öhö öhö

iatediğim her yere entry atıyorum fakat bu hikayeye entryi yazdığım zaman sürekli işaret dönüyor.

Saatlerdir partları atamıyorum ki hocam entry girmiyor.

Dışarı çıktığımızda elinde bastonu olan bi amca ile karşılaştık. Kilisenin karanlığında içeride yüzü seçilmiyordu fakat ay ışığında dininde biri olduğu her halinden belli idi.
+Kimsin amca sen ?
Bizi kurtaran kişiyle Fatih'in böyle konuşması hiç hoş değildi.
-Şuradaki köyde otururum ben delikanlı
Eliyle yakın olmayan fakat çok da uzakta olmayan ışıkları yanan bir köy gösterdi. Şaşkın şekilde söze girdim
+Amca ordan buraya 20 dakikalık yol mesafesi var. Sen çanın sesini nasıl duydun ?
-Çanın çıkardığı ses burdan köye kadar gelmez ama onlar benim için getiriyor.
Onlar mı ? Aleyna sımsıkı koluma yapıştı. Yağmur Fatih'in elini sıkarak
+Hadi gidelim şurdan artık
Siz gidin dedikten sonra amcayla biraz konuşmaya başladım

Çanlar çalıyor...
Melodi beni uyutuyor...
Burası huzur...

Kilisenin kapısı ağır ağır açıldı.
Her şey bitti. Dördümüz şaşkın bakışlarla birbirimize bakıyorduk. Az önce ki huzur dolu an sona erdi.
Yağmur kafasını tutarak konuşmaya başladı
+Biz niye buraya geldik ?
Kapıda ki sesinden anlaşıldığı kadarıyla yaşlı amca söze girdi
+Hadi çocuklar çıkın burdan. Burada kalınmaz uzun süre.
Apar topar oturaklardan kalkıp kapıya doğru ilerlemeye başladık. Sanki hala daha birisi ayağımdan çekicekmiş hissine kapılıyorum...

Kusura bakmayın biraz rötarlı oldu ama hemen devam ediyorum *

Son entryde değinicem hocam adrese herkese tek tek yazmak zorunda kalıyorum yoksa *

Teşekkür ederim hocam *

Kaza geçirdim olaylar oldu ama Allah'a şükür dönebildim hocam

Daha kahvaltı yeni yaptım hocam sen düşün * Kurguyu tamamlayıp akşama devam ederim

Hala şaşkınım... Bi kaç dakika önce gizliden biri aradı. "Hikayeye devam etsene a. kodumun hayvanı uyan artık" dedi. Bende uyku sersemi özür dilerim dedim kapattım. Nasıl numaramı buldunuz :D ? Hikayeye akşam 20.00'da devam edicem beyler. O arayan arkadaş da nöbetten döndüm dün yorgunum kusura bakma hocam :D

Sendika hocam...

Yarın devam edicem beyler ayrı bir başlık açmak istemedim. Bu entryi atıp çıktım sanıyordum fakat gitmemiş sanırım. Mesajları yarın cevaplarım elimden geldiğince şu an çok uykum var. Herkese iyi gec---

Telefonumun flaşını açıp kapıyı yavaşça araladım. ileriye tuttuğumda sıra sıra duran oturakların en ön sırasında solda 2 kişi vardı. Sağ tarafta ise 1 kişi vardı. Hafif bir melodi vardı içeride. ilerledikçe isa heykelinin altında birinin sırtı dönük oturduğunu gördüm. En ön sıraya geldiğim de oturanlar Fatih, Yağmur ve Aleyna'ydı.
+Ne yapıyosunuz burda hadi gidelim
Transa girmiş gibi öylece heykele bakıyorlar. Gözlerine flaşı tutmama rağmen en ufak bir tepki vermediler. Aleyna'ya döndüğümde aynı şekildeydi. O an oturağın altından bir el sertçe beni çekti. Dizimin iç tarafını oturağa çarptırıp oturmamı sağladı. Biz burda olmamalı---

Cehennemin en alt katında kaybolmuş ruhlarız biz
Biz burada olmalıyız
Biz buraya aitiz
Cinler, ifritler ve şeytan bizim dostumuz

Melodi beni öylece huzur dolu bir hipnoza soktu...

https://youtu.be/k1-TrAvp_xs

Baba acısı hocam. Genç işte tutamamıştır kendini elimden geldiğince oturdum dinledim de o gece yine de fayda etmez. Baya üzüldüm ben ona

