• 1 / 1 / 116 entry
  • 41 başlık
  • 4 trend
  • 1,160.45 incipuan

b s e oybirinci nesil normal

  • 0
    1 nesil dedeniz anlatıyor torunlar oturun hele
    Xkw0fiodwkjdofso
    ···
  • 0
    rap dinleyen panpalarımı bekliyorum
    Rap dinlemesemde izlicem
    ···
  • 0
    liseliye verdiğim efsane ayarrrrrrrrrrr
    Çok komiksin sen yha efsane yani espiri düzeyin amın oğlu seni
    ···
  • 0
    fetö öldü mü lan cidden
    Ne zaman lan
    ···
  • 0
    ilginç bilgiler silsilesi
    Johnny gibi 27 cm
    ···
  • 0
    adımı değiştiriyorum ne koyayım
    Selami Şahin
    ···
  • 0
    oğlunuz olsa adını ne koyardınız beylerrr
    Ben namık koyardım huur çocuğu olduğu belli olsun diye
    ···
  • 0
    çok güzel bi zeka sorusu soruyorumm
    3. panpa
    ···
  • 0
    çok güzel bi zeka sorusu soruyorumm
    Evet beyler ödülümüz nick6 malasef büyük bişey için bütçemiz yok amaç eğlenmek zaten

    bir gün bir gemide bir horoz yumurtlamış. gemi sallanınca yumurta denize düşmüş ve kırılmış

    bu soruda yalan olan 3 tane şeyi ilk yazan 3 kişi ödülden faydanalabilicektir

    saygılar sevgiler...
    ···
  • 0
    birgün bi laf okudum bi üstaddan
    Demişki üstad;
    -Erkekler ve kadınlar cinsiyet değiştirse idi ortalık huurdan geçilmezdi
    ···
  • -4
    1 5 senelik ilişkim bitti ve
    geriye sadece bu resim
    ···
  • 0
    film arsivini topladim buyrun ve sagolun
    Rezalllallalall
    ···
  • -5
    nasıl bin oldumm anlatıyorummm
    beyler eskiden yazılmış bi hikaye sadece tekrar okunulmasını istediğim için partlarını kopyala yapıştır yapıcam hikaye başlığı şimdiki başlıkla aynı hikayeyi yazan yazar tsigalko abimiz yazalı yıllar oldu bu arada okuyanlar belli etsin ona göre atıyım beyler

    Nasıl bin Oldum Anlatıyorum Part 1
    çocukluğuma hiç inmeyeceğim,

    güzel bir lise hayatı geçirdim, mutluydum, arkadaş çevrem genişti ve geyiğin de ciddi muhabbetin de her türlüsünün yapıldığı harika bir grubum vardı.

    kızlarla aram her zaman iyi olmuştur, sınıfın sevilen çocuğuydum diyebilirim. iyi niyetliydim, sınıfımdan hiç bir kıza yan gözle bakmadım, sevgililerim oldu,
    reddettiklerim oldu, reddedilmelerim oldu,

    her şeyi yaşadım lise sıralarında.. yaşadığımı sanmışım oysa, oysa hayat daha yeni başlıyormuş da haberim yokmuş benim..
    dediğim gibi, iyi bir lise, iyi bir ortam, mutlu bir ergenlik dönemi,

    netice itibariyle bu da iyi bir öss başarısı getirdi, kalburüstü bir üniversitenin iyi bir bölümüne girdim,

    işte benim, bugünkü ben olma hikayem de o zaman başladı
    ilk günümü hiç unutamam,

    herhalde kendini kasmaktan 1-2 cm genişlemiştir vücudum,

    düşünsenize, o sıcak arkadaş ortamından çıkmışsınız, leb demeden leblebiyi ağzınızdan alan kankalarınız, karı kız ortdıbınız, gittiğiniz kafeler, oturduğunuz pastaneler, ananız babanız, hepsi ardınızda kalmış.

    ve sizinle benzer duyguları yaşayan, farklı kültürlerden, yurdun farklı köşelerinden, farklı yaşantılardan, farklı ortamlardan 60 küsür insanla aynı sınıfa konmuşsunuz. o atmosferin elektriğini hayal edebiliyor musunuz?

