• 1 / 6 / 6 entry
  • 4 başlık
  • 52.47 incipuan

alperenno önüncü nesil normal

  • -1
    4 nisan
    BAŞBUĞ ALPARSLAN TÜRKEŞ'i RAHMET VE ÖZLEM iLE ANIYORUZ !
    ···
  • +2
    inci fest te yaş sınırı olmaması
    liseliler bilmez diye capsler de prim yapan sözlüğümüzün festivalinde yaş sınırı olmaması beni hayli derinden üzmüştür :(
    ···
  • +4
    sokak arasına kaçan dev solcular
    Abdullah Çatlı'yı Ankara Bahçelievler'de yaklaşık yüz kişilik bir Dev-sol Grubu köşeye sıkıştırır. Kafaya koymuşlar ve öldürmeden bırakmayacaklardır.! Abdullah Çatlı bir arabanın üstüne çıkar ve ileriye doğru şöyle bir bakar, karşıdan gelen birisini görür, sonra kalabalığa dönüp gülerek: "Abim geliyor. Hadi şimdi gelin lan" diye bağırır. Oradaki herkes arkaya dönüp bakar ve hepsi bir anda ara sokaklara dağılarak kaçarlar. O sırada karşıdan gelen kişi Muhsin Yazıcıoğlu'ndan başkası değildir...
    ···
  • +1
    bu nedir türk mü islamiyet
    Türk'lük Bedenimiz, islamiyet Ruhumuzdur. Ruhsuz Beden Ceset Olur...

    Alparslan Türkeş
    ···
  • +2
    bedava ülkücülük
    SAMiMiYETiNiZDEN asla şüphe etmiyorum. Domuzdan yana değilsiniz, biliyorum! Doğruluğuna inandığınız fikirlerin ezilmek istenmesine üzülüyorsunuz. Fazilet temeli üstüne kurulacak mesut ve müreffeh bir Türkiye'yi şiddetli özlüyorsunuz. Dâvânızın başarıya ulaşması için sık sık dua ettiğinize, hattâ, zafer rüyaları gördüğünüze bile eminim. Ama ne yazık ki, bundan başka hiçbir şey yapamıyoruz. Mücadele ile yegâne ilginiz, Allah vere de bizimkiler kazansa... diyerek, tehlike kulakların duyamayacağı bir sesle dua ederek seyirci kalmaktan ileri gidemiyor.

    Tanınmağa cesaret edemiyorsunuz. Saflarınızı kuvvetlendirmek üzere aralarına katılmaktan korkuyorsunuz. Böylece bir çetin dâvânın bütün yükü bir avuç adamın omuzlarına yükleniyor. O bir avuç adam mücadeleyi kazanırsa ne âlâ, avuçlarınız patlayıncaya kadar alkışlayacaksınız. Onların olduklarından daha büyük gösterecek, olağanüstü vasıflar tanıyacak, şımartacaksınız. Ama yenildikleri vakit, ama her yönden saldıran çeşitli düşmanların üstün kuvvetine dayanamayıp ezildikleri vakit hiç birinizin ortalıkta görünmeyecek, âdeta hep birden toz olacaksınız. Artık o yenilmişlerle karşılaşmamak için sokakta yolunuzu değiştirecek, selâm vermekten çekineceksiniz. Yalnızlığın çilesini dolduran, ihanetin ıstırabı ile kahrolan o bir avuç insan yine size darılmayacak, umudunuz kesmeyecek. Mücadelesini devam ettirecek.

    Rahatınızın kaçmaması, düzeninizin bozulmaması uğruna her şeye katlanacaksınız. Yanlış anlamayın: O bir avuç adam elbette ki, sizin hesabınıza değil, gönül verdikleri bir ülkünün hizmetinde çalışıyorlar. Hak yolunun yolcuları, siz olsanız da olmasanız da, yollarından dönmeyeceklerdir. Yalnız, bir noktayı unutmayınız: Bu oyun daima böyle oynanmaz. imkânla iman birleşmediği müddetçe kazanılmaz. Kazanılsa bile, zaferde sizin en ufak bir payınız olmaz. Hiç değilse olduğunuz gibi görününüz, bedava ülkücülükten vazgeçiniz. Bu kadarı bile, kazanmasını istediğiniz taraf için bir hizmettir. Sizi hesaba katmamış, yardımınıza bel bağlamamış olurlar. Hep seyirci kalacağınızı, hiçbir zaman sahaya çıkmayacağınızı bilirlerse, ona göre hazırlanırlar.

    Sizi haksız bulmuyorum. insanoğlunun önce, nefsinin hizmetçisi olduğunu unutmuyorum. Sadece, sırf nefsine hizmet etmek isteyen bir insanın bile, zaman zaman nefsinden fedakârlık yapmak zorun kalacağını hatırlatmak istiyorum. Tarih, hiçbir şey kaybetmeyeyim derken her şeyi kaybedenleri çok görmüştür.

    Yeni istanbul, 8 Ağustos 1963... GALiP ERDEM
    ···
  • +1
    şerafettin ninemiz
    Annesinin kılığına girip 2 yıl emekli maaşını alan adam: Her kılığa girerim, abim bile annem sandı!

