
- 7 / 9 / 148 entry
- 17 başlık
- 703.10 incipuan
cakaryus önüncü nesil normal
-
0
türkiye de silahsız gezen maldır
http://www.incisozluk.com.tr/w/en-güzel-hikayemm/1/ Beyler okuyun yeniden yazmaya başladım -
0
pkk lı kürtlerin götünde torpil patlattım
http://www.incisozluk.com.tr/w/en-güzel-hikayemm/1/ Beyler okuyun yeniden yazmaya başladım -
0
777 gün sonra gelen entry
http://www.incisozluk.com.tr/w/en-güzel-hikayemm/1/ Beyler okuyun yeniden yazmaya başladım -
-1
patronum tam bir abaza
http://www.incisozluk.com.tr/w/en-güzel-hikayemm/1/ Beyler okuyun yeniden yazmaya başladım -
0
her akpli müslümana çomar diyenler toplanın bi
http://www.incisozluk.com.tr/w/en-güzel-hikayemm/1/ Beyler okuyun yeniden yazmaya başladım -
0
bu karikatür çok manalı
http://www.incisozluk.com.tr/w/en-güzel-hikayemm/1/ Beyler okuyun yeniden yazmaya başladım -
0
allah kimseye çocuğunun oyuncağını sattırmasın
http://www.incisozluk.com.tr/w/en-güzel-hikayemm/1/ Beyler okuyun yeniden yazmaya başladım -
0
en güzel hikayemmm
http://www.incisozluk.com...w/en-g%C3%BCzel-hikayemm/ beyler yazımına geçen sene başlamıştım şimdi devam ediyorum güzel bir hikaye olacak beklerim -
0
en güzel hikayemm
En başından başımdan geçenleri anlattım dikkatlice dinlediler, şaşırdıkları yüzlerinden okunuyordu.Siz benim yerimde olsanız ne yapardınız dedim,abi vallaha iyi ki senin yerinde değiliz dediler gülüştük. Neyse gençler ben sizi yalnız bırakayım dedim arabadan indim. Arabama bindim radyoyu açtım,bir sigara daha yaktım. Telefonuma mesaj geldi, cebimden telefonu çıkardım. Mesaj Alaradan idi, umarım Melisle çok mutlu olursunuz yazıyordu. Radyoda Sezen Aksu-Vazgeçtim çalıyordu, vazgeçmek bu kadar kolay mıydı hayatından, insanlardan,aşkından. Hiç düşünmeden arabayı Alaranın evine sürdüm ve aşşağı inmesi için mesaj attım. Biraz bekledim üzgünüm gelemem diye bir mesaj attı. Bende sana anlatacaklarım var diye cevap verdim. Birkaç dakika sonra aşşağı indi üstünde ince bir pardesü vardı. Arabada kamera olduğu için aşşağı indim. Direk konuya girip evet noldu dedi. Melis hasta biliyorsun demi dedim başını salladı. Melisle sevdiğim için değil, zorunda olduğum için evlenmek zorundayım dedim.Oda nasıl zorundasın dedi,bu kadarını söyleyebilirim bunu bil yeter dedim. Bana her şeyi açık açık anlatabileceğin zaman gel yoksa beni arama dedi ve yavaş adımlarda eve doğru yürümeye başladı. Arkasından seslenicektim, gitme dicektim ama o an bir faydası yoktu çünkü haklıydı tamam çok az konuşmuş ve vakit geçirmiştik ama birbirimizden hoşlanıyor gibiydik.Ama birbirimize her konuda net olmamız lazımdı ve benim ona söyleyemeyeceğim şeyler vardı. Telefonum çaldı, Murad Bey bizim çocukların yanına geç dedi. Arabaya bindim ve sürmeye başladım. Kafam çok karışıktı, birkaç kere kaza yapmaktan son anda kurtuldum. Mekana vardım, arabadan indim ve içeri girdim. Süleyman yine pala bıyıklarıyla oynayarak yarınki teslimat bizim için çok önemli dikkat et dedi ve adamlar hakkında biraz bilgi verdi. Biraz gerilmiştim, yüzündeki ciddiyet gerçekten önemli olduğunu anlatıyordu adeta. Ordan eve geçtim, Melis havuzun yanındaki şezlonglardan birinde yatıyordu, beni fark edince ayağa kalktı ev halkınında orda olduğunu düşünerek sadece sarıldı.Bir şeyler oluyordu iyi mi kötü mü daha anlayamamıştım. Annem karnımın acıkmış olduğunu düşünerek bir şeyler hazırlamıştı, onları yedim ve Melisin beni çağırdığını duydum. Annem artık manalı bakışlar atmıyordu malum karım olacaktı yakında! Odasına gittim, içeri girdim odada kimse yoktu. Kapının arkasına saklamıştı,bir anda önüme fırladı,ne yapacağımı bilemedim o korkuyla yatağa ittim, kolunu yatağın kenarındaki çekmeceye vurdu.Bir anda gözleri doldu ne yapacağımı bilemedim, yanında oturdum çok acımıyor de mi? dedim. Biraz acıyo ama öpersen geçebilir diye şebeklik yapmaya başladı. Aslında hoşuma gidiyordu ama gerçekten sevdiğim için değil hormonlarım yüzünden. Birkaç kere yanağından, boynundan öptüm uzun uzun yeter mi dedim, yetmez dedi. Ayağa kalktı ve odanın kapısını kitleyip anahtarı iç çamaşırının içine koydu. Kendi kendime bunu cidden yapmış olamaz diye düşünsemde cidden yapmıştı. Eğer odadan çıkmak istiyorsan anahtarı buradan almalısın dedi ve bana o meşhur gülümsemesini attı. -
+2
umut var mı umut yok
Aradığını bulduğuna sevindim. Adam gibi bir şey yazıyoruz senin gibi insanlar yüzünden böyle oluyor. -
+1 -1
umut var mı umut yok
insanların birbirlerini önemsemediği boş şeyler uğruna her şeyi yaptıkları, arkadaşlıkların dotlukların yalan olduğu, paranın insanların karakterlerini belirlediği, aşkın bedenlerle var olduğunun sanıldığı, insanların kendilerini putlaştırdığı bu dünyada yaşamak istemiyorum. Durdurun dünyayı inecek var!!! -
+1
en güzel hikayemm