    üniformalar gitmiş, herkes deyim yerindeyse cicilerini giymiş, o gün üniversitenin ilk günü..
    önceki iki geceden yurtta tanıştığım elemanlarla sınıfa girdik,
    eşyaları koydum, daha pek kimse yoktu, erken gelmişiz.

    sonra bu çocuklardan birinin tanıdığı kızlar ve onların da arkadaşları var, neyse biz 4 e 4 grupça takıldık biraz dışarda,

    ben de bir yandan diyorum ki \"iyi lan gene ilk günlerden insan tanımaya başladık\" ama inanın içimde öyle dalgalı bir deniz var ki anlatamam, yeni bir ortamın ve yeni insaların verdiği o tuhaf \"aman gibko bir hareket yapmayayım\" telaşı bir yandan, bütün bunların güzelliğinin verdiği heyecan bir yandan.
    neyse ki herkes sıcakkanlıydı da * benim de gerginliğim azalıyordu böylece.

    dersin başlamasına yakın sınıfa bir gittik, tribün gibi dolmuş, söyle bir göz gezdirdim ki daha ilk anda gözüme çarpan olay şu \"sınıfın en az 3 te 2 si kız\"

    gözlerim yaşardı aq..böyle olacağından haberim yoktu, cennete düşmüş olmalıydım.

    geçtik sıraya oturduk, muhabbettir gidiyor, ön sırakiyle laflaşıyoruz, arka sıradakiler bir şey soruyor derken her şey harika.. sınıfta o yeni tanışan insan kalabalığının iç gıcıklayıcı uğultusu filan..

    tüm bunlar akıp giderken onu gördüm, hani bizim klagib deyimimizle hayatımı giben kızı..
    gerçi artık hayatımın gibildiğini düşünmüyorum şimdiki aklımla,
    sadece değişmiş işte, bu değişimden memnun muyum? eski ben, bozulmadan, yaralanmadan, kirlenmeden bu yaşıma gelseydi nasıl olurdu? bilemiyorum,

    ama bundan şikayet edecekte değilim..

    işte, onu gördüm, cam kenarında, benim sırama göre ön çaprazımda oturuyordu.
    bense duvar kenarında, huyum olduğu üzere duvara yaslanmış, son derece rahat, kahvede gibi takılıyorum. aramızda orta sıralar ve en azından 3-4 metre var,

    ama o büyülü an da, öyle bir kitlenmiş ki gözlerim, sanki hemen yanıbaşımdaymışcasına, sanki sınıfta sadece o ve ben varmışcasına..

    etrafımdaki uğultu iyice anlaşılmaz olmuştu, yanımdaki adamların konuştuğunu duymaz, anlamaz olmuştum.. sadece o ve heyecanlı heyecanlı etrafa gülümseyip birileriyle laflaşan o sevimli surat vardı gözlerimin önünde.. kitlenmiştim, dalıp gitmiştim adeta..
    size yalan söylemeyeceğim,
    ben lisede çok fazla kızla çıkmadım beyler, hele aşık olmak? sevmek? teğet bile geçmedi emin olun..

    yo aslında sevdim tabi sevgililerimi, ama tadı hoşuma giden bir çikolatayı sevdiğim gibi, üzerime yakışan bir gömleği sevdiğim gibi, beğendiğim bir televizyon dizisini sevdiğim gibi..

    ya şimdi olanlar neydi peki böyle? daha önce hiç böyle bakmamıştı gözlerim, çok yabancıydım bu duyguya binler, bilemezsiniz.. yaşım 18 e dayanmış, ben daha ilk defa aşık oluyorum..
    şimdi bile arkadaşlarla ne zaman bu muhabbeti döndürsek, \"ulan harbi film gibiydi sizin olayınız\" diyorlar,

    harbiden de film gibi başlamıştı,

    her şey senaryoya uygundu,
    sevmeyi yeni öğrenen toy delikanlı, sevimli ve ışıltılı esas kız, ilk görüşte aşk ve onu peşpeşe izleyen hoş tesadüfler (!)..