Saat 19.00'a gelmeye başlamıştı. Sanki burada zaman kavramı anldıbını yitirmişti. 5 saattir geziyor olamayız.
+Arthur burada ki manzara çok güzel Fatih ile Yağmur'u arasana buraya gelsinler
-Telefon çekmiyor Ale---
O gece ki çığlık sesini tekrar duyduk. Aleyna korkar gözlerle bana baktı.
+Koş kamp alanına dönelim
Bu sözümden sonra hızlı bir şekilde kamp alanına geri döndük. Fatih ile Yağmur yoktu. Çan sesleri... işte her şey tekrardan başlıyor.
+Arthur nereye gidiyosun
-Gel benimle kiliseye gidiyoruz
Hızlı adımlarla kiliseye doğru ilerlemeye başladık. Kiliseye vardığımda elimle çanı işaret ederek
+Bak gördün mü çan harake---
Aleyna yoktu. Arkamdan geliyordu oysa ki. Bir şeyler içeri de olduğunu söylüyor

Ormanda ağaçların gölgelerinde ilerlerken söze girdim
+Sence de kimsenin dün geceden konuşmaması garip değil mi ?
-Saçma şeylerdi onlar Arthur. Ayrıca kimse tatilin eğlencesinin kaçmasını istemiyor.
+Dün gece olanlar normal değildi Aleyna
-Evet değildi ama ben bir an bile korkmadım yanımda sen vardın.
Yavaşça sarıldı bana. O an aklıma geldi
+Sen o gece çadıra girmediğini sigara istemeye gittiğini söyledin
Aleyna kollarını benden çekerek yürümeye devam etti.
-Evet öyle
+Seni kim karşıladı
-Kimse yoktu bende sigara alıp çıktım
Kimse yoktu... Biz buraya geldiğimiz ilk anda arabayı parkederken çadırları gördük fakat insanları görmedik.

Öğlen 14.00 gibi Fatih beni kenara çekip konuşmaya başladı
+Kanka sen Aleyna'yı da al ormanda gez hadi. Bizim Yağmur ile işimiz var. Anlarsın ya
-Tek başıma giderim ama Aleyna'yı davet etmem
+Hacı lütfen hadi
istemeye istemeye olsa da Aleyna'nın yanına oturdum.
+Ormanda biraz gezelim mi ?
-Olur tabikide olur
Dünden razı...

Kamp alanına vardığımda bizimkiler kahvaltılık bir şeyler hazırlıyordu.
+Hacı noldu nefes nefese kalmışsın.
Gülerek devam etti
+Sigaraları istemek yerine çaldın mı yoksa
-Gittiğim gibi zaten sigara mı istemeye geldin dediler. Aldım sigarayı çalılıklarda bi hayvan gördüm. O yüzden koşarak geldim.
Dün geceden sonra kimseyi korkutmak istemiyorum fakat burada daha fazla da durmak istemiyorum.
+Fatih ne zaman dönücez
-Hacı ne dönmesi daha yeni geldik zaten
Dün gece kilisede çok eğlendi herhalde bizimkiler(!)

Sabah uyandığımda herkes benden önce kalkmıştı bile. Kimse dün geceden bahsetmeden eğlenip gülüyordu. Nasıl bu kadar çabuk unutabilirler ?
+Ben sigara istemeye kamp girişinde ki insanların yanına gidiyorum
Hepsi tamam anlamında başını salladıktan sonra yanıma şişe suyumu alıp yürümeye başladım. Yaklaşık 20 dakika sonra kamp girişinde ki alana geldim. Kimse yok gibiydi. Sadece cırcır böceklerinin sesi sessizliği bozuyordu. Çadırlara tek tek baktım. Sanırım yürüyüşe gittiler. Bir kaç sigara alsam kızacaklarını sanmıyorum. Çantaları karıştırmaya başladım. Makyaj malzemeleri,iç çamaşırı, çakmak,ped... Sonunda sigara paketini buldum. Bir kaç dal aldıktan sonra her şeyi yerine koyup çadırdan dışarı çıktım. Yan çadırda bir şeyler debeleniyordu. Haber vermem gerektiğini düşünerek seslendim.
+Pardon sigaranızdan bir kaç adet aldım sorun olur mu ?
Ses yoktu. içeride kıpırdayan her neyse durmuştu. Çadıra yaklaşıp yavaşça fermuarını açtım. içerisi boş.
Kamp alanına koşturmaya başladım...

