1. 1.
    0
    yaklaşımın yanlış. "onlara göre duvar, durmadan düşünen, bu nedenle bir şey yapmayan bizler için olduğu gibi bir engel ya da ciddiliğine inanmadığımız halde dört elle sarıldığımız bir bahane değildir. hayır, hayır, onlar bütün içtenlikleriyle dururlar. duvar, onlar için yatıştırıcı, doğru ve kesin bir karara vardırıcı, hatta belki de gizemli bir anlam taşır... " sanki senin duvarına indirgemiştir yazar büyük bir kehanetle yaşadıklarını.. hayır. sadece bir yanılgı onunkisi, sadece kendisinin yaşamadığı çok çok zaman sonra türkiye-istanbul da bir mahallede bir çocuğun beynindeki gri hücrelerde, ışık hızıyla geçen o asosyal fakat soylu düşüncelerin rus mahallesinde bir anlatımı. gel de bu adamın cennete gitmeyecegini düşün ha? duvarlarında en azından yaşıyordur cennet dediği kavramı, kimbilir..

    "..hazzın kimi inceliklerini kavrayamayan, sinirleri sağlam insanlardan söz edeyim biraz da. bu baylar, gerçi sırası gelince öküz gibi böğürüp bununla belki de büyük bir onur kazanırlar, ama demin de söyledim ya, bir zorlukla karşılaşınca siniverirler. zorluk onlarca taş duvar demektir.." düşmüşlüğün verdiği etkiyle bir yerlere saldırmaksa onun görevi, tamamiyle başarmıştır diyebilir miyiz? kanımca evettir. ayrıca insanın kime omuz attığı da sorgulanmaz pek.

    "..aman tanrım, herhangi bir sebepten ötürü doğa yasalarıyla iki kere ikinin dört ettiği hoşuma gitmiyorsa, bana ne bu yasalardan, bana ne aritmetikten? duvarı delmeye gücüm yetmiyorsa, "ille deleceğim" diye yırtınmam elbette; ama önümde yıkmaya gücümün yetmediği bir taş duvar bulunmasına da razı olamam.." ben yokken, varolan birşeyle mücadeleye ozancasına başlamak da neymiş? aritmetiğin bellediği bir sistemde bir figuran olarak yeteri kadar asosyal olmuşuzdur.

    yazar bir yerde; "..değerli okurlar, bütün bunlar bezginlikten, bir iş yapmamanın beni boğacak hale gelmesindendir." diyerek itiraf edebilmektedir hepimizin bildiği gerçeği, ama bu biraz da gerçektir, her ne kadar doğruyu söylemek acı da olsa..

    anarşist düşüncelerle kavrulurken, hiç kimse adaleti ön plana almaz sanırım. "..insanın hak yerini bulsun diye öç aldığı söylenir. öyleyse ilk sebep de bulunmuştur: adalet. şu halde büyük bir huzur içinde, iyi ve doğru bir iş yapıldığına inanılarak, başarıyla, rahat rahat öç alınabilir. bense burada ne adalet, ne de erdem göremediğim için salt huysuzluğum yüzünden öç almak istediğimi bilirim.."
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster