Az önce kafama esti ve 3 yılın ardından sözlüğe gireyim dedim. Tabii ki ilk önce kategorilerden Hikâye kısmına girdim. Ne göreyim 3 tane başlık ve hepsi anlamsız boş. Zamanında anlık olarak 300 400 şukuyla anlatırdım hikâyelerimi aradan 3 yıl geçmiş ve buralar ölmüş.

Neyse yine de bi kaç nefes alan vardır burada. Öğlene kadar 15 20 kişi olursa 3 yıl içinde yaşanmış güzel bir hikâyeyle geri dönüş yapacağım. Gösterin kendinizi.

Sınıfa girdim direk. Bu sefer de benim yerim doluydu. Okan geçmiş Gamze nin yanına bişeyler zırvalıyor.
B: Müsade kardeşim geçeyim yerime.
O: Hemen Kalkıyorum.
Ve hala konuşmaya devam ediyor. Sabahları ters olurum. Kolay kolay annem bile Sabahları soru sormaz.
B: Yav geçin başka yerde konuşun arkadaş sabah sabah.
G: Okan kalkar mısın?
Okan bozuldu kalktı gitti. Az daha dursa kolundan çekip atıcaktım o ara. Geçtim sıraya hiç bişey demeden koydum kafamı dalmışım hemen zaten.

(*)Onunla beraber bende indim. Kalmam için üstelese de onu dinlemedim.
B: Yarın büyük ihtimalle aynı dolmuşta olucaz. Buraları genelde aynı dolmuş toplar. Aynı geldiğimiz dolmuşa 3 numaraya bineceksin.
G: Peki tamam. Çok teşekkürler cidden. Yarın görüşürüz.
Diyerek evine geçti. Bende evime geçtim.

(*)Ertesi gün annemin dürtmesiyle uyandım. Evet bu sefer de ben geç kalmıştım. Evden apar topar çıktım. Dolmuşu da kaçırdığım için bi 10 dakka da onu bekledim. ilk dersi kaçırmıştım bile. Okula girdim. Herkes o ara derste tabii. Oturdum dışarıda 15 dakka sonra da zil çaldı zaten.

(*)Dolmuşa bindik. ilk durak olduğumuz için çoğu yeri boştu. 2 kişilik koltuklara oturduk.
B: dönerken buna bineceksin 3 numara.
Anladım anlamında kafasını yukarı aşağı salladı.
B: ineceğin yeri de biliyosundur herhalde * Dedim gülerek
G: Şu ışıkları geçince marketin yanında ineceğini söyledi.
B: Ben de 2 sokak aşağıda oturuyorum.

Gamze: Bugün burdasın herhalde. dedi gülerek.
B: içim geçmiş ya kusura bakma. Hadi gidelim.
Okulun yarısından fazlası boşalmıştı bile.

Gittik durağa oturduk bekliyoruz.
B: Evin tam olarak Nerede?
Evet Gamzelerin evleri bizim semtteydi.
B: Belki inanmayacaksın ama biz de orada oturuyoruz.
G: Nasıl bi rastlantı bu ya. dedi. Şaşırmış bi ifadeyle gülerek.
B:Nasıl olur da görmemişim ki.
G: Buraları pek bilmediğim için evden çıkmam. Ondan olabilir belki de.
B: dolmuş geldi. Atlayalım şuna.

---Arkadaşlar son partı atıp yatıyorum. iyi geceler

(*)Zil çaldı. Mehmet sınıfına geçti. Sevgi geldi hiç bişey demeden çantasını aldı yerine geçti. Gamze geldi oturdu yanıma.
B: Günaydın.
G: Günaydın.
B:Özel değilse neden geç kaldığını sorabilir miyim?
G: Yanlış dolmuşa binmişim. Farkedince indim. Sonrasında diğer dolmuşu beklerken böyle oldu işte.
B: Okul çıkışı öğrenmen için dolmuşa bindirebilirim.
G: Eğer işin varsa hiç uğraşma.
B: Yo. Zaten kaç gündür evden çıktığım yok. Direk bende eve geçerim.
Aklıma sevginin hiç bişey demeden çantasını alıp yerini değiştirmesi gelmişti. Neden böyle yaptığını ileride öğrenecektim.

