1. 1.
    0
    - Eskiden sınav evrakının sınav merkezlerine gönderilmesi ve cevap kağıtlarının taşınması takip edilmiyordu.


    Artık sınav evrakını taşıyan araçlar GPS ile izleniyor; yolda 10 dakikadan fazla duran, aşırı hız yapan ve yolunu değiştiren araca anında müdahale ediliyor. Evrak saklama merkezleri kamera ile 24 saat izleniyor.


    - Eskiden sınav görevlendirmeleri, il ve ilçelerdeki sınav merkezi yöneticileri tarafından yapılıyordu. Torpil tartışmaları vardı.


    Artık, ‘Görevli işlemleri Sistemi’ ile 450 bine yakın görevli sisteme kaydedildi. Zorunlu yerel görevlendirmeler hariç, bütün görevlendirmeleri merkezden yapılıyor.


    - Eskiden sınavlar bittikten sonra, itiraz yoksa sınavla ilgili herhangi bir işlem yapılmıyordu.


    Artık her sınavdan sonra her türlü iddia ihbar kabul ediliyor, itiraz olsun olmasın analizler yapılıyor ve haksızlık olup olmadığı araştırılıyor. Haksızlık tespit edildiğinde sınav iptal ediliyor ya da tekrarlanıyor. 2012-Avukatlar için Adli Yargı Hakimlik Sınavı’nın tekrarlanması gibi.


    - ÖSYM adaylara sadece aldıkları puanı bildiriyor, adaylar cevaplarını, puanlarını kontrol edemiyordu.


    Bugün, sınav sonrası her adayın cevap kağıtları taranarak internet üzerinden erişime açılıyor. Adaylar cevaplarını kontrol edebiliyor, puanlarını doğrulayabiliyorlar.


    - Sınav kılavuzları engelli adaylara da basılı kağıt olarak veriliyordu.


    Artık bütün bilgiler, görme ve işitme engelli adaylar için internet sitesinden hem sesli hem de işaret dili ile sunuluyor.


    ‘Skandal’ manşetleri rating için atıldı



    “Biz, ÖSYM hakkındaki kötü algıyı ortadan kaldıracak ve adayların kafasındaki şüpheleri giderecek bir sistemi adım adım kuruyoruz. Bundan çıkarları bozulanlar, kopya şebekeleri, devlete, üniversitelere eleman sokmaya çalışan örgüt karalama ve linç kampanyası yürütüyor. Ben göreve geldiğimde 2011 genel seçimleri yaklaşıyordu ve ÖSYM’nin yaptığı sınavlara katılanlar ciddi bir oy kitlesi oluşturuyordu. Bu nedenle kampanyadan siyasetçiler de yararlanmak istedi.”


    Şifre’yi planladılar ama uygulayamadılar


    “ÖSYM’nin nereden nereye geldiği hakkında kitap yazılabilir. Çıkarları bozulanlar ‘şifre’ olayını planladılar. Kurum içerisindeki işbirlikçileri ile birlikte soruların hazırlandığı ‘kapalı dönem’ dediğimiz dönemde, yazılımdaki cevap seçeneklerini rastgele karıştırma modülünü devre dışı bıraktılar. Ancak yeni kurduğumuz güvenlik sistemi nedeniyle şifrede başarılı olamadılar. Hem ÖSYM hem de savcılık inceleme yaptı, herhangi bir kopya izine, haksız kazanıma rastlanmadı.”


    Hataların ankasında ihmal ve kasıt var


    “Çalışanlardan ya da matbaadan kaynaklı bazı hatalar bizi de şaşırttı. Her hatanın üzerine gittik. Bazıları teknik nedenlerden, bazıları ihmalden oluşmuş, bazıları ise kasıtlı yapılmıştı. Ancak hiçbir teknik hata bir daha tekrarlanmadı. Bu kez de bizi, adayları sınav sırasında tuvalete çıkarmamakla suçladılar. internette sonuç belgesini kendisinin değiştirdiği ortaya çıkan bir kişi için bile sorumlu tutuldum. Okul müdürü adayın diploma notunu sisteme girmedi, bizden hesap soruldu; bir kamu kurumu adayın resmini ÖSYM’ye yanlış gönderdi, sorumlusu biz olduk. ‘ÖSYM skandalı’ manşetleri rating için atıldı. Çünkü öğrenciler, memurlar, doktorlar, avukatlar aileleri ile birlikte milyonlarca kişilik bir kitleyi ilgilendiriyor.
    ‘Her Adaya Farklı Soru Kitapçığı’ uygulaması ile menfaatleri bozulan şebekeler yıpratma gayretine devam edecek, biz de onlara fırsat vermemeye, sınav adaletini korumaya devam edeceğiz.”


    ‘Skandal’ sınavlarda hata da var, kasıt da, bilinçli yalan da
    - 11-12 Aralık 2010 -TUS’da hatalı sorular: Önceki yönetim döneminde kopya nedeniyle KPSS iptal edilmiş, TUS soruları da savcılıktaki bilgisayarlarda kalmıştı. Bu nedenle iki ay gibi kısa bir zamanda yeni sorular hazırlandı, ancak 9’unda hata belirlendi. Tüm adayların bu soruları doğru yanıtladığı kabul edilerek sorun çözüldü. incelemede ihmal, özensizlik ve kasıt tespiti yapıldı. Soruları hazırlayan ekip değiştirildi.


    - 27 Mart 2011-YGS’de şifre iddiası: Bu sınav kopyayı ve cevap anahtarı ticaretini önleyen ‘Adaya Özgü Soru Kitapçığı’ ile yapılan ilk sınavdı. Kurum içinden ihmal ve kasıtlı işlemlerle oluşturulan ‘şifre olayı’ bu sistemi sabote etmeye yönelikti. Oysa sınav sonuçlarının analizi ve savcılık soruşturması hiç bir adaya haksız kazanç sağlanmadığını kanıtladı. Bu sınavda baskı hatası olan kitapçıkların verildiği adaylara eşdeğer sınav yapıldı, matbaaya da ceza kesildi.