    ilk gün konuşmayı beceremedim,

    ama göz göze geldik bir kaç kere, e tabi günün neredeyse tamamı boyunca benim gözlerim ona dönük olunca ister istemez göz göze geliniyor aq..hatta bir seferinde gülümsedi sandım, içim gitti resmen.

    o gün ufaktan da olsa ders bile işlendi, etrafımdaki insanlar birbirlerini daha iyi tanıdı, ama ben bunların hiç birinin farkında bile değildim. toz pembe bir denizin içinde yüzüyordum.

    tahmin edeceğiniz gibi, o gece uyuyamadım..
    bu kız, henüz adını bile bilmediğim sınıf arkadaşım..

    beyaz tenli, düz siyah saçları beline kadar uzanan, güzel yüzlü, irice ela-yeşil gözleri olan, yüzünden gün boyu gülücük düşmeyen, tatlı heyecanı ile daha da çekicileşen bu kız..

    benim hayatımın kadını olmalıydı,

    o yaşta ne hayatı, ne kadını demeyin.. bazen insan hisseder ya, hah dersin, işte bu olmalı, böyle olmalı..bu olacak, olmak zorunda..

    sabahları okula gitmek zor gelir sanarsınız, ama üniversitenin o ilk günlerinin heyecanına bir de bu ilk görüşte tutulma eklenince neredeyse alarma bile ihtiyaç duymamaya başlamıştı beynim ve bedenim.

    1-3-5 gün derken, ilk haftanın son günü ciddi anlamda ilk tanışmamız ve muhabbetimiz oldu..
    şarkı paylaşayım bir tane:

    http://fizy.com/tr#s/1ahl6d

    adı ayşen\'miş,

    tam da o sevimliliğine yakışır bir isim..

    o gün kimya dersi vardı, laboratuvardayız,

    tabi ben bir haftadır kızı devamlı kesiyorum,
    bir yandan da diyorum \"ulan hayvan gibi bakmasam ya, ayıp oluyor, ilk günden sapık gibi damgalanacağız\" ama bir yandan da gözlerimi alamıyorum, resmen mücadele ediyorum savaşıyorum kendimle ama olmuyor be panpalar, yaşayan bilir.. zaten baktığın her yerde de onu görüyorsun ya..kafanı başka yere çevirsen ne fayda..

    neyse,
    laboratuvarda böyle bankolar var, her grup için setler hazırlanmış, altı grup muyuz neyiz,

    kütüphane gibi düşünün o bankoların arasını, arada iki tane raf gibi bölmeler var, karşı tarafı görebildiğiniz,
    amk öyle de bir yerde ki o bölmeleri ayıran sunta, benim karşıyı görmek için ya biraz eğilmem, ya da biraz parmak ucuma yükselmem lazım..

    deneye başladık, tam karşı grupta bu,
    anladım tabi başıma geleceği, hemen alet edevatın başında kaçtım aq, elim kolum titreyecek rezil olacağım.

    deftere not alıyor bahanesiyle eğildim bankonun üzerine, alttaki aradan buna bakıyorum bir yandan da,

    gördü baktığımı, hemen kaçırdım gözlerimi, ulan zaten bir an için göz göze gelebilmek için bakıyorum ama geldik mi de hemen otomatik refleks olarak kaçırıyorum gözlerimi..

    neyse böyle bir oldu iki oldu..
    derken ben artık utandım kız rahatsız olacak diye, ama bakmadan da duramıyorum,

    dedim bu sefer de yukardan bakayım bari çaktırmadan biraz, parmak ucuma yükselip bir göz uzattım ki o da bana bakıyor olmasın mı o ara?

    bu sefer gözlerimi de kaçıramadım, bir gülümsedi bu bana muzurca, o an öldüm işte beyler..o an ben öldüm, artık başka biri vardı beynimin bedenimin içinde, bambaşka biri, yabancı biri, aşık biri..