Son saatteyiz. Son ders biyoloji. Kafam sayısala yatkın olmasına rağmen hiç sevemedim bu dersi. Kafayı koydum sıraya kendimden geçmişim. Dürtülmeye uyandım.

(*)Sık sık da kendimi frenlemeye çalışıyorum. Sanane bu kızdan neden onları izliyosun. Sürekli saçma ama mantıklı sorular dönüyor kafamda. Okanın yaptıkları ders boyu devam etti. Tabii ben de onları takip etmekten alıkoyamadım kendimi. Zil çaldı. Yanıma yan sınıftan mehmet geldi. Mehmeti mahalleden de tanırdım. Oturduk konuşmaya başladık.
M: Nasıl kardeşim okul? Alışabildin mi beğendin mi?
B: Alışmayıp ne yapıcaz mehmet. Şurda 2 senem kaldı. Okuyup bitirecem işimi. Sınıfta kalma durumum olmasaydı. 1 senem boşuna gitti. Neyse hayırlısıymış.

Sıkılmamış değildim bu duruma. Yanımdaki kızın adı da Sevgi'ymiş onu da öğrenmiş bulundum. Pek ilgilenmedim ama sevgiyle. Hareketleri çocuksuydu ve şımarıktı. Ama fiziğine ve muhabbetine de haksızlık edemem. O saat boyunca Okan la gamzeyi izledim sadece. Evet gelelim okan a. Evet Evet o erkeklerden. Yavşak. Gamze nin hareketlerinden de göründüğüne göre pek de konuşma yanlısı değil. Ama bırakır mı bu tip erkek? Dönüp dönüp konuşmaya çabalıyordu.

(*)Anlaması zor değil. içeriye Gamze girdi. Bakın nedendir bilmiyorum görünce karnıma birden bi şey oldu. Ağrı desem değil. Bilirsinizdir o duygu. Yeni taşındığı için hangi dolmuşa bineceğini nerde ineceğini bilmediği için geç kalmış. Geç kaldığı saçlarının incinlığından ve alel acele sürdüğü rumelinden de belli oluyordu. Özür dileyerek içeri girdi. Yanıma yani yerine gelmeye doğru yöneldiğinde dolu olduğunu görüp tek boş yer olan Okan isimli çocuğun yanına geçti.

(*)Gamze gelmemiş. 20 saniyeliğine duraksadım. Kendi kendime söylenmeye başladım. Olum Atalay, sanane kız gelmediyse? Ne diye düşünüyosun. Çantayı yanımdaki boş sıraya atmaya kalmadan hareketlerinden hoşlanmadığım kızın biri yanıma hemen damladı. Boş mu dedi. insanları bozmak istemem. Boş dedim oturdu. Bişeyler soruyor geçiştirmelik cevaplar veriyorum. Kurtulmak için can çekişirken; o mavi rengini sevdiğim kapı çaldı.

(*)Gamze gelmemiş. 20 saniyeliğine duraksadım. Kendi kendime söylenmeye başladım. Olum Atalay, sanane kız gelmediyse? Ne diye düşünüyosun. Çantayı yanımdaki boş sıraya atmaya kalmadan hareketlerinden hoşlanmadığım kızın biri yanıma hemen damladı. Boş mu dedi. insanları bozmak istemem. Boş dedim oturdu. Bişeyler soruyor geçiştirmelik cevaplar veriyorum. Kurtulmak için can çekişirken; o mavi rengini sevdiğim kapı çaldı.

(*)Dolmuş geldi atladım içine. Aşağı yukarı dolmuşla 15 dk lık tekabül bi mesafe var. Okula girer girmez kantine attım kendimi. Aldım yiyecekleri yemeye başladım. Okula biraz erken geldiğim için üstüne bi bardak daha çay içmeye karar verdim. Aldım çayı oturuyorum. Baktım içeriye uğur girdi. Çay aldı gelip oturdu. Günaydın dedi.
Günaydın uğur dedim.
Sevdiği Kızı anlatmaya başladı. Oldum olası sevmem bu şeyleri dinlemeyi. Sabah sabah kafamı gibmişti

Derse girdik. Oturdum yerime. Yanım boştu.

