0
Evet panpalar, tereddüt ve kaybetme korkusunun dıbına koyiyim.Ne zaman değer verdiğim insan için saatlerce kafamda mahkeme yapıp, oluşturduğum (bana göre) o mükemmel ve tüm sorunların anahtarı olan konuşmayı yapıcak olsam kelimeler gibtir olup gidiyo ve öfkeli bi saçmalama alıyo yerini.Bi şekilde üste çıkıyorum eyvallah ama ya bişeyleri gibip atarak yada samimiyeti biraz yıkarak.
Çocukluğumdan beri yaşadıklarımın ve çevremin etkisinde kaldıgımı biliyorum, çünkü; birine ilan-ı aşk ettiğinde reddedilirsen dalga geçilir, özür dilersen yavşak denir, karşında ki hata yapınca yapıcı davranılmaz, davranırsan %80 zütü omuz seviyesinde cevap verir karşında ki ve kavga etmek zorunda kalırsın.
iki saat önce konuştuğum ve değer verdiğim kız için kıskançlık krizlerine girdiğim anlarda kafamda bir mahkemeye başlamıştım.Bu yaklaşık bir saat sürdü ve yine o mükemmel konuşmamı yapmak için telefona sarıldım fakat iki yada üç cümlesi hariç konuşmayı çok farklı yerlere gidicek şekilde yapınca ardı arkası kesilmiycek bi tartışmaya sürüklendik ve yüz yüze konuşmanın doğru olduğuna karar verdik. Kıl payı kızı kaybetmeden bi konusma fırsatı yakaladım şans eseri.
Özet geç bin diyecekler için: Birine söylemek istediklerinizi tümüne yakın aklınızdan ne geçerse söyleyin. Kendinizi ifade edin en doğru şekilde karşınızda ki en azından sizinle anlaşıcak kadar anlar sizi. Anlamazsa da bunun tam tersini yaptığınız da zaten kötü son kaçınılmaz olduğu için bu şekilde aranız bozulsa bile hata yapmamış olmanız size yeni bi kafaya takıcak sorun doğurmamış olur.
Tavsıyelere açığım bu sorunu aşabilme adına.