- 0 / 0 / 35 entry
- 12 başlık
- 504.89 incipuan
adim devrim soyadim evrim "Çok sev, çok sevil"
-
+1
şu ülkede en çok özentilerden
Senin gibilerden pek kalmadı be bu sosyal platformlarda. B*k zütürüyor buraları. Sanal alemde aşırı vakit geçiren insanların çoğu Türklüğünü, hatta bırak Türklüğü; insanlığını kaybetmiş vaziyette. Ve bu Türkiye'ye özel bir durum da değil; tüm dünyada böyle ne yazık ki. Gerçek solcusu, gerçek sağcısı, gerçek Kemalisti gerçek alemde şu an zaten birlik olmuş vaziyette. Bu sanal platformlarda aşırı vakit geçiren insanların "çoğu" ise sürekli birbirinin damarına basmakta; empati kuramayacak halde; insanlığını kaybetmiş vaziyette. Sözde solcusu, sözde sağcısı, sözde Kemalisti sürekli birbirlerini suçlamakta. Sözde ateisti, sözde inananı sürekli birbirine ağır ithamlarda bulunmakta. Ve buralarda konuşulan, tartışılan her konunun içine mutlaka inanç ve siyaset karışmakta. Kimse felsefe yapmamakta, sorgulama denen yüce anahtarı kullanmamakta.
Bilim, felsefe ve inanç; bir üçgen gibidir. Herkes tam ortasında durmalıdır bu üçgenin. Yoksa hangi tarafa daha çok yaklaşırsanız kafanız leyla olur. Mutsuz bir bilim adamı da olursunuz, mutsuz bir inanmayan da olursunuz, mutsuz bir inanan da olursunuz. Tam ortasında durursanız bu üçgenin "huzurlu" olursunuz. Hiçbir şeyi sorgulamaktan korkmazsınız. Sorgulama denen anahtar bizlere verilmiş ve her kapıyı açan yüce bir anahtar. Herkes ilhdıbını hayattan almalı, kafasını kaldırıp bir gökyüzüne bakmalı; ucu bucu bilinmeyen o evreni bi' karşısına almalı. "Neden?" diye ona baka baka sormaya başlamalı; her yoldan geçmeli; kendini herkesin yerine koyacak hale gelmeli; çünkü her şey buralara, hayata, kozmosa nakşedilmiş. Dengeyi korursanız, herkese saygılı da olursunuz; sonsuzluğun, bilinmezliğin, ilmin peşinden de koşarsınız, deliliğin sınırlarında gezebilecek hale de gelirsiniz. Ve bunları inanarak yaparsınız; aynı anda yaparsınız. Ve inanmak diyorum ama "inanmak" değildir artık bunun adı. Daha üst düzey bir şeydir o...
Dünyanın haline bakıp utanç duyan, azap çeken yine siz olursunuz. Omuzlarınıza, sırtınıza yük biner. Melek olursunuz siz melek melek.
Yolunuzdan dönmeyin. Ben de artık ülke hakkında "adam" gibi bir yazı yazsam iyi olacak. Belki biri görür, belki o kıvılcımı çıkarır, belki her şeyin düzelmesine vesile olur...
Devir kafa patlatma devri. Deli olma devri. Artık normal olanın başına ne geleceği belli değil.
Hayat güzel: Ama bazı insanlar yaşamasını bilmiyor... -
+1
yıl 3056
MESAJIM: Eğer aşağıya yazacaklarım kadar gelişmediyseniz, kapitalizm vs. devam ediyorsa; hala para denen, savaş denen saçmalıklar var ise; şu ucu bucu belli olmayan evrendeki o zerre kadar küçük gezegenlerinizde hala insan insanı öldürüyor ise sizin ben ananızı gibeyim.
BEKLENTiM: insanlar bir şeyin altında ezilmedikçe, kaza yapmadıkça, yüksek bir yerden düşmedikçe vs. ölmeyecek hale gelir, yaşlanma neredeyse durdurulmuş olur, tıp anasının amı gibi gelişir. Kanser, hastalık diye bir şey kalmaz. Kopan uzuvlar vs. yeniden çıkarılır. Her şey kontrol altına alınır lan valla bak.
Mars'ın nüfusu 10 milyar olur. Jupiter'in adını unuttuğum uydusunun nüfusu 2 milyar olur. Sistemler arası seyahata çıkılır, çeşitli yıldızların gezegenlerinin yörüngelerine giren, oraları gözlemleyen uzay istasyonlarımız olur.
O günün Türkçesi bugünün Türkçesi gibi olmaz. O günün ingilizcesi bugünün ingilizcesi gibi olmaz. Her şey büyük değişim geçirir. Herkes global bir dile yönelir. Ülkelerin adları, sınırları bir noktadan sonra barış içinde değişir, bellki sınır mınır ülke diye bir şey kalmaz. Bambaşka bir şey olur, yine global birbir sistem olur, Globalistan kurulur amk hahaha.
Hiçbir yerde dolar, avro, sterlin diye bir şey olmaz. Para diye bir şey kullanılmaz, Para nedir bilinmez. Kapitalizm diye bir şey olmaz. Herkes birbirinin gerek duyduğu şeyleri sınıflara ayrılarak üretir; kendilerinin yemeyeceği, kullanmayacağı, binmeyeceği; yerleşmeyeceği şeyleri vs. üretmez; birbirleri için üretir; herkes birbiri için yaşar; birbiri için kıçını yırtar. Karıncalar gibi... Gerçi herşeyi robotlar yapar, robotları düşünemiyorum bile... (Bugün Google'ın Duplex'i, Boston Dynamics'in robotları zaten muazzam)
Dünyanın nüfusu 25 milyar olur. (bkz: nöööy) Olur olur. Her yer up uzun, her şeye dayanıklı binalarla kaplanır. Enerji %99 yenilenebilir kaynaklardan elde edilir. Manzarası olan evler çok nadir olur. (Günümüzde denizin üzerine yüzen ev inşaa ediyor bir ülke) Şehir içlerindeki herkes manzara olarak uzayı keser. Kafasını kaldırır, gökyüzüne bakar, evreni karşısına alır. Manzarası evrendir. Ona bakıp bakıp kafa patlatır. Çoğu Mars'a, Jupiterin uydusuna ara ara seyahate, tatile gidip gelir.
Teknoloji, mikro seviyede anasının ebanı gibi gelişir. Hayal edemiyorum bile. O günün bilgisayarları bugünün bilgisayarlarının vs. 10000000000 katı güce sahip olur ve bunu mikro düzeyde başarır. (Bugünlerde Amerikalı bir şirket su damlası kadar bir mikro bilgisayar yapmadı mı aq, bu bir başlangıç. O zaman kadar ohooo teknoloji uçarrrrrrr.
Tüm dinler yok olur. O günün Ateizmi ile Deizmi bugününkü gibi olmaz. ikisi de büyük değişimler geçirir. Adları da değişir. Herkes sürekli bu ikisi arasında gidip gelir. Birbirlerini "hissederler". Dengeyi korumak ister iki taraf... Çoğu insan ömrünün ortalarına doğru inanır, inanır diyorum ama onun adı "inanmak" olmaz, daha üst düzey bir şey olur o, başka bir şey olur o...
Herkes birbirine önyargıyla yaklaşmadan birbirini okur, birbirini dinler, birbirine anlatır & yazar... Birbirini birbirinin yerine koyarak okur, dinler, anlatır, yazar...
Sorgulama denen anahtarı kullanır, her şeyi sorgular, sorgulamaktan korkmazlar, her kapıyı açarlar... Kendilerine verilmiş yüce bir anahtardır çünkü bu...
Deliliğin sınırlarında gezer, istediği zaman o sınırı geçer ve istediği zaman dönerler... Her şeye kafa patlatırlar, kafa patlatmaktan üşenmezler.
ÖZET: Geçmişe (bugünlerimize) bakarlar, şunlara bak, şu yıkılmışların yıkılmışının yıkıklarına da bak der,, püü püü diye bize söver gömçürürler, ibret alın derler, bize gülerler, halimize gülerek acırlar. -
+1
yıl 3056
@1 MESAJIM: Eğer aşağıya yazacaklarım kadar gelişmediyseniz, kapitalizm vs. devam ediyorsa; hala para denen, savaş denen saçmalıklar var ise; şu ucu bucu belli olmayan evrendeki o zerre kadar küçük gezegenlerinizde hala insan insanı öldürüyor ise sizin ben ananızı gibeyim.