Melisi hastaneden çıkardık,eve zütürdük. Melis bir gün daha dinlendi ve ertesi gün ayaklandı. Annemden Melisin yatağına kahvaltı hazırlamasını istedim.Üst kata çıktım, Melisin yatağının yanındaki yere bıraktım. Saçlarını okşadım, yanaklarından öptüm kendimi ona karşı sorumlu hissediyordum benim yüzümden ölecekti-yani daha önce ölecekti-.Melis yavaşça uyanmaya başladı, uyandı gözlerimin içine baktı.Git seni istemiyorum diye vurmaya başladı. Acıtmaya başlamıştıki ellerini tuttum, yeter artık kendine gel dedim. Tutma ellerimi, sevmediğin birinin ellerini nasıl tutarsın sen diye tokat atmaya çalıştı ellerini tutmama rağmen. Melis bende sana aşık oldum, seni deliler gibi seviyorum dedim.Her şeyin bir zamanı var, şimdi vakit geldi dedim. Bana yalan söyleme dedi, gözleri dolmuştu. Birbirimize baktık bir süre konuşmadan. Melis ben ciddiyim dedim ellerini bırakarak. Kanıtla o zaman dedi. içimden Melisin mutluluğu için oscarlık oynuyorsun iyi tak yedin, hayatın gibildi, battı balık yan gider dedim. Melisin gözlerinin içine bakarak yavaşça eğildim. Boynuna yaklaştım, çenesini tutarak çenesini tutarak uzun bir öpücük kondurdum. inanmıyorum hala dedi. Biraz daha üste çıkarak dudağının kenarından yavaşça-ağzımdan öpücük sesi çıkacak şekilde-öptüm. Hala inanmıyorum dedi. Ellerini ellerime geçirdim, kollarımızı yana doğru açtım, boynuna indim öpmeye başladım yavaşça yukarı çıktım, dudaklarına geldim öpmeye başladım. Yaklaşık üç saniyede bir kendimi çekiyordum, ardından yine öpmeye başlıyordum.Bir kaç dakika öpüştük, kapının aniden açılmasıyla aniden üstünden kalktım. Buket Hanım-ne alakaysa-kapıdaydı. Sevişmeniz bittiyse Murad ikinizi aşşağıda bekliyor dedi. Kadın her ne kadar gözümde değersiz olsada çok utanmıştım. Buket Hanım gözleriyle beni taciz ediyordu yine, kapıyı kapattı ve çıktı. Melise inandın mı artık dedim.Son bir şey daha var ondan sonra inanıcam dedi ve başımı avuçlarının arasına alarak bir öpücük daha kondurdu. Beraber aşağı indik, Murad Bey purosunu yakmış bizim gelmemizi bekliyordu. Gelmemizle oturun dedi ve içeriden anneme ve babama seslendi oturun lütfen dedi. Konuşmaya başladı. Fatih bana geldi ve kızım Melisle ciddi düşündüğünü söyledi ve bende bunu kızıma sordum oda aynısını söyledi.Ben Melisin babası olarak önlerinde bir engel görmüyorum dedi. Annem siz öyle uygun gördüyseniz diyerek onaylarcasına başını aşağı indirdi. Babam yerine annem konuşuyordu anlamadığım bir şekilde. Haftaiçi nişan, haftasonuda düğünü yapalım diyorum uygun mu diye sordu bana.Siz nasıl isterseniz dedim bende. Melisin mutluluğu yüzünden okunuyordu, gerçekten beni seviyor galiba diye düşündüm. Belkide zamanla bende onu sevecektim ama aklımın köşesinde hep Alara kalacaktı. Melis bana ve babasına sarıldı, annemin babamın elini öptü. Ardından herkes gitti, Murad Bey kalmam için işaret etti. Yarın bir teslimat var bu senin son işin sonra hep kızımda beraber olmanı istiyorum dedi. Tamam Murad Bey emredersiniz dedim. Bana bundan sonra Murad Bey deme, Murad baba de dedi. Bende tamam Murad baba dedim, gülümsedim.Arabayla dışarı çıkıp birkaç bira aldım. Yeni içmeye başlamıştım ama alışmıştım, kolay kafa olmuyordum yani. Sote mekanıma çektim,bir-iki bira devirdim. Yine yanımda o araba vardı, yani bizim yiğişken çift.iki bira kapıp arabadan indim, camlarını tıklattım. Artık şaşırmıyorlardı, camı yavaşça açtı, buyur abi dedi.iki birayı verdim, hadi bendensiniz gençler dedim. Sağol abi dedi, çok dolmuştum biraz konulabilir miyiz sizle dedim, olur abi ne demek dedi. Arka koltuğa oturdum bütün yaşadıklarımı anlattım, şaşkınlıkla beni dinliyorlardı. -
0
en güzel hikayemm
Uyandığımda kolumda serum vardı, elimi sarmışlardı. Hemşire elinde başka bir serumla geldi, sonunda uyanabildiniz diyip gülümsedi. Nasıl yani dedim.iki gündür uyuyorsunuz, aileniz sizi sürekli ziyaret etti dedi. Anladım,arkadaşım nasıl oldu dedim. Arkadaşınızın durumu hakkında bir bilgim yok doktor bey bilgilendirir dedi. Serum yenilendikten sonra biraz daha dinlendim,bir kaç saat sonrada ayaklandım. Melisin odasını sordum, yanına gittim. Melis aynı babam gibi camlı bir odada yatıyordu. içeri sadece doktorlar ve hemşireler girebiliyordu. Murad Bey ve adamlarının oturduklarını gördüm. içimden Sultan Süleymana kalmadı be bu hayat dedim. Murad Bey ayağa kalktı sarıldı, gözleri dolmuştu.Ben bu hayatta bir ailemi sevdim, güvendim bu muydu sonu dedi. Bende daha bir şey bitmedi, Melis hala yaşıyor dedim. Yaşıyorda sayılı zamanı, senden bir şey istiyorum dedi. Buyrun dedim. Melisle evlenmeni istiyorum,son günlerinde mutlu olmasını istiyorum dedi.Ne diyeceğimi bilemedim.Her şeyimi veririm, mutluluk parayla satın alınmıyor biliyorum ama kızım seninle mutlu ve benim sana verebileceğim tek şey para dedi. Murad Bey siz beni yanlış tanımışsınız paraya ihtiyacım olabilir ama kendimi para için kullandırttıramam dedim. Arkamı dönmüş giderken, yalvarırım nolur dedi. Koskoca mafya babası bana yalvarıyordu duygulanıp hayata sövmemek elde değildi. Tamam dedim, sizden sadece kendim ve Melis için bir ev istiyorum. Melis son günlerini mutlu geçirsin yeter dedim. Melisin ölmesini kadırabilirdim ama benim yüzümden mutsuz ölmesini kaldıramazdım. Murad Bey koşarcasına yanıma gelerek bir daha sarıldı, çok teşekkür ederim çok sağol,.bundan sonra bir oğlumda sensin dedi. Sağolun Murad Bey, yeterki Melis mutlu olsun dedim. Melis bir kaç gün sonra uyandı ben o arada sigara ve alkol kullanmaya başlamıştım. Kısa zamanda yaşadıklarım ağır gelmîşti. Kaçış yolu olarak onları seçmiştim belkide. Arada Alara ile mesajlaşıyorduk,ona karşı bir şeyler hissediyordum ama unutmam gerekiyordu. Melisi hastahaneden çıkarmak için Murad Bey ile gittik,Efe Beyde Banu ile beraber gelecekti. Annesi yine yoktu, kadın kendinden başka kimseyi düşünmüyordu kendi kızını bile... -
0
dertli tayfa gelsin bakalım dertleşiyoruz
Beyler aşık olmaya korkuyorum, yaşamaya korkuyorum. Herkes yapmacık, hayat taktan. Yalnız biri olsun isterken yalnız biri olduk harbiden yani olay o.Sanki iyi bir üniversite kazanamazsam hayatım bitecek gibi,ona rağmen az çalışıyorum çünkü benim için bir anlam ifade etmiyor. Para yada başka bir şey beni mutlu etmez, mevki hırsım yok. insanlar çok aciz varlıklar ve ben sorgulayış içerisindeyim. Yaşamak öldürür yani vs vs.. -
+3
beyler biz nasıl manita yapacaz
Doğru yazmış kanka kimde, neyde,nerede sorularına yanıt veriyorsa bitişik yazılır(ygs ye çalışıom ordan biliom Panpa) -
-1
benden bir bok olmaz dediğiniz oluyomu
Spor yap,bir şeyler yapmak için illa arkadaşının olması gerekmiyor. Arkadaşım olsun diyorsan insanları iyi tanı ve onlara yakınlaş, herkesle samimi olma. Sevgilim olsun diyorsan ortamda kimseyi gibleme sadece kızla konuş en kötü 1 aya sevgilin olur, kızlar pîç erkekleri sever. Başarılı olmak istiyorsan ders çalış kimseden emir almak istemiyorsan ileride,iyi bir bölümden mezun olmayıp ağlayan insanlardan olma. insan insandır bunlarla mutlu olur, hayat basittir sadece düşünmek lazım. Saygılarr... (Bana gelirsek ben oyunun bölümlerini ve sonunu erken öğrendim, çok arkadaşım var, kızlar bana teklif ediyor bin olmadığım halde çünkü ortalamanın üstünde bir tipim var. Bende bunu bildiğim için kabul etmiyorum, kendini kullandırtmaktan başka bir şey değil çünkü.MFÖ den yalnızlık ömür boyunu dinle, herkes yalnız doğar ve ölür takma diğer insanlar gibi yapmacık ol gerçek mutluluk o zaman seni bulur) -
+2
ak parti sağolsunn
Kardeşim güzel yazmışsında bu ülkenin ıq ortalaması 88 (normal ıq 103-109 arası).Sen bu insanların iyiliğinide düşünsen onlar yine anlamayacaklardır.Akp ye oy veren 3 kesim var:Zengin, orta,fakir. Zengin kesim kendi çıkarı o yönde olduğu için veriyor, ülke umrunda değil. Orta kesim genelde kararsız oylar eşit dağılıyor diyebilirim. Fakir kesim AKP çünkü pgibolojik olarak tek umutları o zengin birine karın tokluğuna oy verdiremezsin ama fakir biri oy verir.Bu konuda onlara kızamazsın çünkü adam aç, devletin yardımıyla yaşıyor ve şuan destek alıyor. Onun için yeni bir hükümetin ona destek vereceğinin garantisi yok. Türkler ırki özellik olarak hep günü geçirmeden yanadır.O yüzden bilim, sanat fazla gelişmez. insanların Türkiye'de tek derdi paradır. insanlar para için dini bile kullanabilir bkz:AKP izmir milletvekili aday adayı, para için kendini inkar edebilir bkz:şafak Sezer. Yani pgibolojik olarak almak lazım insanı birazda sen hep en iyisi ben olucam düşüncesiyle haraket edersen sen yükselirken diğerleri geride kalır.Ülke olarak Japonya'yı örnek almalıyız, insanlar her konuda beraber ilerliyorlar çünkü. Değişime insan kendine başlamalı, insanlara yardım edin, karınlarını doyurun, hayvanları doyurun. Devletin görevi sadece düzeni sağlamaktır, fakat Devleti'de sizler oluştuyorsunuz. Konuşmayın,yapın.(onlar konuşur AKP yapar demeyin lütfen yapmıyor çünkü) -
+1
en güzel hikayemm
Beyler bu aralar çok yoğunum derslerden dolayı haftasonu yazıcam. Hikayeyi bırakıp gittim sanmayın saygılar... -
+2
en güzel hikayemm
Arabayı markete doğru sürdüm, arabadan indim. Anayolun kenarında küçük bir A-101 vardı. Fiyatlar ucuz olduğu için ister istemez fazla alış veriş yaptım. Melisin gönlünü almak istercesine ateşte mısır hariç ne güzel gider diye sordum kasiyere.Abi maşmelov denen bir şey var benim manita hasta oluyor valla dedi ve güldü kasiyer. Yerini bulup 2 paket aldım, aldıklarımın parasını ödeyip arabaya eşyalarla arabaya bindim.Eve gittiğim, kapıyı çaldım içeride kisme yoktu. Saksıdan anahtarı alıp içeri girdim. Etleri pişirmek için kömürlükteki mangalı dışarı kurdum, yaktım.Kömürün zehirleyici etkisinin gitmesini beklerken Melis geldi. Elinde bir poşet vardı, sana mantar topladım dedi güldü. Beni öldürmek istiyorsan mantarla yapma acı çekmek istemiyorum dedim ve güldüm. Melis içeri girip mantarları yıkayacağını söyledi. Bende yavaş yavaş etleri mangala atmaya başladım. Elinde bir nezle dışarıdaki masayı silmeye başladı Melis. Onun hiç böyle biri olduğunu tahmin etmemiştim.Şaka yollu maşallah maşallah dedim gülüştük. içeriden salatayı getirdi, etleride masaya koyduktan sonra neredeyse her şey hazırdı. Melis bir şey unuttum diyip, içeri girdi. Elinde mahsendeki şaraplardan biri vardı.O gün araba kullanmama neden olmadığı için abartabilirdim ama yanımda Melis gibi bir tehlike olduğunu bildiğim için yine çok fazla içmeyecektim. Etlerimizi yiyor, şaraplarımızı tadıyorduk. Melis şarapım kalitesi nasıl anlaşılır biliyor musun dedi. Kadehini kaldırdı ve sağdan sola yavaşça döndürdü.Şu kalan yağ tabakasını görüyor musun işte bu şarapın kalitesini anlamanın bir yolu dedi. Melisin uç davranışları olabilirdi ama çok kültürlü bir insandı, yetiştirilme tarzı, okuduğu okullara gitmek her insanın yapabileceği şeyler değildi. Melis yine uzun uzun gözlerimin içine bakıyor, şarabın etkisiyle sallanıyordu. Saat 6 ya geliyordu, orman olduğu için hava hafiften esmeye başlamıştı. Masayı beraber toplayıp içeri geçtik. Melise sana bir süprizim var diyerek maşmelovları getirdim. Melisin mutluluğu yüzünden okunuyordu, kasiyerin tavsiyesi işime yaramıştı. Melise fakat nasıl yapıcaz bilmiyorum dedim, yanıma yaklaştı yavaşça elini yanağıma zütürdü ben hallederim dedi. Yavaşça yanağımdan ellerini çekti ve içeriden iki tane çubuk getirdi. Maşmelovu ucuna geçirip, şömineye doğru uzattı. Bende aynısını yaptım, biraz bekledikten sonra yedik gerçekten güzel olmuştu. Melis bittikle bardağının çeyreğine kadar şarap dolduruyor, banada koyuyordu.Ben yavaş devam ediyordum. Melis ben banyoya giricem, bugün yaşadıklarımız çok bunalttı beni dedi. Bende dikkat et kafan çok yerinde değil desemde, dinlemeyecek yukarı çıktı. Birkaç dakika sonra canım sıkıldı, radyoyu açtım.