- 0 / 0 / 439 entry
- 0 başlık
- 2.56 incipuan
571 632 1071 1453 1963 1986 analtıncı nesil silik
-
0
taksim meydanında sabit duran arkadaşıma yardim
@1 ünlü oyuncu ruken demirermiş beyler
amlıymış amk..
haber linki http://www.hurriyet.com.tr/gundem/23530185.asp
Öte yandan Twitter'dan açıklama yapan oyuncu Ruken Demirer 'Duran Adam'ın kendi ev arkadaşı olduğunu, eylemin 1 ay süreceğini, akşamları üç saatliğine kandisinin eylemi devralacağını iddia etti.
Demirer ayrıca Duran Adam'ın çantasında su ve bisküvi olduğunu belirterek yarın için bisküvi bırakılmasını rica etti. -
0
beyler sözlükteki mal adamı twitterda
#maladam tabelasıyla trend topige sokuyoruz ve gibertme yapıyoruz.. -
0
ben polisim orospu çocukları gelin konuşun
@1 gibtir et sen reyiz bu onyargili ergen picleri.. Bunlar, sizin haleti ruhiyetinizden anlar mi zannediyorsun? Yat uyu, dinlenmene bak. -
0
makarnayla alakası yok beyler bu işin
@1 sorduklarinda tepki alacaklarindan akpliyim demz tabi amk.. Bana sor ama sonuna kadar akpliyim..
Bi de senin tarzinda cok insan var.. Cumlelerine baslarken hep akpli degilim ama diye baslar.. Korkmayin olm kime ne amk sizin ideolojilerinizden.. En fazla kuufur eder picler..
Gelelim %50 kismina.. Temmuz 11 secimlerinde 41 milyon kusuratinda insan oy kullanmistir.. Hatirlar misin bilmiyorum ama secim tarihi yukarida da belirttigim gibi yaz ayina denk geldigi icin insanlar tatilde oldugundan yaklagib 10-15 milyon civarinda insanda oy kullanmamistir. Oy kullanan 41 milyon insanin yaklagib 20 milyonu akp yw oy atttigindan oylarin %50 lik kismini almistir.. -
0
tanrı hakkında konuşalım biraz
Bi defa tanri ile allah arasindaki farki bilip oyle konusmak isteyeceksin amk ergeni -
0
1 milyon kişi topladık
ulan işiniz gücünüz yok bunlarla mı ugraşıyor sunuz amk ergenleri.. kiin çükü daha büyük hesabı.. bi gibtirin gidin la. -
0
türkiyede böyle insanlar olduğundan utanıyorum
bunA Bile yalan diyorsanız sizin beyin dagarcıgınızın tee dıbına koyim huur evlatları..
daha düne kadar bu ülkede ikna odaları yok muydu? üniversitelere girişte polisler, başörtülü kızların saçlarından tutup dışarıya atmıyor muydu? sizinle aynı havayı teneffüs ettiğim için kendimden utanıyorum soysuz binler. -
-2
türkiyede böyle insanlar olduğundan utanıyorum
@3 al huur evladı haberin linki.. kadınla röportaj yapılmış bin.
http://www.haber7.com/gun...en-o-anne-dehseti-anlatti -
-1
türkiyede böyle insanlar olduğundan utanıyorum
iNFiALE SEBEP OLUR DiYE iÇiMiZ KAN AĞLAYARAK SUSMAYI TERCiH ETTiK
Öfkemize sahip çıktık. Evlerinde oturup ‘Koşun! Taksim'de, Hatay'da, izmir'de, Beşiktaş'ta, kan gövdeyi zütürüyor. Polis masum insanlara şiddet uyguluyor!" vesaire vesaire diyerek sosyal medyadan çığırtanlık yapanlara televizyonlara çıkıp ‘Erdoğan diktatörleşti, diktatöre karşı sokaklara dökülüyoruz' diyenlere rağmen sustuk.
Gezi'deki gençleri arkasına alan gözü dönmüşlere rağmen sustuk. Çünkü o gözü dönmüşlerin, ülkeyi kaosa sürüklemek adına o gençlerden birkaçını dahi hiç acımadan öldürebileceğini gördük ve ÜLKEDE BiR iNFiAL OLMASIN DiYEREK SUSTUK.
Susmak, konuşamamak ne zormuş Rabbim diyerek sustuk hem de...
Nihayet...
Salı günü Başbakan Erdoğan AK Parti grup toplantısında ‘Çok önemli bir yakınımın gelinini yerlerde sürüklediler' deyince yeniden ağlamaya başladım. Geçen hafta Abdülkadir Selvi'yle telefonda konuşmuştuk. Sarsıla sarsıla ağladığımı hatırlıyorum. Abdülkadir ‘Elif yazılması lazım yazmalısın!' dediğinde ‘Bu iğrençlik nasıl yazılabilir, nasıl kağıda dökülebilir ki... Ya başka kötü şeylerde olursa' deyip susmamız gerektiğini söylemiştim.
Zira gazetemin yöneticileriyle birlikte ‘Bu dönemde sakin olalım. Gezi Parkı'nda gerçekten samimi gençler ve insanlar var.
Susmak zor. Ama bir infiale sebep olur!" kararı almıştık. Gerek Gezi Parkı eylemlerinin arkasında başka oyunların olduğunu anlatabilmek adına gerekse de Erdoğanfobiklerin gözünün ne kadar dönmüşlüğünü anlatabilmek adına, kimlik deşifresi yapılmadan ve oldukça makul bir dil kullanarak ‘genç bir anne ve altı aylık bebeği' kodlamasıyla sosyal medyada yazıldı.
Gezi Parkı eylemleri süresince açılan binlerce feyk hesap üzerinden ve Gezi provokatörlerince, arkadaşım Halime Kökce, ben ve ‘anne bebeği' haberini twetter'den reetwet yapanlara ağza alınmayacak küfürler savruldu.
Elbette yaşanan hadiseye inanamayanlar hatta bunun bir ‘karşı savunma ve internet efsanesi' olduğunu söyleyen arkadaşlarımız da çıktı.
Başbakan Erdoğan'ın AK Parti grup toplantısından sonra Abdülkadir Selvi ‘Başbakanın sözünü ettiği gelin' başlığıyla köşesinde yazabildiği kadarını kaleme aldı. Görünen o ki ‘insanın kanını donduracak kadar korkunç onlar utanmıyorsa biz niye utanalım yazılmalı' diyen Abdülkadir Selvi de bazı şeyleri açıkça yazmaktan haya etmiş.
Abdülkadir'in yazısından sonra telefonlarım susmak bilmedi."
KAYINPEDERi: BEBEĞiYLE HIRPALANDI
Başbakan'ın "yakın arkadaşım" dediği Z.D'nin kayınpederi belediye başkanı da Radikal'den Ömer Erbil'e konuştu:
Başbakan Tayyip Erdoğan , salı günü grup toplantısında Gezi Parkı olaylarına değinirken, "Çok önemli bir yakınımın gelinini yerlerde sürüklediler" dedi. Geçen hafta başörtülü birinin hakarete maruz kaldığı ve yerlerde sürüklendiği yönünde bize bir duyum geldi. Konu kısmen Twitter'da bir iddia olarak dile getirildi. Hakarete maruz kalan ismin istanbul 'da bir ilçe belediye başkanının gelini olduğunu öğrendik. Radikal olarak iddianın üzerine gittik. Başkan'a ulaştık, konuşmayacağını söyledi. Taraflardan teyit alamadığımız için böylesine ciddi bir iddiayı sayfalarımıza taşımadık.
Yenişafak gazetesinden Abdulkadir Selvi dün köşesinde konuyu gündeme getirince bir kez daha başkanın kapısını çaldık. Başkan günlerdir konuşmuyor. infialden korkuyor. Bir yandan da pgibolojisi bozulmuş oğlu ve gelinini düşünüyor. ismini veremeyeceğimiz o belediye başkanı ile makamında dün buluştuk. "Geçmiş olsun başkanım" diye söze girdim. Karşılığı ise "O da nereden çıktı" oldu. "Başkanım ortada ciddi bir iddia var, doğrusunu sizden duymaya geldim. Aile haklarınıza saygı duyuyor, yaşadığınız hadiseyi isminizi vermeden yazmak istiyorum, Başbakan dile getirince bu hadise nasılsa ortaya çıkar" dedim. Başkan söze "Çok kötü hadiseler olmasından korkuyoruz" diyerek başladı. Olayların bir çevre eylemi olmaktan çıkıp hükümeti devirmeye dönüştüğünü söyledi. Sonra konu malum olaya geldi. Başkan, gözleri dolarak anlatmaya başladı:
"Gelinim Adalar'dan Kabataş'taki iskeleye gelmiş. Oğlum arayıp ‘Trafiğin içindeyim yolun karşısına geç' demiş. iskeleden karşıya geçerken bir anda bir grup göstericinin sözlü ve fiziki tacizine uğramış. Hiç karşılık vermemiş. Buna rağmen başörtüsü çekilmiş, bebek arabası sarsılarak hırpalanmaya başlamış. Yerde tekmelenmiş. Gelinim o kargaşada bir ara bebeğini kaybetmiş. Onu bulmaya çalışmış. Vücudu morluklar içinde. Altı aylık bebeğin elleri, kolları çizik içinde. Bebekten ne istediler? O sırada yolun karşısında türbanlı bir kıza ve babasına da saldırmışlar. Oğlum trafikte olduğundan olaylar bittikten sonra ulaşabilmiş. Savcılığa şikâyette bulunduk. Savcı bey de bizim ifademize henüz müracaat etmedi. Olayın travmatik tarafını çocuklar atlatmaya çalışıyor. Sayın Başbakanım arayıp geçmiş olsun dileklerini iletti. Nikâh şahitliğini kendileri yapmıştı. Başbakan'la dostluğumuz uzun yıllara dayanır. Mesele benim gelinim ya da AK Partili birine yapılması değil. Kime yapılsa aynı tepkiyi gösteririz. Vali Bey ve Emniyet Müdürümüz de arayıp geçmiş olsun dileklerini ilettiler. Sorumluların yakalanacağını düşünüyorum."
MOBESE'den savcılığa
Başkana olaya ilişkin bir görüntü olup olmadığını sordum. "Benim izlediğim bir görüntü yok" cevabını verdi.
Diğer yandan soruşturma dosyası genel soruşturma bürosundan özel soruşturma bürosuna gönderildi. Soruşturma, eski özel yetkili mahkemeler savcısı Rasim Işık Altın tarafından yürütülüyor. Dosyaya henüz MOBESE görüntülerinin gelmediği, bunun için istanbul Emniyet Müdürlüğü'ne önceki gün yazı gittiği öğrenildi. Şikâyetçi Z. D'nin ifadesinde olayın saat 20.00'de gerçekleştiği, başından sürüklendiği, başörtüsünün çekildiği, tokat atıldığı, yere düşünce tekme vurulduğu, darp raporu olduğu bilgileri yer aldı. Şüpheliler hakkında hakaret ile yaralamadan dava açılmasının istendiği belirlendi.
Z.D.'ye saldırının olduğu Kabataş iskelesi ve çevresinde beş MOBESE kamerası var. Görüntüler istanbul Emniyeti'nde özel bir odada kayıt altına alınıyor. Savcılığın isteği doğrultusunda olay gününe ait kayıtlar savcılığa iletilecek.
Selvi ne yazmıştı?
"istanbul'da büyük bir ilçe belediye başkanının gelini Z.D. 1 Haziran Cumartesi sabahı arkadaşlarıyla Adalar'a gidiyor. Yanında bebeği var. Akşam vapuruyla Adalar'dan döndükten sonra, Kabataş iskelesi'nden kocasını arıyor. Eşi, Kabataş iskelesi'nin karşısına geçip beklemesini, almaya geldiğini söylüyor. Kabataş iskelesi'nin karşısına geçerken bir grup eylemciyi görüyor. Bunların Gezi eylemcileri olduğunu fark ediyor, hatta çevre ve ağaç eylemi yaptıkları için de en ufak bir rahatsızlık hissetmiyor. Ama ne oluyorsa o sırada oluyor. Grubun içinden birkaç kadın, ‘Tayyip'in…' diyerek önce sataşmaya daha sonra saldırmaya başlıyorlar. ‘Ne geldiyse bundan geldi' diyerek başörtüsünü çekiyorlar, genç anneyi tekmeleye başlıyorlar. Bu sırada grubun içinden bazı erkekler de vurmaya başlıyor. Olay yerindeki bir adam müdahale edip, genç anneyi kurtarmaya çalışıyor. Onu da dövüyorlar. Bebek arabasını parçalıyorlar, genç anneyi tekmeliyorlar."
Kaynak: Star gazetesi - Radikal -
-1
türkiyede böyle insanlar olduğundan utanıyorum
Bir anda ‘Bakın Tayyip'in ... burada gelin onu... ' diyen sesler duydum ve arkama baktığımda 25-30 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim kadınların bana karşı öfkeli bakışlarını görünce benden bahsettiklerini anladım.
Ne olduğunu anlayamadığım bir anda üzerleri çıplak, elleri deri eldivenli, başlarında tuhaf bantlı 70-100 kadar adamın ortasında kaldım.
Bebek arabam elimden gitti.
Bir kadın "Ne geldiyse bu ülkenin başına bunların başörtüsü üzerinden geldi vurun şuna" deyince, bir adam arkamdan tekme tokat vurmaya başladı.