Aslında düzgün bi yaşamım vardı. Babamla arkadaş gibiydik. Annem de kız arkadaşım gibiydi. Evin tek çocuğu olmanın da artıları üstümdeydi tabii. Okula şehir içi dolmuşlarıyla gidip geliyordum. Ertesi gün olmuştu bile. Sabahları kalkmakta hep zorlanmışımdır bu zamana kadar. Ama nasıl olduysa o gün yarım saate yakın erken kalkmıştım. Sabahları kahvaltı yapamazdım. Genelde hep okulda 1 simit 1 poğaça 1 bardak da çayla yapardım. Evden çıktım. Durakta beklemeye başladım.

 (*)Hafif gülümsedi.
-Ben Atalay. Dedim elimi uzattım.
-Gamze. Dedi
Ben: izmir nasıl bir yer? Diyerekten konuya girmeye çalıştım.
G: izmir'in güzel olduğunu babası izmir'in yerlilerinden olduğunu, annesinin Antalya'lı olduğunu, çocukluğunun orada geçtiğini anlattı. Anlattıklarından da anlaşıldığına göre pek de isteyerek gelmediği belliydi buraya.

(*)Peki ya sen? Dedi.
Bende anlattım bi kaç şeyler. Derken hoca girdi.
 Öyle böyle o günümü bitirdim okulda. Nedenini bilmem içimde bi acayiplik vardı o gün. Sınıfta kalma sebebim başarı durumum değildi. Bazı nedenlerden dolayı devamsızlık yapmak zorunda kalmıştım. Çalışkan birisiydim de. ileriki hayatımda güzel meslek hayallerim vardı.

(*)Şimdi kendi hayatımı anlatayım. Babamın şehrin tam merkezinde olmasa da merkezine yakın bir yerinde cafesi vardı. Dayımla birlikte işletiyolardı. Yazın her günüm orda geçerdi. Zengin değildik. Ama şükür durumumuz iyiydi. Babamın özel okula gönderme talebini çok kez geri çevirmiştim. Nedendir bilmem ama o para avcılarına boşa masraf yapmayı hiç istemezdim. Babam ile annem buralıydı. Kocaeli. Hayatım burda geçmişti. Küçüklüğüm. Dayılarım amcalarım neredeyse bütün akrabalarım buradaydı.

(*)Diğerleri de o tanışma faslında öğrendiler onlardan büyük olduğumu. 1 sene sınfta kaldığımı da söylemeden geçemeyeceğim. Pek ilgilenmezdim kızlarla. Nedense bana çok boş bir şey olarak gelirdi bu yaşlarda sevgili olmak. Düşünmezdim aşık olacağımı. Hem de bu yabancı kıza.
Hocanın zırvalamasını zil sesi sonlandırdı. Arkama yaslandım etrafı izliyorum. Gamze kafasını sıraya koymuş uyuyor. Ne kadar yanlız olduğumu düşündüm. Eski okulumda böylemiydim diye iç geçirdim. Ama yapacağım bir şey yoktu. ilk günden de çevre yapacak değildim ya.
Nedense bu insanlara kanım kaynamıştı. Kolay kolay ısınan bi insan değildim. Çok konuşmazdım.

• Yanımdaki kız kalktı. Dışarıya doğru çıktı. Vakit kolladığını düşündüğüm bi çocuk Gamze kalkar kalkmaz geldi yanıma oturdu.
-"Hoşgeldin kardeşim. Uğur ben." dedi elini uzattı. Bende uzattım. Konu olsun diye geldiğim okulu, ailemi,arkadaşlarımı anlattım. Az da olsa kafa dengi birisi bulduğumu düşünerek içten içe sevindim. Zil çaldı. Uğur kalktı yanımdan. Konuşuruz yine deyip yerine oturdu. O sırada Gamze içeriye girdi geldi oturdu.
-Okulu dolaştım biraz. Bence o kadar da kötü bir yer değil. dedi.
-Konuşmayı Biliyormuydun sen ya? Dedim gülerek.

(*)ilk gün girdim sınıfa. Millet makara yapıyor. Boş bir yer gördüm kimse de yoktu. Daldım oraya direk oturdum. Hissediyorum millet bana bakıyo az çok. Sonra aynı okuldan mezun olduğumuz Halil geldi. Selam verdim. Hoş geldin felan dedi ayak üstü konuştuk. Tek başıma olmayı seviyorum. Postaladım başımdan. içeriye bi kız girdi. Biraz utangaç gibi görünüyo. Boş yer arıyor belli. En son benim yanımı gördü. Utana sıkıla geldi.

• Oturabilirmiyim dedi. Beyler nedendir bilinmez kızlara hep düşman gözüyle bakardım. Ama nasıl olduysa ona öyle olmamıştı. Tabii dedim. Yer verdim oturdu. Biraz konuşmadım. Ne o ne ben. Sonra da "Yenisin galiba sende" dedim. Evet izmir'den geliyorum dedi. Sen? dedi. Bende yeni nakilimi verdim buraya dedim. Yeniyim bende dedim. Derken hoca girdi. işte tanışma şeyleri. Yeni gelen bi kaç kişi daha var sıra sıra kaldırıyo bizi. Yanımdaki kızın adını da orda öğrendim. Gamze. Küçük de bir gamzesi vardı Gamze'nin.

(*)Yağmurlu bir günde evinin önünde yatmıştım onu görebilmek için. Soğuktan dişlerimin birbirine çarpma sesiyle birlikte penceresini gözlüyordum. Belki deli, pgibopat veya başka bir şey olduğumu düşünebilirsiniz. Ama ben sevgimin peşinden koştum. Saf duygularımın peşinden. Çoğu kez açılmayı denemiştim. Yüzüne haykırmak içimdekileri kusmak istemiştim. Dedim ya istemiştim.

• *12 yıl öncesi. Lise 2. Sınıf.
  Çevremle konuşmayı seven biriydim. O zamanın yaşı gereği verdiği ergenliğin de etkisiyle deli doluydum. Herkesin olduğu gibi benim de vardı bi sevdiğim. ilk o gün gördüm onu. Naklimi aynı yerden başka bi okula aldırmıştım. Şehir içi otobüsleriyle gidip geliyordum. Tabii gittiğim yerde millet birbirini tanıyo. Benim gibi yeni gelende vardı. O da onlardan birisiydi.

***BEYLER ÇALIŞTIĞIM YERiN YOĞUNLUĞUNA DOLAYI HiKAYEYi ÇOK GEÇ YAZDIM. iNANIN Ki HiKAYEYi YARIM BIRAKMAK iSTEMiYORUM. BUNDAN DOLAYI YENi BAŞLIĞA GEÇiYORUM.

http://incisozluk.com.tr/...BCn-sizi-bulacakt%C4%B1r/

**Beyler güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Hepsini teker teker okuyorum. Sağolun varolun.

---FiNAL---
Çocuk değildik be beyler milletle kavga edelim. Bi üniversite veya lise anıları değil bu. Yeterince olgun insanlardık. Gerektiği yerde kavga da ettik ama.

• *Ve iki taraf tanışmışlardı. Babasıyla babam siyaset yaparlardı. Şükürler olsun ki ikisinin de savunduğu taraf aynıydı. Annemle annesi. Hep bizi konuşurlardı. Şöyleler böyleler. 1. senemize girecektik beraber. 1 sene 1. Ben bunları size 2 günde yaşattım ama. Sanıyorum ki bir şeyler başarmışım. Gerek sizlerden aldığım yorumlarda görüldüğü gibi.

13 Ağustos: Nişanlanıyoruz. Mutluyuz. Artık parmaklarımızda ikimizin simgesi takılı. Babam hem gelinine hem de oğluna yüzükleri taktı. Arkada ağlayan anneleri anlatmıyorum bile. Ve yanımda tek tek göz yaşları akan sevdiğim kız. Fotoğraf çeken Onur, Mehmet ve niceleri. Kardeşlerimiz. Ha Onur demişken. Onur&Cansu oldular artık. Kendine göre buldu birisini. Mehmeet mehmet. Benden 3 gün sonra nişan yüzüklerini takıyoruz kardeşime. Sadıcı olacaktık birbirimizin.

Mehmet'ime taktık yüzüklerimizi. Mutlular şükürler olsun.

--Ve artık nişanlıydık. Düğün içi çeyizler hazırlanmış hatta son bulmuştu. Ekimde düğünümüzü yapmaya karar verildi. O zamana kadar gezdik eğlendik. Birikimimizi yaptık.

25 Ekim: Arabalar ayarlandı. Davetiyeler basıldı. Heyecan var herkesde. Saatler geçmiyor. Alışverişler tamam zaten.

Saat 20:15: Salon doldu diyebiliriz belki de. 15 dakka sonra sahnede olacaktık. Ve sonsuza kadar beraber yaşayacaktık. Pasta kurabiye dağıtıldı millete.
Saat 20:30:Çalışanlar geldi. Hakan Bey hazırsanız çıkabiliriz. Çıktım bekliyorum Selen'i kapının önünde. Kapısı açıldı. Öyle güzel olmuştu ki yemin ediyorum anlatamıyorum. Anlatamıyorum arkadaşım. Düşünün o derece. Anons edildi. Gelin ve damadımız. Bi anda sahnede buldum kendimi. Heyecan var tabiki nasıl geldiğimizi bilmiyorum buraya hatırlamıyorum. Dans etmeye başladık. Hani uzaktan görmüşüzdür hep küçükken. Ulan bunlar ne konuşuyor kulaktan kulağa fısıldayıp duruyolar ne çene varmış.
B:Aşkım artık evlendik biz varız artık.
S:Hala inanamıyorum.

Nikah memuru geldi. Evlenmeyi kabul ediyormusunuz? - EVET
Evlenmeyi kabul ediyormusunuz? - EVET

Artık evliydik. Belki doktor avukat değildim. Mutluydum ama. Önemli olan da bu ya. Şükür edip mutlu olmak.

Mehmet'i de Onur'la beraber evlendirdik çifte düğün. Mutluydu herkes.

• *Sabah Selen'in sesleriyle uyandım. Gidip baktığımda kusuyordu. Direk aldım arabaya doktora zütürdüm. Kadın doğum uzmanına yönlendirdiler. Hayırdır lan? Noluyordu? Yoksa hamilemiydi? Çocuğumuz mu olacaktı yoksa?
Olumlu. Çocuğumuz olacaktı. Hamileydi sevdiğim kadın.

13 Ağustos 2008 : Tanıdık geliyor mu? Geliyor geliyor. Kızımız doğdu. Annesi gibi. Sarı saçları vardı. Artık hayatımı o ikisine adamıştım.

Evet beyler. Benim kalemimden sizlere Taksici Hakan'ın hikayesini yansıttım. Onun kaç yılda yaşadıklarını 2 günde yaşadık sizlerle beraber. Hepinize teşekkür ediyorum. Yanlız bırakmadığınız için. "Taksici Hakan'ın hikayesi" burada bitmiştir. Unutmamanız dileğiyle. Allah'a emanet olun.

Beyler final geliyor son partta.

(*)Gelir gelmez yattım. Bi kaç gün normal bi şekilde geçti. Bu Selen'in eski sevgilisi çıktı ortaya. Rahatsız ediyormuş felan. Bunu takip ettik. Sağlam bi şekilde dövdük. Erkekliğe gelir mi öyle şeyler derseniz sevgilisi olan bi kızı rahatsız etmeyeceksin arkadaşım. Biliyor da ciddi düşündüğümüzü. Bidaha rahatsız etmedi şerefsiz. Sonunda o korktuğum mu yoksa heyecanlandığım mı desem bilemedim o gün geldi. Selen'in ailesiyle tanışacaktım. Bu sefer tek başıma gidecektim. O daha kötüydü bilirmisiniz. Vardım sonunda evlerine. Elimde tatlı var. Boş gitmeyelim bari dedim. Elim titreye titreye zili çaldım. Kapıyı annesi Zühal teyze açtı. Yanında da o.Selen. Her gün daha fazla tutuluyordum ona. Annesinin elini öptüm hemen. Çocukluktan gelen bi şeyim vardı. Yaşını almış insanları görünce ellerini öperdim hep.

