doritos cips aldıydım migros'tan dün. evde cips paketini açtığımda, 330 ml pepsi kola kazandığıma dair bir kupon çıktı içinden. odama gidip, kuponu bugün giyeceğim gömleğin cebine koydum ve salona geçtim.

sabah evden çıktım ve birtakım işlerimi hallettikten sonra evin yolunu tutmuşken, alt sokağımızdaki bir bakkalın camekanında "yüz binlerce pepsi hediye" yazılı bir poster gördüm ve cebimdeki kupon aklıma geldi. birden heyecanlandım, çünkü para vermeden bedava bir şey alacaktım ve bu ana çok yakındım. içten içe çekiniyordum, bakkal beni azarlayabilirdi, bana beleşçi diyebilirdi, bedava kola için 40 takla attığıma dair aşağılayıcı ithamlarla insanlık onurumu ayaklar altına alabilirdi. ama o kola benim hakkımdı. frito lay gıda san. ve tic. a.ş'nin müşterilerine tanıdığı bir haktı bu, çekinmenin, utanmanın alemi yoktu. tüm cesaretimi toplayıp bakkala girdim ve selamun aleyküm dememe kalmadan 37 ekran tv'de halk tv'nin açık olduğunu gördüm ve selam deyip kestim. selamun dedikten sonra televizyonu görseydim geri dönüşüm olmazdı ve aleyküm de demek zorunda kalırdım bu da bedava kolamı daha başından kaybedeceğim manasına geliyordu, çünkü bana gıcık olacaktı. kafadan, ne alacaksa alsa da gibtir olup gitse denecek bir müşteri sınıfına girecektim top sakallı bakkalın nazarında. selam dedi. dan diye kuponu uzatıp bedava kola kazanmışım verir misiniz diyemedim. dükkanın ucunua kadar yürüdüm raflara bakarak. bir şeyler düşünmeliydim. öyle armut gibi kuponu uzatıp kolamı istersem bana tutulabilirdi.

kafamda bazı planlamalar yaptım. düşündüm, ölçtüm, biçtim tarttım. evet bu hak bana frito lay gıda san. ve tic. a.ş'nin tanımış olduğu bir haktı ama adamdan direkt bedava kola istemek, mne bileyim, bana da fırsatçılık ve beleşcilik gibi geldi. bi tane eti cin almaya karar verdim. 50 kuruştu zaten, o 50 kuruşu uzatırken, böyle yarım ağızla, sanki verse de olur vermese de olur kafasında olduğumu sanacakmışcasına, sanki kendisinin de bedava kolayı vermeme ihtimali yokmuşcasına, son derece doğal bi şekilde kuponu da uzatıp bedava kolamı alırım diye hesap ettim.

bi müşteri vardı çıktı, 50 kuruşu uzattım, üstüne de kuponu koydum, bi de şu kuponda bedava şey varmış herhalde gibi bi şey dedim, tam hatırlamıyorum, umrumda değilmiş gibi davrandım yani, ısrarcı olduğumu anlarsa hepten ayar olabilirdi bana, yok biz vermiyoz onu dedi. ben beynimden vurulmuşa döndüm, peki deyip çıkacaktım ama bu haksızlığa karşı sessiz kalmak işime gelmiyordu, direnmeye karar verdim.

hee camekanda bedava yazısını gördüm de ondan şeaptım dedim, ben cipsleri rafa dizerken toptancı kafasına göre asmış onu dedi, sizin rızanız olmadan asamaz ki, assa bile sökebilirdiniz dedim, ya kaldı işte çıkarmadım bi daha, toptancı uğramadı, promosyon kolası diye sana dolaptaki kolayı mı vereyim, para verip kola isteyene ne vereceğim dedi. haklısınız ama ben bu kolayı hak ettim, cips aldım ve frito lay gıda san. ve tic. a.ş bana bu cipsten 330 ml kola kazandığıma dair bir kupon hediye etti ve kuponda yazılan esaslara göre siz bana bu kolayı vermekle yükümlüsünüz dedim. bu hindi gibi kabarmaya başladı, kardeşim asabımı bozma yok kola mola, nerden aldıysan git o versin beleş kolanı dedi. ben de sinirlenmeye başladım. ben bunu süpermarketten aldım ve süpermarketler bu kampanyaya dahil değil, anlaşmalı olan bakkal, büfe vs gibi yerlerden kolanızı alabilirsiniz şeklinde ifadeler var dedim kuponda ve masadan kuponu alıp ilgili kısımları kendisine de okuttum, bak burda yazıyor diye. yok benim anlaşmam filan dedi. ama camekanınızda bu kampanyaya dahil olduğunuzu gösterir bir poster asılı ve az önce, "sana promosyon kolası diye dolaptan kola verirsem" şeklinde bi ifadeniz oldu, demek ki daha önce bazı kimselere bu bedava kolalardan vermişsiniz, galiba siz bu kampanyayı kafanıza göre etkinleştirip kafanıza göre feshediyorsunuz dememe kalmadan başka bir müşteri girip, omzumun üstünden sanki ben orda yokmuşumcasına 20 tl uzatıp uzun marlboro istedi, bakkal, benden esirgediği tatlı dili sigara isteyen müşterisine sonuna kadar bahşediyordu, beni pgibolojik olarak yıldırabileceğini sandı. gereksiz bir samimiyete girmiş, lüzumsuz bir sohbete tutuşmuştu sigara isteyen müşteri ile, beni hiçe sayıyordu. o esnada birkaç müşteri daha içeri girdi, ben dışarı çıktım ve bi sigara yaktım, içeriye müşteriler girip çıkıyordu.

15 dakika filan geçmişti, bakkalda müşteri kalmadığı bir anda tekrar kapıya yöneldim ve içeri girdim, şimdi nasıl yapıcaz bu işi abi dedim, resmi dili kenara bırakıp, kanına girmeye çalışacaktım. neyi nası yapcaz dedi, bedava kolam vardı, az önce konuşmuştuk, aliym mi dolaptan bi tane dedim, yok dedi, gelmiyo toptancı, 4 senedir ondan mal alıyorum, hukukumuz var diye hatır gönülden kesmiyorum ticareti ama savsaklıyor, ne cipse ne kolaya geliyor, c.tesi gelecekti salı oldu yok, satacak kola yok, veremem bedava kola dedi. peki abi allah rızası için cevap ver, samimi soruyorum, sizin aranızdaki kişisel husumetin, anlaşmazlıkların ceremesini ben çekmek zorunda mıyım, belli ki sen bu toptancı ile ihtilafa düşmüşsün, sana inat olsun diye sistematik bi yıldırma, ayar etme politikası izliyor, sen, ayağın alışmış, hak hukuk vs diye ticareti kesmiyorsun bu da ona güveniyor, velhasılı aranızda bi problem var ama frito lay gıda san. ve tic. a.ş'nin kuponlara yazdığı esaslarda bakkal ile toptancı arasındaki ihtilafi durumlarda bakkalın müşteriye kola vermeme hakkı saklıdır diye bi ifade yok, yani kameti uzatmayayım senin toptancı ile arandaki ticari kriz benim zerre kadar s*kimde değil, sen bana bu kolayı vereceksin, adamın asabını bozma, çıkar ver şu kolayı, s*kmiym vilayetini a*kodumun çocuğu, senin hayatını s*kerim ulan kahpenin çıkardığı, karısının kızının ırzına çöktüğümün, top sakalını s*ktiğimin kancığı diye saydırasım geldi ama yapamadım, korktum. başka bir müşteri geldi, ben yine dışarı çıktım, yine 10-15 dk dışarda zaman geçirdim, sigara filan, bi de içerden iskemle çekmiştim.

içerde yine müşteri kalmadı, kapının ağzına gittim, önündeki bulmacayı çözüyordu bakkal. kedi gibi kafamı uzattım kapıdan, içeri doğru, miyavvvv dedim, oralı olmadı bakkal, ğırrrrrr, miyavvvvvv diye huysuz kedi sesi çıkardım, kafayı kaldırdı, göz göze geldik, ben göz çaktım, sevimli sevimli sırıttım, bunu da bi gülme tuttu, yüzünde oluşan bu mütebessim ifadeden arka alıp, tazı gibi fırladım içeri. masayı aştım, yanına yanaştım, çömelip hizasına indim, gömleğinin yakasıyla oynayarak, kulağına doğru yanaştım, seri şekilde nefes almaya başladım, kulağına çarpıp tekrar dudağımda seken nefesim, benim bile içimi ürpertiyordu. "neden kolamı vermiyorsun tatlılık?" dedim. git al a*kodumun musibeti, al gibtir git, dolaptan al, 2 litre al, yolunu s*kem, al bi de ice tea al dedi. sinirlendim, senin lütfunu s*kerim anası kaşar, ben senden sadaka istemiyorum, hakkımı istiyorum, frito lay gıda san. ve tic. a.ş'nin bana tanıdığı bedava kola hakkından faydalanmak istiyorum, sen kimsin de bana öyle müstehzi müstehzi, bahşeder, lütfeder gibi, köpeğe kemik atar gibi git al dolaptan filan diyebiliyorsun, kimsin ulan sen top sakalını s*ktimin kulamparası, babası şehven ekmiş, anası sehven sıçmış kahpe dölü dedim. o sırada halk tv de son dakika geçti, fetöden biri gözaltına mı ne alınmış , bu da bi anda ona dikkat kesildi, alın aq alın kim var kim yok alın diye saydırmaya başladı, ben hemen mevzuya uyandım, telefondan kaydı açtım, hükümete filan sallamaya başladı, fetocu fetocu darbe sevici şeyler söyledi, normalde bu şekilde elde edilen delilin hükmü yok ama ohal mohal bi kılıfına uydurup atarlar dedim bu gavur kırmasını kodese. velhasıl emniyete ihbar etmeye karar verdim soysuz bini o anda. kola mola da gözümde değildi artık. neyse abi iyi günler deyip sezercik gibi koşa koşa çıktım ordan.

