up up up

panpalar yarım saat önce photoshop satın alayım dedim. creative cloud indirdim, photoshop u indirdim, satın al dedim, 12 ay 17 lira olanı satın aldım. satın aldıktan sonra creative cloud da hala satın al ibaresi var. satın aldığım ürün düşmemiş. online desteğe girdim, ingilizce olduğu için adamla anlaşamadık bi türlü. ne yapmam gerekiyo yardımcı olacak panpalarım var mı?

o tiple 2 sefer evlilik yaparsın, birinci karın seni terk eder vermediği adam kalmaz. ikinci karın da sen yokken vermediği kalmaz. işin özeti o tiple gavatlıktan öteye gidemezsin.

edit: söylemeden edemeyecem, amk gavatı seni.

14 yaşında olduğunu ispatla yemin ederim gidiyorum buralardan

wölf

nece yazmış bu amk biri anlatsın

ulan kodumun ergeni. annenin külodunu almış gelmiş burada popi olmaya çalışıyorsun. puh lan sana amk gavatı. gibtir.

kara kutumu? ne kara kutusu? kara kutu ne arar la incide. harun abi var, kol gibi yarak var amk

isveç i anlat tur ile iskandinavya'ya gidebilirim. tavsiye ver

bence newyork hav havs bu sezonu da alır panpa

yapılışıda güzel

(bkz: dıbına koyduğumunun çocuğu)

Kafkas çoban köpeğidir. Tipi bi gibe benzemese de mangal gibi yüreği vardır bu çomarın.

şimdi gibtirin gidin

nası bi şehir ismi bu amk. ismi karakter sınırına takıldı. tam ismi lanfairpwllgwyngyllgogerychwyrndrobwllllantysiliogogogoch

-nerelisin gardaş?
+Lanfairpwllgwyngyllgogerychwyrndrobwllllantysiliogogogochliyim.
-..

up up up

panpa sabredemiyorum amk teknoloji istiyorum gücümle gibeyim kafirleri

empire total war teknoloji hilesi bilen var mı beyler? oyunun başında tüm teknolojilerimi açıp ortalığı gibip atmak istiyorum bilen varsa söylesin.

Voyager 1 uzay aracı, 5 Eylül 1977'de dış Güneş Sistemi ve ötesinde başka hayatlara ulaşabilmek için uzaya gönderildi.
Aradan 38 yıl geçmesine rağmen daha yeni yeni güneş sistemimizden çıkmak üzereymiş. Bu süreçte Jüpiter ve Satürn gezegeninden ilk görüntüleri de ulaştırmış bizlere.
Yani, insanlığın şu an gidebildiği en uzak yer bu aracın şu an bulunduğu konumdur. O da gittiği heryeri tamamen taramış bir vaziyette değil. samanlıkta iğne aramaktan daha zor bir görev.
Bilim adamları, dünya gibi yaşanılabilir bir gezegeni 4 yıl içinde bulabileceklerini söylüyorlar. buda bize şunu söylüyor; bu kadar gezegen, yıldız,
kuyruklu yıldız, meteor, kara delikler, galaksiler ve evren sadece bizim dünyamız için değil.
insan aklının erişemediği bu evren de sadece biz yokuz. Evet, evrende olan biten herşey canlılar için ama sadece bizim dünyamız da yaşayan canlılar için değil.
O yüzdendir ki Kur'an-ı Kerim'de "Alemlerin Rabbı" denmektedir. Dünyanın değil.

Neden dünyada sınanıyoruz öyleyse? Allah herşeyi bilense, herşeye kudreti yetiyorsa neden sınavdayız?

Allah insana kendi ruhundan üflediğini söylemektedir. insanlar diğer varlıklardan çok daha farklıdır. Bunun en belirgin özelliği sürekli sorgulamasıdır, aklıdır, zekasıdır.
kalkıp (haşa) bir yaratıcı varsa neden bizi sınamak için bu dünyaya gönderdi diyebilmektir insan olmak. bunu diyebilen bir insanı dünya hayatına göndermeden direkt
cehenneme atsaydı yaratıcı, neden beni cehenneme attın? ne suç işledim ben? diye sorgulayacaktı insanoğlu.
gönder beni dünyaya bu azabı haketmediğimi göstereyim sana diyebilecekti. işte o yüzden bu dünyadasın. yaşıyorsun. sana bir zaman tanındı, bir şans verildi.
Akıl var, zeka var, sorgulama var, bilgi var. imkan çok. ama zaman dar dostum. zaman çok ama çok dar.

Şimdi bizim tartışmamız gereken konu "şunların hepsinin, irademizin şeytana karşı test edilmesi için yaratıldığına inanıyorsan tartışmayalım." " insanı sınamak için yaratılmışsa bir dünya bir güneş sistemi yeterdi be"
demek olmamalı. Bilim de biliyor ki, güneşimizin ömrü sınırlı ve bir gün sönecek. Bu, dünyanın da sonu demek oluyor. Kural belli, birşey başlıyorsa, sonu da gelecektir.
son varsa, yeni bir başlangıçta kesinlikle olmalıdır. tartışmamız gereken bu olmalı dostum. Geçelim evreni, yaşadığımız hayatta bile 'tesadüf' istikrarlı birşey değildir.
bu yüzden tesadüf deriz. bu denli büyüklükte ki bir sanat, tesadüf olabilir mi?

Einstein bu konu da şöyle demiştir.

"Ben bir ateist değilim ve kendime bir panteist de diyebileceğimi düşünmüyorum.
ilgili soru bizim kısıtlı akıllarımız için çok geniş.
Biz, pek çok değişik dilde kitapla doldurulmuş bir kütüphaneye giren küçük bir çocuğun durumundayız.
Çocuk kütüphanedeki kitapları birisinin yazmış olması gerektiğini bilir. Nasıl yazıldıklarını bilmez.
Yazıldıkları dilleri anlamaz. Çocuk, kitapların sıralanmasında esrarengiz bir düzen olduğundan şüphe eder, ama ne olduğunu bilmez.
Bu durum, bana göre, en zeki insanın bile tanrıya göstereceği yaklaşımdır.
Biz, evrenin muhteşem bir şekilde düzenlendiğini ve belirli kanunlara uyduğunu görmekteyiz, ancak bu kanunları çok bulanık bir şekilde anlayabilmekteyiz"

son olarak tekrar etmekte fayda var. tesadüf kesinlikle istikrarlı değildir.

belki bir toplu iğne ucu kadar bile değil. Şu resme baktıktan sonra boşa yaşadığımızı anlıyoruz aslında. VY Canis Majoris yıldızının yanında bırakın dünyayı, dünyadan 8,31 dakika ışık yılı uzaklıkta olduğu halde bakamadığımız, bu kadar uzaktan dahi bizleri ısıtan, hayat veren güneş bile bu yıldızın yanında bir iğne ucu kadar bile yer kaplamıyor. Ki bu sadece bizim galaksimizde bulunan yıldızlar. Evren de milyonlarca galaksiler olduğundan bahsediliyor. inanılmaz birşey bu.. insan aklının algılayamayacağı bir şey..

Ve bunların hepsi nasıl tesadüf olabilir? Tesadüfen mi oluştu bu kadar yıldız, gezegen? Bu evren tesadüf mü? Yeni gezegenlerin oluşmasını engelleyen satürnün etrafında dönen halka tesadüf mü? Yoksa 1 milyar 195 milyon kilometre öteden dünyayı mı koruyor? Atmosferin varlığı tesadüf mü? Peki güneşin zararlı ışınlarını süzdükten sonra bizlere gönderen stratosfer, tesadüf mü?

Kardeşim deistim de gel sabaha kadar tartışalım.. (onu da ispat ederiz lügatımız yettiği kadar çok şükür)
Ama bir Rabbın olmadığını söyleme..
Bir yaratıcının olmadığını söyleme...

neden hepinizin sesi aynı amk

yok mu lan son çağrı

yazar varsa hala burada çıksın gelsin amk. yoksa gidiyorum bu çoluk çocuk parkından.

panpa ben 6'larda yanıyorum *

aynı fm gibi amk regenler gelince tadı kalmıyo fazla.

hasretlik şeriat monarşi veya padişah hasretliği değil. dünyaya tekrar hükmedebilme hasretliği.