- 1 / 1 / 23 entry
- 0 başlık
- 102.40 incipuan
bounddeachother oybirinci nesil normal
-
+1
unbelievable my7
https://eksisozluk.com/entry/107124444 mesela inanç gibi kutsal bir şeyi nasıl da insan inanmayı seçer veya seçmez işte ikisini de dene tarafını seç ehe ehe gibi bir şeymiş gibi algılamış zavallı. inanç akıl ile bilmeyi gerektirir, ilk önce aklın ile sorgular, incelersin sonrasında inancını, sadakatini, akıl ile bildiğin gerçeklerin üzerine oluşturursun. Bu arkadaşın dediği gibi inanç sadece istemekten ibarettir gibi bir durum mallığın ürünü. Akıl ile oluşturulmayan inanç da sadece taklitten ibaret olur, savaş ganimeti için elçinin yanında bulunan işler kızışınca sıvışmaya ıkınan betalar bu kısma girerler. bu insanlar 1500 yıl önce de vardı şuan da varlar işte aynı mallık, aynı açlık. Dine yapılan bu leş tavrı aynı şekilde karşı cinse de yapar bunlar ilişkilerinde. Sanki sevgi duymak, ittifak kurmak arkasında herhangi bir akli process gerektirmeyen bir işmiş gibi yansıtırlar filan. Boş beleş işler işte. incelersiniz. -
+2
unbelievable my7
Short term planların bir long term plana bağlanması şart. Bu long term planda nihai olarak, en uç olarak ancak din ve tanrı. Çünkü baktığında bunlardan önemli herhangi bir şey yok. Bundan önemli olan başka bir şey görüyorsa insan zaten problem var demektir. -Bunu açık net söylerim çünkü Tanrıyı bulup bulamamak açık net bir akılsızlığa dair bir turnüsoldür. Ateistler bu konuda tabii ki vızzıklar mesela Tanrıyı reddediyorum ama çok sağlıklı ve iyi bir insanım ben filan şeklinde ama doğru olan yine apaçıktır yani hiçbir şey değişmez- ilk önce doğru bir stratejik hedef edinebilecek seviyeye getirmesi gerekir kendini. Ancak o seviyeye geldikten sonra doğru bir planlama, amaç ediniminden bahsedilebilir. Bunun dışında insan ne kadar büyük anlamlar yüklesede kendi amaçlarına dair, hiçbiri aslında o kadar da büyük değildir. Kişi sadece kendi planlamasına yatırım yaptıkça daha da gözünde büyütmeye, boş ve geçimlik olan amacının cürmünü büyük görmeye başlar. Küçük olan yine küçüktür oysa. Bunu anlamak için üçüncü kişi olup dönüp bakması gerekir veya bir başkası tarafından uyarılması filan. Genelde de böyle dar ufuklu amaçlar edinip bunlara tapınmaya başlayanlar işin içinden çıkamazlar. Oyalandıkları şeyler kendilerini daha da dibe çeker. Amaçsız insan rotasız gemi gibidir lafı öyle dümdüz alınacak bir laf değildir yani. Amaçlı gemi de yeri geldiğinde rotasız olabilir. O yüzden kişi kendini bilmeli. Yolun ucunun nereye çıktığını kestirebilmeli ve kendine öyle davranabilmeli. Aksi takdirde o çok abartılan amaçlar züte girecektir.
Tanrı, din insanı insan yapan ona dünya üzerinde anlamlı bir şekilde rol üstlendirendir. https://www.youtube.com/w...h?v=MAcWzZDTGzI&t=29s
Bu belgeseldeki berberci abimize dikkat edelim mesela. Pisin içerisinde temiz kalmanın ne kadar mümkün olduğunu, insanın Tanrıya hizmet etmek için dünyalara sahip olmasına gerek olmadığını, verilen potansiyel ile de güzel iş çıkarılabileceğini gösteriyor, bakarsınız bi ara. -
+2
unbelievable my7
Hedef ve planlama yaparken insan olgun ve dürüst davranmalı. Hele ki birde planlarını, düşüncelerini denetleyecek kimsesi yoksa. Kişinin tek başına olması demek daha fazla kendisine karşı refleksif düşünmesi gerekiyor demek. Bütün iş kişinin üzerinde demek. Yüzde yüz doğruluk ve dürüstlük şart demek. Eğer böyle değilse amaçlar, hedefler yanlışa doğru yavaş yavaş sapar. Duygular menfaatler güder, kişi battıkça batar. -Bu bir anda olacak bir iş değil tabii ki. iyileşme nasıl bir anda olmuyorsa bataklığa saplanmada bir anda olmaz. için emek vermek gerek ilk önce- Hayırlı olmayan ne varsa da bu insana yuva eder. Saklayamaz da kimseye bir şeyi, ne tak olduğu hem kendisine hem etrafındakilere gösterilir bir şekilde. illa bir yerlerden patlak verir. O yüzden insanın refleksif, objektif, duygulardan bağımsız düşünme gibi akli melekelerinin güçlü olması lazım. Olması lazım ki yaşayacağı süre boyunca kendisini doğruda tutabilsin. Etrafındaki pisliği kendisinden savabilsin. Akli melekeler her insana bu yüzden şart. He herkes her şeyin farkına varamaz tabii ki, sana verilenle en iyi performansı sergilemen istenilir zaten. isteyen bu yönde çalışır istemeyen çalışmaz. En son herkes hak ettiğini alır. -
+2
unbelievable my7
Kişi üzerine düşen sorumlulukları yapıp hayatını aklı ile idame ettirebiliyorsa dünya üzerinde geçirdiği zaman ile doğru orantılı olarak gelişimi de ilerliyor. Bu ilerlemenin hızı da yine kişiye bağlı ve çok fazla etken var. O yüzden kimisi 3 ilerleyip 4 geri giderken kimisi aynı sürede 4 ilerliyor 1 geri gidiyor, değişken fazla. Bu bir miktar geri gitme olayı ise sanırım herkesin kaderi. Yani sürekli olarak bir yandan topluma maruz kalırken ve sağlıklı bir sürünün içerisinde değilken birisi de çıkıp \"ben 5 ileri gidiyorum hiç geri gitmiyorum \" yaparsa bu pek gerçekçi olmaz. Kişi toplumun içerisindeyken o dalgalanmaları yaşamaya biraz mahkum yani.
Bu akıl sahipleri için böyle. Bir de diğer tarafta yarra kökten yemişler var ki bunlar 950 yıl dünya hayatı yaşasalar yine bir gib olmaz. Bunlar için pozitif ivmelenme diye bir şey yoktur mesela. Her yıl daha fazla taka batarlar, dünya üzerindeki geçirdikleri zaman, yaptıkları hatalar bunlara bir şey öğretmez. Düzelme şanslarını ise bir süre sonra hepten kaybederler. Nasıl aklı belli bir seviyede olan insanın sapması çok zor ise belli bir seviyede taka batmış insanların da doğru yola girmesi çok zordur ama daha da dibe batabilirler bu kolaydır. Kısacası her insana zaman yaramaz. Zaman ile iyileşen insanlar ancak aklı olanlardır diğerleri için ise daha fazla delirmekten başka bir şey yoktur. -
+2 -1
unbelievable my7
Etrafınızdaki kişiler muhtemelen bu zamana kadar boş beleş, anlayışı düşük, hasta insanlardan oluştu. Girdiğiniz geçici çevrelerden tut, çoğunlukla zamanınızı harcadığınız, hayatınızın bir parçası haline gelen ortamlara kadar karşılaştığınız hiçbir insan sağlıklı tipler değillerdi muhtemelen. Baktığında kişiye olumsuz dönüt yapabilir bu olay. Karamsarlığa ve umutsuzluğa sürükleyebilir kişiyi. Bu normal. Fakat bu karamsarlık ve umutsuzluk hali sürekli sızlandığın, sürekli yakındığın bir durum olmamalı. Olmamalı çünkü sana bu konuda herhangi bir vaat verilmedi. Yani sen her elini attığın yerde akıl liginden insan bulacaktın da sonradan mı her şey taka sardı? Hayır, burası zaten böyleydi. Yollandığın yerin böyle olduğu zaten sana haber verildi. Eğer etrafına dair informasyon arayışındaysan bunu net görüyorsun. E durum böyle iken gidipte sürekli yakınmak, sürekli bir isyan halinde olmak nankörlükten başka bir şey değil pek. Kısacası karamsarlık ve umutsuzluk gibi duyguları kişi yaşayabilir fakat akıl ile bu duyguların zıvanadan çıkmasını engellemek de kişinin sorumluluğudur.
Kişi sorumluluktan kaçarsa da sadece kendine yapmış olur. Senden benden bir şey eksilecek değil. Tanrıdan eksilecek hiç değil. -
+1
unbelievable my7
insan bazı şeyleri görmemeye, köşelere bir yerlere ittirip yokmuş gibi hayatını sürdürmeye, kısa vadede rahatlatan ama zarardan başka bir şey olmayan düşüncelere sarılmaya meyilli. Huzuru bozmak, kendini iyi hissettirmeyecek sulara girmek ve biraz oralarda gezinmek hayattaki en zor şey zayıf insanlardan isen. Bunun gibi olaylar bana zayıf olduğumu, olması gerekenden çok uzak olduğumu hatırlatıyor.
Sağol uyarıların ve tavsiyelerin için, dikkate alacağım. Daha önceki sildiğim yaklaşımım içinde ayrıca üzgünüm, kusura bakma :( -
-2
unbelievable my7
Hacı, adam ile kendimde ortak nokta gördüğüm ve yaptığım eleştirinin sebebinin bu olduğu gibi çıkarımlar pek doğruyu yansıtmıyor. Yukarıda adama gösterdiğim tepki belli. Yazısında elle tutulacak bir yer yok ve bunu kendisine de belirttim. Yani sana eleştiri yapmamdan onu savunduğum anlamı çıkmasın. Onun dışında bahsedilen kişiye gösterilen tavrın doğru düşünüyorsan eyvallah derim yani burada amacım sadece istişare etmekti, bir şeyleri dayatmak değil. Senin yazdığın boldun yazdığı gayet yeterli bunun için. Yazının bir kısmını sildim çünkü tekrar dönüp baktığımda anlamsız bir polemik yarattığımı gördüm. Gereksiz ve verimsiz bir işti. 3. kişi olmadan bunu bazen anlayamıp düzeltemiyorum. Bunun için de bold a burdan thank you diyorum. -
+1 -1
unbelievable my7
Düşüncelerin içine zincirlenmek gibi bir şey yok burda. Tam tersine ben merkezcilikten çıkıp kendini eleştirmeye yatkınlık var ki bu da drama yaratmadan yapıldığında doğru olan bir şey. Hocaya baktığımda da herhangi bir şekilde kendine gereksiz yergi yapma filan da görmüyorum. Bu konu da eleştiri yapmayı geç örnek bile almalısınız onun tavrını.
Bunun dışında benim bi eleştirim olacak babanizgeldiye yönelik yazdıklarına. Hacı şimdi söyleyeceğim şey şu ki anlayışı oturmamış kişilere biraz sanki fazla dominant ve otoriter bir şekilde yaklaşıyormuşsun gibi. Bunun bazı kişiler için uygun olmadığını düşünüyorum. Yani gösterilen bu baskın ve sert tavır eğer ki yanlış kişiye gösteriliyorsa hatasını anlamasını sağlattırmak yerine savunmaya geçirtip daha da saldırganlaştırabilir. Bu da verimsiz olur. Diğer taraftan mesela 5 10 yıldır ittifak içinde bulunduğun bir insan vardır ve hiç olmadık işler sergilemeye başlar ona tokat gibi vurursun kendisinde neler gördüğünü buna hiç bir şey demem fakat bunu seninle süreç geçirmemiş tam olarak samimiyetin olmayan insanlara yapmak yanlış hissettiriyor bana. bilmiyorum belki de yanılıyorum hacı, yorumunu bekleyorum -
+1
unbelievable my7
Burada birbirimizi destekleme dışarıdan gelenleri dışlama gibi bir durum söz konusu değil. Ben eğer ki boldu bir kez daha oku diyorsam bunun sebebi boldun durumu yeterince kapsayıcı olarak açıklaması, doğruyu söylemesidir. Birbirimizi peşkeşleme gibi bir durum görüyorsan hala denilecek bir şey yok.
