• 5 / 18 / 99 entry
  • 0 başlık
  • 0.00 incipuan

ad gloriam dokununcu nesil normal

  • 0
    satanist hikayemi anlatıyorum
    @kaantangozeninkirikpenasii

    dostum, anlattığım gibi ciddi tarikatlar mevcut. ek olarak, üniversite ortamlarında hava yapmak adına salak saçma gotik arkadaş grupları da var. kız hava yapmak adına saçmalıyor, ergen hezeyanları yaşıyor olabilir. fakat gerçekten bir tarikata mensup ise, hikayenin devamında anlatacağım gibi; başta kesinlikle uzak tutup, merakı körükleyip ardından dahil ediyorlar. arkadaşına bu hikayeyi gösterebilir, kızı ve bağlı bulunduğu yapıyı polise şikayet edebilirsin. çünkü başka türlü durmazlar, vampir değil bunlar sarımsak gösteresin. bence ne yaparsan yap, o çocuğu öyle bir insandan her türlü uzak tut. gerçekten olsa da olmasa da.
    ···
  • 0
    satanist hikayemi anlatıyorum
    bu ayini tamamlamak için elimde hiçbir malzeme yoktu.
    doğal olarak şehre geri dönmem gerekiyordu.
    fakat aileme ne yalan söyleyecektim?
    babamın geçen gün uyuşturucu testi yaptırmanı istiyorum
    için gideceğimi söyleme fikri geldi aklıma. gitti konuştum,
    dedim gidiyorum ben, bir süre orada duracağım.
    hastahane adını veririm, ailedensin arar sorarsın.
    bu da canına minnet okey dedi, dedim biraz da para ver.
    para da verdi. sonra durdu elimi tuttu, "oğlum biz hep senin
    arkandayız, ne olursa olsun. kendine bir hak, aynaya bir bak lütfen.
    sen bütün bu ailenin en parlak yetiştirilmiş,
    son derece yetenekli bir sanatçı adayısın. ilk doğduğun gün
    karar vermiştik. sen hep duygusal bir insan oldun,
    senin bu yönünle hep gurur duyduk. sen yok diyorsan yoktur,
    eğer varsa da, bizi geç kendin için yap bunu. daha çok gençsin
    böyle bir aptallık için kendini yakma" dedi.
    ulan bana bir ağlama geldi. amk tutamıyorum kendimi. sarıldım babama,
    "merak etme baba sonunu getireceğim bu durumun" dedim.
    daha sıkı sarıldı. gözümü kapadım, yemyeşil bir kırda,
    babamla uçurtma uçuruyoruz. çok eski bir çocukluk anım.
    sonra tekrar kapattım gözlerimi, bu güven duygusu çok kalmayacak çünkü;
    aynı çayırlar cayır cayır yanıyor, sürüyle çığlık.
    o kadar gerçekçi ki, kendimi geriye attım. adam affalladı.

    kafamı çevirdim, öylece çıktım oradan.
    annem de kapının önünde duruyormuş. beni gözüm yaşlı görünce
    o da ağlamaya başladı. ulan herkesin hayatını gibiyorum
    ergenlik yüzünden ortalığın dıbına koydum.
    ne duruma düştüm ulan ben? kendime inanamıyorum.
    ölmeliyim, bu günahların altından başka türlü kalkamam.
    umarım cehennem vardır da yanarım bütün bunlar için
    diyorum kendime. çünkü bugün fark ettim ki yolun sonu
    benim için geldi. hep yanlış yollardan gittim ben.
    ···
  • 0
    satanist hikayemi anlatıyorum
    ertesi gün, sabah normal bir şekilde uyandım.
    kitabı açmaya karar verdim. son ayini de tamamlayıp,
    intikam almak için gerekli hazırlıklara başlamalıydım.
    yolun sonuna geliyorduk kısaca. tüm bunlardan sonra ise
    kendi sonum geliyordu. kitabı açtım. tıpkı malzemeleri
    bulduğum gibi, bu koca kitaptan gerekli olan ayini
    kendi içime bakarak bulacaktım. gözümü kapattım,
    yavaş yavaş sayfaları geçerek, kitaba bol bol dokunarak,
    hissetmeye çalışarak çevirdim. kitabın sonuna doğru geliyordum ki,
    hatta "ulan ya bulamazsam" demeye başlamıştım ki,
    içimde bir heyecan oluştu. gözümü kaçtım, gene betimlemem gerekirse
    sayfanın tam ortasında bir çöp adam tarzı adam;
    ayak uçlarında bir çember. sayfanın etrafı sanırım arapça
    ile süslenmiş. o illustrasyonun altında ise gerekli olan büyü var.
    kitap, kimlerin elinden geçtiyse her sayfada türkçe meal taşıyor bu arada.
    tüm ayinleri o direktifleri takip ederek yapıyorum zaten.
    çift kolondan, bir tarap arapça veya latince, diğer taraf türkçe.

    neyse başladım okumaya, neler gerekli ne yapmam lazım.
    bakır bir leğen. büyük olmalı.
    içine bir papaz tarafından okunmuş su.
    belli ayetlerin tersten yazıldığı kağıtlar.
    ve en olarak ergenliğe girmemiş
    ufak bir erkek çocuk.

    yavaş yavaş okurken, bulunur bulunur diye kafamda check atıyordum.
    daha sonra çocuk maddesini görünce komple mala bağladım.
    sanki çocuğu bulsak, ötekilerini bulmak kolaymış gibi.
    bu çok kuvvetli bir büyü, herhangi bir varlık yok.
    doğrudan, büyünün kuvvetini kullanarak yapılacak bir işlem.
    bunun için de son derece meşakkatli ve doğru yapılması gereken,
    zor bir ritüel. "sanırım bunu yapamayacam, en iyisi bütün
    tarikattan komple intikam alayım" diye düşündüm.
    aslında mantıklıydı fakat, kimlerin yaptığını bilmek istiyordum.
    ···
  • 0
    satanist hikayemi anlatıyorum
    dediğim gibi birkaç gün, bunları düşündüm.
    şu son işlemlerden sonra intiharımı planlama kararı aldım.
    kitabı açmak için gücüm yetmiyordu bir türlü.
    sürekli daral basıyordu, bende o gün akşam-gece arası bir saatte
    dışarı çıktım, temiz hava almak için. yürüdüm dolaştım falan.
    eve geri döneceğim, fakat evin olduğu sokakta, sokak lambaları
    çalışmıyor. sanılan gibi varlıklarla alakası yok;
    yağmur yağınca kaçak var diye elle yapılmış bir şey. bu
    biz oraya taşındığımızdan beri olan bir şey yani. neyse dediğim gibi
    önce baya bir tur attım, gece yarısını biraz geçiyordu ki
    eve dönme kararı aldım. yavaş yavaş yürüyorum, yolun sonunda
    bizim ev var. sokağın başında ışıklar var, biraz daha yürüdüm,
    karanlık kısma geldim. kimse yok, ses bile ötmüyor. hava birden
    soğudu. "ne oluyor amk" demeye kalmadan, yolun ucu yakınlaştı.
    hemen olduğum yerde durdum, karanlığın içinden iki çift kırmızı
    is lekesi bana doğru bakıyor fakat, bu bir efekt gibi;
    yol komple yakınlaşıyor gibi. dikey vertigo efekti kısaca.

    hemen yavaş yavaş geriye doğru yürümeye başladım,
    kulağımın dibinde arapça bir sesler. böyle fısıltı gibi.
    rüzgar taşıyor sanki sesleri. hafiften soğuk soğuk terlemeye başladım.
    fakat eve girmem lazım; özellikle babam feci kıllanıyor zaten.
    geriye doğru geldim, nefesimi çektim ve hızlıca koştum.
    ilkokul çocukları korkar kaçar ya, aynen öyle.
    gözüm kapalı dümdüz bir şekilde koştum. evin önüne gelince,
    evin ışıkları aydınlatıyordu. geriye doğru hiç bakmadan eve girdim.
    annem, "oğlum ne oldu diken diken olmuşsun" dedi.
    "bu oçlar lambaya ne zaman bakacaklar çağırın gelsinler" diye
    istemsizce bağırdım. "yavaş" diye içeriden babam bağırdı.
    ulan harbiden bana ne oluyor? iyice abuk sabuk hareketlere giriyorum.
    dediğim gibi hiçbir zaman alışamıyorsun bu onlara,
    sürekli başa dönüyordum. o kadar şey görmeme rağmen,
    her seferinde korkuyordum. kesinlikle "tanışık" olunabilen,
    bir duygu değildi bu.
    ···
  • 0
    satanist hikayemi anlatıyorum
    o gün geçtikten sonra, birkaç gün herhangi bir şey yapmadım.
    çünkü sanki yolun sonuna geliyormuşum da, herkes geride
    kalıyormuş gibi bir his kaplamıştı içimi. son işlemi de yapınca,
    artık bu gizem perdesi sonuna kadar aralanacaktı. intikamımı alacaktım;
    ardından bütün her şey bitecekti. fakat nasıl alacaktım, ne yapacaktım,
    kimlerin bu işe bulaştığını görecektim, onlara gücüm yetecek miydi?
    bunlar da cevaplanmayı gerektiren bir sürü sorudan birkaçıydı.
    fakat şu bir gerçek ki, tarikat peşime çoktan düşmüştü,
    polis ile tarikat arasında ciddi bir problemler zinciri vardı,
    ve ne olursa olsun tarikat bundan sonra benim düşmanımdı.
    sayısız insana zarar vermişlerdi ve buna bende alet olmuştum.
    içimde pişmanlıklar iyice arttı, artık aynada kendime bakamıyordum.
    bütün bunlar bittikten sonra, içimdeki varlıktan nasıl
    kurtulacaktım, hiçbir bilgim de yoktu. bunlar bitmeyecekti galiba.
    sürekli böyle düşünüyor, bir umutlu bir umutsuz oluyordum.
    ne tak yiyeceğimi bilemez haldeydim. düşünmek istemesemde
    yolun sonunda bir intihar görünüyordu. ailemi de bu takun içine
    çekemeyeceğime göre, bu kadar günahın altında kalacaktım.
    sonunda, her şey bittikten sonra, intihar etmeye karar verdim.
    her şey benimle birlikte yok olacaktı.
    bu yaşadıklarımı başkalarına anlatmak, olan biteni
    herkese söylemek ve başka insanların bu bataklıklara girmesini
    önlemek adına, bir günlük yazarak, bütün paramla yayılmasını
    sağlayacaktım. bu sayede benim arkamdan başkalarının
    böylesi aptallıklar peşinde olmasını engelleyecektim.

    dostoyevksinin lafı tekrar aklıma geldi,
    bir günahkar ne olursa olsun yaşamaya devam etmeyi isterdi evet
    fakat ya günahları yüzünden kendini çoktan
    ateşin tam ortasına attıysa? ya zaten ölecekse,
    bunun daha acısız bir şekilde olmasını istemez miydi?
    kesinlikle isterdi. ve bunun mümkünse en güvendiği
    ellerden; kendi ellerinden olmasını sağlardı.
    ben de öyle yapmayı kafaya koymuştum.

    arka planda, sentenced - end of the road çalıyor.
    ···
  • 0
    satanist hikayemi anlatıyorum
    bu gece devam edeceğiz.
    ···
  • 0
    satanist hikayemi anlatıyorum
    kısaca özetlemek gerekirse; tarikata gelecek yeni üyeleri,
    x kabilesi ile birleştirmek için gerekli olan varlıkları
    verdikleri kurbanlar ile elde ediyorlardı. ve ırmakta
    bu işlemin sonucunda kurban verilmiş belkide yüzlerce
    masum insandan herhangi birisiydi. ölmeden önce başına gelecekleri
    anlamış olacak ki, bunu yapacaklara ölüm büyüsü yapmıştı.
    bu büyüyü gene x kabilesiyle anlaşarak yaptığı için
    benimle bütünleşen varlığında haberi vardı. benim içimde
    ona ait izler bulunca, bu mesajı bana taşımıştı. şimdi geriye
    tek bir soru kalıyordu, bu işten kim sorumluydu?
    kemal de benimle birlikte öğrenip, kahrolmuştu.
    onun olma ihtimali düşük olsa bile, gene de o herife de
    güvenemezdim. cenk in bu işte parmağı kesin vardı,
    fakat emin olmalıydım. emin olmak için ne gerekirse yapmalıydım.

    "büyünün kimlere yapıldığını görmek istiyorum" dedim,
    "kitabın içerisinde bulacaksın. onu tamamladıktan sonra
    intikam hakkın doğar. fakat unutma ademoğlu, bunu yapacak olan,
    her ne olursa olsun bedelini öder. el mouth, tiejlu bolmouth"
    gibi bir şeyler daha söyledi. ardından gözlerimi açtım,
    kendimi toprağın üstüne yatmış vaziyette buldum. alevler ve mumlar sönmüştü.
    herhangi bir şey yoktu. hemen bütün eşyaları sakladım,
    açtığım yeri geri kapattım. şimdi diğer ayini yaparak,
    bu büyünün kimlere yapıldığını, kimlerin sorumluğu olduğunu
    görecektim. gördükten sonrada bir şekilde bu intikamı alacaktım.
    sakin olmalıydım, düzgün düşünmeliydim.
    aceleye gelmemeliydi. bu vakitten sonra tüm tarikat düşmanımdı.
    ···
  • 0
    satanist hikayemi anlatıyorum
    geri kalanı şöyle anlatayım; sanki
    sürekli ve kuvvetli rüzgarların olduğu bir yerdeyim.
    bütün renkler kırmızı olmuş, her yer yanıyor gibi
    önümde dört tane duman benzeri varlık var. hepsi de
    ateşten gözlerle bana bakıyorlar. ben ise sallanıyordum ve
    buraya kısılıp kalmışım gibi hissediyorum.
    arapça bir sesler geliyor durmadan, ve oldukça korkutucu.
    çünkü hemen yanımdan öylesine rüzgarlar esiyor ki,
    her rüzgarın kendine has bir sesi var sanki.

    "o bu ademoğlu x tarikatına kurban verilmiş.
    karşılığında yeni bedenler kazanabilmek için.
    fakat bu ademoğlu biliyor, anlamış. ve ölmeden önce,
    ölümle oynamış. birilerine büyü yapmış. büyü tutmuyor,
    fakat bozulmuyor da. hala yaşıyor. büyüyü x kabilesine
    bırakmış. yani kendi kabileme. seninle bütünleşirken,
    bu tanışıklığı almışsın. böyle görünüyor olmasındaki sebep
    bu tanışıklıktır." dedi bütünleştiğim varlık.
    ···
  • 0
    satanist hikayemi anlatıyorum
    "buradayım" diye bir ses geldi, fakat bu diğerleri gibi
    değildi. gene beynimin içerisinde hissediyordum sesi.
    ötekiler daha çok rüzgar hışırtısı gibi geliyordu.
    ortamın iyice soğuduğunu hissettim. varlıklar gerçekten
    çok güçlülerdi ve bulundukları ortamı fiziksel olarak
    etkileyebiliyorlardı. "ne istiyorsun" dedi bir tanesi,
    "hakkım olanı" dedim. bir hareketlilik başladı gene.
    ağaçlar arasında gölgeler dolanıyor, bir garip rüzgar esiyor.
    mumlar eskisi gibi değil; normal bir şekilde yanıyorlar.
    pentagram üzeridenden bir kere daha geçtim, "bilmeye hakkım olanı" dedim,
    "bunu kaldıramazsın" dedi alevden olan. "anlat" dedim.
    bir tur daha karmaşa oldu, bir şeylerden çekiniyorlardı.
    "kaldıramayacağım şey ne olabilir" diye salak saçma bir soru daha sordum.
    "masaya bak" dedi, pentagramın üstü buz tutmuş; fakat
    keskin bir ayna gibi. orada ise ırmak ın yüzü var.
    "ırmak ile ne alakası var" dedim,
    "bir ölüm, olmuş. x kabilesinden birilerine kurban.
    sunulmuş birileri tarafından. bir ölüm olmuş."
    ardından acı acı kahkahalar gelmeye başladı.
    "ne kurbanı" dedim,
    "bu ademoğlu birilerine sunulmuş. fakat başka bir şey
    daha var." sol kulağımda baskı hissetmeye başladım.

    anlayamıyordum, ne oluyordu?
    sonra birden ırmak ın tıpkı diğer kızlar gibi
    tarikata kurban verildiği ihtimali aklıma geldi.
    midem bulantı, başım dönmeye başladı. soğuk soğuk
    terliyordum. galiba gene panik atak geçiyordum,
    etraf iyice kararmaya başladı. kendimden geçiyordum resmen.
    "hayır şu anda olmaz, hayır olamaz lütfen lütfen"
    diye kendime yalvarıyordum ama kulağımda ince
    tiz bir ses geldi. gözlerim iyice kaydı,
    garip bir transa giriyordum.
    ···
  • 0
    satanist hikayemi anlatıyorum
    alevler göğe doğru yükseldi, geriye indi.
    parlaklık öyle bir söndü ki, etraf anormal bir
    karanlığa büründü. önümde gene gene erkek bir kadın
    görünümünde yaratıklar vardı. bu sefer betimlemem gerekirse,
    bir tanesi normal vücutlu fakat boynu çok uzun, teni ise
    beyaz/bej arası bir renk. plastikten yapılmış gibi, siyah
    yırtık bir takım giyiyor. göğsünde kırmızı bir çiçek var.
    suratı ise karanlık. bildiğiniz duman vardı sanki. onun yanında
    ufak bir kız çocuğu var, gözleri aşağıya doğru akmış,
    onunda cildi diğeriyle aynı, üstünde ise çamurlanmış beyaz bir
    gelinlik var. saçları süpürge otu gibi.
    diğeri ise çok iri bir adam, fakat kıllı,
    üstünde kıyafet yok, kıllar o kadar çok ki, kesinlikle teni
    görünmeyecek kadar. kafası ise ayı kafasına çok benziyor.
    hepsinin sırtından dumanlar çıkıyor, sanki yoklarmış gibi
    ama bu sefer nefeslerini bile duyabiliyorsun. sanki hemen yanındalar.
    bu ayin diğerinden farklı olduğu için, fiziksel bir şekil
    kazanmışlardı. doğal olarak daha yoğun olarak hissediliyorlardı.
    dört varlık çağırdım, üçü burada, diğeri gene içimdeki varlık
    kendini göstermiyor. seri bir şekilde düşünmeliydim,
    seri hareket etmeliydim ki kimseye yakalanmadan işimi bitirebileyim.