Şaşırtıcı şekilde sürekli eski şarkılar çalıyordu, spiker nostalji kanalı olduğunu söylemişti.Şimdi sizleri Eurovision'a zütürücez,ilk Eurovision şarkımız Semiha Yankı ile Seninle Bir Dakika dedi. Gerçekten çok güzel bir şarkıydı. Merdivenlerden gelen ayak sesleriyle irkildim. Melis üstünde bornozuyla odaya geldi. Elinde çakmak masanın üstündeki şamdanları yakmaya başladı. Ayakta onu izliyordum ve bir anlam vermeye çalışıyordum. Melis dememle bornozunun belindeki kuşağı çıkardı ve bornozunu üstünden attı. Melis napıyorsun sen diyebildim çatallı bir sesle, yutkundum.Gel buraya dedi sessizce, olmaz Melis yapamam dedim.Bir anda gözleri doldu gerizekalı ben sana aşık oldum dedi sesi giderek azalırcasına. Benimde gözlerim dolmuştu Melis yapamam olmaz, aşık oldum diyorsun aşk bu değilki sevmek sevişmek değilki diyordu. Radyodan gelen Semiha Yankının sesi duyuldu o an sevmek bir ömür sürer, sevişmek bir dakika... Duydun demi Melis dedim, sevmek bir ömür sürer ama ben seni sevmiyorum sevmediğim biriyle bunu yapamam dedim. Melis artık bağırarak ağlamaya başlamıştı, dizlerinin üzerine çöktü halıya kapanıp ağlamaya başladı. Melis üstünü giy, üşeyeceksin demeye çalışsamda Melis bir yakını ölmüşçesine katıla katıla ağlıyordu. Yanına gittim,diz çöktüm. Sarıldım o an aklımdan hiçbir şey geçmiyordu onu teselli etmekten başka. Melisin kulağına özür dilerim,ama aşık olmadığım biriyle bunu yapamam dedim. Melis kalbini tutarak nefes alamıyorum diyordu sessizce.O an çırılçıplaktı ve nefes alamıyordu acilen hastahaneye zütürmem gerek dedim kendime. Koşarak üst kata çıkıp pantalonunu ve tshirtini getirdim.Çabuk olmaya çalışarak zar zor giydirdim.iç çamaşırlarını giydirmek için vaktim yoktu. Kucağıma alıp arabanın arkasına yatırdım, üstüne montumu örttüm. Arabanın anahtarı içeride kalmıştı, sinirle kapıya yumruk attım o anlık sinirle. Galiba elimi kırmıştım, içeri girdim anahtarı aldım ve koşarak arabaya bindim. Ağlıyordum ve demin bana kendimi teslim edecek kadar aşık olan kız arkada ölüyordu. Belkide benim yüzümden ölüyordu. Arabayı hayvan gibi sürüyordum, elimin acısını unutmuştum o an.1 saatte geldiğimiz yolu yarım saatte geri dönmüştüm. Acıbademe çekip, Melisi yine zehirlendiği gün gibi kucağıma aldım. Melisin gözleri kapalıydı ve tepkilerime cevap vermiyordu. Yanağından,alnından, boynundan her yerinden öpüyordum. Nolur uyan Melis nolur diye ağlıyordum. Melisi sedyeye aldılar, dizlerimin üzerine çöktüm, ağlıyordum... Hemşire siz yakınımısınız diye soruyordu, sadece yüzüne boş boş bakıyordum. Sesler kegibleşiyor, görüntüler sallanıyordu. Bayılmışım... -
+2
en güzel hikayemm
Uyandım ve kahvaltı için mutfağa gittim. Annem Melisin uyanınca haber versin dediğini söyledi. Bende o kadar meraklıysa gelsin kendisi baksın bari dedim kısık sesle. Annem güldü, hadi tamam öyle deme patronun kızı sonuçta dedi. Melisin odasına gidip, Melis Hanım uyandım haberiniz olsun dedim. içeriden Hanım demek yok dedi. Emredersiniz dedim ve kahvaltı için mutfağa girdim. Kahvaltımı yaptıktan küçük bir çantaya eşyalarımı koyup aranın arkasına erleştirdim. Melis pembe ve kocaman bir valizle-sanki 3 ay kalacakmışız gibi-merdivenin oradan bağırıyordu. Valiz cidden ağırdı, merdivenden indirirken zorlanmıştım. Güç bela arabanın bagajına koyduktan sonra Melis dağ evine bu arabayla gitmicez dedi. Bende başka araba mı varki dedim saf gibi Melise. Melis sadece gülümsedi ve arabaya bindi. Arabaya bindim ve Melisin tarifleriyle garaj gibi bir yere geldik. içerideki adam koşarak Melisin kapısını açtı. Melis teşekkür edip bana bakarak hangisiyle gidelim dedi. içimden oha a*k dedim, insan düşünemiyormu benim babam nasıl bu kadar zengin dedim. Murad Beyin Q7 sinin turuncu renkli olanı vardı. Arabanın şehvetine kapılarak bu olsun dedim. Avni efendi anahtarı alabilir miyiz lütfen dedi. Adam 2 saniye içinde gidip anahtarı getirdi. Melis çantasından bir yüzlük çıkarıp adama uzattı ve teşekkürler Avni bey dedi. Arabanın anahtarını Avni Beye verdikten sonra güzelim Q7 nin içine bindim. Araba olduğunu bilmesem tank olduğunu düşünebilirdim. içimden daha geçen ay ekmek parasını düşünürken şimdi hangi arabaya binicem diye düşünüyorsun dedim. Allaha bir daha Şükrettikten sonra kontağı çevirdim ve garajdan çıktım. Melis nereye gidiyoruz diye sordum.Siz dün Alarayla nereye gittiyseniz oraya dedi. Sinemanın önüne çektim arabayı, geldik dedim. Elimden tuttu ve içeri girip hangisine gittiniz diye sordu. Adeta kafayı yemişti,bu nasıl bir duygu olabilir diye düşündüm içimden. Starwars afişini görüp buna gittik dedim. Bana yalan söyleme diyerek gözlerini büyüttü. Arabada niye delibal hakkında konuşuyordunuz o zaman dedi.Hah afferin dedim manyak bananın manyak kızı başka ne olabilirki. Biletleri alıp biraz bekledikten sonra içeri girdik. Film başladı, Melis kucağıma kafasını koymaya çalışıyor bende bacaklarımı çekmeye çalışıyordum. Sessizce emrediyorum dedi, bende çekmedim. Onun kölesi gibi bir şeyiydim kısacası. Yarıda kendime gelmek için tuvalete gittim, yüzümü yıkadım. içimden Allah kurtarsın valla benim işimde zor dedim, güldüm.Yerime döndüğümde Melis yoktu. Merak edipte hiç bakmadım bende, Melis sabrımı zorluyordu çünkü. içeri elinde mısırlarla girdi ve bana bakarak mısırsız sinemamı olur dedi, güldü.Film başladı Melis kıtır kıtır mısırı yiyordu,ben dahil herkes rahatsız olmuştu. Melis biraz yavaş diye uyardım. Sanamı sorucam be diye fısıldar biçimde bağırdı ve öyle yemeye devam etti. Arkadan lütfen biraz sessiz olur musun diye bir ikaz geldi ki haklıydılar. Melis beklediğim biçimde yemeği bıraktı,bir kaç saniye sonra ayağa kalktı ve onu diyen kişinin yanına gitti. Elindeki mısırı adamın kafasına boca etmesiyle adamın ayağa kalkması bir oldu.O anlık heyecanla yanına bir hışımla gittim. Beyefendi özür dileriz nolur falan desemde beni sevgilisi sanmış olacakki adam olsaydında sevgiline sahip çıksaydın dedi. Bende birincisi o benim sevgilim değil, ikincisi adamlığı senden mi öğrenicem lan diyip adama kafa attım.O an adrenalin patlaması yaşıyor, belkide hafızamı kaybetmeme dayak yemem neden olduğu için daha çok vuruyordum. Güvenlik görevlileri 1 dakikaya kadar anga gelebilmişlerdi,ama en sinirimi hala atamamıştım. Adamın yüzü kanlar içindeydi, benimde o an adrenalinden hissetmesemde dudağım patlamış, yüzümün çeşitli yerleri morarmıştı. Güvenlik beni dışarı çıkarmaya öalıştı, tamam ben çıkarım lan diyerek sinirle arabaya doğru yöneldim. Melis arkamdan koşar adım geldi ve arabaya bindik. Melis ağlamaya başlamıştı, dayanamayarak sende zırlama be şimdi seninle uğraşamıcam diye bağırdım. Melis sustu bir şey demedi, ardından vazgeçtim eve gidelim dedi. Bende yok sana söz verdim, olmaz dedim onu kırdığımın farkına vararak. Gerçi bir nevi onun için kavga etmiştim ama o bir bayandı ve nedense doğada her zaman dişiler haklı oluyordu. Melis hem senin yüzün bu haldeyken olmaz dedi, bende Melis sadece kalıp gelicez yüzüme ne alakası var dedim. Gezmiyelim direk oraya gidelim o zaman dedi, tamam dedim.1 saatlik yolculuğun ardından orman içinde bir malikaneye geldik. Melis saksının içinden anahtarı aldı ve kapıyı açtı. içeride eski ve pahalı olduğu her halinden belli olan koltuk takımları, masalar,şamdanlar vs bir sürü şey vardı. Melis alt kattada şarap mahseni var, üst kattada tuvalet, banyo ve odalar var dedi. Amerikan tipi mutfak vardı evin tam ortasında.Bir şömine ve şöminenin üzerinde eski bir radyo. Melis içeri girer girmez radyoyu açtı. Zeki Müren ah bu şarkıların gözü kör olsun diyordu. Melis yüzüm için pamuk, krem vb şeyler getirdi. Yüzümü temizledi ve tedaviye başladı. Canım çok yanıyordu ama belli etmemeye çalışıyordum. Tedavi bittikten sonra Melis valizleri getirmem için bana yardım eder misin dedi. Melisin insafa gelmesi için dayak yemem gerekiyormuş anlaşılan dedim kendi kendime ve güldüm. Valizleri getirdikten sonra yukarı taşıdım ve Melis giyinmek istediğini söyleyip odasına girdi. Bende onun yan odasında kalacaktım.Üstümü değiştîrip daha spor bir şeyler giydim. Meliste öyle yapmıştı, beraber salona indik. Ormanın içinde olduğumuz için haliyle soğuktu evin içi ve biraz tozluydu. Melis evde temizlik yaparken benim gidip odun kırmam gerektiğini söyledi ve kömürlüğün yan tarafta olduğunu ekledi. Girişteki anahtarlıktan kömürlüğün anahtarı olduğunu tahmin ettiğim anahtarı alıp, kömürlüğe gittim .ihtiyacım olan malzemeleri aldıktan sonra fazla uzaklaşmayarak yıkılmış ağaçlar aradım.Bir kaç tane bulup aldığım darbelerin etkisiyle zar zor bir kaç parça kestim. Yüzüm yara bere içinde, elimde balta, ormanın içindeyim kim görse korkar kaçar heralde dedim ve güldüm kendi kendime. Odunları bir kaç defada taşıdıktan sonra eve girdim. Melis eşofman üstünü çıkarmıştı. Altında tayt, üstünde t-shirt le duruyordu. Elinde vilada yerleri siliyor, aynı andada Zeki Mürene eşlik ediyordu. Bana bakarak hadi şömineyi yak dedi. Kömürlükten bir kaç çıra aldıktan sonra odunları dizip şömineyi yaktım. Koltuğa oturduktan sonra Melisi izlemeye başladım, erkek olduğum için ister istemez hormonlar baskı yapıyordu. Göğüslerinin viladayla git gel yaparken sallanışı, kalçalarının dar taytı içindeki adeta beni çıkarın buradan diyerek bağırışı beni tahrik ediyordu. Kendime hakim olamayacağımı anlayarak ben şarap mahzenine bakıcam ve sonra alış verişe gidicem dedim. Melis tamam geç kalma, yalnız başıma korkarım burda dedi. Mahsene indiğimde her şarap bir bölümde saklamıştı. Altında kaç yılında nerede üretildiği ve neden yapıldığı yazıyordu. Cidden çok uğraşıldığı belliydi. Yukarı kata çıkıp Melise ben gidiyorum dedikten sonra arabaya binip etrafa bakınmaya başladım. Geldiğimiz yolda sağ tarafta küçük bir market gördüğüm aklıma geldi, oraya sürdüm. -
+2
en güzel hikayemm
Anne bende bilmiyorum dememle annemin ağlamaya başlaması bir oldu. Anneme sarıldım ve anne biliyorsun Emrah böyle bir çocuk merak etme bir yerden çıkar dedim. Burası istanbul yavrum adamı yer bitirir, küçücük mahalle değilki başının çaresine baksın dedi. Annemi teselli etmeye çalışırken telefonuma mesaj gelmişti. Babam kapıda gözükünce annem ağladığı belli olmasın diye bir şey istemiş gibi tamam yavrum sen git al şimdi falan dedi. Bende bozuntuya vermeden gidiyorum şimdi anne dedim. Babam hanım noldu ağladın mı sen dedi.Yok canım polenlerden dolayı dedi annemde. Dışarı çıktım, mesajı açtım. Mesaj Alaradan geliyordu. Mesajda yürüyüşe çıkıcam, gelirsen senide beklerim aynı yerde yazıyordu. istemsiz olarak sevinmiştim, Alara bana yaşadığımı hissettiriyor gibi hissediyordum. Tamam,aynı yerde diye cevap verdim. Odamda spor kıyafetlerimi giydikten sonra annemlere spora gidiyorum dedim ve sahile indim. Yine gidip aynı bakta oturdum, selam dedim. Selamda siz kimsiniz dedi,ses yabancıydı. Dönüp baktığımda Alara olmadığını fark ettim, içimden inşallah sapık var diye bağırmaz dedim. Kekelereyek kusura bakmayın ben burada birini bekliyordumda dedim. Karşıda hafif tempolu koşan Alarayı görünce rahatladım. işte arkadaşım, tekrar kusura bakmayın dedim ve Alaraya doğru yürümeye başladım. Alara kimdi o diye sordu, boşver şimdi dalga geçersin dedim.Oda hadi anlat insanı merakta bırakma dedi. Olayı anlatınca baya güldü,o güldükçe bende güldüm. Aşık olmaya korkuyordum, kendimi başkalarında aramaktan korkuyordum sadece belkide. içimden yaşa gitsin, yaşasanda bitecek yaşamasanda dedim.Bir an gaza gelerek sinemaya gitmek ister misin dedim Alaraya. Alara bu kılıklamı diyerek tebessüm etti.Ne olacak spor kıyafetleriyle giremezsiniz diye bir kural mı var dedim. Tamam hadi o zaman fakat sinema biraz uzak taksiyle mi gitsek dedi. Bende Murad Beylerin evinin yakın olduğunu oradan arabayı alıp gidebileceğimizi söyledim. Kabul etti ve eve doğru yürüdük. içeriden arabanın anahtarını aldım, Alara arabaya bindi. Bende arabaya binecekken Melisin camdan bize baktığını gördüm. içimden oğlum kimin arabasını izin almadan özel işlerin için kullanıyorsun dedim.Ama o an mutlu olmak istiyordum. Melisin sinirli bakışları arasında arabaya bindim. Filme gittiğimiz yer küçük bir yerdi. Tahminimce genelde yiğişmeye yer arayan çiftlerin uğrak mekanıydı. Alara Delibala gidelim mi dedi, bilmesemde olur gidelim dedim.(Bu arada hikaye kurmaca olduğu için filmlerin çıkış tarihlerini önemsemeyin, yeni çıktığını bende biliyorum).Biletlerimizi aldıktan sonra Aşk filmi olduğu için-yani afişten öyle tahmin ettim-mısır almadık. Filmedeki her duygusal sahnede Alaranın gözleri doluyordu. Kıvır kıvır saçları,bal rengi gözleriyle o kadar tatlı olmuştuki.Ona baktığımı farkeden Alara bir şey mi oldu dedi.Yoo dalmışım dedim. Film orda bak dedi ve gülümsedi.O gülümseyince bende mal mal gülümsüyordum. Kendime gelmeye çalıştım.Ara oldu, Alara tuvalete gitti. Bende dolan gözlerimi fark etmesin diye yüzüne bakmamaya çalışarak burda kalıcam dedim. Mutlu-mutsuz sahne farketmeden duygusal biri olduğum için gözlerim dolmuştu haliyle. Alara geldi ve film başladı. ikinci perdenin ortasına doğru Alara omzuma yattı. Sinema küçük olduğundan ve tahminimce rahat rahat yiğişebilsinler diye aralarda kol ve içecek koyma yerleri yoktu. Gözlerime baktı sen ağlıyor musun dedi. Hayır ya ışık gözümü rahatsız etti ondan sulandı biraz dedim. Hadi öyle olsun dedi ve filmi izlemeye devam ettik. Filmin sonlarına doğru çocuğun intihar ettiğini görünce bende oda ağlıyorduk. Film bitti, ışıklar açıldı. Alara cebinden çıkardığı mendille gözyaşlarımı silmeye çalışıyordu.O kadarda değil abartma dedim ve güldüm.Ben gülünce oda güldü ve sinemadan çıkıp arabaya doğru yürümeye başladık. Arabaya bindiğimizde küçük çaplı film değerlendirmesi yaptıktan sonra onu evine bıraktım. Melis gibi değildi, Melis olsa öpmeye çalışır yada başka bir şey yapardı.Ama Alara sadece görüşürüz diyip arabadan inmişti. Fatih kendine gel dedim kendi kendime o kim sen kimsin.Şu altındaki araba bile patronunun, yaptığını öğrense kovacak belkide dedim. Zaten arabada kameralar vardı her türlü görmüştür diye düşündüm ve eve doğru sürdüm. Geldiğimde Melis odasının kapısını kitlemişti yine. Melis diye seslendim korkuyordum yine kendine bir şey yapacak diye. Bağırarak merak etme intihar etmiyorum dedi. istemsizce gülmüştüm. Annem benim için bir şeyler hazırlamıştı onları yedikten sonra odama gidip uyumaya karar verdim, uyandığımda saat 5 civarıydı. Arabanın kirlendiğini fark ettim ve yıkamak için annemden kova ve sıvı sabun istedim. Arabayı yıkadıktan sonra, biraz kurumasını bekledim ve camlarını havluyla kuruladım. Melis yine taciz eder gibi camdan izliyordu. Benim onu fark ettiğimi görünce sinirlenerek perdeyi çekti. Neyse diyerek anneme malzemeleri vermek için içeri geçtim. Ardından Murad Bey ve eşi siyah kapıdan AUDi Q7 ile girdiler. Adamın en kötü arabası A6 diye tahmin ettim içimden. Arabalara merakım olduğunu fark ettiğim için yavaş yavaş arabaları tanımaya başlamıştım. Buket Hanım bir bakış fırlatarak içeri geçti. Allahım bütün kadınların benimle alıp veremediği ne dedim içimden. Yemeği içeri hazırlamıştı bu sefer annem. Murad Bey Melisi çağırdığında Melis gelmemek için diretince Murad Bey anneme beni çağırmasını söylemiş. Odasına gittiğimde Melis kapıyı açar mısın dedim, kapı açık dedi. içeri girip neden böyle yapıyorsun Melis yemeden olur mu hiç dedim. Melis aşşağı gelirim ama bir şartla dedi. Haydaaa dedim içimden. Beni yarın bugün Alarayı gezdirdiğin gibi gezdireceksin ve akşam dağ evinde kalıcaz dedi.Ben olmaz diyecek olsamda Melisin Alarayla gezmeye çıktığımı söyleyeceğini tahmin ettiğim için tamam dedim.Bir anda ayaklandı ve yanağımdan öptü, merdivenlerden inerek yemek masasına oturdu. Bende hızlı adımlarla odama geri dönmeye çalışırken Murad Bet otur sende ye diye ısrar etmeye başladı. Murad Bey çok teşekkür ederim,ben yedim dedim ve kaçar gibi odama döndüm.Şimdi bide Melisle uğraşacaktım, küçük bir çocuk gibiydi beni çok yoruyordu. Saat on gibi telefonuma gelen mesajla irkildim, aslında iki mesaj gelmişti biri Emrahtan biri Alaradan. Emrahtan gelen mesajda sana senin nefesinden bile yakınım benden kork kardeşim!!! yazıyordu. içimden söverek cürum kadar yer yakarsın anca dedim. Alaradanda iyi geceler mesajı vardı, yüzümde yine istemsiz bir gülümseme oluştu. Bende iyi geceler yazdım ve gülücük eklemeyi ihmal etmedim. Melis öğretmişti gülücük yapmasını. Gözlerimi kapattım, uyumuşum. -