Sonra bağırmaya başladılar. Devrim yaptıklarını, ihtilal yaptıklarını, ülkeyi bize teslim etmeyeceklerini, Erdoğan'ı asacaklarını, Erdoğan'ı da hepimizi de tek tek ...
Bir taraftan "Bu üllkenin gerçek sahibi biziz anladınız mı ulan" diye bağırıyorlar, bir taraftan tekmeliyorlardı.
‘Kutsal başörtüymüş, görün bakalım kutsalı size neler yapacağız' diyerek aklınızın bile almayacağı şekilde küfrettiler, vurdular, vurdular... ‘Asacağız Erdoğan'ı anladın mı' diye bağırdılar.
Hangi birini söyleyeyim nasıl anlatayım yaptıkları küfürleri. Bir amcaydı sanırım müdahale etmeye çalıştı onu da öldüresiye dövdüler kızıyla birlikte.
Sonra uzaklaştılar. inönü stadına doğru uzaklaştılar. O sırada tamamen kendimi kaybettim. Ondan sonra ne olduğunu hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde üzerim idrar kokuyordu. Yerimden kalktım bebeğimi bulmaya çalıştım.
Artık haber dinleyemiyor
Bu genç gelin istanbul Bahçelievler ilçe Belediye Başkanının gelini Z.D.
Hiç oraya buraya olayı çekmeye çalışmayın. Bu vahşeti yapanlar, o genç anneye bir siyasetçinin gelini olduğu için yapmadılar.
Olay yargıya intikal etti.
Valiliğin emniyetin elinde mobese kayıtları mevcut. Her saat başı yıkanma ihtiyacı hissediyor. Dışarıya çıkamıyor. Altı aylık bebeği sütten kesildi. Televizyonlara bakamıyor. Gezi Parkı eylemleri deyince panik atak geçiriyor. Yaşanan vahşet sadece bu olsa birkaç marjinal ortalığı provoke ediyor der geçeriz.
Ama öyle değil.
Bugün Gazetesi'nden Zeynep Ceylan'ın başörtülü ablasına metroda ‘Ben senin gibi böceklerle savaşmaktan geliyorum' diyerek tekme tokat saldırıp küfredildi.
Bu olayda yargıya intikal etti.
Eski AK Parti Güngören ilçe başkanı Abdullah Başçı yine Gezi Parkı eylemlerine destek veren gruplar tarafından aynı sebep ve öfkeyle boğazından bıçaklandı.
Bu olay da yargıya intikal etti.
Halk dersini verecektir
Ve yargıya intikal etmeyen ‘Tayyip'i asacağız bu ülkeyi size bırakmayacağız' diyerek dövülen, küfredilen onlarca başörtülü kadın. Şimdi kalkıp bir kez daha Gezi Parkı eylemleri masum, burada başörtülü, başörtüsüz, dinlisi dinsizi her görüşten, inançtan insanlar buraya toplanıyor bizim bir tek amacımız özgürlüklerimiz desenize.
AK Parti niye miting yapıyor diyenler, ortamın gerilmemesi için AK Part miting yapmasın diye vıdı vıdı edenler... AK Parti tam da bu sebeplerden dolayı o mitingleri yapmalı.
O mitingleri yapmalı ki ‘Tayyip'i devireceğiz bu ülkeyi geri teslim alıyoruz' diyen it kopuk gerçekte ne olduğunu anlayıp hezeyanlarından vazgeçsinler. Darbe hezeyanlarına tutulmuş çapulcular, sizi bırakın CNN'i interneyşınılı gelse kurtaramaz.
Menderes'i ASTINIZ, Özal'ı ZEHiRLEDiNiZ ama Erdoğan'ı YEDiRMEYECEK bu halk size... -
-1
türkiyede böyle insanlar olduğundan utanıyorum
Başbakan Erdoğan'ın 'Yerlerde sürüklediler' dediği anne Z.D, o dehşet anlarını anlattı: "Bir taraftan ‘Bu üllkenin gerçek sahibi biziz, anladınız mı ulan' diye bağırıyorlar, bir taraftan tekmeliyorlardı...
Başbakan Erdoğan AK Parti grup toplantısında ‘Çok önemli bir yakınımın gelinini yerlerde sürüklediler' dediği anne Z.D. Star gazetesinden Elif Çakır'a konuştu. işte Z.D'nin yaşadığı o dehşet anları:
"Tam bir haftadır kalbimin üzerinde bir ağrıyla yaşıyorum ve her geçen gün o ağrının şiddetiyle yüreğim biraz daha sıkıştığını hissediyorum.
Günlerdir olur olmaz yerde kusuyorum. Kusuyorum, kusuyorum, kusuyorum ama bir türlü içimdeki o lanet olası şey çıkmıyor.
En olmadık yerlerde ağlamaya başlıyorum ‘niye ağlıyorsun? dedikleri anda boğazıma kocaman bir yumru gelip tıkandığını hissediyorum.
Günlerdir elimde tuttuğum bir fotoğraf karesiyle izliyorum, televizyonlardaki Gezi Parkı eylemcilerinin ‘masumiyetini' anlatan haberlerini.
Esprili çocuklarmış!
Çevre duyarlılığıymış!
Yaşam tarzına müdahaleymiş!
Erdoğan diktatörmüş! AK Parti demokrasi konusunda samimi değilmiş!
Elimde 25 yaşında bakmaya kıyamayacağınız kadar masum, gencecik bir anne ve altı aylık bebeğinin fotoğrafıyla izliyorum olan biteni.
Ve geceleri bir albasması gibi çöküyor üzerime, bağırıyorum bağırıyorum ama kimsecikler duymuyor, sonra sesimin çıkmadığını çıkamadığını fark ediyorum.
Yüreğimdeki o sıkışmışlık hissiyle, çaresizlik hissiyle günlerdir elimdeki o fotoğraf karesini o annenin ve bebeğinin yaşadıklarını herkesin hepinizin gözünün içine sokup ‘Bu mu masumluğunuz? diyerek avazım çıktığı kadar bağırmak istedim... Ama sustum. Hepimiz sustuk. Ben ve olayı bilen bütün arkadaşlarımız tek kelime etmeden sustuk.
Soru sormaya utandım
‘Efsane' demiştik ‘Provoke amaçlı uydurma haber' demiştik ‘Özür dileriz' diyeninden...
Gezi'si de batsın Topçu Kışlası da, böyle bir gözü dönmüşlüğü artık savunmamız mümkün değil diyeninden Gezi Parkı masumiyetini yitirmiştir diyenine...
O gencecik anne ve altı aylık bebeğiyle savcılığa suç duyurusunda bulundukları günün akşamında buluştum.
O kadar zarif bir o kadar naif gencecik bir anne henüz 25 yaşında.
Ve yanında bebek arabasının içerisinde mini minnacık altı aylık bir kız bebeği. Minicik ayakları ve kolları, gözü dönmüş caniler tarafından tırmalanmış o minicik sabi, o kadar sevimli o kadar pozitif ki bebek arabasının içerisinde ağzında emziğiyle sürekli gülümsüyor.
Ben hiç araya girmedim. Hiç soru sormadım. Hem soru sormaya utandım. Hem de eğer sorarsam anlatmaktan vazgeçer diye korktum.
Çünkü kayınpederi, yaşadıklarının kendisi adına utanç verici bir şey olmadığını, bunun kendisine özel bir durum olmadığı konusunda ikna etmeye çalıştığını biliyordum.
Ve iki gün boyunca haber bekledim ‘ne kadarını anlatırsa o kadarını dinleyeceğim' diye... O anlattıkça benim gözlerim büyüdü. O vahşeti gözümde canlandıramadım bile...
Sarsıldım.
Başörtüsü haa... Vurun şuna...
Genç anne ‘biliyor musunuz bebeğime bile acımadılar' diyor utanç içerisinde yüzüme bakmadan.
Gözlerini bir yere sabitledi hiç ama hiç yüzüme bakmadan, kısık bir sesle, sanki çok gizli bir şey anlatıyormuş tedirginliğinde anlatmaya başladı.
"Ağaçlar kesilmesin Taksim'e AVM yapılmasın diyerek bir grup duyarlı insanların Gezi Parkı'nda eylem yaptıklarını biliyordum. Arkadaşlarımla birlikte Cumartesi günü Adalar'a gitmeyi planlamıştık. Gittik. Ve Adalar'da olduğumuz için gün içerisindeki gelişmelerden haberim olmadı. Telefonumda şarjım bitmek üzereydi, eşimi aradım ve geleceğim saati söyledim kendisine. Tam tahmin ettiğim gibi vapurdayken şarjım bitmiş. iskelenin oradan bir telefonla eşimi arayıp geldiğimi haber verdim o da yolda olduğunu söyleyip iskelenin karşısına geçmemi söyledi.
O esnada Kabataş'taki kalabalığı fark ettim. Gezi Parkı eylemcilerine destek eylemi olduğunu düşündüm.
Elimde bebek arabası yolun karşısına geçtim.
Ve beklemeye başladım. - daha çok