- 1 / 1 / 444 entry
- 3 başlık
- 1,484.83 incipuan
bizhamidinpicimiyiz yemişinci nesil normal
-
+6
yağmurda ağlayan kadını eve almak
Gençler yazıcam hikaye bitecek o konuda problem yok. Ara ara şimdilik günlük tarzı kullanıyorum sövmeniz de normal. Gelicem.
https://www.youtube.com/watch?v=LT87AqIbk34 -
0
yağmurda ağlayan kadını eve almak
http://gorkemdmr.blogspot...a-aglayan-kadn19.html?m=1
Bu arada bu eleman hikayeyi çalmaya baslamis gencler benimle alakasi yoktur. Zaten yorumda da yazmis elemanin biri akli farkli calisiyo dingilin. -
+2 -2
yağmurda ağlayan kadını eve almak
"bir menekşe kokusunda seni aramak var ya"
hikayeler yarım kalmamalı diye düşünürdüm her zaman. yarım kalan hikayeler hep yavan gelirdi.
dünyada her şey yarımken tüm hikayeleri tamamlama çabaları manasızmış yeni öğrendim.
yarım kalan her şeyde mana aramanın çaresizliğinde yaşayan insanlar gördüm. hepimizi gördüm daha doğrusu. yarım yaşadığımız hayatlarımızdaki tamamlama çırpınışlarını gördüm.
ama yarım kalan şeyler sadece yarım kaldığında belli olur onu da öğrendim. bir hikayenin nerede yarım kalacağını bilmek sadece yazanın inisiyatifinde değil.
yarım kalmasın diye tüm hikayeler hiç değilse zihnimizde yazıyorum. bir hikaye bile yarım kalmayacaksa dünyada gerekirse tüm kalemler tüm klavyelerde yazsın diye yazıyorum. anlamsız isteklerde boğulmak için belki de.
saçma veya değil. bunu sorgulamadan yazıyorum. seni arıyorum satır aralarında. ama yanlış yapıyorum biliyorum. sen o hikayenin tümüsün.
Sen Nalansın... -
+4 -1
yağmurda ağlayan kadını eve almak
nerede kaldım bilmiyorum. hikayemin neresinde kaldım bilmiyorum.
hikayemin neresinde olduğumdan da çok emin değilim sanki hali hazırda zaten.
geri dönüp okuyabilirdim ama yapmadım. içimden de gelmedi zaten. bu okuyana ayıp etmiş gibi his doğursa da onu da sallamadım. çünkü bu benim hikayem. yazılmasının sebebi okunsun için değil. sadece yazılsın diye.
yazılsın diye yaşanan şeyler var sanki, öyle geliyo bazen. yazıyorum ara ara hala. yazarken kaybediyorum kendimi hatta satırların arasında. anılar canlanırken tekrar buluyorum kafamda kendimi. daha az konuşuyorum. daha az içiyorum. daha az yaşıyorum. ama daha çok yazıyorum.
yazdıklarımın çoğu kendime saklı şeyler. hatta bazılarını yazıldığının ertesinde siliyorum.
kırık dökük hikayelerde yaşatmak da ilginç oluyo yalan değil.
sövdüğüm yazılar daha güzel geliyo yazarken. üslup derdi yok zaten. gibtir ediyorum yazrken heralde ondan yazıyorum. arabesk yazıyorum utanmadan. yazdıkça devamı geliyo. başını unutuyorum herşeyin. unutmak sadece kötü şeylerde olmuyo. iyi şeyleri de unutturuyo zaman. -
+2
yağmurda ağlayan kadını eve almak
güldüğünde dudağının kenarında o minik kıvrım oluşan Nalan mısın?
kuşlardan korkan hani?
gönlünde gönlümü taşıyan mısın?
yanındayken bile kavuşamadığım, kıyamadığım, konuşamadığım, doyamadığım, -ki hiç bi zaman kana kana içmediğim- nice arabesk kelimelere beni saplayan mısın?
sen Nalan mısın? -
+3 -1
yağmurda ağlayan kadını eve almak
yazmak büyük bi şizofreni hali gibi gelmeye başlıyo bazı zamanlar. özellikle yazıp üzerine düşünüp tekrar yazıp tekrar düşünüp tekrar yazmak...
kısır döngüde yaşadığımız hayatlarımıza yeni hayatlar eklediğim yazma hali. bölük cümlelerde kaybolmaktan korkar oldum son zamanlarda. herşeyi yarım bırakmaktan belki de.
bazen tüm güzel cümleler kuruldu diyorum kendi kendime. parmaklarımı susturmaktan geçiyo aslında tüm bunların çözümü.
neyse neyse ne diyodum. bölük cümleler. dünyanın tüm güzel müziklerinden sonra hala güzel müziklerin yapılması gibi. her yazılanın aslında farklı tınılarda üzdüğü gerçeğini kabullenmek insanı rahatlatıyor aslında. insanı olmasa da en azından beni.
ben... hikayenin ilk kısımlarındaki ben. peki . ya sen. sen o sen misin?
o süslü cümlelerdeki nalan mısın?
sen Nalan mısın? -
0
yağmurda ağlayan kadını eve almak
https://www.youtube.com/watch?v=8Zwyiv4XSQA
Bugün saat 20.00-20.30 gibi bi aksilik çıkmazsa yazıcam. Bu şarkıyla buluşalım. -
+3 -1
yağmurda ağlayan kadını eve almak
https://www.youtube.com/watch?v=p_ibErhjDS8
Saat 21’i vuranda
Burada kanpanalar çalardı
Burada…
Burada hasret ve dert
Sen nerdeydin?
Bugün…
Bugün görüş günümüz
Herkes geldi, sen nerdeydin?
Aynı daldaydık
Aynı daldaydık
Aynı daldan düştük ayrıldık
Aramızda yüzyıllık zaman
Yol yüzyıllık.
Tam yüzyıl..
Tam yüzyıl oldu yüzünü görmeyeli
Gözlerin içimde durmayalı.
Dokunmayalı sıcaklığına karnının
Tam yüzyıldır bekler beni bu şehirde bir kadın
Aynı daldaydık
Aynı daldaydık
Aynı daldan düştük ayrıldık
Aramızda yüzyıllık zaman
Yol yüzyıllık.
Yüz yıldır alacakaranlıkta
koşuyorum ardından.
Nazım Hikmet -
0
yağmurda ağlayan kadını eve almak
Karşılaşmayız merak etme *
Bitiririz hikayeyi de yoğun mesai istiyo bu iş basit yazıp bırakmak istemedim. -
+1
yağmurda ağlayan kadını eve almak
Teşekkür ederim.
O kısma daha sonra dönüş yapıcam. Beklettim ama çalıştım o arada * -
0
yağmurda ağlayan kadını eve almak
kardeşim bilerek yapmıyorum. fırsat buldukça yazmaya çalışıyorum. söz bile veremiyorum işler yüzünden şu zamanda bitiricem diye. ama bitiricem. -
+2
yağmurda ağlayan kadını eve almak
iyi akşamlar deyip ofisten ayrıldım. arabama binip hızlıca eve gitmekti planım. arabayı çalıştırıp trafikte öyle böyle çalan müziği bile duymadan hızlıca eve gittim. üzerimi değiştirirken telefonuma gelen mesaj sesi beni hızlı hareketlerimden alıkoydu. evet evet nalandandı.
n: " çok mu acelen vardı rüzgar gibi çıktın * "
şimdi buna güzel cevap vermek lazımdı ki akşamın gidişatına olumlu etkisi olsun. ama aceleden onu bile yapmadım.
b: " sen de hep beni mi takip ediyosun nedir"
n: " eee seni boş bırakmamak lazım biliyoruz * "
b: " hadi hadi oyalama beni sana kavuşmaktan alıkoyma daha fazla."
n: "yaa az oyalan öyle gel. hemen gelme yarım saate burda ol."
b: "yarım saat çok 10 dk yapalım"
n: " bak inadımı biliyosun yarım saat dedim"
b: " şu an sana inat yaptırıp senden daha fazla mahrum kalma riskini göze alamazken senle mesajlaştığımız her an seni benden çalıyo. o yüzden inatsız yarım saat."
