hatırlar mısınız bilmem sözlük. daha beş altı yaşlarındayken bakkal ve marangoz amcalar ya da öz dayılarımız küçük olduğumuzu belli etmek için bize nefret ettiğimiz her fırsatta aksini iddia ettiğimiz bir söz söylerdi.
(bkz: çükün kalkıyor mu la senin)

kerhane ananıda al git ahahah

sandalyeden düşürmüştür.

umarım annen bim'e alışveriş yapmaya çıktığında evinize hırsız girer annen de kredi kartını evde unuttuğu için hemen geri döner ve eve girdiğinde hırsızla yüz yüze kalır, adam da panikle annenin kafasına odunla vurup bayıltır "e madem karı bayıldı neden gibmeyeyim o zaman?" der ve temizlik yaparken giydiği çamaşır suyu lekesinden yer yer beyaz olan eşofmanını sıyırıp, eline tükürüp annenin dıbını ıslatıp hemen 5 dakikada gibip üzerine boşalıp evden apar topar kaçar ardından dışarlarda aylak aylak gezen baban evin kapısını açık görüp içeri daldığında halının üzerinde eşofmanı ayak bileklerini inmiş, t-shirti suratına geçirilmiş ve göbek deliğinin üstü spermle kaplı ananı baygın halde görür de korkudan ve öfkeden oracıkta kalp krizi geçirir ve ölür

umarım annen bim'e alışveriş yapmaya çıktığında evinize hırsız girer annen de kredi kartını evde unuttuğu için hemen geri döner ve eve girdiğinde hırsızla yüz yüze kalır, adam da panikle annenin kafasına odunla vurup bayıltır "e madem karı bayıldı neden gibmeyeyim o zaman?" der ve temizlik yaparken giydiği çamaşır suyu lekesinden yer yer beyaz olan eşofmanını sıyırıp, eline tükürüp annenin dıbını ıslatıp hemen 5 dakikada gibip üzerine boşalıp evden apar topar kaçar ardından dışarlarda aylak aylak gezen baban evin kapısını açık görüp içeri daldığında halının üzerinde eşofmanı ayak bileklerini inmiş, t-shirti suratına geçirilmiş ve göbek deliğinin üstü spermle kaplı ananı baygın halde görür de korkudan ve öfkeden oracıkta kalp krizi geçirir ve ölür

ananız nerde xd ???

umarım annen bim'e alışveriş yapmaya çıktığında evinize hırsız girer annen de kredi kartını evde unuttuğu için hemen geri döner ve eve girdiğinde hırsızla yüz yüze kalır, adam da panikle annenin kafasına odunla vurup bayıltır "e madem karı bayıldı neden gibmeyeyim o zaman?" der ve temizlik yaparken giydiği çamaşır suyu lekesinden yer yer beyaz olan eşofmanını sıyırıp, eline tükürüp annenin dıbını ıslatıp hemen 5 dakikada gibip üzerine boşalıp evden apar topar kaçar ardından dışarlarda aylak aylak gezen baban evin kapısını açık görüp içeri daldığında halının üzerinde eşofmanı ayak bileklerini inmiş, t-shirti suratına geçirilmiş ve göbek deliğinin üstü spermle kaplı ananı baygın halde görür de korkudan ve öfkeden oracıkta kalp krizi geçirir ve ölür

işte o benim. affedersin ama böyle iphone'un ben taaa...

mükemmel bir şey, seviyoruz tapıyoruz falan, ama arasıra yanlış yaptığı şeyler de oluyor. örneğin: early access.

peki nedir bu early access?

şudur: indie geliştiriciler, oyunlarını geliştirirlerken parasız kalmasınlar, aynı zamanda da ilgilisinden, meraklısından oyunla ilgili feedback alıp tam sürüme eli yüzü düzgün bir şekilde çıkabilsinler diye oyun henüz alfa ve/veya beta sürümündeyken oyunu satmalarına steam tarafından izin veriliyor. düşünce aslında güzel evet, ancak gerçek hayatta ne oluyor? oyunların sadece yüzde 25'i early access'ten çıkıp tam sürümü piyasaya sürebiliyorlar.

iyi ama neden?

çünkü indie oyunlar genellikle simülasyon/survival gibi, büyük şirketlerin pek yanaşmadığı, meraklısının pek fazla olmadığı türde oluyorlar. e o otürün meraklılarının zaten büyük çoğunluğu oyun daha early access'teyken oyunu satın alırsa, yapımcıların oyunu çıkarmak için bir sebepleri kalmıyor. zaten kazanabilecekleri bütün parayı kazanmış oluyorlar, dolayısıyla oyunu yarım bırakıp gidiyorlar.

bu aslında tamamen steam'in suçu değil, bunun aynısı yerli oyunlarımızın gözbebeği olan at ve kılıç ile de yaşanmıştı. yani ilk oyun yayınlandı ama, oyun içinde 2 tane kılıç ve 3 tane de kalkandan başka bir şey yoktu neredeyse. felaket bug'lıydı vs. vs. zaten geliştiriciler de onu aynen öyle bırakıp, eli yüzü düzgün bir versiyonu multiplayer da ekleyerek warband adı altında tekrar sattılar. ha tabi destekleyelim diye gittik aldık evet, ama çok da şık bir hamle değildi.