O kadar guzel koktugunuzu dusunuyorum kı. Hakıkı bır erkek gıbı kokuyorsunuz hepınız. Terınız de tenınız de benı sıze davet edıyor bence davet hasıl olmussa ıcabet farzdır benım mesrebımde.

Tutkulusunuz. Belkı de bır kardes gıbı, derı montlu bır agabey gıbı kım bılır... Sızın ne hıssettıgınızı ınanın onemsemek ıstıyorum ama yok, lanet olası benlıgım buna musaade buyurmuyor ve tabıı kı o mıhmansever kokunuz. Ben belkı de kokunuzu ıcmek ıstıyorum. Kana kana ıcmek. Kokunuzu ıcımde saklamak, nefsım ruhumu durttugunde yaldızlı kutusundan cıkarıp o rayıhayı anılardan kopup gelen eskı bır tas plak kaydı gıbı duymak ıstıyorum. Evet, kokunuzu kulaklarımda duymak ıstıyorum. Hıc de hasarı bı arzu degıl.

Sevmek ıstıyorum sızı. Pekı bu gunah mı, kabahat mı? Bence degıl. yalancılık gıbı, yetım hakkı yemek gıbı, namahreme kem nazarla bakmak gıbı bır gaflete kapılmısımcasına nefretle bakıyorsunuz sankı bana. Oyle olmadıgını ıddıa etmenız bu dusuncemden ayrılabılmenın kolay bı hal alacagı manasına gelmıyor. Neden olması gerekenı olduruyormusum, yapılması gerekenı yapıyormusum gıbı hıssetmıyorum. Cok menfı bır emelın pesınden mı kosuyorum?

Ben kokunuzu burdan da alabılıyorum, nefesınızı dudaklarımız bırbırıne mutevazı degılken de yutkunabılıyorum. Bunları kotu bır ınsan haletı ruhıyesıyle yapıyormusum gıbı hıssettırmekle beynelmılel bır harpten muzaffer sıfatıyla ayrılagelen bır komutan gıbı mı hıssedıyorsunuz? ahlaka mugayır hıssıyatların vucuda gelısını musahade eden alık nazarlarla bana gore halısane sızlere gore nacızane hıslerımı sadece kırıyor, acıtıyorsunuz hatta kanatıyorsunuz.

Ben sızı sadece kendıme has usullerle sevmek ıstıyorum.

Dün tam apartmana giriyordum yaşlı ve sakat bir dilenci önümü kesti; "çok açım oğul, fazla ayakkabın varsa bi çiftini bana verir misin?" dedi. "44 giyiyorum amca, olur mu ki sana?" dedim. "Olur, olur olmazsa kızımın fondöten pamuklarını yerleştiririm ucuna." dedi. "tamam vereceğim ama seni önce biraz dövebilir miyim?" dedim, "elbette" dedi. temiz bi dayak attım, koltuk değnekleriyle çenesine vurdum. burnu kanadı, yerden kalkamadı. "hadi gel beraber çıkalım eve" dedim. yerinden kalkamadı, sırtladım. Çıktık.

Ayakkabılarını çıkardı, eve girdi. "Dolabı aç beğendiğin botu al" dedim. "Gofret de isterim" dedi. Sunta kokan muzlu centro gofreti verdim. "Duşa da giriyim mi?" dedi, "beraber gireriz" dedim. "Beraber yaşayalım mı?" dedi, "olmaz nomohrim vordır" dedim. "deden sayılırım namahremlik yok aramızda" dedi. haklıydı. "seni yıkayayım mı?" dedim "çok isterim en son damadım maşrapayı kafama vura vura yıkamıştı, canım yanıyordu ama mutluydum."

kucağıma alıp banyoya zütürdüm. kendi ellerimle soydum. dikişleri kırk yerden patlamış beyaz külotuyla kalakaldı. son bi gayretle bir kez daha kucaklayıp küvetin içine oturttum. bi yandan kırt kırt diye gofretini ısırıyordu. 3-4 yaşlarında babasının prensesi minik bir kız çocuğu kadar nazenin ve sevimliydi. " biz seninle ne yapacağız?" dedim. " bana sahip çık." dedi. suyu açtım. bembeyaz saçlarına sinmiş kirli sarılar yanaklarından göğsüne oradan kasıklarına süzülüyordu. külotu ıslanmış bedenine yapışmıştı. her yanını keseledim. tertemiz yaptım. guslünü de aldırdım kucaklayıp küvetten çıkarttım. bornozumu giydirip, odama zütürdüm.

hayatımda yaptığım ilk iş görüşmesinde giydiğim lacivert kiğılı takım elbiseyi giydirdim. "sen artık bu evin beyisin" dedim. ayağı kalkmaya yeltendi, omzuna hafifçe dokundum, izin vermedim. "sus konuşma" dedim. birden ayaklandı ve bana sert bi tokat attı. gözleri doldu ve bana sarıldı. ikimiz de ağlıyorduk. duraksadı. "halley var mı?" dedi. "yok ama hemen almaya gideceğim" dedim. "seni çok seviyorum" dedi. ben de ona bağlanmıştım. mutfağa geçtik. sucuklu yumurta istedi benden. sucuk ve yumurta yoktu ama ben yine de yağı tavaya koyup erittim. ocağın karşısına iki iskemle koyup önce cızırdayan, sonra erimeye başlayan devamında kararıp katran halini alan tereyağını seyrettik. " yumurta yok mu?" dedi. "yok" dedim. "peki ya sucuk?", "hayır". "olsun" dedi yanaklarını omzuma koydu. tava duman dumana vermişti, altını kapattım. " ben sana çok alıştım." dedi. "ben de ama, yapamam" dedim. "olsun" dedi.

misafir odasına gittim. yatak olduğu halde yer yatağı hazırladım. mutfağa dönüp, tekrar kucakladım ve takım elbisesiyle yer yatağına yatırdım. "beraber yatmayalım mı?" dedi. "peki" dedim, "geliyorum."çıkarken; "ışığı kapatma, bi de gelirken biraz daha gofret getir" dedi. mutfağı toparlayıp pijamalarımı giyip yanına gittim, kenarına kıvrıldım. "gofretlerimi getirdin mi?" dedi, uzattım.

çok uykum vardı hemen uyuyakalmışım. sabah uyandığımda yanımda değildi. panikledim. hemen mutfağa koştum. ordaydı. kahvaltı hazırlamış, beni uyandırmadan tüm sofrayı silip süpürmüştü. incir reçelinin hepsini yemişti, çikonellayı da bitirmişti. "bu kadar tatlı yeme kendine dikkat etmelisin." dedim.

ayağa kalktı, kravatıyla ağzını sildi ve önüme dikildi. "sen çok iyi bir insansın evlat." dedi. "ne demek oluyor bu?" dedim. "gitmeliyim" dedi. "bunu yapamazsın" dedim, "gideceğim" dedi, "hiçbir şey yaşamamışız gibi başını alıp gidemezsin." dedim, "gitmeliyim" dedi. eğildim ve dizine sarıldım. "gitme" dedim. "eee sıkmaya başladın artık." dedi. "sana bağlandım." dedim. dizlerine dolanmış ellerime değnekleriyle usulca vurup benden kurtuldu ve kapıya yöneldi. ayakkabı dolabını açıp botlardan birini aldı ve önüne koydu. "alamazsın o botları" dedim. "bana vermiştin" dedi. "madem beni bırakıp gidiyorsun yok sana bot falan" dedim. "noolur yapma" dedi "hayır" dedim. "bu botlara çok ihtiyacım var" dedi "hayır vermeyeceğim" dedim, kıvrak bi bilek hareketiyle ayağına geçiriverdi botları, ben ayak bileklerine sarıldım "alamazsın onları" dedim "alacağım bırak beni" dedi. değnekleriyle kafama vura vura merdivenlere yöneldi, ben her kurtuluşunda yeniden sarıldım ayaklarına, beni görmez gibi mutlak bir kararlılıkla devam etti yoluna. giriş katına kadar sürüklene sürüklene peşinden yalvardım. "ver botları" dedim. vermedi. yılmıştım. "peki" dedim. yüzüme bile bakmadı, 50 metre ilerdeki virajı usulca döndü ve kayboldu. ben ise hala onu düşünüyorum.