    ateşin biraz gerisine altar masasını koyduğum için,
    yerden kalkıp arkasına geçtim, ellerimi masaya koydum.
    buz gibiydi. daha sonra işaret parmağımla masanın üzerindeki
    pentagramın çizgilerinin üstünden geçtim. ve konuşmaya başladım;
    "cinoğullarından x kabilesinden z, y ve t i çağırıyorum." dedim,
    "buradayız" diye bir ses geldi. "cinoğullarından x kabilesinden,
    benimle bütünleşmiş olanı çağırıyorum" dedim, ses yok.
    hayır olmalı, çünkü o önemli. "neredesin ey içimdeki varlık" diye
    tekrar seslendim gene ses yok. "kendini göster" dedim.
    bu sırada ateş birden alevlendi, ateşin içerisinden
    sanki lavdan yapılmış bir şey fırladı, ama anlatmam gerekirse,
    sanki uzunlamasına bir kertelenkele gibi, sürüngen gibi, elleri var
    geri kalanı seçemiyorsun çünkü komple lav gibi.
    ···
  • 0
    satanist hikayemi anlatıyorum
    evdekilerin buraya gelmeyeceğinden emin olamıyordum,
    ama dediğim gibi buradan ayrılamazdım da. yalnız birisi
    gelirse akıbeti oteldeki adam gibi olacaktı çok büyük
    ihtimalle. burası otelden farklı bir şekilde,
    doğrudan iletişime geçilecek bir yer idi çünkü. orada projeksiyon
    gibi iletişime geçiyorduk. enerjiler üzerinden
    konuşuyorduk/görüşebiliyorduk. fakat burada bu ufak
    ağaçlık alanda, tıpkı o gece kızı bıraktığımız orman varlıkları gibi
    bu dünyaya geçeceklerdi. her ayinde adımı arttırıyordum.
    gece olup, dumansız ay çıkınca, kitaptaki ibranice
    duayı okuyup, dans etmeye başladım. su kaynatan kasenin etrafında,
    afrika yerlileri gibi duayı okuyup dans ediyordum.
    bir noktada, tarikatın mahzeninden çaldığım ufak tozları
    suya katmam gerekti, onları suya katınca su buharının rengi,
    gökkuşağı renklerine dönüşmeye başladı. ben hala dans ediyordum,
    fakat ilginç olan şu ki, duman gibi yoğun olan bu buhar da
    benimle birlikte dans ediyordu. hafif bir rüzgar esti,
    hafif bir ürperti gelince dansı kestim. duanın son kısmını da okuyup
    yerime oturdum. duman da hafifçe suyun içine geri çöktü.

    irin dolu şişeyi kaseye boşaltırken, aynı anda kelebek kanatlarını da
    içine attım. şu anda bir şeyler yoktu. ikinci duaya geçtim.
    malzeme olarak bir takım otlar kaldı. bunları önceden ezmiştim,
    elime ve suratıma sürdüm. ardından elimi bir bıçak yardımıyla keserek
    kasenin içine bir kaç damla kan akıttım. geçen seferki gibi çok değil,
    bu sefer daha az akıttım. duanı sonuna gelmeye yakın,
    gölgelerin geldiğini fark ettim. mumların hepsi olduğundan
    fazla ateş vermeye başladı. kan damlası suyun içinde dağılmadan,
    tek başına duruyordu. son aşama ise bu karışımı
    ateşin içine dökecektim. duayı bitirince,
    elimi kalın bir bezle korumaya aldım, kaseyi ateşin üstünden
    alıp, geriye çekildim ve bütün karışımı ateşin üstüne
    boşalttım. hani kaynar yağ üstüne su dökerseniz
    bir anda duman yükselir haşş diye bağırır ya,
    ona benzer bir görüntü çıktı. alevler yükseldi. gözümü
    çok büyük bir parlaklık aldı. bu sırada geriye doğru sekip
    yere düşmüştüm.
    ···
  • 0
    satanist hikayemi anlatıyorum
    akşam olana kadar normal bir şekilde günü tamamladım.
    ailedekiler ile pek konuşmuyordum zaten, babam ile de
    ilişkimiz iyice gerilmişti. ben de akşam olmasını beklemeye başladım.
    akşam olunca bir ayin daha yapıp, olan biteni öğrenecektim.
    bu sefer bu işin bitmesi gerekiyordu. bir yandan tarikattan da
    bilgi almalıydım. cenk e ulaşmalıydım. polis konusunu konuşmama kararı aldım.
    bir süre daha buralarda takılırsam, kaybolurum diye düşündüm.
    kimseye evimin yerini söylememiştim çünkü.
    üstünkörü biliyorlardı.
    dediğim gibi akşama kadar takıldım boş boş, akşam olunca,
    hafiften hazırlıklara başladım. otel gecesinde,
    bulunduğum ortamın büyük bir etkisi vardı. o oda da,
    çağırmak istediğim varlık ile bağlantılı birisi,
    ki bu ırmak oluyor; ölümü olduğu için
    enerjisini kullanabiliyordum. fakat şimdi alakasız bir yerde
    aynı şekilde ayini tamamlayabilmek adına,
    ortamı hazırlamalıydım. bir yandan da ya geçen seferki gibi
    gazaplarını gösterirlerse ve bu sefer ben yanarsam ya
    bütün evi yakarlarsa, aileme zarar verirlerse diye bir korku geldi.
    ama işte merak kediyi öldürür; her ne olursa olsun
    bu bedeli ödeyerek ayini tamamlayacaktım.

    önce ağaçlığın arkasına geçtim. ağaçların arasında olmamız
    iyi olacaktı. varlıkların böyle kamufle olabileceği,
    doğayla iç içe yerlerde enerjiler yüksek olur.
    boyutlar arası yakınlaşmalar daha kolay sağlanır.
    önce yuvarlak bir alan kazdım, içerisine odunları yerleştirip
    ateşe verdim, etrafına taşlar koyarak; bir ocak oluşturdum.
    bunun üstüne kaseyi koyup su ısıtıp,
    ayini başlatacak olan malzemeleri kullanacaktım.
    dört kutbun her köşesine birer mum yerleştirdim.
    kasenin içerisine su koydum, geceye kadar sürekli su
    koyarak sürekli su kaynatmam gerekiyordu.
    bu gece dolunay vardı ve kitaba göre bu su işleminin
    ayın görünme türüyle bir ilişkisi vardı.
    ···
  • 0
    satanist hikayemi anlatıyorum
    sabaha karşıydı, tahmini olarak sabah ezanından biraz önce
    4 gibi bir şey yani. sokak lambasından başka bir ışık yok.
    kısaca bildiğimiz gece. ama odanın ışıkları falan açık zaten.
    böyle bir boşluğa düşer gibi olursun ya arada, öyle uyandım.
    "ne oluyor amk ya" derken, -yatağım pencerenin hemen altındaydı-
    kafamı kaldırıp sokağa baktım. yaşlı bir dede, öyle dümdüz
    ilerliyor. "ulan bu sabahın köründe mal gibi nereye gidiyor bu"
    dememe kalmadı ki, ayaklarının ters olduğunu gördüm.
    kanım çekildi, sonra bir anda dönüp bana baktı.
    bizim koca evin bütün elektriği bir anda gitti. başıma
    yumruk yemiş gibi hissettim. sanki suratının önünde
    siyah bir duman varmış gibiydi. korkudan kendimi yatağa attım,
    battaniyeyi suratıma kadar çekip geçmesini bekledim.
    o kadar şey görmüş olmama rağmen hala hala korkuyordum.
    hala içimde bir şeyler ölüyordu bunlara. hala ödüm patlıyordu.
    alışamıyordum yahu. alışılmıyordu. tıpkı banyodaki gibi
    ağlama geldi üstüme. gözümü kapatıyorum ırmak ın suratı
    ateşler içinde önüme geliyor. bir yandan ağlıyorum.
    bir yandan nasıl bu hale geldiğimi düşünüyorum.

