1. 26.
    0
    Etrafta çok hortlak olmasından korkuyordum. Apartmanın kapısına varmıştım, kapısı zaten açıktı. Bu da hortlakların nasıl geldiğinin cevabıydı. Yavaşça kapıdan geçtim ve etrafa baktım. Öğlen saatleriydi ve güneş tepedeydi. Giderken yolu birkaç adım uzatan yolu tercih ettim. Alanı iyi görüyordu ve kısa yoldaki gibi hemen yanında hortlakların saklanabileceği bir yer yoktu. Gerçi saklanabilecek kadar okul olup olmadıklarını bilmiyordum ama böylesi daha güvenliydi. Her zaman cips almak için geçtiğim yolu şimdi yaşamak için geçmem gerekiyordu. Bu basitti, en fazla ne olabilirdi ki ? Sessiz bir biçimde koşmaya devam ederken sol elime yine elektrik tabancasını aldım. Çünkü tam yolumun üzerinde onlardan biri görünüyordu... Sağ tarafıma baktığımdaysa her gün bahçedeki banklarda oturan yaşlıların yerine 3 hortlak vardı. Ama oturmuyor besleniyorlardı, Eğer şanslıysam onlara yakalanmadan gidebilirdim. Yoldakini halletmesi kolaydı. Dikkatle baktığımda onun her gün gördüğüm ve nefret ettiğim apaçilerden olduğunu fark ettim. Bunu yapması zevkli bile olabilirdi. Hızlı ama sessiz adımlarla ilerledim ve arkasından şoku verdim, bu sefer beynine değildi ve bunu bilerek yapmıştım. Sersemlediği an kafasına bıçağın tersiyle vurdum. Yere yığıldı, bu kadar kolay mıydı ? Etlerinin çürümeye başlaması yumuşamasını da sağlıyordu ve ölmeleri daha kolay oluyordu. Hiç beklemeden yoluma devam ettim ve iş merkezinin kapısına vardım.
    ···
   tümünü göster