BEKLENTiM: insanlar bir şeyin altında ezilmedikçe, kaza yapmadıkça, yüksek bir yerden düşmedikçe vs. ölmeyecek hale gelir, yaşlanma neredeyse durdurulmuş olur, tıp anasının amı gibi gelişir. Kanser, hastalık diye bir şey kalmaz. Kopan uzuvlar vs. yeniden çıkarılır. Her şey kontrol altına alınır lan valla bak.
Mars'ın nüfusu 10 milyar olur. Jupiter'in adını unuttuğum uydusunun nüfusu 2 milyar olur. Sistemler arası seyahata çıkılır, çeşitli yıldızların gezegenlerinin yörüngelerine giren, oraları gözlemleyen uzay istasyonlarımız olur.
O günün Türkçesi bugünün Türkçesi gibi olmaz. O günün ingilizcesi bugünün ingilizcesi gibi olmaz. Her şey büyük değişim geçirir. Herkes global bir dile yönelir. Ülkelerin adları, sınırları bir noktadan sonra barış içinde değişir, bellki sınır mınır ülke diye bir şey kalmaz. Bambaşka bir şey olur, yine global birbir sistem olur, Globalistan kurulur amk hahaha.
Hiçbir yerde dolar, avro, sterlin diye bir şey olmaz. Para diye bir şey kullanılmaz, Para nedir bilinmez. Kapitalizm diye bir şey olmaz. Herkes birbirinin gerek duyduğu şeyleri sınıflara ayrılarak üretir; kendilerinin yemeyeceği, kullanmayacağı, binmeyeceği; yerleşmeyeceği şeyleri vs. üretmez; birbirleri için üretir; herkes birbiri için yaşar; birbiri için kıçını yırtar. Karıncalar gibi... Gerçi herşeyi robotlar yapar, robotları düşünemiyorum bile... (Bugün Google'ın Duplex'i, Boston Dynamics'in robotları zaten muazzam)
Dünyanın nüfusu 25 milyar olur. (bkz: nöööy) Olur olur. Her yer up uzun, her şeye dayanıklı binalarla kaplanır. Enerji %99 yenilenebilir kaynaklardan elde edilir. Manzarası olan evler çok nadir olur. (Günümüzde denizin üzerine yüzen ev inşaa ediyor bir ülke) Şehir içlerindeki herkes manzara olarak uzayı keser. Kafasını kaldırır, gökyüzüne bakar, evreni karşısına alır. Manzarası evrendir. Ona bakıp bakıp kafa patlatır. Çoğu Mars'a, Jupiterin uydusuna ara ara seyahate, tatile gidip gelir.
Teknoloji, mikro seviyede anasının ebanı gibi gelişir. Hayal edemiyorum bile. O günün bilgisayarları bugünün bilgisayarlarının vs. 10000000000 katı güce sahip olur ve bunu mikro düzeyde başarır. (Bugünlerde Amerikalı bir şirket su damlası kadar bir mikro bilgisayar yapmadı mı aq, bu bir başlangıç. O zaman kadar ohooo teknoloji uçarrrrrrr.
Tüm dinler yok olur. O günün Ateizmi ile Deizmi bugününkü gibi olmaz. ikisi de büyük değişimler geçirir. Adları da değişir. Herkes sürekli bu ikisi arasında gidip gelir. Birbirlerini "hissederler". Dengeyi korumak ister iki taraf... Çoğu insan ömrünün ortalarına doğru inanır, inanır diyorum ama onun adı "inanmak" olmaz, daha üst düzey bir şey olur o, başka bir şey olur o...
Herkes birbirine önyargıyla yaklaşmadan birbirini okur, birbirini dinler, birbirine anlatır & yazar... Birbirini birbirinin yerine koyarak okur, dinler, anlatır, yazar...
Sorgulama denen anahtarı kullanır, her şeyi sorgular, sorgulamaktan korkmazlar, her kapıyı açarlar... Kendilerine verilmiş yüce bir anahtardır çünkü bu...
Deliliğin sınırlarında gezer, istediği zaman o sınırı geçer ve istediği zaman dönerler... Her şeye kafa patlatırlar, kafa patlatmaktan üşenmezler.
ÖZET: Geçmişe (bugünlerimize) bakarlar, şunlara bak, şu yıkılmışların yıkılmışının yıkıklarına da bak der,, püü püü diye bize söver gömçürürler, ibret alın derler, bize gülerler, halimize gülerek acırlar. -
0
gün geçmiyor ki başkaları adına utanalım
Hiçbir partiyi benimsemiyorum. Binali Yıldırım samimi adamdır. Bazılarımızı anlayamıyorum.
edit: imla -
0
kız çocuğu öldüğünde sözlük ve sosyal medya
Her gün kim bilir kaç tane çocuk kaçırılıyor/kayboluyor. Medyaya yansıyan sadece 3-5 tane oluyor; onlar da gözleri tatlı, masum, sevimli, yakışıklı, güzel olan çocuklar. Leyla bebek kaybolmasa Ufuk'un, Yusuf'un Eylül'ün haberlerini yapmayacaklardı... PKK çocuk kaçırırken neredeydi medya? Kaç çocuk kaçırıldı? Kaç tanesi yansıdı gibtiğim medyasına? O kadar pislik bir ayrımcılık var ki bunu anlat anlatbilirsen... Kelimelere dökünce de böyle gibtirikten değişik bir yazı çıkıyor bu anasını gibtiğim konusunda.
Ve her şey hemen siyasete bağlanıyor anasını gibeyim... Sabah akşam siyasiler gösteriliyor medyada, şöyle yapılmalı, böyle yapılmalı... E yapsanıza kardeşim ne duruyorsunuz? Niye yapamıyorsunuz? Sistem, mistem, şöyle böyle, sokturtmayın sisteminize... CHP'lisi AKP'lisi vs. geliyor sadece dır dır dır dır birbirine gömçürüyor. ilerleme ya yok ya da çoooooook yavaş... Derdimizi de anlatamıyoruz, direk huur çocuğu sıfatını giydiriyorlar bize.
Çok derin, çok kalın, anlaşılması zor şeyler yaşıyoruz da "algılayan" yok. -
+1
asıl çomar kim
izmirliyim.
Nerde o eski solcular... Nerde o eski sağcılar... Nerde o eski Kemalistler...
Sanki zamanında Yunanın, ingilizin, Rusun bombalayamadığı Büyük Millet Meclisini yine biz "Türkler" bombalamamışız gibi...
Sanki koskoca pilot, koskoca savaş pilotu, şu memlekette gidip 55 polisin üzerine hiç bomba salmamış gibi...
Sanki 21. yüzyılda Türk Türk'ün kanını akıtmamış gibi...
Hain main, bedevi yalayıcısı, yobaz, çomar, ataputçu, Allah'sız, gevur, batının köpekleri falan filan diye birbirine giydiren dangalaklar cirit atıyor tüm sosyal platformlarda...
Az dışarı çıkın, bi' hava alın la.
Bazılarınız hala uyuyor...
Uyumaya devam edin ki gerçek solcusu, gerçek sağcısı b*k uğruna yarınlarını kaybetsin sizin için değil mi amk. -
0
türkiye bu şehirler olmasa daha güzel bir ülke
izmirliyim. Sana hak vermiyor değilim.
edit: Diğer iller için bir şey demeyeyim. Avrupa dibimizde, Asya dibimizde, Ortadoğu dibimizde... 3 tarafında 3 farklı dünya olan bir ülke Türkiye. "Rengarenk" bir ülkeyiz biz. Bu ülkede zaten hepimizin aynı olması imkansız. Bu mükemmel bir şey. Birbirlerimizin kusurlarına bakıp ders çıkarmalıyız, kavga etmemeliyiz aq. -
+1
istisnasız öleceksiniz
@1
Doğmadan önce neredeydin? 1800'de, 1500'de, -15.000'de neredeydin? 13 milyar yıldır sen neredeydin? Big Bang'ten önce sen neredeydin? Yoktun sen... Tüm atomların farklı yerlerdeydi. Bir böceğin, bir bitkinin, suyun, havanın, bir yıldızın... His yok... Algı yok... Acı yok... Ölüm de "en kötü" işte bu... Uyku gibi...
Ve hiçlik hiç midir? Hiçlik nedir? Şu vücudun, şu sonsuzluğun/bilinmezliğin neden merkezinde? Sen neden sensin?
(bkz: eeeyyyy ölüm! sen kimsin ya kimsin sen ya)
(bkz: ölüm sadece sevenleri ayıran bir şeyim bu dünyada) -
+4
benim inancımın adı ne
ÖN EDIT: Okuyun; ama tahammül ederek okuyun; beni eleştirmek için okuyun ki: hiç kimseyi kırmadan hepinize kendimi hissettirebilecek şekilde yumuşatayım damarınıza basan kısımları. Kimse bana "xxx'ten sonrasını okumadım" demesin.
Oku... Sorgula... Kafa patlat... Sıyır... Ve inanacaksan bundan sonra inan... Yoksa düzelmeyecek Türkiye! Siyasete bağlamadan konuya hemen giriyorum:
Kimsenin kendini tanımlara sıkıştırmasına gerek yok.
Yeterince sıyırmayan, yeterince ruh hastası olmayan, yeterince keçileri kaçırmayan, yeterince "neden" diye kafayı yemeyen; ateistine, deistine, müslümanına, şusuna busuna maalesef hakaret ediyor. insanlar dinlerinden de soğuyor, bilimden de soğuyor.
Kimse birbirini birbirinin yerine koymuyor, birbirini bi' hissetmiyor, kulak tıkıyor, birbirlerine tahammül edemeyecek hale geliyor, saygı göstermiyor, gömçürüyor ve birbirine kin gütmeye başlıyor... tak fışkırıyor tak tak...
Herkes, gibe gibe o kafasını kaldırıp bi' gök yüzüne bakacak! O evreni bi' karşısına alacak! Evreni algılayacak! Bu evren için neredeyse tam bir hiç olduğunu ama buna rağmen varolduğunu en derinden hissedecek! O'na her baktığında tüyleri diken diken olacak! Dehşete düştüğü zamanları bi' yaşayacak! Uçacak! Kendini aşacak! Sınırlarını geçecek! Zincirlerini kıracak! Haddini -bile- aşacak! Dinden çıktığı, Allah'ını kaybettiği o günleri bi' yaşayacak! Her güne her sabaha "ben de öleceğim lan" diye züt korkusuyla uyandığı günleri bi' yaşayacak! O umutsuzluğa bi' düşecek! Ucu bucu bilinmeyen şu evrende yapayalnız kalacak; depresyonlara girecek!
"Doğmadan önce neredeydim? Yoktum. Her bir bozonum başka bir yerdeydi. Bir böceğin, bir bitkinin, suyun, havanın, bir yıldızın... His yok... Algı yok... Acı yok... Ölüm de en kötü bu işte!" diyip o korkunun dıbına koyacak!
Sonra "neden?" diye yıllarca keçileri kaçıracak. "Bunca şeye ne gerek var? Amaç ne? Neden, neden, neden?" diye kafayı sıyıracak. "Onca maddeden nasıl oldu da 'can' denen şu mucize şey meydana geldi" diye kafa patlatacak, buga girecek!
Onca cansız madde formundan, canlı bir şeyin nasıl oluştuğunu, ve bilinç denen bu mucize şeyin nasıl meydana geldiğini; ilk oluştukları anları; ve sonrasındaki bütün bu olanların nasıl zamanla bir döngüye, bir sisteme dönüştüklerini merak edecek! Robotlaşacak! Örümceğe vs. bakarken "atomlar birleşmiş, madde kıpırdıyor la asdf, madde kaçıyor, madde korkuyor, madde hissediyor, madde aşık olacak kadar gelişmiş" diye gomik gomik düşünecek...
"Can" denen şu mucize şeyin kıymetini algılayacak kıymetini...
Sivrisineğe bile, hamam böceğine bile kıyamayacak duruma gelecek; bardakla yakalayıp dışarı salacak kadar uçacak! Yani kendini onların yerine -bile- koyacak hale gelecek!
Ellerine vesaire bakıp "nasıl oynatabiliyorum lan bunları?" diye sorup hayran kalacak!
Elini kalbine koyup çarpışlarını dinleyecek; "Gece gündüz hiç durmadan, günde "100.000" kez neden çarpıyor şu kalp?" diye bi' soracak, hayrete düşecek! Bu kalbin "yaşa, mutlu ol, mutlu et" diye gece gündüz kendisi için çarptığı kafasına bi' dank edecek! Zamanını boşa harcamanın, onun için hiç durmadan çarpan bu kalbe ihanet olduğunu bi' görecek! Vaktin değerini anlayacak! intiharın bu kalbe, bu vücuda, onun için durmadan mücadele eden tüm hücrelerine ihanet olduğunu bi' algılayacak! Gülümseyecek! Pes etmeyecek, mücadelecilik damarlarına işleyecek! Her şeyi merak eder hale gelecek! Her şeye rağmen, her daim "gülümsemeyi" başaracak!
Dehşet, korkunç, muazzam ama bir o kadar da gomik bir macera...
Dinden çıktığınız, Allah'ınızı kaybettiğiniz için çarpmıyor sizi Allah merak etmeyin. Bir süre sonra o soruların cevaplarının sonsuz döngülerle, paradokslarla, sonsuzluklarla "sansürlenmiş" olduğunu görüyorsunuz. (Tabi bu yine göreceli bir şey)
inanmak istediğiniz için değil, ölümden korktuğunuz için değil, bunun için inanıyorsunuz. Sonsuzluğun, bilinmezliğin peşinden koşuyorsunuz. Ve "inanmak" değil bunun tanımı. Bu başka bir şey ya...
Sorgulama denen şey size verilen ve her kapıyı açan yüce bir anahtar! Doğruyu bulmak, karar vermek için yok mu bu sorgulama denen yüce anahtar? Her yere sokacaksın onu.
1) Oku
2) Sorgula
3) Kafa patlat
Yoksa düzelmeyecek Türkiye... Ne Türkiye'si, dünya düzelmeyecek anasını gibeyim şu dünyanın haline bak... Bir kesim aç... Bir kesim israf... insanlar boş şeyler uğruna birbirlerini öldürüyor, çocuk kanı akıtıyor, bebek kanı döküyor, hayvanların kuyruğunu bacağını kesiyor; empati kurmuyor; kendini bir çocuğun anasının babasının yerine bi' koymuyor ve gidip tecavüz ediyor... Ve azap çeken yine benim, utanan yine benim...
Günah denen bir şey varsa işte bu duyarsızlıktır, empati kurmamaktır, yeterince mücadele etmeden pes etmektir, kendini kaybetmektir, bir başka canlının canına boş şeyler uğuna kıymaktır, 2 dakikalık zevkler için acı çektirmektir, geride yürüyen bir ölü bırakmaktır.
Dünyanın çivisi çıkmış.
Ve felsefe de din gibidir, kendinizi çok kaptırmayın, yoksa gerçekten bu dünyayı mahvedersiniz. Bilimin önünü tıkarsınız.
Her şeyin içine de inancı katmamanız gerekiyor; yoksa insanları dinlerinden de soğutursunuz, bilimden de soğutursunuz.
ilhdıbınızı hayattan alın, gerçeklikten alın. Her şey bunlara "nakşedilmiş", bunlar ile "nakşedilmiş".
Adam gibi "sorgularsanız", yeterince "sürünürseniz", tüm yollardan geçtiğiniz için herkese saygı duyacak, herkesi anlayacak, herkesi "hissedecek" hale geleceksiniz.
Ve şunları 4 duvar arasında beyninizin içinde düşünmeyin; evreni karşınıza alarak düşünün; ona bakıp bakıp düşünün: Ölmeden önce siz neredeydiniz? 1800'de? 1500'de? Milattan önce 15.000'de? Milattan önce 400.000.000'de?
Yoktunuz siz... "Ölüydünüz" siz... Her bir bozonunuz farklı yerlerde değil miydi? Bir böceğin, bir bitkinin, suyun, havanın, bir yıldızın... Algı yok... His yok... Acı yok... 13.000.000.000 (13 milyar) yıldır siz neredeydiniz... -Teori gerçek ise- Big Bang'ten önce siz neredeydiniz? Yoktunuz... Algı yok, his yok, acı yok; GEÇiP GiDEN O KOCA ZAMANIN HiSSi YOK... Muazzam bir şey aq. Ölüm de "en kötü" bu.
Evren nerede? Evren neyin içinde? (bkz: höçlöğön öçöndö) Gördün mü amk? Tamam hiçliğin içinde olsun... Peki hiçlik hiç midir? Hiçlik nedir? Hiçlik ne anasını gibeyim kafam basmıyor?
Evren nelerin içinde? Biz nelerin içindeyiz? Neredeyiz lan biz?
Hemen şimdi çıkın pencereye, balkona ya da terasa! Kaldırın kafanızı da bi' bakın gökyüzüne! Şu ucu bucu belli olmayan evreni bi' karşınıza alın... 4 duvar arasında düşünmeyin bi' onu; kendisine baka baka düşünün onu...
Yıllarca her şeye kafa patlatıp kıvama geldikten ve beni "hissettikten" sonra kendinize "Ben neden benim?" diye bir sorun. "Şu an benim vücudum, bu sonsuzluğun, bu 'bilinmezliğin' neden merkezinde?" diye bir sorun. "Niye POV?"
Ve aşk denen bir şey de var ya hani... Hani sadece yanınızda durması yeter o insanın, hiç konuşmasa da olur, sadece sizi görmesi, sizi anlaması, sizi hissetmesi yeter, cenneti yaşatırsınız ona: Allah* şu aşk denen şeyi O'nu hissetmemiz için mi yaratmış? "Siz
Yaratılmışız işte, evrim de %100 gerçek. Bunları hangi dangalak ayırdı, hangi huur çocuğu ayırdı ya hu? Ve bu iki konuda evrimcisi ve herhangi bir dine inananı birbirine sövüyor, birbirine ağır ithamlarda bulunuyor...
(bkz: evrim demek değildir ki bir yaratıcı yok)
Kimsenin kendini tanımlara sıkıştırmasına gerek yok ki. Allah, Tanrı, Tengri, yaradan, artık siz adına her ne diyorsanız; var, ve evrim de gerçek... Bence... "Bence" demek de koyuyor ne yalan söyleyeyim, kötü hissediyorum.
inanana da inanmayana da saygım sonsuz, çünkü yaşadık, sizi hissediyorum, siz de beni hissedin.
Edit: Şu yazıyı oku dedik, sorgula dedik, kafa patlat dedik, keçileri kaçır dedik, inanacaksan öyle inan dedik. Bazılarınız daha 1. aşamayı yapmadı, şu yazıyı okumadı amk. -
0
ateist bir nesil yetiştirmek
Kimsenin kendini böyle tanımlara sıkıştırmasına ne gerek var? Allah, Tanrı, Tengri, artık siz adına her ne diyorsanız; -bence- var... Evrim de gerçek... Evrim demek değildir ki bir yaratıcı yok... Yeterince sıyırmayan, yeterince ruh hastası olmayan, yeterince keçileri kaçırmayan, yeterince "neden" diye kafayı yemeyen geliyor ateistine, deistine, müslümanına, şusuna busuna kin kusuyor. insanları dinlerinden de soğutuyor, bilimden de soğutuyor. tak fışkırıyor afedersiniz.
Herkes gibe gibe o kafasını kaldırıp bi' gök yüzüne bakacak! O evreni bi' karşısına alacak! Evreni algılayacak! Bu evren için neredeyse tam bir hiç olduğunu ama buna rağmen varolduğunu en derinden hissedecek! O'na her baktığında tüyleri diken diken olacak! Dehşete düştüğü zamanları bi' yaşayacak! Uçacak! Kendini aşacak! Sınırlarını geçecek! Zincirlerini kıracak! Haddini bile aşacak! Dinden çıktığı, Allah'ını kaybettiği o günleri bi' yaşayacak, bi' tadacak! O umutsuzluğa bi' düşecek! Her güne her sabaha "ben de öleceğim lan" diye züt korkusuyla uyandığı o günleri bi' yaşayacak! Ucu bucu bilinmeyen şu evrende yapayalnız kalacak; depresyonlara girecek! "Doğmadan önce neredeydim? Yoktum. Her bir atomum başka bir yerdeydi. His yok, algı yok, acı yok. Ölüm de en kötü bu işte!" diyip o korkunun dıbına koyacak!
Sonra "neden?" diye yıllarca keçileri kaçıracak. "Bunca şeye ne gerek var? Amaç ne? Neden, neden, neden?" diye kafayı sıyıracak. "Onca maddeden nasıl oldu da 'can' denen şu mucize şey meydana geldi" diye kafa patlatacak, buga girecek!
Onca cansız madde formundan, canlı bir şeyin nasıl oluştuğunu, ve bilinç denen bu mucize şeyin nasıl meydana geldiğini; ilk oluştukları anları; ve sonrasındaki bütün bu olanların nasıl zamanla bir döngüye, bir sisteme dönüştüklerini merak edecek! Robotlaşacak; örümceğe vs. bakacak, "atomlar birleşmiş, madde kıpırdıyor amk, madde kaçıyor, madde korkuyor, madde hissediyor" diyecek; "Can" denen şu mucize şeyin kıymetini algılayacak! Sivrisineğe bile, hamam böceğine bile kıyamayacak duruma gelecek; bardakla yakalayıp dışarı salacak kadar uçacak! Kendini onların yerine koyacak! Ellerine vesaire bakıp "nasıl oynatabiliyorum lan bunları?" diye sorup hayran kalacak! Elini kalbine koyup çarpışlarını dinleyecek; "Gece gündüz hiç durmadan, günde "100.000" kez neden çarpıyor şu kalp?" diye bi' soracak, hayrete düşecek!
Bu kalbin "yaşa, mutlu ol, mutlu et" diye gece gündüz kendisi için çarptığı kafasına bi' dank edecek! Boşa geçirdiği zamanın, onun için hiç durmadan çarpan bu kalbe ihanet olduğunu bi' görecek! vaktin değerini anlayacak! Her şeyi merak eder hale gelecek! Her daim "gülümseyecek"!
Dehşet, korkunç, muazzam ama bir o kadar da komik bir macera...
Dinden çıktığınız, Allah'ınızı kaybettiğiniz için çarpmıyor Allah merak etmeyin. Bir süre sonra o soruların cevaplarının sonsuz döngülerle, paradokslarla, sonsuzluklarla "sansürlenmiş" olduğunu görüyorsunuz.
(bkz: sonsuzluklarla sansürlemek) (Tabi bu göreceli bir şey)
inanmak istediğiniz için değil, ölümden korktuğunuz için değil, bunun için inanıyorsunuz. Sonsuzluğun, bilinmezliğin peşinden koşuyorsunuz. Ve "inanmak" değil bunun tanımı. Bu başka bir şey ya. Bunu nasıl anlatabilirim ki...
Sorgulama denen şey size verilen ve her kapıyı açan yüce bir anahtar! Doğruyu bulmak, karar vermek için yok mu bu sorgulama denen yüce anahtar?
Oku
Sorgula
Kafa patlat
Yoksa düzelmeyecek Türkiye... Ne Türkiye'si, dünya düzelmeyecek anasını gibeyim şu dünyanın haline bak. Bir kesim aç, bir kesim israf... insanlar boş şeyler uğruna birbirlerini öldürüyor, çocukların kanını akıtıyor, bebek kanı döküyor, hayvanların kuyruğunu bacağını kesiyor, empati kurmuyor, bir çocuğun anasının/babasının yerine kendini koymuyor tecav... Azap çeken yine benim, utanan yine benim amk.
Günah denen bir şey varsa işte bu duyarsızlıktır, empati kurmamaktır, yeterince mücadele etmeden pes etmektir, kendini kaybetmektir, bir başka canlının canına boş şeyler uğuna kıymaktır, acı çektirmektir.
Dünyanın çivisi çıkmış.
Ve felsefe de din gibidir, kendinizi çok kaptırmayın, yoksa gerçekten bu dünyayı mahvedersiniz. Bilimin önünü tıkarsınız. Her şeyin içine inancı katmamanız gerekiyor; yoksa insanları dinlerinden de soğutursunuz, bilimden de soğutursunuz.
ilhdıbınızı hayattan alın, gerçeklikten alın. Her şey bunlarla "nakşedilmiş".
Adam gibi "sorgularsanız", yeterince "sürünürseniz", tüm yollardan geçtiğiniz için herkese saygı duyacak, herkesi anlayacak, herkesi "hissedecek" hale geliyorsunuz. -
0
baş örtüsü yasağı haklı bir yasak mıydı acaba
Zamanında 7 düvele karşı bu milleti birleştiren, emperyalist *rospu çocuklarına haddini bildirten, bizi parçalanmaktan kurtaran, kadının da insan olduğunu bu millete hatırlatan Atatürk'ün fotoğrafını, hedef tahtasına koyup alnından vurmaya çalışıp talim yapan bir örgütü; bu örgütün de o temsilcilerine oy akıtıp onları meclise sokanları; zamanında O'nu ağzına bile almayan, O'na ayyaş vs. diyerek bir kesimin gazını almaya çalışıp bir kesiminde damarına basanları; 23'ünde 24'ünde doktor, mühendis olması gereken çocukları daha 11'inde 12'sinde ezenleri, onları dışlayanları, dağa çıkmasına vesile olanları, onları kaçıran ve kaçırtanları, onları öldürülmesi gereken bir tanımsıza dönüştüren herkesi; ben maalesef destekleyemem.
Dağdaki terörist Türkçe konuşuyor... Ve kim yaptırdıysa yaptırsın, her ne amaçla yaptırdıysa yaptırsın, isterse tiyatro bile olsun; koskoca pilot... koskoca savaş pilotu... gidip 55 polisin üzerine bomba salabildi bu memlekette... Zamanında Yunan'ın, ingiliz'in, Rus'un bombalayamadığı Büyük Millet Meclisini yine biz "Türkler" bombaladık... 21. yüzyılda Türk Türk'ün kanını akıttı... Bizi bizden başkası bölemiyor, bize bizden başkası zarar veremiyor ben sadece onu savunuyorum. Biz bu hale nasıl geldik ben bunu tartışıyorum.
Birbirimizi birbirimizin yerine koymadığımızdan, birbirimize sorgulamadan kin güttüğümüzden, nefret duyduğumuzdan; karı koca gibi dır dır etmeyi bırakıp, 2 dakika susup, birbirimizi dinlemediğimizden, kulaklarımızı tıkadığımızdan, birbirimize tahammül edemediğimizden, birbirimizi dışladığımızdan, ezdiğimizden, birbirimizi affedemeyecek hale geldiğimizden bu haldeyiz işte.
Ben neyim onu ben de bilmiyorum, zaten kimsenin de kendini tanımlara sıkıştırmaması gerek.
Hain main, ataputçu, bevei yalayıcısı, çomar, yobaz, dinsiz, Allah'sız falan filan... Türk'ün Türk'e giydirmesinden bıktık, hepimize gına geldi, ööğğhhk diye kusacağız artık. Yetti gari.
Bizi bizden başkası bölemez, bize bizden başkası zarar veremez. Ve zaten bu ülke ne yaparsan yap bölünmez. Sadece hepimiz sürünürüz, hep birbirimizden nefret ederiz, birbirimize tahammül edememeye devam ederiz, Türk'ün Türk'ü öldürdüğü saçmalıkları yaşarız.
Ben sadece herkese "ayna" olmaya çalışıyorum.
Zamanında taa Viyana'ya kadar ortalığı titretmişiz biz... "Bir"mişiz. Berabermişiz... Ama bir şekilde ayrışmışız ki şu an Osmanlı yok; önümüze Sevr'i atmış 7 düvel... Ve yine "bir" olmuşuz, yine o 7 düvele karşı birleşmişiz, onlara hadlerini bildirmişiz, parçalanmaktan kurtulmuşuz...
Ve şimdi yine aynı şey. Yine "bir" değiliz. Yazıklar olsun. Hep aynı hata. Bu kaçıncı... Bazı Türk'ler Türk'lüğünü unutmuş.
EK: Yukardaki entryme gelen yanıtlarda her şeyi tartışıp yazmıştım be kardo, herkesin her şeyi okumadan, birbirini tam anlamadan, birbirini hissetmeden saydırmaması gerekiyor. Ama o kadar uzun bir cevabı bu platform da ben bile okumam. Burası inci sözlük... Ben nabıyorum amk. -
0
baş örtüsü yasağı haklı bir yasak mıydı acaba
beyinlere fidan ekmeye gelmiştim, fidanı olana su dökmeye gelmiştim; sadece sizi yeşertmeye gelmiştim geençleeeerrrrrrrrrrrrr... Hep silik, hep çügü, hep primcisinizm... aaaaaaaahhh aaahh... kaadeeree baaak... kaaaaadere baaak... kiiiimleeeeerrrrrrr kiimleeriii pııııışşşş pışşşşlıııııyooooooorrrrrrrr kaaaadereeeeee baak... bizi bizden başkası pıışpıışlaayaamııyooorrrrrr... bizi bizden başkası bölemiyoooorrrrr... bize bizden başkası zaaraarrrrr veremiyoooor kaaadere baak... -
+4 -2
mardinliyim ve kürdüm soruları alayımm
bizi bizden başkası bölemez panpa.
edit: Türk'üm. Benden sonraki entrylere baktım da bazı dangalaklar cirit atıyor... insanları ayrıştırmaya devam edin alnına avuç içiyle şaplak attıklarım.
23'ünde 24'ünde mühendis, doktor olması gereken 12-13 yaşında çocuklar bunları görsün, alınsın, bize kin gütsün, kandırılıp dağa çıksın, bize kurşun sıksın, jet bombaları altında ölecek bir teröriste dönüşsün değil mi anasını sattıklarım...
Ezmeye, dışlamaya devam edin. Şu küçücük giydirmeler, gömçürmeler zamanla kelebek etkisiyle büyüyor büyüyor büyüyor geliyor zütümüze giriyor haberi yok anasını gibtiğim önyargılı ırkçı binlerininin.
Sanki, zamanında 7 düvelin bombalayamadığı Büyük Millet Meclisini yine biz Türkler hiç bombalamamışız gibi...
Sanki koskoca jet pilotu, savaş pilotu; gidip 55 polisin üzerine hiç bomba salmamış gibi...
Sanki 21. yüzyılda Türk Türk'ün kanını akıtmamış gibi...
Biz bu hale nasıl geldik onu tartışın...
Her ne amaçla olursa olsun, her kim yaptırdıysa yaptırsın, isterse tiyatro bile olsun; rezalet bir gecedir 15 Temmuz... Rezalet... Dehşet...
Hala uyumaya devam edin; yavur, çomar, batının köpekleri, Allah'sız, ataputçu, dindar, yobaz mobaz vs. diye birbirinize gömçürmeye devam edin de gerçekten bölünsün, gerçekten anasını gibilsin değil mi şu güzelim memleketin...
Zamanında taaa Viyana'ya kadar ortalığı titretmişiz biz... "Bir"mişiz, berabermişiz... Ama çağa hep birlikte ayak uyduramayıp ayrışmışız, önümüze SEVR'i atmış 7 düvel... Yine o 7 düvele karşı, o emperyalist huur çocuklarına karşı birleşmişiz, onlara haddini bildirmişiz, parçalanmaktan kurtulmuşuz, çağı yakalamışız biz...
inananıyla, inanmayanıyla, Türküyle, Kürdüyle, alevisiyle, şusuyla busuyla...
Ve bugüne bak, bugünlerimize bak. Yine bir ayrışımcılık almış başını gidiyor.
Hep aynı hata...
Bu kaçıncı...
Yazık değil mi be...
Kim ne yaparsa yapsın, bu ülke bölünmez... sadece böyle saçma sapan olayları yaşamaya, "hep birlikte" yerlerde sürünmeye, birbirimize tahammül edememeye, birbirimize kin gütmeye devam ederiz; eğer siz böyle devam ederseniz...
Sizli bizli olduk anasını gibeyim şu hale bak.
Böyle devam edelim. Herkesi ezelim, dışlayalım, birbirinimizin damarına basa basa yükseltmeye çalışalım...
"Bu ülkeden gitme vakti geldi" diyor sözde kemalist... "izmir'de neden bomba patlamıyor" diyor sözde müslüman...
Millet tarihini unutmuş hale bak...
Nerede o eski solcular, nerede o eski sağcılar, nerede o eski kemalistler...
Böyle devam edin de gerçek sağcısı, gerçek solcusu b*k uğrunda yarınlarını feda etsin değil mi anasını satim.
Ayrıştırmaya devam, aferin. -
+1
baş örtüsü yasağı haklı bir yasak mıydı acaba
Yok kardeşim ben o kürt seviciliğine, o edite bakmamıştım bile. Sen üstüne alınma. Sadece ve sadece HDP'nin mecliste olmasının nedeninin Türk siyasetindeki bu garipliklerden kaynaklandığını yazdım, bunu hepimiz de görüyoruz zaten.