peki buna nasıl bir çözüm getirilebilir?

mesela, early access satışlarından sadece küçük bir pay (diyelim yüzde 20-30) geliştiriciye verilir, geri kalanı steam oyun çıkana kadar tutar. oyun çıktığı zaman, hangi özelliklerin planlandığı ve hangilerinin eklendiği, oyunun ne kadar bug'lı olduğu vs. üzerinden oyunun gerçekten tamamlanıp tamamlanmadığı belirlenir. tamamlanmamışsa (ya da hiçbir zaman early access'ten çıkmamışsa), paranın geri kalanı oyuncuya iade edilir. stüdyo da steam'den çıkarılır.

veyahut, geliştiricilere belli başlı deadline'lar getirilir. şu güne kadar şu özellik eklenmiş olmalı gibi. tabi ki biraz esnek olmasına izin verilir, ancak 2 sene boyunca hiç güncelleme gelmezse projenin terkedilmiş olduğu kabul edilir (bir zahmet), paralar oyuncuya geri verilir, stüdyo steam'den çıkarılır.

hani merak ediyorum, steam de aldığı paradan memnun mu ki bu early access olayına el atmıyor? greenlight yerine böyle bir sistem getirdiler (ki greenlight'tan yine daha iyi), ama yine olmuyor, yine olmuyor. napıcaz biz indie severler olarak? devlet buna bişey yapsın.

çok zor bi hayat yaşıyodur.

-by the way, it's tyrone
-oh, i'm nigar
-excuse me?
-my name is n-
-wha didja say?
-no, no not like th-
-(bıçaklar)

hep merak etmişimdir abd de yaşayıp nigar adında olan insanların siyahlarla olan maceralarını.

yılbaşı gecesinde tohumları atılmış kişiler.

benim manitanın yaptığı hede hodo.

evde ezik ve tek başına yılbaşı geçirip sosyal medya'da anca foto like edenlerinin aklınca kafaya alma olayı yaptığı maduriyet.
yok 120 liraya ne umdun ne buldun, yok bir zeki sen misin, yok zart yok zurt..
arkadaşa bir fiyat karşılığı bir durum vaad edilmiş ve bu durumun lokasyonu hilton, bilet tedarikçisi biletix.iki bilinen kurumsal kurum.
yani güvenmeyip ne yapacak?
biri yok iq demiş biri yok eq demiş akıl satıyor.
sizin gibi böyle her şeyi goygoya alıp hak hukuk arama reaksiyonu göstermekten aciz insanlara üzülüyorum.
bak kozniku arkadaşımızda 95 yılında aynı şeyleri aynı yerde yaşamış. aradan 20 yıl geçmiş durum aynı.
biri de çıkıp bu 20 yıl içerisinde bu durumu bizlere haberdar etseydi 20 yıldır insanlardan kandırılıyor olmayacaktı.
bu tarz şeyler bu yüzden önemlidir.
seneye muhtemelen önyargı oluşacak bu organizasyona ve kandırılma yaşanmayacak. çünkü artık haberdar olduk.
hemen ben zekiyim böyle yan basmam hayatta diye havalara girmeyin.
hayattır.. yarın ne getirir bilinmez.
hadi. öptm. kib. bye.

mars'ta hayat olmadığını gösterir.

(bkz: paralel yapı yollara döktüğümüz tuzları yalıyor)

evrenin merkezinde olduğumuzun kanıtlarından biri daha. canım bu barizdi zaten, şöyle türklerle alakasını henüz bulamadığımız başka şeyler var onlara ağırlık vermek lazım.

hayırlısıyla ikinci bir oscar cardozo olayına dönüşmesi muhtemel transfer kişisi.

fenerbahçe ile gündeme gelmesi bizi memnun etmiştir.
(bkz: oscar cardozo nun fenerbahçeye transfer olması)

bende osbir xd

9 güzelmis

güzel hede hödo

benim için tek firma turkcell superonline'dır. arkadaş bu adamlardan normal adsl alıyorsanız alt yapısını ttnet sağlıyor herhangi bi arızada vs. ttnet ile 1 günde çözeceğiniz iş bunlarla 1 haftada çözülüyor. koca 1 ay 2 aboneliğime internet veremediler bana ayrıca 800 tl cep telefonu faturası ödedim.

sonunda genel müdürlüklerinden bi herifle görüştüm de o çözdü. 2 faturamı iptal etti ama bana 800 tl geçirdiler.

açık ara bu adamlar, net. siz siz olun yanından yakınından bile geçmeyin. ttnet'e kurban olayım ben. en azından adamlar geliyor bakıyor vs. bu adamların arızanın olduğunu anlaması 3 gün sürüyor. bi de taşak geçer gibi 72 saat veriyorlar arıza için falan, sakın yani sakın. kullanmayın, hem cebinize hem ruhunuza zarar.

ben 12 yasındayım 9cm damarlı yarram var.

ananı gibim kafir xd

anan nasıl xd ?

koy koy inlesin inciciler izlesinn