Belki hayatımızda çok önemli bir yer teşkil etmiyordu ama her akşam evimize misafir olan biraz sakar hafif bunak ama sevimli mi sevimli bir büyüğümüzdü. Şimdi bakıyorum da hiç bi şey olmamış gibi entryler girebiliyor, türlü komiklik ve sakalarla eglenebiliyorsunuz. Mehmet ali birand artık yok arkadaşlar. Bilmem farkında misiniz

evet bir sabah uyanıyorum. maltepedeki sözlük ofisine gidiyorum ve serkandan da değil onun ölümcül yancısı umut kullar denen şam şeytanından ofisteki ve sözlükteki görevlerimden el çektirildiğimi öğreniyorum. serkan ise odasından sesleniyor: "artık seninle çalışamayız biyikli, gelecek hayatında başarılar, işi zorlaştırma" karşıma çıkmaya dahi yüzü yoktu haysiyetsiz azdavay beygirinin. hamza hamzaoğlu misali boynum bükük ayrılıyorum oradan.

ee madem iş bu raddeye vardı. 6 yıllık emek serkan'ın kişisel hırsları uğruna bir kalemde çöpe atıldı, bana da bazı gerçekleri açıklamak düşüyor. fazla uzatmadan anlatmaya çalışacağım.

biliyorsunuz serkan inci denen namazsız zındık varna teknik üniversitesinde gemi inşaat mühendisliği bölümünde okuyordu. aynı üniversitenin farklı bir bölümünden mezun olup yine üniversitede tanıştığı kişiyle hayatını birleştiren ablası serpil ile aynı evde kalıyordu.

2009'un sonları sözlük kurulmuş, yeni yeni filizleniyor. 2010'un başlarında moderatörlüğe atanıyorum. sözlük içi muhabbetler, mod grubundaki istişareler, özel msn görüşmeleri derken iki yakın arkadaş oluyoruz serkan ile. o türkiyeye geliyor bende kalıyor. ben günübirlik varnaya gidiyorum onda kalıyorum.

sözü fazla uzatmayayım. bu kısa varna ziyaretlerimde bir yakınlık doğuyor serkan'ın ablası serpil ile aramda. ama allah bir hakkı için ne elim eline değiyor ne de bir tensel münasebetim oluyor serpil ile. ama sürekli gözlerimiz buluşuyor uzun uzun, serkan ve eniştesi mutfaktayken tatlı tatlı şakalaşıyor adını aşk koymaya çekindiğimiz, ama ikimizin de birbirimizden deli gibi hoşlandığının farkında olduğumuz sıcak diyaloglar kuruyoruz. ama neticesinde başka bir erkeğin nikahında olan bir kadının eline el sürmek kitabımızda yok.

çok sinirliyim arkadaşlar hızlı hızlı özensiz yazıyorum kusuruma bakmayın. bi yandan ağlıyorum çünkü. zamanla aramızdaki yakınlık iyiden iyiye arttı. birbirimizle telefonla konuşmaya da başladık ben istanbuldayken. onun sesini duymak bana iyi geliyordu. sonra bazı tartışmalarımız oldu araya bazı küslükler girdi 3 ay falan konuşmadık. ardından serpil'in hamile olduğunu öğrendim. başka bi erkekten çocuk bekleyen bi kadınla ilişki yaşamaktan utandım açıkçası yediremedim erkekliğime. ve tabii serde müminlik var ve onunla görüşmeyi tamamen kestim.

detayları hızlı hızlı geçiyorum

asıl olanlar bundan tam 6 ay önce oldu. serpil bulgar eşi stefandan boşanmış 9 ay önce. beni aradı. seni çok özledim dedi. ben de seni özledim ama olmaz dedim. olur dedi. ben boşandım.

uzatmayayım, görüşmeye başladık. görüşmelere küçük kızı jeni nazlı ile geliyordu bazen. ona olan aşkım iyice depreşmişti. 3 ay boyunca çıktık. onu karım yapmak istiyordum artık. o da bunu istiyordu. babama bahsettim serpilden zinhar ve kat'a olmaz dedi. ben dul çocuklu karıyı gelin mi alacağım gavat şerefsiz haysiyetsiz yahudi dölü diye hakaret etti bana. bileklerimi kestim. tüpü açtım uykuya dalmaya kalktım, kafama poşet geçirip masturbasyon yapmaya kalktım. babam anladı ne kadar kararlı olduğumu. serpil uğur'un zagoru sevdiği gibi seviyordu beni. ben ise bekir'in uğuru sevdiği gibi. babamı ikna ettim .zaten 12 senedir kanser. bu utançla daha fazla yaşayamaz diye düşündüm. evlendikten sonra huysuzluk yapsa bile en fazla 3 ay falan sürerdi. annem zaten felç.

10 gün önce serkana gittim. serkan ablanı seviyorum onunla evleneceğim dedim. kıyameti koparttı. bu iş bitmemiş miydi, kapanmamış mıydı bu mevzu dedi. kapanmıyor serkan dedim. her gün oluk oluk kanıyor, seviyorum ablanı, onu mutlu etmek istiyorum, sana iyi bi enişte, yeğenin jeni nazlıya iyi bi baba olmak istiyorum dedim. onun bir babası var dedi. ulan şerefsiz haysiyetsiz revülerde köçeklik yapan bir gavur oğluna kızınızı verdiniz, gençliğini karartıp, hayatını mahvettiniz, hala bana o stefan denen sünnetsiz bini savunuyorsun dedim. ne kötülüğümü gördün, bugüne dek sana bi yanlışım mı oldu, arkadaşlar şu an ağlıyorum ek olarak, heh ne diyordum sana bi yamuğum oldu mu, ben margarinden bir molekül farklı bir beyinle 66 sene yaşamış geri kafalı softa babamı bile ikna ettim, yozgata şefaatliye dul, çocuklu karıyı gelin olarak getirme riskini göze aldım sen okumuş aydın adamsın neden karşı çıkıyorsun dedim. yok dedi. inatla olmaz dedi. bak dedim ablanın artık yavaş yavaş adı çıkacak. 1 - 2 aya kalmaz bakkalı çakkalı manavı ırzına tesellüm etmeye kalkacak kadınlığına çökmeye yeltenecek, dul dul nereye kadar gidecek bu iş. kamu arazisi olacak biricik ablan ben tapusunu alacağım, kullanım hakkını üstüme geçireceğim diyorum. anlamadı dinlemedi. bu işi bugün bitirmezsen olacaklara karışmam dedi. naparsın dedim. modluğunu alırım dedi. senin şerefine sokayım dedim suratına tükürdüm. istersen canımı al ablanı seviyorum ve onu karım yapacağım dedim. ve dün modluğumun alındığını öğrendim. şu an serpil yanımda serkan efendi. onu seviyorum istersen canımı al. enişten olacağım dürzünün evladı.

nisanda bu entryi girdim; mayısta kenan evren, haziranda süleyman demirel öldü. muazzez ilmiye çığ hazırlıklara başlasın

hayatımda gördüğüm en güzel gözlere sahip olan kadın olabilirsiniz. hani demiş ya güftekâr; "rüzgarlar kadar serin, ufuklar kadar derin." diye. işte o misal.

idrakte zorlandığım, izahta muvaffak olamadığım husus şu ki; içinde bulunduğumuz bu ortamda, nasıl olabiliyor da bu güzel gözlerin sahibesi; aklımın havsalamın almadığı, son derece seviyesiz, insanlık dışı, galiz hakaretlerle irtihaşa sevk edilebiliyor.

bu güzel gözlerin sahibesine sadece kalbini raaş eyleyecek ihsasi şiirler yazılmalı, bahar gelmiş pencerelere nazlı nazlı gülümseyen bir manolya kadar nazenin, naif, ürkek yüreğine feveran edecek methiyeler dizilmeli. bu güzel gözlerin sahibesinin kalbinde hıyfet hasıl edecek tek bir kelam'ı kem etmek dahi şahsi kanaatimce gaddarlıktır, cezzarlıktır, zalimliktir. ben bu denli güzel bir kadının kalbinde cerh açmaktan sakınırım, korkarım.

sevgili turning cuts; eğer siz de münasip görürseniz, müsait olduğunuz bir zaman zarfında hem sizlere karşı gösterilen bu küstah tutumdan ötürü yazarlarımız adına affınıza talip; hem de, billur sadanızla ruhumu şenlendirmek, güzel gözlerinizin berfendine mihman olmak suretiyle hoş sohbetinizin muhatabı olmak isterim.

bir kahvemi içer misiniz?

benim amcaolu berber. sedat. akşam bıyıkların uçlarını kısalttırayım dedim gittim dükkanına. çırakları falan yollamış takılıyor. bi tane de müşterisi var. tıraşı bitmiş fön çekiyor.

selamun aleyküm girdim içeri. 17-18 yaşlarında bi bin kurusu. o güne dek yanları 3 numaraya vurdurup tepeleri uzun bıraktıran, geriye yatıran kahpe eniklerine zaten bi hıncım vardı, ama içimi dökmeye hiç fırsat bulamamıştım, dedim hazır kimse yok, dükkan da kardaşımın dükkanı, şu içimdeki cerahati bi boşaltayım dedim.

ağır adımlarla yanaştım bu şerefsiz evladının yanına. ellerimi arkaya bağladım kafasına doğru eğilip kimin oğlusun sen dedim, duymadı bin kurusu. fön makinesini prizden çektim, kimin oğlusun lan sen dedim tekrar. hayati'nin dedi. hayati'nin soyadı yok mu, adam gibi cevap versene dürzü dedim. hayati kamber, marangoz yok mu alt sokakta işte onun dedi. az çok tanıyodum babasını. dedim sen hiç utanmyon mu, baban bu saat oldu hala mesai yapıyor, zütündeki donun lastiği ilmeklerinden ayrıldı koptu kopacak sen burada kahpe evladı gibi saç tıraşı oluyorsun her allahın günü de 5 lira para verip fön çektiriyorsun haftada 35 lira eder, kime özeniyosun sen vilayetini gibtiğimn oğlu dedim. ya sen ne diyon abi falan diyecek gibi oldu, telefonunu çıkar dedim, napıcan dedi, çıkar telefonunu gibmiym ızdırabını dedim, çıkarttı, çıkarttığı gibi kan beynime sıçradı zaten. o büyük tuşsuz falan telefonlar yok mu 2-3 milyarlık olanlardan.