    ırmak öldü, kemal öldü, bir kız kayıplara karıştı,
    bir çocuk kendini yaktı; otelde birisi daha yandı.
    cenk ortalarda yok, tarikattan birini bayıltıp bağladım,
    polis peşimizde. böyle film sahnesi gibi gelmeye başladı her şey.
    nefes almakta zorlanıyordum; panik atak geçiyordum çünkü,
    ardından dışarıdan köpeğin teki birden acı acı havladı.
    böyle en son zıplayıp bayıldığımı hatırlıyorum.
    sabah - öğle arası bir şeydi. uyandım. elimi yüzümü yıkayıp milletin
    arasına gittim. herkes bana başka bakıyor. evin oğlu değilim artık.
    suratım bembeyaz, gözler mosmor. babam çağırdı odasına.
    dedi uyuşturucu testi yaptıracaksın. güvenmiyorum sana.
    eyvallah diyip kafayı sallayıp çıktım.
    hani taka batarsında, bir noktada dururum sanarsın ya,
    yok duramıyorsun. gitgide batıyorsun.
    ···
  • 0
    satanist hikayemi anlatıyorum
    mekandan kaçtıktan sonra, açık alanda
    ara sokaklara gire gire şehirden mümkün olduğunca
    uzaklaştım. peşimde kimsenin kalmadığından iyice emin olunca
    ki asla emin olamıyordum; tarikat olmasa polis olabilirdi,
    gene de hafif bir tatmin ile ailemin yanına gideceğim otobüse bindim.
    akşam civarıydı eve geldim. okulda derslerin bittiğini,
    kısa süreli bir aramız olduğunu o yüzden eve döndüğümü söyledim.
    evde tek kaldığımı sandıkları için kemal i bilmiyorlardı.
    benim de bütün bu olanları anlatmak gibi bir fikrim yoktu zaten.
    akşam yemek yedik, oturduk. çok yorgundum. elimdeki poşettede
    eşyalarım var diyerek odama yığmıştım. kesinlikle
    tanık olmamaları lazımdı. bizim ev çiftlik tarzıydı;
    arkasında çok çok büyük olmasada, büyükçe bir ağaçlık alan vardı.
    vakit bulunca dolaşıcam ayağına oraya çıkıp,
    kitapla masayı oraya bir yere bıraktım. ayini burada tamamlayacaktım.
    eve geri döndüm, gece yarısıydı. bir duş alıp, o gün uyumayı planlıyordum.
    herkes sırasıyla yattı, bende duşa girdim.
    başta herhangi bir şey yok; sanki yıllardır ilk defa duş alıyormuşum
    kirimi üstümden atıyormuşum gibi geliyordu.
    daha sonra suyu kıstım, duşun olduğu yerde duvarda
    ufak bir havalandırma kısmı var. oradan boğuk bir ses geliyor.
    rüzgarlı günlerde uğultu olurdu ama bu daha çok ritmik.

    kulağımı oraya verip ne olduğunu anlamaya çalıştım.
    ibranice bir şeyler; daha çok ezana benziyor. çok boğuk bir
    kız çocuğu okuyor sürekli. kendimi geriye attım kabinin
    perdesine çarptım. kanım çekilmişti. bir türlü bu olanlara
    alışamıyordum. tanık oluyordum ama hala çok korkuyordum.
    şampuanlı şampuanlı ağlamaya başladım. ses ince bir
    kahkahaya döndü. benimle alay ediyorlardı sanki.
    bir ara ses yaklaşır gibi olunca, hızlıca toparlanıp
    odama gittim, ışıkların hepsini açtım.
    tv vardı onu açtım, kısaca gündüzü mümkün mertebe yaşatmaya çalışıyorum.
    uyuyamıyordum. ki bir ara kendimden geçmişim artık.
    ···
  • +1
    satanist hikayemi anlatıyorum
    gerilip kapıya omuzla girdim. kırıldı direkt kilit
    yerinden. girişten bir tane poşet aldım.
    hemen başladım aranmaya. arka tarafa doğru gittim,
    hayvan gibi büyük bir yer. eskiden muhtemelen kütüphane imiş burası.
    arkalarda masaların olduğu kısmı gördüm, hemen bir masa aldım.
    onun sol tarafında bir sürü kitap var. çoğuda birbirine benziyor.
    o tarafa doğru yürüyünce, havanın garip bir şekilde
    soğuk olduğunu hissettim. hangi kitabı almalıydım peki?
    hiçbiri hakkında bilgim yoktu ki. durdum derin bir nefes aldım,
    elimi kitaplar üstünde gezdirmeye başladım. orta raflarda
    bir kitap üzerinde tanıdık bir his belirdi. sanki bir
    arkadaşın tenine dokunur gibi. hani nasıl anlatsam,
    ciddi ciddi onun farklı bir obje olduğunu anlayacak
    tarzda bir his. sanırım bu diyip onuda aldım.
    içimde gene tamahkarlık kabarmaya başladı. böyle bilinçsizce
    aç hayvanlar gibi etrafa saldırıp, bana neyin lazım olduğunu
    hissettiğim şey varsa, onları almaya başladım.
    irin dolu bir şişe, kelebek kanatları, garip bir toza benzer bir şey,
    bir takım otlar. bir tane de kalaylı bir kase.
    yavaştan sakinleşmeye başladım, çıkışa yöneldim.
    bir baktım ki karşımda bir herif. ama böyle dümdüz duruyor.

    içeride bir dakika sessizlik oldu,
    istemsizce herifin üstüne atladım. direkt uçtum bunun üstüne,
    bu tutup duvara attı beni. kapışıyoruz artık herifle
    geri dönüş yok benim bu herifi buraya gömmem lazım.
    tam bağıracak gibi oldu tekrar abandım üstüne,
    yere düşürdüm herifi. başladım yumruklamaya,
    ama böyle nasıl vuruyorum. kaldırdım herifi, karnına yumruk attım,
    artık iyice kendinden geçer gibiydi, eğilince dizi de çıkardım.
    geriye düşüp bayıldı. hemen ipe benzer bir şeyler buldum,
    elini ayağını ağzını bağladım, sonra mahzenin en arkasındaki
    kolonlardan birine daha bağladım bunu. hemen basıp kaçtım.
    ···
  • +1
    satanist hikayemi anlatıyorum
    neyse şehir içinde olduğum için, otobüs falan
    bir şekilde bizim barın olduğu sokağa geri geldim.
    amacım o sahte hediyelik eşya dükkanına gidip,
    arka tarafa geçip malzeme odasından malzemeleri almak.
    ama muhtemelen polis yüzünden kapalıdır. fakat alttaki mahzende
    insanlar olma ihtimali yüksek. her ne kadar hiçbir sefer
    kimseyi görmeme rağmen, bu sefer habersiz geldiğimiz için
    birilerini görebilirdim. tabi işin kötüsü onların beni görmesi olurdu.
    heriflerde şaka olmadığını yavaş yavaş kavrıyordum aslında.
    o kadar ayin vs ile hep nedense bir oyunmuş gibi geliyordu.
    ama korkumdan çok içimde tamahkarlık vardı.
    "almalıyım, alabilirim. benim hakkım onlar. güce ulaşmak için
    bunlara ihtiyacım var" diyordum. o sırada sokağa girdim,
    ilerledim dükkanın önüne geldim. dükkan kapalı. önünde kepenk falan yok.
    içeriye iyice baktım. kimse yok ortalıkta. arnavut kaldırım, yerden
    bir taş söktüm, vurdum cdıbını indirdim dükkanın. hayvan gibi ses geldi.

    ama arada bir yerde. herhalde kimse duymamıştır falan diyorum.
    pekde umursamadım aslında, kafamda o an sadece malzemeleri alıp eve dönmek var.
    girdim içeriye, hemen kasanın arkasındaki yere gittim. herif halı atmış.
    kaldırdım altında duruyor kapı ama üstünde asma kilit var.
    taşı aldım hemen yerden, vurup kırdım kilidi. bu sırada
    hayvan gibi ses yapmışımdır herhalde. bir yandan da diyorum
    ulan dışarıyı boşver ya içeriden duyarlarsa.
    neyse ya bir şey olmaz falan diyorum hemen peşinden,
    kaldırdım tahtayı indim aşağıya. meşale yakayım mı diye düşündüm,
    iyice dikkat çekerim diye vazgeçtim. bir olduğum yerde,
    birde ucunda ışık var tünelin. ortası zifiri karanlık.
    zaten havadan çok kükürt koyuyor içerisi.
    dümdüz ve yavaş adımlarla ilerledim karanlıkta,
    en soldaki kapıydı hatırladığım kadarıyla,
    elimi attım anahtar lazım. sövmeye başladım olduğum yerde,
    ama içeriden tek bir ses dahi gelmiyor. herhalde kimse yok diye
    düşünmeye başladım.
    ···
  • +1
    satanist hikayemi anlatıyorum
    tam o sırada, yanımda bir kamyon şoförü durdu.
    "nereye gidiyorsun kardeşim" dedi, böyle rüyadan uyanmış gibi
    yalyapaladım, "abi şehre gidiyorum atar mısın" dedim.
    herif beni yakından görünce pişman oldu belli ki,
    "bin atarım" dedi. ama bir elinde levye var. göstere göstere
    kucağına almış herif. "bir şey yaparsan belanı giberim"
    şeklinde davranıyor falan. neyse bindim, yavaş yavaş gidiyoruz.
    bu herif sıkılmış olacak ki başladı oğlunu kızını anlatmaya,
    "işte bizim kızda allah izin verirse öss yi kazanacak,
    oğlum allah izin verirse okula girecek. allah izin verirse
    şöyle olacak, böyle olacak" bunu net hatırlıyorum, adam sürekli
    allah adını anarak konuşuyor. şehre yeni girdik girmedik,
    herife doğru döndüm; "tanrı insanlara yardım etmez" dedim.
    adam birden susup döndü bana. baştan aşağıya şöyle bir baktı.
    bende kafayı yan çevirmişim, sapıklar gibi herife bakıyorum.

    bu böyle tarttı beni kafasını eyvallah diye salladı.
    geri kalan yol boyunca sustuk. normalde insanları böyle asla kırmam.
    çünkü inanç, bazıları için bir gereksinimdir ve oyuna gelmez.
    ama işte hikayede hep söylediğim gibi, kontrolsüz bir şekilde
    ağzımdan fırlıyordu bunlar. giderek daha fazla kontrolü kaybediyordum.
    hani içki içerken, hafif hafif parmak uçlarınız uyuşur,
    daha "derinden", bir perdenin arkasından bakmaya başlarsınız,
    her şeyin farkındasınızdır ama kontrol sanki başkasında olur ve
    en kötüsü kontrolün bir zamanlar sizde olduğunu bilirsiniz ya,
    aynen öyle hissediyordum. daha derinlerde bunların ben olmadığımı
    biliyordum ama bembeyaz suratım korku filmlerinden fırlamış gibi,
    başka suretlere kayıyordu. elimle suratımı yokladım,
    aynadan kendime baktım. böyle acayip acayip hareketler yapmaya başladım kısaca.
    "ulan bu ben miyim, neler oluyor lan bana" falan diyorum içimden,
    herifde iyice kıllandı, "seni burada indiriyim ben dönücem şuradan" falan dedi,
    teşekkür bile etmeden indim araçtan. herif de dümdüz devam etti.

