1. 26.
    0
    yazın ortasında bi gün babam eve çok sinirli geldi. ne oldu baba dedim deyin var.
    huur çocukları dedi. kim baba ?
    adam 1 trilyonluk mal istedi, atölyeleri kapattık malları yaptık şimdi vazgeçmiş dedi. o çalıştığı mağaza zincirindeki adam yapmış bunu.
    bu odasına gitti sinirli sinirli kapıyı kapattı sert bi şekilde, telefonu çaldı açtı telefonu açar açmaz : ya siz ne karaktersiz ne pislik adamlarsınız ya dedi,
    konuştugu adam: bi daha mal yapma o zaman dedi sanırım,
    yapanı gibeyim dedi kapattı telefonu. telefonu duvara fırlattı. adamlar ertesi gün bütün mağazalardaki malları toplamış iade yapmışlar. yaklaşık 2.5-3 trilyon açık vardı. bankadan kredi çekti toparlamak için. ondan sonra hiç bi işi rastgitmedi.
    evi ipotek etti, arabalar gitti herşey gitti. 15 gün içinde ipotek evimiz ve ablamın micrası dışında bir gib kalmadı. yazlığı falan hep sattı. herşeyin gitmesine rağmen 1 trilyon borç vardı bankada.
    ilk defa böyle hissediyodum amk mahvolmuştum.
    direk aradım emeli görüşmemiz lazım dedim. görüştük bi cafede anlattım olayı.
    elimi tuttu üzülme ben yanındayım dedi.
    bütün üzüntümü almıştı.
    emel olsun yeter diyodum amk. bu kız yanımda olduğu sürece ben herşeyi başarırım diyodum. tek tutundugum dal oydu.
    bu konuşmadan 10 gün sonra doğumgünü vardı bunun. benim param vardı biraz. olan paramla gittim buna burberry den çok güzel bi ayakkabı aldım.
    doğumgünü olduğu gün bu danışmanlık ofisindeydi. yani birebir ders verilen ofis. eğitim ofisi.
    ben kurstayım aşkım doğumgününü akşam kutlicam dedim buna supriz olsun diye.

    aldım hediyemi gittim danışmanlık ofisine. açtı kapıyı bunun bi arkadaşı. adı merve kızın. sessizce girdim içeri.
    merve, emel nerde?
    oooooo çıktı o.
    gelicekmi peki?
    1 saat sonra gelir sen 1 saat sonra falan gel.
    dur ben hediyesini bırakayım, gelince söylersin.
    ···
   tümünü göster