuşmam bitti, 1 dakikalık saygı duruşu andından kalbimin marşı."
Önceden hazır ettiğim şarkıyı oynatıp hazırola geçtim.
♫Haydi söyle, onu nasıl sevdiğimi... ♫
Devdıbını planlayamam, yaşamam gerek. Cesareti bulunca bakacağız artık. -
0
son günlerde broşür
dağıtan kızlara yavşıyorum.
Kadıköy rıhtımın orda burger restoranı broşürü dağıtan kız arkadaşıma uzatıp "buyurur musunuz?" dedi. Çocuk almayınca ben gidip "Ben buyururum" dedim.
Bugün 4-5 kişi meslek liselileri örgütleyen sosyalizm broşürleri dağıtıyordu. Adamın biri uzattı, kızı çaktırmadan gösterip "Abi ben kızdan alıcam yaa kusura bakma" dedim. Halden anlayıp eyvallah dercesine başını eğdi. Kızdan broşür alırkende bilerek eline dokandım. Bunları yazarken de kendimden tikdiniyorum
Bacınız, sevgiliniz broşür dağıtma işine girerse uyarıyorum. Hunharca keserim, o raddedeyim artık. -
+1 -1
gezerken galerimde
bunu buldum. Bizzat kendimdir, çokta uzun zaman olmadı çekeli.
Bu riski alıp buraya atıyorum, umarım yarın jigolo reklamlarında görmem - daha çok