bunu yanaklarından kavradım iki elimle, sedat bas makineyi dedim, sedat; yapma abi falan der gibi oldu, giberim senin de yatağını yardır dedim, kes şunun tepelerini dedim. sedat bana saygıda kusur etmez, açtı makineyi tepelerden kırpmaya başladı huur evladının saçlarını. ben tüm kuvvetimle asıldım boynuna, bıldırcın gibi çırpınıyor elimden kurtulmaya çalışıyor ama nafile, nevrim döndü, kes dedim kes, bağıra bağıra. her yanını 3 numara yap dedim. bu züt oğlanı zarıl zarıl ağlamaya başladı sus giberim babanın zanaatını dedim. yarasa gibi yapıştım kafasına, hareket etmesine fırsat vermiyorum, huur çocuğuna da ergen kuvveti geldi sinir yapınca, zapt edemiyorum neredeyse. velhasıl sedat tıraşı bitirdi, her tarafını 3 numara yaptı, mis gibi.

boynundan örtüyü çıkardım, ensesinden kavrayıp iyice yanaştırdım aynaya, bak dedim iyice bak, az önce mi erkeğe benziyordun şimdi mi dedim. bu it hala ağlıyor sus ağlama erkek ol dedim, rezil oldum herkes benle dalga geçecek okulda falan diyor, sus dedim ağlama, kimden görüyorsunuz bu modelleri dedim, deden de baban da yanları sıfıra vurup tepeyi arkaya mı yatırıyordu kahpe çocuğu, ceddini örnek al, gavuru değil dedim. ama herkes öyle yapıyor dedi, sen de şahsiyet yok mu ulan itin soyu dedim, herkesi gibeyim kendin ol dedim. burnu murnu sümük doldu fır fır çekiyor, git sümkür şurda asabımı bozma dedim.

oturdum dışarda bi iskemleye bi sigara yaktım, biraz içim acıdı çocuğu öyle ağlarken görünce, çağırdım gel bi sigara yak dedim, içmiyom dedi, yak giberim alın yazını yak dedim. yaktı öksüre öksüre asıldı durdu sigaraya. elimi omzuna koydum. ben senin iyiliğin için yaptım bunu dedim. selam verdiğim, az çok tanıdığım bi abimin oğlusun, onun oğlunun böyle soysuz züt oğlanlarına özenmesi zoruma gitti, ondan biraz sinirlendim dedim. tamam abi haklısın dedi kişiliksiz huur evladı. hadi geç kalma git eve dedim. tıraş parası vermeye kalktı, koy lan o parayı cebine dedim, bendensin. bi daha sigara içtiğini görürsem zütünü keserim dedim şaka yollu gibi sağlam bi tokat patlattım, gülümsedi gerizekalı , uza şimdi dedim. burnunu çeke çeke yol aldı.

şu adamdan nefret etmek için o kadar çok sebebim var ki. hangi birinden başlasam, inanın beynimde curcuna var.

öncelikle sıfatına bakmak dahi yeterli. nur yok. ciddi manada yüzünden habaset akıyor. allah bir hakkı için şunun sıfatına bi bakın. vicdan, merhamet, şefkat gibi insanı insan yapan hasletlerden herhangi birine dair en ufak bir delalet var mı? yok amk.

ayrıca adam pisliğin teki. mecazen değil haa. fiilen pislik adam. duş alma adeti yok. leş gibi kokuyor ya. yanına yaklaşılmıyor. "leş gibi kokmak". kanıksanmış bi tabir değil mi? manasını hiç düşünmeden söyleyip geçiyoruz. leş gibi kokuyor diyoruz küflenmiş peynire örneğin. ama malumunuz leş gibi kokmak için önce ölmek lazım değil mi? evet bu adam kelimenin gerçek anlamıyla leş kokuyor. maktül kokuyor adam ya. 2 gün ıslak minşefede bekletilmiş gavur cesedi gibi kokuyor. bedenine doğduğunda bi ebesi mavi maşrapayla su çalmış, bi de geberdiğinde imam boca edecek gasilhane ibriğinden. ulan diyorum genç adamsın icabında kız arkadaşın olacak bu pislikle 2 dakka yanında durmaz diyorum. "boşver kamkaa bizi seven böyle sevsin" diyor geçiyor. laçka amk. yavşağın, sümsüğün teki. iki kelam ciddi konuşamazsın.

itikattan da noksan. abdest bilmez, alnının secde ile vuslata erdiği vaki değil, oruç, zekat hak getire. e bedenen pis olan bi insanın manevi dünyasını da haliyle nedalet istiab ediyor.

bazen evine çağırıyor. davete icabet sünnettir diyoruz mihman oluyoruz. ama, yani anlatmak ne kadar doğru bilmiyorum ama. evin içi cidden necaset kokuyor. iğreniyorum yahu. 3 tane de kocaman köpeği var. her yerde onların dışkıları. çay ikram ediyor. bardağın belinde afedersiniz itin dil izi var, arkadaş kalkıp döksem lavaboya çayı, ayıp olacak, içsen gönül razı değil, napayım o görmeden saksıya saksıya boşaltıyorum.

bi cıvık hareketler, boxerla dolanıyor evin içinde. tamam samimiyiz de bu kadar da matruk olunmaz ki. ister istemez çekiniyorum. ahlaka mugayir davranışları var. haldır huldur elini sokuyor avret yerine. hatur hutur kaşıyor. etek tıraşı olmadığını da o sesten anlıyorum zaten. gidiyor o pis elleriyle ekmek koparıyor, beyaz peyniri mıncıklayıp arasına yatırıyor, hapur hupur yiyor. demek ki aileden temizlik terbiyesi görmemiş.

gıybet yapmak gibi olmasın ama annesinin de kumar düşkünü olduğu; haftasonları, kıbrıs'a, üsküp'e, batuma'a geçiş yapıp casinolarda serkanın sözlükte onbinlerce yazar üzerinden kazandığı haram parayı katlamak gayesiyle craps, poker, black jack gibi oyunlara teakkud ettiği serkan incinin yakın çevresi tarafından geçmişten bu yana dile getirilegelen tevatürler arasında. hatta yakın arkadaşları ona rölans aysel olarak sesleniyor.

ek olarak vefasız bi adam. 3 tane kitap yazdı. bir kere bile çıkıp demedi ki bıyıklı senin kalemine güveniyorum, gel sırt sırta verelim bu işi birlikte kotaralım. kaldı ki bu işlerde kabiliyetli olduğumu düşünüyorum. o da söylüyor. ulan evlerimiz karşılıklı, telefonunda numaram var, bi alo de be. bi danış. devlet tiyatrosuna yazdığım oyunlar kapalı gişe oynuyor, anadolu üniversitesi devlet konservatuvarı bölüm başkanı hasan erkek'in elinden en iyi oyun ödülünü almak üzere bizzat senin arabanla gitmedik mi eskişehir'e. avuçların patlarcasına alkışlamadın mı ulan beni. sırf o anın yüzü suyu hürmetine bir teklifte dahi bulunmadın bana.

4 satırlık tek bir cümle kurmaya kalkıp, paragrafın sonuna geldiğinde özneyi unutup yüklemin çatısını kafasında o esnada rastgele tayin ettiği herhangi bir ögenin cümle içindeki konumuna göre kurgulayan, en temel yazım kaidelerinden bihaber, umut kullar denen merkep kılıklı şam şeytanına para kazandırmak daha çok işine geldi değil mi? o kitapları ben yazsaydım, adın ikinci planda kalacaktı, paralar 3'e bölünecekti değil mi? umut kullar ortaokuldan beri arkadaşın değil mi? birlikte çalışacağın adamları seçmede birincil kriterin liyakat değil koşulsuz sadakat değil mi?

nefret ediyorum lan senden. iyi kötü mesai arkadaşın olarak, emrihak vaki olup ahirete intikal ettiğinde, cenazende saf tutup ardından "iyi bilirdim, "helal olsun" demek dahi benim için zul olacak. sırf dost düşman müfteris olmasın diye orada olacağım. lakin cemaat dağılıp el ayak çekildiğinde mezarına tüküreceğim senin anlıyor musun mezarına.