Bir de birbirine bu başlık altında ataputçu, çomar, batının köpekleri, arap yalayıcısı, dinsiz falan filan diye gömçüren kardeşlerimize, artık bu tartışmalardan gına geldiğini, bıktığımızı, artık ööğğğghhhk diye kusacağımızı belirttim. Bıktık gari aq. Sen üstüne alınma. Yazarken aktı gitti senin entryinin altında patlamış gibi oldu kusruma bakma.
Dediğin gibi CHP her iki durumda da kaybediyor işte o kadar b*ktan bir durumun içine düşmüş; yöneticileri AKP'ye tahammül edemediği için AKP'nin mecliste çoğunluğu kazanmasını kendilerine yediremiyor, başarısız sayılmamak için kendi tabanından korkuyor, AKP tek başına o çoğunluğu yakalasa o taban felaket karışacak, kendi kendilerinden küfür yiyecekler her şey ortada işte, aynı şeyleri anlatıyoruz. Yani "ayna" olarak yazıyorum bunları hiçbir CHP'li bana kızmasın.
Şimdi bir başkası gelir bana CHP'li sıfatını yapıştırır, AKP'li sıfatı yapıştırır, HDP'li sıfatını bile yapıştırır, her şeyi yapıştırır... Neyse burada keseyim, çok uzuyor, bu kadar uzun yazıları okuyan da 2-3 kişi oluyor. Ve burası inci sözlük ben nabıyorum aq. Yanlış yerlerde patlıyorum, yanlış yerlere döküyorum içimi. -
0
önümüzdeki 10 yılda kürtlerin açacağı başlıklar
10-11 yaşında Kürt çocukları sosyal platformlarda sürekli böyle şeylerle karşılaşsın, alınsın, bize kin gütsün, kolayca kandırılsın, gitsin dağa çıksın, ileride bize kurşun sıksın değil mi aq? Böyle devam edin, aferin...
Çomar, ataputçu, yobaz, batının köpekleri, at, eşek diye birbirimize giydirmeye de devam edelim ki anasını s*kelim şu güzelim ülkenin değil mi aq...
Birbirimizi eze eze birbirimizden nefret edelim, kin güdelim; dinlemek istemeyecek, kulaklarımızı tıkayacak, birbirimize tahammül edemeyecek, birbirimizi affedemeyecek hale gelelim değil mi aq...
Sonra "millet Mars'a gidiyor bir de bize bak" diye bir kesim bir kesime gömçürsün, aralarından bazıları onlara, dinlerine küfretsin; onların da -içlerinden bazılarının bilmediği- dinlerine daha da itsin; zamanında 7 düvele karşı bizleri birleştiren, emperyalist huur çocuklarına haddini bildirten, bizi parçalanmaktan kurtaran, kadınların da insan olduğunu bu millete hatırlatan Atatürk'e gidip "kadınları açtı" diye ana bacı küfreden Türkleri karşımıza çıkarsın; doğru düzgün dinlemeden direk parlayan, bu ülkeden gitme vakti geldi diye çımkıran, Atatürk'ün kemiklerini sızlatan -sözde- Kemalistler de bunların üstüne çıldırıp dursun; gidip zamanında gerçekten su sıktınısı çekmiş, temiz hava sıkıntısı çekmiş, toplanmayan çöplerin içinde büyümek zorunda kalmış, kendini kaptırmadan normal şekilde dinini yaşadığı halde birileri tarafından zamanında ezilmiş, baskı görmüş o masum insanların damarına bassın; herkes kafayı yesin; masumlar birbirine düşsün; "izmir de neden bomba patlamıyor" diye yine bir Türk bizleri şok etsin, beynimizi yaksın, gerçek solcularımız, gerçek sağcılarımız yarınlarını b*k uğruna feda etsin değil mi aq. Çok mu kalın oldu anasını gibtiğim yazısı? Almıyor mu artık kafalar? Almıyorsa kopsun gibtiğim kıyameti.
Bizi bizden başkası bölemiyor, bize bizden başkası zarar veremiyor.
Hale bak... Bir düğüm çözüyorsun, ardında 100 tane daha düğüm olduğunu görüyorsun. Hiç sonu yokmuş gibi. Artık kusmaya başladık yetti gari aq.
Birbirinizin damarına basmayın artık, ayrıştırmayın, kutuplaştırmayın şu insanları.
insanlar dinlerinden de soğudu, bilimden de soğudu...
Çorba olduk...
Her ne amaçla olursa olsun, her kim yaptırdıysa yaptırsın, isterse tiyatro bile olsun; zamanında 7 düvelin bombalaymadığı Meclisi yine biz "Türkler" bombalamadık mı? Koskoca pilot, koskoca savaş pilotu, gidip 55 polisin üzerine bomba salmadı mı şu güzelim memlekette? Türk Türk'ün kanını akıtmadı mı 21. yüzyılda? Biz nasıl bu hale geldik? Bazı şeyler artık kafanıza "dank" etsin, utanç duyun, azap çekin.
Bizi bizden başkası bölemez, bize bizden başkası zarar veremez.
Geçmişimiz lekeli, yakın geçmişimiz lekeli, bugünlerimiz pek iyi değil; önümüzdeki senelerde yarınlarımız da çok iyi olmayacağı bu gidişle belli. 50 yıl sonrası için şimdiden fedakâr olun, birbirinizi birbirinizin yerine koyun, birbirinizi bi' anlayın, birbirinizi hissedin. -
0
baş örtüsü yasağı haklı bir yasak mıydı acaba
Kardeşim seni yeminle anlıyorum, seni "hissediyorum", bu ülke bir kabile ülkesi de değil, kolay kolay da karışmaz onu da biliyorum! Ama görmedik mi oğlum Gezi'yi? Ağaçlar için hükümete ses duyurma eylemleri "bir anda" PKK, DHKPC propagandalarına dönüşmedi mi? Bir anda kontrol kaybolmadı mı? Hain, main, sağcı, solcu, şucu, bucu bir s*ktir et! Zamanında 7 düvelin, emperyalist or*spu çocuklarının bombalayamadığı Büyük Millet Meclisini yine biz "Türkler" bombalamadık mı amk? Koskoca pilot, koskoca savaş pilotu, gidip 55 polisin üzerine bomba salmadı mı şu güzelim memlekette? Türk Türk'ün kanını akıtmadı mı 21. yüzyılda...
Artık o olayı kim yaptırdıysa yaptırsın, her ne amaçla yaptırdıysa yaptırsın, isterse tiyatro bile olsun; Türk Türk'ün kanını akıttı amk bu dehşet, bu korkunç bir şey değil mi? Biz bu hale nasıl geldik be? Bizi bu hale kim getirdi gelin şunu bi' tartışalım hele...
Hainmiş, mainmiş, ajanmış, dış güçmüş, üst akılmış, CIA'mış, Pentagon'muş, Avrupa'ymış, batıymış falan filan ben bunu ANLATMIYORUM! Bu yangın(lar)ın çıkışından, o kıvılcım(lar)dan bahsediyorum:
Zamanında birbirimizi ezdiğimiz için, birbirimize tahammül edemediğimiz için, birbirimizi anlamak istemediğimiz için bu hale geldiğimiz kapı gibi ortada işte.
Ülkesini sattıracak kadar kim ezdi bu kanaat önderi denen huur çocuğunu da 250 insanın yarınlarını onlardan çaldı amk? Türk lan bu Türk?
Neyse, bir acayiplikler var: tüm sosyal platformlarda troll mü, bot mu, provakatör mü artık ne b*k olduğunu bilmediğim çok değişik hesaplar var: Profil resmine Atatürk resmi koymuş; Allah'a, dine, islam'a, Erdoğan'a vs. çok ağır ithamlar da bulunup ülkemizdeki belli bir kesmin damarına basıyor.
Profil resmine Erdoğan resmi, Osmanlı arması, Arapça yazılar yazan resimler, islam sembolleri vs. koyup; Atatürk'e ana bacı söven, CHP'lilere vs. yavur, batının köpekleri, dinsizler, Allah'sızlar vs. diye çok ağır bir şekilde yürüyüp yine diğer bir kesmin damarına basanlar var.
10 paylaşımın 4'ü bunlardan. 1'i birleştirmeye çalışanlardan, gerisi ise bu gibtiğimin hesaplarının kışkırtmalarını ciddiye alan, alınan, kinlenen çomar yavur diye birbirini yiyen vatandaşlarımızdan oluşuyor. Cümbüş... Rezalet...