    - 24 Nisan 2011-ALES’te hatalı soru kitapçığı: Teknik bir arıza sonucu ortaya çıkan bu durum nedeniyle matbaaya ve sorumlulara ceza kesildi; olaydan etkilenen adaylara eşdeğer sınav yapıldı.


    - 3 Temmuz 2011 - STS 2. Aşama’da eski soruların sorulması: Tıp Doktorluğu testinde soruların yüzde 75’i daha önce sorulan sorulardan oluşmuştu. Sınavın hazırlanmasında yetersizlik, ihmal ve kasıt tespiti yapıldı. ilgililer cezalandırıldı ve kurumla ilişikleri kesildi. Adaylara eşdeğer sınav yapıldı.


    - 6 Mayıs 2012 - Adli Yargı Sınavı: Sınavda bir güvenlik açığı olmamasına rağmen sonuçlarda açıklanamayan durumlar tespit edildi ve sınavın tekrarlanmasına karar verildi.


    - 16-17/23 24 Haziran 2012 - LYS’de hesap hatası iddiası: “ÖSYM’nin hesap hatası yaptığı ve 300 bin adayın tercih yapamayacağı” iddiası araştırıldı, tamamen asılsız olduğu ortaya çıktı.


    - 2012-LYS’de bir adayın ÖSYM’nin hatası yüzünden üniversiteye giremediği iddiası: Aday, sınav sonuç belgesini kendisinin tahrif ettiğini itiraf etti.


    - 7 Temmuz 2012 -KPSS’de soruların internete sızması: Sınav günübaşkası yerine sınava giren 38 kişi yakalandı. Ardından bazı adayların salondan çıkardığı soru sayfaları internette yayınlandı. Sonuçlar üzerinde yapılan incelemede hiçbir adayın bu sorular nedeniyle haksız puan almadığı belirlendi. Bu girişimin sınavı iptal ettirmeye yönelik olduğu değerlendirildi. ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunuldu.


    - 15 Temmuz 2012 - DGS’de ekgib soru basılması: Konunun teknik bir hata olduğu belirlendi, matbaa ve sorumlulara ceza kesildi. Tüm adayların ekgib sorulara doğru cevap verdikleri varsayıldı.






    Hafta sonu 2,8 milyon kişiyle rekor KPSS


    “2011’de 39 farklı sınav yaptık. Bu sınavlara 5 milyon 240 bin aday katıldı. Bu yıl, 29 Nisan’da ‘dünyada bir ilk’ olan Özürlü Memur Seçme Sınavı’nı yaptık.Her özür grubuna, her eğitim düzeyine göre sorular hazırlandı, salonlar onlara gore düzenlendi ve sınav başarıyla tamamlandı.22-23 Eylül’de de rekor katılımla KPSS sınavlarını yapacağız. 2 milyon 800 bin aday katılacak.”




    ‘Elektronik sınav’ hayali yakında gerçek olacak


    “ÖSYM, eskiden her işini bir şirket aracılığıyla yaptırıyordu. Ama artık sadece sınav evrakının basım ve dağıtımını şirket yapıyor. Diğer tüm işlemleri kendisi yapabilecek düzeye geldi. Örneğin, hayal bile edilmeyen ‘elektronik sınav’ için alt yapı çalışmalarını başlattık.”


    ÖSYM’yi ‘kopya skandalı’yla devraldı - Prof. Ali Demir, 2004´de ÖSYM´nin başına getirilen Prof. Ünal Yarımağan’ın 2010 KPSS’de kopya skandalı sonucu istifa etmesinden sonra göreve getirildi. ÖSYM’nin kurulduğu 1974 yılından beri kurumda görev yapan Yarımağan, YÖK eski Başkanı Prof. Erdoğan Teziç tarafından başkanlığa getirilmişti.

    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .

    .

    ,

    özet geç diyenler:

    star gazetesinden mustafa kartoğlu'nun yaptığı haberde beyan edilen ifadelerdir.

    kısaca özetlemek gerekirse başkan şurada;

    -ösym’deki bilişim teknolojisi 1980’lerin teknolojisiydi. yazılımlar cobol dilinde yazılmıştı ve her yazılımı bilen sadece bir kişi vardı.

    -gruplara aynı soru kitapçık türü ve aynı cevap anahtarı veriliyordu. bu nedenle sahte cevap anahtarları üretilip satılıyordu. yanındakinden kopya çeken aday onun cevap anahtarı kodunu yazarak aynı puanı alabiliyordu. sınav sonuçlarında beklenmedik bölgesel başarılar görülüyor, ancak kopya delili bulunamıyordu.

    -ösym’nin sanıldığı gibi bir soru bankası yoktu. sınavları her alandan sadece bir-iki kişi hazırlıyordu.

    -bilgi işlem sistemleri dışarıdan erişime açıktı ve girenler belirlenemiyordu.

    -ösym çalışanlarının çoğu eş veya akrabaydı. çalışanların çoğunun çocuklarının türkiye’nin en iyi üniversitelerinde, en iyi bölümlerde olması tartışma konusuydu. sınav sonuçlarına müdahale edildiği söylentileri çıkmıştı.

    diyor. bunları duyanlar (mesela ben) "vay be" demekten kendini alamıyor.

    ayrıca başkan son günlerdeki osym haberlerinin de yukarıdaki tezgahı bozulanlar tarafından yapıldığını söyleyerek ilginç bir iddia ortaya atıyor.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster