+2
Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakınındaki isimlerden Hacı Tevfik’in torunu, kütüphanecisi ve özel kalemi Nuri Bey’in oğlu tarafından söylenmiştir.
Uyumadan 48 saat çalışırmış. Babam 5000’e yakın kitap okuduğunu söylerdi. Okuduğu her kitabı babam da okuyordu. Çünkü sorardı. Savaşlarda cephelerde bile tarih kitabı okurmuş.
Boyu 1.74, elleri çok ufak. Tıraşını kendisi olmazmış. Fenerbahçeli fakat futbolla çok alakadar değilmiş. Güreş’i çok severmiş. Zaman zaman köşke pehlivanları çağırarak güreştirir, para yardımları yaparmış.
Yemekle çok arası yok. En çok kuru fasulye pilav sever. Sürekli içer miydi? Atatürk’ün her sofrasında içki olduğu söyleniyor. Böyle bir şey mümkün değil. Çalıştığı geceler kesinlikle içmezmiş. (Çomarlar eksiledi bile.)
Yanında hiç para taşımazmış. Yanındaki çalışanlarının hiçbirini zengin etmemiştir.(Aynı Dexer)
Fevzi Çakmak geleceği zaman sofrasında içki olmazdı. Ona karşı büyük saygısı vardı. Köşkte kapıda karşıladığı tek kişiydi.
Çok şık giyinirmiş. Ayakkabılarına çok dikkat edermiş. Kılık kıyafete çok dikkat ederdi.
Babam ve şoförüyle gece yarısı köşkten çıkan biri. Kimseden korkmazdı. Halkın içindeydi.(Dexer in ne farkı var demi)
Kuran okununca çok duygulanan, ağlayan bir insan. Babam bizzat gördüm derdi. Ayasofya’da Kuran okunduğunda Dolmabahçe’de naklen radyodan dinleyince gözlerinden şakır şakır yaş gelmiş. Hazreti muhafazid’i en büyük komutan olarak biliyor ve söylüyor.(Ne kadar dinsiz demi yaa)
islamiyet’e çok saygı duyarmış. Dolmabahçe Sarayı’nda sabahın gün ışıklarına kadar devam eden bir düğünde ezan vakti Atatürk manevi kızı Nebile’ye “Hadi bir ezan oku” diyor. Ve okumaya başlıyor. Babam “Tam yanı başındaydım, gözlerinden damla damla yaş aktığını gördüm” derdi.
Atatürk Etnografya Müzesi’ni hiç beğenmezdi. Orada o kadar uzun yıl kalmasını babam içine hiç sindirmiyordu. Babamın en çok üzüldüğü mevzudur oraya defnedilmesi.
Ve daha bilmediklerimiz.
Demek istediğim şu panpalar Atamızı yanlış tanımayın tanıtmayın. Hadi eyvallah.