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:klagib beyaz plastik dübel}}
{{resim: http://www.gaziantephirda...om.tr/files/urunler/AS(1) .png}}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:metal alçıpan dübeli}}
{{resim: http://www.anadolcivata.c.../metal-alcipan-dubeli.gif }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:plastik kanatlı alçıpan dübeli}}
{{resim: http://www.anadolcivata.c...anatli-alcipan-dubeli.gif }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:tek açılımlı ağır yük dübeli}}
{{resim: http://www.akincivata.com.tr/urunimage/3.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:çivili dübel}}
{{resim: http://www.akincivata.com.tr/urunimage/4.gif }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:çekmeli çelik dübel}}
{{resim: http://www.akincivata.com.tr/urunimage/9.jpg }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:pirinç dübel}}
{{resim: http://www.akincivata.com.tr/urunimage/10.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:klipsli çelik dübel}}
{{resim: http://www.akincivata.com.tr/urunimage/21.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:çakmalı çelik dübel}}
{{resim: http://www.akincivata.com.tr/urunimage/24.gif }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:asma tavan dübeli}}
{{resim: http://www.teknikport.com.../08/Asma-Tavan-Dubeli.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:gömlekli dübel}}
{{resim: http://www.teknikport.com...012/08/Gomlekli-Dubel.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:gaz beton dübeli ( tatlılığına bakar mısınız}} )
{{resim: http://www.teknikport.com...2/08/Gaz-Beton-Dubeli.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:şirinlik, premium pembe dübel}}
{{resim: http://www.tr.all.biz/img...atalog/middle/257779.jpeg }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:strafor dübel}}
{{resim: http://www.tr.all.biz/img...atalog/middle/257817.jpeg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:renklisöwe dübel}}
{{resim: http://www.ulubas.com.tr/...C3%B6we%20d%C3%BCbeli.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:osb dübeli}}
{{resim: http://www.ulubas.com.tr/...lar/osb%20d%C3%BCbeli.jpg }}
{{yazı:}}
]]

sözlükteki hatun yazarlara; bir kardeşleri, abileri olarak naçizane birkaç kelamım olacak.

sözlükte kadın bedeninin iyiden iyiye cinsel istismar malzemesi haline getirildiğini müşahade etmekte, bu durumdan müslüman olmanın yanında örf ve ananelerine mutlak bir inançla bağlı bir türk genci olarak çok ama çok rahatsız olmaktayım.

müstear isim zikretmeyeceğim lakin kimlerden bahsettiğimi hepiniz çok iyi anlamışsınızdır değerli kardeşlerim.

kukum yandılı, memem şiştili, bızırım büzüştülü entryleri ile mümin kardeşlerinin şehvani hislerine tabir'i caizse taarruzda bulunan bu meczup kardeşlerimi, içinde bulundukları dalalet serabından bir an evvel uyanmaya davet ediyorum.

bilhassa tenasül uzuvlarını dahi sözlüğe eğlence malzemesi yapmaktan imtina etmeyen, mesaj kutularına gelecek 3-5 övgü dolu tebrik mesajına tamah edip, izzet'i nefslerini dünyevi tatminlere kul köle yapmaktan kaçınmayan mümine kardeşlerime sesleniyorum:

ilerde anne, teyze, hala olacak kadınlarsınız. çocuklarınızın, yeğenlerinizin yüzüne bakarken, geçmişinizde bulaştığınız bu iğrençlikleriniz, namussuzluklarınız, hayasızlıklarınız hiç mi hatrınıza düşmeyecek? cenab'ı hak katındaki helaliniz dikenli memelerinizi avuçlarken, içinizden: "bu memeleri senden önce binlerce din kardeşine mastürbasyon malzemesi yaptım" diye hiç mi hayıflanmayacaksınız? ar damarınızda en ufak bir kabarma olmayacak mı? hiç mi utanmayacaksınız? soruyorum sizlere.

bu gibi iffetsizliklere meyletmiş mümineler, hayat kadınlarından dahi aşağı yaratıklar değil midir? hayat kadınları bedenlerini satarak hiç değilse aç karınlarını doyurmaktalar. bu gibi arsızlıkların öznesi olmuş göçük zütlü topal kezbanlar; kanamam durdulu, külodum ıslandılı entryleri ile ömürlerince aç kalmış egolarını doyurmak suretiyle misalen adana genelevinin baş huursundan, mamasından dahi aşağı bir sıfata layık değiller mi?

asil bir türk kadını olarak sözlükteki erkeklerin nefislerine zulmetmeyi şiar edinmek sizleri minyatür zütlü, şehla gözlü katar fahişeleri ile aynı mertebeye getirmez mi? türlü türlü motorize fantezilerle yüzlerce abazan delikanlının erkeklik organını arş'ı alaya selam eder vaziyete sokmak suretiyle esas duruşa geçirtmek, fiiliyata dökülmüş bir iffetsizliğe emsal teşkil etmez mi? mevzubahis ahlaksızlıklara konu olmuş bir kadın, fiziken olmasa da, zihnen bakireliğini kaybetmiş demek değil midir?

kendi günahınız kendinize yetmiyormuşcasına bizleri de mahkeme'i kübrada yaradanın huzuruna utana, sıkıla çıkmamıza sebebiyet verecek şeytanlıklarınıza ortakçı ediyorsunuz. buna daha fazla müsaade etmek gibi bir durum söz konusu değil. alafranga kaygılarla realist reflekslerimize ket vurma gibi bir opsiyonumuz olamaz.

bu başlıkta bugüne dek hiç kalp krizi geçirmemiş ünlüleri aklıma geldiğince derlemeye çalışacağım. sizler de aklınıza gelen ünlüleri eklerseniz; faydalı, arşivlik bir başlık olur arkadaşlar. verdiğiniz isimleri ilk entrymi editleyip listeye eklerim.

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:ziya kürküt}}
{{resim: http://upload.wikimedia.o...Ziya_K%C3%BCrk%C3%BCt.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:faruk tınaz}}
{{resim: http://www.damarsohbet.co...resimler/faruk-tinaz5.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:yosi mizrahi}}
{{resim: http://www.hbrdr.com/images/upload/YosiMizrahi.jpg }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:güner ümit}}
{{resim: http://www.porttakal.com/resimler/750000/750948.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:atilla atasoy}}
{{resim: http://www.sarkisozuara.n...24103ce11e292bc12726b.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:zekai tunca}}
{{resim: http://cdnimage.zaman.com...2014/07/17/zekaitunca.jpg }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:çiğdem tunç}}
{{resim: http://www.sanatcimenajer...7i%C4%9Fdem-Tun%C3%A7.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:ozan orhon}}
{{resim: http://www.sarkisozuara.n...ef8b7abeefdec3bed39a8.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:cengiz küçükayvaz}}
{{resim: http://img.bugun.com.tr/c...um-var_623812_720_400.jpg }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:bülent bilgiç}}
{{resim: http://2.bp.blogspot.com/...s/s1600/Bulent-Bilgic.JPG }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:osman cavcı}}
{{resim: http://www.turkcealtyazi..../film/nmbig/nm1758757.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:tarık tarcan}}
{{resim: http://i.ytimg.com/vi/O5n3JGmWTVk/hqdefault.jpg }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:selahattin alpay}}
{{resim: http://i.imgur.com/rkIZs.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:civan canova}}
{{resim: http://www.civancanova.ne...s/images/autogen/a_9h.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:gülriz sururi}}
{{resim: http://img04.blogcu.com/v...il/kaanil_13795676435.jpg }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:müşerref akay}}
{{resim: http://i.ytimg.com/vi/eBmHhpfGTU0/hqdefault.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:metin milli}}
{{resim: http://i.ytimg.com/vi/9iWEYhLD63Q/hqdefault.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:suat ülhan}}
{{resim: http://files.uveybaba.web...ad915ae888/suat_ulhan.jpg }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:seher dilovan}}
{{resim: http://dl.taktarin.in/bita3/Images/8.90/Seher.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:süreyya davulcuoğlu}}
{{resim: http://i4.imgiz.com/rshot...7792251-11110_640x360.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:mine koşan}}
{{resim: http://www.tulumba.com/mm...ges/MU900042JA983_250.jpg }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:yalçın dümer}}
{{resim: http://i.ytimg.com/vi/JYOV0aCQHYA/hqdefault.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:emine s beder}}
{{resim: http://images.beyazgazete...mine-beder_3624841571.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:rüstem batum}}
{{resim: http://asset.vidivodo.com...12232034300002324.flv.jpg }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:fatih erdemci}}
{{resim: http://i.ytimg.com/vi/_hbspXuPOXg/hqdefault.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:mine teber}}
{{resim: http://www.turkcealtyazi....l-mine-teber-22e81afd.png }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:bedri ayseli}}
{{resim: http://i.ytimg.com/vi/vscqSNp9NMk/hqdefault.jpg }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:hüner coşkuner}}
{{resim: http://www.izlevideo.net/...kleomrumgelipgehq-721.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:savaş karakaş}}
{{resim: http://www.geliboluyuanla.../resimler/haberler/75.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:burhan çaçan}}
{{resim: http://i.imgur.com/j0VBe.jpg }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:hurşit yenigün}}
{{resim: http://s1.ttnetmuzik.com....00.jpg?cacheID=1379354808 }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:ferdi akarnur}}
{{resim: http://i.ytimg.com/vi/JgTaA32tL-E/hqdefault.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:mithat körler}}
{{resim: http://img03.blogcu.com/i...5a64f9288d_1301517352.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:selahattin taşdöğen}}
{{resim: http://www.intersinema.co...6_tasdogen_selahattin.jpg }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:melih çardak}}
{{resim: http://www.etkihaber.com/...olusturur--1036599-01.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:güler duman}}
{{resim: http://www.sarkisozuara.n...2015/02/06/8zF5IcMG27.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:sedat sayan}}
{{resim: http://i1093.photobucket..../Kapak-24_zpsbd67fee4.jpg }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:uğur uludağ}}
{{resim: http://img04.blogcu.com/v...il/kaanil_13890790754.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:zafer peker}}
{{resim: http://img1.img10.com/zaf...ker-sensiz-olmaz-1993.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:arif susam}}
{{resim: http://cdn.zapkolik.com/t...hic-sansin-yok-467004.jpg }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:istemihan talay}}
{{resim: http://sonses.tv/haber_im...744647istemihan-talay.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:oğuzhan asiltürk}}
{{resim: http://www.haberlerport.c...oads/2014/07/oguzhan.jpeg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:cem kurtoğlu}}
{{resim: http://i.ytimg.com/vi/4pIjZVpy5S0/hqdefault.jpg }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:ismet sezgin}}
{{resim: http://galeri2.uludagsozl...1/ismet-sezgin_364218.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:ilyas ilbey}}
{{resim: http://www.aciksoz.com.tr...tamonu_hikyesi_h10099.jpg }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:ergun gürsoy}}
{{resim: http://img5.mynet.com/ha6/e/ergun-gursoyhasta.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:şükriye tutkun}}
{{resim: http://www.bursahakimiyet.../upload/2014/08/31843.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:melda gür}}
{{resim: http://f.bilgibende.com/f...p;6C3124_SL_14_SL_kqh.jpg }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:yusuf harputlu}}
{{resim: http://i66.servimg.com/u/.../11/66/00/91/5207yu10.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:kayra şenocak}}
{{resim: http://forum.dizifilm.com/cover.php?coverid=4361 }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:göksel kortay}}
{{resim: http://haber.sat7turk.com...2013/03/goksel-kortay.jpg }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:öztürk pekin }}
{{resim: http://media04.ligtv.com....010/5/31/tx_ozturkabi.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:gülgün feyman}}
{{resim: http://i.ytimg.com/vi/7IVNshmvaEQ/hqdefault.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:rasim kara}}
{{resim: http://u.goal.com/229100/229150hp2.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:berhan şimşek}}
{{resim: http://galeri2.uludagsozl.../berhan-simsek_405554.jpg }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:yalçın bostancı}}
{{resim: http://i.ytimg.com/vi/BhldWsoarjE/maxresdefault.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:nedim saban}}
{{resim: http://img.kimdir.com/kim...962486b523b1f2ee49644.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:nurettin küçükmotor}}
{{resim: http://i.imgur.com/ayHWuVN.png }}
{{yazı:}}
]]

