merhaba ben birol.

Aileden biraz zenginizdir beyler. Dedem zamanında kazanmış, babam işleri devam ettiriyor ama amcam tam bir yiyici. Sürekli gezer tozar para yer. Kendi başına yapsa tamam da yanında beni sürüklemesi yok mu..

Geçen yaz tatile gidelim diye tutturdu. 'Amca ben gelmek istemiyorum' dedikce, ' olsun yiyenim karı kız düşürürük' diyerek kahkaha atıyor tipini sevdiğim. Kaç yaşında adamsın evlen çoluk çocuğa karış. Adamın aklı sürekli turistlerde. Geçen gün google geçmişine baktım aynen şunu yazmış ' en çok turist nereye gelir'.

Neyse kıramadım yer ayırttık Antalya civarında bir otelden. Gittik yerleştik bunla. ilk kurduğu cümle 'yiğenim iki oda mı ayırtsaydık, malum turist dolu etraf gece kimle gelceğim belli olmaz niğaahah' cevap vermeden hafif tebessümle geçiştirdim. Öğlen saatlerinde geldik otele yerleştik biraz uyudum ben. Akşam oldu şarkı sesine uyandım. 'kim bu gözlerindeki yabancıııı yaralar benii yüreğimdenn' amcam banyoda hem saçına jole sürüyor hemde bağıra bağıra şarkı söylüyordu. Kalktım yanına gittim. 'oo yiyenim hadi avlanmaya çıkıyoz' dedi yine o gülüşünü patlattı. Neyse indik aşağı yemek felan yedik, sahilde yürüyoruz. gördüğü kız grubunun yanına gidip hello hayyy diyip beni öne itiyor 'sor bakım nasılsınız de bakim' diyerek kafa sallıyor. Haliyle dönüp bakan olmaz tabi. 'amca sen dolan ben gezicem biraz geç gelirim' dedim, cevaba bak 'yiyenim gelmeden arada belki müsayit olmaz oda niğaahaha' tamam dedim döndüm gittim. dolanıyorum kendi halime, baktım bir cafede maç var. dedim girip izliyim bari. girdim birşeyler söyleyip maçı izlemeye başladım. Maçın sonlarına doğru telefon çaldı. ' aloo yiyenim nerdesin ben havaalanına gidiyorum atla bi taksine gel çabuk'. dedim amca noldu. 'sen gel anlatıcam koş lan' kalktım hemen atladım taksiye havaalanına gittim baktım bilet işleriyle uğraşıyor. dedim amca noldu? ' ya yiyenim sen gittikten sonra bir mekana girdim. baktım pub da biri oturuyor gittim yanına, romantiklik yapım dedim içtiklerini ben ısmarladım. karıyla sohbete başladık. çok cömertsin felan dedi. istersen otele gidelim sana daha neler ısmarlarım dedim. olur dedi. kalktık. elimi beline attım karının tam çıkarken izbandut gibi bi adam geldi. karı hii diiyip kaçtı yanımdan adam üstüme atladı kocasımıymış çakıcısımıymış neymiş, millet araya girdi zor kaçtım. şimdi beni arıyolardır hemen gidelim'

içimden keşke adamdan sağlam bir dayak yeseydinde aklın başına gelseydi diye geçirirken biletleri aldık havaalanında koltukların arasına girecek neredeyse korkudan. uçak saati gelince döndük.

hayatımdaki en iğrenç tatilimdi. siz siz olun tatile gitmeyin.

Artık gitmek istemiyorum beyler inanın. Saçı sakalı uzattım sırf berbere gitmemek için. Başka berbere de gidemiyorum çünkü evimiz fuat abinin dükkanına çok yakın ve görünce gönül koyuyor.

Bu olay sadece benim başıma mı geliyor bilmiyorum ama bizim mahallenin berberi fuat abi. dükkanın adı da fuat. insan kendi ismini koyar mı be. neyse öncelerde pek önemsemiyordum artık ben mi anlamıyordum o mu belli etmiyordu bilmiyorum ama fuat abiye birşeyler oldu. traş olurken sürekli esniyor belini geriye doğru yaslıyor ister istemez ön tarafı hooop benim kola değiyor. birde sağa sola döndürüyor belini yani anlayacağınız alt takımı benim kolda bir sağa bir sola. abi hayırdır neyin var diyince belim ağrıyor biraz ya çok ayakta durdum bugün gibisinden yanıtlar verip geçiştiriyor. Genelde başka müşteri olmadığı zamanlar sık sık tekrarlıyor bunu. geçenlerde yeni bir teknik geliştirdiğini ve sol tarafımda dururken sağ tarafımı traş edebileceğini söyledi. anlayamamıştım önce. sol tarafımda durdu üzerime öyle bir abandı ki sözde sağ tarafı traş ediyor. hele ki traştan sonra saçını yıkıyım benden demesi haliyle itiraz edilemez bir hal alıyor. musluğa doğru eğilince kafama şampuanı basıyor gözlerim kapalı.. çok korkuyorum beyler. anlamıyorum sanıyor ama gidip konuşucam olmaz böyle.

Mahalleden vedat abi yeni bir züccaciyeci dükkanı açtı. Eski dükkanında arada sırada yanına gidip takılır muhabbet ederim.

Yine geçen gün yeni dükkanının önünden geçerken bi uğradım. Bana 'birol az bir yere kadar gidip gelicem dükkana göz kulak oluver' dedi. tabiki abi dedim tezgahın arkasına geçtim telefondan maç sonuçlarına bakıyorum.