+3
en güzel hikayemm
Hastahaneye giderken yolda bir çiçekçiye uğrayıp binbir çeşit çiçekten bir buket yaptırdıktan sonra hastaneye gittik. Melisin olduğu katta durduk fakat onun yan odasına girdik.Şaşkınlığımı gizleyememiş olucam ki patron ne oldu diye sordu,yok bir şey efendim dedim. içeride en az 90 yaşında bir teyze vardı. Patron elini öptükten sonra kafasıyla benimde öpmem için işaret verdi. Ardından annecim nasılsın iyi misin vs muhabbet ettiler. Patronun süt annesiymiş Pakize Hanım. Tuvalete gidicem diye izin isteyip, Melisin odasına girdim. Melis ne kadar çabuk özledin beni diyerek güldü. Melis yan tarafta baban var dikkat et dedim. Nasıl ya falan dedikten sonra durumu anlattım. Melis gitmeden yine kulağına bir şey diyicem gelir misin dedi, yemezler diyip sırıttım.Bu sefer gercekten bir şey diyicem dedi, yanına gittim ve eğildim. Yine yanağımdan öpmüştü bir erkek için güzel bir şey olabilirdi ama ona karşı bir şey hissetmediğim için bana zulüm oluyordu. Görüşürüz diyerek odadan çıktım,onu üzmek istemiyordum ama her erkeği böyle elde edebileceğini düşünmesi beni ondan uzaklaştırıyordu. Pakize anneyle biraz daha muhabbet ettikten sonra odadan çıktık. Henüz birkaç adım atmıştık ki karşımıza Efe ve Banu çıktı.Efe hayırdır oğlum noldu dedi Murad Bey.Şey ben şey Pakize anneyi ziyarete gelmiştim dedi kekelereyerek. Banuda nasıl ya biz Melise gelmedik mi demesiyle sıçtığımızın haberide gelmişti. Murad Bey Melis mi ne alaka diye sordu. Banu yine lafa atlayarak aaa haberiniz yok mu bizim saf Melis intihar etmeye çalışmışta. içimden en az benim kadar Efeninde sövdüğüne emindim. Murad Bey hadi Banucum beni Melisin yanına zütür dedi ve bize pis bir bakış atarak Melisin odasına girdiler.Efe Banunun arkasından bitirdin bizi be Banu dedi. Durumdan sinirlerim bozulmuş olacakki gülmeye başladım,Efe'de bana katıldı. Hastanenin içinde katıla katıla gülüyorduk. Hemşirenin uyarısıyla kendimize geldik. Durumun ciddiyetini farkettikten sonra odaya girdik. Melis babasına vallahi söylicektim babacım, yemin ediyorum söylicektim diyordu. Murad Bey tamam kızım sen iyi olda gerisinin bir önemi yok diyerek Melise sarıldı. Efede bensiz olmaz diyerek onlara katıldı. Bildiğiniz karşımda örnek aile tablosu vardı, bende ayakta onları izliyordum. insan bir şeyden haberi yokken ne kadar mutlu diyordum içimden. Murad Bey karısının onu aldattığını,Efe Bey kardeşinin öleceğini;ikiside Murad Beyin mafya olduğunu bilmiyordu. Murad ve Efe Bey yerlerine oturduktan sonra konuşmaya devam ettiler. Melis sürekli bana bakıyordu, Murad Bey fark etmiş olacakki bana dönerek bundan sonra Melisin şöförü olacaksın, beni şirketteki çocuklar alır sabah-akşam dedi. Murad Bey Melis mutlu olsun diye her şeyi yapıyordu. Bende emredersiniz efendim diyerek karşılık verdim. Melis çok mutlu olmuştu, galiba düşündüğüm gibi tutunacak bir dal arıyordu kendine. içimden birinin mutluluğu için kendi mutluluğunu erteleyebiliyorsan o zaman gerçek bir olabilirsin dedim. Sonra sen neymişsin be abi dedikten sonra odadan çıktık. Melisin yanında yarın çıkacağı için kimse kalmayacaktı.Eve doğru giderken Murad Bey ailem benim için çok önemli, onlar için her şeyi yaparım dedi. Kızım seninle mutlu oluyor, sakın onu üzme dedi ve gülümsedi.Ne diyeceğimi bilemediğim için onaylarcasına kafamı salladım.Eve gittiğimizde annem sofrayı kurmuş Murad Bey bekleniyordu. Yemekler yendikten birkaç saat sonra bende yattım, uyumayı çok seviyordum ve bugün cidden yorulmuştum. Ertesi gün Melisi almak için hastaneye gittim. Melis ön koltuğa oturdu, arabayı eve doğru sürmeye başladım. Melis hadi beni kahvaltıya zütür dedi. Melis yorgunsun olmaz dediysemde zorla geçen gittiğimiz mekana yakın bir yere gittik. Kahvaltıda adeta beni gözleriyle yiyordu. Melis güzel olabilirdi ama benim bir ilişkiden beklediğim bu değildi. Melis dahada ileri giderek elimi tutmaya başladı. Geçen gece için özür dilerim, sarhoştum anlarsın ya dedi ve güldü.Önemli değil birdaha bu kadar içmemen gerektiğini anlamışsındır heralde dedim. Kahvaltımızı yapıp eve gittikten sonra eve gittik. Buket Hanım evde yoktu, dün kızı neredeyse ölmek üzereydi ama kadının umrunda bile değildi maalesef. Melisin halsiz halini görerek koluna girdim. Melis tamamen yükünü beni üstüme bırakmıştı neredeyse bu böyle olmayacak diyerek kucağıma aldım ve merdivenlerden çıkarmaya başladım. Odasına girip yatağına oturttuktan sonra sende iyi alıştın haaa dedim. Gülerek sende alıştırma dedi.Çok fazla uzatmayarak kapıya doğru yöneldim. Melis ya ama ben nasıl üstümü çıkarıcam şimdi desede duymamış gibi yaparak dışarı çıktım. Annem Emrah kaç gündür yok, çok endişeleniyorum dedi. -
+2
en güzel hikayemm
Beyler öncelikle özür dilerim, gerçekten şuku için değil ders dolayısıyla yoğun olduğum için yazamadım.Şuku vermesenizde olur canınız sağolsun. Saygılar... -
+4
en güzel hikayemm