{[InciListeHaberYap]}
[[
{{baslik:ali müfit gürtuna}}
{{resim: http://haftasonu.com.tr/i...tos/12081-sosyete6-13.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:ismet özhan}}
{{resim: http://arsiv.sabah.com.tr...C98D2FBAEF4BA2F0FFA3r.jpg }}
{{yazı:}}
]]

[[
{{baslik:selçuk tekay}}
{{resim: http://i.ytimg.com/vi/6B7BnQupQa4/hqdefault.jpg }}
{{yazı:}}
]]

biz akşam oturuyoz kanal 7'de elif var. onu izliyoz mesela. annem üzülüyor, ben de duygulanıyorum bazı sahnelerde. babam önden bi pırtlıyo. 21 numara tığı var annemin, havlu kenarı örüyo, onu babamın poposuna batırır gibi yapıyo şakacıktan. sonra şımarıyo babam. patara puturu salıyo osuruğu, hepimiz basıyoruz kahkahayı. ev şenleniyo,. ben de babamdan arka alıp evin maskotu oliym diye osurmaya çalışıyorum belki annemle babam bana da güler diye düşünüyom ama kardeşim bini hemen rol çalıyo, istediği zaman geğirebiliyo o, hıp hıp hıp diye havayı çekiyo içine guuuuurr diye basıyor geğiriği annemle babam çok gülüyolar ben de gülüyomuş gibi yapıyom ama içim kan ağlıyo, avcumu koltukaltıma dayayıp pırt pırt sesi çıkarmaya çalışıyom ama iş işten geçmiş oluyo alkışın da kahkahanın da hasını kardeşim bini topluyo. benim moralim bozuluyo ama kimsenin umrunda olmuyo.

ister taşşak geçtiğimi düşünün ister "laf olsun diye konuşuyor bu gerizekalı." deyin. inanın hiçbiri umrumda değil. tek bildiğim serkan inciyi bu dünyada sahip olduğum veya sahip olduğumu düşündüğüm herkesten daha çok seviyorum. bilhassa da babamdan.

aslında üstünkörü düşününce; "biraz acımasız bir yorum değil mi bu biyikli?" demiyor değilim içimden. ama inanın öyle değil. serkan inci'nin beni babamdan daha çok sevdiğini, bana babamın verdiği değerin katbekat fazlasını verdiğini düşünüyorum.

babam beni sevmiyor. bugüne dek bana bir kez dahi "oğlum" demedi. serkan bana her zaman "kardeşim, dostum, cano, biyiklim" diye hitap eder. bana karşı beslediği sevgiyi iliklerime kadar hissediyorum. adam beni sahipleniyor ya. ufak bi detay gibi görünüyor ama gerçekten değil arkadaşlar.

babama; "araba lazım" desem, "git al, ceketin cebinde der". ehliyet sınavını ikidir geçemediğimden bile bihaber. düşünmez ki, bu çocuğun başına bir hal gelir, acemi şofördür, ne yapacağını bilemez, kitlenir. umrunda değilim ki. bir an önce başından savmak ilk düşüncesi. serkan'ın arabasını kaç kere istedim. her seferinde bi abi edasıyla gelir; "kardeşim ehliyetin yok, başına bir hal gelir, ben vicdan azabına nasıl dayanırım, araba senin köpeğin olsun, ben zütüreyim seni nereye istiyorsan" diye gönlümü alır, istediğim yere de zütürür.

babam bana güvenmez. geçen gün platin meme yapmış, yarım saatlik işi var arabanın. "sanayiye zütürüp halledeyim ben dedim." demez olaydım. "bugüne kadar ne takumu hallettin, sanayiye zütürecekmiş, vilayetini gibtiğim." diye bi tersledi. dayımlar da bizdeydi. itin zütüne girdim. nasıl küçümsedi beni. küçük kuzenim var. güldü bana. serkan inci ise bana güveniyor. 500.000' e yakın yazarın olduğu türk internet aleminin en güçlü oluşumlarından birinde bana yöneticilik ünvanı verdi. bu işi becerebileceğime inandı. hayatımda ilk defa bir yetkim oldu. babam yazın eve giren sivrisinek duvara konduğunda terlikle öldürmeye yeltensem arkamdan yaklaşır zütüme tekme vurup terliği elimden alır. o işi bile becerebileceğime inanmıyor. kafama da vuruyor bazen.

en basitinden geçen gün; gözaltına alınmıştım, sözlükte girdiğim senaryo bir entryden dolayı. akşam haber gönderdiler yarın emniyete gel diye. gelmezsen cebirle alacağız dediler. ben endişelendim, nasıl ağlıyorum, ya hapse atılırsam, ya emniyette bana dayak atarlarsa falan diye. babam kılını kıpırdatmadı. inciyi biliyor. ayda 3000 lira gelir getirdiği için bi tak demiyor, hoşuna gidiyor ama yine de internetli işleri falan sevmiyor. yani para kazanmasam modemi söker atardı. her neyse. ya baba diyorum, amcamı bi ara. amcam polis. ya bi şeyler söyle. şakacıktan girmiş de diyorum oralı olmuyor. ne tak yersen ye. mal mal şeyler yazarken bana mı sordun diyor. o sırada kapı çaldı serkan geldi. ben telefonda ağlamıştım, merak etmiş . geldi halimi hatrımı sordu. beraber gidicez dedi yarın emniyete. patientiayı da alırız hiç bi sıkıntı olmaz ama biz yine de avukatımızla gidelim eşşeğimizi sağlam kazığa bağlayalım dedi. istersen gel dedi dışarı çıkalım, kafanı dağıtırsın iki bira içeriz laflarız. babamın yanında diyor bunları. babam duyuyor yani. ulan bi oğlunu sahiplen , "gerek yok yigenim, bilader polis, hallederiz" de. yok amk. elalemin oğlu senin evladını sahipleniyor, abilik, babalık ediyor, gram utanmıyorsun, pişmiş kelle gibi sırıta sırıta güldür güldür show izliyor. e sen gel de bu adamı sev, gel de serkan için canını verme. sıfatlarına baksan ikisi de adam. hatta serkan daha bi efemine, saçlar falan. ama iş yürekte bitiyor.

ulan cidden anlamakta güçlük çekiyorum. ne istiyorsunuz lan bu adamdan? sizden para mı istiyor? bu adamın kiracısı falan mısınız? her ay başı vicdan azabı gibi ümüğünüze mi çöküyor? yattığı yerde kimseye bi zararı yok. milupasını, tarhanasını içip öyle kedi gibi uzanıyor. belki biraz kızı zahmet çekiyordur, onun da babasına bakmaktan mutluluk duyduğunu okumuştum. ee daha ne gibime bu adamın tasasına düştünüz? sanki 270 yaşında amk. ne var lan 89 yaşında işte. sülalenizde hiç 90 yaşında adam yok mu? benim dedem 92 yaşında kendi odasına tv + rus kanalları izleyebileyim diye çift çanak bağlatmıştı. öldüğünde genç gitti diyen bile oldu. bi bu mu var ayrıca amk?

demirele niye bi gibim demiyonuz? herif 91 yaşında. münir özkul gibi mazlum da değil, her seçimde çıkıyor şam şeytanı gibi, beyanatlar veriyor, "benim adayım şu bu" diyor, kenan evren 2 sene önce yataktan ifade veriyordu, ayrıcana çoğu sabi on binlerce genci idama, işkenceye mahkum etmiş biri. biriniz çıkıp da; "neden ölmüyor bu ehtiyar ressam" diye veryansın etmiyorsunuz. muazzez ilmiye çığ var, aydın boysav var, adam 100'e merdiven dayadı hala rakı masasında racon öğretiyor. bu münir özkul size netti gardaşım?

ulan bu adam ne yaptı size be amkodumun merkez medyası? nedir bu adama uyguladığınız ambargo? bu adam ulusal kanallara çıkamıyor yıllardır.

vizyontürkten, mavi karadenizden, kadırga tv'den başka hiçbir kanalda görmüyorum.

terörist posteri önünde türkü çığıran adamları baş tacı ettiniz, ismail türüt'ü tu kaka.

neden amk? he? ahmet kaya; "avcı yaralar kekliği, bu da bana zor gelir." diyor. benim askerime avcı diyor, dağdaki köpekleri ise kekliğe benzetiyor, "dağlarımda zulüm var" diyor. " "ağladıkça dağlarımız yeşerecek" diyor. "dağlara dağlara kadınlar dağlara" diyor, "koynunda çiçekler içinde bir ülke getirirler" diyor ve bugün iktidarından muhalefetine, ana akım medyasına kadar herkes bu bölücüyü kral ilan etmiş.

ama ismail türüt ne diyor:

"Türkiye vatanımız dünyada var şanımız,
Bir karış toprağına kurban olsun canımız,
Türkiye Türk'lerindir istikbal göklerindir,
Müslüman Türk oğluyum atatürk liderimdir."

diyor. bunun için mi defterini dürdünüz bu adamın?

başka ne diyor?