Dükkan daha yeni, mallar geliyor sürekli ve etiketleri daha yapıştırılmadı. 2 tane gençten eleman geldi. Belli yani hallerinden tikiler. 'biz termos bardak arıyoruz ama düzgün bişiy olcak pek umudumuz yok ama bi bakalım dedik var mı?' diye sordu birisi. Tezgahın hemen sol tarafındaki raflarda gördüm 'var ama dükkan daha yeni fiyat etiketleri belli değil' dedim. hemen atladı eleman ' yaa ne kadar olcak en fazla ver sen fazlasını öderim ben' böyle bir alaycı bakış küçümseme hareketleri felan. yanındakine bakıp birde tıslaması yok mu? benim devreler attı ama dükkan yeni sorun olmasın diye sustum. Çıkardı cebinden kredi kartını iki parmadığının arkasına sıkıştırdı yüzüme bakmadan bana uzatarak ' çek şurdan' kelimeleri çıktı ağzından. 'öyle mi' dedim içimden. Aldım kartı taktım post makinasına girdim 200 TL fiyat. Uzattım elemana gördü tabi orada 200 ü. Suratı değişti, 'bir bardak 200 tl mi ya' diyebildi. Bende 'siz iyisinden arıyorsunuz, bu en iyisi' dedim. Yanındaki arkadaşına mahçup olmamak için girdi şifreyi verdim fişini yolladım elemanları. Az önceki gazı ter olarak sıvılaştı.

Çoğunuz gibi bende leyla ile mecnun seven biriyim. Bilirsiniz mecnunun telefon sesini, ferdi tayfurdan. Benimde hoşuma gitti kendi telefonuma zil sesi yapayım dedim. Hem nostaljik hem eğlenceli.

Benimde bir montum var iç cebi delinmiş, nerden bileyim. Kütüphaneye gittim telefonu montun iç cebine attım. Montu çıkardım sandalyenin arkasına astım başladım ders çalışmaya.

Birden başladı. Hadi gel köyümüze geri dönelim fadimenin düğününde halay çekelim. Melodi nasıl yankılana yankılana çalıyor. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Telefonu sessize almayı unutmuşum. Elimi monta nasıl daldırdım bilmiyorum. Arıyorum arıyorum yok. Bir yandan da saklanmaya çalışıyorum sanki kimse görmeyecek gibi. Telefon montun dışından elime geliyor ama bulamıyorum. iç astara kaçmış. Kalında mont, dışından kapanacak gibi değil telefon. Bu uğraşlarım yaklaşık 15 saniye civarında sürdü. Baktım olmuyor hemen kitabımı çantamı alıp çıkışa doğru yöneldim. Montu orada bıraktım. Elime alıp halay eşliğinde tüm kütüphaneyi dolaşamazdım. Ben çıkarken kütüphane görevlisi masaya doğru gidiyordu. Şimdi montu gidip geri istemek için ne desem diye düşünüyorum. Mimlendi bir kere.

Hani olur ya birşeyler okurken birinin sorusuna okuduğunuz kelime cevap olarak ağzınızdan çıkıverir.

Lgbti hareketleri zamanı otobüste gazete okuyordum. Taksimdeki eylemlerden bahseden bir haber..

Tam 'Taksimde bulunan lezbiyenler.. diye okurken
-Pardon söğütlüçeşmeden geçiyor mu diye bir ses belirdi kafamda.. ah o kelime dilimin ucuna nereden geldi. Neden soru tam o kelimeyi okurken geldi. 'Gayler' kelimesi fırladı ağzımdan. Sonra ne kadar he hö nasıl diye toparlamaya çalışsamda o bakışlar.. adam buz kesti döndü arkasını. Bende mecbur gideceğim son durağa kadar gittim. Hava buz gibi inemezdim napim

Adım 1ol. Dayak yemekten o kadar korkuyorumki yolda birileriyle göz göze gelip ne bakıyorsun demesinler diye hep başım önde yürürüm. Semtte beni kimse tanımaz. Aslında bulunduğum muhitten çok fazla çıkmam ama arada sırada minibüste utancımdan inecek var diyemediğimden birinin inmesini bekler onlarla evimden uzaklarda iner tekrar eve dönmeyi denerim. Yine bir gün eve dönerken minibüs şoförünün yolda bir taksiyle yol verme yüzünden ağız dalaşına girmesine denk geldim. Minibüs şoförüde izbandud gibi. Mevzu fazla uzamadı ama adam kendi kendine söyleniyor. Evin oraya geldim. Aklımdan ne desem diye geçiriyorum. inecek var desem çok sert olur adam belki döverek indirir. Müsait bir yerde desem taksiciye söylenirken dönüp bana bağırabilir. Abi şu köşede ineyim desem diye düşünürken evin orayı geçtik. Bekliyorum artık biri insinde bende ineyim diye. Bir amca evladım ineyim müsait biryerde dedi. Fırsat bu fırsat atladım aşağı bende. Neyse eve doğru 15 dakikalık mesafe var. Yürüyorum iki tane genç yanaştı yanıma. Elimi cebime zütürdüm. Yanlış anlamayın paralarımı çıkarmaya hazırlanıyorum isterlerse ne var ne yok vericem. Yanıma geldiler şu adrese nasıl gideriz diye sordular. O anın şaşkınlığıyla onları bilmediğim bir yeri tarif ettim. Birden ağzımdan çıkıverdi. Sağol diyip gidince arkama bakmadan kaçmaya başladım. Yanlış yere geldiklerini öğrenip umarım beni dövmek için aramıyorlardır. Bir müddet evden çıkmayı düşünmüyorum.