Ortalığı b*k zütürüyor, b*k fışkırıyor da anlat anlatabilirsen.
Bunlara kanıp aralarında Atatürk'ün heykeline balyozla giren dangalaklar var mı var; Allah'a, dine ağır hakaretler eden, anlamadan direk atarlanan, parlayan, ülkeye felaket gömçüren, gidelim mi bu ülkeden diye sorup kendini "kemalist" ilan edip Atatürk'ün kemiklerini sızlatan dangalaklar da var mı var.
Ben sadece o provakatörlerin ya da trollerin ekmeğine yağ sürmeyin, bizim bu dangalaklarında birbirine karşı kinlenmesine "bir dur" deyin diyorum. Sorgulamadan birbirinizden nefret etmeyin diyorum, her şeye rağmen büyük sabır gösterin, zor da olsa birbirinize tahammül edin, her şeye rağmen nazik cevaplar verin ki birbirinize karşı kinlenmeyin, önyargı duvarları inşaa etmeyin, öfkelenmeyin diyorum.
Şimdi sen "çomar" dedikçe kardeşim, gerçekten bir dangalağın da damarına basıyorsun; hiç günahı olmayan, zamanında gerçekten de su sıkıntısı vs. çekmiş, temiz hava sıkıntısı çekmiş, toplanmayan çöplükler arasında büyümek zorunda kalmış, "ezilmiş"; inancına kendini çok kaptırmadığı halde, inancını normal bir şekilde yaşadığı halde, sırf bu yüzden birileri tarafından baskı görmüş, gerçekten de dışlanmış bir kesmin de damarına basıyorsun. Onlar Erdoğan'a bu yüzden sadık. Çok fazla şey istemiyormuş o insanlar, normal bir şekilde yaşamak istiyormuş sadece.
Tam ters mantıktan düşünecek olursak bizim için de aynı şekilde... Bizim de damarımıza basılıyor.
Yani boş iş...
Ve hangi konuda tartışırsanız tartışın, her şeyin içine hep inanç karışır oldu... insanlar dinden de soğudu, ilimden de soğudu...
Geçmişimiz lekeli, yakın geçmişimiz bile lekeli, bugünümüz pek iyi değil, 3-5 yıl sonrası da çok iyi olmayacak. Bunun için şimdiden 50 yıl sonrası için hareket edin. 50 yıl sonrası için fedakar olun. 6-7 yaşındaki çocuğun, hatta 3-4 yaşındaki çocuğun bile artık elinde telefon var ve internete erişebilmekte. internette de her şey mevcut. Sosyal platformların durumu da belli işte. Bu çocuklar bu kin kusan, birbirine felaket şekilde bindiren, ortalığı b*k zütüren sosyal platformlar ile büyümeyecek mi bu gidişle? Televizyonların hali de ortada. Bunu da anlatmak çin işkencesi anasını gibeyim. Anlat anlatabilirsen.
Bizi bizden başkası bölemiyor diye bir gerçek var ortada. Bu ülke de hiçbir zaman bölünmez. Sadece birbirimizden boşuna nefret edeceğiz, ara sıra boşuna saçmalıklar yaşayacağız, bu gidişle gelecekte de ara sıra ekonomi de yalpalanacağız diyorum. -
+1
baş örtüsü yasağı haklı bir yasak mıydı acaba
Şu an Türk siyasetinde durum o kadar taktan ki; CHP'den HDP'ye oy akışı olmasa ve HDP barajı geçemese AKP mecliste tek başına istediğini yapacak çoğunluğa sahip oluyor. Bunu da CHP kaldıramıyor. Çünkü mecliste hiçbir etkisi kalmıyor. Maalesef bu nedenle, Atatürk'ün fotoğrafını hedef tahtasına yapıştırıp alnından vurmaya çalışarak talim yapan teröristlerin meclisteki partisine, HDP'ye, s*ke s*ke oy akıtmak zorunda kalıyor. Çok b*ktan bir durum.
Bir de HDP meclise giremeseydi batının sağcıları, sağcı hükümetleri, sağcı gazeteleri Türkiye'de demokrasi elden gitti, öldü diye felaket yaygara koparacaktı. Türkiye'ye bir etkisi olur muydu olmaz mıydı orasını bilemem. Ama gündemimizi çok meşgul ederdi, haberleri izlerken kusardık herhalde. Birbirimize daha çabuk düşerdik, daha şiddetli gömçürürdük, birbirimizin damarımıza daha sert basardık.
Dağdaki terörist Türkçe konuşuyor... Cümbüş... Koskoca pilot, koskoca savaş pilotu, gidip 55 polisin üzerine bomba salabildi şu memlekette... Zamanında 7 düvelin, o emperyalist huur çocuklarının bombalayamadığı Büyük Millet Meclisini yine biz "Türkler" bombaladık şu güzelim ülkede... Türk Türk'ün kanını akıttı 21. yüzyılda... Kanaat önderi denen bir Türk, yine 250 insanın, 250 Türk'ün yarınlarını kaybetmesine vesile oldu be. Türk lan... Bi' gariplik var. Bize bizden başkası zarar veremiyor, bizi bizden başkası bölemiyor...
Hain main, sağcı, solcu, yobaz, dinsiz, çomar, yavur vs. falan filan bıktık gari be.
Avrupa dibimizde... Asya dibimizde... Ortadoğu dibimizde... 3 tarafımızda 3 farklı dünya... Ve tam merkezinde, tam ortasında bir ülke: Türkiye... Bu müthiş bir şey... Burada hepimizin zaten aynı olması imkansız; "rengarenk" bir ülke Türkiye...
Ve insanlarımız bu renkliliği sevemez hale geldi; birbirininin damarına basar, birbirine karşı kinlenir, birbirini affedemez, kulağını tıkar, birbirine tahammül edemez hale geldi... Günün sağcıları da solcuları da şucusu da bucusu da yanlış yolda... Bir olmaları gerekiyor bir...
Karı koca gibi dır dır etmeyi bırakıp 2 dakika susmaları, birbirlerini sabırla dinlemeleri, birbirlerini birbirlerinin yerine koymaları, birbirlerini anlamaları, birbirlerini hissetmeleri gerekiyor...
Yoksa şu saçmalıklar hiç bitmeyecekmiş gibi, yorulduk amk.
PKK içinse artık çok geç... Ya teslim olacaklar ya da bu dünyadan buhar... Bebek kanı döküldükten, çocuk kanı aktıktan sonra barış denen şey sanırım imkansız bir şey. Bir ideoloji yaratmayı başardı anasını s*ktiğim emperyalistleri. BOP'unu gibtiklerim.
Ezmeyin kardeşim artık birbirinizi, ders çıkarın. Tüm sosyal platformların b*ku çıkmış. Sağcısı, solcusu sanki birbirini kesecekmişçesine tartışmalara giriyor. Bir gün bir deli çıkacak, bir halt yiyecek, bir kıvılcım çıkaracak, hepimiz yanacağız diye ara sıra deliliğin sınırlarında geziyorum.
Tabi Gezi'de yaşananlardan sonra bu ülke öyle kolay kolay tutuşmaz, ağaç protestosu bir anda PKK propagandasına dönüşmüştü la nasıl olduysa. -
+2
baş örtüsü yasağı haklı bir yasak mıydı acaba
Kürtlerin geleneğine, göreneğine, tipine, giyimine böyle laf etmeye devam edin ki 24'ünde 25'inde doktor, mühendis olması gereken ve şu anda 12-13 yaşında olan çocuklar bunları görüp alınsın, bize kinlensin, kandırılıp ileride dağa çıksın, başımıza terörist olsun, bize kurşun sıksın, öldürülmesi gereken bir tanımsıza dönüşsün anasını gibeyim onu 'kek'eliyorum.
Birbirinizi eze eze, birbirinize tahammül edemeye edemeye anasını s*ktiniz ülkenin. Hadi şu konu için artık çok geç; yavur, çomar, hain main, at, eşek, ataputçu, yobaz, batının köpekleri vs. diye birbirinize de giydirmeye devam edin de bir gün bir deli bir halt yesin, bir kıvılcım çıkarsın, hepimiz yanalım... 3 taraftan da anamızı s*ksinler. Pentagon bize de "demokrasi" zütürsün. Birleşmiş Milletler bize de "barış" getirsin. Rusya'yı zaten anlatmaya gerek bile yok: Daha geçen "iç savaşlar silahları denemek için mükemmel bir fırsat" diyen bir Putin... PKK'nın eline yıllardır AK-47 satan bir Rus silah lobisi.