    mavi göz farı sürmüştü o gün, inanılmaz, bu kadar mı yakışırdı bir insana o şey? hala unutmamışım..
    tabi dersde o bakışmalar, gülümsemeler filan,

    hafifden gazı aldım ya ben,

    ders bitti, toparlandık çıkıyoruz, koca sınıf kapıya hücum etti,

    baktım bu ağırdan alıyor, dedim \"oğlum fırsat bu fırsat, yarat bir bahane\"

    ben de acele etmedim, aq o yaşta bebenin yaratacağı bahane ne olacak, çıkışımızı ayna ana denk getirip kapının önünde yol vereceğim de o da teşekkür edecek filan öyle oradan muhabbet olacak..

    sonra baktım bu hafiften ilerliyor kapıya doğru, bir tane de samimi bir kız arkadaşı var, sıra arkadaşı, yani samimi dediğime bakmayın işte 1 hafta içinde en yakınlaştığı diyelim.

    bunlar ilerliyorlar kapıya doğru, ben de adımlarımı hızlandırdım, önce önlerine geçtim bunların, sonra da yol verecem aq,

    neyse, harbiden de kafamda kurduğum gibi oldu lan,
    yol verdim, gülümsemeye çalıştım, teşekkür etti, gülümsedi, gözlerini ayırmadı..

    \"-selam\" dedim, jest ve mimiklerimle de desteklemeye çalışarak,

    \"-merhaba\" dedi gülerek, harika bir ses tonu.. hayal etsem o kadar güzelini, o tipe yakışanını bulamazdım.

    \"- ismin ne? tsigalko ben\"
    \"- ayşen ben de, memnun oldum, nerden?\"

    \"-bursa, sen? (gene gülümsemeye çalışıyorum, o ara elde kitap defter yürüyoruz bir yandan)

    \"-istanbul benimde\"

    bursa ya gelmiş bir kaç kere, kapalı çarşıyı, zafer plazayı filan konuştuk, eh tabi ben de istanbul gezilerimden bahsettim biraz.
    ···
  • 0
    nasıl bin oldum anlatıyorumm
    beyler eskiden yazılmış bi hikaye sadece tekrar okunulmasını istediğim için partlarını kopyala yapıştır yapıcam hikaye başlığı şimdiki başlıkla aynı hikayeyi yazan yazar tsigalko abimiz yazalı yıllar oldu bu arada okuyanlar belli etsin ona göre atıyım beyler

    Nasıl bin Oldum Anlatıyorum Part 1
    çocukluğuma hiç inmeyeceğim,

    güzel bir lise hayatı geçirdim, mutluydum, arkadaş çevrem genişti ve geyiğin de ciddi muhabbetin de her türlüsünün yapıldığı harika bir grubum vardı.

    kızlarla aram her zaman iyi olmuştur, sınıfın sevilen çocuğuydum diyebilirim. iyi niyetliydim, sınıfımdan hiç bir kıza yan gözle bakmadım, sevgililerim oldu,
    reddettiklerim oldu, reddedilmelerim oldu,

    her şeyi yaşadım lise sıralarında.. yaşadığımı sanmışım oysa, oysa hayat daha yeni başlıyormuş da haberim yokmuş benim..
    dediğim gibi, iyi bir lise, iyi bir ortam, mutlu bir ergenlik dönemi,

    netice itibariyle bu da iyi bir öss başarısı getirdi, kalburüstü bir üniversitenin iyi bir bölümüne girdim,

    işte benim, bugünkü ben olma hikayem de o zaman başladı
    ilk günümü hiç unutamam,

    herhalde kendini kasmaktan 1-2 cm genişlemiştir vücudum,

    düşünsenize, o sıcak arkadaş ortamından çıkmışsınız, leb demeden leblebiyi ağzınızdan alan kankalarınız, karı kız ortdıbınız, gittiğiniz kafeler, oturduğunuz pastaneler, ananız babanız, hepsi ardınızda kalmış.

    ve sizinle benzer duyguları yaşayan, farklı kültürlerden, yurdun farklı köşelerinden, farklı yaşantılardan, farklı ortamlardan 60 küsür insanla aynı sınıfa konmuşsunuz. o atmosferin elektriğini hayal edebiliyor musunuz?

    üniformalar gitmiş, herkes deyim yerindeyse cicilerini giymiş, o gün üniversitenin ilk günü..
    önceki iki geceden yurtta tanıştığım elemanlarla sınıfa girdik,
    eşyaları koydum, daha pek kimse yoktu, erken gelmişiz.

    sonra bu çocuklardan birinin tanıdığı kızlar ve onların da arkadaşları var, neyse biz 4 e 4 grupça takıldık biraz dışarda,

    ben de bir yandan diyorum ki "iyi lan gene ilk günlerden insan tanımaya başladık" ama inanın içimde öyle dalgalı bir deniz var ki anlatamam, yeni bir ortamın ve yeni insaların verdiği o tuhaf "aman gibko bir hareket yapmayayım" telaşı bir yandan, bütün bunların güzelliğinin verdiği heyecan bir yandan.
    neyse ki herkes sıcakkanlıydı da * benim de gerginliğim azalıyordu böylece.

    dersin başlamasına yakın sınıfa bir gittik, tribün gibi dolmuş, söyle bir göz gezdirdim ki daha ilk anda gözüme çarpan olay şu "sınıfın en az 3 te 2 si kız"

    gözlerim yaşardı aq..böyle olacağından haberim yoktu, cennete düşmüş olmalıydım.

    geçtik sıraya oturduk, muhabbettir gidiyor, ön sırakiyle laflaşıyoruz, arka sıradakiler bir şey soruyor derken her şey harika.. sınıfta o yeni tanışan insan kalabalığının iç gıcıklayıcı uğultusu filan..

    tüm bunlar akıp giderken onu gördüm, hani bizim klagib deyimimizle hayatımı giben kızı..
    gerçi artık hayatımın gibildiğini düşünmüyorum şimdiki aklımla,
    sadece değişmiş işte, bu değişimden memnun muyum? eski ben, bozulmadan, yaralanmadan, kirlenmeden bu yaşıma gelseydi nasıl olurdu? bilemiyorum,

    ama bundan şikayet edecekte değilim..

    işte, onu gördüm, cam kenarında, benim sırama göre ön çaprazımda oturuyordu.
    bense duvar kenarında, huyum olduğu üzere duvara yaslanmış, son derece rahat, kahvede gibi takılıyorum. aramızda orta sıralar ve en azından 3-4 metre var,

    ama o büyülü an da, öyle bir kitlenmiş ki gözlerim, sanki hemen yanıbaşımdaymışcasına, sanki sınıfta sadece o ve ben varmışcasına..

    etrafımdaki uğultu iyice anlaşılmaz olmuştu, yanımdaki adamların konuştuğunu duymaz, anlamaz olmuştum.. sadece o ve heyecanlı heyecanlı etrafa gülümseyip birileriyle laflaşan o sevimli surat vardı gözlerimin önünde.. kitlenmiştim, dalıp gitmiştim adeta..
    size yalan söylemeyeceğim,
    ben lisede çok fazla kızla çıkmadım beyler, hele aşık olmak? sevmek? teğet bile geçmedi emin olun..

    yo aslında sevdim tabi sevgililerimi, ama tadı hoşuma giden bir çikolatayı sevdiğim gibi, üzerime yakışan bir gömleği sevdiğim gibi, beğendiğim bir televizyon dizisini sevdiğim gibi..

    ya şimdi olanlar neydi peki böyle? daha önce hiç böyle bakmamıştı gözlerim, çok yabancıydım bu duyguya binler, bilemezsiniz.. yaşım 18 e dayanmış, ben daha ilk defa aşık oluyorum..
    şimdi bile arkadaşlarla ne zaman bu muhabbeti döndürsek, "ulan harbi film gibiydi sizin olayınız" diyorlar,

    harbiden de film gibi başlamıştı,

    her şey senaryoya uygundu,
    sevmeyi yeni öğrenen toy delikanlı, sevimli ve ışıltılı esas kız, ilk görüşte aşk ve onu peşpeşe izleyen hoş tesadüfler (!)..