    Şerafettin Nine lakaplı Şeraffettin Gencel, annesini kılığına girerek 2 yıl boyunca annesinin emekli maaşını çekti. "Her kılığa girerim" diyen Gencel, “Annemin kıyafetleriyle 1 hafta ayna karşısında prova yaptım. Taklitle abimi bile kandırdım” dedi.

    Ölen annesini evin bodrumuna gömüp onun kıyafetleriyle 2 yıl maaşını çeken ve ardından suçüstü yakalanan ‘Şerafettin Nine’ lakaplı Şerafettin Gencel yaşadıklarını Habertürk'ten Mehmet inmez'e anlattı.

    Türkiye onu, 11 yıl önce banka sırasında çekilen unutulmaz fotoğraf karesiyle tanıdı. Elinde baston, gözünde kalın gözlükler ve başında eşarbıyla 2 yıl boyunca ölen annesinin emekli maaşını çeken Şerafettin Gencel, 14 ay cezaevinde yattıktan sonra şimdi sakin bir hayat yaşıyor. Balıkesir’in Sakarya Mahallesi’nde aşçılık yapan Gencel, 10 yıldır beraber yaşadığı 78 yaşındaki annesi Ümmühan Gencel’i 10 Mart 2003’te yatağında ölmüş halde buldu. Kalp yetmezliği çeken annesini iki gün boyunca hiç yataktan oynatmayan ve akrabalarına da haber vermeyen Şerafettin Gencel, annesini evin bodrumuna gömdü. Maddi sıkıntı nedeniyle annesinin üç aylık maaşını çekmek için plan yaptı. Annesinin yıllardır kullandığı kalın camlı gözlükleri, uzun mantosu, başörtüsü, siyah eldiveni ve bastonuyla yaşlı kadının kılığına girdi ve bankaya gitti. Annesinin yürüyüş ve konuşmasını taklit ederek 2 yıl boyunca görevlileri şüphelendirmeden parayı çekti. Ancak bu durum 2005’te bir akrabasının ihbarına kadar sürdü. Polisin banka şubesinde suçüstü yakaladığı Gencel, ‘dolandırıcılık ve izinsiz defin’ suçlarından 14 ay cezaevinde yattıktan sonra tahliye oldu.



    “1 hafta prova yaptım”



    Cezaevinden çıktıktan sonra ‘Şerafettin Nine’ lakabıyla anılan 57 yaşındaki Gencel, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Annemin maaşını nasıl çekeceğimi düşünürken izlediğim bir film aklıma geldi; Suikastçı, travesti kılığına girmiş, generali öldürmüştü. Küçükken makara olsun diye çok kadın kılığına girmiştim. Anneme de benzediğim için kılık değiştirip maaşını çekmeye karar verdim. Kıyafetlerini giyip 1 hafta prova yaptım. Sesimi benzetmek ve onun gibi yürümek için saatlerce aynaya bakarak konuştum... 2 yılda 8 defa böyle para çektim.



    “Saatlerce güldüm”



    "Almanya’daki ağabeyim Türkiye’ye gelip, annemi görmek istediğini söyledi. ‘Eyvah, ona yutturamam, tanır dedim. Israr edince, aynı oyunu oynamaya karar verdim. Ona, ‘Annem evde yalnız, 5 dakikadan fazla seni görmek istemiyor. Elini öp, çık git’ dedim. Kıyafetlerimi giyip, elimde baston koltukta otururken, ağabeyim geldi. ‘Anne elini öpeyim’ dedi. Elimi uzattım ve sesimi kısarak ‘Hadi git görmek istemiyorum’ seni dedim. ‘Anne yapma’ dedi. Elimle git işareti yaptım. Gittikten sonra da saatlerce güldüm... "



    ”‘Kızım ayaklarım çok ağrıyor... ’”



    ‘Şerafettin Nine’ lakaplı Gencel, banka çalışanlarıyla yaşadığı kısa diyaloğu ise gülerek şöyle anlattı: “Ayakkabı numara 43 olmasına rağmen 40 numara kadın ayakkabısı giyiyor, çok iyi bir sakal tıraşı olup fondöten sürüyordum. Maaş günü geldiğinde ise eve gelen taksiyle bankaya gidiyordum. Görevliye, ‘Kızım ayaklarım çok ağrıyor, hemen bana maaşımı ver’ diye nüfus cüzdanını uzatıp parayı alıyordum.”



    “Paraları ödeyemedim”



    Devlet, annesi kılığında çektiği paraları daha sonra Şerafettin Gencel’den tahsil etmek istemiş. Ancak o günlerde cezaevinde olduğu için borcu ödeyemeyen Gencel, daha sonraki durumu ise “Hiçbir mal varlığım ve gelirim olmadığı için ödeyemedim” sözleriyle anlattı. Herhangi bir iş yapmayan Gencel, imam nikâhlı olarak yaşadığı eşinin engelli maaşı ile geçimlerini sağlamaya çalıştıklarını anlatıp ekledi: “Yaşadıklarımı televizyon ve tiyatro sahnelerinde sergilemek istiyorum. Senaristler ve yapımcılar tarafından keşfedilmek, içimdeki Şerafettin Nine’yi ortaya çıkarmak istiyorum."
    ···