Kilisenin önüne geldiğimizde çan sesi hala vardı fakat tepede ki çan haraket etmiyordu. Burada ters giden bir şeyler var. Kapıdan içeri girdik. Kilise tamamen karanlıktı. Telefonun flaşını açtım önden ilerlemeye başladım. Tamamen boştu. Flaşı ileriye doğru tuttuğumda isa heykelinin altında birinin bize sırtı dönük şekilde oturduğunu farkettim.
+Aleyna
-Gelsene Arthur burası çok güzel
+Ne işin var burada
-Çan sesi beni resmen buraya gelmem için zorladı
+Bu harabeden çıka---
-HARABE DEĞiL !
Kilisenin kapısından biri girdi. Fatih'in bağırmasıyla geriye döndük. Flaşı kapıya tuttuğumda giren Aleyna'ydı. Tekrar isa heykelinin olduğu yere döndürdüğümde kimse yoktu. Aklımızı kaçırmak üzereyiz. Yağmur söze girdi.
+Fatih nolur çıkalım burdan korkuyorum
Kilisenin kapısına doğru ilerleyip dışarı çıktık. Hemen söze girdim
+Sen nerdeydin Aleyna
-Kamp yerinin girişinde ki çadırların olduğu yere gidip sigara istedim. Sana söylemiştim oysa dinleseydin beni keşke.
+Bana çadırdan çıkarken gezmeye gid---
-Arthur ben çadıra hiç girmedim bile

Saat 02.30'da tiz bir çığlık sesiyle uyandım. Çadırdan dışarı çıktığımda Fatih ile Yağmur'da benle birlikte uyanmışlardı. Tabi uyuduysalar...
+Hacı Aleyna nerde
-Ben uyumadan önce hava almaya gidiceğini söyledi
Apar topar çadırlardan çıkıp sesin olduğu yöne doğru ilerlemeye başladık. Çan sesi... Yağmur söze girdi
+Bu ne
Didim'e hakim olan ben olduğum için konuşmaya başladım
-Rumlar zamanında buraya göç ettiğinde burada ki halk ibadet etmelerine izin vermedi. Onlarda ormana gizli saklı bir kilise kurdular fakat yıllardır kullanılmaz.
Çan sesine doğru koşar adımlarla ilerlemeye başladık.

Yemeklerimizi yedikten sonra Fatih ile sigara içtik. Gecenin ilerleyen saatlerinde Fatih ile Yağmur çadırına çekildi. Bana da Aleyna ile aynı çadır kaldı. Çadıra girdikten sonra arkamdan Aleyna'da girdi. Korkudan gözüme uyku girmiyordu. Yanımda resmen bir Şahin K var. Saat 01.00 gibi Aleyna dürttü beni.
+Arthur benim uykum yok. Biraz gezicem gelmek ister misin
-Uyumak istiyorum
Yüzünü görmesem de düştüğüne emindim.

Boş bir çalılık bulduktan sonra işimi halletmeye başladım. işim bittikten sonra fermuarımı çektim fakat gözüme karanlıkta ağacın altında ki insan gölgesi ilişti. Aleyna...
+Aleyna aptal gibi orda beklemeyi bırakta gel şuraya
Silüet yavaşça bana doğru yürümeye başladı. Karanlıktan ay ışığına çıkacağı sırada arkamdan biri omzuma elini attı. Aklım çıktı o an da irkildim.
+Beni mi çağırdın Arthur
Ne ? Sen burdaysan orda ki kimdi ? Tekrar karanlığa baktığımda kimse yoktu. Sanırım girişte ki çadırlarda kalan birisiydi.
-Hadi gidelim. Fatih ile Yağmur bizi bekliyor.
+Ben bir şeyler görmek istiyorum ama
-O zaman işediğim çalılığa bak
+Kaynağını görmek istiyorum ben Arthur
-FATiH
Seslene seslene hızlı adımlarla kamp alanına geri döndüm.
+Noldu kanka
-Etleri hazırlayalım da ateşte pişirelim hadi. Aleyna'nın karnı acıkmış(!)
Yağmur söze girdi
+Biz Aleyna ile hazırlarız

Kamp alanına vardığımızda 4 5 tane çadır vardı. Bagajdan malzemeleri aldıktan sonra ormanın derinliklerine doğru ilerlemeye başladık. Sakin bir yer bulmamız lazımdı. Yaklaşık 15 dakikalık bir yürüyüşten sonra fazla geniş olmasa da alan bulabildik. Çadırları kurduk, malzemeleri yerleştirdik. Ateş yaktıktan sonra Fatih gitarını alıp Yağmur'a kur yapmaya başladı. Acilen tuvalete gitmem lazımdı çok fazla sıkıştım fakat Aleyna yaklaşık 10 dakika önce gittiği için şu anda kalkmak istemiyorum. Sanki onla başbaşa kalmak için anlaşmışız gibi durucaktı. En son dayanamadım.
+Ben gelicem
Fatih gitarı bıraktı. Gülümseyerek
-Takılın siz hacı biz burdayız
Ya sabır...