• Selenle de selamlaştıktan sonra içeriye doğru yürüdüm. Babası beni görünce ayağa kalktı. Selamun aleyküm dedim. Kimseye yalakalık yapmamışımdır bu hayatımda. Yapanı da sevmem. Olduğu gibi hatta olacağı gibi selam verdim. O da aleyküm selam oğlum hoş geldin dedi. Oğlum demesi hoşuma gitmişti. Ondan küçük olduğum için mi demişti yoksa damat adayı olduğum için mi anlamamıştım o an. Demek sensin şu meşhur Hakan dedi. Evet efendim dedim. Buyur otur konuşalım dedi. Anlattım ailemi, işimi,yaşantımı. Herşeyi olduğu gibi. Gizli hiç bişey koymadım ortada. Çünkü ileride sıkıntı yaşamak istemezdim. Oturduk yemek yedik. Annesi babası çok iyi insanlardı. Edepli. Biraz daha oturduktan sonra müsade istedim kalkmak için. Giderken babası:
-Kızım sana emanet. Gördüğüm kadarıyla iyi bir çocuksun. Ailenle de tanışmak isterim. dedi.
Ben: Teşekkür ederim. Tanıştığıma memnun oldum dedim. Yine elini öptüm annesini babasını. Giderken annesi babası içeriye geçti. Selenle ben kaldım.
Sarıldı. Mutluydu gözlerinden belliydi.
S: Olumlu aşkım dedi gülerek. Babam seni sevdi dedi.
B:Bende sevdim aileni canım dedim. Yakın bi zamanda ailemizi de tanıştıralım dedim. Yanağından öpüp eve doğru yola çıktım. Eve vardığımda abdestimi alıp namazımı kıldım. Mutluydum. Ve şükür etmem gerekti. Mutluluğum daim olsun diye.

(**)Eveet. Sonunda ailem tanışacaktı sevdiğim kadınımla. Aldım evinden. Melek gibi olmuştu. Melekten daha fazla güzel hitap edilecek kelime söz laf varmı? Varsa onun gibi olmuştu. Hayatımı birleştireceğim insanı doğru seçtiğimi düşünüyordum. Çok heyecanlıydı güzelim. Bana, aileme verdiği değer belli oluyordu gözlerinin içindeki ışıkta. Vardık bizim eve. Kapıyı çalmadan önce gözlerine baktım. Parlıyordu lan. inanmazdım biliyomusunuz. Nasıl parlıyormuş lan dalga mı geçiyorsun diye. Parlıyomuş beyler. Hazırmısın dedim. Sonsuza kadar dedi. Çaldım kapıyı. Annem kapıyı açar açmaz sanki 20 yıldır tanıyormuş gibi sarıldı Selen'ime. Ellerini öptü onların. Kız kardeşim. Hepsi o kadar iyi ağırladılar ki. Hepimiz mutluyduk. Akşam yemeği yeyip oturduktan sonra izin alarak kalktık.

• S: Çok mutluyum biliyomusun Hakan.
B: Sen mutluysan bende mutluyum hayatımın anlamı.
S:Annemlerle konuştum. Müsait olduğumuz zaman bizi de bekliyorlar.
B:Babanla tanışmaya korkuyorum aşkım. Dedim gülerek
S:iyidir babam aşkım. Hiç Korkma dedi yanağımı okşayarak.
Evine bıraktım. iyi geceler deyip öptüm yanağından. Mutlu bi şekilde geçtim eve.

(*)Beyler ben özel hayatımı anlatıcak kadar halsiyetsiz şerefsiz değilim beklemeyin benden öyle şeyler. Ben onu böyle becerdim bunu böyle becerdim şeklinde sizin hoşnutunuzu kazanmak istemiyorum. Yeterki badaim panpamız sağlam yazıyor demeniz yeterli. Neden söyledim bil

(*)Beyler ben özel hayatımı anlatıcak kadar haysiyetsiz şerefsiz değilim beklemeyin benden öyle şeyler. Ben onu böyle becerdim bunu böyle becerdim şeklinde sizin hoşnutunuzu kazanmak istemiyorum. Yeterki badaim panpamız sağlam yazıyor demeniz yeterli. Neden söyledim bilmiyorum.