    edit; düzeltme.
    ···
  • +1
    satanist hikayemi anlatıyorum
    eve dönmeye karar vermiştim. herkesten saklanacak;
    bir yandan da çareler bulacaktım. polis ile pek
    sıkıntı çıkacağını sanmıyordum fakat tarikat
    özellikle bu soruşturma nedeniyle peşime düşecekti.
    muhtemelen olanlar cenk in kulağına gidecekti.
    eve dönmek için otobüse bindim. bildiğiniz gibi yol
    en az iki saatlik bir yol. yavaş yavaş giderken,
    bir yandan da ne yapabileceğimi, varlıklar ile
    nasıl iletişime geçebileceğimi düşünüyordum.
    kitap ile masaya sahip olursam aslında her şeyi yapabilirdim.
    malzemelerim ekgibti ama onlarıda bir şekilde tamamlardım.
    otobüs ile yaklaşık bir saat gittikten sonra,
    içimde gene garip bir his uyanmaya başladı.
    "lan aptal mısın tek başına ne yapacaksın,
    sanki bir şey yapmaya gücün yetecek. olm tek başına
    yapamazsın. kitap ve masaya sahip olmalısın.
    gerçek gücüne ancak öyle ulaşabilirsin.
    hemen şimdi otobüsten inmeyelim, yoldan bir şekilde
    geriye dönüp dükkana gitmeliyim. malzemelerimi
    tamamlamalıyım. varlıklar ile ancak öyle iletişime geçebilirim.
    gerçek güce herkesten ayrı bir şekilde kavuşup,
    herkesi kendime muhtaç hale getirebilirim. cenk şerefsizini
    bu şekilde ekarte edebilirim."
    ama bunlar beynimin içinde yankılanan bir ses gibi,
    içimdeki varlıktan geldiğini biliyorum;
    gene de bütün sözler benim sözlerimmiş gibi.
    sanki bütün kontrol bendeymiş gibi. otobüs
    bir, bir buçuk saat gitti gitmedi, otobanda durdurup
    indim. öğleden sonra gibi bir saat. indiğim yer ise
    kızı bıraktığımız ormanların devamı olan ormanlar.
    arkama doğru döndüm ormana bakıyorum,
    ayaklarım içeriye girmek istiyor.
    "her şeyi boşver ya da,
    bırak git ormana. orada mutlu olucam. mutlu olabilirim.
    beni gerçekten sevenlerin arasında olabilirim."
    ···
  • +1
    satanist hikayemi anlatıyorum
    bu gece devam edeceğiz.
    ···
  • 0
    satanist hikayemi anlatıyorum
    gene mal mal beklerken, sabaha karşıydı sanırım;
    avukatım geldi. içeriye aldılar. herif belli ki
    zorla kalkmış gelmiş. "hemen halledelim benim işim
    gücüm var" dedi gelir gelmez. belli gönülsüz, zorla
    gelmiş. dosyayı açtı baktı, göz gezdirdi.
    "seni gözaltına aldılar, sorgu bitince salacaklar.
    kamera kayıtlarını yarın getirirler. merak etme bu durumda
    daha fazla içeride tutamazlar. ama benden sana öneri
    bunlar gerçekse çok büyük bir hatanın içine
    düşmüşsün. onlar sana gelecek veremez, elbet polise yakalanacaklar.
    çok büyük bir dava için hazırlanıyorlar belli ki. ne biliyorsan
    atlat ve kurtar kendini. daha yaşın genç" dedi.
    ama herif ezberlemiş gibi. ulan satanist tarikat; adam kesiyor,
    büyü yapıyor, örgüt kuruyor. önünde angiblopedi gibi dosya var,
    herifte gram heyecan, korku, başka bir his yok. ezberden
    konuşuyor işte. "benim alakam yok örgütle falan,
    kemal üyesiymiş herhalde benimde üstüme kaldı" dedim.
    "sen bilirsin" dedi. çıktı gitti.
    sabah olunca, ilk iş savcıya zütürdüler.
    aynı verdiğim ifadeyi, kemalin sevgilisi kısmını biraz
    değiştirerek verdim. biraz daha bekledim, daha sonra
    salındım. işte normal prosedür, şehir dışına çıkma,
    çağırınca gel bilmem ne. he he çekip kurtuldum ellerinden.

    daha şimdi çok daha büyük bir boşluktayım.
    eve geri dönemem, tarikata gidemem. polis tarikatın peşine
    düşecek. buradan kaçamam, dün ki düşündüğüm gibi
    ormana falan gitmem. en iyisi ailemin yanına gitmek.
    bir süre orada takılırım. kendime izin verdim derim.
    bu sırada da varlıklarla iletişime geçmek için
    başka yollar ararım. evet en iyisi bu. diyip
    eve dönmeye karar verdim.
    ···
  • 0
    satanist hikayemi anlatıyorum
    bunları görünce iyice şok geçirdim. adamlar
    tarikatın zaten varolduğunu biliyorlarmış. muhtemelen
    daha önceki cinayetlerden birisi öttü herhalde.
    ama hala nasıl açık kalmalarına izin veriyorlar anlamadım.
    "benim bu tarikat ile bir alakam yok." dedim.
    "masa ve kitabı, içeriye girince fark ettim, ne olduğuna görmek için
    açıp baktım. garip garip bir şeyler. dediğim gibi kemal
    içine kapanık birisiydi. benimle böyle şeyler varsa bile
    paylaşmazdı"

    "bırak bu oyunları" dedi. ben burada diyanetten bir uzman var,
    biz ikna edemiyorsak o etsin seni. burada cinayet işleniyor,
    masum insanlara zarar veriyorlar. örgüt kurma, cinayet,
    tecavüz, hırsızlık, adam kaçırma, bilmem ne bilmem ne.
    bütün bunlar üstüne kalır yakma kendini" dedi.
    o sırada diyanetten gelen hoca, başladı kurandan bir şeyler okumaya.
    lan ne alaka diyorum kendime, bir yandan içimden gülme geldi,
    ama olur ya hani gülmek için gülersiniz. öyle gülmeye başladım.
    hoca okuyor ben gülüyorum, hoca okuyor ben gülüyorum.
    en son dedi işte kurtuluşa erenler hak yolunu bulanlardır falan.
    ya hoca bırak traşı dedim istemsizce. o anda diğer polis gelip
    kafama bir geçirdi ki; aklım çıktı o derece. "iyi polis kötü polis
    ha iyiymiş valla ben filmlerde var sanırdım" dedim. ama bunları
    ben söylemiyorum, içimden geliyor öylece çıkıyor.
    öteki polis birden; "biz de öyle bir şey yok. burada herkes sana
    karşı. kötü polis kötü polis yani" dedi. öyle diyince korkmadım değil.
    "cinayeti ben işlemedim, her türlü kanıtımda var. oteldeydim,
    kamera kayıtları illaki vardır bulun onları" dedim.

    imam tekrar başladı; "oğlum günah işliyorsunuz hak yoluna dönün,
    bu kadar insanın vebali üstünedir. tövbe et hak yoluna dön.
    ne olacağını kimse bilemez"

    "ee çekin be şunu gözümün önünden" dedim. daha sonra
    imamı çıkarttılar. bunlar köşede biraz daha konuştu.
    daha sonra çıktılar.
    ···
  • 0
    satanist hikayemi anlatıyorum
    "evi araştırdık, bir masa ile bir kitap bulduk.
    çocuğun cesedi adli tıpta araştırılmış. ilk bulgulara göre
    boğaz çevresinde kükürt bulunmuş. evin içeriside kokuyordu zaten.
    ifadene bakıyorum, orada da sevgilisi vardı ama tanışmadım
    demişsin, daha sonra onun hakkında huurydu demişsin.
    darp ettikten sonra odayı üstüme kilitledi demişsin,
    ama anahtarı dışarıda bulduk" dedi.

    o anda her yerimin iyice ısındığını hissettim. ama
    böyle diyorum içimden, sona geldik ad gloriam,
    sıçtın resmen. burada son bulacak her şey.
    bu yaşta içeriye gireceksin. daha bir sürü cinayet
    var, hepsini üstüne yıkacaklar. ne yaptım ben?
    nasıl bu hale geldim. ama ağlamamak için
    kendimi zor tutuyorum. resmen hayatım gözlerimin önünde kayıyor.