    ilk gün konuşmayı beceremedim,

    ama göz göze geldik bir kaç kere, e tabi günün neredeyse tamamı boyunca benim gözlerim ona dönük olunca ister istemez göz göze geliniyor aq..hatta bir seferinde gülümsedi sandım, içim gitti resmen.

    o gün ufaktan da olsa ders bile işlendi, etrafımdaki insanlar birbirlerini daha iyi tanıdı, ama ben bunların hiç birinin farkında bile değildim. toz pembe bir denizin içinde yüzüyordum.

    tahmin edeceğiniz gibi, o gece uyuyamadım..
    bu kız, henüz adını bile bilmediğim sınıf arkadaşım..

    beyaz tenli, düz siyah saçları beline kadar uzanan, güzel yüzlü, irice ela-yeşil gözleri olan, yüzünden gün boyu gülücük düşmeyen, tatlı heyecanı ile daha da çekicileşen bu kız..

    benim hayatımın kadını olmalıydı,

    o yaşta ne hayatı, ne kadını demeyin.. bazen insan hisseder ya, hah dersin, işte bu olmalı, böyle olmalı..bu olacak, olmak zorunda..

    sabahları okula gitmek zor gelir sanarsınız, ama üniversitenin o ilk günlerinin heyecanına bir de bu ilk görüşte tutulma eklenince neredeyse alarma bile ihtiyaç duymamaya başlamıştı beynim ve bedenim.

    1-3-5 gün derken, ilk haftanın son günü ciddi anlamda ilk tanışmamız ve muhabbetimiz oldu..
    şarkı paylaşayım bir tane:

    http://fizy.com/tr#s/1ahl6d

    adı ayşen'miş,

    tam da o sevimliliğine yakışır bir isim..

    o gün kimya dersi vardı, laboratuvardayız,

    tabi ben bir haftadır kızı devamlı kesiyorum,
    bir yandan da diyorum "ulan hayvan gibi bakmasam ya, ayıp oluyor, ilk günden sapık gibi damgalanacağız" ama bir yandan da gözlerimi alamıyorum, resmen mücadele ediyorum savaşıyorum kendimle ama olmuyor be panpalar, yaşayan bilir.. zaten baktığın her yerde de onu görüyorsun ya..kafanı başka yere çevirsen ne fayda..

    neyse,
    laboratuvarda böyle bankolar var, her grup için setler hazırlanmış, altı grup muyuz neyiz,

    kütüphane gibi düşünün o bankoların arasını, arada iki tane raf gibi bölmeler var, karşı tarafı görebildiğiniz,
    amk öyle de bir yerde ki o bölmeleri ayıran sunta, benim karşıyı görmek için ya biraz eğilmem, ya da biraz parmak ucuma yükselmem lazım..

    deneye başladık, tam karşı grupta bu,
    anladım tabi başıma geleceği, hemen alet edevatın başında kaçtım aq, elim kolum titreyecek rezil olacağım.

    deftere not alıyor bahanesiyle eğildim bankonun üzerine, alttaki aradan buna bakıyorum bir yandan da,

    gördü baktığımı, hemen kaçırdım gözlerimi, ulan zaten bir an için göz göze gelebilmek için bakıyorum ama geldik mi de hemen otomatik refleks olarak kaçırıyorum gözlerimi..

    neyse böyle bir oldu iki oldu..
    derken ben artık utandım kız rahatsız olacak diye, ama bakmadan da duramıyorum,

    dedim bu sefer de yukardan bakayım bari çaktırmadan biraz, parmak ucuma yükselip bir göz uzattım ki o da bana bakıyor olmasın mı o ara?

    bu sefer gözlerimi de kaçıramadım, bir gülümsedi bu bana muzurca, o an öldüm işte beyler..o an ben öldüm, artık başka biri vardı beynimin bedenimin içinde, bambaşka biri, yabancı biri, aşık biri..

    mavi göz farı sürmüştü o gün, inanılmaz, bu kadar mı yakışırdı bir insana o şey? hala unutmamışım..
    tabi dersde o bakışmalar, gülümsemeler filan,

    hafifden gazı aldım ya ben,

    ders bitti, toparlandık çıkıyoruz, koca sınıf kapıya hücum etti,

    baktım bu ağırdan alıyor, dedim "oğlum fırsat bu fırsat, yarat bir bahane"

    ben de acele etmedim, aq o yaşta bebenin yaratacağı bahane ne olacak, çıkışımızı ayna ana denk getirip kapının önünde yol vereceğim de o da teşekkür edecek filan öyle oradan muhabbet olacak..

    sonra baktım bu hafiften ilerliyor kapıya doğru, bir tane de samimi bir kız arkadaşı var, sıra arkadaşı, yani samimi dediğime bakmayın işte 1 hafta içinde en yakınlaştığı diyelim.

    bunlar ilerliyorlar kapıya doğru, ben de adımlarımı hızlandırdım, önce önlerine geçtim bunların, sonra da yol verecem aq,

    neyse, harbiden de kafamda kurduğum gibi oldu lan,
    yol verdim, gülümsemeye çalıştım, teşekkür etti, gülümsedi, gözlerini ayırmadı..

    "-selam" dedim, jest ve mimiklerimle de desteklemeye çalışarak,

    "-merhaba" dedi gülerek, harika bir ses tonu.. hayal etsem o kadar güzelini, o tipe yakışanını bulamazdım.

    "- ismin ne? tsigalko ben"
    "- ayşen ben de, memnun oldum, nerden?"

    "-bursa, sen? (gene gülümsemeye çalışıyorum, o ara elde kitap defter yürüyoruz bir yandan)

    "-istanbul benimde"

    bursa ya gelmiş bir kaç kere, kapalı çarşıyı, zafer plazayı filan konuştuk, eh tabi ben de istanbul gezilerimden bahsettim biraz.
    ···
  • 0
    astral seyehatle ilgili
    Okuyan varmı beyler
    ···
  • 0
    astral seyehatle ilgili
    Beyler öncelikle astral seyehat ruhun vücuttan ayrılıp dünyada yada evren dediğimiz yerde dolaşması olayı

    ha bana sorarsanız ben daha o kadar iyi değilim bu konuda bildiğim yerlere gidebildim şuanlık

    Bide baştan söyliyim bu iş sabır isteyen bir iş öyle 1 günde olucak bişey değil ilk çıkış için 1 ay bile harcayabilirsiniz kisiden kişiye göre değişir

    Dediğim gibi ruhun vucuttan ayrılması olayi nasıl yapıldığı kısmına geçmeden önce bilinmesk gereken bir sürü husus var

    Öncelikle korku duymamanız lazım beyler en ufak bi korkuda bütün geceki uğraşıniz boşa gider en bastan başlamanız gerekir ondan korkarım ben diyenler boşuna uğraşmasın

    ilk çıkışınızı yaptınız öyle hemen beklemeyin dünyayı dolaşıyım gideyim eyfel kulesini göreyim yok brazzers companyde canlı gibiş göreyim falan yok zamanla

    Risklerinden baysedeyim normalde vucuda göbek deliğinden kordon gibi bişeyle bağlı oluyosunuz ve herangi korku anında direk vücuda geri çekiliyordusunuz

    Bunun kanıtını şöyle yapayım size insanlar uykularında istemsiz olarak bazen çıkarlar kâbus yada normal rüyada istemsiz biyerlere giderler ve herangi bi durumda aniden uyanmalarının sebebi budur

    Tek risk benim tecrübe etmediğim ama okuduğum dediğim gibi evrende gezenler için kaybolmalar olup geri dönememeler olabiliyormuş ama bu konuda bi tecrübem yok yani bişey diyemicem