---\\\"Hatta aklı olmasa da, kalbine güzel ahlakı yerleştiren sürekli hayır peşinde koşan insanlar da var.\\\"
---\\\"akılları yok ama doğru yoldadırlar\\\"
Bold \\\"Ancak aklı olan, doğruyu ve yanlışı ayırt edip sevgisini de doğru mercilere yöneltebilir. Diğerleri ise menfaat ilişkisinden öteye gidemeyen, ilk çatışmada dağılacak olan zayıf bağdan ötesi değildir.\\\"
---\\\" Yani içgüdüsel olarak aileni sevdiğin gibi, bir arkadaşını/dostunu da sevebilirsin. Bunda hiçbir problem yok. \\\"
Bold \\\" Duyguların içten gelen soyut kavramlar olması onları aklından bağımsız kullanacağın anldıbına gelmez, aksine seni hayvanlardan ayıran özellik aklınla onları doğru yola kanalize edebilmen. \\\"
Kasas 56 dan peygamberin akılsız, kitle mensubu betalarla sevgi bağı kurduğu anlamı çıkmaz. Burada Peygamberin sadece aracı, tebliğ edici, uyarıcı olduğu hatırlatılırken Tanrının ise bir kişinin doğru yola girip girmemesinde asıl etken olduğu vurgulanıyor daha çok.
Umarım anlarsın. -
+1
unbelievable my7
Çoğu kişi iş hayatında başarılı olmak için kendi menfaati hariç başka bir şeyim düşünülmemesi gerektiğini sanar. insanın kendisinin yükselebilmesi için etrafındaki kişilerin düşmesi gerektiğini zannederler. Ben kazanacaksam herkes kaybedebilir şeklinde bir mentalite vardır. Bunu özel sektör tecrübesi olanlar gözlemlemiştir. Her yer kendi çıkarından başka bir şey düşünmeyen sığırlarla doludur. Sonra bunların yaptığı saçmalıklar filan vardır
Kendisinden üst statüde bulunanlara peşkeş çekerken altlarına her türlü sindirme, ezme, aşağılamalarda bulunmak gibi. iş hayatı sektörde ful bu amcıklarla doludur. Bunlar zannederler ki bu şekilde bir profil izlersem, bana fayda sağlayan hariç başka hiç bir şeyi gözetmezsem işimde başarılı olurum saygınlık kazanırım vesaire. Fakat durum böyle değil. Hatta tam zıttı. Her yerde olduğu gibi meslek hayatında da iyileşmiş insanın yeri çok farklı. Hatta iyileşmiş, akıl sahibi bir insan 5 0 önde başlıyor diyebilirim. Özü saf olanın meslek hayatında gibilmesi, mal yerine konması gibi bir durum yok. insanların bundan ödü kopar mesela. iyilik yapınca enayi durumuna düşmekten, kandırılmaktan çok korkarlar. Açıkgözlü, tilki gibi olman gerektiğini aksi durumda insanların seni gibeceğini düşünüp öyle hareket ederler. Bu mantalitenin yaygınlığından dolayı da içinde ufaktan iyilik kırıntısı kalan insanlarda böyle hastalıklı sürü içerisinde zamanla yaygın görüşe uygun olarak davranmaya başlarlar. Anlayacağınız çoğunluğun sahip olduğu hastalıklı zihin yapısı aralarda kalan pıtırcıklarıda bir süre sonra kaşarlanmış sektör tilkilerine dönüştürür. Bu yazıda bunun yanlış olduğunu söylüyorum. Bu toplum tarafından avantaj sanılan gözü açıklıklık hali kişiye kayıp verdirmekten başka bir işe yaramaz ve sanılanın aksine başarıya da ulaştırmaz. -istisnalardan bahsetmiyorum- Kendi çıkarından kafasını çıkarıp verdiği hizmete odaklanan, yardımın desteğin anlamı anlamış, açlıklarını yenmiş ve gerçekten anlamı olan işlere hayatını adamış, kuran ahlakı olan insanlar asıl kazanan insanlardır. Sadece tanrının onayından, kurtuluştan bahsetmiyorum. iş hayatında da bu insanların bakıldığında ezici bir üstünlüğü var. -yine aynı şekilde istisnalar olabilir arınmış bir insansındır fakat departmansal olarak doğru işleri ortaya koyamayabilirsin felan.- Hangi iş olduğu farketmez istersen satış elemanı ol. Eğer ki insanın motivasyonları kendinden büyükse, ve yaptığı işi gerçekten insanlara hizmet vermek için, yardım etmek için, faydada bulunmak için yapıyorsa asıl bu insan alanında önde gelen ve saygıyı gören insanlardan oluyor. Kısa kesiyorum, gelmek istediğim nokta : Kur an ve bize nasıl yaşamamıza dair verilen emirler, edinmemiz gereken özellikler, bizi dünya hayatında alçaltmıyor, değerimizi eksiltmiyor, hayatımızı çekilmez hale getirtmiyor. Tam aksine bize değer katıyor, işlerimizin rast gitmesini sağlıyor, ömrümüzü doğru bir şekilde geçirmemize yardımcı oluyor. Yani orrrrospu çocu olmanın lüzmu yok kankilerr. Hayırlı, coronasız günler geçirmeniz dileğiyle bol bol elinizi yüzünüzü yıkayın yakalanmayın bu taka zaten şurda iki kişiyiz giberim belanızı adasdsasda