Arabayı park etmek sorun olacağı için yürüyerek inmiştim. Sahilde el ele dolaşan çiftler, baharın gelişini kutlayan doğa her şey çok güzel görünüyordu.O anlık her şeyi unuttum adeta. Bakta yalnız başına oturan birini gördüm, yanına oturdum. Otururken yanlış anlamasını istemediğim için yüzüne bakmamıştım,oda bana hiç bakmamıştı. Ellerim montumun cebinde istanbulu izliyordum, büyük bir iç geçirdim.Ne oldu hiç konuşmuyorsun diye bir ses geldi yanımdan. Alara yanımda oturuyordu,bu saate ne işin var burada dedim. Kafamı dinliyorum dedi, anladım dedim fazla konuşmak istememiştim nedense. Melisin durumunu biliyorsun değil mi dedi. Maalefef hastahanede şuan,onu zaten ben zütürdüm dedim. Hayır onu demiyorum Melis hasta, kalbi rahatsız dedi. Ağzım açık dinliyordum. Kekelerek devam et lütfen dedim. Babası yurt dışına gönderdi, Türkiyede çok yere gittiler ama bir çaresini bulamadılar sadece ilaçlarla ölümünü geciktirmeye çalışıyorlar dedi. Babası o yüzden hiç kızamıyor ona,ne isterse yapıyor dedi. Bana çok kötü davranıyor neredeyse hiç arkadaşı kalmadı, alttan alıyoruz. Sevgilisi sürekli yanında olmaya çalıştı onuda sürekli tersledi ve sonunda ayrıldılar dedi. Denize bakarak iç geçirdi.Bu saatte ne işin var burada dedi.Ben hala çok şaşkın ve üzüntülüydüm. içimden insanın yüzü güzel olacağına kaderi güzel olsun dedim. Patronu beklerken biraz gezeyim dedim dedim. insan ne kadar plan yapsada kaderin önüne geçilmiyor dedim Alaraya.Öyle vallahi bana bak mesela başarılı bir mimarım, istediğim neredeyse her şey ayağımın altında ama mutlu değilim dedi. Daha yeni tanıştık ama anlatmak istersen dinlerim dedim ve tebessüm ettim.O an kime üzüleceğimi şaşırmıştım. Babam ve annem ayrılar, babam beni özel bir okulda okuttu, yurt dışında dil eğitimi aldım. Annem boşandıktan sonra beni bırakıp gitmiş. Babam Melisin babasıyla ortak yani şirketin yarısı bizim dedi. Erkek arkadaşlarım benimle hep param için takıldı, sonra bir gün bir çocuğu çok sevdim, kuzenimi.Biraz şaşırdım ve galiba kötü kötü baktımki, lütfen bana öyle bakma dedi. insan aşık olunca hiçbirşeyi önemsemiyor dedi. Aslında şirketin büyük yüzdesi babamın abisine aitti o ve eşi trafik kazasında ölünce bize kaldı. Kuzenim yani aşık olduğum çocukta nerede bilmiyorum dedi. Geçen ay bir anda ortadan kayboldu, gittiği gece aşırı doz alkollü araba kullanırken kaza yaptım ve hafızamı kaybettim.Çok aşık olduğumdan heralde onu unutmadım, ailem onun fotoğraflarını ve her şeyini yok etti daha görüpte üzülmeyeyim diye.Ama bir gün gelecek bekliyorum dedi. Peki yüzünü hatırlamıyor musun dedim. Hayır,keşke hatırlasam her yeri arardım vallahi dedi. Gözleri dolmuştu,o kadar çok seviyor muydun cidden dedim. Sevmişim demekki baksana aklım gitmiş ama o gitmemiş dedi.Çingene bir kadın abe alsana güzel ablama bir gül dedi. Alara bana bakarak güldü. Normalde gibseler almazdım ama kızın moralini düzeltmek istedim o an.iyi hadi ver ordan bir tane, kaç lira dedim.Abe güzel abim sana 10 liraya olur dedi. Fiyakayı bozmamak için çıkarıp verdim. Gülü Alaraya uzattım, çekirdek çitlemek ister misin dedim. Olur dercesine kafasını salladı. Tekele uğrayıp çekirdekleri aldım.Çitledik, biraz birbirimizden bahsettik. Telefon numaralarımızı verdik.Eve bırakmak istedim, kabul etti. Evine doğru yürümeye başladık, sence aşk nedir diye sordu bana. Bence senin yaptığını yapmaktır, yani beklemek dedim. insan seviyorsa bekler, onun için her şeyi göz alır dedim.Oda aşk insanın içindeki akciğerleri gibidir,bir süre onsuz nefes alabilirsin ama sonra ölürsün dedi. Peki aşklar hep bitmek zorunda mı dedi. Aşk insan kendine yenilince biter dedim, tebessüm etti. Evine varınca teşekkür etti ve bende arabayı bıraktığım yere doğru yürümeye başladım. Alara Melisten çok farklıydı. Davranışları,cümleleri çok olgundu.O kadar güzel ve zengin olmasına karşı şımarmamıştı.Oda benim gibi hafızasını kaybetmişti belkide ondan o kadar ısınmıştım. Arabaya vardığımda yürüyecek dermanım kalmamıştı. Radyoyu açtım Fırat Tanış-Yani Olmuyor çalıyordu. Bende içimden yani olmuyor bazen dedim. insan ne kadar denesede diğer insanlar karşısına zorluklar çıkartıyor, insanı bıktırıyor. Saatimi kurdum, gözlerimi kapattım. Saatim çalıp uyandığımda geçen sevişemem çiftin arabası yan tarafta duruyordu. Biraz doğrulup baktığımda yine yarı çıplak yiğiştiklerini fark ettim.Ama bu kadar yeter diyerek arabadan indim, camlarını tıklattım. Beni fark edince hemen üstlerini örtmeye çalıştılar ikisininde mallar meydandaydı.Şokun etkisinden çıkınca camı açtı erkek olan. Buyuuur buyurun diyerek kekeledi. Abicim saat daha 5 burası yapılacak yer mi Allah'ını seversen,al git evine istediğinizi yapın. Hayır anlamıyorum gecede değil insanlar görmesin, yanda koskoca araba var onuda mı görmüyorsun dedim. Haraketlerinden yerin dibine girdikleri anlaşılıyordu.Bir şey diyemedi, biraz daha dikkatli olun kaç yaşında insanlarsınız dıbına koyayım dedim ve arabaya binerek oradan uzaklaştım. Arabada küçük çaplı bir gülme krizi geçirdikten sonra aklıma Melisin durumu geldi.O haldeyken onu bırakmış,en iyi arkadaşıyla takılmıştım. Bencillik ettiğim fakına vardım.Şirketin önüne geldim, Murad Beyi beklemeye başladım. Yine hiç sektirmeden saatinde bindi. Hastaneye gidiyoruz dedi. içimden bir daha bu adamdan bir şey saklayanın... dedim. Zaten saklasamda bir şekilde öğreniyordu.Bir şey demeden hastaneye sürdüm. - daha çok