    Bu olaya inanmayanlar için zamanında dünyanın daha düz olduğu sanılırken dünya haritası çizen piri reis kesfedilmeye amerika kıtasını çizmesini bu olaya bağlayan var ki bencede öyle yaptı

    Neyse beyler nasıl yapıldığına geçiyoruz
    ···
  • 0
    astral seyehatle ilgili
    Başlıyorum beyler
    ···
  • +1
    astral seyehatle ilgili
    sabah astral seyehatle ilgili bi başlık açmıştım akşam bilmeyen kardeşlerime anlatmak istiyorum diye

    anlatmaya başlıcam dinleyenler varsa kendinizi belli edin baslayacağım birazdan
    ···
  • 0
    otostop çekerken tırcı durdu
    Neyse beyler tırın konteynırında öğrencilere yardım amaçlı malzeme taşıyormuş ona bakmaya gidiyoruz sonra görüşürüz
    ···
  • 0
    otostop çekerken tırcı durdu
    @5 utanmıyo musun kardeşim abime iftira atmaya
    ···
  • 0
    otostop çekerken tırcı durdu
    Adam yolu bilmiyor galiba beyler ama bozuntuya vermedim 10dk lık yol oldu sana yarım saat
    ···
  • 0
    otostop çekerken tırcı durdu
    abi dedim öğrenciyim okula kadar atıver
    tamam kardeş atla dedi bindim. ormanlık yolda bildiği kestirme varmış oraya gidiyoruz şuan bide bunlar yetmezmiş gibi 50 tl de para verdi nedense dünyada böyle iyi insanlar kaldı mı ya helal olsun abime ahh
    ···
  • 0
    nasıl bin oldum anlatıyorummm
    Rezzzqlskdlwodkfoeo
    ···
  • 0
    astral seyehat yapmayı anlatıyorumm
    Gece yapılan bir olay olduğu için gece yazma kararı aldım okuyup hemen ardından yapabilin diye
    ···
  • +14 -5
    sporcu kardeşlerim için evde
    Protein shake hazırlamayı gösteriyorum beyler şimdi spora gidenler var aramızda evde spor yapanlar var ama spor bu işin yarısı gelişim için beslenme denilen olayı da yapmamız gerek

    beslenmeni yaptın ama hergün istenilen şekilde beslenemeyen kardeşlerim olucaktır illa bu işler biraz parayada bakar çünkü

    bende bunun araştırmasını yapmış biri olarak hani düzenli beslenemeyenler için durumu olmayanlar için protein shake tarifini vereyim hem günlük protein ihtiyacınızı karşılayın hem cebinize yük olmasin beslenme olayı hemde daha az uğraşın

    şimdi şunu da söyliyim diyenleriniz olucaktır ulan muallak internette var zaten ordan okuyup buraya yazmakta ne var diye evet var ama onların tad konusunda ve ucuzluk konusunda sıkıntıları var adam tek seferde 300 gr lor peyniri koy diyor lor kime dayanır o tarif

    kardeşlerim 2 çeşit yapıyorum ben lor peynirli isteyenlerde olabilir bide lor peynirsiz isteyenler olabilir şunu söyliyim lor peynirli yapacak olanlar biraz midesiz olmak zorunda çünkü cidden tadı güzel değil içerken zorlamanız gerekiyor diğerinde sıkıntı yok kayıyo mübarek

    ilki lor peynirsiz olan

    -yarım kilo yağsız süt
    -bi yemek kaşığı kakao
    -1 tatlı kaşığı bal
    -yarım muz
    -1 adet kivi (isteğe bağlı)

    hepsini blendıra koyup karıştırıyoruz spordan sonra içiyoruz
    protein değeri 19gr karbonhidrat 45gr

    lor peynirli olan

    -1 adet muz
    -3 çay kaşığı kakao
    -2 su bardağı su
    -200 gram lor peyniri

    blendıra koyup karıştırıyoruz sonra içiyoruz ama tadı kötü bilginize ben icemiyorum spordan sonra bunu
    protein 25gr karbonhidrat 200gr

    işinize yaradıysa ne mutlu bana
    ···
  • daha çok