Ülkemin üzerine çekmem kara bulutlar,
Bedeli ödenmiştir değişmez bu hudutlar.
Yurtta sulh cihanda sulh ulusum ister barış.
Verir mi Türk gençliği bu topraktan bir karış.

bu dizeler mi rahatsız etti sizi ey şerefsizler?

başka bir şarkısında ne diyor?

terör var katliam var, ne demek tarafsızım,
müslüman türk olarak bu işten rahatsızım,
yapmışlar planları gidiyorlar derinden,
tepkisi ne olurdu atam kalksa yerinden?

bu dörtlük mü battı size de bu adam için ekranlarınıza karantina bayrağı çektiniz.

bu şarkıdan da mı rahatsız oldunuz?

Türk'ün şanlı güneşi, asyanın ateşiyim
Hazar'dan çin seddine muhafazid' in sesiyim
Birleşsin türk milleti yeni dünya kuralım
Yetmiş yıllık esaret zincirini kıralım

peki ya bundan?

Allah'ım sen hazırla türk'ün istikbalini
Size verdi allah'ım şehadet armağanı
Vallahi duacıyız aksın gavurun kanı
Şehadet'in ateşi ebedi sönmeyecek
Şehitlik şerefine ermeden dönmeyecek..

bırakın çan çalmayi, ermenici olmayi dedi diye mi susturdunuz ulan bu büyük sanatkarı? allahsız kitapsızlar?

hiç de hicap duymadan, pişkin pişkin; "bıyıklı akşam oturmağa gel, çay içer, iki lafın belini kırarız " diyebilen admin parçasıdır. ulan allahsız, kitapsız mendebur. ben senin holdeki yolluğundan, terekteki çaydanlığının kulpuna kadar her yerine necaset bulaşmış cenabet evine; çay içmeğe, muhabbet etmeğe gelir miyim lan. beynamaz dürzü. "köpek giren eve rahmet melekleri girmez" buyuran bir peygamberin ümmeti olarak senin bu hayasız davetine icabet edeceğimi mi sandın? hadi şimdi kendin gibi alkolik köpekleri, zinakar soysuzları misafir et; o pis, lanetlenmiş evinde. bana bulaşma kardeşim.

ulan en büyük hayalim bu amk. cumhurbaskanimız recep tayyib erdogan semtimize gelmiş mesela. esnafı ziyaret ediyormuş. yaz günü. hava sıcak. gölgelik bi yere kurulmuş bi masa. çaylar demlenmiş, tatlı tatlı sohbet ediliyor. konu siyasete de geliyor haliyle. azılı muhalif esnaflardan biri ak partiden akp diye bahseden bi cümleye girer girmez ben hemen arka sıralardan atılıyomuşum. "hemşehrim ak parti diyeceksin ak parti" o esnada hemen cumhurbaskanima bakiyomuşum. acaba hoşuna gitti mi diye. "ee delikanlı haklı." der gibi bi mimik yapıyomuş, hafif de sinirli. ben cumhurbaskanimdan aldığım güvenle; "burada saygısızlık yapmayacaksınız. akp ne demek? bunu söylemeye hakkınız yok." falan diye feryat figan ediyomuşum. uzun adam beni yanına çağırıyomuş. ama ben ciddi ciddi sinirleniyomuşum, gözlerim falan dolmuş, ağlamaklı olmuşum. akpartime akp denmesi kanıma dokunmuş. tamam oğlum deyip başımı seviyomuş usta. "ama o da akp diyo cumhurbaskanim" diyomuşum. tamam tamam deyip beni güldürmeye çalışıyomuş. nası gözüne girerdim ya böyle bi şey olsa. of

amonym ve mal adamdan sonra en kıdemli yönetici benim. onlar zaten sözlükle ilşkilerini kestiler filhakika bu görevi layık'ı vechile ifa edebilecek hasletlere de sahip değiller. geriye kalan tek seçenek benim adminliğim.

sizden tek ricam; bilhassa itikatlı, alnı secdeli yazarlarımızdan:
serkan incinin ebediyete intikali yönünde cenab'ı allah'a yakarmanız. kağıt üzerinde bir mümin???in ölümünü istemek pek de şık bir eylem değilmiş gibi gözükse de , ehemmiyet arz eden, toplumun geniş bir kesimi tarafından ilgi ve takdirle takip edilen oluşumların, topluma ve insanlığa daha faydalı bir şekilde mevcudiyetlerini idame ettirebilmeleri açısından halisane hislerle huzurunuza sunduğum bu naçizane emelime icabet etmenizi; gerek toplumun, bilhassa gençlerimizin manevi dünyalarına doğrudan etki eden mevzubahis oluşumun daha sağlıklı idaresi, gerek idarede baz alınan hususların fıkhi temellere dayandırılması gibi zaruri sebeplerden ötürü elzem ve hayati görmekteyim.

hepinize saygılarımı sunar serkan inci denen zatın ivedilikle cenabı allah'ın huzuruna varmak suretiyle tebdil'i dünya eylemesini yine cenab'ı haktan niyaz ederim.

bu haysiyetsizin müslüman türk gençliğinin itikadi ve ahlaki yapısına son 5 yılda en büyük tahribatı veren şer yuvası bir oluşumun kurucusu olarak cenab'ı allah'ın karşısında nasıl çetin bir imtihanın öznesi olacağını hayal dahi edemiyorum.

biliyorsunuz kabir sorgusunda muhatap olunan sualleri. malını nerede kazandığından imtihan edilecek bu muallak. evet evet bizim serkan inci. ne cevap vereceksin acaba? ne diyeceksin lan? ya bi mizah sitesu kurdum. böyle bi boşluk vardu ülkede. gençler kendilerini ifade edemiyollardu. zamanla reklam da alduk işte. hee evet inci sözlüğe verilen prezervatif, don, sütyen reklamlarından kazandım malımı. acıyorum ulan sana. gençliğini nerede tükettin diyecekler. ne diyeceksin he zütüne koyduğum? "yooo bon cops koltoronon yorotocosoyom" mı diyeceksin. yaratmak he? sen kimsin ulan şereften noksan? yaratmak sadece cenab'ı rabba ait bir sıfattır. nasıl hesap vereceksin oğlum? her türlü pisliğin, hayasızlığın, ahlaksızlığın kol gezdiği bir oluşumun en tepesindeki adam olmak. bu vebalin altından nasıl kalkacaksın? burada edilen milyonlarca küfrün her birinde senin de payın var. daha kötüsü sen olmasaydın burada işlenen milyonlarca günah hiç işlenmeyecekti.

sen gerçek bir şeytansın. burada birbirinin bacısına, karısına, anasına söven on binlerce yazarın sebebiyet verdiği kul hakkı denen en ağır günahın baş sorumlususun. belki hacı olmuş, belki erenlere karışmış, belki bir yetimin omzunu okşamış binlerce mümineye edilen küfürlerden sen mesulsün. belki şu an alnı secdede teheccüd namazı kılan bir anaya küfrediliyor. her şeyden habersiz olan bu zavallı kadına olan kul hakkının hesabını nasıl vereceksin?

günahkarsın. nasıl ki; kerhanede zina eden huur kadar, onun müşterisi kadar o kerhanenin baş pekekenti işletmecisi de mesulse sen bu işten mesulsün. hacı babasının helal para ile aldığı dükkanı meyhane yapan hayırsız evlat kadar günahkarsın.

bu sözlükteki tüm görsel fuhşiyatın, zinaya sevk eden tüm paylaşımların günahına ortakçısın. sen bu sözlükte ağzından bir tek allah kelamı çıkmamış bir sapkınsın.

sen onbinlerce insanın hakkına girmiş iblisten de aşağı bir mahluksun ve işin kötüsü tövbe etmek de seni kurtarmayacak. sen bu sözlükte nice ölmüşlere, nice peygamberlere, ehlibeyte edilen küfürlerin baş müsebbibisin. kaybedenlerdensin.

keşke onun en iyi arkadaşı olsam amk. adamda özgüven tavanda. hayata küsmemiş. dünya gibinde değil. normal hayattaki hali nasıl acaba? o videoya hapsolup kalmış. tanımıyoruz adamı. kimbilir ne yaşanmışlıkları var.