Böyle devam... Şu küçücük gömçürmeler, küçücük şeyler bile kelebek etkisiyle zamanla büyüyor büyüyor geliyor g*tümüze giriyor haberiniz yok, hala uyuyorsunuz la, pes! -
+2
ülke sizce nasıl düzelebilir beyler
@1
Bizi bizden başka hiç kimsenin bölemediğini, bize bizden başka hiç kimsenin zarar veremediğini hepimiz algılarsak bu ülke düzelir.
Zamanında 7 düvelin, emperyalist huur çocuklarının bombalayamadığı Büyük Millet Meclisinin yine biz "Türk"ler tarafından bombalandığı kafalarımıza dank ederse bu ülke düzelir.
Hain main, sağcı, solcu, yobaz, dinsiz, yavur, çomar vs. diye sürekli birbirimize giydirmeyi bırakırsak, "uyanırsak" bu ülke düzelir.
Koskoca pilotun, koskoca savaş pilotunun, gidip 55 polisin üzerine nasıl bomba salabildiği üzerinde 2 dakikacık düşünürsek bu ülke düzelir.
21. yüzyılda Türk Türk'ün kanını akıtacak hale geldi ya hani; "neden" diye bi' sorarsak bu ülke düzelir.
Biz bu hale nasıl geldik, bizi bu hale kimler getirdi diye ciddi ciddi düşünürsek bu ülke düzelir.
Birbirimize yan gözle baktığımız, kıskandığımız, birbirimizin damarına basa basa yükselmeye çalıştığımız, birbirimizi affetmeyip kin güttüğümüz, ezdiğimiz, “sorgulamadan birbirimizden nefret duyduğumuz”, anlamak istemediğimiz, kulaklarımızı tıkadığımız, birbirimize tahammül edemediğimiz için bu hale geldiğimizi görürsek; bu ülkeyi bu hale yine bizim getirdiğimizi anlarsak bu ülke düzelir.
Dış güçlerin, üst akılların vs. sadece düşenin yanına yardım etmeye gidiyormuş gibi gidip ziynetini, parasını çalan hırsızlar gibi olduğunu görürsek; asıl suçluların yine biz olduğunu artık farkedersek; artık birbirimizi ayrıştırmaktan vazgeçersek, karı koca gibi dır dır etmeyi bırakıp birbirimizi dinlemek için 2 dakika susarsak ve birbirimizi birbirimizin yerine koyarsak bu ülke düzelir.
Avrupa dibimizde... Asya dibimizde... Ortadoğu dibimizde... 3 tarafımızda 3 farklı dünya... Biz de tam ortasındayız, merkezindeyiz. Bu müthiş bir şey! Bu topraklarda hepimizin aynı olması zaten imkansız; "rengarenk" bir ülke olduğumuzu görürsek bu ülke düzelir.
Kafamızı kaldırıp bi' gökyüzüne bakarsak, o ucu bucu olmayan bu evreni bi' karşımıza alırsak, bu evren için neredeyse tam bir hiç olduğumuzu ama buna rağmen varolduğumuzu bi' algılarsak; bu zerre küçük dünyanın değerini anlarsak; kendimizi, sınırlarımızı, haddimizi aşarsak; her şeyi sorgulamaya cesaret edersek bu ülke düzelir.
Dinden çıktığınız, Allah'ınızı kaybettiğiniz günleri yaşayınca çarpmıyor Allah merak etmeyin. Sorgulama denen şey size verilen ve her kapıyı açan yüce bir anahtardır! Hepimiz her şeyi sorgularsak bu ülke düzelir. Doğruyu bulmak, karar vermek için yok mu bu sorgulama denen yüce anahtar?
Her konuda "neden" diye kafa patlatırsak, "neden?" diye keçileri kaçırırsak, kafayı sıyırırsak, "neden?" diye deliliğin sınırlarında gezmeyi başarırsak bu ülkeyi geç, dünya düzelir!
Ve her şeyin içine inancı katmazsak; insanları dinlerinden soğutmazsak; bilimden soğutmazsak bu ülke düzelir... Her şeyin içine inancı katarsanız insanları dinlerinden de soğutursunuz, ilimden de...
Birbirimizi anlarsak, birbirimizi hissedersek bu ülke düzelir.
Bizi bizden başkası bölemez, bize bizden başkası zarar veremez. -
0
ülke sizce nasıl düzelebilir beyler
Bizi bizden başka hiç kimsenin bölemediğini, bize bizden başka hiç kimsenin zarar veremediğini hepimiz algılarsak bu ülke düzelir.
Zamanında 7 düvelin, emperyalist huur çocuklarının bombalayamadığı Büyük Millet Meclisinin yine biz "Türk"ler tarafından bombalandığı kafalarımıza dank ederse bu ülke düzelir.
Hain main, sağcı, solcu, yobaz, dinsiz, yavur, çomar vs. diye sürekli birbirimize giydirmeyi bırakırsak, "uyanırsak" bu ülke düzelir.
Koskoca pilotun, koskoca savaş pilotunun, gidip 55 polisin üzerine nasıl bomba salabildiği üzerinde 2 dakikacık düşünürsek bu ülke düzelir.
21. yüzyılda Türk Türk'ün kanını akıtacak hale geldi ya hani; "neden" diye bi' sorarsak bu ülke düzelir.
Biz bu hale nasıl geldik, bizi bu hale kimler getirdi diye ciddi ciddi düşünürsek bu ülke düzelir.
Birbirimize yan gözle baktığımız, kıskandığımız, birbirimizin damarına basa basa yükselmeye çalıştığımız, birbirimizi affetmeyip kin güttüğümüz, ezdiğimiz, “sorgulamadan birbirimizden nefret duyduğumuz”, anlamak istemediğimiz, kulaklarımızı tıkadığımız, birbirimize tahammül edemediğimiz için bu hale geldiğimizi görürsek; bu ülkeyi bu hale yine bizim getirdiğimizi anlarsak bu ülke düzelir.
Dış güçlerin, üst akılların vs. sadece düşenin yanına yardım etmeye gidiyormuş gibi gidip ziynetini, parasını çalan hırsızlar gibi olduğunu görürsek; asıl suçluların yine biz olduğunu artık farkedersek; artık birbirimizi ayrıştırmaktan vazgeçersek, karı koca gibi dır dır etmeyi bırakıp birbirimizi dinlemek için 2 dakika susarsak ve birbirimizi birbirimizin yerine koyarsak bu ülke düzelir.
Avrupa dibimizde... Asya dibimizde... Ortadoğu dibimizde... 3 tarafımızda 3 farklı dünya... Biz de tam ortasındayız, merkezindeyiz. Bu müthiş bir şey! Bu topraklarda hepimizin aynı olması zaten imkansız; "rengarenk" bir ülke olduğumuzu görürsek bu ülke düzelir.
Kafamızı kaldırıp bi' gökyüzüne bakarsak, o ucu bucu olmayan bu evreni bi' karşımıza alırsak, bu evren için neredeyse tam bir hiç olduğumuzu ama buna rağmen varolduğumuzu bi' algılarsak; bu zerre küçük dünyanın değerini anlarsak; kendimizi, sınırlarımızı, haddimizi aşarsak; her şeyi sorgulamaya cesaret edersek bu ülke düzelir.
Dinden çıktığınız, Allah'ınızı kaybettiğiniz günleri yaşayınca çarpmıyor Allah merak etmeyin. Sorgulama denen şey size verilen ve her kapıyı açan yüce bir anahtardır! Hepimiz her şeyi sorgularsak bu ülke düzelir. Doğruyu bulmak, karar vermek için yok mu bu sorgulama denen yüce anahtar?
Her konuda "neden" diye kafa patlatırsak, "neden?" diye keçileri kaçırırsak, kafayı sıyırırsak, "neden?" diye deliliğin sınırlarında gezmeyi başarırsak bu ülkeyi geç, dünya düzelir!
Ve her şeyin içine inancı katmazsak; insanları dinlerinden soğutmazsak; bilimden soğutmazsak bu ülke düzelir... Her şeyin içine inancı katarsanız insanları dinlerinden de soğutursunuz, ilimden de...
Birbirimizi anlarsak, birbirimizi hissedersek bu ülke düzelir.
Bizi bizden başkası bölemez, bize bizden başkası zarar veremez. - daha çok