1. 101.
    -1
    adam erken boşalan pekekentler gibiydi. bıkkındı. daha fazla dayanamadı beni dövmeye.
    dövmek de bir erdemdir. makine gibi, seri bir şekilde yumruk atmak sanattır. yürek ister. bilen bilir. kaç kez yere yığarsınız da adamın anasını babasını düşünüp bırakırsınız. klagib anıdır. acıdım da vuramadım.

    ben dövülmek için para kazanırken o adam evladının halinden utancından hırsını bile çıkaramıyordu.
    hayatta erdem uğruna kazandıklarını, bir müsibet bu adamdan almıştı.

    kısık sesle konuştu. "evladım yumruk bile atamıyor" dedi...

    cevap verecek halim yoktu. gibimde değildi evladı. birden tekerlekli sandalyeyle evladı sokağın başından çıkageldi.
    arkasından da deri ceketli yeğenleri.

    ellerinde tespih vardı. tespih renginden delikanlılık ölçersiniz. bilen bilir. bunlarınki griydi.

    o halde işler kötüydü.

    üstüme doğru yürüyorlardı, down sendromlu çocuk hawking gibi gururla üzerime sürerken sandalyesini
    ağzıma bir tanesi malafatı dayamıştı bile. artık sakso çekiyor ve kıpırdayamıyordum. o sırada arkamı döndüğümde çocuğun beni gibtiğini gördüm. babası ise suratıma boşalıyordu şu an vücudumda gibilmedik delik kalmadı 5i birden beni gibiyorlar ve bu hikayeyi o ara sokaktan yazıyorum hadi şimdi gibtirin gidin.
    ···
   tümünü göster