    "bu konuda ne diyeceksin?" dedi.
    "masa ile kitapları bilmiyorum. kükürtten de haberim yok.
    evin içeriside geldiğim de öyleydi zaten. sevgilisi için
    duyduklarım hakkında öyle söylemiştim. çok az
    arada anlatırdı. zaten depresyona girme sebebi de bu kız" diyebildim.

    herif önce bir durdu daha sonra başladı;

    "oğlum daha çok gençsin. araştırdık, bir olayın yokmuş.
    sen bunlara nasıl bulaştın?" dedi.
    "neye" diyebildim.
    "her şeyi biliyoruz. bir örgüt var bunların arkasında.
    satanist olduklarını idda edip insan kurban veriyorlar.
    al bak" dedi önüme bir kaç dosya attı.
    beş altı farklı dosya var. açtım; aşkın ın cinayeti.
    o garip kızın kaybolması ve tabi ki ırmak ın intiharı.
    ···
  • 0
    satanist hikayemi anlatıyorum
    bir yarım saat olmadı ki, içeriye eve gelen polisler
    ve onların amiri girdi. beni alıp alt kattaki bir
    nezarethaneye attılar. bir kaç saat öylece oturdum.
    gitmeme izin vermiyorlardı. böylece mal mal oturdum.
    bir yandan da düşünüp duruyorum, eşyaları kesin bulacaklar.
    ne diyeceğim ben bunlara? ya ifadenin kolpa olduğunu anlarlarsa,
    ki anlayacaklar. nasıl savunacağım kendimi? otelde
    herhangi bir kayıtta bırakmadım. ama kamera falan vardır
    diye umup, kendimi rahatlamaya çalışıyorum.
    gece oldu. bir kaç polis gelip beni çıkarttılar.
    merkez büroya gideceğiz dediler. karga tulumba
    bir arabaya bindirip, merkeze zütürdüler. öteki karakol ufak
    mahalle karakoluydu. burası bildiğimiz, dizilerdeki gibi
    kocaman bir yer. cinayet şubeye getirdiler. ifadeni tekrar alıcaz
    dediler. bir kere daha verdim. savcı gelecek dediler.
    amir bizim peşimizden gelmiş. o gelince beni sorgu odasına aldılar.
    ifademi alıyorlardı, daha sonra sorguya çekiyorlardı.
    bunu başta oldukça garipsedim ama, adamların olayı farklı.

    içeri girdim oturuyorum, klagib filmlerdeki gibi
    basık ufacık oda, bir masa, bir ışık. amir çıkın siz dedi.
    az biraz öylece bekledik. sesimi hiç çıkartmıyordum.
    biraz zaman geçti, başka bir sivil görünümlü kişi daha geldi.
    yanında ise bildiğimiz cami hocası. kendini tanıttı;
    diyanetten geliyormuş. herifi görünce içimde gereksiz bir nefret
    yükseldi. ama öyle böyle değil yani "bu ne arıyor burada"
    dedim. "merak etme bir şey yok" dediler.
    ardından sorgu başladı.
    ···
  • 0
    satanist hikayemi anlatıyorum
    ben ifadeyi verdikten sonra, sizi
    biraz daha bekleteceğiz dediler. bu sırada
    bir avukatınız var mı diye sordular.
    belli ki birinci zanlı bendim. salmıyorlardı çünkü.
    aslında babamı arasam hemen bir avukat ayarlayıp beni
    dakikasında çıkarabilirdi ama kesinlikle öğrenmemeleri
    lazımdı. ne diyecektim ki hem? "satanist tarikata üye oldum
    arkadaşımı bir varlık öldürdü, ben müdahale edemedim
    çünkü o sırada yangın çıkan bir otelde başka varlıklar
    ile konuşup, ırmak ın intiharını mı araştırıyorum" diyecektim?
    avukatım yok diyince, biz size ayarlayalım o zaman dediler.
    akşam civarıydı. o sırada başka bir polis daha gelip
    önümdeki polisin kulağına bir şeyler söyledi.
    herif dönüp bana baktı. içimden o anda artık buraya kadarmış dedim.
    şu vakitten sonra salınsam bile, tarikat peşime düşecekti.
    onların da hiç şakası yoktu ayrıca.

    hadi onlardan kaçtım; polisten nasıl kaçacaktım?
    hayatım boyunca komple kaçak olarak yaşamam gerecekti.
    tam bu sırada içimde, ormana, o kızı bıraktığımız
    yere gitmek geldi. ama nasıl söyleyeyim size, o anda bunun
    çok mantıklı olduğunu düşünmeye başladım. bir çıkabilirsem,
    ilk otobüsle, hatta bırak otobüsü direkt taksi tutarak
    ormana kaçabilirdim. orada varlıklar bana sahip çıkardı.
    hem beni tanıyacaklardı, içimde onlardan olan başka bir
    varlık daha vardı. etraf gittikçe bir perdenin
    arkasından bakıyormuşcasına rüyalaşmaya başladı.
    kontrolümü kaybediyordum ama bu panik atak gibi değil,
    sanki bir rüyadayım, ben geriye doğru çekiliyorum.
    hemen ellerimi kaldırıp onlara bakmaya başladım,
    konsantre olmaya çalışıyordum. yanıma bir polis
    geldi. "yoksunluk mu çekiyorsun?" dedi,
    "ne, nasıl yani" diyebilirdim.
    beni iyice uyuşturucu bağımlısı sanıyorlardı.
    ···
  • 0
    satanist hikayemi anlatıyorum
    bu gecelik yeter arkadaşlar,
    dışarı çıkıp sabahı beklemem gerekiyor.
    iyi geceler.
    ···
  • daha çok