n: "anlaştık * "
anlaştık anlaşmasına da ben yine evde duramadım bi sigarayı bile bitirecek kadar bekleyemedim evde. -
+2
yağmurda ağlayan kadını eve almak
biz yazışmalarımızı yaparken odaya bizim stajyer ceren girdi. daha doğrusu girmedi kafasını kapıdan uzatıp;
c - abi iyi akşamlar ben çıkıyorum bişey diyomusun
b: iyi akşamlar ufaklık babana selam
ceren usulca çıkıp hızlı adımlarla uzaklaştı. bu da artık gitme zamanımın geldiğini gösteriyodu bana. hızlı hareketlerle giyinip bende odamdan çıktım. ofistekiler benim bu erken çıkmalarımdan aşırı hoşnutlardı biliyorum. çünkü bitek ceren ben çıkmadan çıkabiliyodu ofiste. o kadarcık torpilimiz olsun diye konuşmuştuk başta. -
+2
yağmurda ağlayan kadını eve almak
nihayet mesaiyi bitirmeye yaklaştığımda nalan'a mesaj attım. "nerede buluşalım?"
nalan standartlaşan bu hareketlerimiz karşısında artık ne zaman telefona bakması gerektiğini bile ezberlemişti sanki. o yüzden mesaja cevap vermesi uzun sürmedi. " hayırdır çok mu özledin * "
normal şartlar altında soruya soruyla cevap vermekten ne kadar hoşlanıyosam aynısının bana yapılması beni yoran bi hareketti ama bu kızda muhteşem duruyodu. " acayip * "
biz bu şekilde mesajlaşırken nalan'ın etrafındaki kızların kıkırdaşmaları nalana takılmaları da gözümün önünde gerçekleşiyodu. enişte kim hala tanışmadık gibi devam eden abuk sabuk muhabbetler işte.
n: "zaten ayrı ayrı çıkıyoruz, sen eve git üzerini değiştir bana gel direk sana sürprizim var * "
b: "meraklı biriyim biliyosun"
n:"hadi hadi oyalanma bekliyorum heyecanla"
b "aynen heyecanla... " -
+3
yağmurda ağlayan kadını eve almak
böyle böyle nalanlı günlerde nalan olmanın aşkı huzuru huzursuzluğu...
ha evet huzursuzluğunu anlatmadan geçmek bu hikayenin bi parça da olsa yarım kalışı anldıbına gelir. nalan'a hala asılan tipler vardı. mesela o huur çocuğu ertan. içimde en çok da bu kalmıştır. o puştun ağzına şöyle doya doya iki tane vuramadım ya..
nalan iyi niyetli bi kızdı. kültürel olarak da rahattı. rahat dediysem bi erkekle bi kadının arkadaş olabileceği iyi niyetini taşıyodu. bu gibi iyi niyetler sadece. kendi içimde kıskançlık krizleri geçirsem de nalan'ı üzmeme uğruna içime attığım çok olmuştur bu durumları.
çok fazla nalan dediğimin de farkındayım elbette. ama hikayenin esas kızı o bundan vazgeçmeyi de düşünmedim anlatırken.
gözüm ara ara saate takıldı gün boyu. saatin her saniye sesinde biraz daha kavuşmaya yaklaşmanın mutluluğu doluyodu artık akşamüzerine doğru. -
+1
yağmurda ağlayan kadını eve almak
Nalanlı günlerim genel olarak böyle geçiyordu artık. nalan benim ruhumu her geçen gün ele geçiriyor ben buna sadece teslimiyet duyuyordum.
açıklamama gerek var mı bilmiyorum ama nalan'la ilişkimiz konusunda kimseye bişey çaktırmamaya çalışıyoduk.
liseli sevdamdı evet. yazmaya başladığımdan beri aynı şeyi ifade ediyorum çünkü düşündükçe çocuksu hareketlerimizi bazen tebessüm ediyorum bazen de bu sır dünyasında yaşamak isteyip yaşayamadığım anlar içime oturuyodu.
nalanla ofiste gözgöze geldiğimizde bile kimse görmesin diye gizli bi uğraş içindeydik. ben hiç bu duruma karşı çıkmadım o da bu durum karşısındaki kayıtsızlığıma herhangi bir biçimde karşı çıkmadı belli de etmedi. belki de etmiştir de ben anlamamışımdır bilemiyorum.
içimden çalışmaya dair herhangi bi duygu geçmiyodu böyle durumlarda. akşam olsa da nalanla buluşsak diye hayaller alemindeydim sadece. sevdiğine yakınken bile hayaliyle avunmanın acısıydı benimkisi. yanındakini özlemek bundan 1 yıl önce ne kadar aptal ve çocukça, arabesk gelse de şimdi kendi dünyamı arabeskleştirmekten başka bir halta yaradığı da yoktu. evet evet kınadığım şeyler başıma geldi büyük konuştum vs vs vs... - daha çok