-Yukarıda vereceğimi söylediğim isimler C.J Skender ve Frank Lloyd Wright. Hayatları incelenebilir. -
0
unbelievable my7
itiraf ve yüzleşme nasıl yapılır adlı çalışma. Örnek hareket. Congrats bro you are not the same no more. -
0
unbelievable my7
Hacı yorum yapman gayet güzel. benim veya buradaki herhangi birinin görüşlerine, söylediklerine katılmadığında veya bir hata gördüğünde bunu belirtmeye mutlaka devam et. Burada uygun tavırı takındığın ve doğrunun peşinde olduğun sürece kimse hor görmeyecektir, hor göreni de gibleme zaten. Yorumuna gelirsek, biraz sıçmışsın şimdi doğruyu söylemek gerekirse adasdsasda ama dediğim gibi önemli değil. Bold mükemmel açıklamış gerçekten ayrıntısına kadar. Dikkatli okur ve iyi bir üzerine düşünürsün umarım. Keep digging. -
+1
unbelievable my7
Disiplin ve adanmışlık gerçekten önemli ve kritik, disiplin ve adanmışlığın neye olduğu daha da önemli ve kritik. Çünkü kim olduğunu direkt belirleyen, değerini belirleyen şeyler bunlar. Bir beta da adanmışlık gösterebilir. Bir beta da departmansal olarak muazzam işler ortaya koyabilir. Tarih boyunca dolu insan vardır böyle harika işler ortaya koyan ama beş para etmeyen, karaktersiz, yozlaşmış insanlar. insan sırf kendi heva hevesi için, basit tatminler için bile olsa sağlam işler çıkarabilir yani. Kendisine gibten motivasyonlar edinip bunlara adanabilir. Belli bir süreliğine hoş gözükebilir de kazandığı geçici başarı vesaire. Böyle bir rahatlama, küçük dağları ben yarattım kafasına sokabilir ki baktığında bu da anlık olarak güzel bir hissiyattır. Fakat hissiyattır işte. Hissiyatlar değişir ve geçicidir doğru olanı yansıtmaz. Eğer ki insan yaşadığı hayatta sadece etrafındakilerden almaya odaklanmış ise, amaçlarını ve hareketlerini kendisini yüceltmeye adamış ise er geç yaptıklarının bir cevap olmadığını, kendisine sadece boş beleş bir hayat verdiğini anlayacaktır. -bunu bilmek için ota taka dalıp çıkmaya gerek yok. Bire bir tecrübeye gerek yok, bazı şeyler yaşanmadan da bilinir bu da onlardan biri işte.- Kişi evrenin merkezine kendisini koyar da bencil bir mantalite ile hareket ederse varlığı ne kendisine fayda verir ne de etrafındakilere. şu vardır ki bir süre sonra böyle bir insanın etrafında da kimse kalmamaya başlar. Yalnızlaşır bir süre sonra çünkü kurduğu bütün ilişkilerin hepsinin sebebi uzun veya kısa vadeli karşı taraftan bir şeyler almaya çalışmak olmuştur ve insanlar artık bunu bilirler. Çıkar ilişkileri kısa vadede sanki bir avantajmış gibi görünür fakat uzun vadede artık akılsız toplum bile senden yüz çevirmeye başlar. En malı bile yavaş yavaş anlar ne tak olduğunu. Böylece yalnızlaşırsın. Etrafında kalanlarda senden bir şeyler tırtıklamak isteyen seninle aynı mantalitede olan çakallar olur. Bir süre sonra da anlarsın açgözlülüğün, benmerkezciliğin seni nereye getirdiğini amma geç olur. Olması gereken ise insanın kendi çapından çıkması, egosundan ayrılması ve etrafındakilere yardımı esirgemeyerek güzel işlere vesile olmasıdır ki bunu da ancak tanrı inancına sahip olabilmiş insanlar gerçekten başarabilir. -
+1 -1
unbelievable my7
Dışarıya karşı yansıttığın yanlış davranışlar genelde kendi içsel promlemlerinin yansımasıdır hacı. Sürekli aynı davranışları sergileyip pişman olmak yerine kendinde neyin yolunda gitmediğini bulmaya çalışırsan o sevmediğin davranışlar da zamanla yok olacaktır diye düşünüyorum. tabi yine kendini yine en iyi sen bilirsin, am just saying -
+1
unbelievable my7
Toplum tarafından anlaşılamayan kavramlardan birisi de sevgi. Tamamen anlamından çıkarılmış durumda şuan. Herhangi bir kişiye veya ittifaka sevgi duyuyorum diyen 100 kişiden 99 unun sevgiyle alakası filan yok.
Aklı olmayanın doğru bir şekilde beslediği sevgi de olmaz. Sürekli yanlış yerlere sapan bir kavramdır onun için ve beslediğini düşündüğü şey sevgi olmaktan çıkmıştır. Betaların ilişkilerindeki sevgi çıkar ile, kişisel ve duygusal tatmin ile yoğurulmuştur. Akıla filan dayanmaz. Duyduklarını zannettikleri duygunun her hangi bir temellendirmesi yoktur.
Neye sevgi duyman gerektiğini bilmeden, anlamadan olmaz. Sadakat de aynı şekilde. Körü körüne besleyemezsin bu iki şeyi ama gel gör ki dıbınakodum betaları daha karşısındaki dişiyi/erkeği/organizasyonu tanımadan -tanıyamadan demek gerekir aslında çünkü o yarım akıl ile karşılarındaki insanı da doğru tahlil edemiyor bu mallar at takunu lavanta filan görüyorlar- senin için ölürüm, asarım, keserim, her şeyimsin, yaşama amacımsın gibi kafalara giriyorlar. Oysa bu insanlar sadece kendini ve kişisel çıkarlarını, duygusal tatminlerini seviyorlar başka bir şey değil. Sevgileri karşılarındaki insana felan değil, kendilerine vueeeğğiiyyyğğ
-Aile içi koşulsuz temelsiz sevgi vardır, aile ayrı tutulur. Çok büyük bir tak yemedikçe ailene gibe gibe sevgi göstermek zorundasın diğer tarafta giberler ayıktırayım
Özet: Seveni gibmiyorlar ya dıbınaaa -
0
unbelievable my7
Kime yardım edersin sorusunun tek bir tane cevabı yok aslında. Kişinin kim olup olmadığıyla ilgilenmeden yardım etmen gereken durum olur, yardımını alnının teri ile hak eden vardır veya tam tersi genel olarak hak etmese bile kişiye yardım etmeni gerektiren bir durum olur ya da spesifik bir target seçmeden işini, görevini yaparsın yardım etmiş olursun vesaire. Bunun gibi durumları doğru gözetebilecek akla sahip değilse kişi sıçar çünkü hayatın hiç bir alanı burada olduğu gibi tek düze giden doğrulardan oluşmaz -
+2
unbelievable my7
Yardımın ve desteğin anldıbını anlamamış insan, hayatı da anlamamış, anlayamayacak olan insandır. Direkt olarak kim olduğu hakkında bir turnusoldür bu olay bir insan için. Kişinin süreçler içerisinde ortaya koyduğu ürünler kendi menfaatine çıkıyorsa, yaptığı her hamle her yöneliş kendi isteklerine, kendi zevklerine hizmet ediyorsa yanlış yoldadır durup bir yüzleşmesi gerekir. insanın düzenli olarak kendiyle yüzleşmesi gerekir aslında bazı şeyler için çok geç olmadan. Yani dünyada bulunuyorsunuz ama nasıl bir rol oynayacaksınız. Çoğunluğun yaptığı gibi kendi menfaatlerinize ve açlıklarınıza mı hizmet etmek istiyorsunuz yoksa bu boş mu geliyor, daha mı fazlası olmalı? Sizden daha büyük bir amaca adanıp bu yönde ortaya bir şeyler mi koymalısınız?
Dünya üstünde azıcık, küçücük, ufacık kalmış olan iyilik kırıntılarını sürdürenler, ikincisini içinde hisseden insanlar. ittifak kuracağınız insanlar da yine bu insanlar, ittifak kurmaya istek duyacağınız insanlar da yine bu insanlar ve nadirler. Nadir oldukları için zaten genel olarak bu insanların ortak kaderi toplum içinde yalnızlık yaşamak, kalabalık içinde kimsesiz olmak oluyor çünkü kendilerinden bir tane daha yok etraflarında. Bu insanlarla karşılaşmanız, ittifak kurmanız da pek elinizde olan, kontrol edebileceğiniz bir şey değil, hak etmeniz ve tanrının yolunuzu kesiştirmesi ile ilgili daha çok. Hee ben gelemem böyle kesişmelere felan efenim, amı olsun yeter diyorsanız ittifak kurmak daha basit tabi bu yolu da seçebilirsiniz çoğunluğun yaptığı gibi.
Dipnot : Son araştırmalara göre başlığı okuyan kişilerin evlilik yapma ihtimalinin başlığı okumamış olanlara göre %31 daha az olduğu belirlendi. Bunun sonucu olarak başlığı okumuş kişilerin yaklaşık 100 yıl sonra neslinin tükenmesi bekleniyor.
Bu arada mesaj atan arkadaşa yanıt yazamıyorum sanırım belli bir entry sayısını geçmek gerekiyor. Buradan yazayım o saydıkların ben değilim hacı element uydurmayalım adasdasdas forumda da belikebond olarak yazıyordum yukarıda da belirtmiştim gerçi -
+3
unbelievable my7
Kötülük ile savaşırken dışarıdan olayların ayrıntısını bilmeyen bir kişi olayı sanki sen kötülük yapıyormuşsun gibi yaftalayabilir. O onun sorunudur vebali kendinedir. Kınanadabilirsin, bu yine senin sorunun değildir. Eğer ki savaştığın şey savaşılması gereken bir şey ise ve sende doğru bir şekilde savaşıyorsan dışarıdaki nüansları yorumlamaktan uzak insanların yorumları, yaftalamaları önemli değildir, sen devam edersin. Anlayacak olan anlar ve senin yanında durur zaten. Anlamayacak olana da bir şeyleri kafasına sokmaya çalışmak boş iştir, verimsizdir uğraşmazsın. saçmalığa sapacak olan sapar aman herkes bilsin, anlasın diye bir şey yoktur. Bu dinde de böyledir. Tanrı apaçık söyler herkesin akledemeyeceğini, boş beleşe dalan insanların her dönemde olduğunu ve olacağını. Direk olarak elçilere söylenir size düşen tebliğ etmek siz onların yüklerini yüklenecek değilsiniz diye. Her ne kadar elçi de olsa, anlayışı, kavrayışı üst seviye ideal bir insan da olsa o sorumluluk insanı çok rahat bitirebiliyor demek ki de tanrı elçiye bu şekilde bir telkinde bulunuyor. Bizim için de geçerli hemen hemen. Herkesin seninle aynı yolda olmasını isteyemezsin, her insanın sana yardım etmesini isteyemezsin, her insanın iyileşmiş olmasını isteyemezsin, sen sadece üzerine düşeni yaparsın gerisi de üzerine düşeni yaparsa bir anlayış birliğinden söz edilir.
Başlığı oluşturulurken öyle bir anlatacağım ki çıkışta herkes alfa olacak diye bir vaat verilmedi. Ben üzerime düşeni yapacağım siz yapabilecek misiniz dendi, olayın çoğu sizde dendi, verdiğin emek doğrultusunda karşılık alacaksın dendi. Güdülmeye meyilli, beni gibin ama ses çıkarmayın kafasındaki tipler zannetti ki günde üç öğün okuyunca her şey toz pembe hale dönüşecek, o hayallerinde her ne açlıkları varsa onlara sahip olacaklar, tcma bizi güdecek her şey sonsuza kadar mükemmel olacak filan. Gerçekler giber tabi hepsi başını aldı ama sor bakayım hiç biri kabul ediyor mu? Sonradan anlayıp da tcma bize güzel bir oturtmuş diyen var mı asdasdsdasd. Varsa yoksa iftira varsa yoksa çarpıtma. Hayatları aldanıştan ibaret bunların. -
0
unbelievable my7
Mesajların ve yeni üyelerin onaydan geçmesi gerekiyordu bi aralar ama o olay kalktı diye biliyorum. Herhangi bir entry girişi için onaya gerek yok artık, yeni üyeliklerin durumunu bilmiyorum ama muhtemelen onlar için de geçerli. Aktiflik fazla olmasa da orası da takip ediliyor. o yüzden oraya da yazmaya devam etmekte fayda var burası ile beraber. -
+3
unbelievable my7
Toplumda bulamayacağın bir şey de düzeyli eleştiri. Eleştiri kelimesi sanki basitmiş ve herkesin yapabileceği bir şeymiş gibi görülür fakat alakası yok. Düzeyli eleştiri yapabilecek insan nadirdir, özeldir, kritiktir. ittifakı ayakta tutan ve ileriye doğru iten yapı taşıdır ve tabii ki de gibik zorunlu çevrenizde bu özelliğe sahip birine denk gelmeniz gibi bir durum çok düşük ihtimaldir, yoktur. Genelde nadir olan, özel olan özelliklerin çoğunu zorunlu çevrenizde görmenizin ihtimali düşüktür. Zorunlu çevrenin, toplumun kaale alınmamasını şart koşan da bunun gibi özel özelliklerden mahrum olmalarıdır. Bu insanlar size bir şey katmaz, sizi herhangi bir şekilde düzeltecek, doğruya yöneltecek, eşlik edecek, bir amaç uğrunda size yardımda bulunacak insanlar değillerdir. Kendileri böyle oldukları içinde kaale alınmamayı hak ederler bir nevi. Bunları gördükten sonra zaten ister istemez bu insanlar ile ilişkiniz yüzeysellikten çıkmaz ancak kafa dağıtmalık takıldığınız geyik yaptığınız, gözlemde bulunduğunuz bir yer haline dönüşür. -eğer ki böyle değilse, her gün kankilerle akhıyoruzz şeklinde gereksiz bir yakınlığınız varsa yanlış yoldasınız demektir. Yalnız değilseniz keza aynı şekilde yanlış yoldasınız demektir.- Burada betalarla ilişki kurulmaz lafı öyle körü körüne motto edinilip tutunulacak bir şey olsun diye söylenmemiştir. Betalarla ilişki kurulmamasının sebepleri vardır bu yüzden ilişki kurmazsın. Hacı tarafından, Tcma tarafından açıklanan, bir zamanlar söylenmiş olan lafların hiçbiri dogmaya dayanmaz. Hepsinin rasyonel, akla uygun temellendirmeleri vardır bu yüzden söylenmiştir. Eğer söylenenlerin klişe kişisel gelişim laflarından ibaret olduğu sanrısına kapılıyorsa başlığı okuyan herhangi biri, bu başlığın ekgibliğinden değil kişinin hayatta derinliğinin olmamasındandır. ne yazık ki bu sanrıya kapılan kişi bunu da kabul etmez sıçar sıvar durur genelde. Böyledir yani insan. Başlıkta gördüğünüz o çarpıtmalarla, aşağılık yaftalamalarla dolu ortam hayatın ta kendisidir. O başlıkta çirkefleşen insanlar her gün aynı çevreyi paylaştığınız insanlardır. Her gün sohbet edip taşak çevirdiğiniz tiplerin internetteki yansımalarıdır başlık süreçleri. Başlıkta yaşananlar ayrı bir dünya çevrenizde yaşananlar ayrı bir dünya değildir. Kişiler de farklı değildir. Farklı yerlerde farklı durumlarda başka insanlarmış gibi karşınıza çıkarlar belki ama aslında hepsi aynı insanlardır. dişiymiş, erkekmiş, zenciymiş, güney koreliymiş ayrımı gibi bir şey de yoktur. Sizi akılsız çevrenize kral gösteren şeyler de giblenmez. Direk kim olduğunuz önemli olandır. Aklın var mı yok mu? beta mısın omega mı?. Bu yüzden de aslında asil olan veya asil olacak ittifaklar topluma yayılamaz çünkü toplumda kim olduğun hariç her şeye bakılır, değeri yansıtmayan ne varsa onların arasında o önemli olandır. Eskiden de böyleydi şimdi de böyle ileride de böyle olacak. Bakarsanız eğer elçilerin hayatlarına çok net görürsünüz özel olan ittifakın ne kadar az kişi tarafından benimsendiğini, doğrunun peşinde olan kişileri takip eden insanların ne kadar az olduğunu. Bunlar hep toplumun karar mekanizmasının sıçmışlığını gösteren ibretlerdir. Yüz çevirmek için sebeplerdir. Böyle yani beyler sadece düzeyli eleştiriden bahsedecektim hep kaydı konu ammına. Konular birbirleriyle alakalı olduğundan oluyor sanırım bu bilmiyorum. Bu arada ben belikebond slm. nbr. s.s