0
Yokuşu daha zor çıkıyordu yorgun bedeni .
Yine de yılmadan her akşam iş çıkışı o yolu kullanıyordu.
Acılarını diri tutmak için yaptığını söylerdi hep duman abi.
O akşam gel abi dedim , gidelim sahildeki meyhaneye iki tek atalım.
Ay başını zor getiriyor olmanın telaşıyla tam reddecekken bendensin abi dedim.
Gittik oturduk.
Susma be abi dedim.
Susma artık.
Bir kaç ısrarımın ardından başladı anlatmaya,
- Şu okul var ya dedi tam yokuşun başındaki liseyi göstererek , ona bu okulda aşık oldum. Onu bu okulun kapısında bekledim.
Bu okulda onun için kavga ettim ve yine onun için atıldım bu okuldan.
Delikanlıyız , kanımız hızlı akıyor yine olsa yine yaparım her şeyi.
Ha değer mi ? diye soracak olursan değmezmiş. Orası ayrı konu.
Gözlerimiz kör tabi.
Seviyoruz ya.
Aşığız ya.
Hayaller kuruyoruz ya.
O da öyle seviyor sanıyoruz.
Zaman geçtikçe ben iyice kaptırdım kendimi buna.
Ama o da hiç bir zaman hop noluyoruz demedi.
Aslında esaslı kızdı ayşe sadece ben göremedim değişimini.
Dedim ya seviyoruz ya gözümüz kör.
Liseden attılar beni.
Gittim bi tamirciye çırak oldum.
Ee varoş mahallelerde böyledir bu işler.
Bizim babalarımızın hanları , hamamları ,fabrikaları , otomotiv şirketleri yok.
Kıssadan hisse girdik meslek öğreneceğiz.
istedik verdiler. Evleneceğiz lise bittikten sonra.
Lise 3 ü bitirdiği yaz nişan taktık.
Ben o aralar sabahtan akşama kadar çalışıyorum, ayşe ne isterse en iyisi alınsın, en iyi evde otursun istediği gibi bir düğün yapalım diye.
Yine böyle bir yaz akşamı işten çıkmışım, bak eskiden şu ileride pastane vardı ayşe oranın kurabiyelerini çok sever diye eve geçmeden alayım kapıdan veririm diye içimden geçirdim.
Tam pastaneye bir kaç adım kalmıştı ki ayşeyi başka bir erkekle el ele gördüm.
Hiç düşünmedim biliyor musun?
Hiç tereddüt etmedim.
Sapladım bıçağı çocuğa.
O an gözüm dönmüş.
Pek bir şey hatırlamıyorum.
Ayşe kaçıp gitmiş.
Etraftakiler yetişmiş almışlar elimden emaneti.
Sonrası mı ? Uzun yıllar demir parmaklıklar arkası..
(bir kaç nefesten sonra devam etti)
Çıktığımda ayşeler taşınmış gitmişti. Kimle nerede ne yapar hiç sormadım.
Pişman mısın dersen evet pişmanım. En güzel yıllarımı , en güzel zamanlarımı heba ettim bir hiç uğruna.
Onun için yaşadığım o zor günlere değmezmiş. Çünkü onun eli hep başka ellere değmiş.
Bir abimiz vardı bizim cezaevinden. Karısına para yetiştirebilmek için yapmadığı iş kalmamış adamın . En sonunda hapse girince karısı terk etmişti.
Adam kafayı yedi .
Bir gece apar topar akıl hastanesine kaldırdılar.
Değer miydi ? Değmezdi.
Bizler hep kıymet bilmeyenin peşinden koştuk.
Olan kime oldu ?
Kimin hayatı kaydı ?
Kim acı çekti ?
Yani demem o ki kardeşim;
cezaevleri , akıl hastaneleri , meyhane ve hatta park köşeleri sevdiğine inandıran kadınların yıkıntılarıyla doludur.
Biz de yıkılmışız işte..
Erkan Akagündüz - Eliza Pr Mia..