uyuşturucu operasyonunda yakalanmış, ayağı sakat ama asla ilkelerinden ödün vermiyor. etrafında bir polis ordusu var ama gazetecilere galiz hakaretler etmekte beis görmüyor. ne kadar rahat adam. ben yolda 100 metrede polis görsem elimi cebimden çıkarırım. çünkü polis. silahı var ve çok sinirliler. sesimi dahi yükseltemem ama o ana bacı kayıyor, ölmüşleri gibiyor, o karıyın dıbına koyuyor. çünkü gerçekten cesur bi adam. keşke onun hayatında önemli bi yerim olsaydı amk.

amkodumun pintisi. bu bayram denen olay zaten senede 2 defa olan bi şey. hayır neyi hedefliyosun be şerefini gibtiğimin çocuğu? en dandik, en ucuz şekeri alıp ihya mı olacaksın? he? servetine servet mi katacaksın? ulan 15 lira lan. en baba şekerin kilosu etse etse 15 lira eder, bilemedin 20. e ver be geçmişini gibeyim, 20 lirayı da veriver lan. he? 8 liralık o deterjan kokan gibimsomik şekeri alıyon, hiç de utanmadan ikram ediyor o yaşmağını gibtiğimin fahişe karıcığın. "sağol almiym" deyince de bozuluyor, tribe giriyor. be vilayetini gibtimin evladı. neden alayım? niye alayım lan? zürihten likörlü çikolata getirt demiyorum ki sana. 5 lira daha fazla verip adam gibi ece mece, ne bileyim, kent ment, en basitinden bi tofita al da ben de ikrdıbına icabet edeyim be ezansız yahudi tahumu. 20 lira lan vicdanını gibeyim 20 lira versen amkodumun şekerine müflis mi olacaksın he? yani sen parana kıyıp bu şekerlerden almıyon, ben mecbur muyum senin ikram ettiğin, daha paketi açmadan pekmez gibi yavşayan o gibik şekerlerinden yemeye. şimşek şekerleme a.ş nedir be yavrusunu gibtiğimin dürzüsü he? rüzgar çikolata nedir ulan zütoğlanı. bu nedir kabrini dergahını gibeyim bu nedir? senin yaptığın hesapları gibeyim be amın oğlu, bu nedir?


http://www.imgim.com/image/yivupzq.png/

"illallah" demiş idik; yılmazdan, ecevitten,
demirelden, çillerden, bilcümle hepisinden.
meczubun ses kaydından, zalimin tapesinden,
oyunları bozdu da; geldi tayyib erdoğan.

yirmi sekiz şubatta, zulüm ile sınandı,
müslüman, mümin diye, hor görüldü, kınandı.
onun ile uğraşan ya kafir, ya yunandı,
laik saltanatını; deldi tayyib erdoğan.

cehape ehli gibi, değil idi beynamaz,
doğru bildiği tektir, hak yolundan ayrılmaz,
millet böyle lideri, buldu ise bırakmaz,
muhayyer perdesinde; teldi tayyib erdoğan.

yakından ilgilendi, yetimle, fukarayla,
halk yeniden barıştı, meclisle, ankarayla.
açılışlar yaptı hep, besmele, bakarayla.
bollukta, berekette; seldi tayyib erdoğan.

ergenekon balyozda, aldı vaziyetini.
yer ile yeksan etti asker vesayetini,
cunta'nın, gladyo'nun düşük haysiyetini,
tamamen sıfırladı, sildi tayyib erdoğan.

yeter bu kadar dedi, başörtüsü zulmüne,
bakma beze, çarşafa, saygı eyle ilmine,
yüz yıl sürecek denen, ucuz darbe filmine,
koca bir kahkahayla; güldü tayyib erdoğan.

davos'a teşrif etti, cüssesi, heybetiyle,
susturdu yahudiyi; "olmaz,", "van minütüyle",
allah celaluhu'nun, izni, inayetiyle,
davosta esen rüzgar; yeldi tayyib erdoğan.

israile ambargo, abd'ye rest çekti,
beşar esad zulmüne, dünyaya karşı tekti,
somalide fakire; babacan, civanmertti,
mazluma dost, zalime; eldi tayyib erdoğan.

gezi parkında oldu, terörizmin ilanı,
vakit geçmeden bozdu, şer odaklı planı,
taksimde zehir saçan, onca hain yılanı,
ortasından ikiye; böldü tayyib erdoğan.

kaldı karşı karşıya, yeni bir musibetle,
emperyalist, siyonist, paralel cemaatle,
üstesinden gelecek, hak ile adaletle,
bu oyunu önceden; bildi tayyib erdoğan.

seçime günler kala geziyor bütün yurdu,
ayırt etmiyor lazı; aleviyi ve kürdü,
ağrı, batman, adana, samsun, giresun, ordu,
daha bugün rizeden, celdi tayyib erdoğan.

biyikli forvet der ki; oy ver artsın sevabın,
mahkeme'i kübrada huzurundayken rabb'ın,
verdiğim oya sebep, sorulursa; cevabım:
halka aşık, allah'a; kuldu tayyib erdoğan,

avrupa parlamentolarındaki kadın bakanların ağzının suyu akıyor başbakanımın gül cemaliyle müşerref olduklarında. ee nasıl olmasınlar. 1.90 civarı boy, keskin ve kararlı bakışlar, geniş omuzlar, mükemmel bir diksiyon ve bununla mütenasip tok ve heybetli bir ses tonu. kadın olup da hayran olmamak mümkün mü? portakal soyarken hazreti yusuf'u görüp parmaklarını doğrayan hatunlar misali, başbakanımı gören yabancı kabine mensubu kadın parlamenterler ellerini ayaklarını nereye koyacaklarını şaşırıyorlar. eee necip türk milletine de böyle kudretli, heybetli, dirayetli bir başbakan yakışır. biz memnunuz da emine annemiz düşünsün gerisini, kıskanmıyordur inşallah : ))) bence kıskanmasın, şükretsin. allah celle celaluhu, emine erdoğan annemize nasip müyesser eylemiş tayip erdogana hanımlık yapma vazifesini. o ne kutlu vazifedir, o ne ekber sıfattır, tayip erdogana hizmet etme, ona hanımlık yapma şerefine mazhar olmak demek, iki cihanda iman'i itikatta payidar olmak demek değil de nedir? er veyahut hatun kişi fark etmez, kim imrenmez ki emine erdoğan annemize, cenab'ı allah bu seçilmiş kullarına bahşeylediği her bir nefesi, dertlerine deva, hastalıklarına şifa, borçlarına eda tayin eylesin.

teknik direktör fatih terimle yollar acilen ayrılmalı amk. benim tercihim commandante hagiden yana ama efsane hoca michael skibbe'de bu takıma uyar. alman ekolü amk, her zaman avantajdır.

divan kurulu acilen olağanüstü genel kurula gidip yönetimi fesh etmeli, ünal aysal görevi bırakmalı, ergun gürsoy başkanlığında, yeni ve taze bi yönetim kurulmalı. hıncal uluç, kemal belgin, oğuz tongsir gibi deneyimli, kurt isimler camianın basınla olan ilişkilerinde aktif rol almalı.

türk telekom arena devlete iade edilip, maçlar olimpiyat stadında oynanmalı.

futbol takımına gelince: muslera apar topar ülkesine gönderilmeli. aykut erçetin her türlü oynar bu takımda. ikinci kaleci mevkisine oğuz dağlaroğlu, kaleci antrenörlüğüne ise altay'ın efsane kalecisi şanver göymen getirilmeli. sağ bekte eboue safi zarar, cihan haspolatlıyı alırım bonservisi de elinde. geretsle 83 puan toplayan efsane takımın sağ beki amk. sol beke riera olmadı işte zorlamanın manası yok, orhan ak yine o sezonun dinamosuydu. macera aramaya gerek yok, başarıyı yakalamış, bilinmiş adamlarla yola devam edilmeli. stoper sorunumuz yok. semih kaya ve gökhan zan gayet yeterli. servet çetin'e de acilen "dön!" çağrısı yapılıp modena'dan petre transferi ile çok alternatifli bir defans hattı oluşturulmalı.

orta sahamız felaket amk komple yenilerim. kayseriden ceyhun takıma yeniden çağrılmalı. melo, hamit, selçuk'u bedelsiz serbest bırakırım amk. revizyon şart orta sahada. bu isimlerin yerine, barış özbek ve mustafa sarplı; güçlü, önde basan, rakibi bozan, dirençli orta sahaya, bir de oyun kurucu mevkiinde murat erdoğanı koyarım al sana mis gibi taş gibi orta saha.

solda emre çolak çok iyi işler yaptı bu sezon. kesinlikle kalmalı. sağ taraf aydın yılmaz'a emanet edilmeli, drogba ve burak yılmaz tecrübe kazanmaları için beylerbeyine gönderilmeli, yerlerine yaser yıldız kartalspordan yeniden takıma dahil edilmeli, yiğit gökoğlan ve sercan da; hızlı, sprinter, aralara deplase olan, saviola tarzı tavşan forvetler. bunların yanına, eyüpspordan ersen martin'i pivot santfor olarak yasladın mı bu takımı kimse tutamaz. yardımcı antrenörlerden bir diğeri de 96-2000 yılları arasındaki şampiyonluklarda büyük payı olan adrian knup olmalı.

dediğim gibi amerikayı yeniden fethetmeye lüzum yok. revizyon yönetimden başlamalı. ergun gürsoydan başkası bu takımı ayağa kaldıramaz, eğer acilen köklü ve radikal adımlar atılmazsa bu takım seneye patates olur ben söyleyeyim.