0
hatun bak,
şimdi bizim teknik olarak çok eşli olduğumuz malum.
doğanın bir ekonomisi var; sperm çok, yumurta az.
siz neslinizi sürdürmek için seçici olmakta ne kadar haklıysanız biz de gezici olmakta o kadar haklıyız.
dolayısıyla doğanın ekonomisi belli, arz-talep dengesizliği aşikar.
medeniyetler kâh evlilik kurumu, kâh kerhaneler, kâh doğum kontrol hapları, kâh prezervatifle falan bir şeyler yapmış;
arz -talep dengesini hayvanlık seviyesinin altında tutmaya çalışmış.
fakat biyolojik olarak değişen bir şey yok;
içimizdeki hayvan aynı.
inananda da aynı, inançsızda da aynı, komünistte de aynı, kapitalistte de aynı..
özetle hal böyleyken böyle.
gelelim sorumuza:
ben de insan gibi yaşamaya çalışan o hayvanlardan biriyim.
10 yıllık evliyim.
karım gerçekten hayat arkadaşım;
nazıyla da seviyorum, gazıyla da seviyorum, yolda da seviyorum, mutfakta da, sofrada da, yatakta da;
hep de hayatımda olsun istiyorum. dolayısıyla buraya kadar sorun yok.
sorun bu sevgi denen meretin bir kişiye vermekle bitmemesinde; kalan kısmının adamın içinde tepinip durmasında başlıyor.
içeride kalan milyon tane ufak bodoskafa "bizim ne günahımız var amk" diye kalenin kulesine yürüyor.
"onlar sevgi değildir; spermdir, hormondur, şımarıklıktır" vb. diyeceksin.
o iş öyle değil işte be güzelim...
kadın var, karının dinlemediği bir müzikten bahsedersin...
kadın var, karının okumadığı bir kitabı tartışırsın...
kadın var, karının anlamadığı bir filme senin gibi bayılmış...
kadın var, o gün karının gülmediği gibi tebessüm etmiş sana...
kadın var, seni istediğini biliyorsun...
ama bir gözleri ahuya zebun olmuşsun diye, bunların hepsinden mahrumsun.
verdiğin bir söz peşinde, yaşayabileceğin ve yaşatabileceğin tüm diğer hayatlardan;
tadabileceğin ve tattırabileceğin tüm diğer mutluluklardan uzaksın.
ve kendinle birlikte, senin mutlu edebileceklerinin de tümünü ekgib, tümünü mahrum bırakmışsın...
"Delikanlı adam aldatmaz" diye kesip atacaksın.
Be sevgi kodumun, ben ne aldattım, ne aldatabilirim zaten.
Birincisi sevdiğim birine yalan söyleyemem.
ikincisi karıma ihanet etmemde sakınca görmeyen bir kadından zaten hoşlanamam.
Üçüncüsü de bana yapılmasını istemediğim şeyi başkasına yapamam.
Geldik zurnanın zırt dediği yere...
Soru şu:
Diyelim kocanız veya sevgiliniz benzer bir hissiyatla size açıldı,
bu anlattıklarıma benzer şeyler anlattı.
Özetle dedi ki
-misal-
"Seni seviyorum,
hayatın anldıbını sende buluyorum,
seninle yaşlanmak istiyorum,
seninle yavrular büyütelim istiyorum.
Ama bu gece komiklikli kedi videoları izlemek değil Nejla'yla bira içip Sebahattin Ali kitaplarından bahsetmek istiyorum.
Ve bir: Muhabbet bizi nereye zütürür bilmiyorum.
Ve iki: Sen bana böyle bir taleple gelsen derhal ayrılırdım.
Ve üç: Seni kaybetmek istemiyorum.
Yalanım yok.
Kafam müşterisiz fikirler çöplüğü,
sevgim kalbimde stok fazlası.
Al bu denklemi sen çöz... "
Ne hisseder, ne dersiniz?